15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 20 CUMHURİYET SPOR 28 KASIM 2010 PAZAR Gemisini kurtaran kaptan İSTANBUL BŞB.: 0 F.BAHÇE: 1 STAT: Atatürk Olimpiyat HAKEMLER: Halis Özkahya (2), Erdinç Sezertam (4), Serkan Akarca (4) İSTANBUL BŞB.: Hasagic (5),Cihan (4), Serhat (5) (dk. 87 Ali), Mahmut (5), Ekrem (3), Gökhan (5), Zeki (3) (dk. 74 İskender 3), Efe (4) (dk. 56 Tevfik 4), İbrahim (5), Holmen (4), Tum (4) F.BAHÇE: Volkan (6), Gökhan Gönül (6), Bekir (7), Yobo (7), Caner (6), Mehmet (7), Baroni (6), Gökay (6), Stoch (5) (dk. 71 Selçuk 4), Alex (8) (dk. 71 Dia 6), Niang (5) (dk. 90+1 Semih) GOL: Dk. 33 Alex KIRMIZI KART: Dk. 78 Ekrem (İBB) SARI KARTLAR: Holmen, Efe (İBB); Alex, Caner, Gökhan Gönül (F.Bahçe) TAKIM TRABZON BURSA KAYSERİ F.BAHÇE İBB. BEŞİKTAŞ G.ANTEP ANTALYA KARABÜK G.SARAY A.GÜCÜ ESKİŞEHİR MANİSA G.BİRLİĞİ KONYA SİVAS BUCA K.PAŞA ALEX, İBB KARŞISINDA ATTIĞI TEK GOLLE TAKIMINA 3 PUANI KAZANDIRDI PUAN DURUMU O 14 13 13 14 14 13 14 13 13 13 13 14 14 14 14 14 13 14 G 10 8 8 8 7 6 5 5 5 5 4 3 5 3 2 2 1 1 B 3 4 4 3 2 3 5 4 3 2 4 6 0 5 5 5 5 5 M 1 1 1 3 5 4 4 4 5 6 5 5 9 6 7 7 7 8 A 32 23 18 36 19 21 12 16 20 14 18 11 18 12 15 15 7 13 Y 9 9 6 18 13 14 12 17 21 17 20 15 24 21 24 30 18 32 P 33 28 28 27 23 21 20 19 18 17 16 15 15 14 11 11 8 8 AVJ. +23 +14 +12 +18 +6 +7 0 1 1 3 2 4 6 9 9 15 11 19 Aykut Kocaman, geçen hafta Bucaspor karşısındaki 11’den sadece Santos’u oynatmadı. Sakatlığı atlatan Uğur Boral 8 ay sonra kadroya girdi. Alex yine maçın yıldızıydı. (Fotoğraflar:FATİH ERDOĞDU) ELEŞTİRİ ALİ İSMET URAL Bu Kez F.Bahçe Kötü Hakem ve Futbol Atatürk Olimpiyat Stadı; kapasitesi 80 bin. Görüntüsü itibarıyla harika ancak bulunduğu yer bakımından hiç de öyle değil. Biz bu stadı ‘olimpiyat oyunları’ için yapmıştık. Kafamızdaki düşünce hep bu yöndeydi. Fakat bugüne kadar kapımızı çalan olmadı. Bundan sonra da çalmaları bence mümkün değil. Kim bilir, belki 2040 yılının olimpiyat oyunlarını verebilirler, o zamana kadar da bu stat çürümüş olur. Şampiyonlar Ligi ve Türkiye Kupası finalinin oynandığı maçların dışında, burada spor adına yapılan üçüncü ciddi bir organizasyon yok. Stadı şimdilik İstanbul BŞB.’nin futbol takımı kullanıyor. İstanbul BŞB. de maçlarını burada oynamasa Olimpiyat Stadı kendi haline terk edilmiş olacak. Hoş, İstanbul BŞB. oynuyor da ne oluyor? Takımın seyirci kitlesi ne kadar? 200300 kişiyi geçmez. Gelenleri elinizle de sayabilirsiniz. Zaten maçlarında iki, bilemediniz üç giriş kapısı açılıyor. Anadolu yakasından buraya gelmek için insanların ne kadar büyük uğraşlar verdiğini düşünebiliyor musunuz? Gelişleri 2 saat, dönüşleri de öyle; 4 saatiniz gidiyor bir maç için. Yol sorunu hep facia… Stada geldiniz, içeriye girdiniz, eğer ‘soğuk’ havayla karşı karşıya kalırsanız, işte o zaman yandınız. Dün gece bunu yaşadık. Durmaksızın esen sert rüzgâr, adamın iliğine işliyor. Eziyet değil de bunun adı nedir? Aklıma yeni geldi, yanlış hatırlamıyorsam burada ‘atletizm’ yarışmaları da yapılmıştı ve o gün itibarıyla kırılan rekorlar, yine ‘rüzgâr’ nedeniyle geçersiz sayılmıştı. Atatürk Olimpiyat böyle bir stat işte. Hâlâ bu statta olimpiyat oyunlarını yapmak için bekleyenler var. ‘Pes’ demek geliyor içimden. Ama yine de beklemelerine sözüm yok. Hayal içinde yaşamak güzeldir! İki gün önceki yazıma ‘F.Bahçe’nin Olimpiyat kâbusu’ başlığını atmıştım. Doğrusu buydu zaten. Belediye, sahasında F.Bahçe ile oynadığı son 3 maçtan galibiyetle ayrılmış. Başka ne denilebilir ki? Abdullah Avcı yönetimindeki Belediye, izlediğim kadarıyla ‘seri’yi devam ettirmekten yana görünüyordu. Peki ya F.Bahçe tarafındaki durum? Daha önce ne yaşandıysa aynısı. Yine tedirginlik vardı, çünkü Belediye takımı her defasında Sarı Lacivertlilere ‘ters’ geliyordu. Aykut Hoca’nın ‘tedirginlik’ duymasını normal karşıladım. Çünkü F.Bahçe için bu 90 dakika zor geçecek olmakla beraber dönüm karşılaşmasıydı. Aykut değil kim gelirse gelsin tedirgin olur. Lugano maç kadrosuna alınmamış. Hiç şaşırmadım. Hem gereksiz yere oyundan atılacaksın, hem arkadaşlarını üç maç yalnız bırakacaksın, hem de sonra forma isteyeceksin. Kocaman’ın kararını adaletli buldum. Güzel bir oyun izleyeceğimi tahmin ediyordum, yanıldım. Futbolun sadece adı vardı. Sahadaki olumsuz oyun, hakem Halis Özkahya’nın kötü yönetimine bağlanabilir. Maç boyunca kararları sağlıklı değildi. Hele Alex’in düşürülüşüne seyirci kalması, bir hakem ayıbıydı. Oyuncularla girdiği diyalog da tartışılır. Niang 2, İbrahim Akın 3 net pozisyonu değerlendiremedi. Beceriksizlik mi, şanssızlık mı denir, bilemem. Alex sahneye çıkmakta yine gecikmedi. Brezilyalı’yı çok iştahlı görüyorum. Umarım sizler de farkındasınızdır. Grafiğinin yükselişinde Aykut Kocaman’ın rolü olduğunu düşünüyorum. Niang penaltıyı atsa son 15 dakika F.Bahçe için belki de çok stresli geçmeyecekti. Ama penaltı vuruşunda Senegallide neden bu kadar ısrar ediliyor, onu anlamış değilim. İki teknik direktörün yaptığı oyuncu değişiklikleri maçı adeta kilitledi. Buna karşın F.Bahçe kazanarak Olimpiyat kâbusunu noktaladı. 90 DAKİKA HİLMİ TÜRKAY KÂZIM’I SİLDİ Sarı Lacivertlilerde performansıyla en çok eleştirilen isimlerin başında gelen Kâzım’ı, teknik direktör Aykut Kocaman yine 18 kişilik kadroya almadı. Hiçbir sakatlığı bulunmayan genç futbolcunun devre arasında ayrılması bekleniyor. Beşiktaş’a büyük tepki F.Bahçeli taraftarların gündeminde yine ezeli rakipleri Beşiktaş vardı. Sarı Lacivertli seyirciler karşılaşma öncesinde Beşiktaş aleyhinde küfürlü tezahüratlarda bulundu. Tuncay Şanlı, Stoke City adına yaptığı mükemmel asist ve alınan 1 puan sonrası duştan çıkmış, evine doğru giderken tebrik etmek için aradığımda “Abi maç kaç kaç” diye sordu. Ben de “İlkyarı bitti, 10 Alex” deyince “Oh ya, hadi şu Olimpiyat Stadı stresini yenelim artık” demez mi? Ta oralardan Tuncay bile öyle söylüyorsa siz anlayın bu maçın stresini. İşte böyle bir maçı kazanmak da zor oldu F.Bahçe için. Alex’i oyundan çıkartmak Belediye’nin 10 kişi kalmasına rağmen golü daha fazla düşünmesine yol açtı. Maçın geneline baktığımızda ben dün geceki Baroni’yi F.Bahçe’ye geldiğinden beri ilk kez beğendim. Hem Alex’in attığı goldeki top çalmaları, hem de topsuz oyunda rakibin hücumlarını başlamadan kesmesi onun artılarıydı. Nasıl ki dün gece Belediye’nin zayıf halkası golde de hata yapan Mahmut ise F.Bahçe’nin için de günün başarısız isimleri Caner ve Stoch oldu. Caner 2 kez yerini kaybetti ancak Belediye bundan yararlanamadı. Stoch da çizgide oynadığı sürece F.Bahçe’ye yararlı olamayacaktır. Bu iyice kesinleşti. Kaldı ki onun yerine giren Dia bir çizgi oyuncusunun nasıl oynaması gerektiğini en güzel şekilde göstermiş oldu. Bu sezona net bir şekilde bakmak lazım. F.Bahçe’nin bütün rakipleri atak yaptığında savunmanın en rahat tarafı Gökhan Gönül’ün pozisyonu. Çünkü Gökhan müthiş performansıyla rakipleri için kâbus oldu. Dolayısıyla Aykut Hocanın da savunmanın soluna Gökhan Gönül’ün solağını bulması şart görünüyor. Sonuçta F.Bahçe için Olimpiyat ruhuna yakışmayan bu kötü stat kâbus olmaktan çıkmıştır. eposta: [email protected] ELEŞTİRİ DR. SEDAT HAYRAN Alex’in Gecesi Özkahya küfür mü etti? OLİMPİYAT KÂBUSU BİTTİ SEZGİN GELMEZ F.Bahçe, Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki şanssızlığını dün gece kırdı. Son 3 sezonda İstanbul BŞB ile bu statta oynadığı maçları kaybeden Sarı Lacivertliler dün rakibini devirerek bir ilki başardı. Zirve yarışında önemli bir engeli aşan F.Bahçe, bu sezon İstanbul’da oynadığı 9. maçı da kaybetmedi. İstanbul BŞB. karşısında F.Bahçe’nin tek golünü kaydeden Alex, ligdeki son 4 maçta da fileleri havalandırırken Brezilyalı oyuncu ayrıca bu sezonki 10. golünü kaydetti. F.Bahçe’de sakatlığı geçen Selçuk dünkü karşılaşmanın ikinci yarısında forma giyerek 56 gün sonra sahalara döndü. CUMHUR ÖNDER ARSLAN Zorlu karşılaşmada verdiği kararlar nedeniyle her iki takımın tepki gösterdiği hakem Halis Özkahya’ya karşılaşmanın ardından öfke vardı. İki ekip futbolcuları, Özkahya’nın kendilerine hitap şeklinden şikâyetçi oldu, akıllara “Hakem oyunculara küfür mü etti?” sorusu geldi. İstanbul BŞB. kaptanı Efe İnanç, “Hakemin futbolculara hitap tarzı çok kötüydü. Özkahya bunu düşünmeli. Bir tek dayak yemediğimiz kaldı” derken; Zeki, “Özkahya çok ağır konuştu. Hitap şekli fazla agresif” ifadelerini kullandı. Serhat ise “Hakemin üslubu yanlıştı. Ben korner atmaya giderken ‘Sıra sende. Seni oyundan atacağım’ dedi” diye konuştu. F.Bahçeli Gökhan Gönül de “Herhalde hakemlere ‘Sahanın patronu sizsiniz. İstediğinizi söyleyebilirsiniz’ diyorlar. Bunlara nasıl cesaret vermişler anlamıyorum. Hitap şekli bana çok yanlış geldi. Yayıncı kuruluş pep bizi çekiyor, biraz da hakemleri çeksin” açıklamasında bulundu. Ancak Halis Özkahya’nın futbolculara sahada sert davranmasının nedeni ortaya çıktı. Hafta içinde yapılan hakem seminerinde, UEFA Hakem Komitesi Üyesi Uilenberg’in hakemlere saha içinde otorite kurmak adına futbolculara karşı sert tavırlar sergilemelerini istediği öğrenildi. Zirve mücadelesinden kopmak istemeyen F.Bahçe, sezonun flaş ekiplerinden İstanbul BŞB.’ye konuk oldu. Her iki takımın da benzer taktik anlayışıyla oynadığı maçta 3 puanı Sarı Lacivertliler aldı. Ev sahibi İstanbul BŞB., kendine özgü, klasik oyun kurgusuyla mücadele etti yine. Maç genelinde sergilediği sert futbolla rakibi sindirmeye çalıştı. Gol yediği dakikaya kadar da rakibinin üzerinde ciddi baskı kurup adeta maçı tek kaleye çevirdi. Golden sonra ise rakibin ofansif ağırlığını maça iyi yansıtması nedeniyle oldukça zorlandı. İkinci yarı biraz daha hücuma yönelik oynadı. Pozisyonlar bulup tehlikeler üretti ancak final vuruşlarında başarılı olamadı. F.Bahçe’ye gelince; son haftalarda takımını sırtlayan Alex ile zorlu puan mücadelesini yine kazanmasını bildi. Ne var ki ilkyarıda golden sonra kurdukları baskıyı ikinci yarıda sergileyemediler. Sarı Lacivertliler, rakibine kıyasla kaliteli kadrosuna karşın takım olarak fazla baskılı oynayamıyor. Topu iyi kullanıp, pas organizasyonlarını iyi yapsa da göze hoş gelen total futbolu sergilemedi. Golden sonra skor avantajını rakibin taktik anlayışına göre ayarladı. Zaman zaman pozisyonlar buldu ancak gol bölgelerinde etkili olamadı. Dia oyuna girince F.Bahçe adına biraz tempo yükseldi. Ancak özellikle Niang’ın kuvvetsizliği ve kaçırdığı penaltıyla da isteksizliği dikkatlerden kaçmayan önemli bir fark olurken gözler de haklı olarak Semih’i aradı. Ancak uzatma dakikalarında anımsandı ‘genç’ Semih! Sonuçta tek golle de olsa F.Bahçe maçı kazandı. Önemli olan da galibiyet ve 3 puandı. hakem gözüyle MUHİTTİN BOŞAT Kritik Hatalar Stat yolu çile dolu Atatürk Olimpiyat Stadı’na ulaşım zorluğu ve kötü hava koşulları maça gelen taraftarları yine olumsuz etkiledi. Stada bağlantıda ana yol olarak kullanılan TEM’de çok sayıda kaza yaşanması, trafiği maça gelen taraftarlar için ‘çile’ haline dönüştürdü. Karşılaşmanın başlamasına 1 saat kala etkili olan sağanak yağış, trafiği kilitlenme noktasına getirdi. Stada araçlarıyla gelen çok sayıda F.Bahçe taraftarı maça, başlama saatinden 20 dakika sonra girebildi. Kale arkasında mücadeleyi izleyecek seyirciler yağış nedeniyle kapalı tribüne alındı. Karşılaşmayı 20 bine yakın taraftar izledi. Dönüşte de taraftarlar uzun süre sıkışan stat çıkış yolunda beklemek zorunda kaldı. BARONI: KALMAK İSTİYORUM Baroni: Kontratımın sonuna kadar F.Bahçe’de oynamak, şampiyonluklar kazanmak istiyorum. Selçuk: Kredimizin çoğunu tükettik, kazanmak zorundaydık. Bu kadar taraftarımızın geleceğini tahmin etmiyorduk ama sağolsunlar. Yobo: Altın değerinde 3 puan aldık. Boynumda problem var sahada rakipten dirsek yedim. İkinci yarıda Niang, penaltı atışından yararlanamadı. Senegalli futbolcu büyük üzüntü yaşarken yerini Semih’e bıraktıktan sonra direk soyunma odasına gitti. ‘OTORİTE BÖYLE OLMAZ’ F.Bahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, “Halis hoca genç bir hakem. Ama oyuncular üzerinde otoriteyi hakaretle kurmamalı. Verilen kararların doğruluğuyla otorite kurulmalı. Oyuncular hakemin üslubunun itici, hakaret vari olduğunu söyledi. Kalan haftaları kayıpsız geçip çok puanla kapatmak istiyoruz. Baroni esas futbolculuğunu gösterdi. Devamını diliyorum. Alex çok iyi gidiyor. Defansif anlamda problem yaşıyoruz” dedi. Halis Özkâhya, ilkyarıda ev sahibinden Holman’a gösterdiği sarı kart gereksizdi. F.Bahçe’den Alex’in topla oynama düşüncesi olmadan İbrahim Akın’ın dizine tabanıyla vurmasına kırmızı kart göstermesi gerekirken pozisyonu sarı kartla geçiştirdi. Oyundan atılmayan Alex, 5 dakika sonra F.Bahçe’nin tek golünü attı. Özkâhya, ikinci yarıda EkremGökhan Gönül mücadelesinde faul verip, ev sahibi ekibin oyuncusuna sarı kart göstermesi gerekirken oyunu devam ettirdi. Buna sinirlenen Gökhan Gönül de arkadan koşarak rakibine bilerek tekme attı. Bu pozisyonda Gökhan Gönül kırmızı kart görmesi gerekirken sarı kartla kurtuldu. Daha önce sarı kartı olan Efe, ceza alanı dışında Alex’i sportmenlik dışı bir hareketle tutarak düşürdü. 2. sarı karttan oyun dışı kalması gereken bu oyuncuya karşı da Halis Özkâhya kayıtsız kaldı. Oyunu çok iyi okuyan teknik direktör Abdullah Avcı da Efe’yi kırmızı kart görmemesi için maçtan çıkardı. F.Bahçe’nin penaltı kazandığı pozisyonda hakemin kararı doğruydu. Mahmut’un Dia’ya dikkatsiz bir müdahalesi söz konusuydu. Bu pozisyon sarı kart gerektirmiyordu. Ekrem ise pozisyona itirazdan 2. sarı kartı görünce kırmızıyı gördü. Maçın genelinde başarısız bir yönetim gösteren Halis Özkâhya notunu düşürdü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle