Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2008 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘İfrat – Tefrit’
“Cumhuriyet diplomasisinin her vatandaşın iftihar
etmesi gereken mühim başarısı” olarak niteliyor Cum-
hurbaşkanı Abdullah Gül olayı ve yorumunu şöyle sür-
dürüyor: “Türkiye’ye verilen destek uluslararası top-
lumun devletimize gösterdiği güvenin ve milletimize
karşı beslediği dostluk ve sevgi duygularının yansı-
masıdır...”
Meclis Başkanı Köksal Toptan da olayı “Bu ba-
şarı dünya milletler camiasında ülkemize duyulan inan-
cı göstermesi bakımından büyük anlam taşımaktadır
ve hepimizi çok gururlandırmıştır” diye yorumluyor.
Peki bu çok mühim olay ne?
Olay, Türkiye’nin 2009 – 2010 dönemi için Avus-
turya, Meksika, Japonya ve Uganda ile birlikte, BM
Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliğine seçilmesi.
Bilindiği gibi BM Güvenlik Konseyi’nin onu geçici,
beşi daimi olmak üzere, on beş üyesi var. Geçici üye-
ler iki yıl görev yapıyorlar.
Ve her yıl beş üye yenileniyor. Bu yıl beş üyelik için
yedi aday vardı.
Amerika kıtasında Meksika, Afrika’da Uganda tek
başlarına aday olarak çıktılar. Yani kaç oy alırlarsa al-
sınlar, başka talip olmadığı için gireceklerdi.
Asya’da iki aday vardı, Japonya ve onun karşısın-
da, dünya siyaset sahnesindeki yalnızlığı bilinen
İran. Tabii ki İran’ın hiçbir şansı olamazdı, olmadı da...
Seçim Batı Avrupa bölgesinde önem taşıyordu.
Çünkü iki yer için üç aday vardı.
Bunlar Avusturya, Türkiye ve İzlanda idi. Başlan-
gıçta yüksek şansı olduğu bilinen İzlanda ekonomik
krizle çökünce sahnede iki aday kaldı. Türkiye ve
Avusturya ve tabii her ikisi de seçildi.
İşte Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı tarafından
göklere çıkarılan başarı olayı bu.
Koşullar göz önünde bulundurulduğunda çantada
keklik bir seçim. Eğer Türkiye BM Güvenlik Konse-
yi geçici temsilciliğine seçilmeseydi, büyük başarısızlık
olurdu. Ama seçilmek öyle abartılacak bir başarı de-
ğil.
BM Güvenlik Konseyi üyeliğinin önemi ne?
Güvenlik Konseyi’nin BM’nin en güçlü ve yetkili or-
ganı olduğu bu bağlamda kararları ancak tavsiye ni-
teliği taşıyan diğer organların tersine G.K’nin bağla-
yıcı kararlar aldığı bir gerçek. Kararların bağlayıcılığı
da, on beş üyenin dokuzu tarafından onaylanması ha-
linde oluyor.
Böyle bir organda yer almak tabii ki hiç önemsiz bir
olay değil. Ancak, işin bir de püf noktası var. 9/15 ora-
nı, ancak beş daimi üyeden (ABD, İngiltere, Fran-
sa,Rusya ve Çin) herhangi birinin karar karşısında ve-
tosunu kullanmaması halinde geçerli olabiliyor. Yok-
sa daimi üyelerden biri bile karşı çıkıp vetosunu kul-
lansa, hiçbir karar alınamıyor. Yani burada mekanizma,
“1”in “14” ü bile bloke edebilmesi esasına dayanıyor.
Bu yüzdendir ki BM Güvenlik Konseyi, tarihi bo-
yunca güvenlik ve barış konusunda ancak bir tane
önemli karar alabilmiştir. O da 1950 yılında Kore sa-
vaşına BM Barış Gücü askerleri gönderilmesidir.
Bu karar da bir rastlantı, daha doğrusu, SSCB’nin
diplomatik hatası yüzünden olmuştur. Sovyetler’in BM
delgesi toplantıları boykot etmekte, oturumlara ka-
tılmamaktaydı. ABD de bu durumdan yararlanarak
Sovyet delegesinin bulunmadığı oturumda kararı çı-
karmış, bulunmayan delege de veto hakkını kullan-
mayınca, bağlayıcı karar alınmıştı. Unutmayalım ki o
sırada Çin Halk Cumhuriyeti’nden henüz BM Güvenlik
Kurulu üyesi değildi ve veto hakkına sahip üye sayı-
sı da sadece dörttü.
Hemen belirteyim ki güvenlik ve barışı korumakla
yükümlü bulunan BM Güvenlik Konseyi’nin beş dai-
mi üyesi, silah üretimi ve satışında da, dünya sırala-
masında ilk beş sırayı alıyorlar. Daha doğrusu bir tek
Çin, Almanya’nın arkasından altıncı sırada bulunuyor.
İşte geçici üyeliğine seçildiğimiz için büyük başa-
rı nutukları attığımız BM Güvenlik Konseyi ve işleyiş
biçimiyle geçmişiyle böyle bir organ.
Hiç kuşkusuz orada olmak kötü değil. Özellikle bi-
zi ilgilendiren Kıbrıs gibi konular gündeme geldiğin-
de orada bulunmak yararlı.
Ama durumu abartarak, tarihte emsali görülmemiş
bir başarı gibi göstermek, biraz aşağılık kompleksi gi-
bi görünüyor.
İfrat (bir konuda fazla ileri gitmek) ile tefrit (bir ko-
nuda fazla geride kalmak) arasında kolan vurmak ne
yazık ki sağlıklı olmayan bir toplumsal haleti ruhiye
belirtisi.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Ergenekon davasõnõn ilk oturumunda yaşanan kargaşa nedeniyle bir arpa boyu yol alõnamadõ
Duruşmaarapsaçõnadöndüİstanbul Haber Servisi - Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi
(İP) Genel Başkanõ Doğu Perin-
çek’in de aralarõnda bulunduğu 46’sõ
tutuklu, 86 sanõğõn yargõlandõğõ Er-
genekon davasõ olaylõ başladõ. Avu-
katlar, tutuksuz sanõklar, gazeteciler ve
izleyiciler duruşma salonuna sõğma-
yõnca kargaşa yaşandõ ve davaya baş-
lanamadan ara verildi. Mahkeme he-
yeti aradan sonra, tutuklu ve tutuksuz
sanõklarõn ayrõ ayrõ yargõlanmasõnõ
kararlaştõrdõ. Duruşma 23 Ekim’e er-
telendi.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarõ
Yerleşkesi içinde, İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nce dün yapõlan
duruşmaya 46 tutuklu, 28 tutuksuz sa-
nõk ve avukatlarõ katõldõ. Duruşma sa-
lonunun kapõlarõ saat 10.05 sõralarõn-
da açõldõ. Avukatlar ve katõlõmcõlar üç
ayrõ aramadan geçerek duruşma salo-
nuna alõndõlar. Aramada bazõ gazete-
cilerin ayakkabõlarõnõn da çõkarõlma-
sõ dikkat çekti. Salona ilk önce Veli
Küçük, Kemal Kerinçsiz, Fikri Ka-
radağ, Doğu Perinçek’in de aralarõn-
da bulunduğu 46’sõ tutuklu, Kemal
Alemdaroğlu, Ayşe Asuman Özdemir,
Güler Kömürcü’nün de aralarõnda
bulunduğu 28 tutuksuz sanõk alõndõ.
Avukatlar tepki gösterdi
Avukatlar ise kapõda yaşanan yo-
ğunluk nedeniyle güçlükle içeri gi-
rebildi. Duruşma salonundaki yo-
ğunluk ve kargaşaya tepki gösteren
avukatlar, “Böyle yargılama yapı-
lamaz, cezaevi içinde yapılan yar-
gılama adil olamaz” diye bağõrdõ-
lar. Mahkeme başkanõ, “Salonu ra-
hatlatmak için tutuksuz sanıkla-
rı başka bir oturuma alsak” öne-
risi getirince de, bir avukat “yargı-
lama bölünemez” dedi. Sõkõyöne-
tim mahkemelerinde dahi böyle uy-
gulama görmediğini belirten başka
bir sanõk avukatõna, mahkeme baş-
kanõ, CMK’nin 250. maddesine gö-
re mahkeme salonunun belli kõstas-
larõnõn olduğunu anõmsatarak “Hiç-
birimiz bu şartlardan memnun
değiliz. Biz sıkıyönetim yargıcı
da değiliz. O düşüncenizi asla ka-
bul etmem. Fiili şartlar değişik
olabilir ama mahkeme yapılamaz
diye bir şey olmaz. Yargılamadan
kuşku duymayın” dedi. Tepkileri-
ni sürdüren avukatlar, adil yargõla-
manõn yapõlacağõ, fiziki koşullarõ uy-
gun bir mekân temin edilmesini is-
tediler.
Miting havasıyla yargılama
Tutuksuz yargõlanan gazetemiz
imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un
avukatõ Prof. Dr. Uğur Alacakap-
tan söz alarak “Bu koşullar altın-
da sağlıklı duruşma yapma ola-
nağı olmadığı ortada. Ne siz layı-
kıyla yargılama yapabilirsiniz ne
de biz savunma yapabiliriz. Bu
miting havası içinde adil yargı-
lanma hakkı en büyük yarayı al-
mış olur” diye konuştu. Bugünkü
duruşmanõn ertelenmesini isteyen
Alacakaptan, savunma makamõ ola-
rak uygun şartlarda taleplerini mah-
kemeye sunmak istediklerini anlat-
tõ. Tutuklu ve tutuksuz sanõklar ay-
rõlmadan davanõn görülmesi gerek-
tiğini söyledi. Bunun üzerine Mah-
keme Başkanõ, bu şartlara uygun İs-
tanbul’da başka duruşma salonu
bulamadõklarõnõ belirterek “Siz ne
kadar şikâyetçi iseniz biz, siz ol-
madan önce de şikâyetçiyiz” dedi.
Salondaki diğer avukatlar da, du-
ruşmanõn spor salonu gibi bir yerde
yapõlabileceğini dile getirdiler. Baş-
kanõn, yeni bir salonun temininin 2-
3 ay süreceğini söylemesi üzerine
söz alan avukatlar, duruşma salo-
nuna girerken avukatlõk kimlik kart-
larõnõn, bilgisayarlarõnõn ve cep te-
lefonlarõnõn alõnmasõna da tepki
gösterdiler. Tutuklu sanõk Aydın
Yüksek de, Zekeriya Öztürk’ün
avukatõ Yaşar Ağınsu’ya tepki gös-
tererek “Yeter be!” diye bağõrdõ.
Tepkiler ve yaşanan kargaşa sürer-
ken saat 10.40 gibi duruşma salonun
boşaltan mahkeme başkanõ, salonun
duruşma yapõlmasõna müsait olma-
dõğõnõn gözlendiğini ifade etti. Baş-
kan, bu durumun heyetce incelenip
karar verilmesi için duruşmaya ara
verdiğini açõkladõ.
Gerekçe güvenlik
Verilen aranõn ardõndan saat
13.30’da duruşmaya devam edildi.
Yargõlamanõn bundan sonra da Silivri
Cezaevi’ndeki duruşma salonunda
yapõlmasõna karar veren mahkeme he-
yeti, buna gerekçe olarak “kampus
içindeki güvenliğin sağlanmasının,
sanıkların cezaevinde bulunması ve
başka yerlere nakilleri durumunda
sağlık sorunları yaşayabilme ihti-
mallerini” gösterdi. Tutuksuz sanõk
ve vekillerini, daha sonra dinlemek
üzere salondan dõşarõ çõkaran mah-
keme heyeti, duruşma salonunun bi-
tişiğindeki alanõ da duruşma salonu
olarak kabul ederek izleyicileri bu ala-
na aldõ. Buraya daha sonra monitör
kurulmasõna karar verdi. Mahkeme
başkanõ, tutuksuz sanõklara “Hiçbir
hakkınız zayi olmayacak. Buna
emin olabilirsiniz. Size gerekli teb-
ligat en kısa zamanda yapılacak”
dedi. Mahkeme başkanõnõn anonsunun
ardõndan tutuksuz sanõklar, yakõnla-
Cumhuriyet avukatlarõnõn verdiği dilekçenin sonucu perşembe günü görüşülecek
Gazetemizin müdahil olma talebi
İstanbul Haber Servisi - Ga-
zetemiz avukatlarõnõn, Ergenekon
davasõna müdahil olarak katõlma
talebi 13. Ağõr Ceza Mahkemesi
heyeti tarafõndan perşembe günü
karar verileceği belirtildi. Gazete-
miz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ
İlhan Selçuk, Ergenekon davasõ
savcõlarõ hakkõnda davayla ilgisi
olmayan bilgilere iddianamede
yer verdikleri, kişilik haklarõna
saldõrõda bulunduklarõ gerekçe-
siyle dava açmõştõ. Gazetemizin
İmtiyaz Sahibi Cumhuriyet Vakfõ
ve gazetemizi yayõmlayan Yeni
Gün Haber Ajansõ da, “haksız it-
ham” ve “mesleki itibara saldı-
rı” gerekçeleriyle, soruşturmayõ
yürüten savcõlara açtõklarõ davada
100 bin YTL’lik tazminat tale-
binde bulunmuştu.
Soruşturma kapsamõnda sabaha
karşõ gözaltõna alõndõktan sonra
tutuksuz yargõlanmak üzere ser-
best bõrakõlan gazetemiz başyaza-
rõ Selçuk ile gazetenin imtiyaz
sahibi olan Cumhuriyet Vakfõ,
Ergenekon davasõyla ilgili iddia-
nameyi hazõrlayan Cumhuriyet
savcõlarõ Zekeriya Öz, Mehmet
Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın
aleyhine ayrõ ayrõ dava açtõlar.
Selçuk’un avukatlarõnõn İstanbul
7. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne
verdikleri dava dilekçesinde, sav-
cõlarõn davayla ilgili olmayan bil-
gilere iddianamede yer vererek
“Selçuk’u karalama ve küçük
düşürme”nin amaçlandõğõ ileri
sürülmüştü. Polis memurlarõnõn
Selçuk’a “İlhan abi” diye hitap
etmesinin bile savcõlar tarafõndan
“suç kanıtı” olarak gösterildiği-
nin vurgulandõğõ dilekçede, da-
vayla ilgisi olmayan, özel yaşamõ
ilgilendiren birçok konunun dos-
yaya konulduğunun altõ çizilmiş-
ti. Selçuk, maddi tazminat yerine
kararõn gazetelerde ilanen yayõm-
lanmasõnõ talep etmişti.
Gazetemizin İmtiyaz Sahibi
olan Cumhuriyet Vakfõ ile gaze-
teyi yayõmlayan Yeni Gün Haber
Ajansõ AŞ’nin tüzelkişiliği adõna
avukatlarõmõz Akın Atalay, Bü-
lent Utku ve Tora Pekin de sav-
cõlar aleyhine toplam 100 bin
YTL’lik manevi tazminat iste-
miyle İstanbul 3. Asliye Hukuk
Mahkemesi’ne dava açmõştõ. Taz-
minat davasõnõn dilekçesinde,
savcõlarõn sanki Ergenekon Dava-
sõ’nda Cumhuriyet gazetesinin
tüzelkişiliği yargõlanõyormuşçasõ-
na, gazeteye yönelik haksõz, hu-
kuka aykõrõ, ticari ve mesleki iti-
barõna saldõrõ oluşturan ithamlar-
da bulunulduğu belirtilmişti.
Avukatlar, ayrõca davaya müdahil
olmak için 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ne de başvurmuşlardõ.
rõ ve avukatlarõ salonu boşalttõ.
‘Yargıca güvenimiz yok’
Avukat Kemal Kerinçsiz ve
avukatõ ise üye yargõç Sedat Sami
Haşıloğlu’nun mahkeme heyetin-
den çekilmesini talep etti. Soruş-
turma kapsamõnda tutuklamalarõn
yüzde 40’õnõn bu yargõç tarafõndan
yapõldõğõnõ belirterek yargõca olan
güvenlerini yitirdiklerini sözlerine
eklediler. Avukat Kerinçsiz, mes-
leki çalõşmalarõ nedeniyle burada tu-
tuklu olduğunu belirterek şu anda
hem sanõk hem de müdafi sõfatõnõ
taşõdõğõnõ belirtti. Kerinçsiz, mah-
kemeden müdafi bölümüne geçerek
savunma görevini yapmasõnõ izin
vermesini istedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği İz-
mir Şubesi de, derneklerinin bazõ sa-
nõklar tarafõndan hedef gösterildi-
ğini belirterek müdahil olmak iste-
di.
Anayasa Mahkemesi
yargılamalı
Ulusal Kanal Genel Yayõn Yö-
netmeni Ferit İlsever’in avukatõ
Mehmet Cengiz, İP yöneticileri
hakkõnda iddianamede yer alan
suçlamalarõn siyasi parti çalõşmalarõ
kapsamõnda olduğuna dikkat çek-
ti. Cengiz, bu iddialarõn yargõla-
masõnõn Anayasa Mahkemesi tara-
fõndan yapõlmasõ gerektiğini be-
lirterek İP’liler hakkõndaki dosya-
nõn ayrõlarak Anayasa Mahkeme-
si’ne gönderilmesini istedi. Yargõ-
lama koşullarõnõ da eleştiren Cen-
giz, “Cezaevi duvarları arkasın-
da yargılama yapılması adil yar-
gılanma ilkesiyle bağdaşmaz. An-
cak Hitler Almanyası’nda görü-
lecek bir uygulama bu. Cezaevi
duvarları arkasında bu yargıla-
manın sürdürülmesi sanıklara
karşı psikolojik savaşın devamı-
na neden olur” dedi. Avukat Cen-
giz, davayõ izlemek üzere gelen ba-
zõ kişilere cezaevi kampusu çevre-
sinde yanlõş istikamete girdikleri ge-
rekçesiyle arkalarõndan 3 el ateş
edildiğini ileri sürdü. Yargõlamanõn
sanõk avukatlarõnõ, tutuklu tutuksuz
tüm sanõklarõ ve izleyicileri içine
alacak şekilde, fiziki şartlarõ uygun
olan bir mekânda, örneğin yargõya
tahsis edilecek herhangi bir spor sa-
lonunda yapõlmasõnõ talep etti.
‘Anayasa Mahkemesi’ne
emir veremezsiniz’
Söz alan tutuklu sanõklardan İP
Genel Başkanõ Perinçek de, İP’in
iddianamede suç örgütü olarak ni-
telendiğini belirterek “İddiaların
hepsi parti kapatma nedeni ola-
rak tanımlandı. Siz bu iddialara
bakamazsınız. Anayasa Mahke-
mesi’ne emir veremezsiniz. Ben
bu konuda kitap yazan tek hu-
kukçuyum. Bizimle ilgili belgeleri
Yargıtay’a yollayacaksınız. Hu-
kuka aykırı telefon dinlemeleri-
ni de yollayın. Biz hepsinin he-
sabını veririz” dedi. Mahkemenin
bu konuyu ciddiyetle incelemesini
isteyen Perinçek, İP’e ilişkin yar-
gõlamanõn Anayasa Mahkemesi ta-
rafõndan yapõlmasõ gerektiğine dik-
kat çekti.
H AB E R VE FO T O Ğ RAFL AR: HATİCE TUNCER, ÖZLEM GÜVEMLİ, HİLAL KÖSE, VEDAT ARIK
Prof. Şebnem Korur Fincancı, bazõ sanõklarõn
kendisi hakkõndaki kişisel verileri usule aykõrõ
edindikleri gerekçesiyle davaya katõlma talebinde
bulundu. İHD İstanbul Şubesi, Hukukçular Der-
neği de müdahil olma talebinde bulundu. Avukat
Siracettin Irmak, DTP’li milletvekilleri Ahmet
Türk, Akın Birdal, Sabahat Tuncel ve Diyar-
bakõr Belediye Başkanõ Osman Baydemir adõna
davaya müdahil olma dilekçesi sundu. Eşi Savaş
Buldan’õn ölümüne ilişkin Pervin Buldan’õn
müdahil olacağõnõ belirten Irmak, Musa Anter,
Silopi kayõplarõ diye bilinen Serdar Tanış ve
Ebubekir Deniz’in yakõnlarõnõn da davaya katõl-
ma taleplerinin olduğunu belirtti.
İ H D V E D T P ’ D E N M Ü D A H İ L O L M A T A L E B İ
‘Amaçtepkileriengellemek’
Silivri Cezaevi önünde toplanan yaklaşõk 2 bin 500 kişi, davanõn
burada görülmesinin çağdaşlõkla bağdaşmadõğõnõ belirtti
İstanbul Haber Servisi - Kamuo-
yunun uzun süredir heyecanla bekle-
diği Ergenekon davasõnõn görüldüğü
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarõ Yer-
leşkesi önünde dün sabah hayat erken
saatlerde başladõ. Çeşitli illerden oto-
büs ve özel araçlarõyla Silivri’ye ge-
len yaklaşõk 2 bin 500 kişi cezaevi
kampusu önünü panayõr yerine çevirdi.
Verimli bin dönümü aşkõn birinci de-
rece tarõm arazisi üzerine inşaa edilen
cezaevi kampusuna toprak yoldan
ulaşan yurttaşlar, su, yiyecek ve tuvalet
gibi temel ihtiyaçlarõnõ karşõlamakta
zorlandõlar.
Kampus önünde sabah 07.00 sõra-
larõnda toplanmaya başlayan grup,
Ergenekon soruşturmasõ sanõklarõna
destek sloganlarõ attõ. Grup, Gazete-
miz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ İlhan
Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski
Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve İş-
çi Partisi Genel Başkanõ Doğu Pe-
rinçek’in, Kanal Biz sahibi Tuncay
Özkan’õn fotoğraflarõnõn bulunduğu
pankartlar açtõ. Ergenekon soruştur-
masõ sürecindeki yayõnlarõyla dikkat
çeken Kanaltürk ve Samanyolu tel-
evizyonu da protesto edildi. Grup, Sa-
manyolu televizyonunun canlõ yayõn
aracõ önünde de bir süre sloganlar at-
tõ. Sanõk yakõnlarõ, davanõn kent mer-
kezinen bu denli uzaklõktaki bir tar-
ladaki cezaevinde görülmesine tepki
göstererek özetle şunlara söylediler:
“Davayı böylesine bir yere taşı-
yarak, bu davaya yönelik tepkiler,
protesto gösterileri engellenmek is-
tenmektedir. Çağdaş hiçbir ülkede
böylesine bir dava, böylesine bir
alanda görülmez ve görülmesi ka-
bul edilemez. Davanın cezaevinde
görülmesi sanıkları suçlu gibi gös-
termektedir. Bunu kesinlikle kabul
etmiyoruz. Bize ek külfetler çıka-
rarak sindirmek istiyorlar. Zaman
gerçek suçluları ortaya çıkaracak-
tır.”
Davayõ takip etmek için günler ön-
cesinde Silivri’de başta Trakya Grand
olmak üzere çeşitli otellerde karargâh
kuran yazõlõ ve görsel basõn, dün de ce-
zaevine gelen tutuksuz sanõk ve de-
mokratik kitle örgütü yöneticileri ve
temsilcileriyle görüşmek için birbir-
leriyle yarõştõlar.
Davanõn Silivri’de görüleceğinin
kesinleşmesinin ardõndan gazeteci-
lerin ve sivil toplum kuruluşu temsil-
cilerinin ihtiyaçlarõnõ karşõlayacakla-
rõ yönünde açõklamalarda bulunan
Silivri Belediyesi’nin ise hiçbir ha-
zõrlõğõnõn olmamasõ dikkat çekti. Kam-
pus önünde Türk bayraklarõ ve ay yõl-
dõzlõ atkõlarõn satõldõğõ standlar kuruldu.
İP’liler ise Doğu Perinçek’in ceza-
evinde yazdõğõ “Ergenekon ve Glad-
yo” adlõ kitabõnõ tanõtarak, satõşõnõ yap-
tõlar.
Cezaevi’nin önünde toplanan yurttaşlar sloganlarla tepkilerini gösterirken yoğun güvenlik önlemi dikkat çekti.