24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kuftur@cumhuriyet.com.tr Gravür ustası, ünlü ressam için hayatı yaşamaya değer kılan ilkşey sanattı AliyeBeıger 100yaşında...ZEYNEPORAL Bugün AJiye Berger'in yaşgünü. 24 Ocak 19O3...Tam yüz yaşında... Dehayla çılgınlıgı, yaşama hüz- nüyle yaşama sevmcini bir arada har- manlayan gravür ustası, ressam Ali- ye Berger, arkadaşım, hayatta olsay- <iı eğer, hiç kuşkum yok, Narmanh Yurdu'ndakı atölyesınde. "bugünya- 2i yazmanın su^sıdeğfl,geiinMarkiz'e gkiipcfaocoiateclaireyiydnn" diye be- ni baştan çıkanyor olurdu... Oysa bu yazıyı yazmanın tam da sırası... Onu tanıyanlann hatırlama- sı, tarumayanlann taruması için bir fir- sat, bırbahane... Tüm ilişkılerin hız- la pazarlama ilişkılerine dönüştüğü, sanatın her geçen gün daha da maga- zinJeştıği, "reyting, sansasyon, şan, şöhret" sarmalının en yüce değer bel- lendığı, gerçek degerlenn tüketım ar- sızbğıyla yok sayıldığı birortamda bu yazıyı yazmaya mecburum... Karasevdadan sanata Alıye Berger, külrür donanımın- dan fazlasıyla nasıbmi almış ailenin küçük kıztydı. Şakir Paşa'run kızı, Sadrazam CevatPaşa'nın yeğenı, Ce- vat Şakir(Halıkamas Bahkçısı) ve res- sam Fahrelnissa Zeid'ın kızkardeşı... Şakır Paşa Konağı'nın tavan arasın- da tanışmıştı resım sanatıyla. Birader Beyin (Cevat Şakır'in) yaptığı ve ço- cuklann gözlennden uzak olsun dı- ye tavan arasına kaldınlan nü'ler... Yıllar sonra bana şöyle dıyecektı: "Beüdde beni resme bağlayan ilk şey, tavan arasındaki o çıplak kadınlann gjzülik duygusuydu..." Tavan arasını ve tablolan çok sev- di küçük kız. Ama en çok en çok Charles Berger'ı sevdı. Destansı aş- kının kahramanı, Macar müzısyen, pe- dagog, keman öğretmenı Berger'i çok uzun yıllar çılgınca bir tutkuyla sevdı. En sonunda evlendıler. Ev lilik- lennin altıncı ayında Charles Ber- ger'in kalbı durdu. Yıl 1947'ydi. Ölüm acısı karasevdaya dönüştü. Bu acı, bu yokJuk, bu karasevda, Türki- ye'deki en büyük gravür sanatçıla- nndan bınni, bu sanatın ülkemizde- ki öncüsünü var edecektı. Ah, Berger'in ardından ne çok ıs- tedi ölmeyi. Ama izin vermedı abla- sı ve onu Londra'ya götürdü. John- Bucland Wright atölyesine... A liye Berger'in gravürlerinin biri ötekine benzemez. Kalıp aynı kalıptır ama aşkla, acıyla, sanatçının rengarenk iç dünyasıyla yoğrulup dışa vurulduğunda her biri bir öncekinden farklı olur. Tümünün ortak yanı; yaşamın içinden çıkıp gelmeleri, Aliye Berger'in duyarlılığıyla, yaşantısıyla, kişiliğiyle, yürek atışlarıyla bütünleşmesidir. "Sanat hayattaki en büyük teseüi" diyerek resım çalışmak üzere gittiğı Londra'dan , 150 gravürle gen dön- dü ve Türkiye'deki ilk gra\air sergı- sıruaçtı. Yıl 1951'dı. 1954'te Uluslararası Sanat Eleş- tirmenlen Derneği'nin îstanbul'dakı kongresi nedenivle Yapı Kredi Ban- kası'nın açtığı resim yanşmasında, uluslararası jürinin onun "Gûneş" tablosunu bınncı seçmesi, akademik çevrelerde kıyametlen koparacaktı. Alıye Berger, yanşmaya ilk yaptığı yağlı boya resmıyle katılmıştı ve dö- nemin HakJaAnb, Cemal Toilu, Haş- metAkal gıbı ünlü ressamlannın önü- ne geçmişti. Sonra... Sonra hep çalıştı Aliye Berger. Narmanlı Yurdu'nda çıkan yangında tüm eserleri yanınca ve atöl- yesini yitirince de çalıştı. Sevdiklen tek tek yaşamdan aynlınca da çalış- tı. Kolunda baskı makinesini kullan- maya dermanı kalmayınca da çalış- tı, hastalanınca da çalıştı... Çünkü ... "Çünkii hayan yaşamaya değerla- lanilkşev sanat"... Yaşamı kucaklamak Acılanna meydan okumak için, ya- şama ve sanatına sımsüa sanldı. "Hayatta ne seversem onun resmi- ni yapryonım... Hayatta her şeyi renk- li görüyorum ve bu renkkrin bepsini sevjyonım" dıyordu. Onun gravürlenne bakıyorum. Bi- n ötekine benzemıyor. Kalıp aynı ka- lıp ama hepsı bırbınnden farklı. Si- \ ahla beyazın ve tüm renklerın, tüm ara tonlannı da kullanmış. Baskı tekniklerinde deneylere gi- nşrruş. Kasap kâgıdı, kesekâğıdı, zım- para kâğıdı, tülbent üzenne baskılar > apmış. ("Zeynep Hanımcım. o bir şey mi, dantel kombinezonuma bile bas- kı yapom, gahba fena olmadL..") Gravüre "oynıabaskı'' dıyoruz ya... Baskı sözcüğünün olumsuz çağn- şımJanna meydan okurcasına kanat- lanmaya hazır onun gravürlen: O gravürlerde AJıye Berger'in tüm duyarlılığı ve sevdiğı ..Yaşamınuı çe- şıtlı anlan: Büyükadadakı "Aşk\1 u- vasT. Berger'in kemanı, Berger'in başı, Berger'in eli... Bahçede, dolam- baçlı yollarda, mutfakta, yanan bir ateşın başında, uçuşan bir perdenin ardında Berger'in sıluetı. Ve hemen yanı başında. arkasında, dızlen di- bınde küçüçük bir kız çocuğu, ken- disi... Hıç "büyümeyen", merakını şaşma yetenegını hiç yitirmeyen, ken- di dünyasını yaratan bir kız çocuğu... O gravürlerde Alıye Berger'in tüm duyarlılığı ve sevdıklen: Bolu Paza- n'ndaki satıcılar, Sabahattin Eyu- boğlu'nun "titredflderinigörüyonıra" dedığı horon tepen Karadenizliler, karanlıkta göz kîrpan gecekondular, Bektaşilerin sevgı simgesi kaşıklar, Mevleviler, yalnız kollanyla değil, füm bedenıyle davuluna sanlmış dö- nen "Kara Yüan" ve öteki davulcu- lar, sımıtçıler, süngercıler, yoğurtçu- lar... Hepsi yaşamın içinden çıkıp me- tal kalıplara çizilmiş. Aşkla, acıyla, Aliye Berger'in rengarenk iç dünya- sıyla yoğrulup dışa vurulmuş ve bi- ze ulaşmış... Teşekkürler Aliye Berger. îyi ki varsınız. Ara Güler'le'AradaSırada y Ara Gükr'in Edremit - Ayvank bölgesindeki bir zeytinyağı fabrika- suıda çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi 20 Ocak'a dek Ara Cafe'de. ÖNCE ÇİZGİ VARDI Cumhuriyet K1TAPLARI Küttür Senisi - Ara Güler'in Ara Cafe'de altıncısını açtığı 'Arada Sırada' sergisınin teması zeytinyağı fabrıkalan. Güler'in sergisinde, 2002 kışında Edremit - Ayvalık bölgesinde eskı yöntemle üretim yapan bir zeytinyağı fabnkasında çektığı fotoğraflar bulunuyor. ilk defa sergilenmekte olan bu fotoğraflarda, Türkıye'de yok olmakta olan geleneksel yağ üretimi teknolojısinin son ızlen belgeleniyor. Akdeniz ve Ege'de uygarhğın bır ana temelı de zeytincilıkle zeytinyağı üretimi ve tıcareti olmuştur. 50 yıl öncesine kadar Istanbul'da, Pendik'te, Kaynarca'da zeytinlıkler bulunuyor ve zeytinyağı üretimi sürüyordu. Hızlı yapılaşma ve arsa spekülasyonu, Antalya çevresinde son 20 yılda mandalina ve portakal üretımı yapılan narenciye bahçelerini nasıl yuttuysa zeytinliİder de benzeri bir yazgıyı paylaşarak Marmara çevresınde hızla yok oldular. Bu süreç zeytın ve zeytinyağı ekonomisinı de olumsuz etkiledı. Buna karşın halen bazı bölgelerde zeytincilık ve zeytinyağı üretimi önemli bir ekonomik etkinlik ruteliğınde. Ancak buralarda da geleneksel ya da daha eski üretim teknıklen, yenni daha çağdaş. yöntemlere bırakıyor. Kaybolmaya yüz tutan teknılderden biri de sulu baskı sıstemleriyle zeytinyağı üretimi. Bu teknik hızla yok oluyor ve alanı 'kontinü' sistemi ile zeytinyağı üretimine bırakıyor. Sergide, 'suhı baskı yöntemhie zejiim^ğı üretimi' yapılan ve artık kapılanna bır bır kilit vunılan eskı tip fabrikalardan binnde çekilen fotoğraflar yer alıyor. Sergi 20 Ocak'a dek her gün 10.00 - 24.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. (0212245 4105)' TURHAN SELÇUK'UN 60. YILIKUTLAMASIANISINA ÇIKARILAN RETROSPEKTİFKİTAP. • TÜRKhT'NİN VE DÜNYANIN EN SEÇKÎN YAZARLARININ, ELEŞTlRMENLERtNİN DEĞERLENDIRMELERİ. • SELÇUK'UN 60 YIL İÇtNDE ÇÎZDlKLERÎ ARASINDAN SEÇTIĞI Sn'AH-BEYAZ VE RENKLİ YÜZLERCE K.4RÎKATÜR. • KARIKATOR SANATIÜZERÎNE GÖRÜŞ VE AÇIKLAMALARI. • ANNESIHİKMET SELÇUK'UN ANILARI. • 60. YIL KUTLAMASINDAKISÖYLEŞILERDEN ALINTILAR. • ABDÜLCANBAZ'DAN RENKLİ, RENKSIZ ÇlZGÎLER. • BAŞLANGIÇTAN BUGÜNE DEK TÜRK VE DÜNYA BASLNINDA ÇIKAN YAZILAR. • AİLE FOTOĞRAFLARINDAN SEÇMELER. • KAPSAMLI BIR KRONOLOJÎ. • 27x29 EBADINDA, 300 SAYFA. • ÇOK AZ SAYEDA BASILAN BU LÜKS KfTABIN 400 ADEDÎ "CUMHURİYET KlTAP" TARAFLNDAN PİYASAYA SUNULMAKTADIR. Isteme Adresi: Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No: 39/41 (34334) Cağaloğlu-istanbul Tel: (212) 514 01 96 L'lstituto Italiano di Cultura di istanbul, Cerca Elemento esecutivo da adibire all'espletamento delle attrezzature informatiche e programmi informatici maggiormente in uso. Le prove concorsuali avranno luogo lunedi 26 gennaio 2004. Le domande dovranno pervenire a questo Istftuto di Cultura entro il venerdi 23 gennaio. Meşrutiyet Caddesi No: 161 Tepebaşı Beyoğlu. Telefono:2939848 CUMA BOYNUKARA O y u n K i t a p l a r ı 1. Toplu Oyunlan 1 Günaydınlara Uyanmak Çok Geç Olmadan / Muhtaro 2. Toplu Oyunlan 2 Ateşle Gelen / Mem ile Zîn 3. Toplu Oyunlan 3 Suyun Rengi / Beceriksizler 4. O'nun Saltanatı 5. Ölüm Uykudaydı 6. Görüldü (Yayımlanacak) Mitos-Boyut Tiyatro Yayınian Ağa Çtrağı Sok " 2 Gumuşsu\iı îstanbııl Tel 0 212 249 87 3~-38 Faks 0 212 249 02 18 E-maîl: mitosbo> utfâ hotmail.com KORSANKlTAP, ÜLKE KÜLTÜRÜNÜN KARA LEKESİDİR. Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) NÂZIM HİKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKFI OYUNCULUK VE RESİM (Desen-Kompozisyon) ATÖLYELERİ (KAYITLAR BAŞLADI) Tiyatroya gönül vermış ve Güzel Sanatlar Fakultelenne gır- mek isteyen kışilerin, bu alanlarda gelişımine ortam hazırla- mak, heves ve yeteneklennı geliştırerek Türk sanat ve kültu- rüne katkı sağlamak üzere Atölye çalışmalan başlatılmıştır. Seçkın eğitmen kadrosuyla üçerayiık devreter halınde ger- çekleştınlecek çalışmalara katılmak ısteyenler, başvuruları- nı Vakıf merkezine bızzat gelerek yapabılir. OYUNCULUK EĞİTMENLERİ Behiç Ak Tank Akan Kazım Akşar Mustafa Alabora Selim Atakan Rutkay Aziz Taner Barlas Engin Cezzar Cevat Çapan Sevim Çavdar Zuhal Ergen Halil Ergün Genco Erkal Altan Erkekli Barış Dinçel Savaş Dinçel Macit Koper Ahmet Leventoğlu Yılmaz Onay Sarper özhan Sevgi Sanlı Ali Taygun Cüneyt Türel Işık Yenersu RESİM BÖLÜMÜ DANIŞMANLARI Alaeddin Aksoy Yusuf Taktak Başvurular Hafta içi saat 13.30-18.00 arası/Cumartesi: 13.30-17.00 arası. Adres: Nâzım Mikmet Vakfı-Sıraselviler Cad. No: 48 Kat: 1/3 Taksim/istanbul Tet: (0212) 252 6314-15 e-posta: nazimhikmetvakfi'h tnn.net (KONTENJANIMIZ SINIRLIOIR) DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇİ Şairlerin İstanbul'u Şiirierle bir kentin haritası çizilebiiir mi? Ya tarihi, insanı, kültürü anlatılabilir mi? Anlatılsın, anlatılmasın, İstanbul için, nice şair bu işe girişmiş. Samih Rrfat'ın hazıriadığı Çok Eski Bir Günbatımı adlı seçkide Bizans dönemi Istan- bulu'nun şiirlerinden günümüze ulaşanlar bir ara- ya getirilmişti. Osmanlı dönemi Divan edebiyatının rakipsiz kentidir İstanbul. Cumhuriyet döneminin çağdaş şiiri de sürekli bir ilişki içindedir Istanbul'la. Doğal güzellikleri, tarihi karşısında hayranlık duyar; insanlannın, sokaklan- nın, yapılannın yazgısıyla ilgilenir. Bir yandan da çarpışır, mücadele eder bu ele avuca sığmaz yer- yüzü mücevheriyle. Bu yüzden İstanbul şiirleri ayrı, büyük birdünya- da, şiir evreninin içınde. Çok farklı bakışlarla, fark- lı yaktaşımlarta, İstanbul şiirleri bir araya getirifebi- lir. "Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer" dememiş mi Yahya Kemal. öyleyse her semti için de ayn ayn şiir seçkileri yapılabilir. Üsküdar Şiirle- ri adlı bir seçki yayımlandı nitekim. Tarihine ilgi duyanlar için, "Şiirlerle İstanbul Ta- rihi", insanına ilgi duyanlar için, "Şiirlerle İstanbul İnsanı" vb. seçkiler de yapılabilir. Çok da yararlı olur. Düşüncenin sonu yok: Bugünün kentlisine sor- sak, "Evinizin penceresinden baksanız ne görûr- sünüz"diye, ne yanıt alırdık? Şairler yaşadıklan dö- nemler için bu soruyu bile yanıtlamışlar: Bir odamız vardı etrafı sarmaşık Bostanlara bakan penceremiz (Oktay Rifat) Bahçemde dut ağacı vurdu ince dallanyla penceremin camına (A. Kadir) Bütün bunlan neden söylüyorum? Yeni bir İstanbul şiirleri seçkisi okuduğumdan. Kemal özer'in hazırladığı Sana Dün Bir Tepe- den Baktım... (Alkım Yayınian) adlı seçkide 45 ozan- dan 73 şiir yer altyor. Kemal özer, Cumhuriyet dönemi ozanlanndan şi- irier seçerken, bunlann, "yaşama ve ülkeye İstan- bul üzerinden yöneltilmış bakışlann bir toplamı" ol- masını amaçlamış. Bir albüme bakar gibi, şiirden şiire geçerken, "Istanbul'a ve Istanbul'la biriikte kendimize bakmamızı sağlayacak bir albüm." Seçki bölümlenirken de ozanlara göre değil, ko- nulara göre aynmlara gidilmiş: Adı İstanbul olan şi- irler, bir semt ya da sokağa yazılmış şiirier, bir anrt ya da alanına yazılanlar, bir anı-sesleniş biçiminde dile gelenler, duygu-türkü biçiminde işlenenler ve kavga-sorgu konulanyla Istanbul'a yaklaşımlarola- rak altı bölüme aynlmış. Ozanlann İstanbul'u bu denli dert edinmeleri yal- nızca kentin benzersiz buyuleyiciliğinden değil el- bet. Istanbul'la hesaplaşmak, ozanın dünyayla da hesaplaşması aynı zamanda. Yaşadığı çağın en keskin çelişkilerini de hiçbir yerde olmayan bir ber- raklıkla Istanbul'da görüyor. En kişisel duygular- dan toplumsal gelecek düşlerine dek ozanın dün- yasında İstanbul Yahya Kemal'in "Erenköy'ünde Ba- har"ından Nâzım Hikmet'in "Ceviz Ağacı "na; Or- han Veli'nin "Kapalı Çarşı"sınüan Kemal özer'in Attan Yalçın'ın "Haliç" belgeselineyazdığı aynı ad- lı şiir-metnine bir çizgi çekersek, İstanbul şiirlerinin ne denli geniş bir ufka yayıldığı hemen görülür. Bir yandan dünyada kuruluşundan bu yana öne- mini hiç yitirmemiş binlerce yıllık tarihsel bir kent, öte yandan bugünün dünyasında nüfusu pek çok ülkeden fazla, dev bir metropol... Bu denli karmaşık bir yapıyı anlayabilmek için şi- ir belki deen iyiyol. Herkes kendi murdar karanlığına gömülmüş (B. R. Eyuboğlu) ifisekci(a superonline.com Yeni Melek Sineması'nda yılbaşı • Kültür Servisi - 25 yıl aradan sonra geçen günlerde açılan Yeni Melek Sineması'nda 31 Aralık'ta 'pt653' başlıklı bırparti düzenlenecek. Bu kapsamda etkinlik 3 ayn salonda 5 farklı canlı performans ve 6 DJ ile gerçekleşecek. Fıl yapımın düzenlediği gecede Şebnem Ferah, Feridun Düzağaç, Mor ve Ötesi, Düş Sokağı, Aylin Aslım sahneye çıkacak. Mert Yücel, DJ B, Göknil Gökmen ve Mert Medeni DJ kabininde bulunacaklar. K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle