Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet’in pek
çok özelliğini, Atatürk devrimleri sürecindeki
işlevini çok önceki yazılarımda vurgulamıştım.
Bu kez okur açısından bir başka yönünü
aktarmak istiyorum.
Cumhuriyet’in kurucusu Yunus Nadi, 7
Mayıs 1924’ten bir süre önce İstanbullulara bir
anket formu dağıtıyor. Formun giriş bölümü
aynen şöyle:
“Efendim,
Yakında sabahları yayımlanacak Cumhuriyet
gazetesi şimdiye kadar Türkiye’de çıkmış
gazetelerin en güzeli, en mükemmeli olmak
emelindedir. Bu emelini temin için
okuyucularının arzu ve ihtiyaçlarını tatmin
edebilmek mecburiyetinde bulunduğuna
kaniyiz. Okuyucuların bugünkü gazeteler
tarafından tatmin edilmemiş birçok ihtiyaçları
olduğuna emin olduğumuz için, bu arzu ve
ihtiyaçlarının fikir ve hissiyatına makes olmak
isteyen Cumhuriyet’in bu olgunluğa ulaşmasına
siz de aşağıdaki sorulara cevap vermek
suretiyle yardım edebilirsiniz. Bu sebeple
aşağıda yer alan sual cevaplarını doldurup bir
an evvel idarehanemize göndermekliğinizi rica
eder ve bu vesile ile saygılarımızı tekrarlarız
efendim.”
Ankette okuyucunun halen okuduğu
gazeteler, ilgi alanları, yeni gazetede görmek
istediği yazarlar konu ediliyor.
Basın tarihimize göre bu anket, Türkiye’deki
ilk okuyucu anketi.
Yunus Nadi, sadece Cumhuriyet ideallerinin
aktarıcısı değil, halkın nabzını da iyi tutan bir
gazete hedefliyor.
Yazı aramızda ben de Cumhuriyet okuruna
elimden geldiğince sevgi, saygı duydum.
Bağımı eksik etmedim. Dirseğimi biraz geriye
attığımda hep ona değdim.
Silivri duruşmalarında ise Cumhuriyet
okurunu bir başka tanıdım. Özellikle pazartesi
ve cuma günleri ihmal etmiyorlar. 4 - 5 metre
uzaktan da olsa selamlaşıyoruz. Yüksek sesle
konuşarak anlaşıyoruz. Ee sesi yükseltmek
gerek!
Meslek yaşamımda şunu ilke edinmiştim:
Gazetecinin kendisi haber konusu olmamalı.
Yazdıkları, aktardıkları öne çıkmalı.
Yaşamın cilvesine bakın ki, kader önüme
beni koydu!
Annemin sık kullandığı sözlerden biri şudur:
“Boğaz dokuz boğum, dokuz yutkun, bir
konuş.”
Kendimle ilgili tüm yazdıklarımı bu duyguyla
kaleme alıyorum. Kendimi gereğinden fazla öne
çıkardığımı düşünen okur varsa, ondan özür
diliyorum. Ancak içinde bulunduğum koşulların
sadece Balbay’ın sorunu olmadığını
düşünüyorum. Bana bu cesareti en çok veren,
Silivri’ye gelen, mektup yazan okurlar oluyor.
Hele Silivri duruşmalarında elden mektup
yollayan okurların yazdıkları... Onların
birçoğunun tanığı Sevgili Meriç Velidedeoğlu,
“Balbay dilerim onları saklıyordur” diyor...
Onların her satırı içimdeki damarların uzantısı!
Gazetemizdeki durumum kamuoyuna
yansıyınca soluğu yanımda alan okurlara ilk
söylediğim şu oldu:
“Cumhuriyet’e zarar verecek hiçbir şey
yapmayın.”
Cumhuriyet’i Yunus Nadi kurdu, Nadir Nadi
kurumlaştırdı, İlhan Selçuk 21. yüzyıla taşıdı.
Türkiye gibi çalkantılarla dolu bir ülkede, fikir
gazetesi için çok zorlu bir süreç...
Şimdi Cumhuriyet’i geçen yüzyılda olduğu
gibi Türkiye’nin en etkili, en güçlü gazetesi
olarak büyütme zamanı.
Okurlar, çalışanlar olarak hepimizin toplam
gücü Cumhuriyet kadar. Hiçbirimiz hepimiz
kadar güçlü değiliz.
Beni en çok yaralayan Uğur Mumcu’ları,
Ahmet Taner Kışlalı’ları teröre kurban vermiş
Cumhuriyet’in bir terör merkezi, onun
temsilcilerinden biri olan Balbay’ın terörist
iddiasıyla yargılanmasıdır.
Ben Silivri’de kendimi Cumhuriyet okurlarının
toplamı kadar güçlü hissediyorum.
Ne kadar çoksak...
O kadar güçlüyüz...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
başlatan ta kendisi!
Üstelik rahle-i tedrisinden geçerek bugünleri
gören RTE; Necmettin Erbakan’ın dinci bir
iktidarın “kanlı mı olacak kansız mı?” olacağı
sorusunu kansız diye yanıtlayan bugünkü
uygulamaların mimarı.
WSJ’nin yazısına kızacağı yerde memnun
olmuştur.
Neden memnun olmasın? Türkiye’yi laikler
laiklik karşıtları, AKP’liler AKP’den olmayanlar,
Kürtlerle Türkler, Sünniler Aleviler diye zaten
böldü. İnsanları birbirine kuşku ile bakar,
birbirinden korkar hale getirmedi mi?
Son aşamaya girdi. Anayasa değişikliği ile
devletin son bağımsız kalesi yargıyı da ele
geçiriyor.
Türkiye’yi Recebistan Cumhuriyetine
dönüştürecek altyapı -belki bir iki eksiği ile-
tamamlanmış olacak.
Bu ülkeye çok yararlı tek rejimdir diye
başkanlık sistemini de yutturdu mu?
Köşk’e maaile, torunlar, damatlarla taşınır,
Başkan RTE diye artık tutabilirsen tut
beyefendiyi.
Hâlâ yazılıp söyleniyor. Yok zimmetten
şüpheliymiş, yok sahtecilikten sanıkmış,
kalpazan diye suçlanıyormuş, yolsuzluk, ihaleye
fesat karıştırmak, haksız kazanç vs… Bugün
dokunulmazlık zırhıyla suçlamalardan yargıya
giderek aklanmıyor.
Efendisini savunanlarsa “Birçok kişi RTE ile
aynı suçlardan yargılandı. Ama beraat ettiler.
Başbakan da temize çıkmış demektir” diyorlar.
Ne RTE ne efendilerini savunanlar
“Başkalarının beraatı bizi ilgilendirmez”
diyemiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu Meclis’te; “Başbakan’ın
mal varlığı Ankara Adliyesi’nde görülmemiştir.
Yargıtay’a götürülmemiştir. Götürmeyen savcıyı
da Adalet Bakanlığı Müsteşarı yaptınız. Mal
varlığını oğlunun düğününe kilolarla gelen altınla
açıklıyor” içeriğinde bir konuşma yapıyor.
CHP Milletvekili Akif Ekici de beyefendinin
mal varlığıyla ilgili saptamaları tutanaklara
geçiriyor: “İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday
olduğunda bir ev, bir kooperatif hissesi, bir arsa
ve bir şirketin yüzde 25 hissesine sahip olan RTE;
8 yılda 2 milyar doların üzerindeki servetiyle
dünya zenginleri arasına girdi.”
Ne Kılıçdaroğlu’na ne de Ekici’ye doyurucu
yanıt yok mu?
Var: -RTE’nin avukatlığını yapmış- Devlet
Bakanı Hayati Yazıcı’ya göre.
Başbakan şeffaf mı şeffaf! Gizliliği, gizlenecek
varlığı yokmuş!
Öyle şeffaf ki içini görmek olanaksız.
AKP’nin parti marşı; Tevfik Fikret’in ünlü
şiirinden esinlenmiş: “Yiyin efendiler yiyin bu
han-ı iştiha sizin!”
Bu nedenle yolsuzluk, ihaleye fesat
karıştırmak, yakınlarına menfaat sağlamak falan
filan… Bunlar AKP büyüklerini fazla ırgalamaz.
“Yiyin efendiler yiyin…” nasıl yerseniz yiyin!
Şimdi de hem dinci hem muhafazakâr hem
de… solcu oluverdiler.
Kimleri alkışlıyor AKP Grubu:
Nâzım Hikmet’i… Aziz Nesin’i, Ahmet
Kaya’yı..
Aziz Ağabey’in oğlu Ahmet Nesin diyor ki:
“Çoğunun evinde (acaba RTE’nin kitaplığında var
mı?) Aziz Nesin ve Nâzım Hikmet’in kitapları,
Ahmet Kaya’nın CD’si yoktur.”
Ama beyefendileri sağındaki solundaki
camlardan Nâzım’dan şiir, Aziz’den bir yazı, Kürt
açılımı deyince Ahmet Kaya’dan bir şarkı
mırıldandı mı?.. AKP’li için kitaplarını okumamış,
şarkılarını dinlememiş olup olmamaları fark
etmez!
Alkışlarlar! Kimi? Nâzım’ı, Aziz Nesin’i, Ahmet
Kaya’yı değil. RTE’yi!
Neden? Zira alkış yalakalığın bir başka türüdür.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 7 MAYIS 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Mayıs
Oslo B 13
Helsinki Y 10
Stockholm B 13
Londra B 13
AmsterdamY 12
Brüksel Y 12
Paris B 14
Bonn Y 17
Münih Y 16
Berlin Y 13
Budapeşte B 23
Madrid Y 19
Viyana Y 20
Belgrad Y 22
Sofya Y 22
Roma Y 21
Atina B 25
Zürih Y 11
Moskova B 22
Aşkabat Y 19
Taşkent PB 28
Bakû PB 11
Bişkek PB 27
Tiflis B 19
Kahire B 36
Şam A 34
İstanbul B 24
Edirne B 28
Kocaeli B 27
Çanakkale B 21
İzmir B 26
Manisa B 29
Denizli B 31
Zonguldak B 20
Sinop B 18
Samsun PB 23
Trabzon PB 19
Giresun PB 21
Ankara PB 28
Eskişehir PB 27
Konya PB 28
Sıvas Y 24
Antalya B 27
Adana PB 27
Mersin PB 25
Diyarbakır Y 24
Şanlıurfa PB 30
Mardin Y 23
Siirt Y 21
Hakkâri Y 15
Van Y 15
Kars Y 14
Yurdun doğu ke-
simleri parçalı çok
bulutlu, Doğu Ana-
dolu, Güneydoğu
Anadolu’nun doğu-
su ile Kahramanma-
raş, Sıvas, Kayseri,
Niğde, Artvin, Gü-
müşhane ve Bay-
burt çevreleri sağa-
nak ve gökgürültülü
sağanak, diğer yer-
ler az bulutlu geçe-
cek. Hava sıcaklığı
kuzey, iç ve doğu
bölgelerde 2 ila 4
derece artacak.
Karakollara
uzaktan
kumandalı silah
SERTAÇ EŞ
ANKARA - Tunce-
li’deki terör saldõrõsõyla
yeniden gündeme gelen
yüksek güvenlikli jandar-
ma karakollarõ, bilinen as-
keri yaklaşõmla “hâkim
noktalara” kuruluyor.
Karakollara yerleştirile-
cek silah sistemleri, sis da-
hil her hava koşulunda,
gece ve gündüz uzaktan
kumandalõ olarak 1500
metre mesafedeki hedef-
lere etkili atõş yapabilecek.
Bölücü terör örgütünün
Tunceli’nin Nazimiye il-
çesindeki Sarõyayla Jan-
darma Karakolu’na yö-
nelik saldõrõsõnda 4 aske-
rin şehit olmasõ, yüksek
güvenlikli karakollarõ ye-
niden gündeme getirdi.
TOKİ, Türk Silahlõ Kuv-
vetleri’nin (TSK) belirle-
diği “H tipindeki” bina,
sur ve kulelerden oluşan
karakollarõn fiziksel ya-
põsõnõ inşa ediyor. Çevre
güvenlik duvarlarõ, silah
yerleştirilecek ve nöbet
tutulacak kuleleri ise si-
lahlõ saldõrõlara karşõ da-
yanõklõ malzemeden ya-
põlõyor. Yüksek koruma
duvarlarõ, teröristlerin ka-
rakol binalarõna roketa-
tarlarla saldõrma olasõlõğõ
düşünülerek inşa ediliyor.
Binalarõn mimarisi tama-
men TSK’nin kontrolün-
de ve geçmiş deneyim-
lerden yararlanõlarak ta-
sarlandõ.
Ayrõca karakollar, ge-
çen yõl IDEF’09 fuarõnda
ASELSAN tarafõndan ser-
gilenen silah ve elektronik
sistemlerle korunacak.
Halen TSK’de kullanõlan
uzaktan kumandalõ uçak-
savar (STAMP), gece gö-
rüş cihazlarõ, termal ka-
mera ve algõlayõcõ sen-
sörler, karakollarõn belir-
lenen kritik noktalarõna
yerleştirilecek. Kulede,
uzaktan kumandalõ 12.7
mm’lik uçaksavar yer ala-
cak. Uçaksavar, karakol
binasõndaki bir personel
tarafõndan kullanõlacak.
Aynõ personel, sis dahil
her türlü hava koşulunda,
gece ve gündüz termal
kamerayla karakol çev-
resini gözetleyebilecek.
Askeri bilirkişi, Balyoz CD’lerinde sahtecilik yapõlmõş olabileceğini belirledi
‘Planlar gerçek değil’İstanbul Haber Servisi - 1. Or-
du Komutanlõğõ Askeri Savcõlõ-
ğõ’nõn “Balyoz Güvenlik Hare-
kâtı” ile ilgili başlattõğõ soruştur-
ma kapsamõnda görevlendiren
askeri bilirkişi tarafõndan hazõr-
lanan rapor, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na gönderildi. Dava
dosyasõna konan raporda, “Balyoz
planıyla ilgili CD’lerin oluştu-
rulmasında bilgisayarın sistem
tarihi ile oynanmış ve sahteci-
lik yapılmış olma ihtimali yük-
sektir” denildi. Raporda, ‘Su-
ga’, ‘Çarşaf’, ‘Oraj’, ‘Sakal’
planlarõnõn gerçek olmadõğõ yö-
nünde kuvvetli delillerin bulun-
duğu kaydedildi.
Balyoz davasõnõn görüldüğü
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nin soruşturma üzerindeki
kõsõtlama kararõnõ kõsmen kaldõr-
masõnõn ardõndan, dava dosyasõ-
na giren bazõ belgeler avukatlara
ulaşmaya başladõ. NTV’nin ha-
berine göre 1. Ordu Komutanlõğõ
Askeri Savcõlõğõ tarafõndan gö-
revlendirilen askeri bilirkişi Albay
Yavuz Fildiş tarafõndan planla il-
gili hazõrlanan raporun dava dos-
yasõna konulduğu ortaya çõktõ.
6 sayfalõk raporda, CD’lerin
gerçek ve 2003 yõlõ ve öncesine ait
olduklarõ yönündeki TÜBİTAK
raporuna itiraz edilerek, 2003 yõ-
lõ ve öncesine ait CD’lerin piya-
sadan alõnõp üzerine yükleme ya-
põlabileceğine dikkat çekildi. Ra-
porda, bilgisayarlar üzerinde za-
man ve tarihle oyanama yapõlarak
eski tarihli CD’lere yükleme ya-
põlabileceği belirtildi.
Askeri bilirkişi raporunda, ‘Bal-
yoz’, ‘Suga’, ‘Oraj’, ‘Çarşaf’ ve
‘Sakal’ planlarõnõn içinde bulun-
duğu ileri sürülen 11 ve 17 No’lu
CD’lere ilişkin önemli tespitlere
yer verildi. Bu CD’lerin gece ya-
rõsõ 23.50 ve 23.52’de oluşturul-
duğuna dikkat çeken bilirkişi,
“Tüm CD’lerden farklı olarak
gece yarısına doğru birer gün
arayla, hemen hemen aynı sa-
atte oluşturulmuş olması şüphe
çekicidir. Diğer bulgular ile
birleştirildiğinde bu CD’lerin
oluşturulmasında bilgisayarın
sistem tarihi ile oynanmış ve
sahtecilik yapılmış olma ihti-
mali yüksektir” ifadesini kul-
landõ. CD’lerin oluşturulma ta-
rihlerinin yazõcõya gönderilme
tarihinden sonra olmasõnõn da
kuşkulu olduğunu belirten bilirkişi
raporunun sonuç bölümünde ise
“Yapılan inceleme neticesinde,
TÜBİTAK raporunda 11 ve
17 No’lu CD’lerin içinde yer al-
dığı iddia edilen Balyoz, Suga,
Oraj, Çarşaf ve Sakal planla-
rının gerçek olmadığı yönünde,
gerek teknik ve gerekse askeri
yazım usul ve yöntemleri açı-
sından kuvvetli deliller bulun-
duğu kanaatine varılmıştır”
görüşüne yer verildi.
YÜKSEK GÜVENLİKLİ KARAKOLLAR
İSTANBUL (AA) - 9. Cumhurbaşkanõ Süley-
man Demirel güç dengelerinin değiştiğine dikkat
çekerek dünyanõn G-8’lerden G-20’lerin eline
geçtiğini, 2013’ten itibaren G-20’lerin G-8’leri
geçeceğinin öngörüldüğünü söyledi. Demirel,
Marmara Grubu Vakfõ tarafõndan 13’üncüsü dü-
zenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin dünkü
ikinci gününde “Bilge Adamlar Oturumu”nu
yönetti. Makedonya Cumhurbaşkanõ Gjorge Iva-
nov, yaptõğõ konuşmada dünyanõn değiştiğine işa-
ret ederek, gençlerin ülkelerin koyduklarõ engeller
olmadan yaşamak istediğini dile getirdi. Ivanov,
Balkanlar’da en uzun barõş döneminin “paksro-
mana” ve “paksotomana” diye adlandõrõldõğõnõ
anlatarak “Bölgemizde barışın hüküm sürmesi
gerekiyor. İlk defa Balkanlar tarihinde demo-
kratik olarak seçilmiş hükümetler işbaşında ve
bir kez daha açık alan ihtiyacını hissediyoruz.
Açık alan, tek bir pazar, tek bir para birimi ve
nötr bir güç anlamına geliyor” diye konuştu.
Demirel: Güç
dengeleri değişti
Fotoğraf:AYANERARSLAN
Kimi aşk istedi kimi para
Kimi iş, kimi aşk istedi, bazısı
sağlık, bazısı para diledi. Dilek-
ler ne olursa olsun Türkiye’nin
dört bir yanında Hıdrellez coş-
kuyla kutlandı. İstanbul’da
Ahırkapı Hıdrellez Şenlikle-
ri’nin 11.’si için dün öğle saatle-
rinde Sultanahmet Meydanı’nda
farklı noktalarda çalmaya baş-
layan Roman müzik grupları,
akşam şenlik alanı olan Ahırka-
pı Parkı’na doğru yürüdü. Bu
yıl ana konser alanının yanı sıra
ikinci bir sahne daha kurulan
meydan ve diğer alanlarda bir-
çok grup sahne aldı. En çok ilgi-
yi ise dileklerin bir kâğıda yazı-
larak asıldığı “Dilek Ağacı” gör-
dü. Edirne’de Romanlar, dün
günün ilk ışıklarıyla Tunca Neh-
ri yanındaki alanda toplandı.
Davul zurna eşliğinde oynayan-
lar, evlerinin kapısına asmak
için bereketin ve yazın gelişinin
müjdecisi olan ağaçlardan yeşil
dallar kopardı. İskenderun’da
ise St. George Kilisesi’ndeki kut-
lamaya Hıristiyan ve Müslü-
manların farklı mezheplerine
dahil kişiler, mum yakıp dua etti
ve zeytin dallarına bağladıkları
dileklerini kiliseye bıraktı. ¨
‘GERÇEKLİĞİ KANITLANAMAZ’
İntihar eden Yarbay Tatar’õn ailesi, ‘amirallere suikast’ davasõna müdahil olacak
Savcıya tazminat davası
AYKUT KÜÇÜKKAYA
“Amirallere suikast” girişimi iddialarõna
ilişkin 9’u tutuklu 19 sanõk hakkõnda açõlan da-
va bugün başlõyor. Hakkõnda ikinci kez tu-
tuklanma kararõ çõkõnca intihar eden Deniz
Yarbay Ali Tatar’õn ailesi ise İstanbul Be-
şiktaş’taki adliye binasõna gelerek duruşma ön-
cesi davaya müdahil olmak için başvuru ya-
pacak. Tatar’õn ağabeyi Ahmet Tatar, “Hu-
kuk adına, Ali Tatar adına müdahillik di-
lekçemizi savcılığa vereceğiz” dedi.
İstanbul’a gelen Tatar ailesi ise davaya
müdahil olmak için başvuru yapacak.Ahmet
Tatar, “Meclis İnsan Hakları Komisyo-
nu’na yaptığımız başvuru üzerine Ada-
let Bakanlığı savcılarla ilgili soruşturma
başlattı, o hâlâ sürüyor. Tatar ailesi ola-
rak Savcı Pehlivan hakkında tazminat
davası açacağız” dedi.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ emekli Or-
amiral Metin Ataç ile şimdiki Deniz Kuv-
vetleri Komutanõ Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e
suikast girişimi iddialarõna ilişkin yürütülen
soruşturma kapsamõnda hazõrlanan iddiana-
menin ek klasörlerinde, Savcõ Pehlivan’õn,
Yarbay Tatar’la ilgili tespitleri şöyle yer al-
mõştõ: “Dosyada mevcut Emniyet Genel
Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis La-
boratuvarı Müdürlüğü’nün 07/01/2010 ta-
rihli (Ali Tatar bu tarihten 19 gün önce in-
tihar etmişti) raporunda şüpheliler Faruk
Akın ve Sinan Efe Noyan’ın kullandıkla-
rı ikametgâhta ele geçirilen üzerinde ‘Alb.
Tayfun Duman’dan gelecek fizibiliteye göre
Uğur ve Metin Paşa’ya yapõlacak operasyo-
nun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan
Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim
edilen malzemeleri korunaklõ bir yerde tutu-
nuz’ şeklinde yazı bulunan notun şüpheli
Ali Tatar’ın eli ürünü olmadığı belirtil-
miştir. Soruşturma başlatılmasına esas
alınan ihbar mektubuna konu edilen, şüp-
heli Tatar’ın muvazzaf teğmenler ve askeri
öğrencilerin uyuşturucu satışına göz yum-
duğu, bu suretle uyuşturucu satışını ko-
laylaştırdığı iddiasını teyit eden delil ve
emare bulunmadığı, bu suçla ilgili olarak
hakkında kovuşturma yapılmasına yer
olmadığına dair karar verilmesi gerektiği
kanaatine varılmıştır.”
Şamil Tayyar: Suikast ve
şiddet eylemleri yapılacak
Haber Merkezi - Star Gazetesi Ankara Tem-
silcisi ve yazarõ Şamil Tayyar, Habertürk Tel-
evizyonu’nda Nihal Bengisu Karaca ve Ahmet
Tezcan’õn sunduğu bir programa katõldõ. Tay-
yar, Nihan Bengisu Karaca “Karanlõk bir adam
mõsõnõz?” sorusu üzerine, gazetecilik yaptõğõnõ,
bu bilgilerin herkese gittiğini, kendisinin de bu
bilgileri kamuoyu ile paylaştõğõnõ ve halkõn fay-
dasõna bir iş yaptõğõnõ söyledi. Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn önümüzdeki günlerde bir gü-
venlik zirvesi yapacağõnõ belirten Tayyar, bir
dizi suikastõn ya da şiddet eyleminin gerçekle-
şeceğine dair istihbaratlarõn söz konusu olduğu-
nu iddia etti. Suikast düzenlenecek kişilerin de
milliyetçi kimliğiyle tanõnan insanlardan seçile-
ceğini öne süren Tayyar, yakõn zaman dilimin-
de bizi zor günlerin beklediğini ifade etti.
Bilirkişi raporunda söz konusu CD ve dosya bilgilerine baka-
rak dokümanlarõn gerçek olduğunun anlaşõlmasõ mümkün
olmadõğõ belirtilerek gerçek askeri bilgileri içeren dokü-
manlarõn arasõna başka bilgilerin serpiştirilmiş olabileceği-
ne dikkat çekildi. Bir belgenin hukuksal olarak inkâr edile-
meyecek şekilde gerçek olabilmesi için nitelikli sertifikaya
sahip dijital imza ile imzalanmasõ gerektiğini belirtilen ra-
porda, “söz konusu belgelerin bilimsel olarak gerçekli-
ğinin kanıtlanması mümkün olmadığı” vurgulandõ. Ra-
porda, söz konusu belgelerin askeri yazõm ve usül kuralla-
rõna aykõrõ olduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: “İnce-
lenen 11 ve 17 nolu CD’lerde bulunan iddia edilen ‘Bal-
yoz’, ‘Suga’, ‘Oraj’, ‘Çarşaf’ ve ‘Sakal’ planları komu-
tan onayına arz edilecek nitelikte belgeler değildir.”