15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR 28 KASIM 2010/ SAYI 1288 Zeynep Özbatur Atakan, Avrupa Film Akademisi tarafından Eurimages ödülüne layık görüldü ve yılın yapımcısı ödülünü aldı. "Ödül almak için bu işi yapmıyorum" dese de motive olduğu kesin. Kendine seçtiği yol ise bir yandan sinemaya yatırım yaparken diğer yandan genç ve bilinçli yapımcılar yetiştirebilmek. ATAOL BEHRAMOĞLU Şair Yaşar Kemal... aşar Kemal'in şairliğinden kuşkusu olan var mı? O romanlarıyla, öyküleriyle, röportajlarıyla, Türkçenin en büyük şairlerindendir... Hatta denebilir ki onu büyük romancı yapan, konulardaki özgünlük ve kompozisyon başarısı kadar, bu şairlik yeteneğidir. Roman ve öyküdeki şiir ne demek? Bence bu şiir öncelikle betimlerde, özellikle de doga betimlerinde ortaya çıkıyor... "Ince Memed"in konusunu ya da kurgusunu, olayların geçtiği coğrafyanın betiminden ayrı düşünemeyiz. Çakırdikenlerinin betimlendigi bölümleri çıkarıp atın, öykü onlarsız güçsüz kalabilir. Onun bütün romanlan ve genel olarak bütün yazdıkları için geçerli bir olgudur bu. Aynı şeyi Tolstoy'un "Savaş ve Barış"\ "Kamnina"s\, Gorki'nin ilk öykülerinden birçogu, Şolohov'un "Durgun Don"u ve başka birçok yazar ve yapıtı için söyleyebilirim. Aklıma yine ilk gelen örneklerden "Bovary"de Flaubert'in şairligi, belki öncelikle doga betimlerinde değil, fakat genel olarak mecazlı dilindedir. Çağdaşlardan (biraz farklı da olsa) bir örnek: M. Duras'nın "Bir YazAkşamı Saat On Buçuk"ur\öaki kederdolu şiir, anlatı boyunca sürekli yağan yagmurla da ilgilidir... Geçerken bir degini daha: Dostoyevski'de, ilk küçük oylumlu anlatılarından sonraki büyük yapıtlarda şiire pek rastlanmaz... Bu konuyu sürdürecek olursak, uzayarak ve dallanarak sürüp gidecek... Yazımı okumaktaysa eger, Yaşar Agabey'in, "Uzatma! Benim şiir olarak yayımladığım şürlere gel!" dediğini duyar gibiyim... • r^'T"" 'A*X Bizde ve dünya edebiyatında romarive öykülerdeki şiirsellik konusunu, belki zaman zaman dönmek üzere, şimdilik erteliyor ve Yaşar Kemal'in şiir olarak yayımladıgı şürlere geliyorum... *** Y "Şiir olarak şiir" ne demek? Bu, en genel geçer anlamıyla dizeler biçiminde alt alta yazılarak oluşturulan yazı demektir... Yaşar Kemal'in "Bugünlerde Bahar indi" başlığı ile bir araya getirdigi şiirler bu genel tanıma uyuyor ve bunun ötesine geçiyor... Kitabın başına konulmuş "Irgatlık Anıları"yirmi yaşındaki Yaşar Kemal'i tanımak bakımından ilginç, fakat şiir degil... Buna karşılık, Orhan Veli, Cahit Sıtkı ve 4O'lı yıllar toplumcu şiirinin tatlarıyla harmanlanmış ilk şiir ("Bekle"), içinden şiir ırmagı akrtıakta olan delikanlıyı haber veriyor... Derken, Dıranas'tan, Daglarca'dan esintiler... ("Serenat", "Talih" vb..) Beni şaşırtan, yirmili yaşlarındaki şair Yaşar Kemal'in, inişli çıkışlı şiir serüveni... Bu etkilerden az sonra, daha gerilerde bir şiirin, hececilerin, Kemalettin Kamu'nun izleriyle karşılaşıyorsunuz: ("Bu Sabah", vb...) Sonra, üzerinde pek de durulması gerekmeyecek dörtlüklerin ardıııdan, harika bir halk şiiri dönüştürümü: "Şikâyet". (Bu şiirdeki "beği","yoğu", "göğü", "dağı", "sağı"buluşu, bence her şeyden önce büyük bir dil ustalığına doğru yol alışın habercisidir... "Kapı" konusunda ise, ben, kitaba güzel ve degerli bir önsöz yazan Güvon Turan'dan farklı düşünüyorum. Bu "Kapı", bana kalırsa, sondaki gerçekten ilginç "Kırmızı Deynek"e doğil, Yaşar Kemal'in yazarlıgında şiirden düzyazıya, öyküye ve romana aralanmakta olan kapıdır... "Kırmızı Deynek' ise, Güven Turan'ın da belirttigi gibi, modern şiirözfîllikleri taşıyor... Ben adını da koyayım: Hiç kuşkusuz Yaşar Kemal'in kendi özgün kişiliginin yanı sıra, Turgut Uyar, Edip Cansever ve "Saman Sarısı" ile Nâzım Hikmet olmasa, bu şiir yazılamazdı... 1970'li yılların şehitleri için yazılan "Ulaş" destanı anılmaksızın, Yaşar Kemal'in şiirleri • üstüne bu yazı eksik kalır. Sonuçta, bu şiirleri çagdaş şiirimizin neresine koyarsak koyalım, "Bugünlerde Bahar İndi" başlığı altında topladıgı şiirleri de, büyük ve sevgili ustanın, cömert, durmaksızın devinen, taşıp duran yüreginin okura iyi ki sundugu bir izdüşümüdür... • [email protected] Benimki ezber bozan bir deneyim ZUHAL AYTOLUN eynep Özbatur Atakan, biryapımcı. Uluslararası alanda ödül alan filmlere imza atıyor. Nuri Bilge Ceylan'ın Iklimler'i, Üç Maymun'u, Kutluğ Ataman'ın Lola ve Bilikid'i çalıştıgı filmlerden sadece birkaçı. Şimdilerde de kendisi bir ödüle layık görüldü. A Aralık'ta Talinn'de yapılacak ödül töreniyle Avrupa Film Akademisi tarafından Eurimages, "yılın yapımcısı" ödülünü alacak. Bu ödül ilk kez tek bir yapımcıya veriliyor. Ayrıca Türkiye'nin aldıgı da ilk yapımcı ödülü. Özbatur için bu, uluslararası alanda fark edilir olmaktan dolayı önemli. Çünkü 12 yıldır sinema sektöründe ve dünyanın her yerinde izlenebilen filmler yapmanın peşinde koşuyor. Sektör içinde pişmanlıkları yok. Onun için her deneyim biricik. Yanlış kararlar verdigi de olmuş, hayal kırıkhkları da. Hepsine teşekkür ediyor: "iyi ve ögretici deneyimlerim var." Z Avrupa'dan yılın yapımcısı ödülünü aldınız. Sanınm Türkiye'ye de iik kez gelen bir ödül bu. Yapımcılar ödül alır mıydı? Bu ödül, dört yıldır uluslararası projeler yapıp sunabilen yapımcılara veriliyor. Hatta genellikle ortak yapım oldugu için iki yapımcıya verilir. Bu yıl, daha da ilginci tek yapımcıya verilmesi oldu. Ne hissediyorsunuz peki? Yaptıgınız işin görüldügünü mü, deger verildlgini mi? Sizde bıraktıgı etki nedir? Ödül almak ü?ere bir iş yapmıyorum, yapmadım da. Aslında böyle bir ödül oldugunu duymuş olsam da aday olduğumu ya da ismimin döndüğünü dahi bilmiyordum. Ru güzel bir şey. Çünkü ödül, her zaman motive edicidir. Emeginin karşılıgını almış gibi hisseder insan. Beni etkileyen bireysel çabalarımın farkına varılması. Çünkü sinemaya girdigimden itibaren uluslararası projeler yapmaya odaklandım. Derdim dünyanın her yerinde i/lenebilen filmler yapmak. Kriterlerimi ve çalışma koşullarımı da öyle yarattım. Neden işin yapım kısmını tercih ettiniz? Başka bir alana hiç mi gönlünüz kaymadı? Sinema televizyon eğitimi aldım. Okulun ilk yıllarında istedigim kafamda netleşmemişti. TRT'de staj yaptım ve televizyoncu olamayacagıma karar verdim. Sonrasında da reklam sektörü geldi. O süreçte hem çalıştıgım yönetmenlerin yönlendirmesi hem de kendi gözlemlerimle işin yapım kısmında başarılı olabilecegimin işaretlerini aldım. Gerçi kolay olmadı. Reji asistanhgı da yaptım, yönetmenligi de denedim. Ama hedef yapımcılıktı. SİNEMAYLA YAŞIYORUM Yapımcı sermaye demek bir anlamda. Öncelikle bilinen kısmı bu. Aslında başka önemli boyutlan da yok mu işin? Burada kavram karmaşası var. Yapımcılıkla patronluk birbirine karıştırılıyor. Yapımcı patron da olabilir ancak ille de parayı koyan kişi olarak anılması bu mesleğe haksızlık etmek olur. Çünkü yapımcı, projeyi bulur. Yönetmen ve senaristle işbirligi yapar, dogru mecralarda projeyi tanıtır ve finansman yaratır. O bütçeyle de uygun servisi ha/ırlar. Aslında her aşamada bağlantılı olduklarına sorumlu olan kişidir. Bu işe girdiğinizde siz nasıl bir sermaye koydunuz? Bütün birikiminizi mi aktardınız işe? Sermaye koymadan bu iş olma/. Büyük paralardan söz etmiyorum elbette. Ama reklam sektörüyle beraber sinemaya geçtigim için hayatımı kazandıgım başka bir alan vardı. Bir taraftan aldığımı diger bir tarafa aktardım. Özveride bulunmak şart zaten. Ama sinema ticari bir iş. Para harcamazsanız olmaz. Şimdi reklamcılıgı da bıraktım, uzun zamandır sinemayla yaşıyorum. • [email protected] HEDEFİMYAPIMCILIKTI Nedir sizin bir yapımcı olarak hassas oldugunuz noktalar? Sinemada neyin peşindesiniz? Esas amacım yönetmen sineması üzerine gitmek. İyi yönetmenlerle uluslararası kritelerlere sahip işler çıkarabilmek istiyorum. Çogunlukla Nuri Bilge Ceylan filmlerinin yapımcısı olarak tanınıyorsunuz. Çok dogal, çünkü son yedi yıldır başka kimseyle çalışmadım. Yedi yılda Nuri Bilge ile üç film yaptık. Ama sadece onunla çalışmadım. ilk projem Kutlug Ataman'ın Bilidikid'i oldu. Onu da Tayfun Pirselimoğlu'yla Hiçbir Yerde filmi takip etti. İLBER ORTAYLI'NIN SEÇME ESERLERİ DÖRDÜNCÜ KİTAPLA DEVAM EDIYOR. Pencere açmaya ihtiyacımız Türk sineması adına neyi görmek Istiyorsunuz? Nasıl bir misyon üstlenlyorsunuz? Türk sineması olumlu yönde ilerliyor. Eksikler var elbette ama bu bir hamleyle düzelemez. Süreç ve deneyimlerle olacak. Sinema sektörüne gireli 12 yıl oluyor. Bu süreçte büyük gelişmeler de oldu. Kültür Bakanlıgı'nın destegi, özel sektörün sinemaya bakışı ve daha da önemlisi yaratıcı genç yönetmenlerin ortaya çıkması... Bunları görmezden gelemeyiz. Yapımcılann vlzyonsuzlugundan söz edilegelir hep. Nasıl bir yol çiziyorsunuz kendinize? Yanlış algıları düzeltme, genç ve bilinçli yapımcılar yetiştirme gibi bir tercihiniz var mı? Vizyonsuzluk sorununun şimdilerde oldugunu düşünmüyorum. Vizyonu gelişmiş çok güzel projeler de üretiliyor bu ülkede. Ben, 12 yıldır bu sektördeyim. Yapımcılık mesleginin ne oldugu konusunda e/ber bozan bir deneyim edindim bu süreçte. Artık işin başka alanlarını tanıtmak ve benimsetmek üzere yapımcılar yetiştiriyorum. Ofisimde yaptığım atölye çalışmalarıyla iyi projeler bulup, genç Kltabevlerlmlz: lstanbul Kadıküy, Tel: (0216) 348 97 84 ftnfnöırii MÜZP, TBI: (0212) 511 13 37 Caddebostan, Tcl: (0216) 386 65 62 Ankara • Venişehlr, Tel: (0312) 430 33 66 • izmlr Kurşıyaka, Tcl: (0232) 364 71 42 • Dlyttrlıakır Ons, Tol: (0412) 2211 42^16 yapımcılarla buluşturmaya çalışıyorıjm. Atölyeye senarist, yönetmen ve oyurıcular da katılıyor. Çünkü işin bu kısmını onlar da bilmek istiyor. O kadar büyük bir önyargı var ki, pencoro açmaya ihtiyacımız var. Peki önümüzdeki süreç ne getirecek? Yeni dönem projeleriniz neler? Atölyo çalışmalarımdan projelerin çıkmasını istiyorum. Onun dışında Nuri Bilge'nin son filmini tamarnlıyoruz. Kutlug Ataman'la da üzerine çalıştığımız ve önümüzdeki yıl yapacağımız yeni bir proje var. 10 yıl sonra ilk defa birlikte iş yapacagı/ onunla. Şirketi de büyütmek istemiyorum. Az proje ve saglıklı çalışma koşullarıyla yolumda yürüyecegim. Yazdıgınız senaryolar var mı? Sinema için yazmayı hiç düşünmedim. Ancak yazı ya/mayı çok severim. Hatta iklimler'in kitabında güncem var. Üç Maymun da çıkacak. Ben kendi kitabım üzerine çalışıyorum şu sıralar. Dünyanın farklı yerlerindeki yapımcılarla söyleşiler yapıyorum. Farklı bakış açılarının bulundugu söyleşi kitabının bir kaynak halinde olması dilegim. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle