21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Dünya 2 Chelsea'nin Rus patronu Roman Abramoviç pahalı oyuncakları seviyor Futbolun para babasıEMRE TtLEV F utbolun dili ortaktır. Paranın da. Işte bu iki kavram sahada, ye- şA çimlerde buluşur. Ve bu bağ- Imda küüplerle işadamlarının çizgisi ke- s^ir. Bu kesişmenin son günlerde yoğun- Iştığı tek isim var. Bu kişi Roman Abra- noviç. Ne var ki 'Abraham' başkan değil, kılübün en büyük hissedan. Kulübün res- m başkanı ise Ken Bates. Ama yaptığı tnnsferler ve harcamalarla Chelsea denin- c* akla o geliyor. Forbes Dergisine göre Fjsya'nın en zengin 2., dünyanın en zen- gn 49. kimliğı. Yaşıysa36. Servetinin kay- nığı aklanan paralar olarak gösteriliyor. Istersenız Abromoviç'in yaşamına şöy- lebir göz atalım. Annesini 6 aylıkken, ba- bisını da 4 yaşında kaybetti. Moskova'da tLtunamazdı. Amcasıyla Rusya'nın kuze- yndeki Komi'yegöçtüler. Petrol tasanmla- rı/e eğitimi ile ünlü olan Ukhta Endüstriyel Eistitüsü onun yaşamının en önemli kilo- rretre taşı oldu. Abramoviç 25 yaşında Rjsya için en karanlık, en zengin ve önem- li rtizlerden biri olan Berezovsky iletanış- tı. Bu tanışıklık onun önünü açtı. Polit bü- rcya, KGB'yeveSovyetMeclisi'neyakın bir ismdi artık. Hattadönemin Cumhurbaşka- nı Boris Yettsin ile ilişkileri zirvede yer al- dı Bu ona petrol ticaretinin kapılarını ara- lanıştı.O büyürken rejim dezirvedeki isimler de değişime uğradı. Ama o kurnaz, işbilir ve yakın diyalogları ile bundan etkilenme- dı. Rusya'nın en büyük 5. petrol şirketi olan SIBNEF'in yüzde 80Tık kısmını aldı. Rus alüminyum sanayini ele geçirdı. Bu sana- yinin yüzde 51'lik bölümü ondan sorulur- ken, Rus Havayolları Aerflot'un yüzde 26'lık Abramoviç'in harcadığı 100 milyon stertin geniş yankı uyandırdı. bölümünü şirketlerinin bünyesine kattı. 1992 yılında 55 vagon dizel yakıtı Ukhinsky'den uygun olmayan yollarla kaçırdığı için yar- gılandı. Ama bu davadan beraat etti. Tabii eski dostu Berezovsky'nin yardımıyla. Ve ne gariptir ki Berezovsky Ingiltere'ye kaçar- ken Abramoviç de Chelsea Kulübünü sa- tın aldı. Politika kulvannda da koşmaya baş- layan Abramoviç Rusya'nın kuzey doğusun- daki 73.000 nüfuslu Chukotka'da oyların yüzde 92'sini alarak belediye başkanı oldu. O kendine sportrf amaçlı oyuncaklar da arıyordu. Ve bunun için Millhouse Ca- pital Şirketi(Muttimilyar dolarlık Ingiliz Şir- keti) ileanlaştı. Böylece Ingiliz topraklarına giren Abramoviç hedefini Londra'ya çevir- di. Ve Chelsea'ye bir anda yaklaşık 100 milyon sterlin para akıttı. Önce borçla n kapattı. Sonra 17 milyon sterlin na- kiti kasaya koydu. Ardından 30 mil- yon sterlin vererek yeni oyuncular alı- mına katkı yaptı. Ve bir gün içinde 24 milyon sterlin ödeyerek Black- burn'den sol açık Damien Duff ve So- uthamptontakımından Bridge'yi kad- roya kattı. Hernan Crespo, Sebas- tian Veron, Adrian Mutu biraraya gelmişti. Bu rakamlarveoyuncu- larla hedefi bulan bir Abra- moviç kuşku yok ki Ingilte- re'de kahraman olacak. Hele iyi giden Chelsea, lig ya da lig kupasını, belki de Şampiyonlar ügi kupasını Lond- ra'ya getirirse! Oyuncular ve taraftar liderleri onun için şimdiden "Abra- moviç herşeyin bedeli- ni öder" diyor. Bu isim çağın para babası mı, Rusya'dayönetimeulaşmak için diğer ülkelerle işbirliği yapan bir yüz mü, yoksa sadece bir dönemler CNN sahibi Ted Tur- ner'ın Atlanta Bravez beyzbol ta- kımına, medya patronu Mur- doch'un, La Dodger beyzbol takı- mına yatırımları gibi yatırımı spor- da kullanmak isteyen bir iş adamı mı? Bilinmez. Ama paranın gittiği ya dadaha doğru birtanımlama ile çiz- diği yolda ilerleyen spor ve futbol ar- tık kendi yolunu bulmalı. Ve bu yol taraftarın yarattığı sevgı bahçesinden geçiyor. 50 Sl RA D IŞ I P E R F O R M A N S ŞEVKET FURKAN ERBAY PORTO'YLA BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞAN MOURİNHO'NUN HİKAYESİ Mucize öğretmen -3- n O 15. Carolina Klüft (Atletizm) 7003. Yazıyla: Yedi Bin Üç. Carolina Klüft'ün Paris'te şampiyon olurken elde etti- ği toplam puan. Bu, tarihte görülen en yüksek üçüncü heptatlon puanı. Öylesine müthiş bir dayanma gücü ve yarışma azmine sahip ki bu genç kızın çok yakında Jac- kie Joyner'ın yerine ge- çeceği söy- leniyor. 16. Andy Roddick (Te- nis) Sezonu Amerika Açık ve iki Master Seri- es'in de aralannda bu- lunduğu 6 şampiyon- luk, 19 maçlıkyılın en uzun galibiyet serisi, Avustralya Açık ve VVimbledon yarı fina- ii ve de dünya klasmanında 1,'likle kapattı. 17. Fransa (Atletizm) DünyaAtletizm Şampi- yonası'ndaki bayanlar4x100 metre yarışında Sylvaine Fe- lix, Muriel Hurtis, Patricia Gi- rard ve de assolist Christine Arron, VVhite'scABD'ye acı bir yenilgi tattırdı. 18.SASpurs(Basketbol) NBAşampiyonluğu bu yıl Texas'a gittı. San Anto- nıo, 1999'dan sonra ikinci zaferinı yaşadığı sezonu New Jersey'i 4-2 devirdiği final serisiyle noktaladı. 19.JanUllrich(Bisiklet) Bir yıi bisiklet parkur- larından uzak kalan Alman Jan Ullrich, Team Bianchi ile bu sezon geri döndü ve Fran- sa Bisiklet Turu'nu 2. brtirdi. 20. AS Monaco Deschamps'la çıkış yakalayan Fransa'nın pres- tijlitakımı AS Monaco, Şam- piyonlar Lıgi'nde güçlü Is- panyol temsilcisi Deporti- vo'nun kalecisi Molina'nın koruduğu kaleye 8 gol bırak- tı, ayrıca ligde bir maçta en çok gol atan takım ünvanını kazandı. 21. Lrtvanya (Basketbol) Isveç'teTürkiye'nin bü- yükşokyaşadığı Avrupa Bas- ketbol Şampiyonası'nı şam- piyonlukla bitiren Litvanya, yıla damgasını vurdu. 22. Roger Federer fTenis) Geride bıraktığımız yı- lın en çok turnuva kazanan oyuncusu olması Roger Fe- derer için, sezonu zirvede ta- mamlama rüyası olumlu so- nuç vermedi. Roger'nin se- zona bıraktığı iz ise Wimble- don'da havaya kaldırdığı ku- pa oldu. Federer, tarihte grand slam şampi- yon- luğu kazanan ilk Isviçreli er- kek tenisçi oldu. 23. Almanya (Futbol) Bayan futbolunda en çok adı geçen ülkelerden bi- ri olmasına karşın hiç başa- rısı bulunmayan Almanya, bu duruma son noktayı bir- leşikAmerika'dayapılan Ba- yanlar Dünya Kupası'nda koydu. Isveç'i finalde deviren Almanlar, Birgit Prinz'in müt- hiş futboluyla sonuca gitti. 24. italya (Voleybol) 4 yıl sonra yeniden Av- rupa'nın en büyüğü olan İtal- ya, Almanya'daki turnuvada 7 maçı da kazanırken, Fran- sa'yla oynadığı "korkunç fi- nal", yıla damga vurdu. 248 puan oynanıp rekor kınlan fi- nalde 2. set 42-40 Fransa le- hine biterken, maçı İtalya 3 - 2 galip tamamlamayı başardı. FtKRET DOĞAN eundan tam 11 yıl önce Jose Mourinho bir spor öğretmeniydi. Şimdi Şampiyonlar Ligi'nde karşılaştığı diğer büyük teknik direktörlerin aksine Mo- urinho, 29 yaşına kadar profesyonel fut- bol dünyasının kıyısından bile geçme- mişti. Babası Felix ulusal kaleciydi, bu nedenle futbolla yatıp futbolla kalkan bir evde büyümüştü. Gerçi çocuklu- ğunda futbolcu olmak istiyordu ama amatörlükten öteye gidememişti. Jo- se Mourinho spor öğreniminden son- ra öğretmen olarak hayata atıldı. An- cat UEFA Teknik Direktörü Andy Rox- burgh'n antrenörlük kursunayazılmak- tan da geri kalmadı. Bunun ardından çeşitli kulüpler adına futbolcu takip etmeye başladı. Bu iş sırasında daha sonra ona teknik direktörlüğün kapı- larını açacak olan antrenör Manuel Fernandes ile tanıştı. 1992'de günler- den bir gün Jose Mourinho kendini havaalanında Sporting Uzbon'un ye- ni teknik direktörü Bobby Robson'u beklerken buldu. Sporting'in çokiyi In- gilizce bilen bir çevirmene gereksini- mi vardı ve Fernandes bu görev için onu önermişti. Başlangıçta Robson'un ondan tek isteği vardı, o da muhbiriikti: "Lu- is Figo benim hakkımda ne diyorsa anında bana yetiştir!" Ama zamanla ustayla çırak arasında derin bir saygı ilişkisi gelişti. Robson onun çabuköğ- renen zeki biri olduğunu kavramışt, ar- tık ona yeni görevler vermeye başla- dı. Mourinho rakipleri seyrediyor, bi- rinci sınıf raporiar yazıyordu. Robson için teknik ekibin vazgeçilmez bir üye- siydi. 1993'de Porto'ya ve üç yıl son- ra Barcelona'yagiderken Mourinho'yu yardımcı antrenör olarak birlikte götür- dü. Robson-Mourinho ikilisi Porte- kiz'de iki şampiyonluk, birkupa, Ispan- ya'da bir kupa ve bir UEFA kupası gördüler. Barcelona'nın başına Van Gaal getirildiğinde Robson'un ekibin- den geriye kalan tek eleman Mourin- ho'ydu. Böylece Rivaldo, Kluviert, Fi- go gibi dünyanın en iyi futbolculannı çalıştırma olanağı buldu. Genç çalış- tıncı Van Gaal'den çok şey öğrendi. "Iki- si de değişikti. Stilleri farklıydı. Rob- son doğuştan liderdi. Van Gaal ise oyuncularla fazla yüz göz olmazdı. Disiplinli ve güçlü bir kişilikti." Lorenzo Serra Ferra teknik direktörlü- ğü üstlendiğinde Barcelona kulübü ondan yardımcı antrenöriüğü görevi- ni sürdürmesini istedi. Ama bu teklifi kabul etmedi. Robson onu Nevvscast- le'a çağırıyordu, oraya da gitmedi. Ar- tık Mourinho bir takımın başına geç- mek için yeterince deneyim kazandı- ğını düşünüyordu. Benfica macerası üç ay Mourinho, Benfica'ya geldiğin- de kulüp geçmiş büyük başanlann al- tındaeziliyordu. Benfica macerası to- pu topu üç ay sürdü. Daha sonra kü- çük bir kulüp olan Uniao de Leiria'nın başına geçti. Bu küçük takım onun yönetimindetarihindegörmediği bir ba- şarıyla sezonu dördüncü bitirdi. 2002'de FC Porto'nun kapıları ona açıldığında bir enkazla karşılaştı. Bu- na rağmen 'gelecek yıl şampiyon ola- cağız' dedi korkusuzca. Sözünü tut- tu. Disiplinli, inat- çı, çok koşan, göze hoş bir futbol oynayan bir takım yarat- tı. Sonra da aynı yıl içinde içerde dı- şarda kazanmadık kupa bırakmadı. 40 yaşındaki teknik direktör başansı- nın sımnı şöyle açıklıyordu: "Benim takımımın bir özelliği ye- nilgiden korkmamasıysa eğer, diğer özelliği de sıkça kazanmaktan kork- mamasıdır." Şurada Kaç Gün KaldıKi? ABDÜLKADÎR YÜCELMAN Nerdeyse parmak hesa- bı yapacağız. Atina'ya kaç gün kaldı? Yumurta kapıya gelince derler ya, işte yumurta kapımızda. Olimpiyat meşalesi Ati- na'da tam 6 ay 23 gün sonra yanacak. Atina'daki Olimpiyat Oyunlan'na ev sahipliği yapacak komşumuz da ha- nl hanl çalışıyor tesısleri bitirmek için. Biz mi?.. Doğrusu bir Süreyya, bir El- van. bir de Halil Mutlu.. Ya ötekıler... Sürprize inanır mısınız? Ama ölçülen, bıçiien tartılan sporlarda pek sürpriz bek- lenmez. Umut mu?.. Ofakirin ekmeğı... Basketbolumuzun mimarlanndan Aydın Örs potaaltı sporumuzun alt ya- pısı ile ilgıli gözlemlerini yazdı. Bölgeler- deki çalışmalardan söz ederken Bas- ketbol Federasyonu'nun bu çahşmala- ra ilgiyi göstermesine karşın kimı hata- lann yapıldığından da söz ettı. Ve bugün NBA'deki basketbolcularımızın da alt yapıdan geldiğıne değinerek daha faz- la titizlik gösterilmesini önerdi. Aydın örs hocam'ın göruşlerine yerden göge ka- tılıyorum. Ama şunu da ekleyeyim; Bas- ketbolu Geliştırme ve Eğıtim Vakfı'nın neyı gelıştırdiğini ve kimleri eğittiğini doğ- rusu merak ediyorum. Aydın Örs efen- di ve kımseyi kırmayan karakterı içinde eleştirilerıni çok güzel tümceleıie dile getirmiş. Anlayana... Eline sağlık ho- cam.. Futbolda profesyonelliğın boyutla- rı gelişirken sermaye futbola egemen olmaya başladı. Bunun bir örneğı de da- ğılan Sovyetler'de para birikımıne sahip olan Abramoviç'in Ingiltere'nin en kök- lü kulüplerınden Chelsea'yı sterlinleri bastırıp satın alması. Bu alım satımın öyküsü bu haftanın en ilginç köşelerin- den biri. Sağlıcakla kalın sevgili okurlar. Ya Kürsüdesin Yada! AR î F K I Z I L Y A L I N f\* «^ Oldum olası tekli yılları sevmem 97, 99, 2001,2003...Çünküne Dünya Kupası, ne Av- rupaŞampiyonası ne de olimpiyat vardır. Ama 98'in,2000'in,2002'nin ve içinde bulunduğu- muz 2004'ün keyfine di- yecek yok. Kış bıtıp, ağaçlar çiçek aç- tı mı kendinizi bir anda büyük bir heye- canın içinde bulursunuz. Işte bu yıl da hem Avrupa Futbol Şampiyonası var, hem de olimpiyat. Gerçi biz Portekiz'de yokuz ama bir kuş uçumluk Atina'da- ki Yaz Olimpiyat Oyunlan Türk sporu için kilometre taşı olacak. Ya atletleri- mızin, haltercilerimizin, güreşçi, hatta yelkencılerimızın günlük performans ar- tışlan Ay-Yıldızlı bayrağı komşu toprak- larda dalgalandıracak ya da Sydney'de olduğu gibi, olası başansızlıkta 'suçlu' aranacak. Hatta, kürsüye çıkamayan ilk uçakla Istanbul'a gönderilecek. Işte Cumhuriyet Spor Eki, "Ati- na'daneyapanz?" sorusunayanıtara- dı. Olimpiyat barajını aşan isimleri, ma- dalyaya yaklaşan yıldızlan, Mehmet Güçlü'nün hazıriadığı 'olimpik' sayfa- da bulabilirsiniz. • • • 10. sayımızın sayfalarryine ilginç koşularia dolu. Hakan Dilek ve Nev- zat Dindar'ın hazıriadığı Istanbulspor sayfası, San-Siyahlı kulupteki gerçek- leri su yüzüne çıkanyor. Ancak gelecek hafta daha ilginç bir Istanbul hikayemız var. Cumhuriyet, bir araştırmacı gaze- tecilik örneğı gösterip '2 ayrı Istanbuls- por'un varlığını ortaya çıkardı. Bir de; evet bir de Nasuh Mah- ruki'nin yazılanyla ilgilı bir çıft sözü- müz var. Nasuh, 'birkısım' medyanın söylemlerinin aksine bu ülkede sporun ruhunu, kültürünü, amaçlannı iyi bilen kişilerden biridir. Eğer, bağımsızlık, la- iklik ve Atatürkçülük konusunda endi- şeleri varsa, görüşlerini sporseverier- le de paylaşacaktır. Elbette, dağcılık, tırmanış yazılannı özledik. Ama sıra onlara da gelecek. Kaldı ki, sayın To- lon paşamızın dediği gibi, "Bu ülke- nin hainleri de var" ise - ne yazık ki var - onlara karşı mücadele etmek hepimizin görevi. Yeniden görüşmek dileğiyle. A Ç I K K Ö Ş E Sevgili Cumhuriyet okurları, gelecek hafta bu sütunlarda siz değerli dostlanmızın görüş ve önerilerine yer vereceğiz. Elektronik posta ve mektuplannızı bekliyoruz. spordergi(a cumhuriyet.com.tr faks: (212) 513 85 95 . OCAK 2004 -SAY110
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle