Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
112U
llk temırlık lıstesınde
kuvantum kuramının un-
lu fızıkçiM James Franck'a
yer verılmemıs, olmasını
onun bırk.ıç yıl once aldt-
g"l "• ğı nobel odulunc bağla-
I I yanlar vardıı Fıaıuk, ar-
kadasjarının goıevden
alınmasina tepkı olarak
hemen ıstıfa ettı Ilgınçtır
kı Almanya'da onun ıstıfa
emğınt yazabılecek ancak
bırkaçgazete kalmıştı, kısa
sure sonra onlaı da kapa-
nacaktır Goreulen atılan
bılım ınsanlaıı arasında
V
er a
'
a n
Courant'ı ABD'ye
davct eden New York
Unıversıtesı, onun 23 yıl-
dan ben çalıştığı ve yonet-
menı olduğu Gottıngen
Matematık Enstttusu'nun
tıpkısını New York'ra kur-
du ve yonetımıne
Courant'ı getırdı Onun
emeklı olmasından sonra
latematık Enstıtusu" olarak değıştırılen bu ens-
n saygın matematık kurumu oldu
ıse Gottıngen'den atıldıktan bonra Cambrıdge
unıversıtelerınde profesor olarak gorev yaptı,
Mşında) Gottıngen Unıversıtesı'ne dondu,
Fızık Odulu Max Born'a verıldı James Franck
ıstıfasından bır yıl kadar sonra Almanya'dan
a kaldı Franck'ın ve von Laue'nın altın Nobel
lazılerın elıne geçmekten korumak ıçın, unlu
evesy tarafından altın suyunda (hıdroklorık
) erıyık halınc getırılmış, laboratuvarın ucra bır
ta dıkkatı çekmeyecek bır kavano: ıçınde bıra-
en dısarı değerlı nei>ne çıkarmaya kalkıjmanım
onra gerı donulduğunde kavano: olduğu gıbı
sy altmı metal olarak yenıden elde ettı Bu al-
a gonderıldı Nobel kurumu tarafından madal-
len basıldı ve Franck ıle von Laue'ye sunuldu
ını ABD'de surduren Franck, atom bombası ça-
ıldı. Ama bombanın atılmasına karçı çıkanların
ı ve bu konuda çok yoğun savaş,ım verdı Her yıl
r kez gıderdı, bu zıyaretlerınden bııınde orada
lgadakı buyuk bılgmlerden uçu, Courant, Born
ı^man olarak davet edıldıklerı lstanbul'da bir-
ıiş, Fen Fakultesı hakkında kapsamlı bır rapor
r(1933)
Unıversıtesınden sonrakı yıllarda atılan oğre-
sayısı 72'ye ulajtı Şu tarıhı olay durumu yete-
ır Bu ışler olup bıttıkten sonra Nazılerın eğı-
t, Gottıngen'de bır kabul torenınde matematık
Hılbert'e sorar "Eee sayın profesor, unıversıteyı
;dık, şımdı Gottıngen'de matematık ne âlem-
, olumune değın o unıversıteye tam 48 yıl hız-
fuk matematıkçı Hılbert'ın verdığı yanıt şoyle-
ııı bakan, Gottingen'de matematık dıye bır şey
ırsunuz
7
"
yıs 1933'te Kıtap yakma "ayın"lerını başjartılar
•ncılennın 10 Mayıs meş,alelı ge^ıt resmıyle to-
bajlatılan kıtap yakma eylemlerınde Marx,
, Brecht, Thomas Mann, Romaın Rolland,
lack London, Emest Hemingway, Erıch Mana
nn Barbusse, Emıle Zola, Andre" Gıde, Freud,
n ve daha yuzlerce yazann kıtapları ateje verı-
ımlarını ve unıversıtelerı "temızleme" eylemı
mıştı Weımar donemınde dekan ve rektorleı
csorlcrınce seçılırken s,ımdı eğıtım bakanınca
sı getırıldı Devlet, her unıversıteye Nazı
iemık denetçısı olarak bır de "dozentenfuhrer"
(hocabaşı) atıyordu Toplam oğretım uyclerının dortte bırını
olusturan 2800 öğretım üyesınm gorevıne son verıldı Gerıde
kalanlar ya (aralarmda Heıdegger'ın de bulunduğu) 960 oğre-
tım uyesmın 1933'te yaptığı gıbı Hıtler'ı ve nazızmı ovup yu-
celten bıldırıler yayınlıyor, ya dj susup oturmayı yeğlıyorlardı
1933'ten 1939'akadarkı altı yılda Alman unıversıtelerındekı
toplam oğrencı sayısı 128 000'den 55 000'e, temel bılımler ve
muhcndıslık dallarındakı ogrencılcnn sayısi 27 000'den
11 000'e dujtu Elbette a-.il duş,u$ oğrencılerın sayılarından çok
nıtelığınde oluyordu
"ALMAN FÎZİĞ1"
Rejım, "Alman fızığı", "Alman kımyası", "Alman mate-
matığı" kavramlarını ortaya suruyor, Eınsteın'ın gorelılık ıl-
kesını "fizikte komünızm" olarak nıtelemıs, olan Heıdelberg
Unıversıtesı'nden Nobellı fızıkçı Phılıpp Lenard "Alman fızı-
ğı mı'" sorusuna aynen $u karsılığı verebılıyordu "Bılım ı//us-
/,]r,ır.is/ nıtclıktedır, dennor Bu v.mlıçtır Gcrçekte bılım, her
msan taah) etı gıbı bır ırk oLıyıdır \ e msanm uşımAu oldu-
ğu kanh kojulUnmıştır "
Lenard gıbı Nazı Pariısı uyesı olan (o da Nobel odullu) fı-
zıkçı Johannei Stark, Eınsteın ve Bohr'un bulgularına daya-
nan tum fızığı "Yahudifiziği"olarak nıtelendırıyordu. Lenard
ve Stark, aslında, Nazılerle etkın ışbırlığı ıçınde olan bılım m-
sanları olarak pek acınacak bır azınlığı temsıl edıyorlardı
Özet olarak, Nazi ideolojısi, Almanya'nın yuzyıllar sürmüş
çabalanyla bılimde sağladığı ustun konumu çok kısa bır süre-
de, birkaç ay içınde, yıkıp dağıtmayı, yok etmeyı becermıştı.
Savajtan sonra Almanya'da eğıtıme ılk bajlayan unıveTsıte
Gottıngen unıversıtesı oldu Ingılız ı^gal komutanlığının ız-
nıyle Eylul 1945'te dersler başladı Buyuk fızıkçı Max Planck
Gottıngen'e gelerek eğıtıme katıldığında 87 yaşındaydı
Olumunden bır yıl sonra Gottıngen'de Max Planck Enstıtusu
kuruldu Çekırdek bolunmesını bulan buyuk bılım adamı Ctto
Hahn bu kurumun ılk ba^kanı oldu 1946'da eskı yuvası
Gottıngen'e donen Heısenberg 12 yıl s.uren profesorluğu ya-
nında Enstıtu'nun bajkanlığında da bulundu Nazı pıslığıne
bulaşmamıj yazarlar da Gottıngen'de bır araya gelerek ılk
Alman PEN merkezını kurdular (1948)
1955 PROTESTOSU
Gottıngen Unıversıtesı'nın tum dunyada yankı uyandıran
bır eylemıne 1955'te tanık olduk Federal yapılanmada kentın
bağlı olduğu Aşağı Saksonya eyaletınde yenı bır bakanlar ku-
rulu goreve gelmiîıtı Bu kurulda Kultur (Eğıtım) Bakanlığı
gorevı verılen L. Schlüter tanınmıj bır sağcıydı 1945-47 ara-
sında kentın polıs muduru olarak gorev yapmış, sağ uçtakı bır
partının başkanlığında buluntnu^, Nazı donemındekı eylem-
lerı karıjık ve ^aıbelı, kurduğu yayınevınde nasyonal sosyalıst
kıtaplar yayımlayan bır adamdı 26 Mayıs gunu bakan oldu
Aynı gun Gottıngen Unıversıtesı'nın rektoru, butun dekaıv
ları, 20 kı^ılık unıversıte senatosunun butun uyelerı gorevle-
rınden ıstıfa ettıler Ertesı gun oğrencı bırlığı yonetım kurulu
ıstıfa ettı vc 5000 oğrencının tumu derslerı boykot kararı aldı
Profesorler ve oğrencıler duzenledıklen eylemlerde el ele yu-
rudu Protesto gosterılerı bızla tum ulkeye yayıldı
9 Hazıran gunu Schlüter gorevınden ıstıfa etmek zorunda
kaldı Nukleer sılahlar konusu dunyada buyuk tartışmalara
neden olurken Federal Almanya'nın 18 onde gelen nukleer
fızıkçısmm Gottıngen'de bır araya gelerek olujturdukları ve
"Göttıngen Bildınsı" olarak anılan 13 Nısan 1957 tarıhlı bıl-
dırı bu konuda Almanya ıçın belırleyıcı oldu Imzalayanlar
arasında Max Born, Otto Hahn, W Heısenberg, M von Laue
ve F von Weızsacker'ın de yer aldığı bıldırı Almanya'nın nuk-
leer sılahlardan tumuyle arındırılmasının gereklı olduğunu
vurguluyor ve ju tumceyle bıtıyotdu "Bu bıldınyı ımzalayan-
lann hıçbıri, koşullar ne olursa olsun, atom silahlarvnm yapı-
mında, denenmesınde ve kullanılmasında hıçbır bıçımde yer
almayacaktır."
Burada oykumuze son verıyoru: Belgı olarak benımsedığı
"Gottıngen Gelenek, yenılenme (ınovasyon),ozerklık" ılke-
sı ıle Gottıngen Unıversıtesı'nın dunya bılımındekı oncu ko-
numunu yenıden alacağı kanısındayım Bu yazıda anlatılan-
larda, sanıyorum, bızler ıçın de alınacak dersler var
HUKUK POLITIKASI
Hayrettin Ökçesiz
hayret@akdeniz.edu.tr
Chavez'in, daha geçenlerde gazetelerden okumadık mı, Idi
Amin için "0 belki bır vatanseverdi" dediğini? El Beşir için bi-
zimkilerin söylediklerini tüm dünya biliyor. Toplama kampları-
nın birer uydurma olduğunu Neonazilerden ya da
Ahmedinejad'dan hep duymadık mı?
Yurttaşlığımızdan Utanmamak İçin
Ermenıler, Türkler, Kürtler, Araplar, Israılliler, dünyanın pek çok ülke-
sinden pek çok kavim birbırlerinisuçlayıp durmuyor mu?lnkâr ya da kabul
ettırmekle çok fazla bır şey değışıyor mu? Nelerin olup bıttığini bılmek el-
bette çok önemli. Geçmışten ve gelecekten sorumlu olmak, bu sorumlulu-
ğun gereklenni yerine getırmek, bu duygu ve bilinçle eylemek çok önemli.
Bunun "bız"i, "siz"i yok! Geçmışte nelerin olduğunu, kimin ne yaptığını,
birbirini karalamanın veya yenı mağduriyetler yaratmanın gerekçesı olarak
ileri sürmek; olan bitenin bu amaçla çetelesini tutmak artık bizim ışımiz ol-
mamalı. Insanlartarihten öğrendiği yıkımlan, daha kurnazca ve yenıden
yapmak için değil, bir daha ve hiç yapmamak için hatırda tutmalı. Sorumlu
olmamak için haklı nedenlere sığınmaya meyletmek, bunları yığınla üret-
meye yol açmıyor mu ? Kimse kimseyi haksız nedenlerle katletmıyor.
Öldürmek haklı olmamalı!
Önce birbirimizi bağışlamakla başlamalıyız. Ama gerçekten bağışla-
makla! Bağışlamamak ıçın bağışlamakla değil. Bu, çok zorca bir ış. Bunun
koşullarını yaratmak, yollannı açmak, bu yolda gayret ve sabırla yürü-
mek... Bağışlamak ve bağışlanmak isteyene şefkat ve özveriyle yaklaş-
mak, ona tüm içsel engellenni aşmasında yardımcı olmak, tökezlediğınde
elinden tutup kaldırmak ve hep birlikte doğrulup aynı ufka bakabıldığimızde
Insanlığın yeni sayfalannı açmak...
Onlarca yıl önce Auschvvitz'in gaz odalarının birinde gözlerimi kapatıp,
oracıkta yalnız başıma, dakikalarca dikilip kaldığımda duyumsadığım utancı
ve ürpertıyi, tarihten ve günümüzden gelen herzulüm haberinde yeniden
yaşarım. Kimin devleti, hangi devlet, ne fark ederl Devletler yurttaşlarının
utanacaklan şeyleri yapmamak Yurttaşlar devletlerine çocuklarının utana-
cakları şeyleri yaptırmamalı. Yurttaşlar aralanna bu utancı ve acıyı sokma-
malı. Bunu başarmanın yolları var.
Devletin hukuksuz bir hayat sürmesine izin vermemeli. Hukuk devletin
iffetidir. Devlet kendısini ancak hukukla tanıyıp, hukukla varlığını sürdürebi-
leceğini bilmeli. Devlet hukuksuz felsefeler edinme alışkanlığına kapılma-
malı. Devletler de refikinden azıyor Devletler bir biçimde gasıp hükümet-
lerce yurttaşların denetıminden ve bağlılığından uzaklaştırılıp, koparılıyor.
Devletler cinayet makinelerme dönüştürülüyor. Yurttaşlar bu gasıplara
devletin basamaklarını yasaklamalı. Ellerindeki merdivenleri çekip almalı.
Pek çok yeni Hitler'in bu yenı yüzyılda böyle bir şansı bulunmamalı.
Geçen yazımda çizdiğim çerçevede değindığim negatif, karşıtından hu-
kuk felsefesinin nihayetsomut ürünü olarak görebileceğimiz hukuk d evleti
düşüncesinin bu umutlara uygun bir iklim sunduğunu; onun bu korkuları,
kaygıları önemli oranda nedensiz bırakacağını; bu utançtan ve acıdan bizı
aynı ölçüde koruyacağını; hukuka dayanan bir demokrasıyle içerığinı ve
işlevinidaha da geliştireceğini söylemeliyim.
Bu başannm yolu, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti düşüncesi-
nin birkültür olarak ülkenın kamusal yaşamına ayrıntılanyla sinmesi, yer-
leşmesi; siyasetin bu kültürden her türlü sapmasının kamusal alan ögele-
rinden koşulsuz ve ciddi tepki almaya başlamasıdır. Iş yine bıze düşmekte-
dir. Tüm yurttaşlar, aklının erdiğince, gücünün yettiğince bu yaygınlaştırma
ve derinleştirme ödevinı benimsemeli; bu kültürün gündelik yaşama dönüş-
mesine yardımcı olmalı, yaşamda kalması, sürmesı için özverıye gonüllu ol-
malıdır.
Ûlkenin siyasal sorunlarını ayrıca hukuk devleti sorunu ve konusu ola-
rak gormeye başlamakla bu yolun ilk adımlarını atabiliriz. Hukuk Devleti ve-
ya hukukun üstünlüğü gibı kavramları pek çok telaffuz ederek ancak içleri-
nin boşalmasına yol açtık, ama bunların ayrıntılanyla hayata geçmesine
olanak ve ortam hazırlayacak temel, altyapı çalışmalarını yeterince yapma-
dık, özendirmedık. Oysa bu bağlamda belki ilk yurttaşlık görevi yüzde 10'luk
seçim barajının düşürülerek ve anayasadaki yasama normlannın adaletlı,
ışlevsel bir yapıya kavuşturularak "hukuk devleti"nin soluk almasını sağla-
maktı.
Insanlığımızdan, yurttaşlığımızdan utanmamak için yapılacak ışler var.
o