18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada let arşivindeki dosyalara dayanarak yanıtlamıyor. Soru basit: 1999’da Kenya’da Türkiye’ye tes- lim edilen Öcalan’ın asılmasını ABD neden en- gelledi? O sırada Ecevit koalisyonunda bulunan MHP’nin (Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin) idam kararını hasır altı ettiğini ve teröristbaşının idamı- nı engellediğini söylüyor ve ola ki bu söylemini ki- mi belgelere dayandırıyor. Ama Bay Başbakan’a; öncelikle şu soru sorul- muyor. Bahçeli’nin Öcalan’ın idamına karşı çıktı- ğını söylüyorsunuz. Oysa bugün tek başınıza ik- tidardasınız. Geçmişte kalan bir olayı istismar et- mek kolay; lütfen yanıtlayınız: Öcalan’ın infaz edilmeyi hak ettiğini düşünü- yorsanız, TCY’deki idam cezası bugün geçerli ol- sa... Öcalan’ın idam kararını uygular mısınız? Önemli soruya geçelim: Zamanın hükümetinden yapılan açıklamalar... CIA ile Öcalan’ın teslimi ile ilgili pazarlığı yürüten ve ABD’nin teslim koşullarını hükümete, Çanka- ya’da o gece yapılan devlet zirvesine götüren MİT’in (Müsteşar Atasagun’un) dosyalarında ABD’nin olmazsa olmaz dayatmaları yer alıyor. Hatta resmi ziyaretinde Beyaz Saray’da Başkan Clinton ile yapılan toplantıda Başbakan Ecevit’e Amerika’nın Öcalan’ı teslim ettiği de anımsatılıyor. ABD’nin teslim koşulu gayet açık: Öcalan tarafsız bir mahkemede yargılanacak ve idam edilmeye- cek! Öcalan’dan bir an önce kurtulmak isteyen, ne ki kimi girişimlerde başarısız kalan Türk hükü- metlerinin önüne; 1999’da bu “fırsat” çıkınca... ABD koşulları kabul edildi. Öcalan ancak devlet kara- rı iletildikten sonra teslim edildi. Namustan sık sık söz eden iktidar sahipleri geç- mişi irdelerken, siyasal namus (etik) gereği bugün kimi gerçekleri de açıklamak zorunda değil midir? Öyleyse, işte yıllardır yanıtlanmayan soru: ABD, Öcalan’ın idam edilmemesi koşulunu neden da- yattı? İdam cezasına karşı devlet olduğu için mi? ABD’nin birçok eyaletinde idam cezası uygula- nırken Türkiye’ye böyle gülünç bir gerekçe gös- termesi akla ve mantığa ters düşmüyor mu? İnsan hakları mı? ABD gibi Guantalama vuku- atlı bir devletin insan haklarından söz etmesi hay- li eğlenceli değil mi? Bilinen kimi gerçekler karşımıza ister istemez ABD’nin Öcalan’ın idamına neden karşı çıktığı so- rusunu getiriyor ve… Soru bir türlü yanıtlanamadığı için ABD’nin Or- tadoğu’daki Kürt politikasında Öcalan’ı şu veya bu biçimde bir figüran gibi kullanmayı öngördü- ğü... bu nedenle ustalıkla çizilmiş orta veya uzun vadeli bir program gereği on yıl önce idam olası- lığını gündemden kaldırdığı kanısı giderek yerle- şiyor. Bugün vardığımız nokta ortada. Hükümet adı- na İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a, görüştüğü he- men her çevre öncelikle, tek bir koşulda ittifak edi- yor: Üniter devlete dokunulmasın! Acaba hemen her çevrenin bu koşulu günde- me getirmesindeki neden, hükümetin, üniter ya- pıda değişiklik yapacağına ilişkin kuşkudan, kay- gıdan mı kaynaklanıyor? Diğer koşul; İmralı’nın “muhatap” alınmaması, lakin teröristbaşının geçmişini umursamayarak, masum bir insan tavrıyla medyada hemen her gün demeçleri, açıklamaları yer alıyor. Dün Milliyet’te yayımlanan söylemleri işi ne ka- dar azıttığının belgesi. İç savaş tehdidinde bulunuyor: “... Şimdi bu mü- cadelede 40 milyon Kürt var. İyi örgütlenmiş ke- simleri var. 40 milyon Kürt’e karşı nasıl duracak- sın? 40 milyon Kürt ayağa kalktığı zaman ortada devlet-mevlet diye bir şey kalmaz...” diyor. TSK’yi hiç sayıyor: “... Ordu da bunu anlamalı. Bunu anlamalı ve bunun önünde engel olmama- lı... Ordu da öyle çok kendine güvenmesin...” İhanetin, devlete başkaldırının ve bu yolda de- vam edeceğinin belgesi değil de nedir bu açıkla- malar? Başbakan Beyefendi bu soruları yanıtlamak zo- runda değil mi? SAYFA 23 AĞUSTOS 2009 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 30 Edirne B 33 Kocaeli B 29 Çanakkale B 30 İzmir A 33 Manisa A 34 Aydın A 37 Denizli A 36 Zonguldak B 24 Sinop B 25 Samsun B 24 Trabzon PB 24 Giresun PB 25 Ankara B 29 Eskişehir B 28 Konya B 27 Sıvas B 24 Antalya A 37 Adana A 36 Mersin B 33 Diyarbakır B 36 Şanlıurfa B 38 Mardin B 34 Siirt B 36 Hakkâri B 27 Van B 26 Kars B 20 Oslo PB 20 Helsinki PB 20 Stockholm PB 21 Londra B 25 Amsterdam PB 26 Brüksel B 25 Paris B 28 Bonn B 26 Münih B 26 Berlin B 24 Budapeşte Y 24 Madrid A 38 Viyana PB 24 Belgrad Y 27 Sofya Y 28 Roma A 30 Atina A 31 Zürih PB 26 Moskova PB 22 Aşkabat A 33 Astana PB 26 Taşkent A 34 Bakû B 22 Bişkek A 31 Tiflis B 28 Kahire A 34 Şam A 36 Ülkemizin kuzey- doğu kesimleri par- çalı bulutlu, Rize, Artvin, Ardahan ve Hopa çevreleri kısa süreli sağnak, di- ğer yerler az bulut- lu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişik- lik olmayacak. / IŞIL ÖZGENTÜRK Herkes Öteki Oldu Dostluk, kardeşlik ayõdõr.. ama, bizde artõk pek böyle olmuyor. Bi- rileri diğerlerinin gösteriş olsun di- ye oruç tuttuğuna inanõyor ve eski- den oruç tutanlara hürmet edilip açõkça yemek yenmezken, sigara içilmezken şimdi inadõna bu işler ya- põlõyor.. şaşõrmayõn, çevrenize şöy- le bir bakõn... Bu neden böyle oldu, çünkü ar- tõk ramazan şaşaalõ iftar sofralarõnõ akõllara getiriyor; çünkü artõk ra- mazan ayõ, iktidarõn iftar çadõrlarõ kurarak yoksullara ulufe dağõttõğõ bir ay olarak biliniyor. Ramazan ayõnda bile birileri “öte- ki” oluyor. Herkesin bir diğeri için “öteki” olduğu bir zamanlardan geçiyoruz ve bugünlerde benim gene aklõma parçalanan yurt Yugoslavya geliyor. Avrupa’nõn göbeğinde emperya- list devletlerin oyununa gelen ve çõl- dõran bir halk geliyor gözlerimin önüne ve Saray Bosna’da gördüğüm toplu mezarlar... Korkuyorum.. çünkü iktidar ül- keyi, yol haritasõnõ ve hedeflerini açõklamadan bir ‘Kürt Açõlõmõ’na sürükledi. Ve bir kez daha herkes birbiri için “öteki” olmaya başladõ. Örneğin yõllardõr “halkların kardeşliği” diyen sosyalistler ansõzõn “öteki” ol- dular. Kürt meselesinin romantik söy- lemi bitti ama, hâlâ bunu sürdürenler var... İktidarõn bu açõlõmdaki üslup yanlõşlarõ meseleyi daha başõndan açmaza sürükledi. Açõlõmda ‘toprak reformu’ var mõ? Korucular ne ola- cak? PKK o bölgedeki uyuşturucu, silah, mazot ve altõn kaçakçõlõğõ ran- tõnõ bõrakacak mõ? Bunlarõ bilmiyoruz ama.. açõlõmõn içeriğini bilmedikleri için destek- lemeyenler, yõllardõr “halkların kardeşliği” diyenler ve bunun ger- çekleşmesi için de a’dan z’ye kadar her alanda bir demokrasi dersinden geçmemiz gerektiğini söyleyenler hemen “öteki” oldular. Bütün bunlar olurken, hem Kürt hem Türk milliyetçiliği de tavan yapmõş durumda. Özellikle Kürt milliyetçiliği. Bu arada Abdullah Öcalan da hepi- mizi enayi yerine koymaya başladõ. Hadi hayõrlõsõ.. Hakkâri’ye ilk gittiğimde iki şey dikkatimi çek- mişti, üşenmemiş saymõştõm: Kü- çücük Hakkâri’de 13 kuyumcu dükkânõ ve 15 tane de tekel bayii vardõ. Kuyumculardaki altõnlar 24 ayar İran ve Hindistan işiydi ve peynir ekmek gibi satõlõyordu.. 15 tane te- kel olmasõna karşõn topluca içki içi- len tek bir otel lobisi vardõ. Ku- yumcular beni şaşõrtmõştõ, şöyle dediler: “Bizim buralarda, ‘Bir tor- ba toz bir otobos’ sözü pek bir meş- hurdur.” Ben otobosa ulaşamayan, o sõra sõra dizilmiş altõnlardan alamayan, sokaklarda çiklet, mendil satan, kahvelerde sigara üstüne sigara içip tüm hayallerini sigara dumanõna gö- men Güneydoğu’dan yanayõm; ağa- larõn Güneydoğu’sundan değil. Öy- leyse bu içeriği belli olmayan açõ- lõmõ yere göğe koyamayanlar bana ve benim gibi düşünenlere zahmet edip bir söyleyiversinler: Oralarda aşiret ağalõğõ nasõl bitecek? Benim sorum bu! ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ergenekon davasõyla gündeme gelen gizli tanõklarõn anlatõmlarõ iddianame eklerinin ardõndan basõnda da yer alõyor. Bu kişilerden bazõlarõnõn hem ta- nõk hem de sanõk olduklarõnõn or- taya çõkmasõ soruşturmayõ kuş- kulu hale getiriyor. Özellikle Ergenekon soruşturmasõ ile Da- nõştay’a saldõrõ davalarõnõn bir- leştirilmesinde ifadeleriyle etkin rol üstlenen sanõk-gizli tanõk Osman Yıldırım’õn “sosyopat” olduğunun ortaya çõkmasõ işi iyice çõkmaza soktu. Avrupa İn- san Haklarõ Mahkemesi (AİHM) de gizli tanõk anlatõmlarõnõ yal- nõz başõna delil saymõyor. Üçüncü Ergenekon iddiana- mesinin ek klasörlerinde anla- tõmlarõna yer verilen gizli tanõk- lar, soruşturmanõn başladõğõ 12 Haziran 2007 tarihinden bugüne değin hep tartõşmalarõn odağõn- da yer aldõ. Ergenekon savcõla- rõnõn eklerinde “yanlışlıkla” yer verdikleri yazõşmalar, iddiana- mede kod isimlerle tanõmlanan gizli tanõklarõn deşifre olmasõna yol açtõ. İstanbul Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ tarafõndan Gaziantep Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na yazõlan bir yazõda, Gaziantep H Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunan Hamza Bindal’õn tanõk sõfatõy- la dinlenmesi istendi. Bindal’õn ifadesi alõnõrken kimliği ve tüm nüfus bilgileri de klasörlerde yer aldõ. Böylece savcõlõğõn gizli ta- nõklarõndan Bindal deşifre oldu. Henüz bu tartõşmalar bitme- mişken bu kez de tutuklu sanõk- lardan Levent Ersöz’ün avuka- tõ Ali Rıza Dizdar duruşma sõ- rasõnda, Yüksel Dilsiz adlõ sanõk hakkõnda, “Şu anda sanık san- dalyesinde oturan Yüksel Dil- siz aynı zamanda tanık olarak da görünüyor. Yaptığım araş- tırmaya göre Ahmet Faruk ad- lı tanığın imzası ile şu anda tu- tuksuz olarak yargılanan Yük- sel Dilsiz’in imzaları aynı. CMK’nin 191’inci maddesi- ne göre tanıklar duruşma sa- lonunda bulunamazlar. Çı- kartılmaları gerekir” değer- lendirmesini yaptõ. Ancak duruşmanõn en dikkat çekici çõkõşõ savcõdan geldi: “Avukat Ali Rıza Dizdar, gizli tanığımızı deşifre etmiştir. Kimliğini açıkladığı için hak- kında gizli tanığı deşifre ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyorum.” Böylece dosyadaki gizli ta- nõklarõn aynõ zamanda davanõn sanõğõ da olduklarõ kesinleşmiş oldu. Hukuki açõdan bu durum tartõşma başlattõ. Ergenekon ile Danõştay baskõnõ ve gazetemize yönelik saldõrõ davalarõnõn birleştirilmesi kara- rõna giden sürecin en etkin ismi Osman Yıldırım olmuştu. Yõl- dõrõm, Danõştay baskõnõ dava- sõnda da hüküm giymişti. Yõldõ- rõm’õn Ergenekon’un hem gizli tanõğõ hem de sanõğõ olduğunun anlaşõlmasõyla da bir ilk ger- çeklemişti. Yõldõrõm’õn gizli ta- nõk olarak verdiği ifadelerden ha- reketle mahkeme, Danõştay’a saldõrõ davasõnõ Ergenekon ile birleştirmişti. Ancak gizli ta- nõk-sanõk Osman Yõldõrõm’õn ruh sağlõğõna ilişkin GATA’da ‘Amaçları korku salmak’ İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda 12. operasyonda evine baskõn yapõldõktan kõsa bir süre sonra yaşamõ- nõ yitiren Prof. Dr. Türkan Saylan’õn kurucu- su ve başkanõ olduğu Çağdaş Yaşamõ Destek- leme Derneği’nden burs alan öğrencilerin te- rör örgütü bağlantõsõ olup olmadõğõ araştõrõldõ. Ergenekon savcõlarõnõn talimatõyla ÇYDD’den burs alan 15 bin öğrencinin terör örgütleriyle bağlantõlarõnõn incelenmesi konusunda Emni- yet Genel Müdürlüğü’nde kurulan komisyon gizli bir rapor hazõrlayõp savcõlara verdi. Çağ- daş Yaşamõ Destekleme Derneği (ÇYDD) Ge- nel Başkanõ Prof. Dr. Aysel Çelikel, dosyalarõ incelemenin öğrencileri damgalamaya, fişle- meye yönelik, insan haklarõna aykõrõ bir dav- ranõş olduğunu belirterek, “Azami 14-17 yaş- larında, bazıları 8-10 yaşlarında çocuklar. Bunlar mı terörist olacaklar” dedi. Milliyet gazetesinde dün Tolga Şardan im- zasõyla yayõmlanan habere göre Ergenekon so- ruşturmasõnõ yürüten savcõlar, operasyonun 12. dalgasõ çerçevesinde ÇYDD Genel Merke- zi’ndeki aramalarda el konulan “dernekten burs alan öğrenciler” listesindeki bursiyerler hakkõnda Emniyet’te inceleme yaptõrdõ. ‘Bunlar mı terörist olacak’ Savcõlarõn talimatõ üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan inceleme komisyonunda bursiyerler, başta DHKP-C, PKK, MLKP, TİKB olmak üzere Türkiye’de faaliyet gösteren tüm örgütler üzerinden araştõ- rõldõ. Savcõlarõn ÇYDD’den burs alan öğrenci- lerle ilgili inceleme yaptõrdõğõ iddiasõ üzerine Aysel Çelikel, 13 Nisan’da dernek ge- nel merkezi ve o dönemin dernek başkanõ merhum Türkan Saylan’õn evinin aranmasõ sõ- rasõnda 20 bin öğ- rencinin dosyasõna el konulduğunu ve götürüldüğünü be- lirterek, “Biz bun- ları geri almak için çok uğraştık fakat bir türlü nerede olduğunu bile bulamadık. Şimdi bugün bu haberi aldık” dedi. Raporda ne yazdõğõnõ henüz bilmediğini ifade eden Çe- likel, şunlarõ söyledi: “Bizim öğrencilerimizin büyük bir bölümü kırsal kesim ilk ve orta- öğretimde okuyan kız çocuklarıdır. Bunlar azami 14-17 yaşlarında çocuklar, bazıları 8- 10 yaşında. Bunlar mı terörist olacaklar?” 20 bin öğrencinin dosyasõnõ yeniden yap- mak zorunda olduklarõna işaret eden Çelikel, dosyalarõn polis tarafõndan değerlendirilmesi- nin de “dramatik bir olay” olduğuna işaret etti. Çelikel, “Umarım, dosyaları incelerken yanlarında bir savcı bulunmuştur. Muhte- melen dosyaları incelediler bu şekilde bir rapor hazırladılar, komisyon oluşmuş dos- yalar incelenmiş” dedi. ‘Burs için sabıka kaydı alıyoruz’ Burs verdikleri üniversite öğrencilerinden ise sabõka kaydõ istediklerini ifade eden Çeli- kel, “Yani suç işlememiş olduklarını kanıtlı- yorlar bunun dışında başvuracağımız başka bir kaynak yok. O bakımdan derneğe izafe edilecek herhangi bir kusur söz konusu de- ğil” diye konuştu. Aysel Çelikel, ÇYDD’ye yönelik operasyon ve bu tür incelemelerin öğ- rencilerde ve ailelerde korkuya yol açmasõnõn istendiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Herhangi bir tespit yapmadık, ama burs almak isteyen insanlar yağmur gibi mektup gönderiyorlar, o bakımdan çok da ciddiye alındığını sanmıyorum. Çünkü ÇYDD ka- muya mal olmuş bir dernektir, bütün Tür- kiye’ye hizmet eden bir dernektir, bu dav- ranışların ne burs alanları ne de burs ve- renleri etkileyeceğini sanmıyorum.” Savcõlõk, ÇYDD’den burs olan öğrencileri potansiyel suçlu olarak değerlendirirken ÇYDD’nin bursu ile liseyi bitiren 8 bin 414 kõz öğrenciden bin 370’inin üniversitelere ka- yõt yaptõrmaya hak kazandõğõna dikkat çekildi. Ergenekon soruşturmasõ ile Danõştay’a saldõrõ davalarõnõn birleştirilmesinde ifadeleriyle etkin rol üstlenen sanõk-gizli tanõk Osman Yõldõrõm’õn “sosyopat” olduğunun ortaya çõkmasõ işi iyice çõkmaza soktu. yapõlan muayene sonucu “sos- yopat” olduğu anlaşõldõ. “İleri derecede antisosyal ki- şilik bozukluğu” tanõsõ konulan, cinayetten cezaevinde de yatan Yõldõrõm’a ilişkin raporda, şu değerlendirme yer almõştõ: “Özbakımı vasat, etrafına il- gili, mizacı sıkıntılı, huzursuz, mimik ve jestleri mizacına uy- gun, sosyabilitesi ilişki kurulur, fakat güven vermez nitelikte. Konuşma yakınmacı, ses tonu artmış, uyku normal, iştah nor- mal. Bilinç açık, dikkat ve bel- lek normal, algı tabii, yönetimi tam. Zekâ ve muhakeme klinik olarak yeterli. Fikir akış hızı normal, amaca varıyor. Fikir içeriğinde devam eden mahke- mesi, ailesi, işlediği suçlar ve al- dığı cezalar ile ilgili yoğunlaş- ma var. Duygulanımı anksi- yöz. Davranışlarında psiko- mor huzursuzluk, otoriteye ta- hammülsüzlük, psikoaktif madde kötüye kullanım, sosyal uyum güçlüğü şeklinde değiş- meler bulunmaktadır.” Eski AİHM Yargõcõ Rıza Tür- men, mahkemenin tanõklarõn ko- runmasõnõ kabul ettiğini, ancak bunun savunma hakkõnõ zedele- memesi, silahlarõn eşitliği bakõ- mõnda sakõnca yaratmamasõ ko- şuluna bağlõ olduğunu vurgulu- yor. AİHM’nin benzer davalar- daki kararlarõndan hareketle, ta- nõklarõn sorgusunda Avrupa İn- san Haklarõ Sözleşmesi’ne ayrõ- lõk oluşmamasõ için tanõğõn an- latõmlarõnõn kanõtlarla destek- lenmesi gerekiyor. Ayrõca gizli tanõğõn yazõlõ ifadesinin mahkû- miyete esas alõnamayacağõna işaret eden mahkeme, ifadenin ağõrlõklõ delil konumunda da ol- mamasõ şartõnõ getiriyor. Hem tanõk hem sanõk olmalarõ soruşturmayõ kuşkulu hale getiriyor Ergenekon’da gizli tanõk sorunu ÇYDD’Lİ ÖĞRENCİLER FİŞLENİYOR Prof. Dr. Aysel Çelikel. Uğur Mumcu’yu andık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bom- balõ saldõrõ sonucu yitirdiğimiz gazetemiz ya- zarõ Uğur Mumcu dün, doğumunun 67. yõl- dönümünde, Cebeci Mezarlõğõ’ndaki gö- mütü başõnda anõldõ. 24 Ocak 1993 günü bombalõ saldõrõ sonu- cu yitirdiğimiz, yaşamõ boyunca yazõlarõ ve araştõrmalarõyla insanlarõ aydõnlatmaya, uyar- maya çalõşan Uğur Mumcu, 67. doğum gü- nünde Cebeci Mezarlõğõ’ndaki gömütü ba- şõnda anõldõ. Törene, başta 14 Nisan Çalõş- ma Grubu, Ankara Cumhuriyet Okurlarõ (CUMOK), Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eği- tim Vakfõ Başkanõ Erdal Atıcı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Sekreteri Su- ay Karaman, Uğur Mumcu Araştõrmacõ Ga- zetecilik Vakfõ (um:ag) çalõşanlarõ olmak üze- re çok sayõda Mumcu dostu katõldõ. Tören, Uğur Mumcu adõna yapõlan bir da- kikalõk saygõ duruşu ile başladõ. Törene ka- tõlan Mumcu dostlarõ, “seni çok özledik” di- yerek, gömüte karanfiller bõraktõ. Törende, um:ag adõna konuşan um:ag Yayõn Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu, “Mumcu, terörle, haksızlıkla, adaletsiz- liklerle, yolsuzluklarla, halkın malını ça- lanlarla, kimseden korkmadan, canını ortaya koyarak, ölümüne savaştı. Doğru- yu ortaya çıkarma tutkusuyla, okudu, araştırdı, düşündü, yazdı. Emekten, emek- çiden yana; gericiliğin, tutuculuğun, sö- mürünün, yolsuzluğun ve cinayetlerin üstüne gitti. Basın özgürlüğü mücadele- sinde en ön safta yer aldı” dedi. Mumcu’ya yapõlan saldõrõnõn Atatürkçülüğe, demokra- siye, insan haklarõna, laikliğe, özgür düşün- ceye, ulus bilincine yapõldõğõnõ kaydeden Tü- leylioğlu şunlarõ söyledi: “Seni unutmadık, unutmayacağız Uğur Mumcu. Yaşamın boyunca, hepimizi düşündürmeye, ay- dınlatmaya ve uyarmaya çalıştın. İyi ki doğdun Uğur Mumcu.” Mumcu’nun 67. doğum gününde sevenleri Cebeci Mezarlığı’ndaki gömütü başında buluştu. BELEDİYEDE GİZLİ KAMERA ŞOKU Yurt Haberleri Servisi - Balõkesir’in Havran il- çesinde belediye hizmet binasõnda, MHP’li beledi- ye döneminde yerleştirildiği tespit edilen 12 gizli kamera bulundu. Gizli kameralar sökülürken Hav- ran’õn şimdiki belediye başkanõ AKP’li Hasan Lof- çalıoğlu, “Gizli kameralarla çalışanları kayıt al- tına almak, onlara yapılmış en büyük hakaret- tir. Biz çalışanlarımıza güveniyoruz” dedi. Yeşiller Partisi: Ne yediğimizi bilmiyoruz Yeşiller Partisi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ayşe Akde- niz, biyogüvenlik yasası çıkarılır- ken ülke insanının menfaatlerinin temel alınması gerektiğini söyledi. Yeşiller Partisi üyeleri, Feriköy Ekolojik Halk Pazarı’nda genetiği değiştirilmiş ürünlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Grup adına açık- lama yapan Akdeniz, bu gıdaların tüketiminin insan sağlığına yöne- lik öngörülemez tehlikeleri barın- dırdığını belirtti ve “Gerçek şu ki ne yediğimizi bilmiyoruz. Çünkü ülkemizde GDO’lu ürünleri etiket- leme mecburiyeti bulunmaması sonucu bunları tespit etme ve ka- çınma lüksümüz yok” dedi. (Fo- toğraf: ÖZLEM SAĞLAM) Baştarafı Arka Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle