15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 21 KASIM 2010 PAZAR [email protected] 12 Domino korkusu Yunanistan’dan sonra bu kez Avrupa’nın korkusu İrlanda. Portekiz ve İspanya da sırada Şu sıralar pek adı duyulmasa da İspanya da Ekonomi Servisi İrlanda’da patlak veren borç sorunu, büyük bütçe açıkları ve kırılgan yakında gündeme gelecek gibi görünüyor. bankacılık sistemiyle boğuşan Avrupa’da kriz Kemer sıkma programı uygulayan İspanya yüzkorkularını yeniden gündeme getirdi. Borç çık de 9.3 ile Avro Bölgesi’nin en yüksek ikinci mazındaki İrlanda’nın AB ve IMF’den yardım en büyük bütçe açığına sahip ülke. Bu açıdan istememekte direnmesi, riskli Avro Bölgesi ül İspanya ve Portekiz’in ‘şimdilik’ yardımı kelerine ilişkin kaygıları arttırırken İrlanda hü reddetmesi AB’nin moralini bozuyor. kümeti baskılara daha fazla direnemedi ve kurtarma planını kabul etti. Zaten Avro’yu kul Onlarca milyar dolar lanan ülkelerden biri olan İrlanda’nın, diğer Avro bölgesi ülkelerinin ve Avrupa Merkez BanEkonomisini istikrara kavuşturmak için acil kası’nın (ECB) tavsiyesi dışında hareket etmesi finansal programına yönelik son ayrıntıları şeçok zor bir ihtimal olarak görünüyordu. killendiren İrlanda hükümeti, Avro Bölgesi’nde Yatırımcıları bir haftadır yüklü borcu yü bu yıl gerçekleştirecek ikinci kurtarma girişizünden diken üstünde tutan İrlanda’nın minden faydalanma yolunda adım adım 100 milyar dolardan fazla borcu olilerliyor. Hükümet, bütçe açığının Avrupa’nın duğu tahmin ediliyor. İşsizlik GSYH’nin yüzde 34’üne ulaştığı yeni “hasta adamı” ise yüzde 13.2 ile İngiltere’nin bir ortamda ülkede yaşanan maİrlanda, Avro iki katı seviyesinde. Rekor li çöküntüye karşı alınacak öndüzeye ulaşan bütçe açığı ise Bölgesi’nde tansiyonu lemleri görüşmek üzere dün bir GSYH’nin yüzde 34’ü civa iyice yükseltmeye başladı. araya geldi. Hükümetin alınarında bulunuyor. Ayrıca İrKrizin domino etkisi gibi cak önlemleri salı günü ilan etlanda bankaları ECB’nin desmesi bekleniyor. yayıldığı bölgede, teğiyle ayakta duruyor olİrlanda merkezli bankaların Portekiz’in ismi de ması. 29 Ekim itibarııyla İruluslararası piyasalarla ilişkilelanda bankalarının ECB’ye piyasalarda anılmaya rinin dondurulduğu ve Yunanisborcu 130 milyar doları buldu. tan’daki krizi anımsatan bu döbaşlandı. Yunanistan ve İrlanda’nın ortak nemde Avrupa Birliği, ECB ve IMF sorunları aynı para birimini kullanile de acil kredi görüşmeleri devam edidıkları için Avro Bölgesi’nin istikrarını ya yor. AB ve İrlandalı yetkililere göre, kurtarma kından ilgilendiriyor. Bu nedenle krizin domino paketinin büyüklüğü geçen mayısta Yunanisetkisi gibi yayıldığı Avrupa’nın diğer bir tan’a yapılan 110 milyar Avro’luk yardıma kıborçlu ülkesi Portekiz’in ismi piyasalarda ye yasla daha az olmasına rağmen onlarca milyar niden anılmaya başlandı. Analistler, Liz dolar büyüklüğünde olacak. Avro Bölgesi’nde bon’un Avro’ya girdiğinden beri güçlü büyü mali açıdan sıkıntı yaşayan ülkelere yardım için me rakamlarına ulaşamamasının ülkeyi risk oluşturulan 440 milyar Avro büyüklüğündeki lere karşı savunmasız bıraktığını ifade ediyor. istikrar fonunu yöneten Klaus Regling, IMF Portekiz’in bütçe açığının GSYH’ye oranının ve AB yetkililerinin incelemelerini tamamlabu yıl yüzde 7.3 olması bekleniyor. masının aralık ayını bulabileceğini belirtti. EKONOMİ YORUM ÖZTİN AKGÜÇ CHP Engeli Türkiye üzerinde gizli ya da açık emelleri olan emperyal güçler, iç odaklar, CHP’yi engel olarak görüyorlar. CHP olmasa, Türkiye daha kolaylıkla emperyal güçlerin sultasına girerek ılımlı İslam cumhuriyetine dönüşecek, halkın bağımsızlık tutkusu sönecek, tarikatlara dayalı oligarşik düzen sürdürülecek; Türkiye bir eksen olma potansiyelini yitirecek. Türkiye’nin aydınlanması sürekli ertelenecek. CHP iktidar olmasa da bir fren, bir engel oluşturuyor. Türkiye’yi federe devlete, ilk aşamada bir devletler topluluğuna dönüştürmek isteyenler bile CHP katılmazsa olmaz diyerek CHP’yi ortak etmek istiyorlar. CHP engelini aşmak, CHP’yi işlevsiz hale getirmek için üç ayrı seçenek ya da senaryo söz konusu; bu senaryolar sahnelenmeye çalışılıyor. İlki CHP’yi değişime uyum, halka açılım, halkla bütünleşme alalaması ile bir tür AKP’leştirmek; emperyal güçlerle, oligarşik düzenle, tarikat ve cemaatlerle sorunu olmayan, devletçiliği, devrimciliği bir yana atmış, liberal sol(!) uysal bir CHP... İkinci seçenek, CHP’yi ayrıştırarak bölmek, CHP’yi etkin bir muhalefet olmaktan çıkarmak... Üçüncü senaryo, CHP tarihi misyonunu tamamladı, tarihteki şerefli yerini almalı, CHP’ye saygımız büyük kandırmacası ile, gülücüklerle CHP’yi kapanmaya yönlendirmek. CHP, dünyada ve Türkiye’de oynanan oyunların bilincinde olarak iç ve dış ayartılara kapılmamalı; La Fontaine öykülerinde olduğu gibi, ağzından peyniri düşüren karga ya da oğlu ile birlikte eşeğini sırtlayan köylü durumuna düşmemelidir. CHP’yi yaşatan, zaman zaman sapmalar görülse de, emperyalizme karşı tam özgürlükten yana olması, Cumhuriyetin ana ilkelerinden, kazanımlarında ödün verilmesine karşı çıkması, Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatma sorumluluğunu üstlenmiş olmasıdır. CHP vardır, niçin var olmuştur? Bunun çözümlemesini iyi yapmak gerekir. CHP, ihale dalaverecisiyle, imara açılma zenginiyle, dürüst ve düzgün olmayan müteahhitle, yolsuzluk yapan yöneticiyle bağdaşmaz, bu tıynette kişilerin partide yeri yoktur. Gelseler bile, partinin ayağı kaydığında ilk kez onlar partiyi suçlayarak terk ederler. Partinin gelip geçici, kişisel beklentisi olanların oylarına değil kalıcı, partinin temel felsefesini benimsemiş, inanmış kişilerin oylarına gereksinimi vardır. CHP’nin bir oku halkçılıktır ama diğer oku da devrimciliktir. Yerleşik düzene uyum sağlayan, geriye gidişe ayak uyduran kişi ve partilerin devrimci olmasına olanak yoktur. CHP’nin biraz daha düzgün, düzen partisi bir tür AKP haline gelmesini isteyenler, devrimciliği örtmeye çalışmaktadırlar. Devrimcilik dinamizm getirir, gerçek anlamda ileriye gidiş yönünde değişim getirir. Değer yargılarının, beğenilerin yozlaşması, bir değişimdir ama uyum sağlanacak, ayak uydurulacak, özlenecek bir değişim değildir. CHP’ye oy kaybettirecek olan, yukarıdakilerin çekişmesi değil, CHP’nin aşağıdakilere verdiği güveni yitirmesidir. CHP oy alıyorsa, oylarını arttıracaksa, AKP’ye benzediği için değil, AKP karşıtı olduğu içindir. AKP’yi, Cumhuriyetin kazanımları, kişisel özgürlükler için tehlike görenler sivil diktaya gidişi önlemeye çalışanlar, CHP’ye yöneleceklerdir. CHP hem kendi gerçek tabanının hem de AKP’den kaçan seçmenin güvenini yitirmemelidir. Aklıevvellere uyup “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” deyişi boşuna söylenmemiştir. Yaşamları boyunca CHP’ye oy vermemiş belki de vermeyecek kişilerin ayartılarına kapılarak strateji çizmek sağgörülü bir davranış değildir. Kuşkusuz yüzde 58 içinde cumhuriyeti içselleştirmiş olanların oyları kazanılmalıdır. Ancak bu kazanım, halkın, partinin ilkelerine bağlılığının sağlanması yolu ile olmalıdır. Geçici değil, kalıcı kazanımlar başarıya götürür. vro Bölgesi ve IMF, Yunanistan’ın borç krizinden çıkması için üç yıl süreli 110 milyar Avro tutarında acil yardım paketi hazırlamıştı. Ancak Yunanistan acil kurtarma paketi anlaşmasının gereklerini tam olarak yerine getirmediği için paketin aralıkta verilmesi gereken bölümü ocak ayına ertelendi. Yunan hükümeti 5 milyar Avro tasarruf için bir taraftan kemerleri sıkarken öte yandan sahibi olduğu 4 adet Airbus A340 yolcu uçağı ile aralarında kumarhane, savunma, demiryolu ve madencilik şirketleri hisselerinin de olduğu devlet varlıklarını satışa çıkarma kararı aldı. Böylece açığın seneye 16.8 milyar Avro’ya çekilmesi planlanıyor. A ALTIN 1353 DOLARA İNDİ Haftaya 1359 ons başına dolardan başlayan altın, doların yükselmesi ve Çin’in faizleri arttıracağı söylentileriyle 1337 dolara kadar geriledi. Daha sonra toparlanan değerli metal, haftayı 1353 dolardan az bir kayıpla tamamladı. Bu toparlanmada Avrupa’da giderek ciddileşen ülkelerin borç ödeme sorunları sonucunda kurulacak olan kalıcı bir borç krizi mekanizması ve Amerika’nın daha gevşek bir para politikası izleyeceğine yönelik beklentiler etkili oldu. AVRO DİPTEN DÖNDÜ Başta İrlanda olmak üzere Avrupa’daki borç endişelerinin yeniden gündeme gelmesiyle hafta başından beri sert değer kayıpları yaşayan Avro/dolar paritesi salı 1.34’lü seviyeleri görerek son 7 haftanın en düşüğüne geriledi. Ancak Fed’in parasal gevşeme adımları ve İrlanda’nın yardımı kabul etmesiyle yeniden 1.36 sınırına yaklaştı. Petrol serbest düşüşte Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları geriledi. Batı Teksas tipi ham petrolün aralık teslimi fiyatı 34 sent azalarak varili 81.51 dolardan kapandı. Fiyatların düşmesinde, Çin’in ekonomiyi soğutmak için aldığı önlemlerin enerji talebine zarar vereceği endişeleri etkili oldu. Borsada yükseliş sınırlı İrlanda’ya ilişkin borç endişeleriyle tek seanslık işlem gününe aşağı yönlü başlangıç yapan İMKB, Avrupa borsalarının yönünü yukarı çevirmesiyle birlikte haftayı yüzde 0.64 artıda tamamladı. Endeks 69 bin 998 puandan kapanırken, işlem hacmi 705 milyon lira oldu. Türkiye enerji tüketiminde Avrupa sonuncusu ANKARA (AA) Kalkınma ve sanayileşmenin önemli göstergelerinden biri sayılan birincil enerji tüketiminde Türkiye, kişi başına 1.370 kilogram (kg) petrol eşdeğeri tüketimi ile dünyada 69’uncu, Avrupa’da ise sonuncu sırada yer alıyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 2010 Ülkeler Dünya Nüfusu Raporundan derlenen verilere göre, petrol ve doğalgaz da yüksek oranda dışa bağımlı Türkiye’nin enerji tüketiminde alacağı çok yol var. Primer enerji de denilen birincil enerji tüketiminde (petrol, kömür, linyit, doğalgaz, hidrolik, jeotermal, elektrik... vs tüketimi) 19 bin 504 kg petrol eşdeğeri kişi başı tüketimi ile petrol zengini Katar, dünyada 186 ülke arasında başı çekiyor. Katar’ı 15 bin 708 kg eşdeğer petrol birinci enerji tüketimi ile İzlanda ve 11 bin 832 kg eşdeğer petrol tüketim ile de Birleşik Arap Emirlikleri izliyor. Dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD ise kişi başına 7 bin 766 kg petrol eşdeğeri tüketimi ile listenin ancak onuncu sırasına yerleşirken, Türkiye kişi başına bin 370 kg petrol eşdeğeri birincil enerji tüketimi ile 69’uncu sırada yer alabildi. H A F T A N I N NE OLDU? Ç İ Z E L G E S İ NE OLACAK? Hazırlayan: PEL N ÜNKER ğutmaya yönelik alınması beklenen yeni önlemler de gündemi meşgul etmeye devam edecek. Önümüzdeki hafta içeride kapasite kullanımı, reel kesim güven endeksi gibi önemli makroekonomik veriler açıklanacak. Çarşamba açıklanacak olan bu iki verinin dışında pazartesi merkezi yönetim borç stoku, salı tüketici güven endeksi, perşembe ise TCMB’nin TÜFE beklenti anketi duyurulacak. Dış piyasalarda ise haftanın önemli gündem maddeleri şöyle: Salı Avro Bölgesi’nde imalat ve hizmetler endeksi, ABD’de GSYH büyümesi, çekirdek PCE ve ikinci el konut satışları belli olacak. Çarşamba ise ABD’de çekirdek PCE, kişisel gelirler, dayanıklı mal siparişleri, işsizlik maaş başvuruları, Michigan Güven Endeksi ve yeni konut satışları verileri açıklanacak. İrlanda hükümetinin ise bütçe önemlerini salı günü açıklaması bekleniyor. Dış piyasalar sallandı Bu hafta biz bayram yaparken Avrupa’nın gündemi yoğundu. İrlanda’yı saran borç sorunu, yaşlı kıtada kriz endişelerini yeniden canlandırırken piyasalarda sarsıntıya yol açtı. Öte yandan gündemi meşgul eden bir diğer konu da Çin’den gelen haberler oldu. Pekin hükümeti enflasyon tehlikesine karşı önlem almayı sürdürdü. Çin Merkez Bankası zorunlu karşılık oranları yüzde 0.5 arttırdı. Çin yönetimi, çok hızlı yükselen tüketici fiyatlarını kontrol etmek için yeni bir müdahalede bulunacağını bildirdi. İrlanda’da bankacılık sektöründen kaynaklanan borç sorunu ve Çin’in enflasyonla mücadele için ekonomiyi soğutma önlemlerini devam ettireceği beklentisiyle sert şekilde gerileyen Avro ve hisse senetleri, İrlanda’nın kurtarma paketine yeşil ışık yakması ve ABD’den gelen parasal gevşeme adımlarını destekleyici haberlerle hafif toparlandı. Analistlere göre, Avrupa’yla ilgili kaygılar sürse de piyasaların son birkaç gün içinde bunu zaten sert şekilde fiyatlamış olması son toparlanmada etkili oldu. ABD’de tahminlerden düşük gelen ekim ayı enflasyonunun Fed’in parasal gevşeme adımlarını desteklemesi, Avro’nun dolara karşı değer kazanmasını ve Asya’da borsaların sekiz günlük düşüşün ardından yeniden yükselmesini sağladı. Bu arada ABD’de geçen ay yeni konut inşaatlarının yüzde 11.7 azalarak yıllık bazda 519 bin adet oldu. Ülkede işsizlik maaşı için başvuruların sayısı geçen hafta 2 bin kişi artarak 439 bin oldu. Gözler dışarıda olacak Kurban bayramı nedeniyle pazartesiden beri kapalı olan iç piyasaların hafta başından itibaren özellikle İrlanda’daki gelişmeleri fiyatlaması bekleniyor. Yurtiçi piyasalar bu hafta 4.5 gün kapalı olduğundan dışardaki yoğun gündemden etkilenmedi ancak yurtdışındaki gelişmelerin piyasalara etkisi pazartesi açılışta hissedilecek. Avrupa’daki borç sorunu endişeleri dağılmış gibi görünse de sorun tüm boyutlarıyla devam ediyor. Bu açıdan piyasaların gözü kulağı Avrupa’da olacak. İrlanda’da kurtarma paketi ve hükümet önlemlerinin ayrıntıları belli olacak. Çin’de ekonomiyi so 2011 Y ILI PR O G R A MI İthalat fiyatında artış yüzde 3.5 olur ANKARA (AA) Türkiye’nin ihracatının 2011 yılında 127 milyar dolar olması hedeflenirken, ihracat fiyatlarının da yüzde 7.1 artması öngörülüyor. Gelecek yıl Türkiye’nin ithalatının 199.5 milyar dolar olması beklenirken, ithalat fiyatlarının ise yüzde 3.5 oranında artması bekleniyor. Dünya mal ve hizmet ihracatının ise yüzde 7.1 artacağı tahmin edilirken, Avro bölgesinde mal ve hizmet ithalatının yüzde 4.1 olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin cari açığının da 42.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği öngörülürken, cari açığın GSYH’ye oranının ise 2010 yılı seviyesinde kalarak, yüzde 5.4 olması öngörülüyor. 2011 Yılı Programı’ndan derlenen bilgilere göre, gelecek yıl ihracatın yüzde 13.7 oranında artarak 127 milyar dolar, ithalatın ise yüzde 12.4 oranında artarak 199.5 milyar dolar seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu çerçevede, 2011 yılında mal ticaret dengesinin 72.5 milyar dolar açık vereceği, bavul ticareti, navlun, sigorta ve parasal olmayan altın ile uyarlama kaleminin dahil edildiği dış ticaret dengesindeki açığın ise 54.4 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Organik ürün satan City Farm 4 mağaza daha açacak İSTANBUL (AA) City Farm Genel Müdürü Ayhan Sümerli, 2011 yılında Ankara ve İzmir’de birer tane, İstanbul’da 3 mağaza olmak üzere toplam 5 mağaza açmayı planladıklarını bildirdi. Sümerli, organik ürünlerde çeşidi günden güne artırdıklarını, bu kapsamda Aydın’da üretim yaptırdıkları tesislerde ürettirdikleri organik süt ve süt ürünlerini satmaya başladıklarını, İstanbul’da seçilmiş perakende zincirlerde bu ürünlerin satışını gerçekleştireceklerini, yakın bir zamanda organik yoğurdu da tüketicilere sunacaklarını söyledi. Ayhan Sümerli, bir ay sonra kırmızı eti de piyasaya sunacaklarını, etlerin Ege bölgesinden geleceğini söyledi. Pazar büyüdükçe maliyetlerin düştüğünü, daha çok tüketiciye daha makul fiyatlarla hizmet sunma olanağı doğduğunu vurgulayan Sümerli, şu anda 300 civarında üreticiyle çalıştıklarına işaret ederek, “Bu seneyi toplam 10 milyon dolar ciroyla kapatacağız. Geçen yıl 6.57 milyon dolar civarındaydı” dedi. İstanbul’da Bağdat Caddesi ve İstinye Park’taki mağazalarda hizmet verdiklerini hatırlatan Sümerli, “Bu mağazaların yanı sıra Ankara ve İzmir’de birer tane, İstanbul’da da ayrıca 3 mağaza daha açmayı düşünüyoruz. Açılışları 2011 yılı iş planı içinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle