25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2009/ SAYI 1222 Xing tarzı iş fırsatları Popüler iş network ağı Xing, Türkiye pazarına hızlı bir giriş yaptı. "Şu îşe Bak" kampanyasıyla kullanıcılara sunulan iş firsatlan gerçekten de "Nasıl olur?" sorusunu sordurtuyor. Şimdi bir düşünün bütün gün masaj yaptırarak, şık restoranlar da yemeklerin tadına bakarak ya da son moda kıyafetleri deneyerek para kazanmak mümkün mü? Xing'e bakılırsa mümkün... DENİZ ÜLKÜTEKİN I nternetle haşır neşir olanlar Xing ismine yabancı değildir. Sekiz milyona yakın üyesiyle profesyonellere yönelik hizmet veren iş ağı kısa bir süre önce pazar hedefini Türkiye olarak belirlemişti. Önceden sık sık yinelediğimiz "Xing"in başan öyküsünün ülkemizde de takipçileri oldukça fazla. Bunun en önemli sebebi olarak ağın dinamik yapısı gösterilebilir. İş iletişimi anlammda var olan protokol ve prosedür başhkları altında özetleyebileceğimizhantalhkları, asgari seviyeye çekmesi intemetin nimetleri arasında en önemlilerinden sayılıyor. Xing de bu nimetleri sonuna kadar kujlanıyor. ZEVKE GÖRE ÎŞİMKÂNI Xing'in Türkiye pazarındaki ilk icraatlarından olan "Şu lşe Bak" kampanyası ve aynı adlı intenıet sitesi ilk bakışta bile isminin hakkını veren iş firsatlan sunuyor. Hem de öyle böyle firsatlar değil. En basitinden bir tatil köyüne gidip sunulan hizmetlerden memnun kalıp, devamlı güler yüzle dolaşıp, örnek müşteri rolü oynayarak para kazanabilirsiniz. Ya da "masaj müfettişi" olabilirsiniz. Gün boyu sürecek mesainizde göreviniz The LifeCo Sağlıkh Yaşam Merkezi'nde kişiye özel masaj paketlerini denetleyip hangi masaj ın ve masörün daha iyi olduğunu denetlemek. Bunlar hiçbir vasıf ve efor gerektirmeyen işler gibi görünüyor ama bütün gün masaj yaptırmak da bir yerden sonra sizin özelliklerinize uygun olmayabilir. Olsun. Belki de sizin ağız tadınız gelişmiştir. Kayda değer restoran zinciri Midpoint'te yeme içme gurusu olarak şansımzı deneyebilirsiniz. Yalnız bu işte mideye düşkün olmaktan farklı bir özellik de aranıyor. tnternete hâkim olmak. Çünkü Midpoint müstakbel gurusunun, beğenilerini çabucak hazırlayacağı bir "blog"da yayuılamasını istiyor. Ne midenize çok düşkün ne de masaj yaptırmayı çok sevrniyorsanız, başka iş seçeneklerini de deneyebilirsiniz. Mesela giyim kuşammıza özen gösterenlerdenseniz, Şu îşe Bak ahşverişte saatler harcamayı göze alanlara rüyalannda görseler hayra yormayacaklan bir fırsat sunuyor. lngiliz tasanm markası Debenhams'ın 2009 sonbahar-kış Keyifli tatil size para kazandırabilir. koleksiyonunu ilk olarak işi alan şanslı kişi deneyecek. Yapılması gereken ise Debenhams mağazalarını gezerek yeni koleksiyonun ürünlerini denemek ve yine bir blogda görüşlerini yayınlamak. KENDÎNİİFADE ETMEK... Xing'in yaratıcı ve kullanışlı fikirlerinin Türkiye pazannda ne kadar geçerli olacağı bilinmez. Ancak tam da krizle birlikte katlanan işsizlik sorunu için geçici de olsa iyi alternatifler üreteceği görülüyor. Sırf mevcut sektörel bağlantılar kurmak değil aynı zamanda kullanıcılanna yeni törlere atılmak için de firsatlar yaratma potansiyeli olan bir site. "Profesyonellere hizmet vermek" iddiasıyla kullanıcı profılini belirleyen site için olmazsa olmaz koşul ise kendini ifade etme kabiliyeti. Yukan da bahsettiğimiz firsatlar içinde de seçiciliği sağlayacak şey kullanıcının seçtiği işi neden seçtiğine yönelik açıklaması. Elbette tüm dünya üzerinde 90 bin ağa erişilebilen bir platformda kullanıcılardan beklenmesi yadırganmayacak bir özellik. Xing, internetin sosyal paylaşıma açılmasının şekilleneceği yakm gelecekte bir milat olabilir. tşleyişi tıpkı örnek aldığı genel içerikli paylaşım ağlan gibi basit ve yaratıcı fıkirlerden oluşsa da bir kurumsal kimlik edinme çabası olmadığını kimse söyleyemez. 2006'da borsayla açılan ilk internet sitesi olması da bunu doğruluyor. Soruyla bitirelim. tnternet üzerinden hizmet veren ağlann kurumsallaşması ilerde ağ üzerinden paylaşım imkânı sağlayan mekanizmanın ticarileşmesine önayak olur mu? • PAZAR SOYLEŞILERI Dönek ATAOLBEHRAMOĞLU Muzaffer Izgü'nün Nasrertin Hoca öyküsünü değerli öykücümüzün kendisinden dinledim. Nasrettin Hoca'nın karısı sizlere ömür. Hoca üzüntüden kendini dağlara vurmuş. Ardından evceğizi de yanıp kül olmaz mı! Bu kez daha da yüksek dağları mekân tutmuş. Köylüleri iinlü eşeğinin de eşekler cennetine gittiğini gelip kendisine bildirdiklerinde, daha yüksek bir dağ olmadığından Hoca soluğu Everest'in tepesinde almış. Gel zaman git zaman köyün bu işe çok üzülen ağası, Hoca'yı dağdan indirtmek için haberciler göndermiş. Bu haberciler Hoca'ya, "Dağdan inersen ağa serıi daha güzel bir hanımla evlendirecek..." demişler. Hoca birden olumlu yanıt vermese de, yalnızlık canına tak ettiğinden olmalı, olurla olmaz arası bir şeyler mırıldanmış. Haberciler, "Ağa sana bir de güzel ev verecek" demişler, "Senin yanıp kül olan evden bin kat daha güzelini." Hoca daha bir kulak kesilmiş... Haberciler: "Hele demişler ağanın sana vereceği eşeği görsen, sevinçten çiftetelli oynarsın." Bu işte bir bit yeniği olduğunu sezinlemiş olmalı ki, Hoca yine olurla olmaz arası bir şeyler mırıldanmakla yetinmiş... Nitekim haberciler, "Ama bir de koşulu var ağanın" diye baklayı çıkarmışlar ağızlarından... "Ee?.." demiş Hoca, bu kez tepeden tırnağa dikkat kesilerek, "Neymiş bakalım bu koşul?" "Eşeğe artık ters binmeyeceksin!" Kesin ve net olmuş Hoca'nın yanıtı: "Ben dönek değilim!" Ve eklemiş: "Haydi, yürüyün de ense tıraşınızı göreyim!" Muzaffer Ağabey'in Datça'da Can Şenlikleri sırasında anlattığı öykü, sözcüğü sözcüğüne böyle değildi kuşkusuz. Ben onu kendi üslubumca süslemeye çalıştım. Ama esası böyle. Isteyenler Evrensel Yayınları'ndan çıkan Nasrettin Hoca öykülerinde Izgü'nün yazılı metnini bulup okusunlar. Bunu ilk fırsatta ben de yapacağım. Fakat, döneklik konusunda bu kadar güzel ve anlamlı bir öykü ne işitip ne de okuduğumu kendisine orada söyledim. Burada da tekrar ediyorum... *** Öykünün güzelliği, "kıssadan hisse"nin burada aynı zamanda bir imaj değeri taşımasından geliyor. Hoca eşeğe düz biniyor olup da koşul ters binme olsaydı, anlam bu kadar çarpıcı olmazdı. Ters biniyor ve ters binmekte ısrar ediyor. Bunun tersini düşünmek bile istemiyor. Çünkü kendisini öyle tanımlamış ve herkesçe de öyle tanınmıştır. Nasrettin Hoca, eşeğine ters binendir. Güzelliği, bilgeliği, kimliği bu ters oturuştadır. O, kendisi kalmak, kendi kirnliğine ihanet etmemek uğruna, elinin tersiyle geri çevirdiği her türlü kışkırtıcı öneriye, dağların tepesindeki yalnızlığını ve yoksulluğunu yeğliyor... Bizdeki döneklerin bu "kıssa"dan çıkaracakları bir "hisse" olur mu, pek sanmıyorum. Her şeyden önce, öyküdeki Hoca'nın ıssız dağ başlarındaki yalnızlığı, yoksulluğu onlara göre değil. Tuzu kuru olmayan bir döneğe rastlamadım şimdiye kadar. Hepsinin kaybedecek şeyleri fazlaca birikmiş. Kimileri varsıllıktan, kimileri yoksulluktan gelmiş olsalar da, günümüzdeki konumlarından yakınmaları için neden yok. Fakat dönek olup olmamak, hiç kuşkusuz yine de, öyküdeki gibi, bir kimlik, kişilik, karakter sorunudur. Günümüzün dönekleri, gün gelir devran döner, bir kez daha dönerler mi dersiniz? Kim bilir! Çünkü kimlik bir kez yitirildi mi, ne zaman, nasıl, nereye dönüleceği hiç belli olmaz! • ataolb@cumhuriyet.com.tr TARIHTE BU HAFTA 23 Ağustos 1921: Sakarya Meydan Muharebesi başladı. 1926: Amerikalı ünlü oyuncu Rudolph Valentino hayata gözlerini yumdu. 1927: ABD'de Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti isimli iki Italyan anarşist göçmen, cinayet ve gasp suçlarından elektrikli sandalyede idam edildi. Suçlu oldukları kanıtlanmadan infaz edilen Sacco ve Vanzetti için dünya çapında protestolar düzenlense de sonuç değişmedi. 1942: II. Dünya Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olan Stalingrad Muharebesi başladı. Stalingrad'ı kuşatan Almanlar ve savunan Sovyetler'den yaklaşıfc iki milyon kişi hayatını kaybetti. 24 Ağustos 1925: Atatürk, Kastamonu ve çevresini gezerken ilk kez şapka giydi. 1947: Simyacı romanıyla tanınan Brezilyalı ünlü yazar Paulo Coelho doğdu. 25 Ağustos 1919: İlk düzenli uçak seferleri Londra-Paris arasında başladı. 1944: Paris, Alman işgalinden kurtuldu. 1965: Türkiye'de çay tarımını başlatan ziraatçı Zihni Derin hayata gözlerini yumdu. 1981: Voyager-ll adlı uzay aracı Satürn'ün yakınından geçerek ilk kez gezegenle ilgili ayrıntılı bilgiler elde etti. 1991: ABD'li atlet Carl Lewls (solda) 100 metreyi 9.86 saniyede koşarak rekor kırdı. 2000: UEFA Şampiyonu Galatasaray, Real Madrid'i 2-1 yenerek Süper Kupa'yı kazandı (üstte). 2001: İş adamı Üzeyir Garih bıçaklanarak öldürüldü. 2006: Ünlü romancı Muzaffer Buyrukçu hayata gözlerini yumdu. 26 Ağustos 1922: Başkumandanlık Meydan Muharebesi (Büyük Taarruz) başladı. 1924: Türkiye'nin ilk milli bankası olan "İş Bankası" kuruldu. 1972: Oğuz Aral'ın kardeşi Tekin Aral ile birlikte kurduğu Türkiye'nin en çok satan mizah dergisi "Gırgır" yayın hayatına başladı. 1974: Gazeteci Adem Yavuz Kıbrıs'ta Rumlar tarafından vurularak yaralandıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayata gözlerini yumdu. 27 Ağustos 1922: Afyonkarahisar Yunan işgalinden kurtuldu. 1950: lngiliz yayın kuruluşu BBÇ ilk denizötesi televizyon yayınını gerçekleştirdi. 28 Ağustos 1952: Et ve Balık Kurumu kuruldu. 1963: Martin Lırther Klng (sağda) ABD'nin başkenti VVashington'daki 200 bin kişinin katıldığı insan hakları yürüyüşünde ünlü "Bir hayalim var" konuşmasını yaptı. 1979: Nesrin Olgun adlı sporcu Manş Denizi'ni yüzerek geçen ilk Türk oldu. 1996: Prens Charles ile Prenses Diana (solda) boşandı. 29 Ağustos 1923: Gandhi filmiyle tanınan ünlü lngiliz yönetmen, yapımcı ve oyuncu Richard Attenborough doğdu. 1929: "Graf Zeppelin" isimli zeplin 21 gün süren dünya turunu tamamladı. 1988: Romen asıllı Türk ressam Eren Eyüboğlu hayata gözlerini yumdu. Hazırlayan: ALİSELİM EMEÇ I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle