15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR 28 KASIM 2010/SAY11288 hiayatımın içindeki boşluklârı doldurmaya çalışıyorum... Altı yılda yazdım, 51 günde çektim Çektlğiniz filmlerin senaryolan size ait. Biri gelip "senaryomu çeker misiniz?" dese, çeker misiniz? Bakışıma, felsefeme, ideolojime uygun bir senaryo getirirse büyük keyifle, bayıla bayıla çekerim. Ben "Av Mevsimi"ni altı yılda yazdım, 51 günde çektim. Biri altı yılda yazsın, ben iki ayda çekerim. Sinema dışında hayatınızda ne var? Bu filmin hikâyesi bir fizyoterapiste, Yavuz Tanyelînin bir resmine bakarken çıktı. Aklıma tohumları desenini görünce ekildi. Sonra bir müzik, birkaç haber filmime aktı. Sinema hayattan besleniyor, farkında olmadan onlan topluyorum. O yüzden ilgilendiğiniz alanlar ne kadar genişlerse o kadar çok şey öğreniyorsunuz. Yani soruya inat hayatınızdakl herşey slnemanın içlnde? Ben hayatımın içindeki boşluklan doldurmaya çalışıyorum. Haftada ortalama 20 sinema filmi izlerim. Bu çok büyük keyif. Keşke ben hep izlesem, hiç çekmesem. Tecrübelerinizi gençlere aktarmak gibi bir fıkir yok mu aklınızda? Ben bir tek şey bilirim, o da senaryo yazmak ve film çekmek. Proje adamı olamadım, beceremedim. Sosyal alanların ele avuca gelmez insanları vardır, ben onlardan hiç olamadım. "Hadi çocuklar size senaryo yazmayı öureteyim" diyemem. Ama birileri beni çekiştirirse seve seve yapanm. Hatta çocuklara, gençlere degil yaşlılara da öğretirim.# Sektörün gerçek kahramanı ben değilim Gazetecilik eğltlmi aldınız, Ses dergisinde çalıştınız, sonra sinema geldl. Sinema olmasa ne yapardınız? Yaratıcılığın olduğu alanları tercih ederdim. Ses dergisinde yazı işleri müdürüyken de böyleydim. Huylarınız ve alışkanlıklarınız sizi bırakmaz. O yüzden değişemezsiniz. Sinema yapmasaydım da kalemim hep elimde olurdu. Sinema kaygan bir zemin. Omuziannızın düştüğü anlar hiç olmadı mı? Bu konuda şanslıyım çünkü darbe yemedim. Uzunca bir dönem Arzu Film'de Ertem Egilmez ile çalıştım. Sektör sallanmaya başlayınca reklamcılık yaptım. ilk filmimi çektiğimde dört yıllık reklamcıydım. Nimetlerinden sinemada çok yararlandım. O sallantıda omuzları düşen ama yıkılmayan adamlar sektörün gerçek kahramanları, ben değilim. Reklam duayeni Jacques Seguela "Anneme reklamcı oldugumu söylemeyin... O benl bir genelevde piyanist sanıyorl" diyordu. Reklam piyasası tam bir cadı kazanı ama slze can simidi olmuş... Hep istedigim filmleri yaptım, o yüzden uzun aralar verebildim. Sözün özü şımarıklık yapabilecek lükse sahiptim. Soluklandıgım zamanlarda rahattım. Bu rahatlık bana çok okuma, çok araştırma ve bilgi depolama şansını verdi. Mesela bu filmin tohumları 2004 yılında atıldı, çekimi 2010 yılına uzadı. Altı yıl! Düşünsenize bu rahatlığı. Hızlı olmaktan kaynaklanan savrukluk o yüzden hiç olmadı bende. Hep demimi iyi aldım. Bana bu özgürlüğü reklamdan kazandıklarım sagladı. Reklamcılığın sıkıcılığından, terbiyesiz müşterilerin baskılarından boğuldugumda da sinema bana huzur verdi. Her tarafta makul zaman geçirmek gerekli. Çünkü ikisinden de nefret ettiğiniz zamanlar oluyor. Her şey dengede gizli. • Y •Miye bu' kadar heyecanla bekleniyor ben de avuz Turgul, yönetmen ve senarist. bilmiyorum. Ben mucizeler yaratan ya da çok Hepimizin içine dokunan pek çok filmde izlenir işler yapan bir adam değilim aslında. onun imzası var. Muhsin Bey, Fahriye Abla, Beklenti sizi sıkıyor mu yoksa bu Banker Bilo, Çiçek Abbas, iffet, Tosun Paşa, Erkek alçakgönüllülük mü? Güzeli Sefil Bilo, Hababam Sınıfı Güle Güle, Aşk Bir Spielberg değilim! Neyse tamam, Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Gölge Oyunu, bekleyelim heyecanla ve görelim. Gönül Yarası, Kabadayı ve elbette Eşkıya... Unutulmaz onlarca film, ulusal ve uluslararası Türk sinemasında korku ve polisiye filmlerden ALI DENIZ ödüller. O, Türk sinema tarihinin en önemli bahsetmek mümkün degil. Teknik ve gişe başansı USLU figürlerinden. ŞenerŞen ile ortaklığından sinema açısından da yapılanlar ortada. Av Mevslmi de bir polisiye. Derdiniz nedir? harikaları yaratan Turgul, son filminde de Şen'le Teşhisi doğru koyarsanız çözümü bulursunuz. birlikte. Onlara Cem Yılmaz yoldaşlık ediyor. Ne yazık ki böyle bir amaç olmadığı için en azından korku "Gönül Yarası"ndan tam altı yıl sonra yönetmen koltuguna sineması adına başarısız örnekler izlemeye devam edeceğiz. oturan Turgul, filmin senaryosunu altı yıldatamamladı, 51 Öykümü yalnızca polisiyeye dayamanın doğru olmadığını günde çekti. Av Mevsimi'nde Şen ve Yılmaz'ın yanı sıra Çetin düşünüyorum. Bu hikâye kuru bir polisiye, flu bir anlatım değil. Tekindor, Melisa Sözen ve Okan Yalabık rol alıyor. Filmde bir Bazen daha fazla lezzet duymak istersin. Derdim işte buydu. cinayet araştırması sırasında hayatları altüst olan üç polisin Karakterlerle ilgili olarak başka noktalara yolculuklar yapmayı hikâyesi anlatılıyor. denedim. Eğer istedigim tadı yakalayabildiysem tatmin Yavuz Turgul zor bir adam. Onunla konuşmak cesaret olacağım. Bunları anlatıyorum ama yine de ne filmden istiyor. Ama tersliginden degil sert tavrı, ona göre bu bir mizaç öncesini ne de sonrasını konuşmayı sevmiyorum. meselesi. Hem derdini filmlerinde anlattığını ve ahkâm Çok az röportaj veriyorsunuz. Sizinle konuşurken de her kesmekten hoşlanmadıgını söylüyor. Alçakgönüllü, iltifatları şeye hazır olmam konusunda beni uyardılar. Bu huysuzluk terslercesine geri çeviriyor. Aksiliğine rağmen içten ve mu, isteksizlik mi? Neden korkuluyor sizden? samimi... Filmi üzerine az konuşup yorumu izleyiciye bırakmak gerektigini anlatıyor. Ama çok başka ve şaşırtıcı bir filmle karsılaşacagımızı da söylemeden edemiyor. Her kuşağın yönetmenislniz. Muhsin Bey, Fahriye Abla, Banker Bilo, Çlçek Abbas, İffet, Eşkıya... Bu llste uzar gider. Senaryolannı yazdıgınız ve yönettiginiz unutulmaz onlarca film... Bazen uzun aralar da verseniz sinemaya devam edlyorsunuz. Şimdi de Av Mevslml heyecanla bekleniyor. Ne çıkacak karşımıza? Mizaç meselesi bu. Ahkâm kesmekten keyif almıyorum. Ne anlatmak istediysem filmde var. Gün geçtikçe deha çok zorlanıyorum bu konuda. Çünkü herkes her şeyi biliyor. Ben de merak ediyorum, bana benimle ilgili bilmediğin ne sorabilirsin ya da okuyanı şaşırtacak neleryazabilrsin. Söyleyecek sözüm yok, yalnızca çekecek filmlerim var. Film afişlerinlzde "Bu Bir Yavuz Turgul Filmi" c'Jmlesl hiç olmadı. Şimdi her filmin altında bu cümle güzel fontlarla dalgalanıyor. Slzlnkl birtepki mi? Kendini oldugundan farklı görmek ya da önemsemek tehlikeli ve marazlı bir zihniyet. "Bir"le başlayan bu cümle, slogan, işe ayrıcalık katıyor. Ama ayrıcalığı seyirci verlr. Sen oraya öyle yazdın diye de film iş yapmaz. Sinema cesaret işi ya da sinemada Istedlglnl yapabilmek cesaret İşi. Sizin filmlerinlz ne kadar slze, ne kadar izleyiciye alt oldu. Yani tam olarak istediğinizi yapabildiniz mi? Yeşilçam'ın en canlı döneminden başlayan biryolculuk yapmışsanız benim gibi, orada da seyircinin filmin içinde olması gerektigini görmüşseniz, aksinin olamayacağını biliyorsanız, birden bire seyirciyi tamamen kendinden uzağa düşürüp, "ben istedigim filmleri yapacagım, beni anlayan anlar, anlamayan anlamasın" derseniz o iş yürümez. Biz seyirciyle bir yerlere gitme alışkanlıgından geldik. Onlara gerekli saygıyı göstermek zorundayız. • Tüm şöhretini taşıyabilen biri ŞenerŞen Dizi furyası korkunç bir hal aldı. Ne düşünüyorsunuz? Bu tam bir işkence... Bir buçuk saatlik dizi zaten olmaz. Bu süre arsızca reklamcılar ve üreticiler arasında emek sömürüsü ile hırsla sürdürülüyor. Oyuncuların çalışmaya dairtüm keyifleri alınıyor. izleyicileri aptal sanıp, ne bulursak götürelim mantığıyla iş yapılıyor. Dizilerde zekâ yoksunluğu üst boyutta. Amerika'da kanalların yaptığı diziler Hollywood ile yanşıyor. Hem metin hem de görsel olarak çok ciddi emek harcanıyor. Her dizi, film tadı veriyor. Burada ise geleneksel bir ahmaklık var. Her sektör bundan payına düşeni alıyor. Bu, Türk insanının tahammül gücü mü yoksa zevklerinin durduğu nokta mı bunu bilemiyorum. Yavuz Turgul ve Şener Şen. Bu yoldaşlık uzun yıllardır izleyiciye büyük keyif veriyor. Nedir alameti farikanız? Bu yoldaşlık 1975 yılından beri bozulmadı. Birbirimizde çok ortakşey bulduk, yakınlığımız evlilikle sonuçlanmadı belki ama biz iyi dostuz! Birbirimizi tamamlayan çok yönümüz var. Benim titizlik dedigim, başkalarının huysuzluk olarak adlandırdığı tavnmın Şener'e iyi gelmesi önemli. Oynadığı rollerden mutlu olması onun seçiminin temeli. O çok iyi bir oyuncu. Mütevazı, sakin, tüm şöhretini taşıyabilen bir adam. Ya Cem Yılmaz? Aslında bu film onun için zordu. Çünkü Cem'in sinema ve kahraman anlayışı çok farklı. Müthiş bir bellek, müthiş bir yerli sinema hafızası var. Sevdiği tüm filmlerin repliklerini ezbere biliyor. Tam bir Şener Şen hastası. Hatta küçükken Davaro şalvarı bile varmış, ŞenerŞen ve Kemal Sunal'ı canlandınyormuş. Ama demeye "Av Mevsimf" filminde Şener Şen'e Cem Yılmaz, Melisa Sözen ve Okan Yalabık eşlik ediyor. çalıştım ya bu film aslında Yavuz Turgul ile birtutulacak bir film değil. Belki de bu konuda seyirci biraz hayal kırıklığına ugrayacak. Bu Cem'i de şaşırttı. Filmden sonra oluşacak atmosfer ona seçiminin doğru olup olmadığını söyleyecek. Zor bir yönetmensf niz. Oyuncuyu kafanızdaki resme oturtmaya mı çalışıyorsunuz yoksa ona da alan sagiıyor musunuz? Benim oyuncudan istedigim kafamdaki, zihnimde çekip bitirmiş olduğum filmi, tekrarlaması. Ben ne istediğimi çok iyi biliyorum. O yüzden de karşımdakine çok fazla bir şey kalmıyor. istediğimi versin yeter. Beni yoran insanlarla da çalışmam. Çünkü altı yıl emek verip, filmi kafasında bitiren birine ahkâm keserseniz, o da sizi keser. Oyuncuların senaryoyu birkaç kez okuyup, "şöyle böyle" demelerine izin vermem. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle