09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 21 EKİM 2008 SALICUMHURİYET 8 HABERLER ANMA Sevgili eşim, can yoldaşõm H. NEVRES AKAN vefatõnõn 5. yõlõnda da hayat senin yokluğunla aynen devam ediyor. Hatõralarla her an seni saygõ ve özlemle anõyoruz. Nur içinde yat. Av. PERİHAN AKAN ve EVLATLARI BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 34791 sicil sayõsõnda kayõtlõ AVUKAT BAYRAM UYSAL 18.10.2008 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 19.10.2008 günü memleketi Uşak’ta kaldõrõlan meslektaşõmõza Tanrõ’dan rahmet, kederli ailesine, yakõnlarõna ve Baromuz mensuplarõna başsağlõğõ dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz üyesi, Sürekli Basõn Kartõ Sahibi Değerli Arkadaşõmõz GÜNEY DURAMAN 16 Ekim 2008 Perşembe günü Dalyan’da (Muğla) vefat etmiştir. Kaybõ topluluğumuzda üzüntü yaratan Duraman’õn cenazesi 19 Ekim Pazar günü Zincirlikuyu Mezarlõğõ Camii’nde kõlõnan öğle namazõnõn ardõndan Zincirlikuyu Mezarlõğõ’nda toprağa verilmiştir. Arkadaşõmõzõ saygõ ve sevgiyle anarken, ailesine, basõn topluluğuna başsağlõğõ dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ 26 EKİM 2008 PAZAR Saat: 11.00 KONUĞUMUZ, DEĞERLİ YAZARIMIZ Sayın ÜMİT ZİLELİ ile aydõnlanma toplantõsõnda bir araya geliyoruz. Konumuz: “KARANLIK VE AYDINLIĞIN ARASINDA TÜRKİYE” Tarih : 26 Ekim 2008 Pazar Saat 11.00 Yer : Kadıköy Aden Otel İletişim : 0533 438 50 22 - 0537 871 82 34 Lütfen yerinizi ayırınız. TÜRKAN ERKİN: 0216 337 57 97 YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ, ANTİ EMPERYALIST, AYDINLIK, DEMOKRATİK TÜRKİYE İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org Öymen’den terör uyarısı KAYSERİ (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, partisinin Kayseri il başkanlõğõnda düzenlediği basõn toplantõsõnda, terörle mücadelede son yaşanan acõ olaylarõn, hükümetin bu konuda başarõsõz olduğunu ortaya koyduğunu ileri sürdü. Hükümetin bulduğu tek çarenin, koordinasyon sağlamakla ilgili karar almak olduğunu savunan Öymen, “Şimdi Cumhurbaşkanõ Irak’a gönderilmek isteniyor. Maç bahanesiyle Sayõn Cumhurbaşkanõ Ermenistan’a gitti de ne oldu? Cumhurbaşkanõ, dõş ziyaretlerle bu kadar ucuz harcanmamalõ, devletin ağõrlõğõ korunmalõdõr” dedi. Şişli’de patlama İstanbul Haber Servisi - Şişli’de park halindeki 2 araç arasõnda dün meydana gelen patlama hasara neden oldu. Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği yakõnõndaki Feriköy Mahallesi Bozkõr Caddesi üzerine park edilen bir minibüs ile otomobil arasõna konulan ve makineleri yağlamakta kullanõlan, ince, uzun bir borusu olan yağ kabõndaki maddeden kaynaklandõğõ belirlenen bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu minibüs ve otomobil ile çevredeki 2 binanõn camlarõ kõrõldõ. Uzman ekiplerce yapõlan incelemede, patlamanõn, el yapõmõ bir bombadan kaynaklandõğõ anlaşõldõ. CHP’den THY sorusu ANKARA (ANKA) - CHP Muğla Milletvekili Ali Arslan, THY’nin uçaklarõnda bazõ gazetelerin bulunmamasõ yolundaki iddialarõ Meclis gündemine taşõdõ. Arslan, Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm’õn yanõtlamasõ istemiyle sunduğu önergede şu sorularõ yöneltti: “Başbakan Erdoğan’õn gazeteleri boykot çağrõsõnõn bazõ kamu görevlilerince talimat olarak algõlandõğõnõ düşünüyor musunuz? Haber üzerine genel müdür tarafõndan yapõlan açõklamada, Cumhuriyet gazetesinin olmadõğõ itiraf edilmiştir. Cumhuriyet gazetesinin neden bulunmadõğõ kamuoyuna ne zaman açõklanacaktõr?” 16 Mart katliamõnõn 30 yõllõk davasõ zamanõşamõ ile düşürüldü, davanõn avukatlarõ temyize gidecek Katliamcõya ‘ödül’ gibi karar TAYAD:Bakansözündedurmadõ ‘Cezaevlerinde baskı ve tecrit sürüyor’ TAYAD üyeleri, Çağlayan’da bulunan AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde eylem yaptı. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) - Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardõmlaşma Derneği (TAYAD), Adalet Bakanlõğõ’nca 22 Ocak 2007 tarihinde yayõmlanan genelgey- le cezaevlerindeki ölüm orucu eylemlerine ara verildiğini belirterek genelgenin hiçbir ce- zaevinde uygulanmadõğõnõ belirttiler. Çağlayan’da bulunan AKP İstanbul İl Başkanlõğõ önünde dün öğlen saatlerinde top- lanan TAYAD üyeleri, “Cezaevlerinde baskı ve tecride son”, “Adalet Bakanı sö- zünde dursun”, “10 saatlik sohbet hakkı uygulansın” sloganlarõ attõlar. Burada bir ba- sõn açõklamasõ yapan TAYAD’lõlar, ölüm orucu eylemlerinin 20 Ekim 2000 tarihinde başladõğõnõ anõmsattõ. Grup adõna yapõlan açõklamada, “Ölüm orucu eylemi 7 yıl sür- dü. Bu zamanda 122 insan yaşamını yiti- rirken, 600’den fazla insan sakat kaldı. Di- renişe, Adalet Bakanlığı’nca 22 Ocak 2007 tarihinde yayımlanan ve hapisha- nelerde tecrit altındakilerin 10 kişilik gruplar halinde, haftada 10 saat bir ara- ya gelip sohbet edebilmelerini sağlayan ka- rarlarla ara verildi” denildi. Sohbet hakkõnõn tanõnmasõnõn üzerinden 2 yõlõn geçtiği belirtilen açõklamada şu ifa- delere yer verildi: “Bakanlık, kararın uy- gulanmama gerekçesini yer yokluğu ve personel yetersizliğiyle açıklıyor. Bize ni- ye inandırıcı olmayan gerekçeler sunu- luyor? Büyük bedeller ödeyerek kazan- dığımız sohbet hakkımızın uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.” Açõklamanõn ardõndan AKP yöneticileriyle görüşmek isteyen TAYAD’lõlarõ, AKP yö- neticileri il başkanlõğõna kabul etmedi. Bu- nun üzerine TAYAD’lõlar, “AKP’nin hiç- bir uygulaması samimi değil. Memura, iş- çiye, tutuklu ailelerine yalan söylüyor. Ama biz daha fazla çocuğumuzun ölme- mesi için mücadele etmeye devam edece- ğiz” görüşünü dile getirdiler. Adana’da da İnönü Parkõ‘nda bir araya ge- len TAYAD’lõlar, “Adalet Bakanı yalan söylüyor, sohbet hakkı uygulanmıyor” de- di. Tutuklu ve hükümlü yakõnlarõ önce AKP il binasõ önüne yürüyüp açõklamayõ orada ya- pacaklarõnõ söylediler. Ancak polisin en- gellemesiyle karşõlaşan ve “Yürürseniz yasadışı bir iş yapmış olursunuz. Açıkla- manızı burada yapın” uyarõsõ alan TAYAD üyeleri adõna açõklamada, “Bugün itibarıyla hiçbir cezaevinde bu uygulamaya geçil- memiştir. Evlat acısını en iyi bilen biziz, 122 evladımızı F tipi hapishanelerde kay- bettik. Çalmadığımız kapı, yapmadığımız eylem kalmadı. TAYAD’lılar olarak bu sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz” denildi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Ec- zacõlõk Fakültesi önünde 30 yõl önce 7 öğrencinin katle- dilmesi, 41 öğrencinin de ya- ralanmasõyla sonuçlanan bombalõ ve silahlõ saldõrõya ilişkin 3 sanõğõn yargõlandõğõ dava, zamanaşõmõ süresi dol- duğu gerekçesiyle düştü. Mahkeme heyetinin yasalarõ çok açõk bir şekilde çiğneye- rek siyasi bir karar verdiğini belirten davanõn avukatlarõ, kararõ temyiz edeceklerini belirttiler. İstanbul 6. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nde görülen duruş- mada söz alan avukat Hilmi Hanta, davanõn zamanaşõmõ süresi konusunun netleşmesi için mahkemenin ara karar vermesini talep etti. Avukat Cem Alptekin de 16 Mart katliamõnõn kamuoyunda “gladyo” olarak adlandõrõlan örgütlenmenin eylemlerin- den birisi olduğunu, bu ör- gütlenmenin eylemlerine ha- len devam ettiğini belirterek zamanaşõmõ süresinin bu kap- samda 30 yõl değil 45 yõl olarak belirlenmesi gerekti- ğini söyledi. İddia makamõ görüşünde, sanõklar Mustafa Doğan, Latif Aktı ve Özgür Koç hakkõnda “tasarlamak su- retiyle adam öldürmek” ve “tasarlamak suretiyle adam öldürmeye teşebbüs” suçla- rõndan dolayõ açõlan kamu davasõ için yasalar kapsa- mõnda belirlenen 30 yõllõk zamanaşõmõ süresinin doldu- ğunu belirterek davanõn or- tadan kaldõrõlmasõnõ talep et- ti. Mütalaanõn ardõndan söz alan avukat Kemal Aytaç ise 16 Mart olayõnõn yalnõzca bir cinayet olmadõğõna dikkat çekerek, “Bu olay toplumun vicdanını yaralayan bir ey- lemdir. Böyle bir davanın zamanaşımı ile sonuçlan- ması toplum vicdanını ya- ralayan bir karar olacaktır. Bu davanın devamı için ge- reken hususlar yasalarda mevcuttur. Aksi bir kararın yargının üzerine ve kararı veren yargıçlar üzerine bir gölge düşüreceğini düşü- nüyorum” dedi. Davayõ karara bağlayan mahkeme heyeti, sanõklar Doğan, Aktõ ve Koç hakkõn- da, “16 Mart 1978’de bom- ba atarak ve silahla tara- yarak 7 kişiyi öldürmek ve tasarlayarak öldürmeye kalkışmak” suçlarõndan 765 sayõlõ eski TCK uyarõnca açõ- lan kamu davasõnda zamana- şõmõ süresinin dolduğunu bil- dirdi. Mahkeme bu nedenle davanõn, “zamanaşımı” hük- münü içeren eski TCK’nin 102/1 ve 104/2 maddeleri uyarõnca düşürülmesine karar verdi. Avukatlar: Kararı temyiz edeceğiz Adliye çõkõşõnda gazeteci- lere açõklama yapan avukat Ömer Kavili, yargõlama sü- resince gereken belgelerin toplanmamasõnõn etkili yar- gõlamayõ engellediğini vur- gulayarak katliam ile ilgili ör- güt bağlantõsõnõn mahkeme tarafõndan dikkate alõnmadõ- ğõnõ söyledi. Kavili, “Dava kapsamın- da getirtilmesini istediği- miz belgeler getirilmiş ol- saydı, olaydaki örgüt bağ- lantısı ortaya çıkacaktı. Bu kapsamda da ‘insanlõğa kar- şõ işlenen suçlarda zamana- şõmõ işlemez’ kuralından yola çıkılarak bütün faailler ortaya çıkarılacaktı. Ama mahkeme bu şansı kullan- madı. Karara katılmıyo- ruz, temyiz edeceğiz” dedi. Avukat Hanta ise “Yasa çok açık bir şekilde çiğ- nendi. Bu karar hukuki de- ğil siyasi bir karardır. Da- va kanunlara aykırı olarak ortadan kaldırıldı” dedi. Olayın geçmişi İstanbul Üniversitesi Mer- kez Binasõ’ndan 16 Mart 1978’de çõkan gruba Eczacõ- lõk Fakültesi önünde bomba- lõ ve silahlõ saldõrõda bulu- nulmasõ sonucu 7 öğrenci öl- müş, 41 öğrenci de yaralan- mõştõ. Olaya ilişkin yakalanan ve o dönemdeki İstanbul Sõ- kõyönetim Komutanlõğõ As- keri Mahkemesi’nde yargõ- lanan Sıddık Polat beraat etmişti. Aynõ eyleme karõştõ- ğõ iddia edilen Zülküf İsot’un ise Elazõğ’da yine olayõn fa- illerinden olduğu belirtilen Latif Aktı tarafõndan öldü- rüldüğü öne sürülmüştü. Bu olayõn üzerinden 17 yõl geçtikten sonra İsot’un ba- basõ, annesi ve kõz kardeşle- rinin verdiği bilgiler doğrul- tusunda haklarõnda yeni dava açõlan eski polis memuru Mustafa Doğan ile Latif Ak- tõ ve Özgün Koç’un “Taam- müden adam öldürmek ve yaralamak” suçlarõndan 7’şer kez idam ve 41’er kez 20’şer yõldan az olmamak üzere ağõr hapis cezasõna çarptõrõlmalarõ istenmişti. İstanbul Üniversitesi önünde 30 yõl önce 7 öğrencinin katledilmesiyle sonuçlanan bombalõ ve silahlõ saldõrõya ilişkin 3 sanõğõn yargõlandõğõ dava, zamanaşõmõ süresi dolduğu gerekçesiyle düştü. Mahkeme heyetinin yasalarõ çok açõk bir şekilde çiğneyerek siyasi bir karar verdiğini belirten davanõn avukatlarõ, kararõ temyiz edeceklerini belirttiler. ‘SÜREÇ HIZLANSIN’ TALEBİ Adalet Bakanlığı Deniz Feneri’nde gecikmeyi sordu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ Uluslararasõ İlişkiler Genel Müdürlüğü, Dõşişleri Bakanlõğõ ve Frankfurt Başkonsolosluğu’na, Deniz Feneri davasõyla ilgili istenen bilgi ve belgelerin gönderilmesi işleminin hõzlandõrõlmasõnõ talep eden faks gönderdi. Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ ise belgelerin sunulduğunu ve yanõt beklendiğini bildirirken bu durumun Adalet Bakanlõğõ’na da bildirildiğini ifade ettiler.Almanya’da görülen Deniz Feneri davasõyla ilgili soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, davayla ilgili Almanya’daki bilgi ve belgelerin istenmesini talep etmiş, Adalet Bakanlõğõ da talep yazõsõnõ Acele Posta Servisi yoluyla Frankfurt Başkonsolosluğu’na iletmişti. Alõnan bilgiye göre, dosyanõn henüz gelmemesi nedeniyle Adalet Bakanlõğõ Uluslararasõ İlişkiler Genel Müdürlüğü, Dõşişleri Bakanlõğõ ve Frankfurt Başkonsolosluğu’na davayla ilgili bilgi ve belgelerin gönderilmesi işleminin hõzlandõrõlmasõnõ talep eden faks gönderdi. Adalet Bakanlõğõ, Frankfurt’tan beklenen dosyayõ Ankara Cumhuriyet Savcõlõğõ’na gönderecek. Öte yandan konuyla ilgili bilgi veren üst düzey Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ, süreç devam ederken bazõ sõkõntõlar yaşandõğõnõ, belgeleri Frankfurt Başkonsolosu’nun ardõndan bir kez de Türkiye’nin Berlin Büyüyükelçiliği yetkililerinin Almanya Adalet Bakanlõğõ’na teslim ettiğini söyledi. Belgelerin halen gelmemesinin temel nedeninin bu olduğunu savunan kaynaklar, “Bu süreçte bizim de yapabileceğimiz herhangi bir şey yok. Biz de Adalet Bakanlığı Uluslararası Genel Müdürlüğü’ne durumu aynen bu şekilde anlattık. Yanıt bekliyoruz” değerlendirmesini yaptõ. Halkevleri:Kontrgerillaaklanıyor İstanbul Halkevi üyeleri, dün görülmeye başlanan Ergenekon Davası ve zamanaşımı sebebiyle düşen 16 Mart Katliamı davası öncesi, Ergenekon Davası’nın “Kontragerillayı aklama davası” olduğunu ifade ederek, Türkiye’de derin devlet örgütlenmesinin ortaya çıkarılması istedi. Sultanahmet Adliyesi önünde bir araya gelen İstanbul Halkevleri üyeleri, “Kontrgerilla dağıltılsın”, “16 Mart failleri hâlâ cezalandırılmadı” yazılı dövizleri ile “Kızıldere, 16 Mart, Maraş, 12 Eylül, 2 Temmuz Kontrgerillayı Aklamıyoruz Bütün halk Düşmanları Yargılansın” afişini taşıdı. Üyeler adına basın açıklaması yapan 1. Bölge Temsilcisi Nuri Günay, Ergenekon davasına değinerek, “Bu davaya göre AKP’ye karşı olmaktan büyük bir suç yoktur. Davaya göre kontrgerillanın AKP’ye karşı çıkmaktan başka suçu yoktur, kontrgerillanın halka karşı işlediği suçlar nedense iddianamede yer almamaktadır. AKP ne zaman sıkışsa yeni bir operasyon dalgası gündeme gelmektedir. Kapatma Davası karşısında emekli generaller gözaltına alınmış, Deniz Feneri yolsuzluğu karşısında da daha medyatik, sansasyonel tutuklamalar gündeme gelmiştir” dedi. “Soruşturmayı yürütenler halkla dalga geçiyorlar” ifadesini kullanan Günay, davanın sosyalistlere, devrimcilere karşı bir saldırı aracı olarak gündeme geldiğini belirtti. 16 Mart davasının ise diğer kontrgerilla eylemleri gibi aydınlatılmadığını anımsatan Günay, “Ergenekon davasında da konu edilmiyor. Kontrgerilla gerçekten aydınlatılmak isteniyorsa, 16 Mart Katliamlarını yapanlar cezalandırılmalı, başta 12 Eylülcüler olmak üzere tüm darbeciler, Madımak’ı yakanlar, Şemdinli’nin failleri, Engin Çeber’in katilleri yargılanmalı. Faili meçhul cinayetler açığa alınmalı.Terörle mücadele yetkisini kullanarak uyuşturucu trafiğini yönetenler, resmi çete kuranlar yargılanmalıdır” diye konuştu. (Fotoğraf:HÜLYA KESKİN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle