22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Son krizde ekonomisi en çok küçülen 3 ülkeden bıriyiz. Sanayi üretimimiz dış teknolojiye bağlı geliştiğinden ihra- catımız artarken ithalatımız daha çok artmak zorunda kalı- yor. Ozellikle kalkınmanın en önemli unsuru olan enerji tü- ketiminde büyük ölçüde dışa bağımlıyız. Yurtdışı ve uluslararası dergilcrde yayın sayımız 25 bine ulaşırken ülkemiz kaynaklı yayınlara yapılan atıflar çok az. Daha da önemlisi araştırmada kullandığunız araç-gereç ve mal- zemelerin neredcyse tamanıı ithalata dayalı olduğundan araş- tırma yaparken de daha çok tüketiyoruz. Ülkemizde tekno- loji ve patent üretimı çok düşük olduğu gibi büyük bilimsel ve teknolojik buluş yapan vatandaşımız yoktur. Üretim ya- pımız da dıç teknolojiye dayalı olunca her yenilenen ve ge- lişen teknolojiyi satın alma zorunda olan sanayici kazancı ile yurtdışı araştırma-gelistirme kurumlannı destekledi. Özetle bilim ve teknoloji toplutnu olmayı başaramadık. BAŞARANLAR KURTULDU Baçaran ülkeler geri kalmışlıktan kuttulabildi. llk örnek ülke Japonya! Osmanlı 19. yüzyilın başında Batılılaştna baş- lattı ve Avnjpa'ya eğitim için gençler gönderdi. Japonya 1862' dc aynı yola yöneldi. 1. Dünya Savaşı'na kadar oldukça me- safc aldı. 11. Dünya Savaşı'na güçlü ülke olarak katıldı. Savaş sonrası yerle bir oldu. 1960 sonrası tekrar taklitle başladı, son- ra §aha kalktı. Hedef belirledi, eğitime ağırlık ver- di, yurtdışına göndcrdiklerine hangi alanda çalışa- caklannı telkin etti. Bir yandan iyi üniversiteler ku- rarak, araştırma merkezlcri açarak bilimde ilerler- ken, bir yandan da sanayileşmeye çalıştı. Taklitle başladıkları, ucuz sanayi ürünleriyle bugünkü Çin gibi dünya pazarlarına girdi. Sonra da rekabete ile- ri ileri teknoloji ürünleri üretecek düzeye çıktı. Verimsiz, yeraltı zenginliğinden yoksun adalarda kı- sa sürede dünyanın 2. büyük ekonomisini oluştur- du. Diğer ömekler 1975 yıllarına kadar aynı düzeyde olduğuınuz İspanya, Yunanistan, Brezilya, Tayvan ve Kore sayılabilir. Bunlar da başardılar. Bizden geri olan tnil- yar üzerindeki nüfuslarıyla Çin ve Hindistan aynı yolu izli- yorlar ve başaracaklar. NEDEN BAŞAR1SIZIZ? Biz niçin bilim ve teknoloji toplutnu olmayı başarama- dık? Eksik olan nedır? Yeraltı ve yerüstü zenginliğimizin ye- tersizliği mi? Topraklarımızın verimsizliği mi? Darlığı mı? Nüfusunıuzun çok fazla olduğu ve hızlı arttığı mı? Ülkemiz topraklarının verimsizliği ve yeraltı kaynaklarımızın azlığı mı? Yüzeysel bir bakışla; tünı lslam ülkeleri geri kaldığı gibı, bi- zim halkımız da Müslüman olduğu için mi geri kalmışlıktan bir türlü kurtulamıyoaız? Teknolojide geri bırakıldığımız mı? Bilime inancın azlığı mı? Bilimsel düşüncemizin olmaması mı?Temel sorun bilim felsefemizin oluşmaması! Niçin ve na- sıl bir bilim ve araştırma politikası hedeflıyoruz sorusuna ce- vap oluşturulamayınca ülkemize hangisi uygun, nasıl olma- lı, ne yapmalı yerine herkes, daha doğrusu bilim yapmak is- teyenler kendilerine göre araştırma yapma yolunu izliyor. Ülkenin uzun vadeli bilim, araştırma ve teknoloji politika- sı işin en başanlıları tarafından belirlenmeli. Uzun vadeli "mis- yon -vizyon" seçilmeli, imkânlar gelişıgüzel (random) heba edilme yerine hedefe göre yönlendirilmelidir. Boyle uzun va- deli planlama yapan ve ana hedeflerine bağlı kalanlar bili- mi de teknolojiyi de başarıyor. Ulkemizın hedefi bilim ve teknoloji üreten bir topluın mu olmak? Yoksa teknolojinın ürünlerini kullanmak, tü- ketmek ve bu tüketimimizle geliştik diye avunmak mı? Unutmayalım ki bilgi güçtür. Bilgili ve bilgiye dayalı üretimle, diğer bir deyişle bilgi ve teknoloji ürctmekle sağlıklı kalkı- nan, arkadan giden değil, sürükleyen, kendini izleten bir top- lum oluruz Bilimsel düşünce topluma ulaşamadı. Gcnçlerimize iyi ömekleri göstercmedik. Başarı öyküsü diye kayırmacı- korumacı, rant ekonomisinde zenginleşenleri andık. Ülke, ithalata dayalı sanayileşme, lüks tüketim, israf- gösteriş ağır- lıklı, hedeflerini belirlemeden yoluna devam ederken bo- calıyor. Tarih incelendiğinde plancılarını ve yöneticilerini li- yakate göre atamayan veya seçemeyen toplumlar hep geri kal- maya mahkûm oldukları görülür. L1YAKAT GÖZ ARDIEDILMEKTE Ozellikle araştırma, bilim ve eğitim kurumlarına yöne- tici atama veya seçmede bir asgari kriter kesinlikle belirlenmeli ve atama önerisi kritere uygunluğu belirleyen yetkin bir akil heyet tarafından yapılmalı ve herkese açık olmalıdır. Sorumlu ve yöneticiler ise maalesef bilim ve araştırmalanyla kendilerini göstermemişlerden sadece unvanına bakılarak se- çilince onlar da öncelikle kendilerini seçen ve görevlendi- renden aldığı cmre göre bilim politikası belirliyor. Bilim insanı çok hassas, bilim için bilim yapsa bile yine de takdir ve çabası ilgi görsün ister. Ozellikle araştırma, bi- lim ve eğitim kurumlarına yönetici atama veya seçmede bir asgari kriteri olmayan tek ülkeyiz. Bugün evrensel kabul gö- ren bilim kriterleriıie göre değerlendirdiğimizde maalesef bi- lim ve araştırmadan başlıca sorumlu olan YÖK, TÜBİTAK, TAEK, TUBA gibi kurumların başına getirilen kişilcr kadar yardımcılarının da bilimsel başarı kriterlcri göz önüne alın- madan seçildiğini veya atandığını görebiliriz. Bu ahşkanlığımız yeni de değildir. Hatta seçicilerinin ta- mamının öğretim üyesi olduğu üniversite rektörlerinin bi- le asgari bilimsel kriterlere uygunluğunu bile önemsemiyo- ruz. Hiçbir yayını, eseri olmadan bu makamlara gelerek ül- kenin bilim teknoloji politikasmı belirleme ve uygulamaya çalışmaktadırlar. Şüphesiz 50 yıl içerisinde çok az da olsa kısmen başarılı kimseleri de göre- biliyoruz. Bilim ve araştırma ile ilgili ku- rumlara atananda aramadığımız kriteri başka nerede arayacağız? İyi bir bilim adamı her zanvan iyi bir yönetici ola- mayacağı gibi, yöneticilerin de iyi bilimci olmasma gerek olmadığı söylenebilir. Çoğu kez bu yargı da doğrudur. En azından bir asgari kıstaslarımız olmalı, bı- limin yol gösterıciliğinden yararlana- bılmesinı öğrenmeliyiz. Üretimimiz bilgi ve teknolojiye dayanmıyor. Gelişimine katkımız olmayan her şeyi tüketmek istiyoruz. Bilim ve Kütüphane Bilimde ileri gitmiş ülke olmakla, zengin kütüphanelere sahip ülke olmak arasında doğrudan bir ilişki var. Osmsn Bahadir, bahadirosman@hotmail.com D ünyanın bilimde önde gclen ülkelerinin kütüphane olanaklarına baktığımızda bunların zengin kütüpha- nelere de sahip olduklarını görüyoruz. Ülkelerin bi- limsel ve teknolojik düzeylerinin karşılaştırılmasmda önce- likle yayın veya patent sayılarının karşılaştınlması, kütüp- hanelerin bilimin gelişınesindeki temel rolünün gözlerden kaç- masına yol açmaktadır. Gerçekte ise ülkelerin kütüphane var- lıklarının düzeyi, bilimsel gelişmeye konjonktürel olanın öte- sinde daimi bir etkide bulunmaktadır. B;ızı ülkelerin kütüphane düzeylerinin kar§ılaştırılm;ısı, bu konuda bize açık bir fikir vermektedir. Bkz. yandaki tablo. (ABD'deki kütüphanelerden yedisindeki cilt sayısı 10 mil- yonun üzerindedir. Örneğin Harvard Üniversitesi BİLİM VE FEN BIL1NCI Lise programlanndan önce "Tabiye", sonra jeoloji, as- tronomi ve felsefe derslerini kaldırdık. Sıra biyoloji, fizik ve kimya derslerini kaldırmaya geldı. Bilim bilincini gençlere nasıl vereceğiz? Gençlerimiz sadece spor-müzik- magazin (pub- top- tap) değil, fen bilimleri ve güzel örnekleriyle bilin- çlendirilmelidir. Ülkemiz nıedyasmda en çok görünen bilim adamları hu- kukçu ve ilahiyatçı profesörlerdir. Her iki alandaki programlar ise aynı konuda farklı görüşlerle toplumdaki tartışmaları da- ha da körükleyici rol oynamaktadır. Topluma kazandırdık- larını hen bilemiyorum. Depremler söz konusu olunca da yer bilimciler boy gösterir. Bılimi ile toplumu aydınlatacakları çok az görürüz veya hiç gönneyiz. Bilim ve teknoloji toplumlannda köklü araştırma mer- kezlerine ve hilimler akademisi gibi ülke araştırma politi- kalarına yön veren kurumlara ek olarak, bir kısmında üzel bakanlıklar bulunduğu gibi devlet yöneticilerinin de bilim ve teknoloji danışmanlıklannın olduğunu görüyoruz. Bizde bu tür yardım ve destcklere gerek duyulmuyor. Her konuyu en iyi yöneticiler biliyor. Sağlıklı gelişim için teknolojik araştırmaları, ülkemiz zen- ginliklerinı ve artan nüfusun istihdamını düşünerek aşağı- daki alanlaıda (gerekırse yabancı ortaklı ve özel sektör üze- rinden) yatınmları dcsteklemeli ve bu alanlarda üretim alt- yapısı oluşturmalıyız. ARAŞTIRMA DESTEĞİ VE ÖNEM GÖSTERGES1 Ülkelerin bilim ve araştırmaya verdikleri önemler ve des- tekleri dünya ölçüsünde başlıca 10000 nüfus başına araştı- rıcı sayısı, ülke kaynaklarından, yani GSMH'dan araştınnaya ayırdığı destek oranı ve araştırıcıya verdiği önem (maaş, say- gınlık, statü, görüşlerine itibar) ile ölçülür. Bazı ülkelerin araştırmaya ayırdığı kaynaklar: Türkiye GSMH'nın %0.72 hedefi ise %1.5' a çıkannak, EU ortala- ması %1.89 olup, 2010 yılmdan itibaren üye ülkelerin bu ora- nı % 3'e yükseltmeleri isteniyor. Yazının devamı 15. sayfada 2009 yılı itibariyle, bir milyondan fazla cıldı bulunan kütüphane sayı- sı 10 veya daha fazla olan ülkeler şunlardır. ABD 121 Almanya 63 Büyük Britanya 56 Çin Halk Cumhuriyeti 52 Rusya 35 Kanada 26 japonya 20 Polonya 12 Finlandiya 10 Fransa 10 Hollanda 10 İsviçre 10 İtalya 10 Kütüphanesi'nde 13 milyondan fazla, Yale Ü n i v e r s i t e s i Kütüphanesi'nde ise 10 milyondan fazla cilt vardır). 20 milyondan faz- la cilde sahip kütup- haneleri bulunan ül- keler ise şunlar: Rusya; 4 (Günümüzde dünya- nın cn büyük kütüp- hanesi, 43 milyon ki- tap ve periyodik bu- 1 u n d u r a n , Moskova'daki Rusya D e v l e t Kütüphanesi'dir. Tüm Rusya Teknik Patent Kütüphanesi'nde ise 105 milyon patent tanımı mevcuttur. St. Petersburg'daki Rusya Ulusal Kütüphanesi'nde 32 milyon, yi- ne St. Petersburg'daki Rusya Bilimler Akademisi Kütüphanesi'nde de 20 milyondan fazla cilt vardır). ABD; 1 (Washington'daki Kongre Kütüphanesi'nde 29 milyon cilt bulunmaktadır). Almanya; 1 (Münih'tcki Alman Patent Ofisi Kütüphanesi'nde 37 milyon patent tasnif edilmış durumda- dır). Avusturya; 1 (Viyana'daki Avusturya Patent Ofisi Kütüphanesi'nde 40 milyondan fazla patent tanımlanmış du- rumdadır). Çin Halk Cumhuriyeti; 1 (Pekin'deki Çin Ulusal Kütüphanesi'nde 22 milyon cilt bulunmaktadır). Ermenistan; 1 (Erivan'daki Emıenistan Bilim vc Teknoloji Enformasyon Merkezi'nde 22 milyon cilt bulunmaktadır). Türkiye'de bir milyondan fazla cildi bulunan kütüphane sayısı l'dir. Milli Kütüphane'de 1.136.997 cilt bulunmakta- dır. -Kaynakt The Europa World ofLeaming 2009,59 tlı Edition Volume !,ll. Routledgc, Taylor-Frands Group, ljındon ıınd New York. Tcşekkür. K.'ütü)>luinckTİn bilimsel çnkşmalanlaki ıcıml rolü kunusuna dik- kiitimı çcken ve bu lumuyla ilpli Mgı ktyıwklarma ulcışımımı saglayan degerli ho- cam Prof. Dr. Ccnpî Dol<mcd''yc çok ıcjcUcür ederim. CQ O
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle