24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA CUMHURlYEr SAYFA 17 ABtfdei oymnkknyaptm?. SatbmzateaMBD eyvncağı değtmiyıt? Bektrarak posta: cfemizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 0S 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Nectnettin Erbakan için yakalama emri çıkmış... Tarkan'ın şarkısını çalarak anvor olmasınlar!" APSAnkara'da oturan """' Gülten Karmış, Izmitte oturan kardeşinin vergi iadesi almak için kullanacağı fişleri bir zarfın içine koyup PTT'nin APS servisi ile gönderiyor. Zarfın içinde yaklaşık 10 milyar liralık fiş bulunuyor. Gülten Karmış, kardeşine yılbaşı armağanı olarak da zarfın içine iki Milli Piyango bileti koyuyor. Birkaç gün sonra kardeşini arayıp zarfı alıp almadığını soruyor. Kardeşi, teşekkür ederek içinde 2 milyar liralık fiş bulunan zarfı aldığını söylüyor. Fişlerin 8 milyarlık kısmının ve iki piyango biletinin PTT'de kaybolduğu anlaşılıyor. Gülten Karmış, zarfı teslim ettiği Cebeci Postanesi'ne gidiyor; başmüdürlüğe dilekçe vermesini istiyorlar. PTT Başmüdürlüğü'ne gidiyor, dilekçesini yazıp veriyor. Başmüdürlüktekiler gereğinin yapılacağını bildiriyor. Gülten Karmış, PTT'nin PTT'de çalınan 8 milyar liralık fişi ve iki piyango biletini nasıl bulacağını merakla bekliyor. P olitika sahnesinde ve medya ortamında sık sık karşımıza çıkan bazı sözler var; komplo teorileri, paranoya, statüko, çözümsüzlük * çözümdeğildir... Sözlüğüaçıpbaktığınızda bunların karşılığını bulamıyorsunuz. Ayşe Meral, oturmuş kulağımıza çalınan bu sözlerin ne anlama geldiğini derlemiş. Işbirlikçi Sözlüğü şimdilik şöyle: KOMPLO TEORİLERİ: Amerika Birleşik Devletle- ri'nin kuresel ımparatorluk hayallerini, Ortadoğu'yu ve dünyayı yeniden şekillendirme planiarını, Irak'ın ku- zeyinde kukla Kürt devleti kurması ve ülkemizi işgal tatbikatları yapması gibi faaliyetlerini görüp, halkı ay- dınlatmaya çalışan, ulusunun bütünlüğüne, laikTür- kiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkan, yurtseverierin sesi- ni boğmak için kullanılan bir sözdür. Yıllardır bu söy- lenenlerin, adım adım gerçekleşmesi karşısında bile utanrnayan hain işbirlikçiler, Amerika Birleşik Devlet- leri'nin gerçekleştirdiği kukla Kürt devleti konusunu Işbirlikçi sözlüğüartık komplo teorileri diye inkâr etmeyip, hatta bu kukla devletle ülkesini, Amerika Birleşik Devletleri adına tehdıt etmekten bile çekinmemektedirler... PARANOYA: Kuzey Irak ve Kıbrıs'tan, Türkiye'ye gösterilen tehdit, Avrupa Biriiği ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından çizilen Sevr haritalan konusun- da milletini uyaran, ülkesinin ve ulusunun esir, sömür- ge olmaması için mücadele eden yurtseverieri kara- lamak amacıyla söylenen bir sözdür. İşbirlikçiler, iş- birliği yaptıkları ülkelerin menfaatlarının önünde en- gel gördükleri, yurtseveraydınlan, milli güçleri hemen paranoyaklıkla suçlamaktan çekinmemektedirler. STATÜKO: Annan Planı denen Enosis'i gerçek- leştirmenin önünde engel gördükleri başta, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'ı, Kıbns Türklerinin ve Türkiye'nin çıkarlannı sa- vunan milli şahsiyetleri, ulusal güçleri yıpratmak için kullanılan bir sözdür. Bu sözü sık sık kullanan man- dacılar, cahil ve bilgisiz olduklannı da sergilemekte, statükonun sözcük anlamıyla aynı zamanda var olan kazanımların korunması olduğu gerçeğini de göz ar- dı etmektedirier. Cumhuriyetimizin değerleri ve kaza- nımlarını da statüko adı altında yıkmak isteyen bu mandacı hainler, karşıdevrim savunuculan olarak, Türkiye Cumhuriyeti ulusuna, sömürgeciliği gelişim, ilerleme ve medeniyet olarak pazarlamaktadırlar. ÇÖZÜMSÜZLÜK ÇÖZÜM DEĞİLDİR: Bir slo- gan gibı yumurtlanmış, ancak birtürlü içi doldurula- mamıştır. Bu şablonu Kıbrıs ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti tarihini bilen de bilmeyen de, aklı eren de ermeyen de kullanmış, ağızlanna sakız olmuş, bu sakızı çiğneyenler ne demek istediklerini zaman za- man anlatmakta zorlansa da, aslında 'ver kurtul' de- dikleri ortaya çıkmıştır. SESSlZSEDASIZf!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku < yahoo.com Sağduyulu dünya politikacısı kalmadı.. Şimdiki devlet yöneticilerinin aklıBUSHunda! Lise öğrencisi genç kran başına gelen üse öğrencisi bir genç kız... Son sınıfta... Okulunun adı önemli de- ğil... Türkiye'nin herhangi birken- tinde ya da Istanbul'da... Din der- sinde yaşadığı bir olayı anlatıyor: "öğretmenimiz herders saati olduğu gibi 'selamünaleyküm' diyerek bizi yer- lerimize oturttuktan sonra bize bir şey söyleyeceğini ve kendisini dinlememizi istedi. Okulun kütüphanesine kaynak kitap almak istediklerini ve bunun için de Diyanet Işleri Başkanlığı'nın çıkardı- ğı islam Ansiklopedisi'ni düşündükleri- ni bildirdi. Ardından, biz öğrencilerden maddi destek istediklerini fakat bunun zorunlu olmadığını belirtti. Bu kadarı- nın okullarda normal olduğunu düşü- nebilirsiniz fakat asıl olay bundan son- ra başladı. Ben söz aldım ve okulumuz- da herhangi bir ansiklopedi olmadığı- nı, önce bilimsel kitaplara önem veril- mesi gerektiğini söyledim. Fakat aldı- ğım cevap 'Onlan da sen al' oldu. Ben okulda öncelik sırasının bilime verilme- si gerektiğini bu düşüncenin sadece ba- na ait olduğunu bildirerek, İslam dinin- den ve onun ilminden bahsedildiğinde neden utandığımızı sordum. Bunun üzerine sınıfta bana ters düşmüş ne ka- dar arkadaşım varsa hepsi birden bir değil beş tane İslam Ansiklopedisi al- mamızı önerip Islamın gerçek bilim ol- duğunu söylemeye başladı. Bir anda sı- nıfın günah keçisi, dinsizi oluverdim. Sizden ricam, bu olayı engellemem için ne yapmam gerektiği konusunda bana lütfen yol gösterirmisiniz?" Cumhuriyet okurlarının önerilerini bekliyoruz... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt Karabük'te 'Cumhuriyet Dersi'... Tarihi yanna taşıyan Safran- bolu nun. hemen tümüyle "Cumhuriyet mirasımız" olan Karabük le komşulugu ne ka- darda anlamlı... Bunu görebilmek için, Saf- ranbolu gezilerine mutlaka Ka- rabük'ü de eklemek gerekiyor... Çünkü, binyıllann Anadolu geleneğindeki "yaşama saygüı yerleşme kültürü"nü tanıdıktan sonra 70 yıl öncenin "insana saygüı kent kültürünü" incele- mek, Cumhunyeti kuranlann "çağdaşhk" için de yine bu ül- kenin tarihsel birikimlerden na- sıl esınlendiklerini kavramaya yetiyor... Denebilir ki Safranbolu, Ka- rabük'e -uygarlıkkimliğimizr anlatıyor; yanı başındaki Kara- bük de Safranbolu'ya "devrim- ci geçmişimizi" öğretiyor... Ancak, gidin görün ki ne Saf- ranbolu'nun "yeni yerieşme alanlannda" kendi köklü kım- liğinden ve Karabük'ün Cum- huriyet planlanndan ders alına- bilmiş; ne de Karabük'ün son dönem kentleşmesinde, kom- şusundaki tarihe bakmak bir bük'te eksiksiz uygulanıyor. Geniş yollan, büyük parklan, bahçelı lojman ve konut alanla- n, her dalda eğıtım tesisleri, si- nema-tiyatro-kütüphane gibi kültürel mekânlan, çarşılan, bol bol rekreasyon ve spor alan- lanyla Karabük, her yönüyle bir "Cumhuriyet eseri" olarak Anadolu'ya "armagan" edil- miştir. Insana ve doğaya değer veren planlamasıyla da sankı; "tarihi kentlerimizin günümüze u\ar- lanması" gıbıdır. 'ÇağdaşlıguTSİTalanı Işte böylesi bir uygar döne- min "mirası" olan \e kentin kültür simgesi u Yenişebir Sine- ması"nın da bulunduğu ilk planlı yerleşim bölgesi, çok ye- rinde bir kararla, birkaç yıl ön- ce Ankara Koruma Kurulu ta- rafından "çağdaşlığın SİT ala- nı" ilan edilerek neyse ki artık yasal koruma alhna alınmış du- rumda... Ancak, kentin diğer bölgele- ri ise Türkiye'nin 1980 sonra- sına tümüyle damgasını vuran Yıl 1973_. 'Beşbinevierin'in düğıtmı töreni. yana, yakın geçmişindeki "şe- hircilik bilinci" sürdürülebil- miş... Köy' bile degildL. Işte bu durumu yakından görmemizi isteyen Karabüklü nakine mühendisi SaKm Yal- çınkaya rehberliğinde 28 Ka- nm 2003 günü kenti gezerken, 1940'lara kadar uzandık... 1937 de Demir Çeük Fabri- kas'nın temeli atılıncaya kadar ionguldak ilinin Safranbolu il- ;esine bağh Öğlebeki Köyü'- ıün sadece 13 evlik bir mahal- esiymiş... 1935 ve 1940nüfus ayunlannda adına bile rastlan- nıyor... Fabrikanın ardından 1941 'de 'bucak" oluyor, 1953'te "ilçe- «e" dönüşüyor, 1995'tenbuya- ıa ise artık Safranbolu'nun da Hmerkezr... 60 yıllık bu hızlı gelişmenin lk 35-40 yılında, "şehircilik" ıeyi öngörüyorsa, "mimarlıga'' carşı da aynı özeni gösteren bir rapılaşmayla birlikte Kara- "arsa ranü imarcdığuun" çar- pık, yogun ve çirkin yapılaşma salgınıyla, bu anlamlı SlT ala- nını kuşatıyor... Cumhunyet uygarhğını, adeta "karşıde\Tİm ilkeüiginin'' betonlan arkasına gizliyor... Aynı süreçte Karabük Demir Çelüc Işletmeleri'nin "özelleş- tirilmesi" de kentin başına ge- lenlerin sadece yerel duyarsız- lığın değil, ulusal ölçekteki "Cumhurijet karşıü" politika- lann ürünü olduğunu kanıtlı- yor... Evet... Son yıllarda. ülkede- ki olumsuzluklar için ille de "Cumhuriyed'' sorgulayanlara ve devrimlere dil uzatmayı da tt demokrathk''(!) gösterisi sa- nanlara belki de en çapncı ya- nıt. "Karabük gezüerT düzen- lenerek verilebilir... 80 yılın özetini "a>iu yaşta- ki" bir kent bütününde ıncele- sinler ve o efsanevı yıllann değerini "gözleriyle görerek" yeniden öğreniversinler.. Oekinci(jt cumhuriyet.com.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakOı turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com HARBİ SEMİHPOROY sem/hporoy(a yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BİLGÎN SADDM ÇUKURDA K L N D I HABERtNIN USTUNÇ ATLADIKLARINA ĞORE ÎNANMIŞ ĞÖRUNUyO, BAZI MEDYA MENSUPLARI ] AMERÎKA'NIN B.K CUKUBUNDAN BESIENSEYDÎN, SEN DE tNANIRDIN ! 1 1 i I TARlHTE BL'GÜN MÜMTAZ ARUÜL\ 24 Arahk wtctcmunitaz-aiikan.com Hovard 19OS- 19*6 MİLYARDER HOH/ARD HUGUES.. 8U&ÜM ÜMLÜ AMBRİKAU İŞ ADAMI HOfvAKD '££> HÜSS) OOĞMUÇTU. &A8ASI ÖU>Ü- SIAJ üoLAe MieAS srGA*M/şrr. 20 I, PET&OL KUYULJ4& AÇAM HUGH££,££1£ifErİAJ/ ÇOIC StMEM/l YApıMCdJĞI, UÇA1C •SAA/AYİI •£ ATMIŞrt.BİG AtSA, ÜMLÜ^ ( y S ) BüyüK. oe.r*g/ oLAiaçnf. SON oe- f>£C£ SEGÛVENCi Sig. YAPfSt Oi-AN B/tZ/ ESSA/eu İÇLEISe PE Ç C/A APIMA, SÜYÜK. O<y/H- BA77K gr& SOtf/Er0ENİZı4LT7- 8CIA/£AIZDAN sifiiroi.. GÖRÜŞ MERtÇ VELİDEDEOĞLU Türkiye'ye Bakış AB'nin son Brüksel doruğunun yayımladığı so- nuç bildirgesinde yer alan Türkiye ile ilgili anla- tımlar, daha doğrusu yeni koşullar, Batı'nın Tür- kiye'ye bakış mantığını bir kez daha açıkça orta- ya koydu. Bugün, Türkiye'nin Güneydoğusu'nun ve "kül- türel haklar"\n\ diline dolayan AB, yann Türki- ye'nin kuzeyini, Karadeniz Bölgesi'ni ele alıp bu- ralarda "Pontus kültürü neden yaşatılmıyor, dih tutulmuyor" sorusuyla yeni bir "cephe" açabilir, yeni bir koşul yaratabilir... Kuşkusuz böyle koşullan önceki üyelerinden is- temezdi, istemedi; yeni üyelerden de istemiyor, aramıyor. Hele üyelik görüşmelerinin başlamasında hiç- bir ülke için söz konusu olmayan konulann (mak- ro ekonomik dengeler vb.), daha görüşmeler baş- lamadan Türkiye için gündeme getirilmesi Anka- ra'yı şaşkın ördeğe dönüştürdü. Oysa yapılan, Batı'nın "çifte standart" ilkesini uygulamasıydı; Ankara baştan bu yana Batı'nın bu yönteminin bilincinde olup aklında tutsaydı, bu duruma düşmezdi kuşkusuz. Türkiye'nin hiç unutmaması gereken, bu yön- temin 80 yıl önce adeta yasalaştınlması ve bugü- ne dek hep bizim için gündemde tutulmasıydı. Birinci Dünya Savaşı sona erdirilip, yenilenler- le barış antlaşmalan yapmak için kendi aralann- datoplanan yenginler(galipler), dönemin Birleş- miş Milletleri'nin (Cemiyeti Akvam'ın) 26 madde- lik ilkesini bu antlaşmalann başına koymaya ka- rar verirler. Ne var ki, bu maddelerin hiçbirinde yenilenle- rin adlanna yer verilmezken yalnızca Türkiye anı- lıyor (22. Madde), Osmanlı Devleti'nin -bir bakı- ma- ne yolla parçalanacağı belirtiliyordu. Böylece Türkiye dünya ile karşı karşıya getiri- lip ona uygulanacaklar uluslararası bir bağlamda saptanmış olmuyor muydu? Hele yengin Italya'nın, Dalmaçya kıyılarını işgal etme isteğine "VVilson llkeleri" çerçevesinde kar- şı çıkılırken aynı Italya'nın Antalya kıyılanna çıkar- ma yapıp işgal etmesi neden onaylanıyordu? Fransa'nın Almanya'ya ait olan Ren'in sol kıyı- sını işgal etmesi yine aynı ilkeler doğrultusunda engellenirken aynı Fransa'nın Adana'yı ve öteki illeri işgali neden kabul görüyordu? Dönemin Ingiltere Başbakanı Lloyd George, Almanya'nın madenleriyle ünlü Saar bölgesini Fransa'nın işgal etmesine karşı koyarken kendi kuvvetlerinin Bandırma'ya, Izmit'e vb. çıkarma yapıp işgal etmelerine hangi ilke doğrultusunda göz yumuyordu dersiniz? Dahası banş antlaşmalannı belirieyecektoplan- tılann (San Remo) kulislerinde Lloyd George'un, savaşa katılmamış olan Yunanistan'ın Izmir'i iş- gal etmesini onaylatmak için çırpınıp durması na- sıl bir tutumdu? İşgal ile ilgili bu "çifte standart" uygulamalan- na ara verip başka konulardakilere geçelim. örneğin, Osmanlı uyruğundaki bir kişi, bir Os- manlı yurttaşı isterse ıtilaf Devletleri'nden birinin ya da işgalcilerin uyruğuuna geçebilecekti; böy- lece Osmanlı uyruğunun gitgide azalıp erimesi mi düşünülüyordu dersiniz? (Bugün aynı oyunun Güney Kıbns'ça oynandığını da bu ara anımsa- yalım...) Oysa, AJmanya'nın Saar bölgesindeki tüm ma- denleri işletme hakkının Fransa'ya geçmesi böl- gedeki Alman yurttaşlara uyruk değiştirme yolu- nu açmıyordu. Başta Almanlar olmak üzere tüm savaş suçlu- lan uluslararası bir mahkemede yargılanacaktı, Osmanlı savaş suçlulan dışında; çünkü onlar Er- menistan'a, Yunanistan'a götürülüp onlann mah- kemelerinde yargılanacaklar ve tüm sahip olduk- lanna da el konulacaktı. ömeklemeyi daha uzatabiliriz, ama asıl önem- li olan, Batı'nın Türkiye'ye bu bakış mantığının ve uygulamasının geçmişte kaldığını söylemenin olanağı olmadığıdır. Bu gerçek ortadayken ve da- ha dün AB tarafından bu tarihsel "çifte standart" uygulanırken bunu hâlâ görmemekte direnmenin ne anlama geldiğini söylemeye insanın dili var- mıyor... B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Halk ede- biyatına öz- gü, sekizlik hece ölçü- süyle yazılan ve ilk dize- sinde "bre, behey" gibi bir ünleme y- er verilen şiir türü. II Hu- 8 zur... Kayak. 3/ Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucu- na geçirilen tahta parçası. 4/01umsuz- luk belirten bir önek... Orta Ameri- 5 ka'da bir ülke. 6 5/ Uluslararası Para Fonu'nun simgesi... 8 Yunan abecesinde 9 bir harf. 6/ Cvey anne... Bir soru sözü. II Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi olan tannça... Tavlada "iki" sayısı. 8/ "En sinsi bir — gibidir geçme- yen zaman" (Yahya Kemal)... Koyunun kol-kü- rek bölümünden elde edilen silindir biçimli et. 9/ Acıma, şefkat... Rütbesiz asker. ^-~ YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiîr türlerinden biri. 2/" —- ü namus şişesini taşa çal- dım kime ne" (Nesimi)... Hafizakaybı. 3/Dinsel tören ve kurallan... Eski bir ağırlık ölçüsü birimi. 4/Züppe... Bir nota. 5/ Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın bir şür kitabı... Radyum elementinin simgesi. 61 Bir olayın başlıbaşına bir bütünlük gösteren kü- çük parçası. 7/Ölenlerin kılınmamış namazlan ve tutulmamış oruçlan için verilen sadaka... Bir gö- revin yürütülebilimesi için merkez olarak seçilen yer. 8/ Kırşehir'in bir ilçesi... Bir cetvel türü. 9/ Çemberin çevresinin çapma oranını gösteren sayı... Güç, emek, çaba.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle