04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA INCELEME Kalk popülizmi, siyasi çıkarlar uğruna tüm siyasi partilerimizin ortak hareket noktası oldu Bir yönetmeliğin öyküsüBIR DECERLENDIRME. 'Sekizyıl 'ın temel ilkeleri ortadan kaldırıldı onunun tarihsel gelişimini bilmekte, sonuç değerlendirme yönünden yarar bulunmaktadır. 16.11.1990 günlü Resmı Gazete'de Diyanet Işleri Başkanlığı Kuran Kursu Yönetmehği yayımlaıunış; bu yönetmelikte, Kuran kurslanna ancak ilkokulu bitiren vatandaşlann devam edebileceği ve denetımin de Diyanet tşlen Başkanlığı'na ait olduğu öngörülmüştü. 16.8.1997 gün ve 4306 sayılı (kamuoyunda sekiz yıllık zorunlu egitim yasası olarak bilinen) yasa ile ılköğretim kurumlannın sekiz yıllık okullardan oluşfuğu kabul edildikten dört gün sonra, Diyanet Işleri Başkanhğı Kuran Kurslanna Ilışkuı Yönetmelık'te değışikliğe gitti. 20.8.1997 tanhlı Resmi Gazete'de yayımlanan bu değişiklikle, Kuran kurslanna sekiz yıllık öğretimin beşinci sınıfinı tamamlayan öğrencilerin katılması ve hafta sonu kurslannnı da düzenlenmesi kararlaştınldı. Görüldüğü gibi Diyanet Işleri Başkanlığı katılımı da artırarak eski düzenlemenın devamı göriişündeydi. Yönetmelik değişikliğine karşı bir veli tarafından açılan davada, Danıştay 8'inci Dairesi, yönetmeliğin yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi. Bu karara yapılan ıtıraz da Danıştay Idan Dava Daıreleri Genel Kunılu'nun 27.3.1998 gün ve 1988/144 sayılı karan ile reddedildi. Bu arada 4306 sayılı yasa ile sağlanan çağdaş ve uygar sekiz yıllık eğitimin bünyesinde çatlak yaratacak ve yapılan reform nedeniyle birtakım çevrelerden de özürdiler biçimde 57'nci hükümet döneminde çıkanlan 22.7.1999 gün ve44l5 sayılı, 5.8.1999 tarihinde yürürlüğe giren yasayla "Diyanet Işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri ' Hakiandaki Yasa"ya ek 3'üncü madde eklenmiş ve bu madde ile, yürütülmesi durdunılan yönetmelik değişıklikleri yasaya alınmış ve olası bir iptal karannın önüne geçilmek istenmiştir. 5. sınıfı tamamlamaları veter Danıştay 8'inci Dairesi 23.2. 2000 gün ve 5098-1736 sayılı karan ile özetle "•_Anayasaya, Milli Eğitim Temel Yasasına \e pozitif biBmleri yeterince öğrenmemiş, çağdaş eğftnnini tamamlamanıış küçüklere, henüz büinçlenmeden teokratik eğitim verilmesinin pedagojik ve psikolojik sakıncalannın giderilmesi ve Tevhid-i Tedrisat Yasaa'nın öngördüğü eğitimde birtiğin sağianması için çıkanlan, 4306 sayıh Sekiz YıDık Zorunlu Eğitim YasasTna aykın olduğu™" gerekçelerine dayanarak, yönetmelikte yaş konusunda yapılan degişiklikleri iptal etti. Bu yasa değişikliği ve iptal karanndan sonra 03.3.2000 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Diyanet İşleri Başkanlığı Karan Kurslan ve Oğrenci Yurt ve Pansiyonlan Yönetmefiğj" ile, önceki yönetmelik yürürlükten kaldınlarak konu yeniden düzenlendi. Yaz kurslanna devam edecekler yönünden ilköğretimin beşinci sınıfinı tamamlama yeterli görülmüş, eğitimin iki ayı ve haftada üç günü aşamayacağı kaydı getirilmiş, yaz kurslannın Milli Eğitim Bakanhğı'nın denetim ve gözetiminde olduğu belirtilmiş; böylece zorunlu eğitimin önemli ilkeleri ve amaçlan ortadan kaldınlmıştı. esmi Gazete'de 1990yılında yayımlanan yönetmeliğe göre, ancak ilkokulu bitiren vatandaşlar Kumn kursuna katılabiliyordu. 1997'de sekiz yılîık öğretimin 5, sınıfinı tanumlayanlara izin çıktı. Yapılan itirazlar sonucu 1999'da yönetmelik değişikliği yasa kapsamına almdı. 2000'e gelindiğinde, yapılan değişiklikle zorunlu eğitimin önemli ilke ve amaçlan ortadan kaldınlmıştı... Yeni yönetmeliğe göre, ilköğretim öğrencileri Kuran kurslannda günde en az üç saat eğitim görecek, geceleri de pansivonda kalacak. SABtH KANADOĞLU Yargıtay Onursal Cumhunyet Başsavcısı Diyanet Işleri Başkanlığı Kuran Kursla- n ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonlan Yönet- meliği'nde yapılan degişiklikleri irdele- meden önce. 24.4.2003 gün ve 4854 sayı- lı yasanın anımsanmasında yarar vardır. Yargıda reform olarak sunulan ve kamu- oyunda da böyte algılanan ve yarguıuı iş yükünün azaltılmasına dayandınlan bu ya- sa ile bazı yasalardakı cezalar adli olmak- tan çıkartılmış ve idari para cezasına dö- nüşrürülmüşfür. Yasa taslağı hakkında Yargıtay Cumhu- nyet Başsavcıhğı olarak görüşümüz sorul- duğunda, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Yasası ile 2860 sayılı Yardım Toplama Ya- sasfnda yapılmak iste- nen değışiklıklere kar- şı olduğumuzu, 04.02.2002 günlü ya- zımızla yanıt olarak Adalet Bakanlığı'na bıldirdik. 222 sayılı ya- sada yapılmak istenen değişiklik, zorunlu il- köğretimin ülkede uy- gulanmasını tehlikeye düşürebilirdi. Okuma çağındaki ço- cuklanmızm ilköğre- tim programlan yerine yasal veya yasadışı baş- ka kurs ve programla- ra devam etmesi sonu- cunu dogurabılirdi. Ay- nca 2860 sayılı Yardım Toplama Yasası'nda ko- runan değerlergözetıl- diğinde, haksız çıkar- _______________ lann ve çıkar gruplan- nın oluşmasını engellenmek için 29'uncu maddede öngörülen adli yaptınmın oldu- ğu gibi kalması gereklıydı. Düşüncelenmız dikkate alınmadı ve öngörülen değişiklik- ler yasalaştı. Kurslara ayrı para kaynağı Adım atılmış, zorunlu ilköğretim ve eği- timin koşullanna uymamanın yaptınmı ıdan para cezasına çevrilerek, önleyici, caydmcı ve koruyucu nitelikleri zayıflatıl- mıştı. Artık ilköğretimi, öngörülen zorun- luluğuna uygun şekilde yerine getirmek için, bu okullara devam etmeyen öğrenci- lerin velileri hakkında ahnacak etkin bir ön- lem kalmamıştı... Aynca yasadışı yardım toplama yoluyla elde edilen paralann han- gi yollarla nerelere aktanldığı bilinmesine rağmen yapılan değişiklikle, kurs ve prog- ramlara ayn bir para kaynağı yaratıl- mış ve bu yerlere kaynak aktanlma- sı kolaylaştırıl- mıştı... 24.11.2003 günlü Resmi Gazete'de ya- yımlanan yönetmelik değişikliğinüı, yu- kanda açıklanan yasa değişıklikleriyle bir- likte irdelenip, değerlendinlmesı, yapıl- mak isteneni daha açık bir şekilde ortaya koyacaktır. 24.11. 2003 günlü Resmi Ga- zete'de yayımlanan ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açan (2000 yılında yürürlüğe konulan yönetmelikte yapılan) değişıklık- ler şunlardır: Sosyal etklnHk de öngöriilüyor İlköğretimin beşinci sınıfinı bıtirenler için Müftülükler tarafindan açılması öngö- rülen ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın dene- tim ve gözetımine verilen yaz kurslannın sürelerine ılışkin kısıtlamalar kaldınlmış, D iyanet Işleri Başkanlığı Kuran Kurslan ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonlan YÖnetmeliği 'nde yapılan son değişiklikle ilköğretimin beşinci sınıfinı bitirenler için açılması öngörülen yaz kurslannın sürelerine ilişkin kısıtlamalar kaldırıldı. Sürekli akşam kurslannın öngöriildüğü yönetmeliğe göre, kurslarda imam hatip lisesi mezunlarının öğretici olarak görevlendirilmesi sağlandı. Yapılan bu değişikliklerin önceki yasa ve yönetmeliklere olduğu gibi anayasaya da aykın olduğu açıktır. yerine günde en az üç saat eğitim ve öğre- tim yapılacağı ve bu kurslarda sosyal et- kinlikler düzenlenebileceği hükmü getinl- miştir. İlköğretimi bitirip gündüz çalışmalan nedeniyle Kuran kurslanna devam edeme- yenler için ıse sürekli akşam kurslan ön- görülmüştür. Kurslarda imam hatıp lisesi mezunlarının öğretici olarak görevlendiril- mesi sağlanmıştır. Kurslann açılabilmesi için öngörülen öğ- renci başvuru sayısı azaltılmıştır. Yaz kurs- lan ögrencilenne, Kuran kursu öğrencile- rinin banndığı, Müftülüklerin sorumlulu- ğundaki yurt ve pansiyonlardan yararlan- ma olanağı tanınmıştır. Yapılan bu son değişikliklerin de önce- ki yasa ve yönetmelik degişiklikleri gibi Anayasa'ya aykın olduğu açıktır. Anayasaya rağmen... Laiklik ilkesi, Cumhuriyetin Anayasa'da yer alan temel ilke ve niteliklerinın varük nedenıdir. Bağımsızlığın, uluslaşmanın, ulusal egemenliğin, demokrasinin doğu- şu, gelişimi ve bugün toplumumu- zun vazgeçilmez değerlen oluşu, laiklik ilkesınin eseridır. Bü- tünlüğümüzü korumak, ilkenin ödünsüz uygu- lanmasından geçer. O halde ülke- nın geleceğüun güvencesi olan ilk öğretim ve eğitim de laik olacaktır. Ne yazıktır ki, siyasi çıkarlar uğruna halk popüiizmı, tüm siyasi partilerimizin ortak hareket noktası olmuştur. Kutsal dın duy- gulannı ıstısmar ederek oy kazanmak; bu ışi meslek edınenler yanında, ona öykünen- leri de cezbeden bir yol halıne gelmiştir. Bir hukuk devletınde yapılması düşünü- lemez uygulamalar, her dönemde pervasız- ca gerçekleştırilmıştir. Kamuoyu baskısı- nın yetersızliğı, toplumsal hafıza eksikli- ği, Anayasa'ya rağmen bu yolu izleme ce- saretıni arttırmaktadır. Sekiz yıllık zorunlu ilköğretim öğrenci- lerinin bır bölümünü dini eğitim ve öğre- time çekmenin, günde en az üç saat eğitim ve öğretim yapılmasını koşul koyarak öğ- rencılenn uzun süreli kurs ortamında tutul- masuıı sağlamanın, kurs öğrencilerini bu amaçla kurulmuş yurt ve pansi- yonlarda banndırmanın Cumhuriyet öncesi ikili eğitimi anımsatmaması mümkün müdür? Yaz kurslanna ılköğre- timın beşuıcı sınıfuıı ta- mamlayan öğrencilerin kabul edılmesi karşısında, sekiz yıllık zorunlu ilköğ- retim yasasuıın yürürlüğe girmesi üe kapanan imam hatip lıselerinın orta bö- lümlennin, bir başka ad ve görüntü altında canlandı- nlması söz konusu değil mıdir? imam hatip lisesi mezunlanna bu kurslarda öğretici görevi verilme- si, anılan liselerin kuruluş amacına uygun mudur? Ülkenin hoşgörüye, uz- laşmaya, birlik ve beraberliğe gereksinim duyduğu bir süreçte. laık eğitimi hırpala- maya, zayıflatmaya çahşmanın akla uygun açıklaması yapılabilir mi? Bu sorulann ya- nıtlan kuşkusuz olumsuz olacaktır. Öykü burada bltmedi Akıl ve bilüne dayalı eğitim ve öğreti- mi, düısel boyuta çekerek özledikleri dü- zeni kuracaklannı sananlar, toplumsal ger- ginlıklerden siyasal yarar umanlar, Anaya- sa tanımazlığı olağan davranış biçimi ha- line getirenler, vatandaşlann Kuran öğren- meye Suriye'ye gitmelerini önlemek için değişiklik yaptıklarını söyleyen ve sonınu şer'i modeli ithal ederek çözdüklerini açık- layan siyasiler, yürürlüğe giren bu yönet- meliğin ancak Resmi Gazete'de yayımla- nacak yeni bir değişiklikle yürürlükten kal- kacağını görmezden ve bilmezden gelip ertelemekten söz açanlar, boşuna bir çaba- yı, hayret ve ibretle izlenen bir görüntüyü sergilemektedirier... Kuşkusuz öykü burada bitmemekte; ta- mamlanmasının, tepkilerin hafifleyeceği, olayın unutulacağı ileri bir zamana ertelen- dıği anlaşıhnaktadır. Bu görüntü ve öykü- den çıkartılacak derse gelince: Ülkemizin, bizi geçmişin karanlıklanna götürmeye elverişli yasa ve yönetmelik de- ğişiklikliğine değil, tüm siyasi partüerde ve özellikle siyasal iktidarda laik Cumhuriyet ilkelerine uyacak zıhniyet değişikliğine ke- sin ihtiyacı vardır... AVRUPA'DAN GURAY OZ Saddam Dersleri ABD işgal kuvvetleri nihayet Saddam Hüse- yin'i esir aldılar. Savaş yeni bir evresine daha gir- di. Şimdi en fazla merak edilen, işgal kuvvetleri- ne karşı direnişin kırılıp kırılmayacağı, Kuzey Irak'ta utanılacak ve üstelik geleceği de olmayan bir işbirlikçilik sergileyen Kürtler bır yana, Irak halkının, Şiilerin ve Sünnilerin, ilericılerin, partile- rinden utanan komünistlerin Saddam ağırlığı ta- şımayan bir direnişi örgütleyip örgütleyemeyecek- leri. Farklı senaryolar yazılıp çiziliyor. Ne olur bilin- mez. Bizim bildiğimiz, tarihten öğrendiğimiz hiç- bir işgal gücünün uzun süre bir ülkede askeri varlığıyla bannamayacağidır. önünde sonunda gel- dikleri gibi giderler. Gidecekler gitmesine de, geride ne kalacak? Bilinenlerden yola çıkalım, muhtemel gelecek şöyledir: Irak'ın bir bölümünde Iran örneğini iz- leyen bir Şii Islam devleti kurulur, Kuzey Irak'ta çoktan kurulmuş Israil örnekli Kürt devleti resmen ilan edilir. Orta Irak'ta Sünnilerin ağırlığında birdi- ğer Irak yaşamaya çabalar. Ama bu farklı Irak'la- rın hiçbirinde de ışgalin "kutsal" amacı olduğu söylenen "demokrasi" olmaz. Geride yoksul ve perişan bir Irak kalır. Geride siyasal, ekonomik bunalım içinde bo- calayan, parçalanmış bir Irak, zenginliklenni de- ğil yaşama hakkını kurtarmaya bakan bir Irak ka- lır. • • • Saddam Hüseyin'in yakalanması ile bu senar- yolann ne ilgisi olabilir ki? Unutturulmayaçalışılangerçeklerdahaönem- lidir bence. Basit gerçekler bunlar. ABD, hiçbir haklı gerekçeye dayanmaksızın Irak'ı işgal etti. Bush ve ortaklarının öne sürdü- ğü yalanlara hiç kimse inanmadı. ABD'nin işba- şındaki neocon'lan "haçlı seferteri"ni başlatmak, "uygarlıklar çatışması"nın ateşinı yakmak için harekete geçtiler. Karanlığı, patlayan bombaların parıltısı ile üs- tümüze yaydılar. Irak'ın işgaline, kendi çıkarlarına denk düşme- diği için itiraz eden Avrupalı politikacılar, Saddam Hüseyin'i esir ettiği için Bush'u kutlamakta ge- cikmediler. Peki ama geçen zaman içinde ger- çek değişti mi? Irak, ABD tarafından işgal edilmedi mi? Olma- dı mı böyle bir şey? Batılı emperyalistlere karşı bir kurtuluş savaşı vererek kurulmuş bir ülkenin, bir cumhuriyetin çocukları nasıl oluyor da işgal- cilere alkış tutabiliyorlar? • • • "Ama Saddam da diktatördü" diyor bizim "embeddedler". El hak öyleydı. Peki şu sıralar- da en büyük ABD üssü olarak hizmet gören Ku- veyt'i, Katar'ı kimleryönetiyor? ABD'nin sıkı müt- tefiklerinden Suudi Arabistan Ingiltere'ye benzer bir "demokrasi* 1 mi yoksa? Afganistan'da de- mokrasi kuruldu da biz mi duymadık? Pakistan'ı idare eden Müşerref iktidarı zorta ele geçirmiş bir darbeci değil mi? Mısır'da nasıl bir demokra- si hüküm sürüyor? Dizi dizi emiriiklerde demok- rasinin bilinmedik örnekleri mi sergileniyor? Boş verin siz bunlan, "Demokrat Avrupa" küçükle- re ve yeni üyelere kabul ettirilemediğı için onayı geciken anayasasına "Avrupa Birliği'nin eko- nomik sistemi serbest piyasa ekonomisidir" diye yazmadı mı? Bu mu demokrasi oluyor? Evet Saddam Hüseyin diktatördü. Bütün dik- tatörler gibi zorbalığı, gücü, iktidarını sürekli kıl- mak için kullandı. Halkınınrefahıiçin çok fazla gay- ret göstermedi. Ama onun yönertiği Irak yine de bağımsız ve egemen bir ülkeydi. Şimdiyse işgal altında aç, susuz, perişan, par- çalanmış bir Irak var ortada. • • • İşgal edilmiş ülkenin esir edilmiş diktatörünün saçlı sakallı hali bizim gazeteleri zıvanadan çıkar- dı. Nasıl başlık atacaklarını bilemediler. Bütün "yaratcılıklannı" kullandılar. Yakalandıktan son- ra Saddam'ın nasıl bitkin, yıkılmış, işbirliğine ha- zır olduğunu yazdılar. Time ıse Saddam'ın görüş- lerinden taviz vermediğini, sorgucularıyla alay ettiğini yazdı. Saddam'ın kendisini görmeye ge- len Geçici Yönetim üyelerini azarladığını, eski Dı- şişleri Bakanı'na "Sen bu ülkede dışişleri ba- kanlığı yaptın, utanmryor musun bunlarla iş- birliği yapmaya" dediğini duyduk. Ibret ahnacak günlerden geçiyoruz kısacası. Diktatörterini devirme hakkını halklara bırakmıyor- lar artık. Üşenmemeli, bütün ayrıntıyı not etmeli. Yann torunlarımıza anlatınz. Aralarından gazeteci olmak isteyen çıkarsa, onlara okuturuz. Işe yarar. e-posta: guray.oz <t cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (5) Cumartesi Söyleşileri "Tiyatromuzun Dünü, Bugünü, Yarını" Müjdat GEZEN (20 Aralık 2003 Cumartesi Saat: 15.00) Kitap Imzası: Müjdat GEZEN Yer Cumhuriyet Kitap Kulübü Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: 0212 252 38 81-82 Etkinlitder Koop-C tarafından düzenlenmektedir. Ücretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryarraz pazar dabıl her gûn saat: 10.00 - 21.00 arası açıkiır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle