Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
oo
Cû
TANZANYA'DA YENİ
BİR BUKALEMUN
TÜRÜ
New York Üniversitesi araştırmacısı
Andrew Marshall'ın amacı aslında
Tanzanya'daki Magombera ormanında
maymunları gözlemlemekti. Fakat araş-
tırmalar sırasında bir yılan dikkatini çek-
ti. Hayvan o sırada bılim insanlarının da-
ha önce görmedikleri bir bukalemunu ye-
mek üzereydi. Araştırma ekibi yılanı ko-
valadtktan sonra bukalemunu incelemiş. Ve
daha sonra yakın çevrede buldukları diğer
iki ömekle yenı bir bukalemun türünün var-
lığı kanıtlanmış.
African Journal of Herpetology dergi-
sindeki araştınna yazısmda yeni bukalemun
türünden "Kinyongia magomberae"
(Magombera bukalemunu) olarak söz edil-
mekte. Yeni bir tür bulmak ender görülen
ve heyecan verici bir deneyim diyor
Marshall. Bukalemunlar sınırh alanlarda ya-
şıyorlar ve ne yazık ki bu türün yaşadığı •
Magombera ormanı da tehdit altında.
Bilim insanları yeni keşfin koruma ön-
lemlerini de beraberinde getirmesini umu-
yorlar.
MISIRIN KALITIMI
TÜMÜYLE ÇÖZÜLDÜ
Bilim ınsanlan dünyanın en eski ve en
önemli kültür bitkilerinden biri olan mı-
sırın genom sekansını çözdüler. Tüm kalı-
tım bilgileriyle şimdi modern mısır cinsle-
rinin gelişimi hakkında bilgiler edinilebi-
lecek.
Konuyla ilgilf araşttrma sonuçlarını
Science dergisinde yayımlayan bilim in-
sanları, artık besin değeri daha yüksek
^ ^ ^ olan, daha az
• ^ ^ ^ 1 gübreyle ye-
*F A '••ffl? tişen veya
iklim koşul-
larına daha
iyi uyum
sağlayan tür-
lerin daha
kolay yetiş-
tirilebilece-
ğine inanı-
yorlar. Mısır
yaklaşık olarak 10.000 yıl önce kültüre alın-
mıştı. Bitkinin kökeni Orta Amerika'da ye-
tişen Teosinte otuna uzanır.
Washington Üniversitesi'nde Richard
Wilson ile çalışan ekip B73 mısır cinsinin
kalıtımını çözdü. Mısırın kalıtımı 2,3 mil-
yar baz çiftinde oluşmakta ve 32.000'den
fazla gene sahip.
Mısır en büyük kalıtıma sahip bitki-
lerden bıri. Insanda yaklaşık olarak 3 mil-
yar baz çıfti bulunuyor. Mısırın kültüre alın-
ması sırasında, bitkiyi topraktaki metal yo-
ğunluğuna karşı daha dayanıklı hale geti-
ren genler önemli bir rol oynamış olmalı di-
yor Alfredo Herrera-Estrella diğer bir araş-
tırma yazısında. Bilim insanları B 73 mısı-
rınm kalıtımını, Meksika'da yetişen ilkel
bir mısır türünün (Palomero Toluqueno)
kalıtımıyla karşılaştırmtşlar.
TÜTÜN ÜRÜNLERİNDE
TEHLİKELİ MİKROPLAR
Amerikalı ve Fransız araştırmacılardan
oluşan bir ekip sigarada çeşitli bakteriler
saptadı. Toprakta da bulunan bazı bakte-
riler ağır hastalıklara yol açabilir diyor uz-
manlar.
Araştırmacılar incelenen sigaralann
ünlü markalara ait olduğunu söylüyorlar
Environmental Health Perspectives der-
g i s i n d e .
Sigaralarda ne
kadar çok pa-
tojenin bu-«
lunduğunu
görünce hay-
retler içinde
kaldık diyor
araştırmayı yöneten bilim kadını Amy
Sapkota.
Tehlikeli bakterilerden biri en önem-
li hastane mikroplarından biri ve antibi-
yotiğe karşı dirençli olan "Pseudomonas ae-
niginosa". Şarbon, gıda zehırlenmesi ve ak-
ciğer enfeksıyonu gibi hastalıklardan so-
rumlu olan Clostridium, Klebsiella ve
Acinetobacter gibi bakterilerde incele-
nen sigaralarda bol miktarda saptanmış.
Araştırmacılar bakterilerin yanma süreci-
ni atlatabildiklerini tahmin ediyorlar.
Eğer bu doğruysa, sigara enfeksiyon ve
kronik hastalıklar demek. Bununla birlık-
te akciğere ne kadar patojenin ulaştığı ve
sigara yakıldıktan sonra mikropların hâlâ
yaşayıp yaşamadıkları kesin olarak bilin-
memekte. Bu tür sorulann yanıtlanabilmesi
yeni araştırmaların yapılması gerekir diyor
uzmanlar.
KARANLIK SULARDA
RENK CÜMBÜŞÜ
Census of Marine Life araştırma prog-
ramında çalışan bilim insanları, derin su-
lann aslında sanılandan çok daha fazla can-
lı türü barındırdığını saptadılar.
Uzmanlar "Deniz envanterinin" ilk
ara sonuçlarını hesaplarken 17.600 farklı
türe ulaştılar. Bunlardan birçoğu gelecek-
te teknolojide veya tıp alanında yararlı ola-
bilir diyor uzmanlar. 500 m'den daha de-
rinde yaşayan canlılar hakkında pek fazla
bilgi sahibi olmadıklarma dikkat çeken
Louisiana Eyalet Üniversitesi bilim insanı
Robert Camey, bizim için ilginç olan su-
da serbest olarak ve deniz diplerinde yaşa-
yan canlılardı diyor.
Karanlık sularda yaşayan canlıların
birçoğu ışık organlanyla kendı ışıklarını üre-
tiyorlar. Bu aydınlanma hem avlanmaya
hem de eş arayışında işe yarıyor diye açık-
lıyor Smithsonian Enstitüsü'nden Mike
Vecchione. Deniz diplerinde yaşayan can-
lılarla ilgilı bırçok bilinmez söz konusu.
Mesela hayvanların 12.000 m derinlikte-
ki basınca nasıl dayandıkları ve hangi
kimyasal koşulları yerine getirmeleri ge-
rektiği hâlâ bilinmemekte. Bilim insanla-
rı özellikle de derin deniz soğuk su mer-
canları ve sungerlerinin tıbbi etki madde-
si banndırdıklannı tahmin ediyorlar. Bunlar
gelecekte tıpta önemli bir rol oynayabilir
diyor uzmanlar.
Diğer önemli bir araştırma alanı da de-
rin sulardakı sıcak su kaynakları. Buralarda
inanılmaz miktarda midye, salyangoz, yen-
geç ve solucan gibi omurgasız hayvan ya-
şamakta. ChEss (Biogeography of Deep-
Water Chemosynthetic Ecosystems) pro-
jesinin 2003 yılında başlamasından bu ya-
na araştırmacılar 170 yeni hayvan türü sap-
tadılar.
Üst seviyelerdeki sularda balık mikta-
rı azaldığından bu yana insanlar derin su-
lardaki rezervlere yonelmeye başladılar. Bu
yüzden derin sular kirlenme tehdidi altın-
da. Aynca aşın avlanma yüzünden canlı tür-
lerinin soyları da tükenebilir.
Nilgün Özbaşaran Dede
"Vatanımızm da Ilmi Olsun"
Maarif Vekili Darülfünun'da (Istanbul Üniversitesi'nin 1933 öncesindeki adı): Cemal Hüsnii Bey
dünkü ziyafette parlak bir nutuk irad etti: "llmin vatanı olmadığını çoktan beri biliyoruz. Artık isti-
yOfUZ kİ, VatammiZin da İlmİ OİSUn." Osman Bahadir bahadirosman@hotmail.com
9Teşnnievvel (Ekim) 1929 carihli Cumhuriyet ga-
zetesi, Maarif Vekili Cemal Hüsnü (Taray) Bey'in
(1893-1975) Darülfünun'da yaptığı konuşmayı yayın-
lamıştır. Cemal Hüsnü Bey, bitişinde şiddetle alkışla-
nan nutkunda şunları söylemiştir:
"...Darulfünunumuzun tekemmülü (olgunlaşması)
için eski devirlerde yapılan teşebbüsler ve geçirilen saf-
halar hepinizin hatıralarınızdadır. Büyük ilim müesse-
semizin ihraz etmesı (erişmesi) lazım gelen mevkiyi,
doğrudan doğruya kendi tarafından yapılması icap ede-
ceğini sarahatle (açıklıkla) söylediğimiz an, Büyük
Millet Meclisi Darülfünun'un muhtariyet (özerklik) ka-
nununu tasdik ve kabul etmekte tereddüt etmedi.
Cumhuriyet hükümeti pek iyi bilirsiniz ki bu prensibe
sadık kalmıştır. Memlekette ilk, orta ve yüksek tahsil,
hayat gibi bir küldür (bütündür). Bu külün herhangi bir
kısmı lazım gelen şekilde işlemezse bundan bütün maa-
rif seviyesinin müteessir olacağı (etkileneceği) hakika-
ti, benim kadar sizlerin de malumunuzdur....
Esasen ilim ve irfanda mutavassıt (orta derecede)
seviyenin de yeri yoktur. Bizatihi ilim olamaz.
Darülfünun tedrisatı şu veya bu nevi programlar üzeri-
ne değil, kürsülerinde ilmi bihakkın (hakkıyla) temsil
eden, irfan ve ilim namına, irfan ve ilimde hakikaten
söyleyecekleri bulunan şahsiyetlere istinat eder (daya-
nır)...
Türk tarihi için ebedi şeref olan büyük dehanın ya-
rattığı ve istikametini tayin ettiği Yeni Türkiye'de
Darülfünun meşalesinin çok
kuvvetle parlaması, azametli in-
kılabımızın en tabii bir zarureti-
dir. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu-
gün şiddetle alakadar eden içti-
mai, iktisadi, hulasa ilmi mese-
lelerde Darülfünunumuzu yan-
dan değil, daima çok önde gör-
mek isteriz. lnkılabımız her şey-
den evvel denebilir ki, maarif ve
fikir inkılabıdır.
Darülfünun'un kuvvetli ışıkları, bütün vatandaşların
ruhlarında ve dimağlarında derece derece bu mukaddes
inkılap heyecanını daima beslemeli ve daima canlı tut-
malıdır. îlim ve hakikat menbaı (kaynağı) olan
Darülfünun aynı zamanda milli gayeleri, mukaddes he-
yecanları Türk âleminin her tarafında ve her Türk'ün
kalbinde aynı istikamete tevcih edecektir (yöneltecek-
tir).
llmin vatanı olmadığını çoktan beri biliyoruz. Artık
istiyoruz ki, vatanımızm da ilmi olsun. Tarihimiz aza-
metli inkılabımızın bu çok şerefli mükellefiyetinin eda-
sını (yerine getirilmesini) sizlerden bekler."