04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 Basketbol Cumhurryet S P O R 8 5 maçlık yenilmezlik rekorunu her hafta geliştiren Izmir Büyükşehir Belediyesi Tekerti Sandalye Basketbol Takımı'nın oyuncuları, Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası'ndan da ikinci dönmelerine karşın başanlannın "görmezden gelinmesine" sitem ediyor. Tekerleklidev adam Şimdiki hedef, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda fınal oynamak. HİCRAN ÖZDAMAR • zmir Büyükşehir Belediyesi Te- I kerlekli Sandalye BasketbolTa- I kımı.başarılanyla parmak ısırtı- yor. 1999-2000 sezonundan bu yana ye- nilgi yüzü görmeyen, Avrupa Tekerlek- li Sandalye Basketbol Şampiyonası'nda Türkiye'ye ikincilik getiren rekortmen takımın tek derdi başarılarının "gör- mezden gelinmesi". Son üç yıldır üst üste şampiyon olan ve bu sezon da şampiyonluğa ko- şan İBB Tekerlekli Sandalye Basketbol takımı, Izmir Rehabilitasyon Kulübü'yle yaptığı maçı 118-25 gibi farklı skoria ka- zanarak lig serüvenindeki 10 bininci sa- yıya ulaştı. Izmir'in güçlü ekibinin, ye- nilmezlik serisindeki sayıları da 7 bin 500'ü aştı. Tekeriekli Sandalye Basket- bol Ligi'nde 7 sezondur mücadele eden takım, Türkiye'de sayısız ilklere adını yazdırırken, geçen sezon Ispanya'da yapılan Avrupa Tekerlekli Sandalye Bas- ketbol Şampiyonası'ndan ikinci olarak döndü. Buna karşın başarılarının gör- mezden gelinmesi takımın oyunulannı üzüyor. Takımın antrenörü Harman Yazı- cıoğlu, 2003 yılının Avrupa'da engeli- ler yılı olduğunu anımsatarak, Türki- ye'yi Avrupa'da başarıyla temsil ettik- lerini dile getiriyor. Bu başanlan hiçbir yabancı oyuncu desteği almadan elde ettikterinedikkatçeken Yazcıoğlu, "Türk spor tarihinde yözde yüz Türklerden oluşan bir takım ilk defa Avrupa'da fi- nal oynadı ve ikinci oldu. Ancak Av- rupa, bizim başanmızı konuşurken ken- di ülkemiz başanmızı görmezden ge- liyor." sözleriyle tepkisini dile getiriyor. ABD Tekerlekli Basketbol U Takı- mı'nın 58 maçlık yenilmezlik rekorunu tarihe gömen Izmirliler, yeni hedefleri- ni şimdiden belirlemiş durumda: "Şampiyon Kulüpler Kupası'nda dört yıl içinde fınal oynamak." SİSTEM VE BASKETBOL C t H A T L E V E N T 0 Efes Pilsen'le şampiyonluklar yaşayan Murat Evliyaoğlu şimdi kafeterya işletiyor Seyircibasketboluunuttu O on duyduğuma göre, en son Darüşşafaka-Efes Pilsen maçında 21 seyirci varmış. Düşünün Efes'in kadrosu 23 kişi. Biz 15 bin kişiden az oynamazdık. Maça 2 bin kişi geldiğinde kimse gelmedi diye üzülürdük. Bana göre bu yaşanan en kötü dönem. Bundan 5 yıl öncesinde kulüp bazında da, ulusal takım bazında da iyi sonuçlar aldık. Ama şimdi olay biraz daha bireysele döndü. Ibrahim'in Yunanistan'da oynaması, Hidayet'in, Mehmet Okur'un NBA'da oynaması... Bireysel olarak gelişmeye başladık. SABÎHA KURTULMUŞ 'lı yılların karizmatik basket yıldızı ve en iyi savunma oyuncula- rından bıriydi Murat Evliyaoğlu... Basketbolun en parlak dönemini ya- şadı, 15 bin kişi karşılaşmalarını izle- di. Genç denebilecek yaşta basketi bıraktı, gece hayatının işletmecile- rinden biri oldu. Her ne kadar oyun- daki agresif tavırlan, üç sayılık atış- ları ve dövmesiyle Türkiye'nin Den- nis Rodman'ı olarak bilinsede o, Mic- heal Jordan gibi, taşıdığı takım ru- hu ile kazandırdığı kupalar ve ba- şarılanyla mutlu. -Neden çok genç denebi- lecek bir yaşta basketi bıraktı- nız? MURAT EVLİOĞLU: Genç oldu biraz. Ama en önemli sebep ekonomik kriz. 26 yaşında Efes'e gelince profesyonel basket haya- tıyla tanıştım. Daha önce yine 1. ligdeydim ama Ankara'da oynu- yordum. Daha amatör ruhluyduk. Belli bir yaştan sonra bu spora de- vam ediyorsanız profesyonel olarak bakmamız gerek. 2000 krizinden sonra sponsorlar çekildi. Birtek Efes kaldı. Onun dışında 3 büyükler de yatırım yapmıyordu. Ben de iş ha- yatına atılmaya karar verdim. Or- hun öyle, Levent öyle. Hepimiz ay- nı kararı aldık. Mesela Orhun benden iki yaş büyüktür. O önce İTÜ'ye git- ti ve çok kötü bir yıl yaşadı. Işte on- ları görünce bırakma kararı aldım. -En son nerede veda ettiniz? M.E: Efes, Fenerbahçe, sonra iyi teklif gelmedi, yarım sezon oyna- madım. AralıkayındaTelekom'atrans- feroldum. Telekom'dan sonraki yıl yi- ne oynamadım. Göztepe'de oyna- yan Yugoslav arkadaşım kanıma gir- di, şöyle imkânlar, böyle paralar di- yerek beni Göztepe'de oynamaya ikna etti. 29 Aralık'ta transferteklifi gel- di ve transfer de 31 Aralık'ta bitiyor. Tabii iki günde yetiştiremediler. Bu- na rağmenoynuyorumdedim. "Mer- haba ben geldim" diyerek bir idman ve arkasından maça çıktım. Böyle de iki günlük Göztepe maceram var. - Şimdiki işiniz nedir? M.E: Nişantaşı'nda Niş Resta- urant'ın ortaklarından biriyim. Aynı zamanda Ortaköy'de bir balıkçı aç- ma hazırlığındayız. Bir yazılım şirke- tinin de ortaklarındanım. - Özellikle Avrupa'daki başa- rılardan sonra basketbola daha yoğun bir ilgi oldu.Gerek izleyici, gerekse de sponsorluk destekle- ri açısından. M.E.: Ben ona hiç katılmıyo- rum. Basketbolun en parlak dönemi- ni biz yaşadık. Efes, Ülker ve üç bü- yüklerin maçı o zamanlar Cineâ'ler- de, Kanal D'lerde büyük paralar kar- şılığında yayımlanıyordu. Şimdi TRT yayınlıyor ama kimseye para verilmiyor. Son duyduğuma göre de en son Darüşşafaka-Efes maçında 21 seyirci varmış. Düşünün Efes'in kad- rosu 23 kişi. Biz 15 bin kişiden az oynamazdık. Maça 2 bin kişi geldi- ğinde kimse gelmedi diye üzülürdük. -Çok haklısınız bizim öğrencilik dönemimizde okul yönetimleri devamlı basket maç- larına götürürdü, biz istesek de istemesek de maça giderdik. M.E.: Biz Efes'teoynarken büt- çemiz 15 milyon dolardı. Ülker'in büt- çesi bize yakındı, ama ne bileyim bir Konya Kombassan var 7-8 milyon dolardı bütçesi, Tuborg da aynı. Şim- di en iyi kulüp bütçesi 4-5 milyon do- lar. Diğer kulüplerin bütçesinde 1 mil- yon dolar olduğu zaman seviniyor- lar. Nereden nereye geldik. Artık her- kes futbola yöneldi, özellikle Galata- saray UEFA'yı kazandıktan sonra. -Son 5 yıldaki ilerlemeyi na- sıl değeriendiriyorsunuz? M.E.: Bundan 5 yıl öncesin- de kulüp bazında da, ulusal ta- kım bazında iyi sonuçlar aldık. Ama şimdi olay bireysele dön- dü. Ibrahim'in Yunanistan'da oynaması, Hidayet'in, M Okur'un NBA'da oynaması. Bu Türkiye için çok iyi ama şöyle bir ıkılem var. Eskiden iki yabancıya izin vardı, şu anda takımda 4 yabancı bulundurabiliyorsun; o za- man bu durum Türk oyun- cusunun gelişmesini en- gelliyor. Renklensin diye bunu yaptılar, ama bence 3 yabancı sistemi Türk bas- ketbolunu yaraladı. - Yeni dönemde ya da geçmişinizde ktolüm de- diğiniz basketçiler kimler? M.E.: Herkesinkı gibi be- nimde idolüm Michael Jordan Zaten öylesi de kolay kolay gelmez. Yetenek olarak gelebilir, ama o ta- kım ruhu, kazandırdığı kupalar, sa- yılar, rekorlar... öylesinin gelmesi çok zor. Türkiye'de son dönemde zaten Hidayet ile Mehmet kanıtla- dı kendilerini. Birde Efes'te Ermal diye bir oyuncu var.Gerçekten çok yetenekli. Ülkerii Kerem de iyi. - Hayatınızda belki binler- ce basket attınız. Bunlar ara- sında sizi en çok mutlu eden özellikle bir kaçtanesini hatır- lıyor musunuz? M.E: Koraç'ta son sayıyı ben attım faulden. Bir de son maçlardan birinde burada 7 sa- yıyla yenmiştik. Orada da hep önde gidi- yorduk son 2-3 dakikada çok sayı kaybettik. En son topu da ben kaybettim. Ama tekrar fa- ul yapıldı bana. Son faulu ata- J mazsak Italya'da kalacaktık, sonunda atınca inanılmaz ra- hatladık. r SERDAR KOÇYIGIT İLE HAFTAYA BAKIŞ Geçen haftaya basket- bolumuzun Efes Pilsen'le bir- likte lokomotifliğini yapan Ül- ker'deki antrenör değişikliği damgasını vurdu. Tolga Öngeren'in istifa- sından sonra göreve Ergin Ataman geti- rildi. Ataman'ın Türkiye ve Avrupa'daki ba- şarılı kariyerinin ardından bu seçimin her iki taraf için de uygun olduğu düşüncesinde- yiz. Ataman'ın performansını etkilemesi sürpriz olmaz. Beklenen verimi veremeyen Rentzias ve Traina konusundaki tutumu- nunu biz de merakla bekliyoruz. Efes Pilsen için kötü bir haftaydı. Idea Slask ve Beşiktaş karşısında alınan yenil- Pilsen'in kadrosu yeterli mi? giler Lacivert- Beyazlılar'ın kadrosunun he- deflenen başarılar için yeterli olup olmadt- ğı konusundaki soru işaretlerini tekrar gün- demegetirdi. Kaya Peker'in performansı- nı zevkle izliyoruz. Böyle giderse NBA Sco- ut'ları bu oyuncumuzu gelecek sezon için rahat bırakmayacaklar. Beşiktaş zengin ve güçlü kadrosu- nun karşılığını kazandığı galibiyetlerle al- maya devam ediyor. Efes Pilsen galibiyeti hedef büyütmelerini sağlayabilir. Fenerbah- çe ise sahasında Büyük Kolej karşısında şok ki sakatlığını bahane edip ülkesine dönmesi, yabancı oyuncu seçiminin ne denli önemli olduğu- nu göstenyor. Yabancı sayısının azaltılma- sı ve Türk oyunculara daha çok yer açılma- sını her zaman savunacağız. Aras İTÜ Ha- run'un iki hafta sonra yeniden kariyerineya- kışan oyunuyla zor günler geçiren Oyak Renault'yu Bursa'da devirdi. Sonuçta ge- çen hafta alınan neticeler TBL'de heyacan ve rekabet dozunun artmasını sağladı. (Not:K.Yaka-Tekel maçı değerlendir- meye alınmamıştır) HAFTANIN OYUNCUSU: Kaya Peker HAFTANIN 5'l: Melvin Booker (Ülker), Mustafa Abi (Beşiktaş), Umut Yenıce (Fenerbahçe), Kerem Gönlüm (Ülker), Kaya Peker (Efes Pilsen) HAFTANIN TAKIMI: Beşiktaş-Kolej Birgünmuhteşem bir Türk Milli Basketbol Takımı izliyoruz, 12 Dev Adam Avrupa Finali oy- nuyor, ortayakonanbas- ketbol ve alınan sonuç- larhepimizibirhayalale- mine sürüklüyor. Türk oyuncular birer birer NBA yolunu tutuyorlar. Efes Pilsen - Ülker ikilisi hersezon Avrupa'nın zirvesini zor- luyor. Görünen o ki Türk Basketbolu- nun yükselişi inkâr edilemez. Aradan birkaç ay geçiyor, aynı ta- kım tanınmaz halde! O başanlan elde eden bedenlerin tamamı sahada ama ya becerileri? Unutmayalım ki bir başanyı koru- mak, onu elde etmekten çok daha zor- dur. Rüyadan uyanıyoruz ve tüm pozi- ttf eleştiriler negatife dönüyor. Yükse- liş ivmesi yerini duraklamaya, hafta ge- riiemeye bırakıyor. Aklımız başımıza geç geliyor, ba- şansız sonuçlara çözüm aramaya baş- lıyoruz. Kamp ve hazırlık dönemi dese- niz en iyisi yapılıyor, oyuncular çok form- da, teknik heyetin kalitesi tartışılmaz, sponsorlar maddi manevi desteğini esirgemiyor. O zaman nedir eksik olan? Efes ve Ülker farklı Başan devamlılığı sağlanamayın- ca seyircinin ilgisi azalıyor, boş tribün- lere oynamak dünyanın sonu gibi. In- sanın kanı donuyor, hiç kimse heye- can duymuyor. Izleyicinin ilgilenmedi- ği karşılaşmaları televizyon kanalları dahi yayınlamak istemiyorlar. Böylece kendi yağı ile kavrulmaya çalışan ku- lüpler ciddi maddi sıkıntılar çekiyorlar. 3 büyükler dahi basketbol şubelerini kapatma aşamasına gelebiliyor. Efes Pilsen ve Ülker'i bu hikâye- nin dışındatutmak gerekıyor, onlar ade- ta başka birdünyadayaşıyorlar. Sistem- lerini kurmuşlan hem sporda hem de reklamda istedikleri hedeflere ulaşıyor- lar. Sistemsizliği kendimizesistem edin- miş olmanın cezasını çekiyoruz. Altya- pılardan oyuncu yetişmiyor, yeni ha- kemler iyi düdük çalamıyor, kaliteli ant- renör sayısı artmryor, idareci yetiştir- mek için hiçbir organizasyon yapılmı- yor. Buna karşın her sezon başında zorla denkleştirilen düşük bütçeler ile Atakımlara oyuncularaiınıyor, ligin baş- lamasına 1 -2 hafta kala takım bir ara- ya geliyor, artık sonrasını siz düşünün. Paralar yanlış yerlere harcandığı için kulüpler her sezon bir öncekinden da- ha kötü duruma düşüyorlar. Basketbol güncelliğini kaybettikçe ilgi vegelir kay- nakları azalıyor. Desteğe ihtiyaç var 3 büyüklerin ligin zirvesini zorla- makyolundaadım atabilmeleri için des- teğe ihtiyaçlan var. örneğin TRT'nin yayın hakları anlaşmasını bir an önce yenilemesi gerekiyor. Aklımın almadığı bir diğer konu iseTekel, SSK, DSİ, TMO, Türktelekom, Vakıfbank gibi kurumla- nn spor kulübü sıfatıyla liglere katılma- ları. Efes Pilsen ve Ülker gibi ticari fir- malar basketbol sayesinde son dere- ce başarılı tanıtım ve reklam organi- zasyonları yürütüyorlar ama binlerce hasta SSK'lıyı doktor kuyruğunda bek- letip bizlerin ödediği SSK primleri ile vo- leybol takımı kurup lige katılmayı anla- yamıyorum. Devletin spora destekver- me arzusunu yeni kulüpler kurmaktan- sa varolan amatör spor kulüplerin ko- runması ve desteklenmesi yolunda kul- lanması gerekmektedir. KlT'lerin spo- ra ayıracaklan bütçeler bir fonda top- lanarak amatörspor kulüplerine belli kri- terler çerçevesinde aktarılarak bir çok soruna çözüm üretilebilir. Seyircili kulüplerin daha yüksek bütçelere kavuşturulması başanya ulaş- manın en pratik yoludur. Ancak iş bu- nunla da bitmiyor, gelirlerin doğru ya- tırımlara harcanması gerekıyor. Kay- nakların bir bölümü altyapı ve oyuncu yetiştirmeye kullanılmaz ise erya da geç aynı problemler kapımızı çalacaktır. Bel- ki de Basketbol Federasyonu, 12 Dev Adam Basketbol Okullan için yaptığı har- camaları, aldığı sponsorluklan ve sağ- ladığı imkânlan kulüplerin altyapılarına yönlendirse sorunun bir bölümü çözül- müş olabilir. Federasyonların işi oyun- cu yetiştirmek değil, yetiştirenleri des- teklemektir. Basketbolumuzun geleceğini teh- dit eden bu olumsuzlukları silip atabil- mek bizim elimizde. Nasıl mı olacak? Çözüm çok basit. Kendi aramızda iti- şip kakışmayı bırakıp birlik olacağız. Bir araya gelip sorunları açık yüreklilik ve samimiyetle saptayacağız. Her ko- nuda güç birliği yaparak tespit edilen sorunlara çözümler üreteceğiz. (*) G.Saraytı eski basketbolcu 17 ARALIK 2003 SAYI 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle