22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 4 ARALIK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Derin Yara... Şanlıurfa’nın Ulucanlar köyünün bir mezrasında yaşıyordu... Bugün üç yaşında olan Y.Ç. bir yıl kadar önce hastanede verilen kan nedeniyle AIDS kapmıştı. Yanık nedeniyle kaldırıldığı hastanede HIV’li kan verilen çocuk ve ailesi, köylüler tarafından dışlandı. Çocuğun AIDS kaptığı ortaya çıkınca Sağlık Bakanlığı’nın buyruğuyla Ankara Hacettepe Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Çocuklarını üç ayda bir Ankara’ya götürüyor Y.Ç’nin anne ve babası. Sağlık Bakanlığı salt yol parasını veriyor... Ankara’da kaldıkları sürece ne yiyecekler, ne içecekler, nerede kalacaklar? Y.Ç’nin hastalanmasının ardından baba M.Ç. bir sağlık ocağında geçici temizlik işçisi olarak çalışmaya başladı. Yedi çocuk babası olan M.Ç. hastalığın tedavisinin olanaksız olduğunu söylüyor... Diyor ki: “Asgari ücretle çalışıyorum. Ekip biçebileceğim bir tarlam yok. Çocuğumun giderlerini karşılayamıyorum. Nüfus kalabalık. Kurban Bayramı’nda çocukların üstüne başına bir şey alamadım. Evimizde doğru dürüst yemek pişmiyor.” Baba çaresiz ve umutsuz! Yüreğinde derin bir yara... Geçmişin ve geleceğin zifiri karanlığı içinde şaşkın. Kurban Bayramı’nda kapısını hiçbir komşusu çalmıyor, evlerinin bulunduğu yere kimseler gelmiyor. M.Ç’nin yüreğindeki o derin yara gün gün büyüyor! Umutları yitiyor, sesinin yankısını devlet duymuyor! 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde bile hiçbir kuruluş kapılarını çalıp, “Bir şeye gereksiniminiz var mı?” diye sormuyor. Gecenin suskunluğu, sabahın ayazı, onların yaşam tutkularını söndürüyor. Şanlıurfa’nın Ulucanlar köyünde bir mezra... Yedi çocuklu bir aile... Üç yaşındaki çocuk AIDS’li... Haberin başlığı şöyle: “Köyde tek başına!” Haberi okuyunca Iraklı şair Nazik el Melaike’nin “Derin Yara” şiiri geliyor aklıma: “Sessizce ayaklanır kalbimde başlangıcı yaranın/derin, yuvasında söner benimle ayın altında/vurur uyarır, ayaklarını duyar ay. Ve çıldırır siyah bulutlar ufkun genişliğinde/sarılır kışlık elbisesine kefenine sarılır. Biz çekeriz derin yara, şikâyet ederiz derinliğinden/sabır benimle delirir gibi boğazlanmış ve titrek/benimle delirir gibi düğümlenen inat ve titrek.” Baba M.Ç. kıvranıyor... Köyde tek başına kalmış bir aile... M.Ç. anlatıyor: “Geçen yıldan beri komşularımız çocuklarına da hastalığın bulaşabileceğini söylediler. Bunun için de mezradan taşınmamızı istediler. Nereye gidecektim? Para yok pul yok! Evden taşınıp, birkaç yüz metre ötede bulunan babamın evine taşındık... Tarlanın içinde, iki odalı, toprak damlı bir ev kaldığımız yer. Oğlum Y.Ç. yalnızlıktan şikâyetçi. Çünkü arkadaşı yok. Kardeşleriyle, annesiyle oyalanıyor. Ne oğluma yanaşıyor köylüler ne de bize...” Babanın yüreğindeki yara büyüyor... Bir yıl önce içinde sıcak su bulunan çaydanlık bedenini yakıyor Y.Ç’nin ve dram o zaman başlıyor. Hastanede tedavi görürken verilen kanla HIV kapıyor ve AIDS hastalığına yakalanıyor Y.Ç... Üç ayda bir Ankara... Bir yanda üç yaşındaki Y.Ç’nin hastalığı, öte yanda yalnızlık... Yoksulluk, umutsuzluk! Derin ve daha derin sihirli bir yara... Tıpkı ufukta ince bir bulut kimsesiz gölge gibi... Üç yaşında bir çocuk, yedi kardeş, asgari ücretle geçici temizlik işçisi olarak çalışan bir baba... Bir mezrada, yalnızlığın orta yerinde yaşama sarılmaya çalışıyorlar. Bırakın kapılarının çalınmasını, çevresindeki komşuları tarafından dışlanmışlar. Küçük Y.Ç. Ankara’ya gidecek üç ayda bir... Yol parası devletten, diğer giderler babanın cebinden! Cepte ise para pul yok! Derin bir yara bu, Nazik el Melaike’nin şiirinde olduğu gibi... Sahranın derin hayatında, kumun alevi üzerinde... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Abdullah Gül, Petra’yı gezdi PETRA (AA) - Ürdün’deki temaslarõnõ tamamlayan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, dün eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte tarihi kent Petra’yõ gezdi. Antik kentin girişinden başlayan 80 metre derinliğinde ve 1200 metre uzunluğundaki kanyonda yürüyüş yapan Gül ve beraberindekiler yol boyunca antik kenti gezen turistlerle selamlaştõ ve fotoğraf çektirdi. Daha sonra antik kentin hazine diye bilinen 30 metre genişliğinde ve 43 metre yüksekliğindeki kayalara oyulmuş giriş bölümü önünde fotoğraf çektiren Cumhurbaşkanõ Gül, kendisini tanõyan turistlerle sohbet etti ve fotoğraf çektirdi. Gül, Ürdün’e gerçekleştirdiği resmi ziyaretini tamamlayarak Ankara’ya hareket etti. Cindoruk: 2010’da seçim var ELAZIĞ (AA) - DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, “Sayõn Başbakan 2002’den bu yana hangi meseleyi çözmüştür?” diye sordu. Cindoruk, partisinin Elazõğ İl Divan Toplantõsõ’nda yaptõğõ konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn sõk sõk ABD’ye gittiğini kaydederek “Burada milli devlet fikrinden bir sapma görüyorum. Milli devletin başbakanõ Türkiye’de oturur, Türkiye’nin meselelerini konuşur” görüşünü dile getirdi. Türkiye’de sadece ekonomik değil, siyasi kriz de bulunduğunu iddia ederek siyasi krizlerin ancak siyasetle çözüleceğini ifade eden Cindoruk, “Benim tahminlerime göre 2010’da seçim var. Hükümetin çaresizliği, çõkarlarõmõzõ koruyamama hali onlarõ bir seçime götürecektir” diye konuştu. TBMM’de ‘Kadın ve Siyaset’ paneli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) ve Birleşmiş Milletler Kalkõnma Programõ tarafõndan düzenlenen “Kadõnõn Siyasete Katõlõmõ ve Medya Duyarlõlõğõ” konulu panelin açõlõşõnda TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin konuştu. Şahin’in, “Kadõnlarõn siyasette temsili çok önemli. Ancak ‘Kadõnlarõn temsilinin artmasõ sorunlarõnõn çözümü için yeterli olacak mõ’ sorusuna yanõt aranmalõ. Kadõn temsilinin en yüksek olduğu ülke Ruanda” sözleri dikkat çekti. AÇIKLAMA AKP Mersin Milletvekili Kürşat Tüzmen, 20 Kasõm 2009 tarihinde gazetemizde yer alan bir haberle ilgili açõklama gönderdi. Açõklamada, Tarsus’taki Saint Paul Kilisesi’nin ibadete açõlmasõyla ilgili olarak haberde Tüzmen’e atfen yer verilen, “Boş verin, Ruhban Okulu açõlacak, o da arada kaynar, açõlõr gider. Suyu bulandõrmayõn” şeklindeki sözlerin kendisine ait olmadõğõnõ bildirdi. WASHINGTON (AA) - Es- ki AİHM yargõcõ Rıza Tür- men, “20 yılda Türkiye’nin, Cumhuriyetin kurucu de- ğerleriyle ilgisi olmayan bam- başka bir ülke olmasından korktuğunu” söyledi. ABD’deki düşünce kuruluşu Woodrow Wilson Merkezi’nde “İnsan Hakları ve Dış Politi- kada Türkiye’nin İstikameti” başlõklõ konferans veren Tür- men, AKP’nin, özellikle “ezi- ci çoğunlukla kazandığı” 2007 seçimlerinin ardõndan giderek “demokratik otoriter” bir yö- netime yöneldiği tespitinde bu- lundu. Toplumun giderek İs- lamlaştõrõldõğõna dikkat çeken Türmen, bunun etkilerinin iş dünyasõnda ve bürokraside gö- rüldüğünü, kadõnlar üzerindeki baskõlarõn arttõğõnõ ve son ka- muoyu yoklamalarõna göre, “toplumun İslamlaştırılma- sının” diğer din ve etnisitelere mensup gruplar üzerinde hoş- görüsüzlüğü de çoğalttõğõnõ vurguladõ. Türmen, Türkiye’de bugün çoğunluğun görüşünün bireysel haklarõn ve hukukun üstünlüğünün üzerinde tutul- duğunu, buna muhalefet eden- lere ise “düşman” etiketinin yapõştõrõldõğõna dikkat çekti. Ergenekon davasõna değinen Türmen, davanõn “muhalefeti baskı altına alan ve korkutma amacı güden, hükümetin elin- deki bir araca dönüştüğü- nü” söyledi. Türkiye’de basõn özgürlüğü konusunda prob- lemler bulunduğu, yargõnõn ba- ğõmsõzlõğõ üzerinde baskõ ol- duğunu savundu. Türmen, top- lumdaki tüm bu dönüşümün doğal olarak dõş politikaya da yansõdõğõnõ ifade ederek, “Türk dış politikasında görülen di- namizmin motorunun, reel politik değerlerden ziyade, ideolojik düşünceler” oldu- ğunu vurguladõ. “Türkiye’nin Gazze ope- rasyonlarıyla ilgili olarak İs- rail’i eleştirirken, Hamas’a se- sini çıkarmadığını, İsrail’e karşı kullanılan ahlaki kri- terlerin örneğin Sudan’a kar- şı kullanılmadığının” altõnõ çizen Türmen, “Türkiye’nin nükleer konusunda adeta ‘İran’õn sözcüsü’ gibi davran- dığını” da öne sürdü. Türmen konuşmasõnõ şöyle sürdürdü: “Türkiye, Batı dünyasının bir üyesi gibi davranmıyor. NATO üyesi olmasına rağ- men, politikalarını, Batılı müttefikleriyle koordine et- miyor. Doğu komşularınızla ilişkilerinizi geliştirebilirsi- niz, bunda yanlış bir şey yok. Ama nerede duruyor, hangi değerler sistemini paylaşı- yorsunuz? Bu önemli. Eğer Batı değerlerini paylaşıyor- sanız, o zaman Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’i ül- kenizde kabul etmemeli, İran’ı savunmamalısınız.” Türkiye’nin 20 yõlda “Cum- huriyetin kurucu değerleriy- le ilgisi olmayan bambaşka bir ülke olmasından korktu- ğunu” belirten Türmen’in, “Eğer (gidişat) böyle devam ederse, korkarım ki daha çok Doğu tarzında, otoriter de- mokrasiye sahip, sırtını Ba- tı’ya çevirmiş bir ülke ortaya çıkacak” sözleri dikkat çekti. Açılıma destek Türmen, “demokratik açı- lım”la ilgili bir soru üzerine de şunlarõ kaydetti: “Hükümetin doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Kürt sorununa bir çözüm bulunmalı, bu çözümün silahla gelmeyeceği açık, çok daha kapsamlı bir yaklaşım gerekiyor. Hü- kümet de kapsamlı bir yaklaşım geliştirme ça- bası içinde. Ama demok- ratik açılımın içeriği hâ- lâ net değil. Ancak bir şey açık, bu çabaya çok ihtiyaç vardı, gecikmiş bir çaba aslında bu. Sa- dece bu değil, Ermeni meselesinde kazanılan- lar da önemli, bu da doğru bir hamleydi.” Türmen bir soru üzeri- ne ise “Amerikan kar- şıtlığının kısmen toplu- mun İslamlaştırılması- nın bir sonucu olduğu” yorumunu yaptõ. Toplantõda söz alan Carnegie Endowment ad- lõ düşünce kuruluşunun uzmanõ, Lehigh Üniver- sitesi öğretim üyesi Hen- ri Barkey ise Türmen’in konuşmasõnõ eleştirerek kendisinin çok olumsuz bir tablo çizdiğini söyle- di. Barkey, Türkiye’de demokrasinin önceki dö- nemlere göre daha çok geliştiğini, “demokratik açılım”da da iyi geliş- meler olduğunu kaydetti. Barkey, Türmen’in ele aldõğõ birçok sorunun geç- miş hükümetler döne- minde de yaşandõğõna dik- kati çekti. YAŞ’a Ergenekon davası gölgesi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) yo- ğun olarak modernizas- yon projelerinin ele alõn- dõğõ aralõk ayõ Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) top- lantõsõ Ergenekon davasõ- nõn gölgesinde toplanõ- yor. Toplantõda komuta heyetinin TSK’ye yönelik yõpratma girişimlerini gündeme getirmesi bek- leniyor. TSK’nin gündeminde bulunan, planlanan ve sü- ren modernizasyon proje- lerinin yoğun olarak ele alõndõğõ YAŞ olarak bili- nen aralõk toplantõsõ bugün Genelkurmay Karargâ- hõ’nda gerçekleştirilecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn başkanlõğõn- da yapõlacak toplantõya Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ, kuvvet komutanlarõ, Jan- darma Genel Komutanõ, TSK’deki diğer orgeneral ve oramirallerin yanõ sõra Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül de katõlacak. Yõlõn son toplantõsõ olan aralõk YAŞ’õnda büyük oranda TSK’nin iç ve dõş tehdit değerlendirmeleri kapsamõnda, birlikleri ko- nuşlandõrmasõ ve alõnan önlemlerin yanõ sõra bu kapsamda sürdürülen mo- dernizasyon projeleri gün- deme geliyor ve değer- lendirmeler yapõlõyor. Toplantõnõn aralõk ayõnda yapõlmasõ bir sonraki yõl yapõlacak işlemler için mali kaynaklarõn da göz- den geçirilmesi amacõnõ taşõyor. Yalnõzca bir gün süre- cek olan YAŞ toplantõsõ bu yõl, Ergenekon davasõ ve soruşturmasõ kapsa- mõndaki gelişmelerin göl- gesinde kalmõş durumda. Toplantõ öncesinde TSK sözcüleri birkaç kez, ku- ruma yönelik psikolojik harekâtõ gündeme getir- mişti. Genelkurmay Baş- kanõ Başbuğ, konuya iliş- kin değerlendirmelerini hem kamuoyu önünde hem de Başbakan Erdo- ğan’a olağan görüşmele- rinde aktardõ. YAŞ toplantõsõnda son gelişmelerin de ele alõn- masõ ve bu kapsamda ko- mutanlarõn kaygõlarõnõ di- le getirmesi bekleniyor. Ayrõca TSK’de görevli personel içerisinde disip- linsizlik gerekçesiyle dos- yalarõ YAŞ’a sunulanla- rõn durumlarõ da değer- lendirilecek. BUGÜN TOPLANIYOR Başbakanlıkönündeeylem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ haftalık olağan görüşmede bir araya geldi. Başbakanlık resmi konutta- ki görüşme 1 saat 40 dakika sürdü. Gö- rüşme sürdüğü sırada, resmi konutun bulunduğu Çankaya Caddesi’nde bağır- maya başlayan bir kişi, Başbakanlık ko- rumaları tarafından etkisiz hale getirile- rek, gözaltına alındı. “Akli dengesinin yerinde olmadığı” belirtilen bu kişi da- ha sonra serbest bırakıldı. Erdoğan da- ha sonra da eski Almanya Dışişleri Ba- kanı Joschka Fischer’i kabul etti. Baş- bakanlık resmi konutundaki kabul yak- laşık 45 dakika sürdü. (Fotoğraf: AA) Eski AİHM yargõcõ Rõza Türmen, AKP iktidarõyla birlikte Türkiye’nin giderek “demokratik otoriter” bir yönetime yöneldiği tespitinde bulundu. Toplumun giderek İslamlaştõrõldõğõna, kadõnlar üzerindeki baskõlarõn arttõğõna dikkat çeken Türmen, Ergenekon davasõnõn da, “hükümetin elindeki bir araca dönüştüğünü” söyledi. Türmen, toplumdaki bu dönüşümün dõş politikaya da yansõdõğõnõ ifade ederek, “Türk dõş politikasõnda görülen dinamizmin motorunun, reel politik değerlerden ziyade, ideolojik düşünceler” olduğunu vurguladõ. Rõza Türmen’e göre, 2007 seçimlerinden beri ülke kurucu değerlerinden uzaklaşõyor Türkiye dönüşüyor İhraç kararı bilmecesi AYİM’nin onayõyla meslekten ihraç edildiği belirtilen Albay Yeşil: O kişi ben değilim ANKARA (ANKA) - Bir organize suç grubuyla yaptõğõ görüşmeler nedeniyle göz- altõna alõnan ve soruşturmada “suç örgütü- ne bilerek ve isteyerek yardım etmek” su- çundan tutuklanan Kõdemli albay Aydın Ye- şil’in Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin (AYİM) onayõ ile meslekten ihraç edildiği ile- ri sürüldü. Yeşil ise hakkõndaki soruşturmanõn sürdüğünü ancak AYİM’in ihraç kararõ ver- diği kişinin kendisi olmadõğõnõ söyledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla başlatõlan Çağrõ adlõ operasyonda yakalanan Cabbar Çiçek ile telefon gö- rüşmeleri bulunan Yeşil, “organize suç ör- gütüne bilerek ve isteyerek yardım ve ya- taklık etmekten” tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Telefon dinleme kayõtlarõnõ in- celeyen TSK, yargõlamayõ beklemeksizin Yeşil hakkõnda işlem yaptõ. Telefon tape- lerinde suç işlediği tespit edilen Yeşil’in “disiplinsizlik ve ahlaki durum” nede- niyle meslekten ihracõna karar verildi. As- keri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvur- duğu belirtilen Yeşil’in itirazõnõn 1. Daire’de görüşülerek reddedildiği bildirildi. Karar- da Yeşil için “Telefon dinleme tutanak- larından davacının suç örgütü eleman- ları ile içerisinde bulunduğu ilişkilerin mahiyeti ve şeklinin TSK’de görev yap- masını engelleyici vahamet derecesine ulaştığı sonucuna varılmıştır” denildi. Ye- şil’in ihracõnõn Yüksek Askeri Şûra’da karara bağlanarak açõklanacağõ belirtildi. Yeşil ise hakkõnda yürütülen soruşturma- nõn halen devam ettiğinin doğru olduğunu an- cak AYİM’e hiç başvurmadõğõnõ söyledi. AYİM’in verdiği bu tip bir karar olduğunu doğrulayan Yeşil, “Ancak bu subay ben de- ğilim” dedi. Halen İstanbul’da yaptõğõ tele- fon görüşmelerine ilişkin yargõlandõğõnõ söy- leyen Yeşil, “Yargılama devam ederken, 21 Mart 2009’da emekli oldum. Kararda adı geçen subay ben değilim. YAŞ’a gire- cek karar da benim değil” dedi. ‘Ergenekon’u etkileyebilir’ Kararõ değerlendiren hukukçular emsal teş- kil edecek kararõn, yargõlamalarõ halen devam eden Ergenekon davasõ sanõklarõnõ da etki- leyebileceğini öne sürdüler. Hukukçular, telefon dinleme tutanaklarõna bakõlarak ha- len gözaltõnda bulunan muvazzaf askeri personelin de ihraç edilmesinin söz konusu olabileceğini ileri sürdüler. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cum- huriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı, eski kuvvet komutanlarõnõn ifade vermeye çağrõlmasõ konusunda ne zaman gelecekle- rine karar vermediklerini söyledi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nden ay- rõlõrken basõn mensuplarõnõn sorularõ üzeri- ne Çolakkadõ, eski Deniz Kuvvetleri Ko- mutanõ emekli Oramiral Özden Örnek, es- ki Kara Kuvvetleri Komutanõ emekli Orge- neral Aytaç Yalman ve eski Hava Kuvvet- leri Komutanõ emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’nõn “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda ne zaman ifade vermeye gele- cekleri sorusunu, “Ne zaman gelecekleri- ne karar vermedik” diye yanõtladõ. ‘KOMUTANLARIN İFADE VERECEĞİ TARİH BELLİ DEĞİL’ İstanbul Haber Servisi - Er- genekon soruşturmasõ kapsa- mõnda Poyrazköy’de yapõlan kazõlar sonucu ele geçirildiği iddia edilen “Kafes Operas- yonu Eylem Planı”na ilişkin tutuklanan Zonguldak Kara- deniz Bölge Komutanlõğõ’nda görevli Yarbay İ.L.O. ile Ba- lõkesir Mayõn Filo Komutan- lõğõ’nda görevli memur T.V.A.’nõn avukatlarõnõn iti- razõ üzerine Kurban Bayra- mõ’ndan önce tahliye edildiği bildirildi. “Oramirallere suikast” iddiasõyla adliyeye getirilen 4 askerden 3’ü ise savcõlõk sorgusunun ardõndan serbest bõrakõldõ. 1 teğmen ise tutuklanmasõ istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme teğmeni tutuklaya- rak cezaevine gönderdi. Öte yandan haklarõnda, yapõlan itiraz üzerine yakalama kara- rõ çõkan ve 27 Kasõm 2009 ta- rihinde tutuklanan Albay M.E., Albay L.G. ve Yarbay H.Ö.’nün avukatõ İhsan Nu- ri Tezel’in de mahkemeye başvurarak tahliye talebinde bulunduğu öğrenildi. YARBAY SERBEST BIRAKILDI, BİR TEĞMEN TUTUKLANDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle