14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
'isAanevi Mirasım Bilim ve Akıldır!' "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogına, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, ki§ilerin muûuluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, akhn ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benı'm Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çahştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğinî kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Mustafa Kemal Milîi fü'iıim RıJumı Dı\ Rcjiı Gıi/i/^in snrMMmti MiıMii)ti kVTtitil'in v<mın. k'dvnıjk: İymct iMriıli, kVııiıiliM I.Vım'nı \v İJcııloj'i, I.Ü. Yırvınlıırı Cumhuriyet BİLİM VETEKNOLOJİ Savı: 1207 7Mayıs2010 İMTlYAZSAHlBlCumhuıiyet Vakfı adına llhanSclçıık GENELYAYIN YÖNETMENİ Ibnhim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Sursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase llknur GÜRSELYÜNETMEN Tüles Hasdemir Sağlık saytıısı VKVAmerikan Hastanesi'nin katkılan ile hazırlanmıştır YAYIMLAYAN Yüiıi Gün Haber Ajaıısı Basm vc Yavıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Üktel Sokak No: 2 34382 Şişli Istanbul Tol: 0212.3437274 Foks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Modya Tosisloıi Hoşdere Yolu 34850 EsenyurVlstanbul www.cumhuriyet.com.tr G Ü N D E M Iktidarın ve Devletin Bilim Kurulları Neden Var? Tûrkiye'de iktidarlar/devlet, yasa veya yönet- melikler gereği oluşturdukları, oluşturmak zorunda ol- dukları "bilim kurullarmın", gerçekten bağımsız ve özerk yapılar olmasını, gerçekten bilimsel kriterlere ve bilimsel verilere göre çalışmalarını ve kararlar verme- lerini istiyor mu? Yoksa, bu kurulları, kendi çeşitli amaçları doğ- rultusunda kullanmak düşüncesiyle mi hareket edi- yor!? Genellikle, ikincisi... ### Sözkonusu bilim kurullarmda görev yapan aka- demisyenleri üzmek istemem, bu yazı genel anlamda onlara karşı değildir. Ancak, pek çok konuda oluşturu- lan bilim kurullarından yine pek çoğunun, bakanlıkla- rın, bürokratlann, çıkar guruplarının politikalan doğ- rultusunda karar verdiklerini biliyoruz ve görüyoruz. Örneğin Tarım Bakanlığında.. Kuralşu: Kendi alanında gerçekten bilimsel ba- şarımı üstün, evrensel ölçülerde olan insanlar da ku- rullara çağnlıyorlar. Ancak kurullarda parmak sayısı geçerli olduğu için, azınlıkta kalıyorlar. Veya, geniş kurul içinde, siyaset veya bürokrat, daha dar bir kurul oluşturuyor. Esas kararlar burada alınıyor. Bu kurullara da kendi seçtiklerini alıyorlar... ### Bu konuyu neden gündeme getirdik? Kapak konumuzu oluşturan akupunktur ve kas hastalıkları ilişkisi... Ancak daha önce de Tarım Bakanlığının, izlediğimiz bazı "bilimseluygulamalan" ve kararları veya kararsızlıkları, bize bu konuda epey ipucu vermiştil Ama iyi uygulamalar da yok değil. Örneğin Sağlık Bakanlığı'nın Domuz Gribi aşısı konusunda izlediğipolitikalar ve oluşturduğu kurul bi- limsel olarak çalıştı! Uluslararası normlara göre hare- ket etti genellikle. Aynı şekilde sigara konusunda izle- diği yol, aldığı kararlar ve uygulamalarda kararlılığı da dikkat çekiciydi... Herne kadar, örneğin Nişantaşı'nda pek çok lokantada, oluşturulan kapalı alanlarda siga- ra içiliyorsa da! Ve daha pek çok yerdel Ve yerel be- lediyeler bunlara göz yumuyorsa da! Fakatkonumuz yine Sağlık Bakanlığı'nın birbaş- ka bilimsel kurulu: Akupunktur Bilim Komisyonu.. 71 kişilik komisyon, 2007 Martında bakan onayı ile oluş- turulmuş. Bu kurulun hepsi, doğallıkla akupunktur uz- manları, sertifikalı akademisyenler. Oıta sayfalanmızda ayrıntılarıyla okuyacağınız gibi, Bakan adına Genel Müdür yardımcısı, Idris Yaşar, soru üzerine verdiği yanıtta "eldeki mevcutli- teratür ve Dünya Sağlık Örgütü'nün tedavi endikas- yonlarını içeren tablosu da gözönünde bulundurula- rak kak hastalıklarının tedavi yöntemleri arasında akupunkturun da yer alabileceğine oy birliği ile karar verildi"ni bildiriyor! Biz de inceledik, Dünya Sağlık Örgütü'nün tedavi endikasyonlarını içeren tablosunda böyle bir şey yok! Eldeki mevcut literatürün ne olduğunu ise bilmiyoruz! Ama bu kararı alan alt komisyon üyelerinden pek çoğunun genellikle akupunkturla kas hastalıklan- nı tedavi denemeleri yaptıkları da biliniyor! Yani olay ticari! Umutsuz kalıtsal kas hastaları, kendilerine su- nulan bu "tedavi" olanaklarından, büyükparalar öde- yerek "yararlanıyorlar." Ama bugüne kadar iyileşen görülmemiş, ne gam! Şimdi sormak gerekir: Bu işin ticaretini, pardon tedavisini yapanların da içinde bulunduğu, Bakanlığın bilim komisyonu ve altkurulunun böyle bir karar açık- laması, hele hele elde kalıtsal kas hastalıklarının aku- punkturla tedavisi konusunda genel kabul görmüş ve uygulamaya konmuş bilimsel bir veri yokken, etik mi- dir, doğru mudur, hastaların çıkarına mıdır, yoksa bu konuda umutsaçan akupunkturcuların çıkarına mıdır? Iç sayfalanmızda, bilim komisyonu üyesi olma- yan başka akapunktur uzmanlarından aldığımız görüş- leri okuyacaksınız! Bunların hiç biri, bilim komisyonu üyeleriyle fikir birliği içinde değil? Şimdi sormakgerekir. Bu akupunktur komisyonu neden oluşturuldu?Akupunkturun bilimselliği konu- sunda toplumu, bakanlık ve uygulamalannı doğru bil- gilendirmek ve yönlendirmek için mi? Yoksa, kas hastalıkları konusundaki kararlarında gördüğümüz gibi, kalıtsal kas hastalığına yakalanmış insanlarımızı boş umut ve vaadlerle aldatmak ve bol keseden paralannı harcamalarmı sağlamak için mi? Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak umuduyla... Akademisyenler, Silivri davası konusunda kaygılı Boğaziçi Üniversitesinden 61 Akademisyen amacı aşan tutukluluk durumuna itiraz ediyor... "Biz, aşağıdıı im:ası bulunan Boğaziçi Üniversitcsi öğretim clemnnlan, Silivri'dc (jörülen dava kapsamında yıllarla ölçülcn sürclerdir tutuklu olan aydınların durumunu hukuka ve insnn haklarına olan saygımı: ı^rçevesinde kaygıyla izlediğimizi duyurmak istiyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemcsi kararlarına göre tutuk- luluğun devamı için "sanığm suçu işlcdiği hususunda şüphenin varlıgı" şeklindeki genel gerekçeler yeteıli görülmemekte, kijinin davranışlarının kaçacağı, delilleri karartacağı, veya tanıklara, mağdurlara baskı girişimindc hulunacağı yolunda kuvvetli şüplv eye neden olduğunun ayrıntılı biçimde gösterilınesi gerek- mektedir. Sözkonusu aydınlann çoğu için böyle nedenlerin bulun- madıgı kanısındayız. Kendileri serbestken haklarında basmda çıkan suçlamalara ve açıklanan iddianamede adlannın geçme- sine karşın görevlerini olağan biçimde sürdüren bu kişilcrin kaça- caklannı düşündüren somut olgular yoktur. Bu aşamadan sonra delillerin karartılması veya ilgililere baskı yapma olasılıklan da gerçekçi görünmemektedir. Nitekim otuz civannda sanık için mahkeme heyeti başkanı bu geıekçelerle tahliye yönünde oy kullanmaktadır. Yasalar önünde herkes eşjktir. Bilim adamı veya yazar ol- mak kimseye bu anlamda bir ayrıcalık kazandırmaz. Yargılananlar mahkemece suçlu bulunurlarsa kuşkusuz yasada belirtilen cezaya çarptmlacakcır. Fakat yakın tarihimizde sanıklarının yıl- larca tutuklu olarak yargılandıkları ve beraatle biten davalar hatıılıyoru:. Hiç bir yurttaşımız için tutuklamanın bu şekilde telafı edilmesi olanaksız fîili bir cezaya döniişmesini istemiyomz. Amacımız kesinlikle adaletin yerine gelmesini engelleınek değil, Yazının devamı 12. sayfada CM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle