Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
21 EKİM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Başbakan’ın
Yumuşak Karnı
Başbakan, partisinin Kahramanmaraş ilçe
kongresinde, “Yolsuzluğu asla kabul etmedik
ve etmiyoruz. Bu işe bulaşmış arkadaşlar var-
sa, biz asla bu konuda taviz vermedik. Ver-
meyiz ve bir kısmını da partimizden ihraç et-
tik” diyor.
İktidar partisinde, özellikle mahalli idarelerde
yoğunlaşan yolsuzluk olaylarının giderek yaygın
hale gelmesinin Erdoğan’ı da rahatsız ettiği an-
laşılıyor. Bu haklı rahatsızlığı gidermek amacıy-
la parti örgütüne ve dolayısıyla kamuoyuna bu ko-
nuda AKP’yi aklamak amacına dayanan mesaj-
lar vermek, elbette genel başkanın vazgeçeme-
yeceği bir görevdir.
Ancak o mesajların doğru olup olmadığı ko-
nusunda yeni tartışmaların başlaması ve özellikle
yerel seçimlerin başlıca konuları arasında yer al-
ması da kaçınılmaz olacaktır.
Varan bir, Şaban Dişli olayı:
Erdoğan, partide yolsuzluğu asla kabul et-
medik derken, mesela yakın günlere kadar ge-
nel başkan yardımcısı kimliğini taşıyan Şaban
Dişli’nin bu görevinden ayrılmaya zorlanmasını
amaçlıyorsa, bir ölçüde doğruyu söylemektedir.
Ancak, yakın çalışma arkadaşının üzerindeki ya-
sama dokunulmazlığı zırhının çıkarılması için en
küçük bir çaba göstermedikçe, savcılar, CHP
Meclis Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğ-
lu’nun bu konuda bıkmadan kamuoyuna sun-
duğu suçlamalar için herhangi bir işlem başla-
tamadıklarına göre, Başbakan’ın Dişli için verdiği
taviz, bütün görkemi ile o yakın arkadaşı için ada-
let ile zanlı arasında bir koruma kalkanı olarak dur-
maktadır.
Varan iki, Dengir Bey’e yönelik suçlamalar:
Aynı iddialar, yine Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin bir
numaralı genel başkan yardımcısı ve Adana mil-
letvekili Dengir Mir Mehmet Fırat etrafındaki
suçlamaları için de geçerli değil midir? Kılıçda-
roğlu, çok kısa zaman içinde kendisini ülkenin en
ilgi duyulan politikacıları listesinin başına oturtan
çabaları arasında Fırat hakkında da bir hayali ih-
racat olayını ele almış, karşılıklı suçlamalar ve tar-
tışmaların üstü adeta örtülmek istenmiştir.
Ve varan 3:
Hele Deniz Feneri ile ilgili olarak Alman yar-
gısının Frankfurt’ta verdiği kararda vurgulanan
Türkiye’de başlıca sorumlu isimler arasında yer
alan Zahid Akman’dan, öncelikle RTÜK Baş-
kanlığı’ndan ayrılmasına yönelik istekler karşı-
sında, adı geçenin Başbakan’ın adını vererek gör-
evini sürdürmekteki direnci, Erdoğan’ın Kahra-
manmaraş kongresindeki yolsuzluk yapanlara
meydan okuyan sözlerini havada bırakmaktadır.
Kemal Kılçdaroğlu’nun adının yükselişi
Politikadaki başarıları tartışılmaz olan Recep
Tayyip Erdoğan, son yolsuzluk suçlamalarının ka-
muoyu üstündeki etkisini en doğru şekilde ölç-
mek istiyorsa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adının sa-
dece CHP içinde değil, yansız ya da başka par-
tilere yönelmiş seçmenler arasında da bıraktığı
etkiyi iyi izlemelidir. AKP’den çıkar sağlayan ki-
milerinin yazılarında, bizim seçmenlerimizin ço-
ğunluğunun yolsuzluklar karşısında yeterince du-
yarlı olmadığı yolunda yapılan gözlemler, eski sa-
ray dalkavuklarının padişahlara yönelik avuntu-
larını andırıyor.
Yolsuzluklara karşı gerçekten duyarlı olan yö-
neticiler o tür dalkavukların değil, halkın eğilim-
lerinin sözcüsü oldukları oranda ayakta kalırlar.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
‘Evlilik yaşı 14’e indirilsin’ önerisi kabul edilirse bazı tecavüzcüler cezadan kurtulacak.
Başörtüsü konusundaki karmaşanõn politikacõlarõn tutumu nedeniyle yaşandõğõnõ savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Alman Der Spiegel dergisine verdi-
ği demeçte “Bir kadının türban ta-
kıp takmaması kendi tercihidir.
Karmaşa, işe politikacıların karış-
ması ve bu konuyu kültürel bir
olay haline getirmeye çalışmalarıy-
la başlıyor” diyen Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, türbanla ilgili ulusal ve
uluslararasõ yargõ kararlarõnõ unuttu.
Gül’ün bir siyasi parti üyesi gibi ko-
nuşmasõnõn doğru olmadõğõnõ vurgu-
layan Anayasa Profesörü Erdoğan Te-
ziç, “Konu, doğrudan doğruya siyasi
simge haline gelmiş olan örtünme bi-
çiminin kamusal alanda kullanıla-
mayacağına ilişkin mahkeme kara-
rıdır” dedi.
Teziç, Gül’ün son değerlendirme-
lerinin tarafsõz bir cumhurbaşkanõndan
beklenmeyecek nitelikte olduğunu
belirterek, “Zira tarafsız bir ma-
kam, Türkiye’de sanki türban ya-
sağını, ki kendisi yer yer başörtüsü
diyor, sanki toplumun geneline yay-
gın bir yasakmış gibi sunuyor” di-
ye konuştu.
Türbanõn kamuda siyasilerin değil,
yargõ kurumlarõnõn kararlarõyla ya-
saklandõğõnõ anõmsatan Teziç, şöyle de-
vam etti: “Danıştay’ın, Anayasa
Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın ka-
rarlarıyla siyasi simge niteliğindeki
örtünme biçiminin kamusal alanda
kullanılması yasaklanmıştır. Bu-
nun kadar önemli olan, İnsan Hak-
ları Avrupa Mahkemesi’nin de ay-
nı yönde karar vermiş olmasıdır.
Cumhurbaşkanı, mahkeme içtihat-
larıyla, uluslararası ve ulusal yargı
kararlarıyla getirilmiş olan sınırla-
mayı, sanki genel olarak başörtüsü
yasağı gibi basına sunmuştur. Ken-
disinin de bu kararlarla bağlı olarak
daha açık, herkesin anlayacağı ve
mahkeme kararlarını gölgeleme-
yen bir açıklama yapması isabetli
olurdu. Çünkü bu mahkeme ka-
rarları, kurumları olduğu kadar
kişileri de bağlar. Sayın Cumhur-
başkanı da bu kararlarla bağlıdır.”
Konuya siyasilerce gündeme geti-
rilmiş kültürel bir olay gibi yaklaş-
manõn da yanlõş olacağõnõn altõnõ çizen
Prof. Dr. Teziç, “Konu, doğrudan
doğruya siyasi simge haline gelmiş
olan örtünme biçiminin kamusal
alanda kullanılamayacağına ilişkin
mahkeme kararıdır. Bu açık ve se-
çiktir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın
konuyla ilgili yeniden bir polemiğe
yol açmayacak bir açıklama yap-
ması, tarafsız bir makam olarak
kendisinden beklenirdi. Cumhur-
başkanı’nın, tarafsız bir makam
olarak yargı kararları karşısında bir
parti mensubu gibi yeni bir tartış-
ma açması isabetli olmamıştır” di-
ye konuştu.
Gül, dergiyle yaptõğõ söyleşide tür-
ban tartõşmalarõyla ilgili soruya şu
yanõtõ vermişti: “Görevim nedeniyle
parti politikası yapamam. Türban
tartışması, Türkiye’nin demokra-
tikleşmesi ile ilgili. Benim ülkem, la-
ik ve demokratik bir ülke. Bir ka-
dının türban takıp takmaması ken-
di tercihidir. Ayrıca, ailelerde bu ko-
nuda büyük bir karmaşa yaratıl-
mıyor. Karmaşa, işe politikacıların
karışması ve bu konuyu kültürel bir
olay haline getirmeye çalışmalarıy-
la başlıyor.” Gül, “Ancak, bazı
Türkler, bunu hükümetin Türki-
ye’yi İslamlaştıracağına dair bir
delil olarak görüyor” anõmsatmasõ
üzerine, “Ben bunu böyle görmü-
yorum. Biz türban düzenlemesinde
ifade ve din özgürlüğünü de içeren
Avrupa kriterlerini dikkate alıyo-
ruz” demişti.
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Der Spiegel’e verdiği demeçte türban konusundaki yargõ kararlarõnõ
görmezden gelerek sorunu politikacõlarõn tumumuna bağlayan Gül’ün tavrõnõn tarafsõz bir
cumhurbaşkanõndan beklenmeyecek nitelikte olduğunu söyledi. Türbanõn bağõmsõz ulusal ve
uluslararasõ yargõ kararlarõyla kamusal alanda yasaklandõğõnõn altõnõ çizen Teziç,
“Cumhurbaşkanõ’nõn, tarafsõz bir makam olarak yargõ kararlarõ karşõsõnda bir parti mensubu
gibi yeni bir tartõşma açmasõ isabetli olmamõştõr” dedi.
‘Bağımsız
adaylık daha
şık olur’
Murat Karayalçõn’õn Ankara Anakent
Belediye Başkanlõğõ adaylõğõnõ
yorumlayan DSP lideri Zeki Sezer, “CHP
adaylõğõ değil. Solun ortak adayõ olarak,
sağõ da kucaklayabilecek biçimde bir
projeyle ortaya çõkabilirse Ankara’nõn
belediye başkanõ olur, olabilir” dedi.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
CHP’den Ankara ana-
kent belediye başkan
adayõ olmaya hazõrla-
nan SHP Genel Baş-
kanõ Murat Karayal-
çın, bugün DSP Genel
Başkanõ Zeki Sezer’i
ziyaret ederek destek
arayacak. Sezer ise
“Karayalçın’ın ba-
ğımsız adaylığının da-
ha şık olacağını, sa-
dece ‘otobüs kalkõyor’
formülüyle sonuç alı-
namayacağını” sa-
vundu.
Karayalçõn, Ankara
belediye başkan aday-
lõğõ için hem solda,
hem de sağda destek
arayacak. Karayalçõn
bu kapsamda bugün
ilk olarak DSP Genel
Başkanõ Zeki Sezer’le
bir araya gelecek. Se-
zer, bu görüşme önce-
sinde dün NTV’nin so-
rularõnõ yanõtlarken
“Tek bir partiden
aday gösterilmesi sa-
kıncalı olabilir. Ba-
ğımsız aday olursa,
Ankara’yı AKP’den
kurtarabiliriz. Keşke
bağımsız olsaydı, da-
ha şık olurdu. Ba-
ğımsız sol aday olur-
sa mutlaka kazana-
caktır” dedi.
T ü r k i y e ’ n i n
AKP’den kurtulmasõ
için doğru formüller or-
taya konmasõ gerekti-
ğini bildiren Sezer şu
görüşleri dile getirdi:
“22 Temmuz’da CHP
ile işbirliği yaptık. Bu,
AKP iktidarından
Türkiye’yi kurtar-
maya yetmedi, tersine
AKP yüzde 34’ten
yüzde 47’ye çıktı. O iş-
birliği ile ilgili piş-
manlığımız, kırgınlı-
ğımız yok. Ama bu-
günün koşullarında
artık toplumun geniş
kesimlerinden oy ala-
bilecek bir formül ol-
malı. Mülkiyetçi poli-
kalardan vazgeçebi-
lirsek, AKP’den değil,
birbirimizden kurtul-
ma amacını taşıyan
politikalardan vaze-
çebilirsek sonuç ala-
biliriz. Ben büyük
partiyim, otobüs kal-
kıyor, gelen gelir man-
tığıyla bu iş olmuyor,
gördük. Sayın Kara-
yalçın önemli bir isim,
onun ismiyle ama baş-
ka kesimlerden de, sa-
ğa gitmiş seçmenden
de oy alabilecek bir
yapıyı ortaya çıkar-
mak lazım. Bu, CHP
adaylığı değil. Solun
ortak adayı olarak,
sağı da kucaklayabi-
lecek biçimde bir pro-
jeyle ortaya çıkabi-
lirse Ankara’nın be-
lediye başkanı olur,
olabilir. Ben büyük
partiyim, otobüs kal-
kıyor, laiklik de el-
den gidiyor, herkes
bana gelmek zorunda
tavrı , AKP’den değil,
bizden kurtulma tav-
rıdır.”
DEMİRAĞ’IN GÖREVDEN ALINMASI
Köşk: Gerekçeyi
biz hazõrlamadõk
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanlõğõ
Genel Sekreterliği,
Gümrük Teftiş Kuru-
lu Başkanõ Erdener
Demirağ’õn görevden
alõnmasõna ilişkin ka-
rarnamesini, yasada
“olmayan gerekçe-
ye” dayanarak imza-
ladõğõ yönündeki ha-
beri yalanladõ.
Gazetemizin 14
Ekim tarihli sayõsõnda
yayõmlanan “Gül’den
yasadışı gerekçe”
başlõklõ habere ilişkin
yapõlan yazõlõ açõkla-
mada, müşterek ka-
rarnamelerin, bakanlõk
tarafõndan hazõrlana-
rak bakan ve başbakan
tarafõndan imzalan-
dõktan sonra Cumhur-
başkanõ’nõn imzasõna
sunulan idari işlemler
olduğu anõmsatõldõ. Bu
işlemlerin hazõrlan-
masõnda belirli usul
ve ilkelere uyulduğu
belirtilen açõklamada,
bunlardan birinin de
kararnameye bir bi-
yografi ve gerekçe for-
mu eklenmesi olduğu
dile getirildi.
Açõklamada, şöyle
denildi:
“Habere konu olan
kişinin görevden
alınmasına ilişkin ge-
rekçe de mezkur
formda belirtilmek-
tedir. Sayın Cum-
hurbaşkanımızın,
imzasına sunulan ka-
rarnameye ekli
formdaki gerekçeni-
nin dışında başka bir
gerekçeyle tasarruf-
ta bulunması söz ko-
nusu olamaz. Form-
da belirtilen gerek-
çeye yönelik değer-
lendirmenin, ilgili ta-
rafından açılan da-
vada idare mahke-
mesince yapılacağı
açıktır. Ayrıca, ha-
berde iddia edilenin
aksine Bilgi Edinme
Hakkı Kanunu çer-
çevesinde başvuran
ilgiliye bir gerekçe
bildirilmemiş, sadece
kararnamenin ekin-
de Cumhurbaşkan-
lığı’na sunulan biyo-
grafi ve gerekçe for-
munun bir sureti
gönderilmiştir.”
Bahçeli, seçim startını verdi
AYŞE SAYIN
ANKARA - MHP’nin yerel seçim
stratejisinin masaya yatõrõldõğõ 3 günlük
Kõzõlcahamam kampõnda, bütün yerler-
den aday çõkarõlmasõ, parti tabanõnõn ya-
nõ sõra “hırsız” ve “bölücü olmaması”
koşuluyla, merkez sağdan ve soldan
isimlerin aday gösterilmesi kararlaştõrõl-
dõ. Basõna kapalõ yapõlan toplantõlarla il-
gili açõklama yapmayan Bahçeli’nin bu-
günkü grup toplantõsõnda alõnan kararlarla
ilgili bilgi vermesi bekleniyor.
Edinilen bilgiye göre toplantõda ilk
olarak grup başkanvekilleri Mehmet
Şandır ve Oktay Vural, Meclis gru-
bunun çalõşmalarõyla ilgili bilgi ver-
dikten sonra, grubun performansõ de-
ğerlendirildi.
Merkez sağda ve solda “adres ara-
yan” seçmen bulunduğu değerlendir-
mesinin yapõldõğõ toplantõda, bulun-
duklarõ bölgelerde deneyimli, merkez
sağ ve soldan isimlerin de MHP’den
aday gösterilmesi görüşü ağõrlõk kazandõ.
Edinilen bilgiye göre Bahçeli, bu tür
isimlerin siyasete devam etmek istemesi
durumunda “kapıları açık tutacakla-
rını” belirterek partililere, “sağınıza, so-
lunuza bakın, bizim ilkelerimize ters
düşmeyen herkesi kucaklayın” tali-
matõ verdiği öğrenildi.
Bahçeli’nin adaylar konusunda “yol-
suzluklara, hırsızlığa bulaşmamış ol-
ması” ve “bölücü faaliyette bulun-
mamış” olmasõ koşuluna sõkõ sõkõ uyul-
masõnõ istediği bildirildi.
Bahçeli, toplantõda son dönemde kö-
rüklenmeye çalõşõlan “Türk-Kürt ça-
tışması”na dikkat çekerek, Türkiye’nin
“kaos” ortamõna itilmek istendiğini
söyledi. Edinilen bilgiye göre Bahçeli
şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye,
sosyal çatışmaya sürüklenmek iste-
niyor. Dışarıdaki odaklar kadar içe-
rideki yardakçılar da bunu hedef
olarak benimsemiştir. MHP, dışarı-
da yazılan bu senaryonun oyuncusu
olmayacaktır. MHP’yi kimse iç ça-
tışmada kullanamayacaktır. Biz, ül-
kemizin çatışarak değil kucaklaşarak,
bütünleşmesinden yanayız.”
Nutuk üzerinden Osmanlõca övgüsüA N K A R A
(Cumhuriyet
Bürosu) - Baş-
bakan Recep
Tayyip Erdo-
ğan, “Üzülerek
ifade etmek isti-
yorum ki; dili-
miz bugün hoy-
rat bir saldırıyla
yüz yüzedir” de-
di. Başbakan Er-
doğan, 6. Ulus-
lararasõ Türk Dil
Kurultayõ’nõn açõ-
lõşõnda yaptõğõ ko-
nuşmaya, dün İstanbul’da top-
rağa verilen şair-yazar Fazıl
Hüsnü Dağlarca’yõ anarak
başladõ. Dağlarca’nõn dünya şi-
ir tarihinde eşi görülmemiş
bir birikim bõraktõğõnõ belirten
Erdoğan, “İnanıyorum ki za-
rif şiiri, temiz Türkçesi ile
Dağlarca’nın sesi yüzyıllar
boyu bu dağlarda, bu ova-
larda, bu şehirlerde yankı-
lanacak, gelecek nesilleri ay-
dınlatmaya devam edecek-
tir” dedi.
Erdoğan, bugün Türk Dil
Kurumu’nu kuran Mustafa
Kemal Atatürk’ün “Nutuk”
adlõ eserini ya da İstiklal Mar-
şõ’nõ yazan Mehmet Akif’in
“Safahat” adlõ eserini anla-
makta bile güçlük çeken ne-
sillerin, medeniyet iddiasõn-
daki herkesi düşünceye sevk
etmek zorunda olduğunu be-
lirtti. Erdoğan, “Dilimiz bu-
gün hoyrat bir saldırıyla
yüz yüzedir. Özellikle med-
ya ve sanal âlemin kontrol-
süzlüğü dilimiz Türkçe’nin
ve diğer dillerin geleceği adı-
na kaygı vericidir” ifadesini
kullandõ.
Başbakan Erdoğan, konuş-
masõnõn ardõndan 617 bin ke-
limelik sanal Büyük Türkçe
Sözlüğü internette kullanõma
açtõ. Törende daha sonra Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül,
Türk diline yaptõklarõ katkõ-
lardan dolayõ Türkiye Cum-
huriyeti Liyakat Nişanõ’na la-
yõk bulunan İsveçli Prof. Dr.
Lars Johanson, Macar Prof.
Dr. Andreas Ronatas ve Rus
Prof. Dr. Viktor Guzev’e ni-
şanlarõnõ taktõ ve beratlarõnõ
verdi. Üç bilim adamõ daha
sonra Türkçe olarak birer te-
şekkür konuşmasõ yaptõ.
Öte yandan Dil Derneği Baş-
kanõ Sevgi Özel yaptõğõ açõk-
lamada “sadeleştirme” konu-
suna değindi. Özel, “AKP’li
Necat Birinci, Türkçedeki bo-
zulmayla ilgili olarak
TBMM’de oluşturulan ko-
misyonda, ‘Söylevi sadeleş-
tirmek cinayettir’ demişti. Yü-
ce Önder Atatürk’ün Gençli-
ğe Hitabesi, Milli Eğitim Ba-
kanlığı’nın (MEB) sitesinde
de Türkçeleştirilmiş olarak
yer alıyor. MEB cinayete or-
tak mı oluyor” dedi.
Gerekçeli
karar
haftası
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanõ Ha-
şim Kılıç, AKP hakkõn-
daki kapatma davasõ ile
türbanõn üniversitelerde
serbest bõrakõlmasõna yö-
nelik anayasa değişikliği-
nin iptal gerekçelerinin
perşembe ya da cuma gü-
nü Resmi Gazete’de ya-
yõmlanabileceğini bildir-
di.
Kõlõç, Radikal Gazetesi
Ankara Temsilcisi Murat
Yetkin’e gündeme ilişkin
açõklamalarda bulundu.
AKP hakkõndaki gerekçe-
li karar için Ergenekon
davasõnõn ikinci iddiana-
mesinin açõklanmasõnõn
beklendiği iddialarõnõ ya-
lanlayan Kõlõç şunlarõ söy-
ledi: “Türban davasın-
daki karara muhalefeti-
mi yazıyorum. O bitince
de AKP davasındaki ka-
rara muhalefetimi yaz-
maya başlayacağım. Ge-
rekçeli kararlardaki asıl
metnin yazımının ta-
mamlandığı doğru. An-
cak muhalefet yazıların-
dan sonra imzalayıp Res-
mi Gazete’ye göndere-
ceğim.”
Gül’üntürbançarpõtmasõ
Türkiye’nin ‘sosyal çatõşmaya’ sürüklenmek istendiğini belirten MHP lideri, partilileri
uyardõ; sağdan ve soldan ilkelerine uyan isimlerle ortak hareket edebileceklerini söyledi
ZEKİ SEZER’İN TAVRI AKP DAVASI
ERDOĞAN, 6. ULUSLARARASI TÜRK DİL KURULTAYI’NDA KONUŞMA YAPTI