Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA CUMHURlYEr SAYFA
17
ABtfdei
oymnkknyaptm?.
SatbmzateaMBD
eyvncağı değtmiyıt?
Bektrarak posta: cfemizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 0S 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Nectnettin Erbakan için
yakalama emri çıkmış...
Tarkan'ın şarkısını çalarak
anvor olmasınlar!"
APSAnkara'da oturan """'
Gülten Karmış, Izmitte
oturan kardeşinin vergi
iadesi almak için
kullanacağı fişleri bir
zarfın içine koyup
PTT'nin APS servisi ile
gönderiyor. Zarfın
içinde yaklaşık 10
milyar liralık fiş
bulunuyor. Gülten
Karmış, kardeşine
yılbaşı armağanı olarak
da zarfın içine iki Milli
Piyango bileti koyuyor.
Birkaç gün sonra
kardeşini arayıp zarfı
alıp almadığını soruyor.
Kardeşi, teşekkür
ederek içinde 2 milyar
liralık fiş bulunan zarfı
aldığını söylüyor.
Fişlerin 8 milyarlık
kısmının ve iki piyango
biletinin PTT'de
kaybolduğu anlaşılıyor.
Gülten Karmış, zarfı
teslim ettiği Cebeci
Postanesi'ne gidiyor;
başmüdürlüğe dilekçe
vermesini istiyorlar.
PTT Başmüdürlüğü'ne
gidiyor, dilekçesini
yazıp veriyor.
Başmüdürlüktekiler
gereğinin yapılacağını
bildiriyor. Gülten
Karmış, PTT'nin
PTT'de çalınan
8 milyar liralık fişi ve iki
piyango biletini nasıl
bulacağını merakla
bekliyor.
P
olitika sahnesinde ve medya ortamında sık
sık karşımıza çıkan bazı sözler var; komplo
teorileri, paranoya, statüko, çözümsüzlük
* çözümdeğildir... Sözlüğüaçıpbaktığınızda
bunların karşılığını bulamıyorsunuz. Ayşe Meral,
oturmuş kulağımıza çalınan bu sözlerin ne anlama
geldiğini derlemiş.
Işbirlikçi Sözlüğü şimdilik şöyle:
KOMPLO TEORİLERİ: Amerika Birleşik Devletle-
ri'nin kuresel ımparatorluk hayallerini, Ortadoğu'yu ve
dünyayı yeniden şekillendirme planiarını, Irak'ın ku-
zeyinde kukla Kürt devleti kurması ve ülkemizi işgal
tatbikatları yapması gibi faaliyetlerini görüp, halkı ay-
dınlatmaya çalışan, ulusunun bütünlüğüne, laikTür-
kiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkan, yurtseverierin sesi-
ni boğmak için kullanılan bir sözdür. Yıllardır bu söy-
lenenlerin, adım adım gerçekleşmesi karşısında bile
utanrnayan hain işbirlikçiler, Amerika Birleşik Devlet-
leri'nin gerçekleştirdiği kukla Kürt devleti konusunu
Işbirlikçi sözlüğüartık komplo teorileri diye inkâr etmeyip, hatta bu
kukla devletle ülkesini, Amerika Birleşik Devletleri
adına tehdıt etmekten bile çekinmemektedirler...
PARANOYA: Kuzey Irak ve Kıbrıs'tan, Türkiye'ye
gösterilen tehdit, Avrupa Biriiği ve Amerika Birleşik
Devletleri tarafından çizilen Sevr haritalan konusun-
da milletini uyaran, ülkesinin ve ulusunun esir, sömür-
ge olmaması için mücadele eden yurtseverieri kara-
lamak amacıyla söylenen bir sözdür. İşbirlikçiler, iş-
birliği yaptıkları ülkelerin menfaatlarının önünde en-
gel gördükleri, yurtseveraydınlan, milli güçleri hemen
paranoyaklıkla suçlamaktan çekinmemektedirler.
STATÜKO: Annan Planı denen Enosis'i gerçek-
leştirmenin önünde engel gördükleri başta, Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
taş'ı, Kıbns Türklerinin ve Türkiye'nin çıkarlannı sa-
vunan milli şahsiyetleri, ulusal güçleri yıpratmak için
kullanılan bir sözdür. Bu sözü sık sık kullanan man-
dacılar, cahil ve bilgisiz olduklannı da sergilemekte,
statükonun sözcük anlamıyla aynı zamanda var olan
kazanımların korunması olduğu gerçeğini de göz ar-
dı etmektedirier. Cumhuriyetimizin değerleri ve kaza-
nımlarını da statüko adı altında yıkmak isteyen bu
mandacı hainler, karşıdevrim savunuculan olarak,
Türkiye Cumhuriyeti ulusuna, sömürgeciliği gelişim,
ilerleme ve medeniyet olarak pazarlamaktadırlar.
ÇÖZÜMSÜZLÜK ÇÖZÜM DEĞİLDİR: Bir slo-
gan gibı yumurtlanmış, ancak birtürlü içi doldurula-
mamıştır. Bu şablonu Kıbrıs ve Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti tarihini bilen de bilmeyen de, aklı eren
de ermeyen de kullanmış, ağızlanna sakız olmuş, bu
sakızı çiğneyenler ne demek istediklerini zaman za-
man anlatmakta zorlansa da, aslında 'ver kurtul' de-
dikleri ortaya çıkmıştır.
SESSlZSEDASIZf!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku < yahoo.com
Sağduyulu dünya politikacısı kalmadı..
Şimdiki devlet yöneticilerinin aklıBUSHunda!
Lise öğrencisi genç kran başına gelen
üse öğrencisi bir genç kız... Son
sınıfta... Okulunun adı önemli de-
ğil... Türkiye'nin herhangi birken-
tinde ya da Istanbul'da... Din der-
sinde yaşadığı bir olayı anlatıyor:
"öğretmenimiz herders saati olduğu
gibi 'selamünaleyküm' diyerek bizi yer-
lerimize oturttuktan sonra bize bir şey
söyleyeceğini ve kendisini dinlememizi
istedi. Okulun kütüphanesine kaynak
kitap almak istediklerini ve bunun için
de Diyanet Işleri Başkanlığı'nın çıkardı-
ğı islam Ansiklopedisi'ni düşündükleri-
ni bildirdi. Ardından, biz öğrencilerden
maddi destek istediklerini fakat bunun
zorunlu olmadığını belirtti. Bu kadarı-
nın okullarda normal olduğunu düşü-
nebilirsiniz fakat asıl olay bundan son-
ra başladı. Ben söz aldım ve okulumuz-
da herhangi bir ansiklopedi olmadığı-
nı, önce bilimsel kitaplara önem veril-
mesi gerektiğini söyledim. Fakat aldı-
ğım cevap 'Onlan da sen al' oldu. Ben
okulda öncelik sırasının bilime verilme-
si gerektiğini bu düşüncenin sadece ba-
na ait olduğunu bildirerek, İslam dinin-
den ve onun ilminden bahsedildiğinde
neden utandığımızı sordum. Bunun
üzerine sınıfta bana ters düşmüş ne ka-
dar arkadaşım varsa hepsi birden bir
değil beş tane İslam Ansiklopedisi al-
mamızı önerip Islamın gerçek bilim ol-
duğunu söylemeye başladı. Bir anda sı-
nıfın günah keçisi, dinsizi oluverdim.
Sizden ricam, bu olayı engellemem için
ne yapmam gerektiği konusunda bana
lütfen yol gösterirmisiniz?" Cumhuriyet
okurlarının önerilerini bekliyoruz...
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
Karabük'te 'Cumhuriyet Dersi'...
Tarihi yanna taşıyan Safran-
bolu nun. hemen tümüyle
"Cumhuriyet mirasımız" olan
Karabük le komşulugu ne ka-
darda anlamlı...
Bunu görebilmek için, Saf-
ranbolu gezilerine mutlaka Ka-
rabük'ü de eklemek gerekiyor...
Çünkü, binyıllann Anadolu
geleneğindeki "yaşama saygüı
yerleşme kültürü"nü tanıdıktan
sonra 70 yıl öncenin "insana
saygüı kent kültürünü" incele-
mek, Cumhunyeti kuranlann
"çağdaşhk" için de yine bu ül-
kenin tarihsel birikimlerden na-
sıl esınlendiklerini kavramaya
yetiyor...
Denebilir ki Safranbolu, Ka-
rabük'e -uygarlıkkimliğimizr
anlatıyor; yanı başındaki Kara-
bük de Safranbolu'ya "devrim-
ci geçmişimizi" öğretiyor...
Ancak, gidin görün ki ne Saf-
ranbolu'nun "yeni yerieşme
alanlannda" kendi köklü kım-
liğinden ve Karabük'ün Cum-
huriyet planlanndan ders alına-
bilmiş; ne de Karabük'ün son
dönem kentleşmesinde, kom-
şusundaki tarihe bakmak bir
bük'te eksiksiz uygulanıyor.
Geniş yollan, büyük parklan,
bahçelı lojman ve konut alanla-
n, her dalda eğıtım tesisleri, si-
nema-tiyatro-kütüphane gibi
kültürel mekânlan, çarşılan,
bol bol rekreasyon ve spor alan-
lanyla Karabük, her yönüyle
bir "Cumhuriyet eseri" olarak
Anadolu'ya "armagan" edil-
miştir.
Insana ve doğaya değer veren
planlamasıyla da sankı; "tarihi
kentlerimizin günümüze u\ar-
lanması" gıbıdır.
'ÇağdaşlıguTSİTalanı
Işte böylesi bir uygar döne-
min "mirası" olan \e kentin
kültür simgesi
u
Yenişebir Sine-
ması"nın da bulunduğu ilk
planlı yerleşim bölgesi, çok ye-
rinde bir kararla, birkaç yıl ön-
ce Ankara Koruma Kurulu ta-
rafından "çağdaşlığın SİT ala-
nı" ilan edilerek neyse ki artık
yasal koruma alhna alınmış du-
rumda...
Ancak, kentin diğer bölgele-
ri ise Türkiye'nin 1980 sonra-
sına tümüyle damgasını vuran
Yıl 1973_. 'Beşbinevierin'in düğıtmı töreni.
yana, yakın geçmişindeki "şe-
hircilik bilinci" sürdürülebil-
miş...
Köy' bile degildL.
Işte bu durumu yakından
görmemizi isteyen Karabüklü
nakine mühendisi SaKm Yal-
çınkaya rehberliğinde 28 Ka-
nm 2003 günü kenti gezerken,
1940'lara kadar uzandık...
1937 de Demir Çeük Fabri-
kas'nın temeli atılıncaya kadar
ionguldak ilinin Safranbolu il-
;esine bağh Öğlebeki Köyü'-
ıün sadece 13 evlik bir mahal-
esiymiş... 1935 ve 1940nüfus
ayunlannda adına bile rastlan-
nıyor...
Fabrikanın ardından 1941 'de
'bucak" oluyor, 1953'te "ilçe-
«e" dönüşüyor, 1995'tenbuya-
ıa ise artık Safranbolu'nun da
Hmerkezr...
60 yıllık bu hızlı gelişmenin
lk 35-40 yılında, "şehircilik"
ıeyi öngörüyorsa, "mimarlıga''
carşı da aynı özeni gösteren bir
rapılaşmayla birlikte Kara-
"arsa ranü imarcdığuun" çar-
pık, yogun ve çirkin yapılaşma
salgınıyla, bu anlamlı SlT ala-
nını kuşatıyor... Cumhunyet
uygarhğını, adeta "karşıde\Tİm
ilkeüiginin'' betonlan arkasına
gizliyor...
Aynı süreçte Karabük Demir
Çelüc Işletmeleri'nin "özelleş-
tirilmesi" de kentin başına ge-
lenlerin sadece yerel duyarsız-
lığın değil, ulusal ölçekteki
"Cumhurijet karşıü" politika-
lann ürünü olduğunu kanıtlı-
yor...
Evet... Son yıllarda. ülkede-
ki olumsuzluklar için ille de
"Cumhuriyed'' sorgulayanlara
ve devrimlere dil uzatmayı da
tt
demokrathk''(!) gösterisi sa-
nanlara belki de en çapncı ya-
nıt. "Karabük gezüerT düzen-
lenerek verilebilir...
80 yılın özetini "a>iu yaşta-
ki" bir kent bütününde ıncele-
sinler ve o efsanevı yıllann
değerini "gözleriyle görerek"
yeniden öğreniversinler..
Oekinci(jt cumhuriyet.com.tr.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakOı turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com
HARBİ SEMİHPOROY sem/hporoy(a yahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BİLGÎN
SADDM ÇUKURDA K L N D I
HABERtNIN USTUNÇ ATLADIKLARINA ĞORE
ÎNANMIŞ ĞÖRUNUyO, BAZI MEDYA
MENSUPLARI ]
AMERÎKA'NIN B.K CUKUBUNDAN
BESIENSEYDÎN, SEN DE tNANIRDIN !
1 1 i I
TARlHTE BL'GÜN MÜMTAZ ARUÜL\ 24 Arahk wtctcmunitaz-aiikan.com
Hovard
19OS-
19*6
MİLYARDER HOH/ARD HUGUES..
8U&ÜM ÜMLÜ AMBRİKAU İŞ ADAMI HOfvAKD
'££> HÜSS) OOĞMUÇTU. &A8ASI ÖU>Ü-
SIAJ üoLAe MieAS srGA*M/şrr. 20
I, PET&OL KUYULJ4& AÇAM
HUGH££,££1£ifErİAJ/ ÇOIC
StMEM/l YApıMCdJĞI, UÇA1C •SAA/AYİI
•£ ATMIŞrt.BİG AtSA, ÜMLÜ^
( y S )
BüyüK. oe.r*g/ oLAiaçnf. SON oe-
f>£C£ SEGÛVENCi Sig. YAPfSt Oi-AN
B/tZ/ ESSA/eu İÇLEISe PE
Ç C/A APIMA, SÜYÜK. O<y/H-
BA77K gr& SOtf/Er0ENİZı4LT7-
8CIA/£AIZDAN sifiiroi..
GÖRÜŞ
MERtÇ VELİDEDEOĞLU
Türkiye'ye Bakış
AB'nin son Brüksel doruğunun yayımladığı so-
nuç bildirgesinde yer alan Türkiye ile ilgili anla-
tımlar, daha doğrusu yeni koşullar, Batı'nın Tür-
kiye'ye bakış mantığını bir kez daha açıkça orta-
ya koydu.
Bugün, Türkiye'nin Güneydoğusu'nun ve "kül-
türel haklar"\n\ diline dolayan AB, yann Türki-
ye'nin kuzeyini, Karadeniz Bölgesi'ni ele alıp bu-
ralarda "Pontus kültürü neden yaşatılmıyor, dih
tutulmuyor" sorusuyla yeni bir "cephe" açabilir,
yeni bir koşul yaratabilir...
Kuşkusuz böyle koşullan önceki üyelerinden is-
temezdi, istemedi; yeni üyelerden de istemiyor,
aramıyor.
Hele üyelik görüşmelerinin başlamasında hiç-
bir ülke için söz konusu olmayan konulann (mak-
ro ekonomik dengeler vb.), daha görüşmeler baş-
lamadan Türkiye için gündeme getirilmesi Anka-
ra'yı şaşkın ördeğe dönüştürdü.
Oysa yapılan, Batı'nın "çifte standart" ilkesini
uygulamasıydı; Ankara baştan bu yana Batı'nın
bu yönteminin bilincinde olup aklında tutsaydı, bu
duruma düşmezdi kuşkusuz.
Türkiye'nin hiç unutmaması gereken, bu yön-
temin 80 yıl önce adeta yasalaştınlması ve bugü-
ne dek hep bizim için gündemde tutulmasıydı.
Birinci Dünya Savaşı sona erdirilip, yenilenler-
le barış antlaşmalan yapmak için kendi aralann-
datoplanan yenginler(galipler), dönemin Birleş-
miş Milletleri'nin (Cemiyeti Akvam'ın) 26 madde-
lik ilkesini bu antlaşmalann başına koymaya ka-
rar verirler.
Ne var ki, bu maddelerin hiçbirinde yenilenle-
rin adlanna yer verilmezken yalnızca Türkiye anı-
lıyor (22. Madde), Osmanlı Devleti'nin -bir bakı-
ma- ne yolla parçalanacağı belirtiliyordu.
Böylece Türkiye dünya ile karşı karşıya getiri-
lip ona uygulanacaklar uluslararası bir bağlamda
saptanmış olmuyor muydu?
Hele yengin Italya'nın, Dalmaçya kıyılarını işgal
etme isteğine "VVilson llkeleri" çerçevesinde kar-
şı çıkılırken aynı Italya'nın Antalya kıyılanna çıkar-
ma yapıp işgal etmesi neden onaylanıyordu?
Fransa'nın Almanya'ya ait olan Ren'in sol kıyı-
sını işgal etmesi yine aynı ilkeler doğrultusunda
engellenirken aynı Fransa'nın Adana'yı ve öteki
illeri işgali neden kabul görüyordu?
Dönemin Ingiltere Başbakanı Lloyd George,
Almanya'nın madenleriyle ünlü Saar bölgesini
Fransa'nın işgal etmesine karşı koyarken kendi
kuvvetlerinin Bandırma'ya, Izmit'e vb. çıkarma
yapıp işgal etmelerine hangi ilke doğrultusunda
göz yumuyordu dersiniz?
Dahası banş antlaşmalannı belirieyecektoplan-
tılann (San Remo) kulislerinde Lloyd George'un,
savaşa katılmamış olan Yunanistan'ın Izmir'i iş-
gal etmesini onaylatmak için çırpınıp durması na-
sıl bir tutumdu?
İşgal ile ilgili bu "çifte standart" uygulamalan-
na ara verip başka konulardakilere geçelim.
örneğin, Osmanlı uyruğundaki bir kişi, bir Os-
manlı yurttaşı isterse ıtilaf Devletleri'nden birinin
ya da işgalcilerin uyruğuuna geçebilecekti; böy-
lece Osmanlı uyruğunun gitgide azalıp erimesi mi
düşünülüyordu dersiniz? (Bugün aynı oyunun
Güney Kıbns'ça oynandığını da bu ara anımsa-
yalım...)
Oysa, AJmanya'nın Saar bölgesindeki tüm ma-
denleri işletme hakkının Fransa'ya geçmesi böl-
gedeki Alman yurttaşlara uyruk değiştirme yolu-
nu açmıyordu.
Başta Almanlar olmak üzere tüm savaş suçlu-
lan uluslararası bir mahkemede yargılanacaktı,
Osmanlı savaş suçlulan dışında; çünkü onlar Er-
menistan'a, Yunanistan'a götürülüp onlann mah-
kemelerinde yargılanacaklar ve tüm sahip olduk-
lanna da el konulacaktı.
ömeklemeyi daha uzatabiliriz, ama asıl önem-
li olan, Batı'nın Türkiye'ye bu bakış mantığının ve
uygulamasının geçmişte kaldığını söylemenin
olanağı olmadığıdır. Bu gerçek ortadayken ve da-
ha dün AB tarafından bu tarihsel "çifte standart"
uygulanırken bunu hâlâ görmemekte direnmenin
ne anlama geldiğini söylemeye insanın dili var-
mıyor...
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/ Halk ede-
biyatına öz-
gü, sekizlik
hece ölçü-
süyle yazılan
ve ilk dize-
sinde "bre,
behey" gibi
bir ünleme y-
er verilen şiir
türü. II Hu- 8
zur... Kayak.
3/ Bükerek
germek için iki kat
edilmiş bir ipin ucu-
na geçirilen tahta
parçası. 4/01umsuz-
luk belirten bir
önek... Orta Ameri- 5
ka'da bir ülke. 6
5/ Uluslararası Para
Fonu'nun simgesi... 8
Yunan abecesinde 9
bir harf. 6/ Cvey anne... Bir soru sözü. II Yunan
mitolojisinde Zeus'un eşi olan tannça... Tavlada
"iki" sayısı. 8/ "En sinsi bir — gibidir geçme-
yen zaman" (Yahya Kemal)... Koyunun kol-kü-
rek bölümünden elde edilen silindir biçimli et. 9/
Acıma, şefkat... Rütbesiz asker. ^-~
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Halk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılan şiîr
türlerinden biri. 2/" —- ü namus şişesini taşa çal-
dım kime ne" (Nesimi)... Hafizakaybı. 3/Dinsel
tören ve kurallan... Eski bir ağırlık ölçüsü birimi.
4/Züppe... Bir nota. 5/ Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın
bir şür kitabı... Radyum elementinin simgesi. 61
Bir olayın başlıbaşına bir bütünlük gösteren kü-
çük parçası. 7/Ölenlerin kılınmamış namazlan ve
tutulmamış oruçlan için verilen sadaka... Bir gö-
revin yürütülebilimesi için merkez olarak seçilen
yer. 8/ Kırşehir'in bir ilçesi... Bir cetvel türü. 9/
Çemberin çevresinin çapma oranını gösteren
sayı... Güç, emek, çaba.