Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2009 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu üyesi Necdet Pamir’le enerji politikalarõnõ konuştuk:
Ekonomide,siyasetteözgürdeğiliz
Güney Akõm, Nabucco Boru Hattõ Projesi’ne al-
ternatif mi değil mi? Türkiye bundan sonra enerji-
de Rusya’ya daha bağõmlõ hale mi geliyor? Kürt
açõlõmõnõn altõnda birtakõm petrol şirketlerinin Ku-
zey Irak’taki petrol ve doğalgaz rezervlerine göz
dikmesinden mi kaynaklanõyor? TPAO neden dev-
rede değil de birtakõm özel şirketlere enerji ihale-
leri veriliyor? Bütün bu sorulara enerji uzmanõ
Necdet Pamir’le yanõt bulmaya çalõşõyorum. Pa-
mir’in yaptõğõ tespitler çok çarpõcõ. Güney
Akõm’õn kesinlikle birbirine rakip iki proje oldu-
ğunu söylüyor. Türkiye’nin enerjinin her alanõnda
Rusya’ya daha bağõmlõ hale geldiğinin altõnõ çizi-
yor. Bir de enerjiyle uğraşmayan birtakõm şirketle-
rin Kuzey Irak’taki petrol yataklarõna fena halde
ilgi duyduklarõna dikkat çekiyor.
- Nabucco Anlaşması’nın imzalanmasının üze-
rinden üç hafta gibi kısa bir süre geçmesine rağ-
men bu kez Ankara’ya gelen Rusya Başbakanı
Vladimir Putin’le Güney Akım Projesi imzalan-
dı. Bu sizce ne anlama geliyor?
N.P. - Nabucco, 2000’li yõllarõn başlarõnda Tür-
kiye’nin boru hatlarõndan sorumlu kamu kuruluşu
BOTAŞ’õn ortaya attõğõ bir proje. Bu, Orta Asya,
Kafkasya ve Ortadoğu’daki kaynaklarõn, özellikle
de doğalgazõn Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşõn-
masõna yönelik. Bu proje ortaya atõldõğõnda buna
en fazla ilgi gösteren, Avusturya’nõn OMV şirketi
oldu. Dolayõsõyla 2000’li yõllarõn başõnda
OMV’yle BOTAŞ arasõnda bir mutabakata varõldõ.
- OMV Petrol Ofisi’nin ortağı olan şirket değil
mi?
- Evet. Onlar dikey entegre şirketler. Sadece
arama, üretim değil; arama, üretim, taşõma, rafinaj,
dağõtõm ve pazarlama yapõyorlar. Bu yapõ petrol
sektörünün olmazsa olmaz yapõsõdõr. Ama Türki-
ye’de böyle değil. BOTAŞ’la OMV arasõndaki o
mutabakattan sonra Bulgarlarõn Bulgar gazõ, Ro-
manya’nõn Trasgazõ ve Macaristan’õn MOL şirketi
yüzde yirmişer hisseyle ortak oldular. Böylece Na-
bucco Projesi yürümeye başladõ. Nabucco’nun or-
taya çõkõş nedeninin amacõ, AB üyesi ülkelerin
enerjide tek bir kaynağa, özellikle de AB üyesi ol-
mayan bir kaynağa bağõmlõlõklarõnõ makul bir sevi-
yeye çekmek, kaynaklarõ çeşitlendirmekti.
13 Temmuz’da imzalanan hükümetler arasõ an-
laşmanõn girizgâh bölümünün ilk sayfasõnda mad-
de A’da amacõn kaynak çeşitlendirmek olduğu
vurgulanõyor. Yani aşõrõ ölçüde bağõmlõ olduğunuz
bir tarafa karşõ kaynak çeşitlendirmek. Nabucco
böyle çõktõ. Nabucco’nun 2005’teki ilk sunumuna
baktõğõnõzda şöyle deniyor: Nabucco için kaynak-
larda dört tane ülke var: Azerbaycan, İran, Irak ve
Mõsõr. Ama 2008’den itibaren 2009 sunumlarõna
baktõğõnõz zaman Nabucco Projesi’ne gaz tedarik
kaynaklarõ başlõğõnõn altõndaki ülke isimlerine
Rusya da eklendi. Bunu şirketin kendisi yapõyor.
Nabucco yerine Rigoletto!
- Peki, zaman içinde ne değişti de böyle oldu?
- Teknik, ekonomik ve jeopolitik sorunlarõn
baskõsõ altõnda, aslõnda işin özüyle hiç bağdaşma-
yan, real politiğin dayatmasõyla ironik bir şekilde
Rusya da kaynak olarak görülmeye başlandõ. Ama
işin özü o değil.
Christian Science Monitor ve çeşitli yayõn or-
ganlarõnda yazõlarõ çõkan arkadaşõmõz Vladimir
Sokor’un enteresan bir benzetmesi var. Geçen yõl
Ankara’da bir panele konuşmacõ olarak katõldõ.
Nabucco’ya Rus gazõnõn gelmesiyle ilgili bir soru-
ya şu cevabõ verdi: “Bunun hiçbir sakıncası yok.
Ama işin özüyle ters düşer. O zaman da proje-
nin adı Nabucco yerine Aida ya da Rigoletto
olabilir.”
Bir kere başlangõçta Nabucco’nun amacõ Avru-
pa’yõ ismini zikretmeden Rusya’ya bağõmlõlõktan
kurtarõp kaynak çeşitlendirmesine gitmekti.
- Bugüne kadar konuştuğum Rus yetkilileri
Nabucco konusunda, “Bizim gazımıza alternatif
olacak bir projeye biz neden gaz verelim?” dedi-
ler. Ama şimdi bakıyoruz, Rusya da Nabuc-
co’nun içinde. Bu ciddi bir çelişki değil mi?
- Enerji Bakanõ Taner Yıldız geçen günlerde
Moskova’ya gittiğinde Rus tarafõ, “Siz de gelin
bizim Güney Akım’a ortak olun” diye bir teklif
getirdi. Rusya’yla en son imzalanan 20 anlaşma-
nõn ağõrlõklõ bölümü enerjiyle ilgili. Bunun içinde
petrol, doğalgaz ve nükleeri ilgilendiren altbaşlõk-
lar var. Sürekli bir paketten söz ediliyor. Bundan
anladõğõmõz şu:
Türkiye bir şeyler alacak, karşõlõğõnda bir şeyler
verecek. Yani bu bir alõşveriş. Rusya, “Siz Güney
Akım’a girin” diyor. Gazprom’un sitesine girip
haritasõna bakõn. Türkiye’den geçen bir tarafõ var
mõ? Güney Akõm Ukrayna’nõn hatta Romanya’nõn
münhasõr ekonomik alanõndan geçiyor. Burada
etüt yapabilmek, daha sonra da boru hattõnõ döşe-
yebilmek için o ülkelerin izni lazõm. Ama Rusya,
Romanya ve Ukrayna’yla iyi ilişkide olmadõğõ için
burada seçenek olarak Türkiye öne çõkõyor. Ama
Güney Akõm’õn Türkiye’ye gaz verme konumu ol-
madõğõ bir dönemde ortak olmamõzõn bir anlamõ
yok. Nabucco konusunda eleştirmemiz gereken sa-
dece Rus politikalarõ değil, özellikle ABD’nin po-
litikalarõ. Bir taraftan “Kaynak çeşitlendirelim.
Nabucco’nun arkasındayız” diyorlar. Ama onun
dünya ölçeğindeki ve bu coğrafyadaki çõkarlarõ
bambaşka şeyleri öne çõkarõyor.
- Nedir bu ABD çıkarlarının dayattıkları?
- Örneğin Azerbaycan, İran, Irak ve Mõsõr kay-
naklarõnõn önündeki engeller var. Azerbaycan’la
ilgili Türkiye’yle fiyat anlaşmazlõğõ. Gazõn yeter-
sizliğinin yanõ sõra Rus politikalarõ diyebiliriz. Bu-
rada Rus politikalarõ eleştirilebilir. Çünkü geçiş
güzergâhõ olan Azerbaycan ve Gürcistan’a baskõ
yapõyor. Onlarõn gaz fiyatlarõnõ arttõrõyor.
Azerbaycan, Rusya’dan 110 dolardan gaz alõr-
ken 1 Ocak 2007’den itibaren Rusya fiyatõ 230 do-
lara çõkardõ. Bunun üzerine Azerbaycan bu fiyatõ
ödeyemeyince kendi gazõnõ daha fazla kullanma
yolunu seçti. Dolayõsõyla da ihracata daha az gazõ
kaldõ. Böylece de Nabucco gibi Rusya üzerinden
gitmeyen boru hatlarõnõ besleyecek gazõn miktarõ
düştü. Ben bir taraftan Gazprom’cularõ da dinliyo-
rum. Onlar da diyor ki: “Ben vatandaşımın kese-
sinden seni niye sübvanse edeyim?”
Dönelim İran’a. İran, kimilerine göre nükleer ih-
tirasõ nedeniyle cezalandõrõlõyor. İran’da yaşanan
kaotik süreç bir yumuşama olmayacağõnõ gösteri-
yor. Dolayõsõyla da yaptõrõmlarõn Obama’nõn geli-
şiyle birlikte gevşemesini beklememek gerekiyor.
Hatta İran’a karşõ tutum daha da sertleşecek. İran,
Rusya’nõn arkasõndan dünyada en fazla gazõ olan
ikinci ülke. İran’da dünya rezervlerinin yüzde 15’i
gaz var. Şu an Türkiye 38 milyar metreküp gazla
çok büyük bir tüketici. İran ise 120 milyar metre-
küp gaz tüketiyor ki iki ülke nüfusu hemen hemen
birbirine yakõn. ABD’nin ambargosunun sertleş-
mesiyle İran’da yeni sahalar için yatõrõm yapõlma-
dõğõ takdirde Türkiye’ye İran’dan gaz gelmesi im-
kânsõz hale gelecek.
Bölgede istikrar yok
- Buradan şu mu ortaya çıkıyor? ABD bir yan-
dan kaynak çeşitlendirilmesini, Avrupa’nın Rus-
ya’ya bağımlılığının azaltılmasını isterken bu ga-
zı sağlayacak olan İran’ın önünü kesiyor...
- Aynen öyle. Irak’õn ne kuzeyinde ne de öbür
bölgelerinde istikrar var. Irak Başbakanõ Maliki
söylüyor bunu. ABD’de, “İstikrar yok. İstikrara
en büyük tehdit Arap-Kürt çatışmasıdır” dedi.
Hele de Barzani’nin umarsõz zaman zaman küs-
tahlõğa varan tavrõ ve politikalarõ nedeniyle iş bir
çatõşmaya doğru gidiyor görünüyor.
Öte yandan Dõşişleri Bakanõ Davutoğlu, Coun-
cil on Foreign Relations’a Aralõk 2008’de bir ko-
nuşma yaptõ. Başlõğõ “False optimism in Iraq”
yani “Irak’ta yanıltıcı iyimserlik”. İstikrar olma-
yan bir ortamda nasõl yatõrõm olacak?
- Bu durumda Çukurova Grubu neden Kuzey
Irak’ta petrol yatırımı yapıyor?
- ABD’nin de dayatmasõyla Irak’õn kuzeyinde
bir sanal cennet yaratõldõ, deniyor. Evet, orada bir-
takõm yatõrõmlar yapõldõ. Irak’ta hidrokarbon yasa-
sõ kabul edildi. Ama çatõşmalar nedeniyle meclis-
ten geçirilip onaylanamadõ. Irak Anayasasõ’na gö-
re Irak’õn bütün petrolü Irak halkõna ait olarak ka-
bul ediliyor. Hangi bölgede petrol çõkarsa bunun
yüzde 15’i o bölgede kalõyor, geri yanõ merkezi
yönetime gidiyor. Kürtler bununla yetinmek iste-
miyor. Merkezi hükümete ABD’li abilerinin de
desteğiyle deyim yerindeyse posta koyuyorlar.
Merkezi hükümetin, hem Şiilerin hem de Sünnile-
rin Kürt yönetimine çok büyük tepkisi var.
Kürt yönetimi 28 anlaşma imzaladõ. Bu ortamda
sadece Genel Enerji (Çukurova Grubu’nun şirketi)
değil, başka Türk şirketleri de o riski aldõlar. İşa-
damõ bunu göze alõr. Genel Enerji’nin Norveçli or-
tağõ DNO. Kuzey Irak’tan bir miktar petrolün ih-
raç edildiği biliniyor. Ama bundan bir miktar para
ne DNO’nun ne de Genel Enerji’nin kasasõna gir-
di. Bu bir anlamda taraflarõn kol çekme operasyo-
nuydu. Merkezi hükümet “Kurallara uyarsanız
ihraç etmenize izin veririm. Ama para bana ge-
lecek. Ben de dediğim koşullarda sana verece-
ğim” dedi. Kürt yönetimi ise bunu kabul etmeye
yanaşmõyor. Türk işadamlarõnõn başarõlarõ beni an-
cak sevindirir. Ama bugünden yarõna iş nereye gi-
der? Irak’õn kuzeyinde yakõn bir gelecekte istikrar
kolay sağlanamaz. Eğer oralarda bir milyondan
fazla sivil öldüyse, bunca olay yaşandõysa tarafla-
rõn bugünden yarõna birbirlerini kucaklamalarõ
beklenemez. O nedenle Irak’õn çok önemli kay-
naklarõ olmasõna rağmen Nabucco’yu beslemesi
soru işareti durumundadõr.
- Peki, Kürt açılımı biraz da Kuzey Irak’taki iş-
tah kabartan enerji kaynaklarına mı bağlı?
- Bundan bağõmsõz düşünmek son derece anlam-
sõz. Kimilerinin görüşüne göre ABD’nin girişimiy-
le bu açõlõm başlatõldõ. Ama buraya Washing-
ton’dan yansõyanlara göre ABD bu açõlõm tarzõn-
dan ve gündeminden son derece rahatsõz.
Burada Kürt açõlõmõnõn enerji boyutu yoktur, de-
mek çok akõl kârõ değil. “Petrol ve gaz nereden
olsa alınır, bulunur. Bunun hiçbir şekilde siyasi
boyutu yoktur” deniyor. Bu da tarihi belleğin ol-
madõğõnõ gösterir. Evet, petrolü pek çok pazardan
alabilirsiniz. Dünyada bilinen petrol rezervlerinin
yüzde 60-65’i Ortadoğu bölgesinde. Sadece ha-
cimsel önemi değil, arama ve üretme maliyetleri
dünyanõn diğer bölgelerine göre son derece düşük.
Dolayõsõyla burada Irak’õn önemli olmadõğõnõ söy-
lemek saflõktõr. Basra Körfezi bugün dünya petrol
ticaretinin en ağõrlõklõ yapõldõğõ yerdir.
Güney Akõm Nabucco’ya alternatif olarak düşünüldü
- İyi de bu kadar insan nasıl böyle-
sine hataya düşebiliyor?
- Hangi şirketlerin, gruplarõn orala-
ra yatõrõm yaptõklarõnõn izini sürmek
lazõmdõr. Oraya yatõrõm yapmak yan-
lõş değil. Ama kimin hangi kapasitesi
var? Ne tür ilişkiler içinde? Kim kime
yakõn? Bu işe heveslenenler gerçek-
ten enerji şirketi mi değil mi? Bir de
olaya bu boyutuyla bakmalõyõz.
- Bu işlere heveslenen iki Türk şir-
ketin ikisinin de enerji şirketi olma-
dığı duyumları var. Bu doğru mu?
- Doğru. Devlet politikasõ açõsõndan
olmasõ gereken; yeterlidir, değildir,
TPAO’yu başlangõçta olduğu gibi di-
key entegre yapõda örgütleyip hem fi-
nansal hem organizasyon anlamõnda
güçlü hale getirerek yani eşim dostum
yandaşõm ya da falanca tarikattan ol-
duğu için değil doğru kadrolarla do-
natarak, özerk bõrakarak öne sürmek-
tir. Böylece orada çok daha başarõlõ
olursunuz.
Ama bunun gereğini yapmazsanõz
kimse size saygõ göstermez. Birtakõm
şirketlere kâr elde edeceğiz diye bu işi
verirseniz ne onu başarabilirsiniz ne
de saygõnlõğõnõz kalõr. Bu sefer ulusal
şirketinizle yapabileceklerinizi de ya-
pamazsõnõz. Yöneticilerin bunu gör-
mesi lazõm. Ama tam tersine, BO-
TAŞ’õ daha da parçalamak, onu da
özelleştirmek için çaba görüyoruz.
Bütün bunlarõn değiştirilmesi lazõm.
- Nabucco ve Güney Akım birbir-
lerinin alternatifi mi yoksa birbirini
tamamlayan boru hatları mı?
- İddia edildiği gibi tamamlayõcõ
değildir. Nabucco’ya tamamõyla alter-
natif bir boru hattõdõr. İkisi de aynõ
pazarlarõ hedeflemektedirler. Nabuc-
co 31 milyar metreküplük bir boru
hattõ. Güney Akõm 10 milyar metre-
küple başladõ. Daha sonra 30 milyar
metreküp dediler. Şu an Gazprom’un
sitesine girin. 63 milyar metreküp gi-
bi çok ihtiraslõ bir rakam görürsünüz.
63 ile 31 milyar metreküpü topladõğõ-
nõzda ortaya çõkan rakam 94 milyar
metreküptür. Avrupa’nõn 2030 yõlõ
projeksiyonuna baktõğõnõzda bugün
yaklaşõk 540 milyar metreküp tüketen
Avrupa’nõn 2030’da yaklaşõk 820
milyar metreküp tüketeceği bildirili-
yor. Dolayõsõyla 94 milyar metreküp-
lük hatlar da olabilir, başka boru hat-
larõ da gelebilir. Bunlar rakip değildir,
denebilir. Ancak bunlar eşzamanlõ yü-
rütülen projeler. Nabucco 7.9 milyar
Avro olarak açõklandõ. Şu an güzergâ-
hõ bile tam belirgin olmadõğõ için 15
ile 24 milyar Avro’ya çõkmasõ bekle-
nen Güney Akõm var. Bunlarõn teğet
geçmediğini düşündüğümüz küresel
ekonomik kriz ortamõnda, her iki hat-
tõn aynõ anda finansal destek bulmasõ
mümkün değil. Bunun bir kõsmõnõ
ödersiniz, geri yanõ için kredi bulma-
nõz gerekir. Kredi istediğinizde boru
hatlarõnõ dolduracak gaz olup olmadõ-
ğõnõ sorarlar. Güney Akõm’õn burada
avantajõ var ama Nabucco’nun yok.
Aynõ piyasalarõ hedeflediğiniz için de
birisi tatmin olursa öbürü 10-15 yõl
sarkar. Ya da ona hiç ihtiyaç kalmaz.
Açõkça söyleyeyim: Bunlar birbirine
rakip iki projedir.
Mezopotamya
hep ilgi alanõ oldu
- Tarih boyunca biz Türkler hep aynı yanılgılara
düşmedik mi?
- Biraz tarihsel bilinci ve belleği olan şunu görür: Tür-
kiye’nin güneydoğu sõnõrlarõ yabancõ jeologlar tarafõn-
dan incelenmiş, bu konuda kitaplar yazõlmõştõr. Uğur
Mumcu’nun “Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925”
kitabõnõn 15. ve 24. sayfalarõndan bir birleştirme yapa-
lõm. İngiltere’nin Türkiye Büyükelçiliği Müsteşarõ Hoh-
ler’in Londra’ya 21 Temmuz 1919 tarihli mesajõndan:
“Şimdi Mezopotamya bizim olduğuna göre Binbaşı
Noel’a bir Kürt devleti kurdurup kuzey dağlarını
böylece koruyabiliriz. Binbaşı Noel bir Kürt Law-
rence’ıdır. Majestelerinin hükümetinin amacı Türk-
leri elden geldiğince zayıflatmak olduğuna göre
Kürtleri bu şekilde harekete geçirmek fena bir plan
değildir. Kürt sorununa verdiğimiz önem Mezopo-
tamya’yla ilgilidir. Kürtlerin ve Ermenilerin duru-
mu beni hiç ilgilendirmez.”
Bu sözler kimi Kürt dostlarõmõz için dikkate alõnmasõ
gereken cümlelerdir. Bakõn, 20 Şubat 1920’de Amerika-
lõ Amiral Bristol şunu yazõyor: “Kürdistan’ın ünlü
petrol yatakları nedeniyle yabancı entrikaları başla-
dığı için kuşkusuz ciddi sorunlar çıkabilir. İngilizler
herhalde Kürdistan’ı denetim altına alabilmek için
Kürtleri Türklere karşı kullanmak isteyeceklerdir.”
İngiltere Dõşişleri Bakanõ Edward Gray 1911’de şöy-
le yazõyor: “Temel hedefimizi daima hatırda tutma-
mızın önemine inanıyorum. Bu da Basra Körfezi ve
onu tamamlar nitelikte olan Mezopotamya’daki İn-
giliz çıkarlarını korumaktır.”
Ama 1913’te Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’nõn
yazõsõ: “Kuveyt ve Katar gibi çölden ibaret iki kaza
yüzünden İngiltere’yle ihtilaf çıkaramayız. Bunlar
ehemmiyetsiz topraklardandır. Bunlardan ne gibi
faydamız olabilir? Kuveyt ve Katar’ı İngiltere’ye bı-
rakmaya ve zengin Irak vilayetimizle uğraşmaya ka-
rar verdik.” Sizin tarih bilinciniz yoksa, enerji kaynak-
larõnõn stratejik boyutunu göremiyorsanõz yapacağõnõz
analizler, sentezler ve üretmeye kalktõğõnõz politikalar
hiçbir şekilde başarõlõ olmaz ve ders almayõ bilmezseniz
tarih tekerrür eder.
P
O
R
T
R
E
NECDET PAMİR
Ankara, 1954 doğumlu. Ortaöğrenimini TED Ankara
Koleji, yükseköğrenimini ODTÜ Petrol Mühendisliği
Bölümü’nde yaptõ. 15 yõl Petrol Mühendisleri Odasõ’nda
görev aldõ. 1990-95 döneminde Petrol Mühendisleri
Odasõ Genel Başkanõ oldu. TPAO’da Üretim ve Planlama
Koordinasyon Gruplarõ’nda görev yaptõ. Başbakanlõk
Boru Hatlarõ Koordinasyon Kurulu’nda 1995-96 arasõ
TPAO temsilciliğini yürüttü. 26 yõl görev yaptõktan sonra
TPAO’dan emekli oldu. 22 Temmuz 2007 genel
seçimlerinde CHP Aksaray’dan 1. sõra adayõ oldu. Halen
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim
Kurulu üyesi. Bilkent Üniversitesi’nde “Küresel Enerji
Politikalarõ ve Uluslararasõ İlişkiler” dersi öğretim
görevlisi. Çok sayõda makalesi Türkçe, İngilizce,
Fransõzca ve İspanyolca olarak yayõmlandõ.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Nabucco’yu destekler görünen ABD ve
AB’nin elitleri bu rekabete nasıl bakacak?
- Bir ülke gerçekten ekonomik ve siyasi
olarak bağõmsõzsa o zaman, “Avrupa, ABD,
Rusya ne der diye bakmam. Ben çıkarıma
bakarım” demeli. Nasõl ki ben İran’da yatõ-
rõm yapacaksam hiç kimseye sormamalõyõm.
ABD’den izin almamalõyõm. Ama gõrtlağõnõ-
za kadar bağõmlõyken ve bir anlamda da
ABD’den gelecek her türlü söze çok fazla
kulağõnõzõ çevirmişken oralardan iyi sesler
gelmeyeceği çok açõktõr.
Sadece Nabucco ve Güney Akõm rekabeti
de değil. ABD’nin ve AB’nin en fazla tedir-
gin olduklarõ konularõn başõnda Türkiye’nin
nükleer konusunda da yüzünü Rusya’ya dön-
müş gibi görüntü vermesidir. Nitekim Putin
biraz da fiili durum yaratarak “Bu ihaleyi al-
maktan onur duyuyorum” dedi. Yani biraz
bağlayõcõ konuştu. Oysa henüz verilmiş bir
şey yoktu. Nükleer üzerine başka bir şey söy-
lemek istiyorum. Bu da tek bir firmaya veril-
di. 26 sentlik bir fiyat verdiler. Bu çok fahiş
bir fiyattõr. Tepkiler üzerine bir süre sonra
bunu 15 sente düşürdüler. Bu da ciddiyetsiz-
liğin göstergesidir. Şimdi 13.95 sent gibi bir-
takõm fiyatlar söyleniyor.
Burada sõkõntõ şu:
Laf olsun torba dolsun diye anlaşma imza-
lanmaz. Olumlu yanõnda görüntü var. İyi bir
halkla ilişkiler kampanyasõ yürütüldü. Ama o
toz duman geçtikten sonra ortaya ne alõnõp ne
verildiği çõkacak. Putin’in gelmesiyle prestijli
bir görüntü verilmiş olabilir. Öte yandan
ABD ve AB’ye karşõ da onlarõn Türkiye’ye
olan buyurgan tutumlarõ nedeniyle Rusya’yla
daha yakõnlaşma imajõ doğmuş olabilir. Onlar
bu blöfü görürler ya da görmezler. Ama bun-
larõ yaptõktan sonra elde ne kaldõ? Ona bak-
malõyõz.
Nabucco’nun ortaya çõkõş nedeninin amacõ, AB
üyesi ülkelerin enerjide tek bir kaynağa, özellikle
de AB üyesi olmayan bir kaynağa
bağõmlõlõklarõnõ makul bir seviyeye çekmek,
kaynaklarõ çeşitlendirmekti.
Nabucco için kaynaklarda dört tane ülke
var: Azerbaycan, İran, Irak ve Mõsõr. Ama
2008’den itibaren Nabucco Projesi’ne gaz
tedarik kaynaklarõ başlõğõnõn altõndaki ülke
isimlerine Rusya da eklendi.
R U S Y A ’ Y L A Y A P I L A N A N L A Ş M A S O R U N L U D U R
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr