15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 21 KASIM 2010 PAZAR 6 HABERLER CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Kürt politikasının adını koydu: Üçüncü yol açıyoruz BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI ‘Diyarbakır kazanılmaya hazır’ UTKU ÇAKIRÖZER Füze Kakıştırması “Batı bizim ana yönümüz, o nedenle füze kalkanı projesine evet demeliyiz.” Hiç sorgulanmadan veya bilinçli olarak edilmiş bir söz veya alınmış bir tavır. Bu, en hafifinden yapacağımız bir değerlendirmedir. Bu tavra denecek o kadar söz var ki... Ama en iyisi bazı saptamalarla konunun özü olan fikre yönelelim: Füze kalkanı projesinin “ana”sı, 1980’lerin Reagan döneminin Yıldız Savaşları projesidir (Stratejik Savunma Girişimi). Bu Amerika’nın ulusal savaş stratejisinin yeni konseptiydi ve dış haberler şefliği ve yayın müdürlüğü yaptığımız o dönemde ve daha sonra proje üzerine çok yazıp çizdik. ABD proje üzerinde 1983’ten beri çalışıyor. Yani para harcıyor. 1980’ler, Rusya ile rekabetin alabildiğine sürdüğü yıllardı. 1990’dan sonra SSCB çöktü ama proje rafa kaldırılmadı, daha yavaştan pişirilmeye alındı. ABD Savunma Bakanlığı “savaş projeleri” için var olan bir bakanlıktır. Büyük harcamalarla savaş sanayisini finanse eder. Nitekim bu projeye şimdiye kadar 100 milyar doları aşan masraf yaptı. ABD gibi emperyalist süper devletin (ve İngiltere gibi eteğindeki diğerlerinin) ve büyük savaş sanayilerinin sürekli “düşmanlara” ve “savaşlara” ihtiyacı vardır, şüphesiz ayakta kalmak için, varlıklarını sürdürebilmek için. Savaş için yaptıkları harcamaların yüzde birini barış sağlamak ve savaş nedenlerini ortadan kaldırmak için yapmazlar... SSCB çöktükten sonra, “düşman”, Amerikalı teorisyenlerin tezleriyle destekledikleri “medeniyetler çatışması” oldu. Burada önemli olan “medeniyetler çatışması”nı engellemek değil, geliştirmek, kışkırtmak ve savaş sanayisinin bir konusu yapmaktı. Emperyalizmin her zaman küresel düşmanlara ihtiyacı vardır. Küresellikmüresellik, kapitalizm var oldukça değişmeyecek temel gerçek, ulusal çıkarlar ve karakterlerdir. Ulus devletler, kapitalizm çağının ürünleri olduğuna göre, ulus/ülke/devlet çıkarları, bütün gelişmelere damgasını vuracak ana özelliktir (*). Nitekim bütün gelişmeler de bunu gösteriyor: Tek merkezli bir dünya, hızla yerini yeniden çok merkezli bir yapıya bıraktı. Rusya, Çin ve daha pek çok “ekonomik” odaklar ortaya çıktı; “Batı” krizle çöktü; dünyada eksenler değişti ve çoklaştı. Füze kalkanı projesinin bence 6 niteliği var: a) Savaş sanayisi üretimini durmadan geliştirmek; b) Savaşsavunma harcamalarını dünyada arttırmaya zorlamak ve savaş sanayisi için müşteri arttırmak; c) Dostdüşman cepheleri yaratmak; d) Küresel rekabette savaş kapasitesini/gücünü, yanındaki “dost” ülkelerde/kampta liderlik baskısı/pozisyonu olarak kullanmak; e) Kendi (Batı!) kampında olmayan diğer kamplar ve güçlü ülkeler için üstünlük/hegemonya rekabetinde büyük bir koz olarak elde tutmak; f) Muhtemel bir “dünya savaşı”nı ise kendi topraklarının çok ötesinde, başka ülkelerin topraklarında karşılamak ve yapmak... Füze kalkanı sisteminin sanki hedefi, İran gibi köktendinci rejimlerden gelecek “saldırıları” karşılamakmış... Kalkan daha önce Rusya’yı da hedef alıyordu! Şangay (İşbirliği Örgütü) İttifakı da var. ABD, kalkan projesiyle çok yönlü ve her türlü büyük siyasi rekabeti hedef almaktadır. Ama güncel olarak İran – İslamcı köktendinci şiddetçileri kullanmaktadır. Füze kalkanı projesiyle, NATO’nun bir Soğuk Savaş aracı olması özelliği arasında hiçbir fark yoktur. Avrupa ve Türkiye, diyelim ki bir küresel savaşta, ABD’nin ön cepheleridir. Yeter ki, ABD ulus devletine savaş bulaşmasın, bütün dünya ateşe atılabilir. Amerikalı savaş sanayisi ve muhafazakâr güçleri, hasarsız atlatabileceklerine inansalar, şu küresel krizden çıkmak için bir savaşı bile göze alabilirler. Ancak, şimdilik böyle bir savaşta ayakta kalabilecek tek ülke Çin’dir. Savaş, zaten gerçekleşecek olan Çin’in dünya liderliğini sadece hızlandırır. Yarın, bu açıdan Türkiye ve Batı ittifakına bakacağız. (*) “Ulusyıkıcılığı Zamanları”, Orhan Bursalı, Cumhuriyet Kitapları, Ekim 2010 DİYARBAKIR ŞANLIURFA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin AKP gibi inançları, BDP gibi etnik kimliği siyasete alet etmeyeceğini belirterek “Üçüncü yolu açıyoruz” dedi. “CHP’nin Kürt aşkı yeniden mi alevleniyor” sorusuna, “Aşk ölmez eğer gerçekten seviyorsan” yanıtını veren Kılıçdaroğlu, iki yıl öncesi CHP açısından kayıp olarak değerlendirilen Diyarbakır’ın “kazanılmaya hazır” olduğu izlenimi edindiğini belirtti. Diyarbakır’dan Şanlıurfa’ya giderken otobüste Diyarbakır izlenimlerini gazetecilerle paylaşan Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi: D YARBAKIR KAZANILMAYA HAZIR: 2008’de Deniz Baykal ile gelmiştim. Bizim açımızdan kayıp bir Diyarbakır idi. Şimdi ise kazanılmakta olan. Yüzde yüz kazanılmış demek doğru değil. Ama daha fazla gelirsek, bölgenin sorunlarıyla daha fazla ilgilenirsek Diyarbakır’ı kazanabiliriz. Burası bir dönem sosyal demokratların iktidar olduğu, belediye başkanları çıkaran bir bölge. Bundan sonra daha sık geleceğiz. İhmal etmeyeceğiz. Bir sonraki ziyaretimde en az iki gün kalacağım ve sivil toplum örgütlerini ziyaret edeceğim. ÜÇÜNCÜ YOL: AKP ve BDP dışında üçüncü bir yol açıyoruz, üçüncü yolu yakalayacağız. O yol, ekmek, iş, özgürlük yolu. AKP gibi inançları, BDP gibi etnik kimliği siyasete alet etmeyeceğiz. Yeni CHP, sosyal demokrat politikalarla Diyarbakır’da, bu bölgede inanıyorum kısa bir sürede önemli bir güç haline gelecektir. Kürt kökenli yurtaşların talepleri var. Onları göz ardı etmiş değiliz. Ama sadece etnik kimliği öne çıkarırsanız, birleştirmez ayırırsınız. Ama insanlara iş, aş, ekmek getirme çabasını sürdüreceğiz. Diyarbakır’ın varoşlarında ciddi insanlık dramları yaşandığını tahmin ediyorum. İş bulamayan gece yatağa aç giren yüzlerce çocuk var. Bölgeye insan hakları bağlamında onların onurunu kırmadan yeni sosyal politikalarla gitmek gerekiyor. BATAKLIĞA G REN KAYBEDER: Genç bir çocuk ‘barış’ diye seslendi. Burada barış özlemi var. Sokakta özgürce yürümek istiyorlar. Terörden mağduriyet yaşıyorlar. Bizim de amacımız daha fazla demokrasi ve özgürlük. Baskılar ile özgürlükleri sınırlayarak bir yere varamıyoruz. Kişilerin düşüncelerini özgürce ifade etmelerini sağlayacaksınız. Ama tuzağa düşmeyeceksiniz. O tuzak inanç ve etnik kimlik ekseninde siyasettir. Eğer o bataklığa girerseniz siz de kaybedersiniz Türkiyede. AKP’YE OY VERENE S TEM M VAR: Konuştuğum Diyarbakırlıların çoğu iş istiyor. Çok önemli bir talep. Ama sitemimi de Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin AKP gibi inançları, BDP gibi etnik kimliği siyasete alet etmeyeceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “CHP’nin Kürt aşkı yeniden mi alevleniyor” sorusuna ise “Aşk ölmez eğer gerçekten seviyorsan” yanıtını verdi. söyledim. Buraya fabrika kurmak yerine yeni hapishane sözü veren zihniyete oy veriliyor olması da üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. BEKLED Ğ MDEN GÜZEL: Diyarbakır’a bir çay içmeye geldik, fazlasını bulduk. Doğrusu benim beklediğimden çok daha güzel bir ilgi vardı. Özellikle de sokakta otobüse gösterilen ilgi. İnsanlar el kaldırıp selam verebiliyordu. Demek ki üçüncü yol mümkün. Bu ziyaretle bir kulvar açtık. Diyarbakır’a demokrasi geldi. KCK’DE TÜRKÇE SAVUNMA YAPILSIN: Diyarbakırlılardan KCK davasıyla ilgilenmemizi isteyenler oldu. Ben o davada gözaltına alınanlara kelepçe takılmasını eleştiren biriyim. İddianame konusunda bir şey diyemem. PKK ile ilişki kuran belli iddialar var. Oradaki arkadaşların savunmalarını Türkçe yapması gerekir. Olayı kilitlemeleri doğru değil. Orada da özellikle içerde kanser olanlar var dendi. Öyle bir durum varsa tedaviye izin vererek bu insanlık dramını dindirmek gerekir. Bu da hükümetin sorumluluğu. tifak arayışındadır’ sözlerini anımsatması üzerine “Sayın Başbakan’ın her dediğine inanacak mıyız? Ben o konuda açıklama yaptım. Herhalde CHP ile ilgili kararı biz vereceğiz, sayın Başbakan verecek değil” dedi. Diyarbakır gezisi twitter’da CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildikten sonra ilk kez gittiği Diyarbakır gezisinin her anı twitter’da yayımlandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, gezi ile ilgili sık sık twitter’a not düştü. Kılıçdaroğlu’nun gezisiyle ilgili aynı zamanda halkın nabzını da tutan Te Erdoğan’a yanıt Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a giderken Esenboğa Havalimanı’nda, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ın ‘CHP’nin düştüğü durum belli, genel seçim için it kin, Diyarbakırlılardan da görüş aldı. Tekin’e göre bölge halkı “10 yıldır ilk kez bir siyasi liderin çok rahat bir şekilde sokaklarda gezdiği” yorumlarını dile getirerek, Kılıçdaroğlu’ndan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Tekin’in izlenimleri twitter’a şöyle yansıdı: “Diyarbakır’da çok güzel karşılandık. Müthişti.. Alandan çıkmak zor oldu. İlgiye çok teşekkürler. Gerçekten çok güzel bir tablo. Tekrarını tüm Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde de bekliyoruz. Bu tabloyu özlemişiz. Diyarbakır sokaklarındayız, halktan, esnaftan büyük ilgi var. Bize söylenen 10 yıldır ilk kez bir siyasi parti lideri sokaklarda böyle rahat gezebiliyor. Kemal Bey, ‘acıyı dindirmek boynumuzun borcudur’ diyor Diyarbakır’da...” SÜHEYL BATUM Eski Trabzon Merkez İlçe Başkanı Muharrem Şahin’in oğlu Özgür Şahin’in nikâh törenine katılan Baykal, öncesinde esnafı ziyaret ederek yurttaşlarla sohbet etti. ‘Çatlak yaratılmak isteniyor’ SİNAN TARTANOĞLU Baykal, Trabzon’da parti politikalarına yönelik uyarılarda bulundu ‘Şimdi tuzağa mı düşeceğiz?’ AHMET ŞEFİK TRABZON Trabzon’da parti politikalarına yönelik uyarılarda bulunan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “iktidara teslim olarak, iktidarın politikalarına özenerek, iktidarın dümen suyuna girerek bir yere gitmenin mümkün olmadığını” söyledi. Baykal, etnik ve mezhepsel açılımı yapmanın CHP’nin işi olmadığını belirterek “80 yılda düşmediğimiz tuzağa şimdi mi düşeceğiz” diye sordu. Eski Trabzon Merkez İlçe Başkanı Muharrem Şahin’in oğlu Özgür Şahin’in nikâh törenine katılan Baykal, öncesinde CHP Trabzon İl Örgütü’nü ziyaret etti. Baykal, burada yaptığı açıklamada, parti içindeki tartışmaların moral bozmaması çağrısında bulundu. Baykal, “Sadece iktidara gelip de görev yapacak olan partilerden değiliz. Biz muhalefette de görev yaparız. Biz muhalefette de önemli görevler yaptık. Daima yaptık. Hizmet olarak, caydırıcı olarak. Olumsuzlukları önlemek amaçlı. Türkiye’nin temel niteliklerini ayakta tutarak çok büyük hizmetler yaptık. Muhalefette de görevimiz var iktidarda da görevimiz var. Muhalefette görevim yok diye düşünürsen iktidar olmak için kestirme yollar ararsın” diye konuştu. Konuşmasında etnik ve mezhep ayrımcılığına özel bir yer vermesi gerektiğine dikkat çeken Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı: “İktidara teslim olarak, iktidarın politikalarına özenerek, iktidarın dümen suyuna girerek bir yere gitmek mümkün değildir. Biz onun peşinde sürüklenmek istemiyoruz. Etnik ve mezhepsel ayrım yapmak bizim işimiz değildir. Etnik ayrışmaya omuz vererek değil, mezhep temelinde açılımlar yaparak değil, tam tersine herkesi insan olarak görüp, herkesi eşit sayıp, herkesin kimliğiyle yaşamasını temel bir amaç bilip, ama devleti etnik temelde ayrıştırıcı bir unsura dönüştürmeden bunun siyasetini yapmadan bir politika izlemek, o yöntemleri taklit etmek bizim işimizdir. Daha önce düşünülmeyen tuzağa şimdi mi düşeceğiz sanki. İnanıyorum CHP buna izin vermeyecektir.” ANKARA CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, bayram ziyaretinde “BDP ile ittifak yaparız” demediğini belirterek, “Benim ya da Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun ağzından net olarak çıktığını duymuyorsanız, sakın inanmayın. Partide bir çatlak yaratılmaya uğraşılıyor” dedi. Süheyl Batum, BDP heyetinin bayram ziyaretinde “BDP ile ittifak yaparız, yapmamız gerek” gibi bir ifade kullanmadığını söyledi. Batum, burada oynanmak istenen oyunla “CHP’liler üzerinde kuşku yaratılmak isteniyor” dedi. Törende söylediklerine açıklık getiren Batum, “Ben, ‘Türkiye’de demokrasiyi, laik sistemi, bağımsızlığı, çağdaş hukuk devletini savunan her partiyle görüşürüz, konuşuruz’ diyorum” ifadesini kullandı. Oynanan oyunla bu sözlerinden ittifak anlamı çıkarılmak istendiğini belirten Batum, “Bu oyuna gelenleri kullanarak partide bir çatlak yaratılmaya uğraşılıyor” diye konuştu. Türbanda çıt yok Süheyl Batum, türban konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın taban tabana zıt iki görüş ortaya koyduğunu anımsattı. “Belli medya kuruluşlarının” bu konuda “çıt çıkarmadığını” vurguladı. http://orhanbursali.blogspot.com [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle