19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2010/SAYM255 PAZARI Biz iyifilmleryapıyoruzYeni Sinema Hareketi, dertleri gerçekten sinema yapmak olan, başanlannı yurtdışındaki festivallerde pek çok kez kanıtlamış ama gişede değerleri pek billnemeyen yönetmen ve yapımcılann güç biriiği. Sanat filmi yaptıklan için aşağılandıklarını, filmlerini seyirciyle buluşturamadıklan için yalnızlaştıklannı söylüyoriar. Onun için bir aradalar. Hedeflerinden biri kendileri gibi sinema tutkunlanna kapısı her zaman açık olan bir sinema merkezi kurmak. Onun için henüz vakit var ama ilk adımlan 23 Nisan'da sinemaseverieri kendi filmleriyle buluşturacak olan Yeni Sinema Günleri. Soldan sağa: İnan Temelkuran, Selim Evci, Nadir Öperli ve Pelin Esmer. Fotoğraf: UĞUR DEMİR SİNEM DÖNMEZ Y eni Sinema Hareketi Türkiye'de sinema anlayışını de- ğiştirmek üzere toplanmış bir grup. içlerinde iyi yönet- menler, iyi yapımcılar var. Onlar Türk sinemasının değişen yüzleri. Sanat filmi yapıyor, sinemayı salt sanat olarak görüyorlar. Onları bir araya getiren de bu. Pek çok sıkıntıları var. Filmlerinin gişede kaç gün kalacagından emin olamadıkları dağıtım ko- şullarını, "sanat filmi izlenmez" önyargısını degiştirmek önce- likli hedefleri. Bunun için de ellerini taşın altına koymaya ha- zırlar. Biz de Yeni Sinema Hareketi'nden Pelin Esmer, İnan Temelkuran, Selim Evci ve Nadir öperli ile buluştuk, hareke- tin dayandıgı noktaları ve amaçlarını konuştuk. -Yeni blr sinema toplulugu nereden icap ettl? Nadir öperli: Son iki üç yıldır sektörde epey bir canlanmayla birlikte genç bir sinemacı kuşak var. Geçmişten farklı olarak sadece yönetmenlerde değil yapımcı tarafında da aynı heye- can var. Ama bu heyecana destek olacak yapılar yok. 90'ların ikinci yarısında bizim de referans verdiğimiz Nuri Bilge, Derviş Zaim, Zeki Demirkubuz, Yeşim Ustoglu kuşağı gibi biz de yal- nız başımıza sinema yapmaya başladık. Biraz bu yalnızlığın dışına çıkıp bir ara- da durup, bu bir aradalıkla enerjimizi uzun süreye yayıp daha iyi şeyler ya- pabilir miyiz? Sinema yapmanın ko- şullarını iyileştirebilir miyiz derdi ve ihti- yacıyla böyle bir oluşum doğdu. - Pekl nasıl bir araya geldlniz? N. öperli: Festivallerde karşılaştıkça hepimizin benzer sorunlar yaşadığını, filmlerimizi çektikten sonra yine benzer sıkıntılar içine girdiğimizi gördük. Bu is- ter istemez dayanışma ihtiyacı doğu- ruyor. Resmi olmayan toplantılarla bir araya geldik. Sorunları konuşurken, birlikte durma ihtiyacı fi- kir olarak başladı bunu bir şekilde hayata geçirdik. - Ortak bir duruşu olan slnemacılar olarak buluştunuz yanl? Pelin Esmer Sinemasal yaklaşımlarımızda bir ortaklık yok as- lında. Grupta hayat görüşleri farklı, farklı düşünceleri olan ki- şiler var. Ortak olan üretim ve dagıtım konusunda yaşadığımız sıkıntılar. O noktada akıl birliği yapıp, öneriler getirip, bazı so- nuçlara varmak amacımız. Ama meslek birlikleri yapamadı, on- ların yapamadığını biz yapalım gibi bir derdimiz de yok. Sonuçta bizim işimiz film yapmak. N. öperli: Tek başımıza olsaydık hiçbirimiz meslek birlikle- rine girip aktif olmaya çalışmayacaktık ama toplantılardan son- ra bir eğilim oluştu. Filmyön'ün seçimlerinde bizden 5 kişi yö- netim kuruluna girdi. Bu biraz da motivasyon saglıyor. Yalnız olmadığın için bir araya gelip konuşmak daha kolay. P. Esmer: Demek ki dogal bir ihtiyaçmış bu. Biz bir şey ku- ralım diye olmadı aslında o kadar dogal gelişti ki... - Benlm anladığım bu doğal bir süreçte gellştlgl İçin şu klşl olsun ya da olmasın gibi bir durum olmamış. P. Esmer: Tek kriterimiz bir film yapmış olmak. Ama mese- la Feriye'de film günleri düzenlemek şu an önceligimiz. Genişledikçe hareket etme alanı kısıtlanıyor ve yavaşlıyor. Bu halde bile zorlanıyoruz. Kimseyi dışlamıyoruz, özellikle çağır- madığımız kimse de yok. Mesela Nuri Bilge, Reha Erdem ge- lip dışarıdan destek olmak istediklerini söyledi. - Sinema günleri olacak 23 Nisan'da. Bu süreç nasıl oldu? P. Esmer. Hepimizin filmlerin dagıtım asamasında göbeği çat- lıyor. Bir şekilde filmlerimizi izlemek isteyen insanlarla bulu- şamadığımızı fark ettik. I. Temelkuran: Ben tek başıma ugraşıyorum, gazetelere ilan verlyorum ama bir anda mail geliyor, nerede oynuyor diye. Biraz da insanlar kolaycı. ille de gözlerine soka soka gazetede tam sayfa ilan, billboard'da olsun istiyor. P. Esmer: Onun için bari biz istedigimiz yerde bunu başla- talım dedik. Feriye Sinemasf nda gösterim yapılmıyordu ama film göstermek için hertürlü donanıma sahip biryer. Biz bizim filmlerimiz var göstermek istiyoruz dedik, sağ olsun Nida Karabol da kırmadı. Feriye'de 17 günlük film gösterimleri olacak. Bir şekilde filmi kaçırmış, görmek isteyen insanların filmleri göre- bileceği, bizim seyircilerle konuşup görüşebileceğimiz bir me- kân olacak. - O zaman sinema günlerinln sürekllliği de olacak yanl. P. Esmer: Bunu da bir sonraki adımımızın başlangıcı olarak görüyoruz. Biz sinema yapmak isteyenlerin, sinemayla uğra- şanlann bir araya geldiği, tartışabildiği, bazı fikirler, çözümler önerebildigi ve de filmlerimizi vizyondan kalktı kalkmadı stre- si yaşamadan gösterebilecegimiz bir merkez kurmak istiyoruz. I. Temelkuran: Gelecek sezondan itibaren. Şu an sponsor görüşmelerimiz sürüyor. S. Evci: Benim için de bir sınav niteliğinde olacak sinema gün- leri. Ne kadar katılım olacak görmek istiyorum. N. öperli: Ama izleyici yaratma meselesi çok uzun dönem- li bir şey. Bir süreklilik sağlamamız lazım. İzleyici bir süre gel- se de gelmese de Feriye bu şekilde kalsın istiyoruz. Seyirci her zaman böyle filmler izleyebilecegi bir salon olduğunu bilsin. - Dağıtım sorunlanndan başka neler var? P. Esmer Aslında her şey birbirine o kadar bağlı ki. Filmi çe- klyorsunuz ama olay bitmiyor. Esas oradan sonra başlıyor. S. Evci: Bu insanlar neden kendini yalnız hissediyor diye sor- gulamasını istiyorum ben insanların. Bunun içinde birçok şey var. Eger yalnız olmadığımızı hissetmesek bir araya gelmezdik. I. Temelkuran: Gerçek hayatta bir sorunla karşılaşıyorsun ve o sorunu çözecek elinde bilgi yok. Hiç bilemedigin bir şeyle- rin cevabını karşılık beklemeden bulabilmek çok önemli bir şey bence. Bu çok önemli bir bilgi oluyor o anda. Oralarda yaşa- nan yalnızlıklar var, işte onlan başkalan yaşasın istemiyoruz. Nuri Bilgeler de yaşadı bunu. Evet yaşadı ama onlar aktarmadılar. Kötü niyetlerinden değil, ulaşamıyorsun. Ama bize gelsinler, sorsunlar burada. - Film çekmeye karar veren biri kapınızı calabllecek yanl. S. Evci: Tabii ki. Biz kimsenin seyretmediği sanat filmleri ya- pıyoruz. Bu da önemli bir mesele. Bu da bir aşağılanma durumu. Bu da bir yalnızhk. Yaptıgın film 40 tane festivale gidiyor, o fes- tivallerde kendini yalnız hissetmiyorsun ama buraya döndü- ğünde burada tuhaf bir aşagılanma var. N. öperli: Biz de buna karşı "bizim filmlerimiz degerli" di- yebileceğiz. Ve film yapmak çok zor bir şey. - Bunu dlyebilmek İçin ille de 20 kişiye ihtiyaç var mıydı? S. Evci: Sadece bu coğrafyaya özgü bir film olsa, ben de di- yeceğim ki rezalet bir film. Ama dünyaya gittiginizde yaptığı- nız işin değerini görebiliyorsunuz. O zaman başka bir bakışın da olduğunu fark ediyorsun işte. N. öperli: Pek çok şey gibi filmler de hızlı tüketilmeye baş- ladı. Bizim filmlerimiz daha uzun dönemde seyirciye ulaşabi- lecek filmler. Bir hafta sonu gidip de yüz binlerce insanın iz- leyebilecegi filmler degiller. i. Temelkuran: 5-6 yıl önce istiklal Caddesi'ne çıktığım zaman bir Fransız filmi bir de başka bir ülkenin filmini görürdüm. Şimdi yok. 180 ülke var dünyada. Her ülkenin sineması var ama biz bunları görmüyoruz. Sürekli içimize kapanıyoruz, aynı şeyleri konuşuyomz. Kendi kendine debelenen bir ülke olduk. S. Evci: Hatta belki de az önce bahsettiğim bu aşağılanmanın devlet kurumları tarafından da yapıldığını söyleyebilirim. P. Esmer insanlar entelektüellikten çok korkutuldu. Yaptığımız işin belli bir altyapı gerektirdigi aşikâr. iyi okumak, çok film sey- retmek, etrafa iyi bakmak gerekiyor. Ve bundan utanmamak gerekiyor. S. Evci: Üretiyoruz. İçimizde bir inat var sinema yapmak için. N. öperli: Bizi bir araya getiren nedenlerden biri bu. Sinemayı başka bir şeye ulaşmak için araç olarak görmeme- miz. - RTÜK'le ilgill sıkıntı nedlr? I. Temelkuran: Dağıtımla birlikte sansür meselesi de var. Ben bir film yaptığım zaman, ana kanallarda filmim küfürlü olduğu için oynatamayacağımı biliyorum, belli bir saatten sonra da değil. Her tarafı biplenir, kanal sahibi ben bu filmi ne yapacağım; almam diye düşünüyor. Bu kanunlarla haksız sayılmaz. Dolayısıyla bir sonraki filmi yapman da zorlaşıyor. Senin filmi satman zorlaşıyor. Bu yüzden dava açıyoruz. En azından kanallann şifreli halinde ben evimde sinemeya gitmiş oluyorum, en azından orada filmlerin kesilmesini istemiyorum. N. öperli: Sadece maddi zarardan değil, üretilen filmlerin içeriğine müdahale ediyor. Uzun dönemde küfür içeren bir hikâye anlatamayacaksın. Sigara içiremiyorsun vesaire. Bu dolaylı bir sansür. S. Evci: Liseler arası kısa film yanşması var ben de o yarışmaya destek veriyorum. Bir öğrenci bana mail atmış. "Filmin sonunda rakı bardağı görünüyor acaba bu sorun olur mu?" diye. Bu bakış otosansürü getiriyor. • - Ismlnlz Yeni Sinema Hareketi. Nesi yeni bunun? N. öperli: Hareket derken sinema akımı değil bu tabii ki. Yeni olan bir arada durmayı denemek. Böyle gevşek bir yapıda, uzun döneme yayılan bir topluluk Türkiye'de sinema tarihinde yok. Geniş katılımlı bir aradalıklar. Yönetenler yapımcılar bir arada ama resmi bir yapısı yok. - Genelde birileri toplanır ama 3 ay sonra kendllerlnden haber alınamaz olur. N. öperli: Genelde diğer toplulukların tek bir dertleri oluyor, onu çözünce ya da çözemeyeceğini anlayınca dağılıyor. Bizde öyle bir şey yok. Biz sinema yapmaya devam ettikçe bu sorunlar da devam edecek, birçoğunu belki çözemeyeceğiz, ömrümüz yetmeyecek. Ama arkadan gelenlere yaslanacağız. Film yaparken sürekli kapı çalarak eski kuşağa ulaştık ama bizden sonra film yapacak olanlar, daha kolay yol alacak biz olduğumuz için. • Dariışşafaka KDNSERi 21İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle