Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 ARALIK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Derin Yara...
Şanlıurfa’nın Ulucanlar köyünün bir
mezrasında yaşıyordu...
Bugün üç yaşında olan Y.Ç. bir yıl kadar önce
hastanede verilen kan nedeniyle AIDS kapmıştı.
Yanık nedeniyle kaldırıldığı hastanede HIV’li
kan verilen çocuk ve ailesi, köylüler tarafından
dışlandı.
Çocuğun AIDS kaptığı ortaya çıkınca Sağlık
Bakanlığı’nın buyruğuyla Ankara Hacettepe
Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
Çocuklarını üç ayda bir Ankara’ya götürüyor
Y.Ç’nin anne ve babası.
Sağlık Bakanlığı salt yol parasını veriyor...
Ankara’da kaldıkları sürece ne yiyecekler, ne
içecekler, nerede kalacaklar?
Y.Ç’nin hastalanmasının ardından baba M.Ç.
bir sağlık ocağında geçici temizlik işçisi olarak
çalışmaya başladı.
Yedi çocuk babası olan M.Ç. hastalığın
tedavisinin olanaksız olduğunu söylüyor...
Diyor ki:
“Asgari ücretle çalışıyorum. Ekip biçebileceğim
bir tarlam yok. Çocuğumun giderlerini
karşılayamıyorum. Nüfus kalabalık. Kurban
Bayramı’nda çocukların üstüne başına bir şey
alamadım. Evimizde doğru dürüst yemek
pişmiyor.”
Baba çaresiz ve umutsuz!
Yüreğinde derin bir yara...
Geçmişin ve geleceğin zifiri karanlığı içinde
şaşkın.
Kurban Bayramı’nda kapısını hiçbir komşusu
çalmıyor, evlerinin bulunduğu yere kimseler
gelmiyor.
M.Ç’nin yüreğindeki o derin yara gün gün
büyüyor!
Umutları yitiyor, sesinin yankısını devlet
duymuyor!
1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde bile hiçbir
kuruluş kapılarını çalıp, “Bir şeye gereksiniminiz
var mı?” diye sormuyor.
Gecenin suskunluğu, sabahın ayazı, onların
yaşam tutkularını söndürüyor.
Şanlıurfa’nın Ulucanlar köyünde bir mezra...
Yedi çocuklu bir aile...
Üç yaşındaki çocuk AIDS’li...
Haberin başlığı şöyle:
“Köyde tek başına!”
Haberi okuyunca Iraklı şair Nazik el
Melaike’nin “Derin Yara” şiiri geliyor aklıma:
“Sessizce ayaklanır kalbimde başlangıcı
yaranın/derin, yuvasında söner benimle ayın
altında/vurur uyarır, ayaklarını duyar ay.
Ve çıldırır siyah bulutlar ufkun
genişliğinde/sarılır kışlık elbisesine kefenine
sarılır.
Biz çekeriz derin yara, şikâyet ederiz
derinliğinden/sabır benimle delirir gibi
boğazlanmış ve titrek/benimle delirir gibi
düğümlenen inat ve titrek.”
Baba M.Ç. kıvranıyor...
Köyde tek başına kalmış bir aile...
M.Ç. anlatıyor:
“Geçen yıldan beri komşularımız çocuklarına
da hastalığın bulaşabileceğini söylediler.
Bunun için de mezradan taşınmamızı istediler.
Nereye gidecektim?
Para yok pul yok!
Evden taşınıp, birkaç yüz metre ötede bulunan
babamın evine taşındık...
Tarlanın içinde, iki odalı, toprak damlı bir ev
kaldığımız yer.
Oğlum Y.Ç. yalnızlıktan şikâyetçi. Çünkü
arkadaşı yok. Kardeşleriyle, annesiyle oyalanıyor.
Ne oğluma yanaşıyor köylüler ne de bize...”
Babanın yüreğindeki yara büyüyor...
Bir yıl önce içinde sıcak su bulunan
çaydanlık bedenini yakıyor Y.Ç’nin ve dram o
zaman başlıyor.
Hastanede tedavi görürken verilen kanla HIV
kapıyor ve AIDS hastalığına yakalanıyor Y.Ç...
Üç ayda bir Ankara...
Bir yanda üç yaşındaki Y.Ç’nin hastalığı, öte
yanda yalnızlık...
Yoksulluk, umutsuzluk!
Derin ve daha derin sihirli bir yara...
Tıpkı ufukta ince bir bulut kimsesiz gölge
gibi...
Üç yaşında bir çocuk, yedi kardeş, asgari
ücretle geçici temizlik işçisi olarak çalışan bir
baba...
Bir mezrada, yalnızlığın orta yerinde yaşama
sarılmaya çalışıyorlar.
Bırakın kapılarının çalınmasını, çevresindeki
komşuları tarafından dışlanmışlar.
Küçük Y.Ç. Ankara’ya gidecek üç ayda bir...
Yol parası devletten, diğer giderler babanın
cebinden!
Cepte ise para pul yok!
Derin bir yara bu, Nazik el Melaike’nin şiirinde
olduğu gibi... Sahranın derin hayatında, kumun
alevi üzerinde...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Abdullah Gül,
Petra’yı gezdi
PETRA (AA) -
Ürdün’deki temaslarõnõ
tamamlayan
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, dün eşi Hayrünnisa
Gül ile birlikte tarihi kent
Petra’yõ gezdi. Antik
kentin girişinden başlayan
80 metre derinliğinde ve
1200 metre
uzunluğundaki kanyonda
yürüyüş yapan Gül ve
beraberindekiler yol
boyunca antik kenti gezen
turistlerle selamlaştõ ve
fotoğraf çektirdi. Daha
sonra antik kentin hazine
diye bilinen 30 metre
genişliğinde ve 43 metre
yüksekliğindeki kayalara
oyulmuş giriş bölümü
önünde fotoğraf çektiren
Cumhurbaşkanõ Gül,
kendisini tanõyan
turistlerle sohbet etti ve
fotoğraf çektirdi. Gül,
Ürdün’e gerçekleştirdiği
resmi ziyaretini
tamamlayarak Ankara’ya
hareket etti.
Cindoruk: 2010’da
seçim var
ELAZIĞ (AA) - DP
Genel Başkanõ
Hüsamettin Cindoruk,
“Sayõn Başbakan
2002’den bu yana hangi
meseleyi çözmüştür?”
diye sordu. Cindoruk,
partisinin Elazõğ İl Divan
Toplantõsõ’nda yaptõğõ
konuşmada, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn
sõk sõk ABD’ye gittiğini
kaydederek “Burada milli
devlet fikrinden bir sapma
görüyorum. Milli devletin
başbakanõ Türkiye’de
oturur, Türkiye’nin
meselelerini konuşur”
görüşünü dile getirdi.
Türkiye’de sadece
ekonomik değil, siyasi
kriz de bulunduğunu iddia
ederek siyasi krizlerin
ancak siyasetle
çözüleceğini ifade eden
Cindoruk, “Benim
tahminlerime göre
2010’da seçim var.
Hükümetin çaresizliği,
çõkarlarõmõzõ koruyamama
hali onlarõ bir seçime
götürecektir” diye
konuştu.
TBMM’de ‘Kadın
ve Siyaset’ paneli
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Parlamento Muhabirleri
Derneği (PMD) ve
Birleşmiş Milletler
Kalkõnma Programõ
tarafõndan düzenlenen
“Kadõnõn Siyasete
Katõlõmõ ve Medya
Duyarlõlõğõ” konulu
panelin açõlõşõnda TBMM
Başkanõ Mehmet Ali
Şahin konuştu. Şahin’in,
“Kadõnlarõn siyasette
temsili çok önemli. Ancak
‘Kadõnlarõn temsilinin
artmasõ sorunlarõnõn
çözümü için yeterli olacak
mõ’ sorusuna yanõt
aranmalõ. Kadõn
temsilinin en yüksek
olduğu ülke Ruanda”
sözleri dikkat çekti.
AÇIKLAMA
AKP Mersin
Milletvekili Kürşat
Tüzmen, 20 Kasõm 2009
tarihinde gazetemizde
yer alan bir haberle ilgili
açõklama gönderdi.
Açõklamada, Tarsus’taki
Saint Paul Kilisesi’nin
ibadete açõlmasõyla ilgili
olarak haberde Tüzmen’e
atfen yer verilen, “Boş
verin, Ruhban Okulu
açõlacak, o da arada
kaynar, açõlõr gider. Suyu
bulandõrmayõn”
şeklindeki sözlerin
kendisine ait
olmadõğõnõ bildirdi.
WASHINGTON (AA) - Es-
ki AİHM yargõcõ Rıza Tür-
men, “20 yılda Türkiye’nin,
Cumhuriyetin kurucu de-
ğerleriyle ilgisi olmayan bam-
başka bir ülke olmasından
korktuğunu” söyledi.
ABD’deki düşünce kuruluşu
Woodrow Wilson Merkezi’nde
“İnsan Hakları ve Dış Politi-
kada Türkiye’nin İstikameti”
başlõklõ konferans veren Tür-
men, AKP’nin, özellikle “ezi-
ci çoğunlukla kazandığı” 2007
seçimlerinin ardõndan giderek
“demokratik otoriter” bir yö-
netime yöneldiği tespitinde bu-
lundu. Toplumun giderek İs-
lamlaştõrõldõğõna dikkat çeken
Türmen, bunun etkilerinin iş
dünyasõnda ve bürokraside gö-
rüldüğünü, kadõnlar üzerindeki
baskõlarõn arttõğõnõ ve son ka-
muoyu yoklamalarõna göre,
“toplumun İslamlaştırılma-
sının” diğer din ve etnisitelere
mensup gruplar üzerinde hoş-
görüsüzlüğü de çoğalttõğõnõ
vurguladõ. Türmen, Türkiye’de
bugün çoğunluğun görüşünün
bireysel haklarõn ve hukukun
üstünlüğünün üzerinde tutul-
duğunu, buna muhalefet eden-
lere ise “düşman” etiketinin
yapõştõrõldõğõna dikkat çekti.
Ergenekon davasõna değinen
Türmen, davanõn “muhalefeti
baskı altına alan ve korkutma
amacı güden, hükümetin elin-
deki bir araca dönüştüğü-
nü” söyledi. Türkiye’de basõn
özgürlüğü konusunda prob-
lemler bulunduğu, yargõnõn ba-
ğõmsõzlõğõ üzerinde baskõ ol-
duğunu savundu. Türmen, top-
lumdaki tüm bu dönüşümün
doğal olarak dõş politikaya da
yansõdõğõnõ ifade ederek, “Türk
dış politikasında görülen di-
namizmin motorunun, reel
politik değerlerden ziyade,
ideolojik düşünceler” oldu-
ğunu vurguladõ.
“Türkiye’nin Gazze ope-
rasyonlarıyla ilgili olarak İs-
rail’i eleştirirken, Hamas’a se-
sini çıkarmadığını, İsrail’e
karşı kullanılan ahlaki kri-
terlerin örneğin Sudan’a kar-
şı kullanılmadığının” altõnõ
çizen Türmen, “Türkiye’nin
nükleer konusunda adeta
‘İran’õn sözcüsü’ gibi davran-
dığını” da öne sürdü. Türmen
konuşmasõnõ şöyle sürdürdü:
“Türkiye, Batı dünyasının
bir üyesi gibi davranmıyor.
NATO üyesi olmasına rağ-
men, politikalarını, Batılı
müttefikleriyle koordine et-
miyor. Doğu komşularınızla
ilişkilerinizi geliştirebilirsi-
niz, bunda yanlış bir şey yok.
Ama nerede duruyor, hangi
değerler sistemini paylaşı-
yorsunuz? Bu önemli. Eğer
Batı değerlerini paylaşıyor-
sanız, o zaman Sudan Devlet
Başkanı Ömer El Beşir’i ül-
kenizde kabul etmemeli,
İran’ı savunmamalısınız.”
Türkiye’nin 20 yõlda “Cum-
huriyetin kurucu değerleriy-
le ilgisi olmayan bambaşka
bir ülke olmasından korktu-
ğunu” belirten Türmen’in,
“Eğer (gidişat) böyle devam
ederse, korkarım ki daha çok
Doğu tarzında, otoriter de-
mokrasiye sahip, sırtını Ba-
tı’ya çevirmiş bir ülke ortaya
çıkacak” sözleri dikkat çekti.
Açılıma destek
Türmen, “demokratik açı-
lım”la ilgili bir soru üzerine de
şunlarõ kaydetti:
“Hükümetin doğru yolda
olduğunu düşünüyorum.
Kürt sorununa bir çözüm
bulunmalı, bu çözümün
silahla gelmeyeceği açık,
çok daha kapsamlı bir
yaklaşım gerekiyor. Hü-
kümet de kapsamlı bir
yaklaşım geliştirme ça-
bası içinde. Ama demok-
ratik açılımın içeriği hâ-
lâ net değil. Ancak bir
şey açık, bu çabaya çok
ihtiyaç vardı, gecikmiş
bir çaba aslında bu. Sa-
dece bu değil, Ermeni
meselesinde kazanılan-
lar da önemli, bu da
doğru bir hamleydi.”
Türmen bir soru üzeri-
ne ise “Amerikan kar-
şıtlığının kısmen toplu-
mun İslamlaştırılması-
nın bir sonucu olduğu”
yorumunu yaptõ.
Toplantõda söz alan
Carnegie Endowment ad-
lõ düşünce kuruluşunun
uzmanõ, Lehigh Üniver-
sitesi öğretim üyesi Hen-
ri Barkey ise Türmen’in
konuşmasõnõ eleştirerek
kendisinin çok olumsuz
bir tablo çizdiğini söyle-
di. Barkey, Türkiye’de
demokrasinin önceki dö-
nemlere göre daha çok
geliştiğini, “demokratik
açılım”da da iyi geliş-
meler olduğunu kaydetti.
Barkey, Türmen’in ele
aldõğõ birçok sorunun geç-
miş hükümetler döne-
minde de yaşandõğõna dik-
kati çekti.
YAŞ’a
Ergenekon
davası
gölgesi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türk Silahlõ
Kuvvetleri’nin (TSK) yo-
ğun olarak modernizas-
yon projelerinin ele alõn-
dõğõ aralõk ayõ Yüksek
Askeri Şûra (YAŞ) top-
lantõsõ Ergenekon davasõ-
nõn gölgesinde toplanõ-
yor. Toplantõda komuta
heyetinin TSK’ye yönelik
yõpratma girişimlerini
gündeme getirmesi bek-
leniyor.
TSK’nin gündeminde
bulunan, planlanan ve sü-
ren modernizasyon proje-
lerinin yoğun olarak ele
alõndõğõ YAŞ olarak bili-
nen aralõk toplantõsõ bugün
Genelkurmay Karargâ-
hõ’nda gerçekleştirilecek.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn başkanlõğõn-
da yapõlacak toplantõya
Genelkurmay Başkanõ Or-
general İlker Başbuğ,
kuvvet komutanlarõ, Jan-
darma Genel Komutanõ,
TSK’deki diğer orgeneral
ve oramirallerin yanõ sõra
Milli Savunma Bakanõ
Vecdi Gönül de katõlacak.
Yõlõn son toplantõsõ olan
aralõk YAŞ’õnda büyük
oranda TSK’nin iç ve dõş
tehdit değerlendirmeleri
kapsamõnda, birlikleri ko-
nuşlandõrmasõ ve alõnan
önlemlerin yanõ sõra bu
kapsamda sürdürülen mo-
dernizasyon projeleri gün-
deme geliyor ve değer-
lendirmeler yapõlõyor.
Toplantõnõn aralõk ayõnda
yapõlmasõ bir sonraki yõl
yapõlacak işlemler için
mali kaynaklarõn da göz-
den geçirilmesi amacõnõ
taşõyor.
Yalnõzca bir gün süre-
cek olan YAŞ toplantõsõ
bu yõl, Ergenekon davasõ
ve soruşturmasõ kapsa-
mõndaki gelişmelerin göl-
gesinde kalmõş durumda.
Toplantõ öncesinde TSK
sözcüleri birkaç kez, ku-
ruma yönelik psikolojik
harekâtõ gündeme getir-
mişti. Genelkurmay Baş-
kanõ Başbuğ, konuya iliş-
kin değerlendirmelerini
hem kamuoyu önünde
hem de Başbakan Erdo-
ğan’a olağan görüşmele-
rinde aktardõ.
YAŞ toplantõsõnda son
gelişmelerin de ele alõn-
masõ ve bu kapsamda ko-
mutanlarõn kaygõlarõnõ di-
le getirmesi bekleniyor.
Ayrõca TSK’de görevli
personel içerisinde disip-
linsizlik gerekçesiyle dos-
yalarõ YAŞ’a sunulanla-
rõn durumlarõ da değer-
lendirilecek.
BUGÜN TOPLANIYOR
Başbakanlıkönündeeylem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker
Başbuğ haftalık olağan görüşmede bir
araya geldi. Başbakanlık resmi konutta-
ki görüşme 1 saat 40 dakika sürdü. Gö-
rüşme sürdüğü sırada, resmi konutun
bulunduğu Çankaya Caddesi’nde bağır-
maya başlayan bir kişi, Başbakanlık ko-
rumaları tarafından etkisiz hale getirile-
rek, gözaltına alındı. “Akli dengesinin
yerinde olmadığı” belirtilen bu kişi da-
ha sonra serbest bırakıldı. Erdoğan da-
ha sonra da eski Almanya Dışişleri Ba-
kanı Joschka Fischer’i kabul etti. Baş-
bakanlık resmi konutundaki kabul yak-
laşık 45 dakika sürdü. (Fotoğraf: AA)
Eski AİHM yargõcõ Rõza Türmen, AKP iktidarõyla birlikte
Türkiye’nin giderek “demokratik otoriter” bir yönetime yöneldiği
tespitinde bulundu. Toplumun giderek İslamlaştõrõldõğõna, kadõnlar
üzerindeki baskõlarõn arttõğõna dikkat çeken Türmen, Ergenekon
davasõnõn da, “hükümetin elindeki bir araca dönüştüğünü” söyledi.
Türmen, toplumdaki bu dönüşümün dõş politikaya da yansõdõğõnõ ifade
ederek, “Türk dõş politikasõnda görülen dinamizmin motorunun, reel
politik değerlerden ziyade, ideolojik düşünceler” olduğunu vurguladõ.
Rõza Türmen’e göre, 2007 seçimlerinden beri ülke kurucu değerlerinden uzaklaşõyor
Türkiye dönüşüyor
İhraç kararı bilmecesi
AYİM’nin onayõyla meslekten ihraç edildiği belirtilen Albay Yeşil: O kişi ben değilim
ANKARA (ANKA) - Bir organize suç
grubuyla yaptõğõ görüşmeler nedeniyle göz-
altõna alõnan ve soruşturmada “suç örgütü-
ne bilerek ve isteyerek yardım etmek” su-
çundan tutuklanan Kõdemli albay Aydın Ye-
şil’in Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin
(AYİM) onayõ ile meslekten ihraç edildiği ile-
ri sürüldü. Yeşil ise hakkõndaki soruşturmanõn
sürdüğünü ancak AYİM’in ihraç kararõ ver-
diği kişinin kendisi olmadõğõnõ söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn
talimatõyla başlatõlan Çağrõ adlõ operasyonda
yakalanan Cabbar Çiçek ile telefon gö-
rüşmeleri bulunan Yeşil, “organize suç ör-
gütüne bilerek ve isteyerek yardım ve ya-
taklık etmekten” tutuklanarak cezaevine
konulmuştu. Telefon dinleme kayõtlarõnõ in-
celeyen TSK, yargõlamayõ beklemeksizin
Yeşil hakkõnda işlem yaptõ. Telefon tape-
lerinde suç işlediği tespit edilen Yeşil’in
“disiplinsizlik ve ahlaki durum” nede-
niyle meslekten ihracõna karar verildi. As-
keri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvur-
duğu belirtilen Yeşil’in itirazõnõn 1. Daire’de
görüşülerek reddedildiği bildirildi. Karar-
da Yeşil için “Telefon dinleme tutanak-
larından davacının suç örgütü eleman-
ları ile içerisinde bulunduğu ilişkilerin
mahiyeti ve şeklinin TSK’de görev yap-
masını engelleyici vahamet derecesine
ulaştığı sonucuna varılmıştır” denildi. Ye-
şil’in ihracõnõn Yüksek Askeri Şûra’da
karara bağlanarak açõklanacağõ belirtildi.
Yeşil ise hakkõnda yürütülen soruşturma-
nõn halen devam ettiğinin doğru olduğunu an-
cak AYİM’e hiç başvurmadõğõnõ söyledi.
AYİM’in verdiği bu tip bir karar olduğunu
doğrulayan Yeşil, “Ancak bu subay ben de-
ğilim” dedi. Halen İstanbul’da yaptõğõ tele-
fon görüşmelerine ilişkin yargõlandõğõnõ söy-
leyen Yeşil, “Yargılama devam ederken,
21 Mart 2009’da emekli oldum. Kararda
adı geçen subay ben değilim. YAŞ’a gire-
cek karar da benim değil” dedi.
‘Ergenekon’u etkileyebilir’
Kararõ değerlendiren hukukçular emsal teş-
kil edecek kararõn, yargõlamalarõ halen devam
eden Ergenekon davasõ sanõklarõnõ da etki-
leyebileceğini öne sürdüler. Hukukçular,
telefon dinleme tutanaklarõna bakõlarak ha-
len gözaltõnda bulunan muvazzaf askeri
personelin de ihraç edilmesinin söz konusu
olabileceğini ileri sürdüler.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı,
eski kuvvet komutanlarõnõn ifade vermeye
çağrõlmasõ konusunda ne zaman gelecekle-
rine karar vermediklerini söyledi.
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nden ay-
rõlõrken basõn mensuplarõnõn sorularõ üzeri-
ne Çolakkadõ, eski Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanõ emekli Oramiral Özden Örnek, es-
ki Kara Kuvvetleri Komutanõ emekli Orge-
neral Aytaç Yalman ve eski Hava Kuvvet-
leri Komutanõ emekli Orgeneral İbrahim
Fırtına’nõn “Ergenekon” soruşturmasõ
kapsamõnda ne zaman ifade vermeye gele-
cekleri sorusunu, “Ne zaman gelecekleri-
ne karar vermedik” diye yanõtladõ.
‘KOMUTANLARIN İFADE
VERECEĞİ TARİH BELLİ DEĞİL’
İstanbul Haber Servisi - Er-
genekon soruşturmasõ kapsa-
mõnda Poyrazköy’de yapõlan
kazõlar sonucu ele geçirildiği
iddia edilen “Kafes Operas-
yonu Eylem Planı”na ilişkin
tutuklanan Zonguldak Kara-
deniz Bölge Komutanlõğõ’nda
görevli Yarbay İ.L.O. ile Ba-
lõkesir Mayõn Filo Komutan-
lõğõ’nda görevli memur
T.V.A.’nõn avukatlarõnõn iti-
razõ üzerine Kurban Bayra-
mõ’ndan önce tahliye edildiği
bildirildi. “Oramirallere
suikast” iddiasõyla adliyeye
getirilen 4 askerden 3’ü ise
savcõlõk sorgusunun ardõndan
serbest bõrakõldõ. 1 teğmen
ise tutuklanmasõ istemiyle
mahkemeye sevk edildi.
Mahkeme teğmeni tutuklaya-
rak cezaevine gönderdi. Öte
yandan haklarõnda, yapõlan
itiraz üzerine yakalama kara-
rõ çõkan ve 27 Kasõm 2009 ta-
rihinde tutuklanan Albay
M.E., Albay L.G. ve Yarbay
H.Ö.’nün avukatõ İhsan Nu-
ri Tezel’in de mahkemeye
başvurarak tahliye talebinde
bulunduğu öğrenildi.
YARBAY SERBEST BIRAKILDI,
BİR TEĞMEN TUTUKLANDI