06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 'Dünden Bugüne CumhuriY* S P O R 1800'lerde başlayan 'Beden Eğitimi' hareketi artık biryaşam biçimi Sporu sevmek yetmiyorProf.Dr. HASAN KASAP Spor Bilimleri Demneği Başkanı A *" " sistanlarımız- la yaptığımız araştırmalar, 33 yıldan bu yana sporyük- seköğrenimi veren biryük- sekokulun öğretim elema- nı olarak işimizin önemini anlatmada pek de başanlı olamadığımızı ve çocukla- rımızın beden eğitimi öğ- retmenlerinin etkisini iyi kav- rayamadıkları- nıortayakoydu. Bilindiği gibi okullanmız çocuklanmızın çok yönlü eğiti- minden sorum- lu kurumlardır. Araştırmalar, be- den eğitimi ders- leri ve spor et- kinliklerinin, ço- cuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel, sosyal gelişim- leri için yaşamsal önemini ortaya koydular. Böylece beden eğitimi ve spor evrensel düzeyde ka- bul görmüş ve okullann vaz- geçilmez dersleri arasında yer almıştır. Beden eğiti- minin okullara girişiyse kısaca şöyle: Antlk beden eğitimi Antik beden eğitimi anlayışı 14.yy'da Avrupa'da başlayan Rönesans ve Hü- manızm hareketleri ile ye- niden gündeme gelmiştir (Dalen Bennetl971 Alp- man I972). Osmanlı Devleti, Fiö- nesansla birlikte tüm Avru- pa'yı saran yeniliklere da- ha fazla direnemeyerek, Sultan Abdülmecrt zama- nında, 1839'da Tanzimat Fermanı'nı ilan etti. Bu ye- ni dönemle birlikte 1864'te, Askeri Mektepler Nazın Ga- lip Paşa zamanında, okul- larcimnastik adı verilen be- densel etkinliklerle tanıştı (Gökdağ 1939), (Tayga'ya göre1863'te). Fransa'nın Bab-ı Ali'ye, eğitimde ıslahat ya- pılması için 1866'da verdi- ği nota üzerine (Akyüz 1982), Fransız liselerinin programını hemen hemen aynen uygulayan Mekteb- i Sultani'nin (Lycee Imperi- al Ottoman de Galata Se- rai = Galatasaray üsesi) 1 Eylül 1868'de açılışıyla si- vil okullarımızda cimnastik adıyla beden eğitimi ders- leri başlamış oluyor. llk cim- nastik hocalan da Morro- ux, Curel ve Stangali isim- li yabancı öğretmenler ol- muştur. Galatasaray Lise- si'nde uzun zaman beden eğitimi öğretmenliği (cim- nastik muallimliği) yapan yabancılar, Faik Bey'i (Fa- ik Üstün İdman) yetiştir- diler. Bu donemde beden eğitimi öğretmeni formas- yonu veren bir resmi kuru- luş olmadığından Faik Bey mezun olur olmaz Galata- saray Lisesi'nin 'cimnastik muallimliği''ne atanır ve 45 yıl kadar aynı okul- da hizmet verir. Böylece Faik Bey 1839'da si- vil okullarımızın ilk Türk beden eğitimi öğretme- ni olmuştur. 0 da aynı okulda Se- lim Sırrı Bey'i (Tarcan) yetiştir- miştir. Selim Sır- rı Tarcan, 1932- 1933 öğretim yı- lında Ankara'da Gazi Eği- tim Enstitüsü'ne, atletizm pisti bulunan biralan ile bir spor salonu ekleterek bir Beden Eğitimi bölümü açıl- masını sağlamıştır. Bugün Milli Eğrtim Ba- kanlığımızın verilerine göre 10 milyon 112 bin öğrenci- si bulunan ilköğretim okul- larımızda 8 bin 134 beden eğitimi öğretmeni görev yapmaktadır. Bu durumda 1243 öğrencimize bir beden eğitimi öğretmeni düşmek- tedir. Ollmplyata yüzde 97 evet Araştırmamız, 400'ü bayan, 400'ü erkek 800 öğrenciûzerindeya- pılmıştır. • Bayan öğrencilerimizin yüz- de 55'i, erkek öğrencilerimizin ise yüzde 61 'i "Okullannın, sporyapma- lannda etkili olmadığım" belirtiyor. • öğrencilerimizin yüzde 32.5'i okuldaki spor ders- etkinliklerini ye- terli, yüzde 38'i yetersiz, yüzde 27'si de çok yetersiz görmektedir. • Yüzde 50.5 okuldaki spor alan - malzemelerinden yeterince yararlanamadıklanna inanıyor. • Yüzde 52'si okuldaki beden eğitimi ve spor etkinliklerinin sağlık- lanna katkısı olduğuna, yüzde 48'i de olmadığım belirtiyor. • öğrencilerimizin yüzde 8û"i spor yapmayı önemli ve gerekli gö- rüyor, yüzde 50'si hergün yapılma- sını, yüzde 28'i de haftada 3 gün ya- pılmasını istiyor. • Erkeklerin yüzde 48'inin, ba- yanlann yüzde 27'sinin futbol izle- diği anlaşılıyor. • Öğrencilerimizin yüzde 90'ı "Spor bir yaşam biçimidir" sözüne katılıyor. • Çocuklanmızın yüzde 97.5'i bir ülke ya da şehirde olimpiyat ya- pılmasını önemli görüyor. Sonuç: • Spor etkinliklerinin gelişime katkısının çok az olduğuna inanılı- yor. • Sosyal (duyuşsal) gelişim- de iyileşme gözleniyor. • Sporun seçim ve sürdürül- mesinde ailenin etkisinin okuldan daha çok olduğu düşünülüyor. Yoğun maç programında tükenen bedenler kendini yenilemek zorunda Devre arasında dinlenin utbolda dünya üçüncüsü olmuş Ulusal Takımın olduğu bir ülkede spor sağlığı konusunda daha dikkatli olmalıyız. Bireysel olarak yapılan tüm işler, ne yazık ki çok fazla ses ve fayda getirmemektedir. Prof. Dr. BURHAN USLU utbol sezonunda ilk ya- rı bitti. Ocak sonuna kadar bir ara söz ko- nusu. Sporcular, hazırlık dönemı öncesi 10 günlük tatile girdiler. Ve bu süre gerçekten çok önemli. Lig, kupa ve Avrupa derken aşılan zorlu ve uzun mesafeler, yollar, kalınan değişik oteller ve farklı yataklar, sporcuda bedenen ve ruhsal açıdan aşırı yorgunluğayol açar. Bu süreçte sporcunun tek- nik kalitesinin azalması, bacaklarının yorulması ve konsantrasyonunun bozulmasıyla oyun içi hatalann başladığı göz- tenir.Sporcu artık teker- lekli sandalyeye ihtiyaç duyar hale gelir. Liglere venlen bu ara, dinlen- mek ve iyileşmek için en uygun zamandır. Bozulan fi- ziksel performans için deyeterii bir süredir; sporcu bu süreyi en ve- rimli şekilde değerlendirmelidir. Tatıl boyunca yapacağı faaliyetle- re dikkat etmeli ve herhangi bir riske girmemelidir. Geçenlerde British Journal of Sport Medictne dergisinde, se- zon öncesi sakatlanmaları konu alan 2 yıllık bir araştııma yayım- laidı. 1997-1999 yılları arasında 91 Ingiliz profesyonel spor kulü- bünde meydana gelen tüm sa- katlıkların yüzde 17'sinın sezon öncesi dönemde gerçekleştiği saptanmıştır. (1 ay hazırlanma döneminde) Zedelenmelerin çoğu- nun yetersiz adaptasyon sonrası olduğu bildirildi. Yüzde 37 oranında adele zedelenmesi ve bağ zedelenme- lerının 2. sıklıkla görüldüğü (yüz- de 19) rapor edildi. Sakatlıkların yüzde 23 uylukta, yüzde 17 diz- L_ ig, kupa ve Avrupa derken aşılan zorlu yollar, kalınan değişik oteller ve farklı yataklar, sporcuda bedenen ve ruhsal açıdan aşın yorgunluğa yol açar. Bu süreçte sporcunun teknik kalitesinin azalması, bacaklannın yorulması ve konsantrasyonunun bozulmasıyla oyun içi hatalann başladığı gözlenir. de ve yüzde 17 ayak bileğinde ol- duğu belirtildi.Genellikle bu dö- nemde sakatlanmaların sıklıkla koşu ya da şut atma sırasında te- mas olmadan gerçekleştiği bildi- rildi. Sporcunun geldiği kulüpte çalışma şartlarına uyum göstere- memesi de bir diğer sakatlık ne- deni olarak kabul edilebilir. 2. veya 3. Lig'den 1. Lig'de- ki bir takıma gelen sporcunun se- zon öncesi antremanlara uyum güçlüğünü siz düşünün. Zemin faktörü de sakatlıkları arttıran ya da ortaya çıkaran nedenlerden bi- risi olarak saptanmıştır. Aynca fut- bol ayakkabılannın da destek sağ- layamaması, sakatlığın hazırlayı- cı faktörierinden birisidir. Futbol- cular her sezon öncesi yeni ayak- kabı alııiar. Bu ayakkabılar göste- rişten çok ayaklarına uygun ol- malıdır. Bu araştırmada dikkatimizi çeken nokta, profesyonel 91 ta- kımın tümünün doktoru- nun bulunup bu çalış- maya katılmasıdır. Dile- ğimiz bizim ülkemizde de bu tip çalışmaların yapılmasıdır. Ancak ne yazık ki halen ülkemiz- de, iki elin parmakları kadar kulüp doktoru bulunmaktadır. Futbolda dünya üçüncüsü olmuş Ulusal Takımın olduğu bir ül- kede spor sağlığı konusunda da- ha dikkatli olmalıyız. Bireysel ola- rak yapılan tüm işler, ne yazık ki çok fazla ses ve fayda getirme- mektedir. Birlikte yapılacak işlerin tüm ülke sporuna ve sporcusuna faydası olacaktır. Bu konuda Fut- bol Federasyonu'na da büyük so- rumluluk düşmektedir. Ülkemizi spor ve tıp konusunda daha ba- şarılı ve sürekli temsil etmek, an- cak bu şekilde sağlanır... Manş'ı geçmeden yüzücü olunmaz sözü onu ateşledi. Manş rekoru hâlâ onun Manş'ı bugüne dek Fransa'dan Ingiltere'ye geçen 195 kişi içinde Doğan Şahin, zaman olarak 71 inci. Ingiltere'den Fransa'ya geçiş daha kolay olmalı ki bunu da 2001 istatistiklerine göre 653 kişi başarmış. ABDÜLKADÎR YÜCELMAN D oğan Şahin "Sen yüzücüysen dip- lomanvarmı.der- leradama"diyor. Meğer Manş'ı geçene verirlermiş diplomayı. Doğan Şahin 21 Ekim 1961 ta- rihini taşıyan ve Fransa'nın Cap Gris noktasından Manş deni- zine girerek 14 saat 21 dakika sonra Ingiltere'nin Margarets kıyısına yüzerek çıktığını belge- leyen diplomaya sahip bir yu- zücümüz. Bu diploma tam 15 yıllık bir mücadelenin belgesi. "Aslında bu başanya be- ni iten Vefa lisesinde- ki Beden Eğitimi öğ- retmenim ZeynelHo- cam" di- yor ve devam ediyor atletik yapılı Zeynel Gençlerbiriiği yorucu bir ilk yarıyı tamamla- dı. G.Saraylı Arif de moralsız bıtirdi devre- yi.(Fotoğraf:Turksporfoto.com arşivinden) hocam dersle- rinde bol bol Carpentier- Jack Demp- sey'in maçlannı anlatırdı ve yüz- me lafı geldiğinde de "Manş'ı geç- meyenebenyüzü- cü demem der- d/"diyerek eski günlere dönüyor Vefa Lisesi'ni bitı- rip İTÜ'ye girdik- ten sonra da Manş'ı yüzerek geç- mek onun tutkusu ol- muş. Anadolu Kavağı- Kızkulesi arasında ku- laç atarak başlamış bu uzun maratona. Sonra mesafeyi uzatmış Ka- vak-B.Ada arasını yüz- müş.(13 saat 2 dakika). Günün adamı olmuş Do- ğan Şahin, Manş'ı geç- meye karar verince de ona tek destek 'Teknik Üniversite Talebe Ce- miyeti" olmuş. Fran- sa'ya giderken "Cumhurbaşkanına veda etmeden git- me" demişler, Dol- mabahçe'den Florya'ya deniz köşküne kadar yüzmüş ve ıs- lak mayosu ile Cumhurbaşka- nı Celal Bayar'ın karşısına çı- kıp veda etmış. Doğan Şahin, aynı yıl Manş kıyısında bir süre akıntı ve hava durumunu incelemiş- se de sulann yükselmesini bek- lemiş. 0 sırada Murat Güler'in Manş'ı geçtiği haberi gelmiş, il- gililer "Sen de Türksün bilirsin, Murat da geçti mi? Resmi ha- kemlerimiz bilmiyor, itirazın var mı?" diye sormuşlar. "Itirazım yok. Bir Türk'ün geçmesine an- cak sevinirim" yanıtını verince Murat Güler'in 16 saat 50 da- kikalık derecesi tescil edilmiş. 1954 denemesinden son- ra Fransa Loire Nehri (42 km), Nil maratonu, Capri-Napoli ma- ratonu derken takvimler 1961 'in 3 Ekim'ini gösterirken 03.00'da kendisini Manş'ın karanlık su- lanna bırakmış. Tavuk budu ve çay Sözü Doğan Şahin'e bı- rakalım: "Maratoncu tekkişidir amayanında antrenörü, pilotu, motorcusu her ihtimale karşı da kürekçileri vardır. Bunlarre- fakatmotorundadıhar. Basitbir motor anzası onca kişinin on- ca emeğiniboşa çıkanr. Manş'ın en daryeri40 kilometredirama ce birtavuk butu ile glıkozlu çay aldımMurada önemliolan ala- cağınkalori. 14saatlikbiryüz- mede 10 bin kaSoriharcıyorsun. Bütün bunlar 2-3 ay öncesin- den hesaplandı.Konuşmakya- sak degil, konsantrasyonum bozulmasın diye dakikada 60 kulaçın altına dü- şünce benikaratah- taya tebeşihe yaz- dıklan yazı ile uya- rıyorlardı. Mideyi boş bırakmamak için meyva ve bis- küit falan da yedi- ğim oldu. Gündüz olmuştu ve Ingil- tere kıyılannı gö- rüyorum,ama ben kulaç attıkça akıntı benibaşkayöne gö- türüyor, hgiltere san- ki aşağıya doğru ka- yıyordu. 14 saat 21 dakika sonra Ingilte- re'ye ayak basmıştım. Yatarken yatak sallanı- yor,kulaklanmda dalgala- nn sesi çınlıyordu, yan bay- gın bir durum işte." Şahin'ineşideneme yarışlarında hep yanında olmuş. Ama Manş'ı ge- çerken ikinci kızı oldu- ğun için Fransa'ya ge- lememiş. (İlk kızı Nazlı babası gibi denizegönül vermiş. Nazlı Imre bugün Türkiye Yelken Federas- yonu Başkanı) Manşı bu- güne dek Fransa'dan In- giltere'ye geçen 195 kişi içinde Şahin, zaman ola- rak 71 inci. Ingiltere'den Fransa'ya geçiş daha kolay olmalı ki bunu da 2001 ista- tistiklerine göre 653 kişi başar- mış. Doğan Şahin, Fenerbah- çe Kulübu'nün eski başkanla- rından Hacı Bekir'in damadı. Soruyorum, "Manş'ı geçmen- de kayınpederinin katkısı oldu mu?" "Ne oldu derim ne olma- dı. Yani destek deolmadı, kös- tekde ..." Bir kez daha Man- ş'ı geçmeyi düşünmemiş, ama Manş'ın üzerinden uçakla ge- çerken her seferinde de duy- gusal anlar yaşamış Doğan Şa- hin. O günlerde Fransa'dan In- giltere'ye motorla 4 saate ge- çeriermiş. Şimdi feribotlar 1 sa- atte geçiyor. Ama geçenler as- lında koltuklar. Manş onları 'geçti' sayar mı ? Ve de onla- ra Manş'ı geçtikleri için diplo- ma verirler mi? SAY16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle