19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4- Cumhuriyef SPOR Eczacıbaşı ve Yüzyıl Işıl Okullarrnın işbirliğinde Başarılı oyunculara burs czacıbaşı Spor Kulübü ve Yüzyıl 'Ş'l Okulları başarılı voleybolculara öğrenim olanağı sağlıyor. Sportrf başarılannın yanısıra, eğitimlerinde de aynı devamlılığı sağlayan öğrencilere spor-eğitim etkinliği kapsamında burs veriliyor. Yetenekli gençleri Türk voleyboluna kazandırmak için attyapı çalışmalannı sürdüren Eczacıbaşı Spor Kulübü, Yüzyıl Işıl Okullan ile yeni bir projeye imza atıyor. Yetenekli genç voleybolculara Yüzyıl Işıl Okullan'nda burslu okuma ve Eczacıbaşı Spor Kulübü'nün altyapısında yetişme olanağı sağlayan proje, sporun gençler için özendirici olmasını hedefliyor. Eğitim ve sporu bir arada sürdüren burslu öğrencilerde voleybol yeteneği dışında, ders başansı da göz önünde tutuluyor. Proje kapsamında 2003-2004 eğitim dönemi boyunca Yüzyıl Işıl Okullan'nda burslu olarak okuyan 10 öğrenci Eczacıbaşı Spor Kulübü tarafından yurt çapında yapılan taramalar sonucunda seçildi. Eczacıbaşı Spor Kulübü Altyapı Direktörü Mehmet Bedestenlioğlu, küçük ve genç kızlara voleybol sporunu öğretirken, onlann tüm yaşamlan boyunca yaşam kalitelerini ve başarılarını artıracak, spor kültürünü ve sportif vücut yapısını kazanmalannı amaçladıklannı belirterek, "Biziki kunımun ortaklaşa bir platformda başanya ulaşacağını umuyoruz. 2003-2004 eğitim dönemi başında kunılan Yıldız Kız Voleybol Takımı'nın kazandığı Türkiye ikinciliği, Genç Kız Takımı'nın önümüzdekiyıllarda alacağı başanlann bir göstergesidir. Hedefimiz 2006 yılında Türkiye Şampiyonu olarak Dünya Şampiyonası'na katılmak" diye konuştu. Yaptıklan bu organizasyonla gençlerin başanfannı daha da arttıracaklarını belirten Bedestenlioğlu, ders ve antrenmanın bir arada yürüdüğünü ve Yüzyıl Işıl Okullan'nda voleybol bursu ile okuyan 10 öğrenciden 9'unun Eczacıbaşı Spor Kulübü'nde oynadığını anlattı. Burs alan voleybolcuların bunu sürdürebilmeleri ve takımda kalmalan için derslerinde başanlannı devam ettirmeleri gerekiyor. Organizatör Hasan Epirden, yeni bir düzenlemenin gerekliliğini savunuyor laj voleybolu federasyon olsun Son13 yıldır da Epirden Plaj Voleybolu'n un organizatöri üğü-nü yapıyor. Hasan Epirden renkli kişiliği voleybola olan tutkusu ilebu sporun vazgeçilmez renklerinden biri... ELENADEMtRYÜREK zun yıllannı voleybo- 'a adamış bir adam. Onu tanıyanlar bilir- ler; eşiyle birlikte plaj voleybolu için canını dişinetakarcasınca ça- lışryor. Son 13 yıldır da Epirden Plaj Voleybolu'nun organizatörlü- ğünü yapıyor. Hasan Epirden renkli kişiliği voleybola olan tutku- su ile bu sporun vazgeçilmez renk- lerinden biri... - Bu organizasyonu dü- zenlemek nereden aklınıza gel- di? - Plaj voleybolunun temelin- de 1960'lar yatıyor. Bu düşünce- lerTürk voleybolunun önde gelen isimleriyle plaj voleybolunun dün- yaya da ilk yayıldığı yıllarda orta- ya çıkmıştı. 13 yıl önce de bu or- ganizasyonu düzenlemeye başla- dık. - Salon ve plaj voleybolu arasında ne gibi farklar bulunu- yor? - Plaj voleybolu, salonda oy- nanandan çok farklıdır. Çünkü beş kişinin sorumluluğunu sadece iki kişi taşıyor. Partnerinize güven- meniz gerekir, onun da size... Sa- lon voleybolu 9x9 metrekarelik bir alanda oynanır ve 6 kişi bu alanı kaplar. Bakıldığı zaman herkesin koruması gereken alan bellidir. Ama plaj voleybolunda 8x8 met- rekarelik bir alanda sadece iki ki- şisiniz. Aynca tepenizde ve aya- ğtnızın altında gittikçeartan birsı- caklıklavebazen deolumsuzetki eden rüzgarla mücadele edersiniz. Hava her an değişebilir, güneş Turnuvada Hasan Epirden'in en büyük destekçisi sporcular.(Fotoğraf:HAKAN ÇAĞLAK) çarpabilir. Siz ve oyun arkadaşı- nız hem libero hem pasör, hem pasör çaprazı olmalısınız. - Plaj ve salon voleybof- cusu sizce ayn mı olmalı? - Plaj ve salon voleybolu oy- nayan sporculann birbirlerinden aynlmalan gerekir. Çünkü bunlar aynı karından doğmuş ama fark- lı alanlara kaymış sporlar. Bu ne- denle de farklı bir alanda incelen- mesi gerekiyor. Sporcular için de aynı şey söz konusu... Plaj voley- bolunun ayrı hakemleri, antrenör- leri, sporculan olmalı. - Plaj voleybolunun geliş- mesi için neler yapılmalı? - Plaj voleybolunun ayn bir federasyonu olmalı. Çünkü voley- bol federasyonunda kaldığı süre- ce hep ikinci sınrf vatandaş ola- cak... Ayrı bir federasyonu olma- lı ve başkanı da kumdan gelmeli. Durmaksızın araştırma yapmalı plaj voleybolunu ileriye nasıl gö- türeceğini düşünmeli. Ayn birsis- temi, bütçesi ve disiplini olmalı. Hatta federasyon Antalya gibi ku- mun plajın çok olduğu bir mer- kezde görev yapmalı ki başkan kumdan uzak kalmasın. - Plaj voleybolunun yayıl- ması için neler gerekli? - Bu etk/nlığin ülke geneline yayılması için pilot bölgelerseçil- meli. örneğin Samsun, Marma- ra'da Istanbul, Ege'de Dalaman Sangerme, Kuşadası Davutlu, An- talya'da Konyaattı, Lara ki burası dünyada plaj voleybolunun sayı- lı yerlerinden biri, hem enine hem de boyuna bir kumu var. Ormanın içinde bile kuma rastlayabiliyorsu- nuz. Budabulunmazbırözellik... Güney Doğu'da da bu etkinlikler devam ettirilebilir. Böylece dört mevsimi yaşayan ülkemızde plaj voleybolu da yılın her ayı yapıla- bilir. - Voleybolun geleceğini nasıl buluyorsunuz? - Voleybolda altyapı sorunu- muz var. ilköğretim çağmdaki ço- cuklanmızda yayılması gerekirken buna fazla önem verilmryor. Minik- lerde ve yıldızlarda pilot bölgeler seçilmeli. Oralarda çalışmalar hız- landırılmalı ama miniklerde voley- bol yetersiz çünkü lig bir ayda bi- tiyor. DUAYENLERE BÜYÜK ONUR - Neden basının duayenlerine ödül verme ihtiyacı duydunuz? - Bu sezon Epirden Voleybolu'nun kupalarını basında bu spora kendini adamış duayenlere verme karan aldık. Çünkü 13 yıldır bu organizasyonu yapıyorum. Eğer ilk zamanlarda böyle bir kupa verseydik yanlış anlaşılabilirdi. Ama bence önemli olan insanlar hayattayken onlara yaptıklan iyi ışlerden dolayı teşekkür etmektir. Öldükten sonra insanlan idolleştirmek pek de doğru gelmiyor bana... Bu organizasyonda Celal Oemirbilek, Alev Anakök, Mustafa Sarıipek, Enver Bağlarbaşı, Aylin Üstündağ, Cengiz Tokgöz, Ebru Çıdal, Ragıp Tekin adına kupalar veriliyor. Federasyon başkanı olmak kişilere gurur verir. Onur kazandınr. Ama "ben vo- leybola federasyon başkanı olarak hizmet ettim. Türkiye'ye Avrupa ikinciliği yaşat- tım" demek herkesin kolay kolay elde edemeyeceği bir şanstır. Bu başarıyı yaka- lamış, böylesine mesafe kaydetmiş birbaş- kanın sinirli ve de dertli olması düşündürü- cüdür. Başkan Hüsnü Can her fırsatta ba- sın toplantısı düzenliyor, birilerini işaret edi- yor. Son olarak "lafla yol gösterenler çok" dedi. Ve o kişileri şiddetle kınadı. Olaylara bu denli duyarlı olan başkan Can'ın, Ulusal Bayan Takımı'nın bağımsız antrenörü Re- şat Yazıcıoğullan'nın, ulusal takımı bir ku- lüp takımıyla paylaşmasına neden böyle duyarsız kalıyor, niçin suskun duruyor an- lamıyorum! Federasyonun futboldaki, bas- ketboldaki uygulamayı yapmamasına şa- şıyorum. Ve daha önce bu sütunlarda sor- duğum ancak yanrtını alamadığım sorulara şimdi bu soruyu ekliyorum. Sizi dinliyorum bay başkan. Ulusal takım mesaisi artık belirii za- manla sınırlı değildir. Teknik patron yıllık ça- lışma programını uygularken sadece ve sa- dece ulusaltakımı düşünmekzorundadır. Siz Avrupa ikinciliği apoletini takmış olsanız bi- le ulusaJ takımı bir kulübün antrenörfüğüy- le paylaşmaya kalktığınızda size söylenme- si gerekecek ilk söz, "tercihiniyap" olma- fctır. Federasyon ortaya bir görev planı, bir hizmet politikası koyacak bağımsız birant- renörle yola devam etmelidir. Arayışa bir an önce başlamalıdır. Bilinmelidir ki geçmiş hizmetleri, gücü ve adı her ne olursa olsun hiç bir antrenör ulusal takım ile kulüp takı- mını birlikte yönlendirmeyi düşünmemelidir. Hiçbir çalıştıncıya günümüzün voleybolun- da, daha doğrusu sporun herhangi bir da- lında bu koşullarda vize verilmez, verilme- melidir. Işte bu nedenle ulusal takımların ba- şına tüm voleybol camiasının saygı duya- cağt antrenörleri getirmek başkanın başlı- ca görevidir. Avrupa ikincisi ulusal bayan takımını yeni hedeflere, altın doruklara ta- şıyacak, en iyi hizmeti verecek bağımsız antrenörü bulmak federasyonun önde ge- len görevidir. Bunun gerçekleşmesini mad- di olanakların engellediğini söylemenin, pa- ramız yok demenin arkasına sığınmak yıl- lardan beri kendi kendimize yarattığımız bir bahanedir. Son günlerde kamuoyunu fazlas/yla işgal eden Chackova olayının kopardığı kı- Mantık Böyle Diyor! yamet, yapılan kavga ne kadar komikse ye- ni sınavlar arifesindekı bayan takımda baş- gösteren antrenör problemi de o denli yıp- ratıcıdır. Ben Chackova olayında başkan Can'ın hırpalanmasını doğru bulmuyorum. Voleybol Federasyonu Natalia Hanikoğlu- Chackova Kılıç seçiminde Natalia'dan ya- na tercih koymuştur. Doğru-yanlış tartışa- bilirsiniz. Ancak ortada bir strateji yoklu- ğundan asla söz edemezsiniz. O olaydan ders çıkanlmalı, alınmalıdır. Ama o icraatı ger- çekleştiren başkan Can, ulusal takımın ant- renör sorununun çözümünü bir başka ba- hara uzatmamalıdır. Seçim hemen yapılma- lıdır ki Chackova olayındaki kararlılıktan sö- zedebilelim diyorum. Ulusal erkek takımına gelince! Arçelik'te teknik danışman Goran Gajic'in "kendisi- ni smaçör olarak düşünmüyorum. Ya libe- ro olarak sözleşme imzalar. Kabul etmedi- ği taktirde çeker gider" dediği Barış'ın li- derliğındeki ulusal takım, Avrupa Ligi final- lerine katılamadı. Arçelik'teki mecburi libe- roluktan sonra transferyaptığı Fenerbahçe'de tekrar smaçörlüğe dönen, ulusal takımda da bu görevi yapan ve de en iyi smaçör seçi- len Banş ile gençlerden oluşan ulusal takım için bu sonucu sakın başarısızlık olarak ka- bul etmeyiniz. Yeni ulusal takım grubunda- ki Rusya'yı, Çek Cumhuriyeti'ni, Hırvatistan'ı yenme başansını göstermiştir. Rakiplerin kadrosu için "Şöyle idi, Böyle idi!" diye söy- lentilerte zaferlere gölge düşürmeye kalkmak geçerli sözler değildir. Evet grubumuzda Rusya'nın, Çek Cumhuriyeti'nin ardından üçüncü olduk. Hırvatistan sonuncu sırada kaldı. Diğergrup- ta Hollanda birinci, Almanya ikinci, Finlan- diya üçüncü, Slovakya dördüncü oldu. Tem- muz ayında Çek Cumhuriyet/'nde Rusya, Çek Cumhuriyeti, Hollanda. Almanya takımları arasında finalleryapılacak. Eğerbufinallere yükselebilseydik kârlı çıkacaktık düşün- cesini taşıyorum. Ulusal takımın orada Hol- landa ve Almanya ile yapacağı maçlar bize gelecek için önemli bilgiler kazandıracaktı. Bu fırsatı kaçırdığımız için üzülmeliyiz. Yer- ni jenerasyonun güçlü bir pasör çaprazı ya da 4 numara takviyesi ile 2005 Mayıs ayın- daTürkiye'yiAvrupa Birinci Ligi'netekraryük- seltmesini beklemek, hayalcilik değildir. Bunu düşlerken antrenör coach Nedim Öz- bey'in üstündeki kulüp formasını çıkarıp bağımsız antrenör olarak ulusal takımın başında kalmasında isabetlik vardır düşün- cemde ısrar ediyorum. Avrupa Ligi Yoğun bir ulusal maç progra- mı erkekler için şımdılik bittı. Bahar Kupası, Avrupa ügi ve Avrupa Şam- piyonası 2. lig grup maçlan oynayan takımımız orta sevıye bir başanyla bu maratonu tamamladı. Orta diyo- rum, çunkü ben Avrupa Şampiyona- sı 2. lig grup maçlannda oynadığı- mız Azerbaycan, Kıbns Rum kesi- mi ve Danimarka maçlannın üçü- nü de kazanmayı umut edıyor- dum. Danimarka yenilgisi bu neden- le bende biraz burukluk yarat- tı. Bu grupta işimiz 2005 yılında Tür- kiye'de oynayacağımız üçlü maç ma- ratonuna kaldı. İkinci Danimarka ma- çında yaşanabılecek bir kriz, bı- zi iki yıl daha 2.ligde bekle- tir. Çok iyi hazırlanmamız ve kesın- likle bu takım kadrosundan taviz ver- mememiz gerekir. Çünkü iki yıl ön- ce Türkiye'de oynadığımız ve düşme- mıze neden olan maçlarda kadro ta- vizi verilmiş ve üç maçın üçü de kay- bedılerek küme düşülmüştü. Kad- roda taviz vermek yok, aynı kad- ro ile yola devam, basının yapaca- ğı şu olsa bu olsa onerilerine de ku- laklannızı tıkayın. Bildiğiniz yol, en kı- sa ve doğru olan yoldur. Bültendeki yanlış Avrupa Ligi maçlan ıse çok ba- şanlı başlayıp ancak sonunu getire- mediğimiz bir tumuva oldu. Bir bül- tende yapılan, yanlış yazılımın yarat- tığı karmaşık durum turnuva sonra- sında çok tartışıldı. Federasyonu- muz hatayı Avrupa Konfederasyonu (CEV) üzerine atmak ıstese de ken- disinin de tumuva öncesinde yazılım- dan kaynaklanan bu hatayı fark edip CEV ile görüşmesi gerekirdi. Konu- yu bilmeyenler bu yazdıklanmı anla- mayacaklan için özetliyorum. Avrupa ügi kurallannı belirleyen Kural Kitabı (Handbook) içerisinde finale çıkacak takımlann açıklaması şöyle; ev sahibi takım, grup birincı- leri ve iki grupta averajı en iyi olan en iyi ikinci, finallere katılır. Bu pek çok Avrupa Şampiyonası'nda uygulanan kuraldır. Finali organize eden ülkenin kendi evindefinallerdeolması normal- dir. Handbook'un yayımlanmasın- dan ve CD rom olarak bütün katılım- cılara göndenlmesinden sonra (an- cak tumuva başlamadan önce) ya- yınlanan bir bültende, (Offidal Bul-' letin) finale katılacaklar için grup bir ve ikincileri yazılmış, yani CEV hata yapmış. Bizim federasyonumuz ve ta- kım yöneticilerimiz, bu hatalar tumu- va öncesinde olmasına karşın duru- mu fark edememış. Olayı fark ettik- lerinde 6 haftalık tumuvanın son iki haftasına gelinmiştı. Ve daha önce- den açıklanan son iki hafta oynana-. cak Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan maçlannın hepsini kazanırsak final-- lere gidebiliriz söylemi gerçekleşme- di. Üstelik teknik heyet, final/ere gi-' demeyişimizi Rusya'nın Çek Cumhu- riyeti'ne iki kez yenılmesine ve maç- lan sattığına yorumladılar. Hata bilgi saklamak Burada yapılan hata, CEV'in veya Türkiye Voleybol Federasyo- nu'nun turnuva statüsünden kay- naklanan yanlışlıklan değildir. Bu tür yazılım hatalan veya dil tercümesin- den doğabilecek yanlış anlamalar olabilir. En büyük hata, bu durum fark edildığınde doğruların kamu- oyundan, teknik heyetten ve oyun- culardan saklanmasıdır. Ve bilgı sak- lamanın mazeretini, TVF resmi inter- net sayfasında "teknikheyet ve oyun- culann moral motivasyonunu boz- mamak için " olarak açıklamıştır. An- cak iyi niyet için yapılan bu bilgi sak- lama, TV spikerlerinden, teknik he- yete kadar herkesin yanlış yorumlar yapmasına, hatta Rus Ulusal Takımı'- nın suçlanmasına kadar gitmiştir. Bu konudakı en büyük hata, yanlış bilgilendirme ve hata fark edil- diğı anda da düzeltme yapılmama- sıdır. Rus ve Çek ulusai takımlan be- ni çok fazla ilgilendirmiyor, statü bi- zim bilgilendırildiğimiz gibi olsaydı durum farklı mı olurdu, Çekler ile Ruslar gene danışıklı dövüş yapar- larmıydı? Belkı de yaparlardı. Bu on- lann sorunu. Yönetim, ince ve hassas bir iş- tir. Özellikle kamuoyu önünde yöne- ticilik yapanlar bu türaçıklamalara çok dikkat etmelıler. Yoksa inandırıcılık- lannı kaybederler. Bundan sonra ulu- sal takımın oynadığı turnuvalann ku- ral kitapçıklannı ınternetten bizlerta- kip edeceğiz. Bizlere anlatılan kural- lara inanmayacağız. Çünkü yanlış bilgilendirildik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle