16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 24 EK M 2010 PAZAR 16 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i topa tuttu: Harcananparanınhesabınıversinler Fethi Yaşar Ankara’nın Yenimahalle ilçesinin CHP’li, başarılı belediye başkanı. En büyük özelliklerinden birisi, “Camiye de meyhaneye de giderim. Gitmediğin köy senin değildir” felsefesiyle hareket etmesi. Belediye çalışmalarına işadamı pragmatizmiyle yaklaşan Fethi Yaşar’la ilginç bir söyleşi yaptık. Genelde muhafazakâr oylara yönelen, hatta AKP’nin kalelerinden biri gibi görülen Yenimahalle’de açık ara nasıl belediye başkanlığını alabildiniz? F.Y. Bir kere ben Yenimahalleliyim. Burayı mahalle mahalle, sokak sokak bilirim. Dükkânlara girer, herkesle oturur çay içerim, konuşurum. Ben hem partime hem vatandaşlarıma çalışıyorum. Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet rejiminin bu ülke ve bizim dinimiz için çok önemli bir mihenk taşı olduğuna inanıyorum. O rejimin parçalanmasının, o rejimin dışına çıkılıp başka arayışlar içine girilmesinin bu ülkede yaşayan herkesi ileride rahatsız edeceğine, acılar çektireceğine yürekten inanıyorum. Onun için mücadele veriyorum. Bugün belediye başkanı olmamdaki tek güç de o. Bakın, belediye başkanlığı kampanyamda hiç kimseden özel bir yardım, partim dahil maddi destek almadım. Kendi ekibimi kurdum. Arkadaşlarımla birlikte bir ay içinde 202 toplantıya katıldık. 20 radyoda, 16 televizyonda konuştum. Kimseyi kırmadım. Kimseye kötü bir söz, eleştiri yöneltmedim. Bir işadamı olarak nasıl bir belediye anlayışı, yönetimi getireceğimi, kaynaklarımızı, kamusal alanlarımızı nasıl kullanacağımızı halka anlattım. Belediyelerin kaynakları nasıl israf ettiğini anlattım. Kimsenin dümen suyuna girmem Türkiye’de şöyle bir kanı vardır. Birilerinin dümen suyuna girilmeden belediyelerde başarılı olma şansı yoktur, derler. Siz buna ne diyorsunuz? Birilerinden belli bir maddi destek alsaydım onlar da bana fatura çıkarırlardı. Ben bunu geçmiş dönemlerde gördüm. Ben idealist destek aldım. Milleti yanıma aldım. Her şeyi ona borçluyum. Hiç kimseye, “Seni işe alacağım” ya da “Sana ihale vereceğim” demedim. Veremem de zaten. Yasa müsait değil. Kimseye, “Seninle özel ilişkiler içine gireceğim” demedim. Başkası yapabilir. Ama benim ahlaki değerlerim, anlayışım buna izin vermez. Benim anlayışıma göre belediyenin bir kuruşunu bile harcıyorsanız kendi paranızı harcadığınız gibi dikkatle harcamalısınız. O zaman bu belediye kurtulur. Genç bir kadroyla yola koyuldum. Hiçbir milletvekili gelip de kampanyama doğru dürüst destek olmadı. Bunu da ilk defa size söylüyorum. Biriki milletvekilimiz biriki toplantıya katıldı. Onun dışında kampanyamı yalnız başıma götürdüm. Sayın Karayalçın bu bölgede büyükşehir belediye başkan adayı olarak dört toplantı yaptı. Bizim toplantı sayımız 202. Genel sekreterimiz Sayın Önder Sav’ın sigorta olduğu CHP okulunu bitirdim. Siz belediye başkanı seçilir seçilmez jet hızıyla çalışmaya başladınız. Pek çok işin de üstesinden geldiniz. Bunları anlatır mısınız? Biz buraya düğüm atmaya değil, düğüm çözmeye geldik. İnsan vardır; daha işin başında konuya olumsuz yaklaşır. Ama bir de insan vardır; olumlu yönünden bakarak olumsuza çevirir. Olumlu bakar ama yasa müsait değildir, yapamaz. Bizim kanunu vatandaşın lehine yorumlamamız lazım. Kamusal alana zarar vermediği sürece iş yapmak önemlidir. Yapacaksın, engelleri aşacaksın. Yaptığın iş kamunun, vatandaşın, fakirin yararınaysa ve bu işten vicdan azabı duymuyorsan o işe başını, heyecanını koyacaksın. Olay bu. Bakın, ailemin hayatta devletle işi olmadı. Kamu bankalarıyla çalışmadık. Kamu ihalesine girmedik. Bu bizim iktidar olduğuna göre bundan yararlanalım diyen hiçbir aile bireyimiz olmadı. Ben buraya çok ciddi turizm kuruluşlarının, tamamı ihracata çalışan entegre döşemelik ve perdelik kumaş imalatı şirketinin de başkan yardımcısı olarak geldim. Yenimahalle Belediyesi’nin iki bin çalışanı, geldiğim şirketin ise en az 1.500 çalışanı var. Seçim kampanyanızda seçmene verdiğiniz sözleri yerine getirdiniz mi? Onlar politikacı sözü değildi. İdealist, heyecanlı, 62 yaşında ama 18 yaşındaki delikanlının duyguları içinde çalışmaya başladık. Yenimahalle’yi, üst ve altyapıda, sosyal alanda ve sanatta, yeşil alanda, her konuda Ankara’da ön plana çıkardık. Bugün bize oy veren, vermeyen, bizim gibi düşünen, düşünmeyen herkes bizim yaptığımız işleri takdirle karşılıyor. Yenimahalle anayasa değişikliği referandumunda nasıl bir performans gösterdi? Yenimahalle, İstanbul Beşiktaş’la birlikte en yüksek hayır oyunu çıkaran ilçe oldu. Ben yüzde 43’e yakın bir oyla seçildim. Referandumda hayır oyu yüzde 57’ye yakın çıktı. Bunun çok önemli bir kısmının CHP’nin oyu olduğunu düşünüyorum. Benim bilgim dışında yapılan anketlerde Yenimahalle’de, “Fethi Yaşar’a oy veririm” diyen yüzde 55 oranında bir seçmen kitlesi var. Ben zaten seçimler sırasında da hiç anket yaptırmadım. Böyle bir işim olmaz. Bu oyunuzu nasıl büyütmeyi hedefliyorsunuz? Yönetime geldiğimizde hemen ödenmesi gereken 50 trilyon lira borç vardı. 2008’de çöpü toplatmış, asfalt döktürmüş, park yapmış, kültür merkezi inşaatı yaptırmış, müteahhide borcunu ödememiş. Belediye meclisindeki MHP, CHP, AKP gruplarına, kime ne kadar borcumuz olduğunu dosya halinde yazılı olarak verdim. Tüccar işi, ben bir yere oturduğumda önce tespit yaparım. Yeni bir yere girdiğimizde, neyimiz var, neyimiz yok, neyimiz eksik, envanter yaparız. Makine parkına baktık. Arabalar tamamıyla sıfırlanmış. Makine parkının yüzde 60’ı hurdaya çıkmış. Rahmetli Ali Dinçer zamanında Yenimahalle’ye alınmış makinelerle asfalt dökülüyor. Kamyon yok. İki tane cenaze arabası kalmış. Burada gündüz bir milyon, gece 700 bin nüfus yaşıyor. Biz 130’a yakın yeni aracı ve makineyi Yenimahalle’ye kazandırdık. 2 milyon metrekare yeni yol açtık. 200 bin metrekare yeşil alan kazandırdık. 40’a yakın parkı da bitirmek üzereyiz. Biz geldiğimizde parkların yüzde 25’i aydınlanıyordu. Şu anda yüzde 98’i, üstelik güneş enerjisiyle aydınlanıyor. Büyükşehirin metro projesi fiyaskosu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin parkları özelleştirme projesine nasıl bakıyorsunuz? Ben ona karşıyım. Çok büyük bir parkın köşesinde bir çay bahçesi açtırabilirsiniz. Ama küçük bir parkı tamamıyla büfe, çay bahçesi yaparsanız vatandaş onunla ilgilenmez. Parkın bakımı masraflarından kurtulalım anlayışıyla hareket ederseniz parkı alan şahıs zamanla orayı kamusal alandan çıkarır, özel alan yapar. Belediyeler olarak bizim görevimiz şehri yeşillendirmek, temiz kaldırımlar tutmak, altyapısını sağlam hale getirmek, depreme karşı dayanıklı konutlar yapmak, kamusal alanların başka alanlar haline getirilmemesini kesinlikle sağlamak; eğitimde, sağlıkta, ölümde, nikâhta her türlü yardımı yapmaktır. Burada ben yaptım oldu zihniyetiyle bir yere varılmıyor. Benim Ankara’ya geldiğim yıllarda başkent meydanlardan geçilmiyordu. Ama şimdi ulaşım yeniden düzenlendi, meydan ruhu kalmadı. Gelişmiş ülkelerde bu öyle mi? Paris’in, Roma’nın, Londra’nın meydanlarında bir değişim var mı? Ama Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı da Ankara’yı ne kadar güzelleştirdiklerini anlatıp duruyor... Bugün şehirlerde en büyük sıkıntı battı çıktılar (yeraltı yolları). Bakın Bursa’yı sel aldı battıçıktılar yüzünden. Gelişmiş ülkelerin şehirlerinde trafik sorunu toplu taşımayla çözüldü. Metro ağları yapmışlar. Yerel yönetimin görevi bu. Mesele daha az aracın şehir merkezine girmesini özendirmekten geçer. Çayyolu metrosu bitecek, diyorlardı. Şimdi de merkezi yönetime devrettiler. Ayrıca Ankara doğalgazı TMSF tarafından borcundan dolayı satıldı. Çok cüzi bir paraya, bir milyar dolar dolayına gitti. Bunun üçdört milyar dolara satılabileceği büyükşehir zabıtlarında var. Siz malınızı ayağa düşürürseniz gerçek değerini bulamazsınız. Sayın Gökçek metrodan aldığı gelirle ödeme yapsaydı borç on yıl önce biterdi. Devlet bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne kefil olamıyor. Neden? Nasıl çeki, senedi protesto olan tüccara bankalar kredi vermezse Hazine de böyle kefil olmuyor. Sıkıntı bu. Geçen haziran metroyu özelleştirme konusunu büyükşehir belediye meclisine getirdi. Ben, “Olmaz” dedim, toplantıdan çıktım. Toplu taşıma dünyanın hiçbir yerinde özel sektörün elinde değildir. Çünkü özel sektör para kazanan işe yatırım yapar. Toplu taşıma yerel yönetimin de merkezi yönetimin de asli görevidir. Onun için vatandaştan vergi topluyor. Her yerde kaynakları har vurup harman savurdular Sanayi bölgesiyle ilişkileriniz nasıl? Ben de işadamı olduğum için onlarla çok sıcak ilişki içindeyiz. Yasal çerçevede bütün esnaf odalarıyla protokoller yaptık. Kentsel dönüşümle ilgili üç projemizin ikisi hayata geçti. İnanıyorum ki Yenimahalle 3.5 yıl sonra çok farklı bir yere gelecektir. Hayalimdeki Yenimahalle’yi yaşatarak çocuklarıma bir hoş seda bırakmak istiyorum. Bizde ihaleler çok saydam biçimde yapılır. Gününde de parayı ödediğimiz için bizim işlerimize çok talep geliyor. Benim dünya görüşümün iş yaptığını göstermek, CHP’liler iş yapmaz anlayışını silmek istiyorum. Bütün Avrupa ülkelerinde sosyal demokrat belediyelerin ne kadar başarılı olduklarını görüyoruz. Siz alışveriş merkezlerine karşı olduğunuzu söylerdiniz... Alışveriş merkezlerine karşıyım. Dünyanın hiçbir yerinde şehrin içinde alışveriş merkezi olmaz. Bunlar şehir içinde olunca şehrin kimliğini bitiriyorlar. Şehrin kimliği, güçlülüğü ticaretiyledir. Ayrıca alışveriş merkezleri esnafın işine darbe vuruyor. Pek çok esnaf bunların yüzünden iflas etti. Bu alışveriş merkezlerinin planlarını yapma yetkisi metropol ilçelere ait değil. Son planda metropol ilçelerin plan yapma gücü sıfırlandı. Hepsi büyükşehir belediyesine aktarıldı. Büyükşehir belediyesi hangi planı yaparsa biz uygulamak zorundayız. Bu alışveriş merkezlerinin arsasına çevresindeki binalara kıyasla verilen yoğunluk üç katı fazla. Bunlar şehrin kimliğini de bozuyorlar. Aynı bölgede 10 tane açıldı. Yirmi dört tane daha açılacak. Bakın, bir örnek vereyim. Paris’e 15 yıl önce gitmiştim. Geçen yıl yeniden gittim. Bir çivi bile değişmemiş. Burada Eskişehir yolu beş sefer bozuldu, beş sefer açıldı. Her gün bir değişiklik yapılıyor. Biz bu kadar zengin miyiz? O kaynak böyle harcanırsa elimizde bir şey kalmaz. Kızılırmak suyu projesi aynı anlayışla çöpe atılmadı mı? O da ayrı bir sorun. Biz Bolu Gerede suyu projesini istedik. Zaten büyük kısmı bitmişti. Kabul görmedi. Kızılırmak suyunda ısrar edildi. Sonunda paralar çöpe gitti. Siyasiler, belediye başkanları, kamu görevlileri harcanan paranın hesabını verebilmeliler. Yolunda asfalt yok ama park yapıyor. Önce yolu yapacaksın. Önceliği halkın istediğine verirsen halk kazanır. Yukarıdaki bürokratların istemlerini ben mahallelerde uygulamaya çalışsam bu sesi, bu verimliliği, halktaki o sevgiyi alamam.Türk milleti kadirşinastır. Kendisine hizmet götüreni hangi düşüncede olursa olsun bağrına basar. İşte örneği, Eskişehir ve Yılmaz Büyükerşen hoca. Her partiden oy alıp seçiliyor. Ordu’daki arkadaşımız. Genel seçimlerde oradan oy alamıyoruz ama yerel seçimde halk seçiyor. Bir entel grup var. “Halk CHP’ye oy vermez” diyor. Yok böyle şey. Gitmediğin köy senin değildir. Atatürk’ünAnkara Kulübü’nücanlandırıyoruz Ama yerel seçimlerden önce Melih Gökçek metro ağını büyük ölçüde tamamlama sözü vermemiş miydi? Önce Sincan, sonra Keçiören, sonra Çayyolu metrosunu bitireceğim diyordu. En önemlisi Çayyolu. Çünkü kaba inşaatının yüzde 98’i bitmişti. Sonra da bunu en sona koydu. Neden? Ona oy vermediler. Şimdi de “Devlet yapsın” diyor. Bakın, şirketler de böyledir. Gelirinizi giderinizi doğru idare edemezseniz bütçenizi denk yapamazsınız. Tefeciye de başka şeylere de düşersiniz. En değerli varlıklarınız elinizden gider. Tabii ki biz beş yılda yapacağımız işi bir yılda yapacağız diye gelmedik. 146 ilköğretim okulumuzun bütün fiziki düzenlemesini yapıyoruz. Hedefimiz bu okulları öğrencilerimiz için mükemmel hale getirmek. Her türlü malzemeyi, desteği, liselere ve ilköğretim okullarına veriyoruz. Geldiğimiz günden beri bölgemizdeki bütün engellileri tespit ettik. Bir engelliler şubesi kurduk. O şube devamlı onlarla ilişki içinde. Omurilik felçlileri için Çayyolu’nda atölye ve yaşam merkezi açtık. Sakatlar ve engelliler parkı kurduk. Orada engellilerimize bizim elemanlarımız değişik branşlarda kurs veriyor. Hem orada meslek öğreniyorlar hem de arkadaşlarıyla buluşabiliyorlar. Bir de Atatürk’ün kurduğu, zaman içinde unutulan Ankara Kulübü’ne sahip çıktığınızı duydum... Evet. Orada Ankaralılık kültürünü, yemeklerini, gelenek ve göreneklerini yaşatacak o projemizi de bitirmek istiyoruz. Çok önemli bir projemiz; yaşlılar yaşam merkezi. Kesinlikle huzurevi değil. Oysa yaşam merkezinde yaşlılarımıza her türlü yaşama sevincini aşılayacak, arkadaşlık ilişkilerini geliştirecek, modern bir ortam sunacağız. Şu anda kaba inşaatı bitti. Önümüzdeki yıl açacağız. Bir de kız öğrenci yurdunun gelecek yıl temelini atarak bitirmek istiyoruz. Böylece Yenimahalle’nin başından sonuna halkının ne istediğinin nabzını çok iyi tutuyorum. P O R T R E FETHİ YAŞAR Afyon, Sandıklı 1949 doğumlu. Babası uzun yıllar Sandıklı CHP İlçe Başkanlığı yaptı. Afyon’da ortaokulu bitirdikten sonra Ankara Yenimahalle’ye taşındı. Lise öğrenimini Ankara Yıldırım Bayezit Lisesi’nde yaptı. 1965’te Yenimahalle’de tüpgaz ve beyaz eşya ticaretine atıldı. Aynı yıl CHP’ye üye oldu. 1968’de CHP Yenimahalle Gençlik Kolu Başkanlığı’na, 1971’de Yenimahalle ilçe sekreterliğine getirildi. 1979’da CHP örgütündeki değişim nedeniyle partiden istifa etti. 1983’te SODEP’in Yenimahalle ilçe örgütünü kurdu. Ancak kimi isimler üzerinde tartışma çıkması üzerine çekildi. Daha sonra SHP’ye geçti. Dört dönem kurultay delegesi olarak görev yaptı. CHP yeniden açıldığında Yenimahalle ilçe örgütünü kurma görevini üstlendi. 2009 yerel seçimlerinde CHP’den Yenimahalle Belediye Başkanı seçildi. Turizm ve tekstil sektöründe yaygın şirketleri var. SÖYLEŞ LEYLA TAVŞANOĞLU Sizin her cuma camiye gittiğinizden övgüyle söz ediliyor... Bakın, ben camiye de giderim, meyhaneye de. Kahveye de gidip iki el oynarım. Ama ben belediye başkanı olduktan sonra değişmedim. Hep buyum. İsmet Paşa, Atatürk kültüründe yetiştim. Fethullahçı çağırıyor, gidiyorum Atatürk’ü anlatıyorum. Fikriniz, inancınız doğruysa, ona yürekten inanıyorsanız topluma gidip düşüncelerinizi, duygularınızı anlatacaksınız. Ama kavga ederek, onları reddederek değil... Burada Din Görevlileri Derneği kurulmuş. Davet ettiler. Müftülükten 600 din görevlisi katıldı. İmam, hatip, müftü konuştu. En son sözü bana verdiler. “Ben köy çocuğuyum. Camilerin imamlarına hak verilirdi. Harmanda kalkan buğdaydan her aile iki teneke buğdayı imamın hakkı olarak verirdi. Bazı uyanıklar da harmanın en dibinden taşlı buğdayı verirlerdi. Pazarlarda bunun adı imam buğdayıydı. Düşük fiyata satılırdı. İşte, Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet sizleri oradan aldı, eşit yurttaş yaptı. Sosyal haklarınızı verdi. Şimdi, dernek kurduk, sendikal haklarımızı istiyoruz, diyorsunuz. Onun için her fatiha okuduğunuzda buna Mustafa Kemal ve arkadaşlarını da dahil edin. Çünkü ben de onların ruhuna fatiha okuyorum” dedim. Bir alkış koptu. Benim dünya görüşümün iş yaptığını göstermek, CHP’liler iş yapmaz anlayışını silmek istiyorum. Bütün Avrupa ülkelerinde sosyal demokrat belediyelerin ne kadar başarılı olduklarını görüyoruz. Ankara’ya Kızılırmak suyunda ısrar edildi. Sonunda paralar çöpe gitti. Siyasiler, belediye başkanları, kamu görevlileri harcanan paranın hesabını verebilmelidirler. Camiye de, meyhaneye de, kahveye de giderim [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle