07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUSLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Etno-Politlk TUHAF bir medyası var bu ülkenin. Daha doğru- su, o medyadaki "dev'Jsasın ve televizyon kuruluş- lannın: Yalnız göz ucuyla iktidann beklentilerini kol- lamakla kalmıyoriar, aynı zamanda bir gözleri de Ame- rika'ylaAvrupa'da Konulan onlar büyütüyorsa, bizim- kiler de büyütüyor; "es" geçiyor veya küçümsüyor- sa, bizimkiter de. Son ömek, Kuzey Irak'taki Kürt devleti oluşumu,-- Bir-iki yazarolmasa, o konuyla ilgili habeıier gaze- te köşelerinde kaybolup gidecek. Sorunu deşip de- rinleştirmek, dahafazlabilgi vermek, iktidann aldınş etmeyişleri karşısında halkı uyamıak yok. Niçin böyle? Çünkü, Kuzey Irak'taki yeni oluşum, VVashington'un gizliceyakıp durduğu yeşil ışık attın- da ve Avrupa'yı da içten içe memnun eden bir hızia gelişiyor. Onlar, oluşum tamamlanmadan Türkiye'yi telaşlandırmak ve güçlü tepki gösterilmesine yol aç- maktan çekiniyorlar. Bizim medya da yardımcı. Gelişmenin Ankara'yı endişetendirmesi gereken yö- nü şu: Irak'taki yeni yapılanma, Amerika'nın "on sekiz eyaletlifederasyon" sözüne karşın, etnik teme- le doğru kaymakta oluşudur. KDP lideri Barzani ile Talabani'nin yan yana gelip etnik temelli bir federas- yon teziyle ortaya çıkışlan ve bu amaçla Geçici Yö- netim'e tasan sunuşlan "Bûyük Kürdistan" emeline doğru atılmış önemli bir adımdır. Irak'ın başka yerle- rinde bu "etnik temel"\n mezhep aynhklanna ve "din- sel temel"e kaymadan nasıl bulunacağı bilinmez ama, kuzeyde bellidir: Kürt devletinin resmen kurul- ması. önce, bir federasyonun parçası olacak bir "fecte- re" devlet olarak, sonra da federasyon yürümezle- şince bağımsız devlet olarak. Fikret Bila'nın geçen günkü yazısı, tasanyı hazır- layanlann Brenden O'Leary, Peter Galbright ve Halit Salih adlı Amenkalı bilim adamlan olduğunu bil- diriyor. Bunlardan birincisi Pennsylvania Üniversite- si'ndeki "Etno-Politik Çatışmalar Merkezi"n\n yöne- ticisiymiş, sonuncusu da şimdi Danimarka'da ders veren Kürt asıllı bir Amerikalı. Hazırlığın, o bökjedeki PKK'yi tasfiyeye hâlâ yanaş- mamış olan VVashington'dan teşvik görmeksizin ya- pılmış olacağını düşünebilir misiniz? Hele, ülke ze- mini olarak tasariananın, kuzeydekı bütün petrol ya- taklannı içineaiırcasına, "yan-Kürt" nüfusun oturdu- ğu yerleri de kapsadığını düşünürseniz, açıkça "pet- rol temeline dayalı bir etniklik" söz konusu değil mi- dir? Budurumda,kurulacakdevletinadı "Kürt"yada "Kürdistan" sözcüklerini içermese bile, temeli "etnik" olacağı için, onu yönetenlerin Türkiye, Iran ve Suriye topraklanna yönelik niyetler beslemeden dur- maları zordur. 0 niyetler ortaya çıkınca, "stratejikmüttefik"\n "Biz böyle istememiştik demesi inandırıcı olacak mı? Ankara'nın fazla gecikmeden, bu konuya daha ne ka- dar seyirci kalabileceğini en inandıncı biçimde belirt- mesi gerekiyor. İş îşten Geçmediyse... Ne oluyomz? Neredeyiz?.. Kimimiz şaşkınlık, kimimiz aymazlık içindeyiz. Karşıdevrimin baskısı giderek yoğunluk kazaruyor. Devlet eylemsel olarak, şeriatın hizmetine giriyor. Ülke, ortaçağ karanlığına kayıyor. Kamusal ve toplumsal alanı inanç, din, öbür dünyacı anlayışla düzenlemek isteyenlerle; laikliği, usu, bilimi, pozitif hukuku ve bu dünyacı görüşü benimseyenler ay- nşıyorlar. İkinciler dağınık ve örgütsüzler. s Bahattin FTRTINA Egu ıyasal erkin, iyice dinin hizmetine girdiği süreci yaşıyoruz! Bir yıldır, yeni yönetimin, dinsel yoğunluklu eylem ve söylemlerinin bombardı- manı altındayız: Imam hatiplere üni- versite. Türbana özgürlük. On beş bin imam kadrosu verildi. Her apartmana bir mescit. Okullar satılıyor. El-Ezher çıkışlılara görev. Faiz haramdır. On bin öğrenciye özel okul bur- su. îlköğretim okulunda tesettür defilesi. Tür- kiye Islam devletidir. Müfredatprogramlannı özel kesim hazırlayacak. Kuran kurslanna sı- nırsız-süresız teşvik düzenlemesı. Tekkelerde eğitim yapılmalıdır. "Ne olıryoruz? \eredeyiz?".. Kimimiz şaş- kınlık, kimimiz aymazlık içindeyiz. Karşıdevrimin baskısı giderek yoğunluk ka- zanıyor. Devlet eylemsel olarak, şeriatın hiz- metine giriyor. Ülke, ortaçağ karanlığına ka- yıyor. Kamusal ve toplumsal alanı inanç, din, öbür dünyacı anlayışla düzenlemek ısteyenler- le; laikliği, usu, bılımı, pozitif hukuku ve bu dünyacı görüşü benimseyenler aynşıyorlar. tkınciler dağınık ve örgütsüzler. Çogunluk yapılanlann gerçek amacını kav- rayamıyor. Kavrayanlar ise "Güçkri vetmez" diyor, aymazlann konumuna geliyorlar. Cum- hunyetı koruma görevı ıle yükümlü, Ata- türk'ün kurduğu CHP'nin, yüz yetmiş beş mil- letvekili ıle Meclıs'tekı varhğı dirhem tutmu- yor. "Markopaşa gazetesiyle dört yiğit kale- min(Sabahatrin.41i,AzJz.Ne5İn,RıfatDgaz,Minı Uykusuz), on beş TÎP'li milletvekilinin, ikti- darlan hallaç pamuğuna dönüştüren muhale- fet örneklerinden habersizler sankı... Karşıdevrimciler niyetlerini saklıyor, yen geldiğinde cüretkâr çıkışlar yapıyorlar. Laik Cumhuriyetin özünü yok edici yasalar, karar- nameler çıkanyorlar. Tepkinin yoğunluğuna ve kaynağına göre ya bir adım geri çekiliyor ya da tevile (sözü çevırme) sapıyorlar. Takıy- ye mubah ve gözde yöntemleri. Yasama da yürütme de ellerinde. tlk iş dış bağlaşıklann- dan meşruiyet onayı almak oluyor. Yönetime "tam vaziyet etme" evresindeler. Var olduklan kamusal ve toplumsal yapının tüm düzlemlerinde silmece kadrolaşmayı sürdü- rüyorlar. Tarikatları, cemaatlen, şıhlan, şeyh- leri, tekkelen, yurtlan, vakıflan var. Diyanet, camiler, imamlar, Kuran kurslan, ımam hatıp okullan onlann. Devletin tüm ola- naklan ellerinde. Yeşil ve laik sermayenin, medyanın güçlü desteği arkalannda. Dur du- rak demeden, gece gündüz çalışıyorlar. Birbırlenyle dirsek temasını kesmiyorlar. 'Ordu'dan sonra en güçlü örgüt onlar. Kendi çıkardıklan yasalarla aklanıp paklandılar. Kim- senın gözünün yaşına bakmadan isteklerini yapıyorlar. Demokrasiyi, insan haklannı, AB istemlerinı, kendi amaçlannı gerçekleştirmek içinkullanıyorlar. "Her apartmanabir mescit" yaptıncı bir düzenleme, bir uyum yasası met- nine ginveriyor. Allah'ın yasalan geçerli olun- caya dek, kul yasalanndan yararlanıyorlar. Eği- yor, büküyor, bozuyor, delıyorlar. "Bir keredet mekle bir şey olmaz" dıyenden daha ustalar. Özerk TÜBtTAK'ın işgalı bu yöntemle oldu. Cumhuriyet'ın canı avuçlannın içinde. Ço- gunluk sultasının keyfini sürüyorlar. "Vakt erişti" diyor, devletin vannı yoğunu yağmalı- yorlar. Kararlılıkla yeraltı, yerüstü varsıllıkla- n, KlT'leri, taşı toprağı, suyu seli satmaya, sosyal kazanımlan tırpanlamaya; eğitimi özel- leştirmeye; okullan medreseleştırmeye; müf- redat programlarını bıle özel kesime hazırlat- maya, devleti anayasal yükümlülüklerinden yalıtmaya başladılar. Laik, demokratik Cumhuriyet'in koruyucu- su orduya. "Bizim ordıunuz" diye hülus çakı- yorlar, fırsat buldukça da saldınyorlar. Bir süredır, koçbaşılanyla Çankaya ve üni- versite kapılanm dövmeye başladılar. Ayakta kalan bu iki Cumhunyet kalesini düşürmek ön- celikli amaçlan. Cumhuriyet'in savunmasını tek adama, Cumhurbaşkanrna, üniversitenın savunmasını, üruversiteye bıraktık. Kenara çe- kildik seyrediyoruz... Cumhuriyet sayesinde var olan, soluk alan ınsanlar; kurumlar, kuruluş- lar, örgütler neredeler?.. Şimdi de, IMF, Dünya Bankası, A\Tupa Bir- liğı'nın istekleri doğrultusunda, Kamu Yöne- timi Temel Yasa Tasansı'nı yasalaştırmaya ça- lışıyorlar. Özgürleşmevedemokratikleşmesöz- cükleriyle maskelenerek sunulan ve devletin temel yapısını değiştiren, kamu hizmeti kav- ramını yok eden bu tasannın ülkeyi, küresel sermaye devletlerinin çıkar aygıtı ve kolay lok- ması konumuna getirecek düzenlemeler içer- diği görülüyor. Kul köle olmadan, esenlik için- de özgürce yaşayabilmemiz, laik, demokratik ve sosyal nitelikli Cumhuriyetı koruma yete- nek ve istencini gösterebilmemıze ve bunun yo- lunu ve araçlannı yaratmamıza bağlı. Iş işten geçmediyse!.. Vergideki Çıkmazm Boyutlan (2) Bi CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (6) Cumartesi Söyleşileri "Avrupa'dan Türkiye'ye Bakış" prof. Dr. Erol MANİSALI (27Arahk 2003 Cumartesi Saat: 15.00) Krtap Imzası: Prof. Dr. Erol MANİSALI Yer Cumhuriyet Kitap Kulübü Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: 0212 252 38 81-82 Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir. Dcretsiz ve herkese açıktır. Kafetefyamız pazar dahıl her gun saat. 10.00 - 21.00 arası açıktır İzmir'e 19 yılda 20.000 konut kazandıran Ege -Koop'tan harika bir yatırım fırsatı! 25.000 kısının yararlanabilecegı satılık veya kat karşılığı tdbandd 4400 m 2 inşaat yapılabilen, 11.435rrf lik ticaret merkezi alanı! Ticaret merkezi; • Izmir - Aydın otoyolu üzerinde, İzmir'e 30, havaalamna 10 km. mesafede, 7623 m 2 lik eğimli arazide bulunmaktadır. Fanık YALÇINER tktisatçı ,u yazı, dün burada sal, coğrafı gerçeklerine uy- gun bir vergı yönetimi ör- gütlenmesınde büyük aç- mazlan vardır. Öncelikle vurgulanmalı- dır kı, Türkiye'de "gelir fize- rinden vergi almaktan umut kesihniş gibidir" Büyüyen, karmaşıkJaşan ekonomik ilişldlerin doğurduğu getir- leri izleyerek, gözattmda ru- tabilecek yetkinlikte vergi yöoetimi ohnadığmdan en kotayveeşitsizyoklan-tüke- timden- vergi almmakta- dır." IMF kaynaklı "borç ödetme izlenceleri** nede- niyle sürekli halka yükle- nilmekte, gittikçe yoksul- laşan yığınlara karşılık; ver- gilendirilmeyen kâr, faiz, rant gelirlerinin de katkı- sıyla varsıllaşan nüfusun yüzde yirmilik kesimi Is- viçre düzeyinde yaşamak- tadır. Milyon dolarlarla ta- şınır-taşınmaz mal satm alanlara, yurtdışında ayak basmadık ülke bırakmayan- lara; eğitımleri, sağlıklan, eğlencelerine değin hertür- lü hizmeti dünyanın en pa- halı pazarlanndan sağlayan- lara -harcadıklan paralar bu ülkede kazanılmamış gibi- vergiyle ilgili hiçbir sonı sorulmamaktadır. İnşaat kesimi yapım sü- recinden satışa değin kayıt dışı çalışmaktadır. Koope- ratifler hem ynrttaşlann sö- mürülmesi hem de vergi ka- çakçıhğının perdelenmesi .yayımladığımız ya- ' zmın son bölümüdür. Ekonomisı büyük ölçüde yasal çerçeve dışında. gelir dağılımı dünyanın en bo- zuk, işsizliği en yüksek ül- kelerinden biri olan Türki- ye'den AB düzeyinde siya- sal demokrasi ölçütlerinin yerine geririlmesı istenmek- tedir. Görünüşe bakılırsa - hiç değilse yasal düzlem- de- bunlann bir bölümünün gerçekleştirildiğini onayla- mak durumundayız. Ancak, AB'nin birde "ekonomikÖJ- çüfleri" vardır. Tam üyelik görüşmelerinde -eğer baş- latılırsa- bize göre Türki- ye'nin önündeki en büyük engel "kayrt dışı ekonomik yapı" olacaktır. Ekonominin gelire-gide- re ilişkin boyutunu tümüy- le kavrayacak, işleyişte si- yasetçiden bağımsız, ancak siyasete bağımsız, ancak sı- yasete karşı sorumhı (özerk) bir gelir (vergi) yönetimi kurmak demokratikleşme paketlerini çıkarmak denli kolay olacak mıdır? Hiç san- mıyoruz! Çünkü ülkemizin toplumsal, ekonomik, siya- işlevini görmektedirler. Ta- şınmaz alım-satımlannda tapuda gerçek tutarlar bil- dırilmemekte, lcira gelirle- ri yok sayılmaktadır. Bakanlar Kuruhı'nca ver- gi bağışıklığı tanınan vakıf- lar, dernekler. meslek ku- ruluşlanna ilişkin tecimsel işletmeler vergiden kaçın- manın ülkemize özgü, ya- ratıcı örneklerini sergile- mektedirler. Başta lstanbul olmak üze- re büyük kentlerin semt pa- zarlannda trilyonlar el de- ğiştirirken: her türlü mal, İuzmet alım-satımında ver- gi yükümlüsü olmayan ara- cılar cirit atarken bu işlerin vergisel boyutunu kimse umursamamaktadır. Türkiye'deki ekilebilir topraklann mülkiyet dağı- lımı, ürün türleri, sulu-su- suz tanmsal alanlar. ürün- lerin pazarlanmasındaki ara- cılık düzenınm ışleyişi; ta- nma dayalı sanayi kollan- nın temel girdilerini sağla- ma yöntemleri ve çalışma koşulları bilinmekte; ama bu kesimdeki ka>ıt dışılığı besleyen kanallann kesile- rek vergilendirilmesine yö- nelik hiçbir adım arılma- maktadır. Dışalım-dışsatım konu- su mallann gerçek el değiş- tirme fiyatlan gizlenmekte, faturalar yalan söylemek- tedir. Dünyada eşine rastlan- mayacak bir buluşla "sah- te fatura tkareti işkohı dü- zejine getirilmiş"; ülkenin kılcal damarlanna yayılmış- tır. Kamu ya da özel kesim- de ikinci, üçüncü işlerde ça- lışanlann (danışmanlık, özel dersler, muhasebe...vb.) el- de ettiklen gelirler hiçbir belgeye bağlanmamaktadır. Böylesi bir ortamda dev- let vergi alamadığı kesim- lerden borç alacak faiz öde- meyi yeğlerken; DtE ven- leri en üst gelir diliminde- kiler ile en alttakiler arasın- daki uçurumun bir daha dü- zeltilemeyecek ölçüde bü- yüdüğünü haykırmaktadır. Bu çıkması kavrayama- yan hükümetlerin her yıl yapüklan sözde vergi düzel- timleri nedeniyle işin uz- manlannın bile anlamadığı, çelişkili, kanşık. boşluklar- la dolu, ekonomik gerçek- liğe aykın vergi yasalan çı- kanlmakta; gerek örgütü gerekse yönetım anlayışı bakımından toplumsal-eko- nomik gelişmenin çok ge- risinde kalmış maliyeden bu yasalann uygulanması beklenmektedir. Ancak, bu durumun sorumlusu yalruz- ca siyasal erk değildir. Çün- kü Maliye Bakanlığı'nın ör- gütü, görevleri, çalışanlan ve vergilendirmeye ilişkin tüm yasal, yönetsel düzen- lemelermüfettiş-uzman kö- kenli yöneticilerle kotanl- makta, uygulamaya yön ve- rilmektedir. Maliye Bakanlan da ço- ğunlukla bu bürokratlardan jqr!*rm 19 yılda 20.000 konut E6E-K00PfaH, <fetyıt*x (U 6att Ayrıntılı bilgi için Tel: (0232) 425 97 13 -441 67 19 www.egekoop.org.tr e-posta: [email protected] Okurlarımıza duyuru Marmara Bölgesi'ndeki okurlarımız "Cumhuriyetin 80 Yılı" fasiküllerini saklayabilecekleri özel olarak hazırlanan klasörleri Kıbrıs ve Marmara bölgesindeki okurlanmız 24 Aralık 2003 Çarşamba gününden itibaren "Form" kayıtlannı yaptırdıklan yerlerden alabilirler. N o t : Diğer bölgelerin dağıtım tarihleri önümüzaeki günlerde yayımlanacaktır. seçıldiğine göre "başansız- kğuı sorguianacağı yapı tûm görkemiv le ortaya çıkmak- tadır" Ama bilinçsizliğin, sığ- lığın, kolaycılığm, yılgınlı- ğın kol gezdiği toplumu- muzda hiçbir kesim bu ko- nuda üzenne düşeni yap- mamaktadır. ~Mali>e bürokrasis gücü- nü sermaye üzerindeki de- netim yerkisinden ve devle- tin önemli karar odaklan- na egemenliğinden almak- ta; sh-asetçi de gerektiğinde bu gücü kuUanmaktadır." Onun içindir ki. "Maliye bürokraüannm öncülüğün- de dünyada benzersiz bir >-aklaşurüa devletin vvrgi de- netim yetkisi özelleşririle- rek"yemınlı malı müşavır- lere (YMM) devTedilirken uzman-müfettiş kökenli de- netçiler aslan payını almış- lar: "kamudan a>Tüdıktan sonra(sınavsız) YMMoiup, sermave karşüığında yük- sek geİirlcr sağlamalannın yohı açünıışnr." Dahası. ba- kanlık vergi yükümlülerini -incelemeyle korkutarak- YMM'lerle anlaşmaya bile zorlamıştır. "Inamhnazbir pervasızhkla YMM'lerin tam onayından geçen >ü- kümlükrin mali>evergi de- netmenlerince inceknmele- ri engellenerek kamu göre- vi-görev Bsi kavTamlanyoz- laşorümıştır. Sermayedar- lann, devîetin ücretsiz jap- masıgerekenvergidenetimi- ni, vergi geri ödemelerini ol- dukça yüksek tutarlar kar- şıl^ı YİVEVnere vaptmriar- ken. bunun acısını devlete ödejecekleri vergfleri azal- tarak çıkartacakları; YMM'ler karşısında yetki- siz küınan vergi denetmen- lerinin kamusal bağhhkian- nın örseleneceği umursan- mamışür bile!" Bunun ya- nında maliyenın vergi dene- tim birimleri siyasetçinin isteğine göre çalıştınlmış ya da durağanlığa terk edil- miştir. Yetiştirilmelerinin top- lumsal maliyeti oldukça yüksek denetçilerin ezici çoğunluğu -emekliliği bek- lemeden- özel kesime geç- miş, vergi denetim birim- leri sürekli kan yitirmiştir. Saymakla bitmez nice ak- saklığa karşın bürokratik ayncalıklannı yitirmek is- temeyen müfettiş-uzman kökenli bürokratlar arasın- daki post kavgasının -ki bu- nun ajnca ele ahnması ge- rekir- da katkısıyla siyaset- çinin niteliksizliği birleşin- ce gelir yönetimi saplandı- ğı çıkmazdan kurtulama- mıştır. Ancak, küreselleşen Ba- tılı sömürgeci sermayenin kıskacına büyük bir iç-dış borç yüküyle yakalanmış Türkiye"de bu konudaki son sözü -bılim adamlan, sivil toplum örgütleri. maliye ça- lışanlan yerine- AB, Dün- ya Bankası ve IMF söyle- yeceğe benzemektedir! PENCERE Bu Ne Acayip Dokunulmazlık?.. Ülkede bir şeyler oluyor.. Acayip işler dönüyor. Vaktiyle Başbakanlık yapmış NecmettJn Erbakan mahkûm oldu... Neden?.. Sahtecilikten!.. Hoş bir sözcük değil 'sahtecilik'; insanın kimliği üzerine lök gibi oturur... Mahkeme karar verdi, Yargıtay onayladı, Erbakan Hoca, raporfaertelenmeseydi, sahtecilikten hapis ya- tacaktı... Denebilir ki: - Yatarsa yatar, suç işlemişse elbette cezasını çek- mesi gerek... Doğrudur. Ancak adaletin en başta gelen koşullanndan biri de eşitliktir... Bir dava dosyasında sanık olarak yargılanan kişi- lerden biri mahkûm olup hapse girerken, aynı dos- yada sanık kimliğiyle adı geçen başka kişiler yargı- lanamazsa, adalet lâfügüzafa dönüşür. Pekı, kım bu ımtiyazlı kişiler?.. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül.. Içişlerı Bakanı Abdülkadir Aksu. • Abdullah Gül AKP Hükümeti'nin 2 numaralısıdır, Türkiye Cumhuriyeti'ni dışarda da temsil ediyor.. Dışişleri Bakanı'dır.. Sahteci mi, değil mi?.. AbdülkadirAksutümEmniyetörgütününtepesin- dedir; daha başka deyişle, sahtecilik suçunu işlemiş olanlan yakalamakla görevli olan polisin bağlı oldu- ğu bakanlığın başındadır. Içişleri Bakanı Aksu sahteci mi?.. Değil mi?.. Şu işe bak sen!.. Aynı dosyadan yargılanıp hüküm giyen Erbakan Hoca hapse gırecekti.. ötekiler hükümet edecekler.. Bu ne biçim devlet?.. Hukuk devleti mi?.. Guguk devleti mi?.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde mi yaşıyoruz?.. Rüya mı görüyoruz?.. • Gül ile Aksu, Cumhuriyet devletinde hükümet ederlerken Erbakan Hoca'nın hapsedilmesi 'skan- da/'dır denebilir, ama, yetmez.. Skandal Frenkçe birsözcüktür, olayı vurgulamak- tayetersizkalıyor. Olayın bir tek adı var: Rezalet!.. Eğer bu devlet, Erbakan'ı içeri atıp, aynı dosya- dan sanık ötekı ıki bakanı yargılayamazsa, rezaletin utancı hepimizin yüzünü karartır. • Neymiş?.. Abdullah Gül ile Abdülkadir Aksu'nun 'dokunul- mazlık'\an varmış... Bir 'dokunulmazlık' lafı ortalıkta dolaşıyor; ama, böyle dokunulmazlık olur mu?.. Avrupa Birliği'nöe böyle bir dokunulmazlık var mı- dır.. Yok mudur?.. Sahtecilik suçuyla yargılanması gereken sanığı mahkemeden, savcıdan, yargıçlardan, adaletten ka- çıran bir dokunulmazlık "/4vrupa"daolurmu?.. NOVITAS Turizm KASTAMONU'da Tarihi konakta çok özel vefarklı bir yılbaşı! (Dışanda kar, şöminede ateş, canlı müzik veyumuşak sediHerdeyudumlanan sıcak şarap......) Tel: (0 212) 251 28 08 pbx e-mail: no\ ıtas(5nov ıtas com tr «eb: ww» no\ ıtas com tr Tatil Aboneliği Tanıtım Turu 4 Gün 4 Gece LJlaşım, Yarım Pansiyon Konaklama, Yılbaşı Gecesi ve Çevre Turları Dahil, Kişi Başı 260.000.000 TL Çevre Turları: Muğla Turu, Bodrum Turu Gidiş: 30 Arahk 2003 Saat 22:00 Dönüş: 04 Ocak 2004 Saat 10:00 *Gezi süresince tatil abonesi olanlara konaklama bedava. YAPI-CStr Cuffihunyet Vakft Kuruluşudur Adres . Turkocağı Cad. Basın Sarayı No.1 Kat 4 (Gazeteoler Cemjyeti üstu) Cağaloğlu-lstanbul : (0212) 520 21 91-92, (0212) 522 49 26 : (0212) 520 50 23 Tel Faks Gazetetel - (0212) 512 05 05/550-561 E-Posta : yapıc@yapıc.com.tr www. yapic.com.tr ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle