16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 24 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Çin’in Önlenemez Yükselişi Çin, ekonomik güç olarak, Japonya’yı geçerek yaratı lan ulusal gelir açısından dünya ekonomisi sıralamasın da ikinci sıraya yükseldi. ABD’de durgunluk süreğenleş tiği takdirde; Çin, iki bin yirmili yıllardan önce, ABD eko nomisini de geçerek ilk sıraya yükselecek gibi görünüyor. Ekonomik güç aynı zamanda politik güç de sağlıyor. Ar tık dünyanın politik şekillenmesinde Çin’in de belli bir ağır lığı, etkisi var. İki kutuplu, tek kutuplu dünya derken, hem ekonomik hem politik olarak dünyada bir eksen kayma sı yaşayan Çin’in ağırlıklı yer aldığı bir pasiflik ekseni güç leniyor. Amacım Çin’e övgü düzmek, imrenmek değil. Ülkemiz için bazı dersler çıkarabilmek. Ütopya gibi gelebilir, bü yük hayallerin peşinde sürüklenmek gibi gelebilir, tutku gibi de yorumlanabilir ama, amacım dünyada bir de Tür kiye ekseni oluşturulabilmesi... Bu nedenle Türkiye’nin Ba tı, Ortadoğu ya da Şanghay ekseninde yer almasına kar şıyım. Bağımsız olmayan bir ülkenin, uydu bir ülkenin iti barı, saygınlığı, gücü olamaz. Bir gerçeği daha savunmaya çalışayım. Bir ülkenin ger çek zenginliği, doğal kaynakları, altın, petrol yatakları de ğil insan kalitesidir, insan varlığıdır. İnsanınız ne denli ka liteli, donanımlı, düzgün ise o denli varlıklısınız demektir. Konu ile ilgili olarak bir Çin atasözü ile Konfüçyüs’ün bir deyişini anımsatalım. Çin atasözü “Hedefin bir yıl ise pirinç ek, on yıl ise ağaç dik, yüz yıl ise insan yetiştir” der. Konfüçyüs de, “Hükümet etmek doğruluk demektir. Doğru yönetirsen kimse doğru olmamaya cesaret ede mez” diyor. Bu tümceyi şöyle de ifade edebiliriz. Yöne tilenler düzgün, doğru ise yöneticiler de düzgün ve doğ ru olmaya mecburdur. Yöneticilerle yönetilenler arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Çin’in başarısında bu iki et kenin rolünün büyük olduğunu düşünüyorum. Biz Çin atasözünün aksine insan yetiştirmek bir yana, yetişmiş insan gücümüzü biçiyor, ormanlarımızı yakıyor, yok ediyor, verimli topraklarımızda rant uğruna binalar di kiyoruz. Tersine ayrımcılıkla, negatif seleksiyonla, kötü iyi yi toplumsal yaşamdan dışlar, kovar anlayışı ile hareket ediyoruz. Ayrıca ülkenin aydınlanmasına engel olmaya ça lışıyor, ülke ne denli karanlıkta kalırsa yerleşik çıkarlarımızı o denli koruyabileceğimiz anlayışı ile hareket ediyoruz. Dirayet, çalışkanlık, üretkenlik, düzgünlük, dürüstlük, tutarlılık, yaratıcılık aranacak nitelikler diye yazıyor, söy lüyor, sonra tersine bir seçimle bu nitelikteki kişileri bir şekilde geri planlara itiyor, tasfiyeye çalışıyoruz. Bu bağlamda tutuklamaya kadar giden kaba yöntemlerin ya nında yerine göre daha nazik, rafine, ince yöntemler de uyguluyoruz. Tercihimizi, biat eden, evet efendimci, sü rüye katılan, tarikat, cemaat, dernek, klik bazı örgütlere girerek, gelecek arayan ya da geleceğini güvence altına almaya çalışanlardan yana kullanıyoruz. Çalışkan, üret ken, bağımsız, sıradan olmamaya çalışanları bir şekilde cezalandırıyoruz, cezalandırılanların bir kısmı ülke dışına gidiyor, büyük bir bölümü kendi iç dünyalarına kapanı yor, sayıca az olan bölüğü de, benzetme yerinde ise Don Kişotluk yapmaya çalışıyor. Bu ortamda, emperyal güç lere, onların yerli uzantıları örgütlere, cemaat ve tarikat lara karşı Don Kişotluk yapmak akılcı görülmeyebilir hat ta çeşitli tehlikelerle, kapanlarla dolu olduğu bilinir. An cak kendilerini nasıl görürlerse görsünler, kişiliksiz, emir kulu, yalaka, çakma, sesyayar, partinin, derneğin adamı, emperyal güçlerin yerli çıktısı, işbirlikçi gibi sıfatlar taşı maktansa, doğru bilinen yolda yalnız da olsa yürümeye çalışmak Don Kişotluk olarak görülse de insan onuru na uygun bir yaşam tarzıdır. Yasalara yazmakla kişilere özgürlük; görkemli adalet sarayları, modern cezaevleri yaparak da adalet sağla namaz. Ülkenin her şeyden önce yürekli, dürüst, sivil ve asker bürokrata, bilim adamına, politikacıya gereksinimi vardır. Öncelik, görkemli binalar dikmek değil insan ye tiştirmek olmalıdır. Toplumun değer yargıları, bağımsızlık, özgürlük, düz günlük, dürüstlük, sıradanlaşmaktan uzaklaşmak yö nünde değişmedikçe, kalkınma olmaz. Türkiye toplum sal kısırdöngülerini kırmadıkça da Konfüçyüs’ün vurgu ladığı dengeye ulaşamaz. Çin’in gelişmesini yalnız ucuz girdi üretmek olarak yorumlamayalım. İlk ihalede satılamayan icralık et, 26 Ekim Salı günü 4.8 lira ikinci ihale bedeliyle satışa çıkacak İcradan satılık etİSTANBUL (AA) İstanbul Maltepe’de ki bir borçluya ait, şu an piyasa değeri 3 bin 3 bin 500 lira olan 100 kilogram et, 1200 li ra muhammen bedelle icraya düştü. icralık.com’dan alınan bilgiye göre, mu hammen bedeli 1200 lira olarak belirlenen 100 kilogram ete, ilk ihalede alıcı çıkmadı. Kilogram başına 7.2 lira bedel belirlenen ilk ihalede satılamayan icralık et, 26 Ekim Sa lı günü 4.8 lira ikinci ihale bedeliyle satışa çı kacak. 100 kilogram et ihalesinin yanı sıra, 50 kilogram sucuk, 100 kavanoz reçel, 16 pe tek bal, 16 teneke zeytin de salı günü ihale yo luyla satılacak. Perşembe günü 18 bin lira mu hammen bedelle 6 adet inek ve 200 lira mu hammen bedelle 1 adet 4 aylık buzağı icra dan satışa çıktı. İlk ihalede satılamayan inek ler ve buzağı da salı günü yapılacak ihalede alıcı bekleyecek. icralık.com’un kurucusu Can Emrah Özoral, ortalama olarak ilanlar 350400 civarında tıklanırken, et ihalesi ila nının 1274 kez tıklandığını söyledi. Öte yandan TBMM Genel Kurulu’nda mil letvekilleri arasındaki ithal et ve tarım ürün leri ile ilgili dikkat çekici bir diyalog yaşan dı. CHP Burdur Milletvekili Ramazan Ke rim Özkan, kendisini arayan bir kasabın da “İnekler geldi. Vekilim, parçalıyoruz ama çamur gibiydi, parçalıyoruz etleri ama par çalarken içim sızladı, bunu insan yiyecek, söylemesi ayıp köpek maması olmaz ama bunlar sucuğa, pastırmaya gitti” dediğini ifade etti. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt de “Dört tane kontrolden geçmesi lazım. Dört tane kontrolden de geçmiyor, göz ka rarıyla bakıyorlar, veriyorlar ve bu etle rin hepsi arkadaşlar mikrop saçıyor, has talık saçıyor” diye konuştu. thalatçı spekülatör oldu Banvit AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener de yaptığı açıklamada, et ithalatı ile Türkiye’ye 8 liraya kırmızı et girdiğini ve Et ve Balık Kurumu’nun (EBK) bunu 12 liradan satacağını belirttiğini aktararak “İthalatçılar da EBK’nin satış fiyatını referans alıyor. Yıllarca yerli üreticiye ‘spekülatör’ dendi. Şimdi asıl 8 liraya alıp yüzde 50 üzerine ko yarak 12 liradan satan ithalatçı, speküla tör oldu” dedi. Et fiyatlarının 3035 lira civarında seyrettiği bugünlerde İstanbul’daki bir borçluya ait 100 kilogram et icradan ihaleye çıkacak. TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan tartışmalarda ise ithal etlerin çamur gibi olduğu dile getirildi. MURAT GÜLDEREN BANDIRMA Sa bancı Holding ve Avus turyalı enerji devi Ver bund ortaklığında faa liyetlerini sürdüren Enerjisa’nın, iki yıl ön ce temelini attığı Ener jisa Bandırma Doğal gaz Kombine Çevrim Santralı, Başbakan Recep Tayyip Erdo ğan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ta ner Yıldız’ın da katı lımıyla hizmete açıldı. 550 milyon Avro’luk yatırımla 26 ayda ta mamlanan Enerjisa Bandırma Doğalgaz Kombine Çevrim Sant ralı, Türkiye’nin kriz sonrası yine hızla artan elektrik enerjisi talebine en kısa sürede cevap ver meyi amaçlıyor. Bandırma Santralı’nın yüzde 59’luk ve rimlilik oranı, yılda 50 bin ton daha az karbon salımına yol aça rak küresel ısınma tehdidini azalt maya katkıda bulunacak. Santral, yıl lık 7 milyar kilovat saatin üzerinde elektrik üreterek, Türkiye elektrik tale binin yüzde 3.5’ini karşılayacak. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Baş kanı Güler Sabancı, açılışta yaptığı ko nuşmada, holding olarak enerji sektörüne çok önem verdiklerini ve çok büyük yatı rım yaptıklarını kaydederek açılışını yap tıkları santralın alım garantisi olmadan, ser best piyasaya dayalı ve serbest piyasaya gü venerek yapılmış en büyük özel sektör sant ralı olduğunu söyledi. Sabancı, “Sanayimizin ve halkımızın ihtiyacı olan elektrik enerjisini Enerji sa Bandırma Santralı ile, sürdürülebi lir, rekabetçi ve çevreyle uyumlu olarak karşılayacak olmak, elektrik enerjisi sektöründeki iddiamızın somut bir gös tergesidir” dedi. Enerjisa’nın, ortakları Sabancı ve Ver bund’dan aldığı güçle, 2015 için hedefle dikleri yüzde 10 pazar payını yakalamak amacıyla yatırımlarına kararlılıkla devam edeceğini kaydeden Sabancı, “2015’te 5 bin megavat kurulu güce, 6 milyon aboneye ulaşmayı hedefliyoruz. Ban dırma’da rüzgâr santralı da kuracağız. 2011 arka arkaya santral açma yılımız olacak. Kahramanmaraş Hacınınoğ lu’nda ve Seyhan Nehri’nin üzerinde hidroelektrik santralları açacağız” diye konuştu. FEN LİSESİ AÇILDI Mevcut ve yatırım aşa masındaki santrallarının bulunduğu bölgelerin in sanlarına, çevre şartlarına ve ekonomisine katkı sağla mayı hedefleyen Enerjisa, Sa bancı Vakfı işbirliğiyle inşa edilen Enerjisa Bandırma Fen Lisesi’ni de hizmete açtı. 26 derslikli ve 480 öğrenci kapasi teli Bandırma Fen Lisesi’nin açılışında konuşan Güler Sa bancı, “Holdingin sosyal so rumluluk anlayışının kapsamı, iş faaliyetlerimiz ve onların etkile riyle sınırlı değil. Faaliyet gös terdiğimiz her alanda tüm ku rumlarımızdan, faaliyetlerini ekonomik, sosyal ve çevresel et kileri göz önünde bulundurarak yönetmelerini ve toplumu ge liştirmeyi öncelikli olarak gün demlerinde tutmalarını bekle riz. Verbund’un da paylaştığı bu anlayışla, Enerjisa ve Sa bancı Vakfı işbirliğiyle yapı mı tamamlanan Enerjisa Bandırma Fen Lisesi, bu anlayışla, geleceğin Tür kiyesi’ni inşa edecek nesiller yetiştirmek amacıyla Milli Eği tim Bakanlığı’nın hizmetine ve rilmiştir” dedi. Bandırma’daki doğalgaz santralının açılışı Başbakan Erdoğan ve Güler Sabancı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Enerjisa Bandırma’ya 550 milyon Avro yatırdı Güler Sabancı, 2011’in, Sabancı topluluğu ve Enerjisa Şirketler Grubu için arka arkaya açılışlar yılı olacağını söyledi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle