25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I • - : Dünya Türkiye'yi . p. • 1 i - ~ f I i ... Fransız Haber Ajansı-AFP'nin tstanbul temsilcisi Nicolas Cheviron vc Finlandiya Yayin Kuruluşu YLE'dcn LottaNuotio, haberlerini anlatıyor., Türkiye'de onlarca ülkeden 148 yabancı basın kuruluşu bulunuyor. 2008'de yurtdışında Türkiye'yle ilgili 22 bin 858 haber, yorum ya da program yayımlandı. Peki, Türkiye'yle ilgili en çok hangi haberler okunuyor? Gelişmeler nasıl yorumlanıyor? AFP'den Nicolas Cheviron, Finlandiya Yayın Kuruluşu YLE'den Lotta Nuotio ve Der SpiegePden Daniel Steinvorth yanıtlıyor. ESRA AÇIKGOZ / ZEREN KOÇAK A KP'nin kapatılma davası, "Ergenekon" soruşturması, Almanya'daki Deniz Feneri davasının yansımalan, PKK, Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyareti... Türkiye gündemi sadece ülke içinde değil, yurtdışında da ilgiyle takip ediliyor. Öyle ki, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne göre, 2008'de yabancı haber ajanslan, radyo ve televizyonlar ile intemet sitelerinde Türkiye ile ilgili 22 bin 858 haber, yorum, program yer alıyor. Türkiye'de, onlarca ülkeden 148 yabancı basın kuruluşunun bulunması da cabası. Nicolas Cheviron, on yıldır Türkiye'de. tstanbul'a Paris'te çalıştığı kız arkadaşının peşinden gelmiş. Le Monde, Le journal du Dimanche, Temoignage Chretien gibi Fransız gazetelerinde çalışmış. Beş yıldır Fransız Basın Ajansı-AFP'nin lstanbul muhabiri. Lotta Nuotio, bir buçuk yıldır Türkiye'de. Finlandiya Yayın Kuruluşu YLE'de çalışıyor. Peki ne tür haberler yapıyorlar? Türkiye'ye dair en çok hangi haberler ülkelerinde takip ediliyor? Yanıtlar, Nicolas Cheviron ve Lotta Nuotio'den. - Türkiye hakkmda hazırladığıruz en ses getircn haber neydi? LottaNuotio: Sannım geldiğimden beri yaptığım en önemli iş, AKP'ye açılan kapatma davasıydı. Haber yapılacak çok şey vardı ve durumu anlaşıhr şekilde anlatmak zordu. Politika dışındaki konularla da ilgilendim; kadınlar futbol ligi, Avrupa'nın en yüksek binası Sapphire'in inşaatı, Kapalı Çarşı'daki altın işi... Yalnızca son dakika haberlerini değil de Türkiye 'nin diğer yönlerini de göstermek önemli bence. Nicolas Cheviron: lnsanlann neyi ilginç bulduğunu söylemek zor, ama yazmaktan en zevk aldığım haberlerden biri Kaçkar dağlannda Laz bir müzisyenle birkaç gün geçirdiğim, geleneksel şarkılan kaydetmek için köyden köye dolaştığım haberdi. Son zamanlardaysa Türk-Ermeni sınınnda dolaşıp kapıların açılması hakkında iki tarafin insanlanyla konuşmaktan çok zevk aldım. Büyük haberler fazla ilgimi çekmiyor. Onun yerine "gerçek insanlar" ile iletişim kurduğum, Tuzla'daki iş cinayetleri gibi normalde okuyucunun ilgi alanına girmeyen konulan ona okutmayı ya da Türkiye'ye karşı güçlü önyargılar hakkında haber yapmayı seviyorum. - Ülkenizde, Türkiye hakkindaki hangi haberler daha çok ilgi görûyor? N. Cheviron: Fransa'daki genel ilgi şu an üç konu üzerinde yoğunlaştı. Birincisi Kürt sorunu. Fransızlar uzun zamandır bu konuyla ilgileniyorlar ve çok siyah-beyaz bir bakış açısına sahipler. İki, Ermeni sorunu. Bu konuda da görüşleri pek gelişmiş değil. Son olarak da siyasi lslam konusu. Çünkü lslam. göç nedeniyle Fransa'yı uzun sürcdir korkutuyor. Bu yüzden Fransa, Türkiye'deki gelişmelere ilgi duyuyor. Yine de Fransa'da Türkiye'ye karşı ilgi azaldı çünkü Türkiye'nin AB'ye girmesi artık ana konu değil ve herkes bu konudan sıkıldı. Türkiye'de de durum biraz sakinleşti; güneydoğudaki çatışmalar azaldı, hükümet destekçileri ve muhalifleri arasındaki gerginlikler azaldı, sanki Türkiye normalleşiyor gibi, bu yüzden de gazeteler için sıkıcı bir konu olmaya başlıyor. L. Nuotio: Türkiye'nin AB'ye girmesiyle ilgili bütün haberler çok ilgi çekiyor. İnsanlar buradaki gelişmeleri takip ediyorlar ve bu yalnızca AB Genişleme Sorumlusu Olli Rehn'nin Finlandiya'dan olmasından dolayı değil. Aynca, buradaki sıradan insanlann hayatlanyla ilgili haberlerin de çok ilgi çektiğini fark ettim. - Türkiye'nin en büyük sorunu ne sizce? N. Cheviron: Gazetenizin görüşlerine pek uymayabilir, ama bence ordunun politik alandaki rolünün tekrar tanımlanması gereği. L. Nuotio: Bence gelir seviyelerindeki büyük fark. Türkiye'de çok büyük zenginlik varken, hâlâ milyonlarca insan çok kötü şartlarda ve umutsuz yaşıyor. lnsanlann firsatlan, gelir seviyesrne göre çok değişken olunca, bu eşitsizlik toplumda büyük sorunlara yol açıyor. - Ülkenizdeki insanlar Türkiye'de en olumlu açı1ımı olarak neyi görüyor? L. Nuotio: Bu sene Barack Obama'nuı ziyareti en çok ilgi çeken şey oldu. Türkiye'nin lslam ve Batı dünyalan arasındaki "aracılık" rolüne de Finlandiya'da olumlu bakıldı. Bu çok iyi fark edildi, çünkü başkanımız Tarja Halonen da Türkiye'yi ziyaret etti ve Türkiye'nin bu görevini vurguladı. N. Cheviron: Bu yıl, Fransa'da Türkiye'yle ilgili hatırlanan çok önemli bir Türkiye'ye bakmak... i p \ aniel Steinvorth, Der Spiegel'in J_-/ lstanbul temsilcisi. Bir buçuk yıldır lstanbul'da. Türkiye hakkında her konuda haber hazırhyor. En çok ses getiren haberine gelince, kendi deyimiyle, "bir yabancı için anlaması çok zor olan, bütün karmaşıklığıyla Ergenekon davası". Almanya'da en çok iki ülkeyi ilgilendiren haberlerin okunduğunu söylüyor; Almanya- Türkiye ilişkileri, göçler, entegrasyon zorunlu evlilikler, töre cinayetleri ve tabii ki AB süreci. Ona göre, Türkiye'nin en büyük sorunu, tarihini m ** v: m % W 8 Fotoğraf: Vcdai • nk ^ 1 kabullenme ve toplumdaki büyük kutuplaşma. Peki Ahnanlara göre, Türkiye'yle ilgili en olumlu gelişme ne? Yanıt Steinvorth'tan: "Bazılan için bu Türkiye'nin Nabucco anlaşmasına imza atması, bazılan içinse Türkiye'nin Ortadoğu'da aracılık görevini üstlenmesi". Ülkesindeki bakış açısıyla ilgili bir , şikâyeti var Steinvorth'un. "Almanlar" diyor, "Türkiye'yi genellikle Antalya'da yaptıklan tatil ile ya da Almanya'da yaşayan Türklerin sosyal perreklerivle 1 f f biliyorlar. Bu ülkede yaşama şansı olan bir gözlemci olarak onlara daha geniş bir manzara sunmayı umuyorum". Bu ülkeyi hâlâ tam olarak anladığını iddia etmese de, Türkiye'yi daha farklı görüyor. Oryantalist bir bakış açısından kaçınıyor, zaten Türkiye'yi saf bir oryantal ülke olarak da görmüyor. • konu olmadı. Ama bence birkaç ilginç olay var. Türkiye'nin Avrupa için bir enerji merkezi haline gelmesi, yani gerçekten Nabucco gibi projeler gerçekleştirilirse Türkiye uluslararası düzendeki yerini güçlendirebilir, özellikle de AB konusunda. Komşu bölgelerle, örneğin Ortadoğu, Iran, Kafkaslar'la aktif ilişkileri Avrupa'dakidiplomatlarca iyi karşılanıyor. Türkiye'yi o bölgelerdeki durumu istikrarlı hale getirmek için değerli bir ortak olarak görüyorlar. Bu görcv Obama'nın Türkiye ziyaretiyle de desteklendi. Güneydoğuda normalleşmeye dair olumlu işaretler, Irak Kürtlerinin petrol satışının başlaması, PKK'dan izole olmalan, 90'larda kaybolanlarla ilgili araştırmalann başlaması iyi gelişme. - Hiç oryantalist davranmakla suçlandınız mı? Ya da kendinizi öyle bir yaklaşım içinde buldunuz mu? N. Cheviron: Neyse ki öyle bir suçlamayla karşılaşmadım. Oryantalist kelimesiyle tam olarak ne kastettiğinizi bilmiyorum. Edward Said'in ilk oryantalistleri tanımladığı gibi Avrupa'nın emperyalist politikalan için bilinçli olarak çalışmaktan bahsediy»rsanız, tabii ki hayır! Eğer egzotik görüşler, kanşık bir yaklaşıma sahip olmak gibi genel bir şeyden bahsediyorsanız, herkesin kendi geçmişi ve özellikleriyle geldiğini ve uyum sağlayabilmek için bununla yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben de her gün bunu yapmaya çalışıyorum. L. Nuotio: Ben de bu yaklaşımda olmamaya çalışıyorum, umanm başanyorumdur. - Bu ülkeyi ne kadar anladığınızı düşünüyorsunuz? N. Cheviron: Bunu salak âşık gibi görünmeden nasıl yanıtlayabilirim ki? Söyleyebileceğim tek şey, Ankara'da bir yılı orta kesim bir dış mahalle olan Eryaman'da olmak üzere toplam dört yıl kaldım, sonra da lstanbul'da. Bunlar Türkiye'nin farklı açılannı görmemi sağladı. Eşim Türk olduğu için MHP'lilerden anarşistlere kadar birçok farklı akraba ve arkadaşımız var. Türkiye'de pek çok yere gittiğimden Türk toplumunun farklı kesimlerini gördüm. Yabancı gazetecileri Türkiye'yi yeterince tammamakla suçlayan ama kendi yaşam alanmdan çıkmayan, Ankara'nm doğusuna gitmemiş Türkler var. L. Nuotio: Her gün yepyeni şeyler öğreniyorum ama bazen anlaması çok güç şeyler olduğunu fark ediyorum. Ülkenin geçmişini ve politikasını daha iyi öğrenmeliyim. Bir arkadaşıma Türkiye'nin çok kanşık bir ülke olduğunu, neler olup bittiğini anlamanın bazen çok zor olduğunu söyledim. Ö da, "Merak etme, burada 20 yıldır yaşayan bir muhabir tanıyoram, o da aynısını söylüyor" dedi. • PAZARIN PENCERESINDEN Erken tanı SELÇUK EREZ Aushvvitz, Mauthausen, Gulaglar, Halepçe, Srebrenica, Darfur... Tarihte yüzümüzü kızartan, içimizi bunaltan ne varsa bunların tümünün ardında bir diktatör bulunur. Bu insan eliyle yaratılmış felaketlerin nasıl önleneceğini düşünmek kadar soylu bir eylem yoktur: Acaba bir kimsenin yarın-obürgün diktatörleşeceği önceden kestirilebilir mi? Zamanında önlem alıp, bunları engelleyip yarınki felaketlerden kaçınabilir miyiz? Birkaçının özgeçmişine bu amaçla bir göz atalım: Josef Stalin: 1879'da doğmuş olan Stalin'i Gürcistan'da bir papaz okulunun öğrencisiyken tanıyanlar, onun, sınıf arkadaşlarına karşı duyarsız, sevgisi pek kıt biri olduğunu anlatmışlardır. 1917'de Bolşevik Partisi genel sekreterliğine seçildikten sonra tüm rakiplerini tek tek yok etmiş, Lenin öldükten sonra da düzenlettiği duruşmalarda Bolşevik Partisi'nin eski önderlerinin akıl almaz şekillerde suçlanmalarını sağlamış, bazılarını, kapitalist ülkeler hesabına casusluk yaptıklan iddiasıyla idam ettirmişti. Benito Mussolini: 1883'te doğmuştu. Çocukken yollandığı din okulunda cemaati taşlamak, öğretmene mürekkep şişesi atmak, sınıf arkadaşını bıçaklamak gibi anormal davranışlar sergilediği bilinir. 1902'de askere alınmamak için Isviçre'ye kaçmış, orada sürekli bir iş bulamadığından ve serserilik nedeniyle sınırdışı edilmiş, ülkesine dönmüştü. Slobodan Mllosevlç: 1941 doğumlu Miloseviç, Belgrad Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra çeşitli şirketlerde, bankalarda çalışmış, 1986'da politikaya atılmıştı. O zamanlar yurdunda geçerli olan Komünist düzende kınanan ulusalcılık eğilimlerini açığa vurmaya başlayan Miloseviç, yetkileri arttıkça koyu bir Sırp milliyetçisi olarak dikkati çekmeye başlamıştı. Arnavutların Sırpları ezdiğini ileri sürüp Kosova'ya Yugoslav Federasyonu içindeki bir ölçüde özerklik sağlayan yasaların değişmesini sağlamıştı. Milliyetçilikle suçlandığında bunu hep reddetmiş, fakat soykırıma kadar varan milliyetçi politikalarını uygulamaktan da geri kalmamıştı. Bu üç örnek, diktatörlerin ülkelerinin başına onulmaz dertler açmadan önceki yaşamlarının incelenmesinin, bazı kötü eğilimlerin saptanmasına yol açarak yarar sağlayabileceğini düşündürür. öyleyse diktatörlüğün erken belirtileri iyice bellenmelidir: 1. Dünyanın merkezi, onların durdukları yerdir. Bunu sorgulayanlar cezalandırılmalıdır. Diktatörleşeceklerin, o merkezde kalmak için yapmayacakları yoktur: Yalan söyler, muhalifleri gidermenin yollarını ararlar. 2. Seçilmiş olduklarından değil rahmetli aşiret reisi babalarına ait olduğundan oturdukları yer sanırlar koltuklarını: Kimseyi dinlemez, sadece bağırır ve herkesin haddini bilmesini isterler. 3. Egoları boylarından büyüktür: Eleştirilmeye tahammülleri yoktur: En küçük eleştiriyi bile hakaret sayar, ağızılarını bozar, olmayacak tepkiler sergilerler. 4. Makyavel'in Prens adlı yapıtının Stalin'in başucu kitabı olduğu bilinir. Birçoğu Makyavel'i okumamış olsa bile, böyle birinin yaşamış olduğunu bilmeseler bile doğuştan Makyavelcidirler: Amaca varmak için her yolu denemenin yerinde olduğuna inanırlar. ölümcül hastalıkları erken evrelerinde tanımanın yararları konusunda söylenebilecek ne varsa bunların tümü -anlıyoruz ki- diktatörler için de geçerlidirl • erezsO3uperonline.com Imtiyaz Sahlbl: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Genel Yayın Yönetmenl: Ibrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase llknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Idare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/lstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörieri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmenl: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/ 75 / 343 72 74 (554- 555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri / Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / lstanbul Cumhuriyet gazeteslnln parasız pazar ekldir. Yerel süreli yayın. ([email protected])
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle