19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2010/SAY11255 PAZARİ KURBAN Yeniliktençok orijinallik peşindeyiz ŞİRİN GÜVEN D oksanlı yılların önemli "rock/hard rock" müzik gruplarından Kurban, 5 yıllık bir aranın ardından 4. stüdyo albümü "Sahip"le tekrar sevenleriyle buluşuyor. Onlar yıllar geçse de sert müzik yapmaktan, isyankâr şarkılar söylemekten hiç vazgeçmemişler. Çünkü Deniz, Kerem, Burak ve özgür'den hangisi daha çok bağırmak istiyorsa onu serbest bırakmışlar. Onların deyimiyle diğer birçok topluluğun yaptığı gibi bastırmamışlar ve şarkılarıyla dünyanın nasıl bir halde olduğunu anlatmaya devam etmişler. Günü yakalamaya değil, kalıcı olmaya çalışmışlar. Gerisi gruptan Deniz Yılmaz'dan... - "Sahlp" lle dlnleylcilere ne anlatmak Istlyorsunuz? - insanın yaradılışından bugüne kadar süren iyi ve kötü arasındaki müsabaka, kötünün neden ve nasıl galip geldiği, insanın her gittiği yere taşıdığı sönmeyen ateşi; cehennem... Bunları anlatıyoruz biz. - Yani kötülerin hüküm sürdüflü cehennem glbl bir dünyada mı yaşadıgımızı düşünüyorsunuz? - Gazete okuyor ya da televizyon seyrediyor musunuz? Daha ne söyleyelim ki? Durum ortada... - Şarkılannız bu anlamda "aman dlkkat, dünya kötü" uyarBi mı yapıyor? - Durumumuzun biraz keskin bir biçimde derlenmiş anlatımı diyelim. Biz sadece durumun ciddiyetini, dünyanın nasıl bir halde olduğunu anlattık. - Blldlğlm kadanyla grubun telm babası da slzsiniz. Bu Isml neden seçöğlnlz konusunda "Kendimlzl kurban gibi görme, müzlkte Istedlğlmlzi yapamayacagımız korkusu. Bu pop plyasasında biz kesin kurban oluruz dedlk. Aynı zamanda kardeş anlamına da gellyor* demtetlnlz. Gruba telm verme aşamaanda düşündüklerinizi anlatır mısınız? - "Kurban" televizyon programlan ve gazete manşetlerinden ötürü, (.... kurbanı oldu gibi) bizim açıkladığımız anlamdan çok daha büyük bir anlam kazanmış bir isim. - Genelde müzik gruplan yıllar geçtlkçe tarzlannı blraz yumuşatıyorlar. Sizse sanki blraz sertleştirmlşslnlz müzlglnlzi... Yani Sahlp öncekl Kurban albümlerinden biraz daha sert geldi bana... - Şarkıları ortaya çıkaran unsurlar arasında yoğunluk ve şiddet de bulunur. Şarkının içeriği ve dinamizmi o şarkının aynı zamanda "sound"unu da doğal olarak belirler. Içimizdeki hangi Deniz, Kerem, Burak ve Özgür daha çok bağırmak istiyorsa, onu serbest bırakıyoruz. Diğer birçogunun yaptığı gibi bastırmıyoruz. -Hazlran 2005ten, Aralık 2006'ya kadar aynydınız. Grup neden aynldı? Sonra tekrar birleşme karannı nasıl verdl? - Ruh, beden ve akıl sağlığımızı yıpratan bir iş yapıyoruz. Bazen yaptığımızın ağırlığı altında ezilme durumuna gelebiliyoruz ve bu basınç bulunduğumuz durumdan kurtulmamız gerektiğini haykırıyor. Kenara çekiliyoruz, durup bekliyoruz ve söylenenlere aldırmıyoruz. Duruma göre ya hep duruyoruz ya da gücümüzü topladıysak devam ediyoruz. Biz ikinciyi yapmayı başardık gibi görünüyor şimdilik. - Son albümünüzden bu yana 5 yıl geçtl. Neden bu kadar uzun bir ara verdinlz? Benim askerliğim 15 ay sürdü. Grup tekrar bir araya geldikten sonra ben askere gidene kadar konser verdik. Geri kalan zaman yine konser vermek, eldeki yeni malzemeden bir bütün ortaya çıkarmak, çıkanları kayıt etmek ve sunma aşamasına getirmekle geçti. - Her şey gibi müzik de çeşltlenryor ve değlşlyor. Mesela elektronlk müzlkle uğraşan birçok topluluk çıkıyor her gün. Bu anlamda yaptığınız müzlgl günün müziği olarak tanımlıyor musunuz? - Yenilikten çok orijinallik peşindeyiz. Kalıcı olabilmek, günü yakalamaktan daha ön planda bizim için. -Türkiye'dekl müzik gruplannı nasıl buluyorsunuz? - Birçok amatör grup, elindekiler olgunlaşmadan albüm yapma peşinde. Doğru kaynaktan, yeteri kadar beslenip, her gün müzigine malzeme katabilen sayılı grup var. - Kurban'ın müzlkten beklentlsl, Isteğl nedlr? - Müzikten beklentimiz yok, müziğe katkıda bulunulmasını istiyoruz sadece. - Sevenlerinize buradan ne soylemek tetereinlz? Belli ki Kurban'ı özel yapan, özel insanlardan bahsediyoruz. Biz de onları seviyoruz. • ADNAN BİNYAZAR Tüketilmiş yaşamlar U çağa biniş kapısında beklerken birey olmaktan çıkıp, homurtulu kıpırdanışlarta devinen kalabalığa dönüşüyor insan. Sessiz olanlar, başlarında san giysili görevlilerin dikildiği tekerlekli sandalyelerindeki yaşlı kadınlar, erkekler... Ellerinde sıkı sıkı tuttuklan yoksul torbasını andıran kırışık poşetlere nasıl da sıkı sıkı sanlımışlardı!.. Iki üç yıl kadar önce de, sessizliklerinin karanlığı yüzlerine vuran o insanlara Berlin'in, Türklerin yoğun yaşadıgı Turmstrasse semtinde rastlamıştım. Başlarında görevliler yoktu; biraz daha iyi olan, öbürüne yardım ediyordu. Tekerlekli sandalyelerini bir masada otururcasına karşılıklı ya da yan yana getirmiş, oradan gellp geçenlerde, sanki yitirdikleri gençliklerini arıyorlardı. Aradığım yeri sordum birine. Toparlayıp bir şey söyleyemedi. Çok değil, on beş yirmi yıl önce kimi maden ocaklannda dağ deliyor, kimi araba onanm yerlerinde çekiç sallıyor, kimi depolarda yük taşıyordu... Almanya'nın fabrikalarında, bizde "parça başı" ya da "götürü" anlamına gelen akkord d\ye bir çalışma düzeni vardı. Çok iş çıkaran üç beş kuruş daha fazla alırdı. Otomotiv sanayi gelişip, İnsan gücünün yeıinl robotlar aldıkça sanınm bu yöntem artık eskisi kadar yaygın değil. Batı ülkelerinin çoğunda işsizliğin tavana vurmasının nedeni de bu. Aynı Işi tekdüze hareketlerle yapanların omuıiarı arasındaki geçişme uçları bir süre sonra un ufak oluyor. Omur aşınması denen bu hastalıga tutulan işçi, yaşlılığında artık yürüyemeyip tekerlekli sandalyeye bağımlı kalıyor. Sessizler, bu hastalıgın kurbanlan... Kapitalist düzen, ürettiğinin getirecegi kazanca bakar. Bizde de, çalışma ortamının yaratacağı ölümcül hastalıklar biline blline, beslenme olanakları kısıtlı nice insan oralarda gece gündüz çalıştınlıp sakata çıkarılmıyor mu?.. Emekli olunca, yeterli emekli paralanyla yeni bir hayat düzeni kurup, dünyanın bir başından öbür başına gezilere çıkariar. Hayat onlanndır artık, yaşamanın tadını çıkanrlar... Onlarda aile düzeninin çöktüğü sanılır; oysa tam tersine, kan kocalar, bir hayatın ahlaki sorumluluğunu taşıyarak; birbirlerini agırlar, azizler, el üstünde tutarlar. # Ya, Alman gazeteci VValraff'ın "Ganz unten"dediği "en alttakiler", yani bizimkller?.. Onca emekten geriye ne kaldı onlara?.. Yılda bir kez bile gidemedikleri, yıkıntıya dönmüş yazlıklar, kuş uçmaz kervan geçmez köylerine kondurduklan muhtannkinden yüksek ^onaklar, büyük kentlerin ^ıyıcıgında cinayetlerin Işlendigi, nerdeyse her gün bir genç kadının tecavüze uğradığı mahallelerde kapısını klmsenin aralamadığı kör pencereli evler... Onlar, işçilikteki köleliklerine, emekliliklerindeki hastalıklannı, yalnızlıklannı, bir kenara itilmişliklerini de kattılar. Kimseye değil, sana soruyorum; Avrupa'nın ekonomlsinl doruklara ulaştıran Anadolu köylüsü! O koca kentlerin kıyıcığında çektigin iç acılarından seni kim kurtaracakl.. Yüzyıllarca önce "Işçiler uyanın!" diyenler, bütün dünyada o gencecik bedenlerin bir gün öyle olacağını bilerek konuşuyorlardı. O gün, patronlann bir parmak balına kanıp, doğru söyleyenlere 'kışkırtıcı' diyoıiardı işçiler. Bugün ise, tekerlekli sandalyelerinin tutsaklığında çağdaş köleler olduklannın bilincinde bile değiller... • blnyazar®gmall.oom İyi şeyler önce çocuğun hakkı FIGEN ATALAY T ürkiye Çocuk Hakları Kongresi, Aile ve Çocuktan Sorumlu Devlet Bakanlıgı, Çocuk Vakfı, Istanbul Üniversitesi ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu işbirtiği ile 26-28 Kasım 2010 tarihlerinde Istanbul'da düzenlenecek. "En iyi şeyler önce çocukların hakkıdır" düşüncesi ile yola çıkan 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi'nin vlzyonu, Türkiye'de çocuğa öncelik verilmesi ve çocuğun birinci gündem durumuna getirilmesini sağlamak. Çocuk hakları konusunda kamuoyu bilinci yaratılması, toplumun tüm kesimlerince çocuk haklarının bilinmesi ve çocukların haklannı daha fazla kullanmasına katkı sağlayacağı düşünülen 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi ile önceliğln çocuklara verilmesi yönünde yasal ve idari alanlarda yapılması gerekenlerin, geniş katılımlı bir kongrede tartışılması hedefleniyor. Kongrede çocuklar 16, yetişkinler 24 başlık altında bildiri ve proje sunabilecek. Kongreye 9-18 yaş grubu çocuklar bildiri ve projeleri ile katılabilecek. Kongre için çocuk ve yetişkinlerden oluşacak seçici kurul ve degerlendirme kurulları görev yapacak. Kongrenin çocuk ve yetişkin sözcüleri olacak. Kongre Genel Kurulu çocuk ve yetişkin eşbaşkanlarca yönetilecek. Kongre sonunda çocuk ve yetişkinler tarafından iki ayrı bildiri yayımlanacak. Bildiri ve proje özetlerinin son kabul tarihi 15 Temmuz 2010. • Mucizeler Atöfyesi Florya'da Laterna Magica Mucizeler Atölyesi, 10-17 Nisan ve 8-16-29 Mayıs tarihlerinde Floryalı çocuklarla buluşuyor... Florya Koleji Bilim ve Sanat Atölyeleri, Robotik, Ebru, Ahşap Oyuncak/Kukla ve Sihir başlıklan altında 4-6 ve 7-12 yaş grubu çocukları bekliyor. • 1. Güzel bir dünyada yaşama hakkında ne dûsünüyorsunuz? 2. önce saglıklı büyümek: Niçin? 3. Eğltlmde fıreat eeltllgl (Nltellkll egltlm aldıgınızı düşünOyor musunuz?) 4. Koruma altındaki çocuklara karşı ödevlerimiz nelerdlr? 5. Çocuklar Işgücümü? 6. Engelli çocukların haklan 7. Çocuklar yargılanmalı mı? (Bir çocuğu sanık sandalyeslnde gordügünüzde ne düşünüreünüz?) 8. Savaşlar, çocuklar ve barış 9. Çocuk ve demokrasl (Çocuklann oy hakkı olmalı mı?) 10. Çocuklar için en önemli haklar hangileridlr? Neden? 11. Çocuklara aynmcılık yapılıyor mu? 12. Dünya çocukları için neleryapmak istersiniz? 13. Dünyanın gelecegl İçin hayallerlnlz nelerdlr? 14. Sizi ilgilendiren konularda görüşünüz alınıyor mu? 15. Çocuk dostu okul konusundaM dOşûncelerinlz nelerdlr? 16. Çocuk dostu şehir konusunda ne düşünüyorsunuz? 17. BûyOkler de hata yapablllr. (ömek vereblHrmlslnlz?)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle