04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SPOR -h Cumhuriyet Yaşam 10 En çok sunulan, izlenen haberler; cinayet, şantaj, kavga, seks, magazin, özel yaşam, futbol konulannda Televole ilekültürerozyonu e,ugün cinayet haberieri ve özel yaşama ait konular bile insanlara ucuz bir fotoroman şeklinde canlandırmalarla veya gerçek karakteıierin katılımıyla sunulmaktadır. Bir satıria ifade edilecek haber dakikalarca sanki ödüllük bir film prodüksiyonu yapılıyormuş edasıyla hazııianmakta ve bu hazırlığın bedeli de bu ülkenin özkaynakianndan ödenmektedir. NASUH MAHRUKİ H er demokratik devlet düze- ninde olduğu gibi Türkiye Cumhurıyeti'nin de ulusal menfaatleıine ulaşabilmesi ıçin üzennde kurulduğu ilkelertemel alınmak koşuluy- la, öncelikle devletin devamlılığı ve güven- liği, milletin refahı herdunjmda binnci ön- celiklidir ve devlet organizmasının varlık nedenidir. Yaşayan organizmalarda uzuvla- nn, organlann ve hücrelerin yerini devlet- lerde kurumlar, sivil ve asker bürokrasi, medya, özei sektörve siviltoplum gibi ör- gütlü yapılar üstlenir. Herorganizma var- lığını sürdürmek amacıyla doğası gereği çeşitli nedenlerle uzuvlannda başlayan hastalıklarfa, yaralanmalaria ve rahatsız- lıklaıia mücadele eder. Bu mücadele do- ğal olarak ana organızmayı konjmaya programlı bütün hücreler ve yapılar tara- fından gerçekleştırilır. Devletlerde de aynı şekilde oluştu- rulmuş savunma mekanızmalan vardır ve gerektıği yerde devreye gırerek bırinci ön- celik olan devletin devamlılığı, güvenliği ve milletin refahının sağlanması amacıy- la kanunlaria kendilerine verilen yetki ve sorumluluklar çerçevesınde devfetin de- vamlılığı ve güvenliğinı ve ulusun refahı- nı tehdit eden unsurlarla mücadele eder. Demokratik devlet düzenlennde yasama, yünjtme ve yargı erklerine ılave olarak 4. güç olarak anılan medya ve 5. güç diye- bıleceğimiz sıvıl toplum örgütlen de po- zısyonlan ve demokrasi ortamında ken- dilenne tanınan yaşam aianlannda, var olduklan devlet düzeninin devamlılığına ve güvenliğine ve milletin refahına hızmet etmekleyukümlüdür. Buyükümlülük, ana- yasamızda ve kanunlanmızda da açıkça belirtılmiştir. Bu girişten sonra Türkiye Cumhu- nyeti devletini de yaşayan bir organizma olarak değertendırirsek, kurucu iradeAta- türk'ün bugünkü varoluşumuzun nedenı olan misyonunu tamamlayarak aramızdan aynlmasından sonraki süreçte devletimız uzunca bir süredır yıne Atatürk'ün bizle- re armağan ettıği demokrasi ortamında var olma imkânı bulan kendi organlan tara- fından büyük bir aymazlık, hatta ihanet sü- reci ıçerisinde yavaş yavaş kemirilmiş ve giderek iyileştirmesi daha zor bir hastalık sürecine sokulmuştur. Aymazlıktır, çünkü bu süreç en hafrf ifadeyte kendı bındiği da- lı kesmektir, ihanettır. Bugün içinde bu- lunduğumuz sürecın nasıl bu noktaya ka- dargeldiğini anlayabilmemiz ıçin öncelik- le baktığımızyeri ve ölçeği değiştirmemiz gerekmektedir. Devletlerin hayatı, insan ömrüne kıyasla çok daha uzundur; dola- yısıyla etki - tepki süreçleri de bu oranda farklıdır. Bazen 10 yıl, 50 yıl hatta yüzler- ce yılda yaşanan olaylar, tarih kitaplann- da sadece birkaç satır içinde ifade edile- rek geçilir. Bugün için geleceği öngöre- meden kendı ınsansal ölçeğımiz ve viz- yonumuzla bakarak son derece masuma- ne olarak algılama ve değerlendirme ya- nılsamasına düşebileceğimiz, magazin ve televole kültürü - kültürsüzlüğü bu söy- lediğım açılım içinde değerlendirirsek ne yazık ki bizim düşündüğümüzden çok daha büyük bir tehdittir. Çirkin tezgâh Türkiye'de son 10 yılda yazılı, gör- sel ve ışıtsel medyanın uygulama konu- sunda geldiği nokta ve kaçınılmaz olarak bırinci derecede etkıleme gücüne sahip olduğu Türkiye Cumhunyeti vatandaşla- nnda yavaş yavaş ama planlı ve kısa dö- nemde bilinçli, ancak yukanda değindi- ğim gibi uzun dönem ıçin aymazlık içeri- sinde yarattığı değişim; kurucu iradenin kimliğine, ahlakına ve vizyonuna aykın bir toplumun şekillendirildıği bir tezgâh hali- ne dönüşmüştür. Kişisel görüşüm uygu- layıcılanna çok hızlı bir sosyo - kültürel ve ekonomik geiışim fırsatı veren bu tezgâh- ta, kısa dönem menfaatleri uğruna buna içeriden alet olanlann ihanet değil ama ay- mazlık içerisınde olduğunu düşünüyo- rum. Bütün bu geüşmeterin, kendi kafam- da yapmaya çalıştığım uzun döneme dö- nük projeksiyonlarda büyük bedeller öde- nerek ve yok olmanın eşiğındeyken bel- ki de son bir şans olarak Mustafa Kemal gibi tarihte eşi görülmemiş bir liderin bi- ze nasip edilmesi sayesinde kazandığı- mız Türkiye Cumhunyeti devletinin de- vamlılığına, güvenliğine ve milletimizin re- fahına çok önemlı bir tehdit olduğunu dü- şünüyorum. Devletin görevlerinden biri de ken- di devamlılığını ve güvenliğinı sağlayan mil- letini oluşturan herbiryurttaşın doğduğu günden itibaren en iyi şekilde yetiştiril- mesi, eğitilmesi, yeteneklen ve seçimleri doğrultusunda en uygun fırsatlann yara- tılması ve elbette yaşamı boyunca daha pek çok sosyal imkânın sunulmasıdır. Sö- B.'eş kezüstüste Fransa Turu'nu kazanan efsanevi Miguel Indurain bisiklet yarışlanndan çekildiğinde Chava'ya onun tahtına oturacak gözüyle bakılıyordu. Ama yorgun bedeni dağlann prensine kral olma izni vermedi. Bisiklet dünyasının Zidane'ı olarak gösterilen başarılı sporcu kalbine yenik düştü Jimenez son etabı bitiremedi Maria Jimenez, en büyük başanlarından sonra bile tıpkı babası gibi sık sık depresyona giriyordu. Öyle ki depresyon yüzünden 2001 yılında spor hayatından çekilmişti. 17 ARALIK 2003 — FİKRET DOĞAN D ağlann yamaçlarında dik yokuşları nasıl tez canlı çıktıysa, nasıl deli du- man pedala bastıysa, nasıl hep bi- sikletini uçurumun kıyısında sürdüy- se, öyle de hızlı öyle de uç nokta- larda yaşadı Jose Maria Jimenez. Yada "Chava". Beş kez üst üste Fransa Turu'nu kazanan efsanevi Miguel Indurain bi- siklet yanşlarından çekildiğinde Cha- va'ya onun tahtına oturacak gözüyle bakılıyordu. Dağ etaplannda Chava bi- siklet tutkununu ekrana bağlıyordu. Ne var ki, ertesi gün onu tatsız tuzsuz bi- siklet sürerken görmek tam bir hayal kırıklığıydı. Indurain'in büyük başanlarında Chava'nın payı büyüktü. Indurain bir keresinde dik bir yokuşta biraz tem- po yapmasını istemişti, bunun üzeri- ne Chava pedallara öylesine bir bas- mıştı ki, büyük şampiyon bile arkasın- dan yetişememişti. Sporda olduğu gibi hayatta da kumarbazdı. Kumar- hanelerin devamlı müşterisiydi. Is- panya'nın en çok para kazanan bisik- ietçisiydi ama gelgelelim har vurup harman savuruyordu. Sloganı: "Va hepya da hiç"ti. Antrenörü Jose Mi- guel Echavari: "Asla kendisini yüz- deyüzde mesleğine vermedi" diyeya- kınıyordu. Yakın arkadaşları Chava'daki bu kendini mahvetme eğilimini çok er- ken saptamışlardı. En büyük başan- larından sonra bile tıpkı babası gibi sık sık depresyona giriyordu. öyle ki dep- resyon yüzünden 2001 yılında spor ha- yatından çekilmişti. Son yıllarına uzun süreli dep- resyonlar, alkol ve kokain damgasını vurdu. Uyuşturucu bağımlılannın te- davi gördüğü Madrıd'deki bir kliniğin gediklisiydi. Uyuşturuculardan kurtu- -4- lup yanş hayatına dönmenin hayalini kuruyordu. Jose Maria Jimenez iki hafta önce Pazargünü tedavı' gördüğü Mad- rid'deki klinikte kalp krizi geçirdi. Er- tesi gün binlerce insanın katıldığı bir cenaze töreniyle köyünde toprağa verildi. 32 yıllık kısa ömrüne Chava Is- panya Turu'nda dokuz etap birincili- ği, birlspanyaŞampıyonluğu, birAlp- lerTuru birinciliği, Ispanyaturunda üç kez en iyi dağ bisikletçisi unvanı, sa- yısız başan ve bir evlilik sığdırdı. Ki- milerine göre Zinedin Zidane futbol- da neyse Jose Mana Jimenez de bi- siklette oydu. zün özü, her şeyin başı insandır. Devlet, insanına yatınm yaptığı ölçüde güçlenir ve yeni kuşaklara o oranda daha büyük hiz- met eder. Bu hizmet anlayışı karşılıklıdır ve birlikte ileriemeyi ve büyümeyi getirir. Karşılıklı güven ılişkisinın sağlandığı ortam- larda devlet kazanır, vatandaş kazanır, herkes kazanır. Bu sinerjiyi yaratabilmek için dev- letin resmi güçlerinin yanı sıra en az on- lar kadar etkin olabilecek 4. ve 5. güçle- re de büyük görev ve sorumluluk düşer. Bu açıdan bakıldığında medyanın, gele- ceğin beyinlerine, üretken akıl veellerine, yani bugünün tertemiz ve saf çocuklan- nın zihin haritalanna televole ve magazin kültürsüzlüğünü ekmesi, uzun dönemde bizim için büyük bir tehdittir. Çünkü bu- günün çocuklan geleceğin üreticileri, işa- damlan, sanayicileri, sanatçılan, edebi- yatçılan, sporculan ve askerleri olacaktır. Gelecekteki insan kaynağımızın bu tez- gahın elinden geçmesi, geleceğimiz için büyük bir tehdittir. Bu konuda; "Beğenmeyen sey- retmesin", "Bilmem kaç tane TV ka- nalı var, isteyen istediğini seyreder" veya "En çok ratingi alan programlar bunlar, dolayısıyla insanlar bunu isti- yor. Biz de onlara istediklerini veriyo- ruz", "Bütün dünyada benzeri program- lar var" gibi bir savunma yapmak ve bu savunma karşısında eli kolu bağlı dur- mak, en azından aymazlıktır. Bugün en çok sunulan ve dolayısıyla izlenen haberler; ci- nayet, şantaj, kavga, seks, magazin, öze! hayat, futbol konulanndadır. Bugün cinayet haberleri ve özel yaşama a/t konular bile insanlara ucuz bir fotoroman şeklinde canlandırmalarla veya gerçek karakterlerin katılımıyla su- nulmaktadır. Bir satıria ifade edilecek ha- ber dakikalarca sankı ödüllük bir film pro- düksiyonu yapılıyormuş edasıyla hazır- lanmakta ve bu hazırlığın bedeli de bu ül- kenin özkaynaklanndan ödenmektedir. Ufkun ötesini görmek Büyük Atatürk'ün dediği gibi; "Yal- nızca ufku görmek yetmez, ufkun öte- sini de görmek gerekir" sözünden, bu topraklarda yaşayan her kişi ve kurum görev çıkarmalıdır. Bu konuda elbette ki birinci sorumlu devletin ta kendisidir. Bu devlet, medyayla ilgili gerekli düzenleme- leri sağlayacak ve uygulayacak her tür\ü kuruma sahıptir. Eksik olan, belki de son elli yılda her alanda bize büyük bedel öde- ten düşünce sorunudur. Ancak ufkun öte- sini göremeyen ve kısa dönem çıkarlan uğ- runa güzelim ülkemizin geleceğine dına- mit yerieştiren, medyayla kirli bir işbirliği- ne girerek siyaset yapma anlayışı devam ettiği sürece gelecekte de Türkiye kay- becektir. Yapılması gereken, bir an önce bu aniamsız haber üretme zihniyetine ka- nun gücüyle son vermek; en azından ter- temiz ve her uyarana açık beyinleıiyle ço- cuklann ulaşamayacaklan saatlere ve ko- şullara taşımak oimalıdır. Bir diğer önem- li konu da ulusal birliğimızi arttırmaya dö- nük bütünleştirici ve birleştirici program- lann yapılması gerekliliğidir. Batının kendine özgü sosyo - kül- türel yapısı içinde zararlannı kontrol ede- bilme mekanizmalannı onyıllann tecrübe- siyle en iyi şekilde tesis ettiği 'bireyciliği' gençlerimize model olarak sunarken, bi- reyciliğin doğurabileceği olumsuz sonuç- lara karşı en önemli savunma kalkanlan olan hukukun üstünlüğü, kamuya ait ola- nın hem birey hem devlet elıyle en üst se- viyede korunması, sosyal sorumluluk, top- lumsal aidiyet, eğitim sistemi, karşılıklılık ilkesi ve vergi gıbı yükümlülüklerin en sı- kı şekilde takip edilmesi konulannı otur- tamamış sosyo - kültürel yapımıza, Batı ölçeğinde bireycilik bir numara büyük gel- mektedir. Bugün için kendisini ulusal medya olarak tanımlayan medya kuru- luşlannın pek aa, üzennde yaşadığımız coğ- rafyanın tamamını kapsayan ve aynı yur- dun insanı olarak geleceği ve menfaatie- ri birbirine doğrudan bağlı olan 70 milyo- na yakın nüfusumuzun birbirini fiziki ola- rak göremese de birbirlerini tanımalanna ve birbirlerinın sorunlanna, yaşam koşul- lanna, önceliklerine, kültürlerine, ihtiyaç- lanna, beklentilerine karşı duyarlılıklannı art- tırma ve ulusal birliğı sağlamaya dönük programlar hazırlamaktadır. Hele bugün için medyamızda büyük bir yayın zama- nına sahip olan televole ve magazin dün- yası, toplasanız bin kişilik ayncalıklı bir kıt- leye odaklanmış ve bütün haber üretme anlayışını kendı yarattığı bu yapay kitle üzerinden sürdürmekte ve yukanda bah- settiğim gelecekte karşılaşacağımız sorun- lann tohumlannı fütursuzca ekmektedir. Çözüm; geçmişte olduğu gibi dışa- ndan değil içenden, yıne milletin kendi azmi ve kararlılığıyla gerçekleşecektir. www.nasuhmahriki.com SAY15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle