Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2003 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Taban Kayması
ANAYASA MAHKEMESl'nin son karan basit bir
manevrayla aşılsa da, öyle görünüyor ki AKP enin-
de sonunda büyüR bir taban kayması tehlikesin-
den kendisini kurtaramayacaktır.
Yalnız Erdoğan-Gül ikilisi ve yanlanndaki takım-
lar arasındaki yanşmanın ortaya çıkardığı bir teh-
like değil bu. Oylesi, tepedeki uzlaşmalarla kolay-
ca aşılabilir. önemli olan, parti dışındaki etkenler
dolayısıyla beliren durumdur.
Tuhaf olan da şu: Partinin başındakiler, sağlanan
büyük oy desteğine karşın içte pek sağlam görme-
dikleri bir "meşruiyet"\ dışarda aramak ve o yol-
dan kendilerini güvenceye almak amacıyla giriştik-
leri dış ilişkiler yüzünden bu duruma düştüler. O iliş-
kilerin zorlayışlandır ki, onları, bu kez böyle bir ta-
ban kayması olasılığıyia karşı karşıya getirmiştir.
B i r i n c i zoriama, Amerika'nın Irakzorlaması. Av-
rupa Birliği'nden takvim koparmakta VVashing-
ton'dan destek isterseniz, onlar da sizden efoet Sad-
dam'a karşı destek sözü vermenizi isterler. Şimdi,
0 verilen sözün sıkıntısı çekilmekte.
Bir yanda ülkenin evlatlannı başkalannın çıkar-
lan uğruna ateşe sürmek istemeyen ve aynı zaman-
da kendi önlemlerini almaya çalışan askerin dire-
nişi, bir yanda da Müslüman bir komşuya karşı
petrolcülerle işbirliği yapma zorunluluğunun parti
tabanında yarattığı hoşnutsuzluk. Dışişleri Baka-
nı'nın son Ortadoğu girişimi bu hoşnutsuzluğu gi-
dermişe benzemiyor. Hele, aynı girişim, buradaki
Arap büyükelçilerinin anlatmaya çalıştıklan gibi,
komşulann gözünde Iraküzerindeki Amerikan bas-
kısını şu ya da bu yoldan desteklemeye yönelirse,
taban tepkisinin ne ölçülere varacağını kestirmek
için kâhin olmak gerekmez.
1 kinci zortanış, yine AB takvimi yüzünden hem
I Avrupalılara, hem de Amerikalılara verilen Kıbns
sözleriyle ilgili. özellikle, bu sözlerin Dışişleri'nde-
ki bürokrasiye yansıyan sonuçlan da belli olmaya
başladıktan sonra.
Eğer bu sonuçlar Birleşmiş Milletler çerçevesin-
de yapılan görüşmelerde Türk taratinı olmayacak
tutumlara zoriama derecesine vanrsa, bunun par-
ti tabanında yaratacağı tepkiyi tahmin etmek için
defalcı olmak gerekmez. Zaten VVashington'da, Ko-
penhag'da ve sonra Ankara'da parti kodamanla-
nnca edilmiş bulanık sözlerin Kıbns mitingleri üze-
rindeki etkisi yüzünden Türkiye kamuoyu yeterin-
ce tedirgin ve rahatsız. Sözler bir de Lefkoşa üze-
rine somut baskılara dönüşürse, parti tabanında-
ki tepkiyi kimse durduramaz.
Durumu daha da ilginç ve parti yönetimi bakı-
mından tehlikeli kılan etken, parti üyeliği, seç-
men oyu ve grup yapısındaki karmaşık durumdur.
AKPde, apartoparkurulan bütün partilergibi, çok
çeşitli eğilimleri, kalıntılan ve aktarmalan toplayan
bir parti olarak ortaya çıkıp seçim kazandı. Irak ve
Kıbns konulanndaki bocalamalar, ister istemez, bu
karmaşık yapıda çözülme yaratır.
llgililere şimdiden önemle duyurulur.
The Cricket Pub
L
ingiliz pub'larının
tüm özellikleriyle...
24 Ocak 2003 Cuma
Yonca
Lodi
enerji dolu, saatler...
#
GOLDEN TULIP
BIESİN TOPKAPt HOTEL
Aynntılı bilgi ve rezervasyon için
Tel.:0212 631 12 12 Ziyafet ofisi (3352-3353)
E-maii: efesin@erestntopkapi.cpm.fr
Millet Caddesi 186 Topkapı 34270 istanbul
KADIKÖY ÂHKÂMI ŞAHStYE
DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLİ
2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No. 2002 906 \'ası Tay.
Mahkememızce verilen 27 12.2002 tanh ve 2002 906
Esas. 2002 1091 savılı ılamı ıle. 1340 doğumlu. Süleyman
ve Zeynep kızı Nezahat Koçak'ın rahatsızlığı sebebvvle
4721 sTMK.nun 405 maddesi gereğınce vesayet altına alı-
narak kendısıne, davacı kızı Esra Koçak vası tayin edilmış-
tır. Keyfıyet ılan olunur. 16 01 2003 Basın 2511
Uğur, Uğur, Sevgili Uğur...
O gazetecimiz, olmazlan oldurdu; canı pahasma
yurdumuzda olagelen ne kadar tarikatlara yaslanmış
ticaret ve siyaset varsa, döneklikler, cinayet rezillikleri
varsa kanıtlanyla ortaya serdi. Uyuşturucu ticaretini,
gençlerimizin birbirlerini kırma aracı silahlan, silah
kaçakçılıklannı sergiledi.
Ahmet YORULMAZAyvahk
zarlannı anımsar. yüksek para-
h saltanatlannı düşünürsek, yük-
sek tirajlı gazete patronlannın
transfer için uzartıklan çek def-
terini, "BenNadirBey'inyüzü-
nebakamam" diyerek iade eden
Mumcu'nun, nasıl başka bir ga-
zeteci olduğunu daha iyi kavra-
nz.
O'nun ne denli hızlı çahştığı-
nın, ne yamanbir gazeteci oldu-
ğunun göstergesi olarak veriyo-
nız bu hızlı yazma özelliğini.
Eskiden de vardı şimdilerde de
var, havadan sudan söz açan..
ama işcyarayacak, dişe dokuna-
cak bir konuya el atamayan ha-
vanın, çiçeğin, kuşun, kedinin
köşe yazarlarından değildi o.
Uğur Mumcu'nun gazeteciliği,
bilgi ve yürek isteyen bir türdü.
Arabasına konanyok edici gü-
cüyüksek bir bombayla yaşamı-
na son verdirildi.
Verdirildi diyoruz, çünkü o
kadar yolsuzluğu. kanunsuzlu-
gu, soygunu deşti açığa çıkardı
ki, bu saydığımız yurtsever(!)
gruplardan -onlar her dönemin
yurtseverleridır bilirsiniz- han-
gisinin en gölgedeki patronu-
nun buyruğuyla susturuldu kim
bilir!
Birtakım yurtsever kişileri,
büyük vurgun şebekelerini hep
oturtup hop kaldıran yazılar yaz-
H
er yılın 24
Ocak'ında onu
arayor. anısınaşap-
ka çıkarıyoruz.
Kim bu anısına
şapka çıkardığımız adam?
1993'te on yaşında, şimdikrde
yirmilerini sürenlere tanımadık-
lan mangal yürekli bir gazete-
cimizi, Uğur Mumcu'yu birkaç
satırla tanıtmaya çalışalım il-
kin... Yaşı yirmidenyukan olan-
lann gereksinimi yok böyle bir
tanıtmaya; olsa olsa bir anımsat-
maya gerek duyabilirler...
O gazetecimiz, olmazlan ol-
durdu; canı pahasına yurdumuz-
da olagelen ne kadar tarikatla-
ra yaslanmış ticaret ve siyaset
varsa, döneklikler, cinayet re-
zillikleri varsa kanıtlanyla orta-
ya serdi. Uyuşturucu ticaretini,
gençlerimizin birbirlerini kırma
aracı silahlan, silah kaçakçılık-
lannı sergiledi, üstlerine üstle-
rine gitti. Olaylan derinlemesi-
ne araştınp inceleyerek, ilgili
makamlara, adalete ulaştırmaya
çaba harcadı.
Araştırmasını yaptıktan son-
ra çok kısa bir zamanda yazdı-
ğı yazıyı Cumhuriyet'e geçen
dürüst insan Uğur Mumcu'yu
kaybedeli on yıl oluyor! Günü-
müzdeki çapsız. yüreksiz ve yaz-
ma pekliği içindeki kimi köşe ya-
mıştı O. Yok edilmesinden son-
ra eşininkurduğu vakıf(Um.ag),
yazılannı tarih sırah toplayıp
yayımladı: Oturaklı tamı tamı-
na kırk kitap! Dile kolay.
Kitaplaştınlanyazılannda deş-
tiği toplumsal yaralar kangren-
leşti, irinleri heryanı kapladı ar-
tık. O'nun Demirefler'den baş-
lattığı yolsuzluklar, II. Demi-
rel'le sürdü.
Birincisi hayalen mobilya ih-
racatı yaparak devleti dolandır-
mıştı, ikinci Demirel ise banka
hortumlayarak!.. Bu iki Demi-
rel'in amcalan SükymanDemi-
rel aydın insan ohiıanın gere-
ğinden olacak ki, siyasal etik gi-
bi söylemleri elinin tersiyle bir
yana itmiş, ceza hukukunun *Su-
çunkisBdBğL.cezanınkişisefliği*'
kurahnı toplumumuza anımsa-
tırcasına, siyasal yaşamını, he-
pimizin bildiği yurda hizmetini
sürdürmüştü. Cezahukuku oto-
riteleriEnricoFerri'lere, Lomb-
rozo'lara ne denli güzel düşün-
düklerini, kendi uygulamasıyla
göstermişti!
Ne ki aynı Demirel, yeğeninin
de dahil olduğu banka hortum-
culannm yakalanıp tutuklanma-
lan üzerine "îşadammın önü ke-
sffiyor!" diyerek daha bir yerle-
re saplanmıştr.
Uğur'dan sonra bir yığın siya-
simiz TBMM'de birbirlerini ak-
layarak topluma dürüstlük(!) ör-
nekleri verdiler.
Kendilerinden başka bakan-
lannı da, partilerini de aklayan-
lan çıktı; meydanlarda dürüst-
lük, yurtseverlik, devletin ger-
çek sahipliği gibi konularda söy-
lediklerinin yanlvş, kendi kendi-
lerini aklamanın doğru olduğu-
nu gösterdiler bizlere.
Liderlerimizin tutumlanndan
günümüzde rağbet görmeyen,
geçmişte kalmış bir örnek vere-
lim: İsmet Paşa, son derece dü-
rüstlüğüyle tanınan bakanının
adı çıkınca "Git kendini akla
SuatHayri" direktifini vermiş-
ti. SuatHayri, liderinin isteğine
uyarak 'YüceDivan'a gidip yar-
gılanmış ve aklanmıştı aklan-
masuıa; fakat liderinin koruma-
yıp, -kendisi olağanüstü dürüst
ya- Yüce Divan'a göndermiş ol-
masından Paşası'na son nefesi-
ne kadar kırgın yaşadı.
Ne ki tsmet Paşa onu koruma-
sı altına ahp, yargılamasımn
önüne geçseydi muhalifleri "Bak
Paşakoruduama-.'' diyecekler
diye, aklamanın yargı işi oldu-
ğunu hem Suat Hayri'ye hem
tüm ulusa anlatmış oldu.
Kimsenin gıkı çıkmadı ve
evet.. Suat Hayri "YüceDivaırca
yargılanıp aklandı da ne oldu
dersiniz. sonra alnı dik başbakan
oldu ve yine alnı dik öldü! Sa-
nınm Suat Hayri'nin siyasetini
beğenmeyip eleştirenlerimiz bi-
le, devlet malına gösterdiği titiz-
liğe, kol gezen namussuzluk,
vicdansızhk ve utanmazhklar
karşısında, el bağlarlar.
Bu birkaç mızrap darbesin-
den sonra, başkalannın tersine,
çocuklanna şerefli bir isim bı-
rakmış Uğur Mumcu'yu, say-
falar dolusu değil, bir iki haber-
cik göndererek analım:
Sevgili Uğ\ır, imam hatipliler
iktidar oldu. üniversiteye,
T.C.'nin kurucusu orduya pos-
ta koymaya başladılar, bakan-
lıklarda toplu namazlar kılınıyor,
var sen geleceği anla artık!
İncirlik'ten Kalkan Uçaklar...
tncirlik 1954 yılmdan beri 50 yıldır Türkiye ve dünyanın
gündeminde. 1958'de ABD'nin Lübnan'amüdahelesinde, 1960'ta
tncirlik'ten kalkan U-2 casus uçağmın Sovyetler Birliği semalannda
düşürülmesinde, 1993'te Kuzey Irak'ta Mig-29 uçağmın
düşürülmesinde, son olarak da Afganistan operasyonunda.
I
rak'la ABD arasında
savaş rüzgârlannın
esmeye başladığı
günlerde încirlik'te bir
TV kanalı işçi, esnaf, ev
harumlan, öğrenciler, ba-
zı öğretim üyelerinin ka-
tılımıyla bir açık oturum
düzenlemişti. Canh ola-
rak verilen toplantıda be-
ni en çok etkileyen Încir-
lik'te oturan bir hanımın
sözleri olmuştu:
-Her geceüstümüzden
geçendevuçaklanngürül-
tüsü> le uyanryoruz. Ço-
luk çocuk hepimizin eli
yüreğimizde, acaba bir
şe\
r
mi oldu?
İncirlik üssünde ko-
nuşlanan erlere, sivil gö-
revlilere kimyasal silah-
lara karşı gaz maskeleri
dağıtılmış. Kaülanlara so-
ruluyor;
- Peki sizin aldığıruz bir
önlem var mı?
- Ne yapabiliriz, Körfez
Savaşf nda İstanbul'a an-
nemlerinyaruna gitmiştik.
Haydi diyelim bizim gi-
deceğimiz biryer var, bu-
rada oturanlar nereye gi-
decek?
OakşamTV'deızledi-
ğim toplantıdan sonra her
uçak sesinde Încirlik'te
oturan o hanımla, çocuk-
lannı düşündüm. Sonra
Afganistan eylemi başla-
dı. Türkiye Incirlik'i ABD
ve İngiliz uçaklannınkul-
lanımına açtı. Tank, heli-
koptervb. 1 lötonyükta-
şıyabilen dünyanın en bü-
yük nakliye uçağı C-5 Ga-
laxy'ler 12 saatte 3 kez
alana inip kalktı. (Hürri-
yet, 25 Eylül 2001) incir-
lik, Afganistan daha son-
ra, ülkemizdeki havaalan-
lan, limanlar, istasyonlar,
ABD'nin Irak savaşı için
kendilerine verilsinmiş.
Bu konuda denetleme ku-
rulu geldi. Kaç asker ko-
nuşlanacak, bunlann pa-
zarlığı yapılıyor.
ABD-lrak arasında bir
savaş olasılğının Üciz Ku-
leler'e saldından bu ya-
na olduğu ve böyle bir sa-
vaş çıkması halinde Tür-
kiye'nin de bu savaşın dı-
şında kalamayacağı ka-
bul edildiğı halde niçin
üsler ve ulusal dış politi-
kamız hakkında bir bilgi
verilmez, kamuoyu ay-
dınlatılmaz?
İncirlik bir ABD üssü
müdür, yoksaTürk-Ame-
rikan ortak üssü müdür?
Bu üssün hukuksal statü-
sü nedir? Meydan-
Larousse'a bakıyorum:
"İnciriik hava üssü,
Adana şehrinindoğusun-
da hava üssü. 1954 yıhn-
da Türkiye- ABD arasın-
da özelbir anlaşmayta ku-
ruldu. Bmiik bir hava-
alanı bulunan tncüük'te
lojmanlar, TV ve radyo
istasyonu,okuDarvardır*
deniliyor.
Anlaşma TBMM'den
geçmemiş, kim imzala-
rruş, anlaşmada neler var
bilinmiyor. Demokrat
Parti iktidanrunbu anlaş-
mayıkabulettiği 1954'ten
bu yana 49 yıl geçmiş.
Bugün İncirlik hava üssü-
nün hukuki statüsü ne-
dir? Bu sorunun yanıtı-
nı-1993 yılıyla sınırlı ola-
rak-UğurMumcu'nun tn-
cirlik'ten kalkan ABD
uçaklannın Kuzey Irak'ta
iki Irak uçağını düşürme-
si nedeniyle Cumhuri-
yet'te çıkan "İncirlik"
başhkh yazısında bulu-
yorum: (O günkü sayıda
tlhan Selçuk'un da "40
yüdan beri İncirlik'' baş-
lıklıyazısı var.)
" İncirlik konusundaki
temel anlaşma 29 Mart
1980tarihliSEİA(Savuı>-
ma ve Ekonomik İşbirb-
ği) anlaşmasıdır. SEİA
stratejik hava savaşında
kullanuacak savaş uçak'
laruun İncirKk Üssü'nde
bulunmasına izin vermi-
yor_ Başbakan Demirdis-
tediği kadar
w
İncirlik'ten
bizim iznimiz olmadan
uçakkalkmaz" desin. Iş-
te ABD silahlı kuvvetle-
rine bağlı F-16 Falcon
uçağı, Irak Silahlı kuv-
vetlerine bağlı MÎG-23
Floger uçağını düşürdü.
İzin aldılar mı Türki-
ye'den? Hayır!" (Uğur
Mumcu, Cumhuriyet 19
Ocak 1993)
Uğur Mumcu'nun 19
Ocak 1993 günlü yazı-
sından sonra SEİA anlaş-
masında ne gibi değişik-
likler oldu bilmiyorum.
tncirlik 1954 yılından
beri 50 yıldır Türkiye ve
dünyanın gündeminde.
1958'de ABD'nin Lüb-
nan'a müdahelesinde.
1960'da İncirlik'ten kal-
kan U-2 casus uçağının
Sovyetler Birliği semala-
rında düşürülmesinde,
1993'te Kuzey Irak'ta
Mig- 29 uçağının düşürül-
mesinde, son olarak da
Afganistan operasyonun-
da. Uluslararası her buna-
lım döneminde gündeme
gelen İncirlik, ABD için
ne kadar önemlidir? Bu-
nu Engin Aşkın Toron-
to'danCumhuriyet'e gön-
derdiğı "ABD'nin İndr-
Kktutkusu" başlıklı habe-
rinde ABD'de çıkan Na-
tıon dergisinin Kasım
2001 sayısındanaldığıbir
tümce ile vurgulamış:
"Yann Türkrye'de başa
bir Türk AyeruOah'ı geç-
se bfle ABD, onun önun-
de diz çöker ve İndrük'i
yitinnemeyi isterdi"
(Cumhuriyet, 20 Kasım
2001) Dünyayı, Ameri-
ka'yı bu kadar ilgilendi-
ren İncirlik hakkında ne
biliyoruz? Limanlanmız,
havaalanlanmız, toprağın
altındaki petrolümüz, pa-
zarhk konusu yapılan
Kıbns-Güzeryurt'taki ye-
raltı sulan hakkında ne
biliyoruz?
Körfez bunalımında
hayaliyle savaş çığırtkan-
lığı yapanlara karşı o *va-
kuı;metin,sade'1
ama ken-
disini ilgilendiren olay-
lara karşı o kadar sessiz
kalan çoğunluğu sarsmak
için bir şiirimde (Biraz
Daha, 1991) şöyle demiş-
tim: Senbozacaksınoyu-
nunu bezirgânın^Yalanın,
dolanın, paranınÜstüne
oynanan kumann/
Biraz
daha doğrulsan yerinden/'
Evinden çıkıp yürüsen'
Cstüne üstüne karanhğın.
PENCERE
Arap Cenbiyesi...
Babamın kuşağı Balkan Harbi'ne katılacak yaş-
tadeğilmiş...
Birinci Dünya Savaşı'nda, babam, Harbiye'de
okuyan bıyıktarı yeni teriemiş bir öğrenci...
Haydi bakalım cepheye...
Hem de 'Şark Cephes/'ne!..
Aman Allah'ım o sırada Doğu Anadolu'dayer gök
birbirine kanşıyor; babamın ilk savaş deneyimi tam
da 'Bozgun'a rastlıyor; dağ taş yangın yeri; birlik-
ler düşman ateşi altında çekiiiyorlar; ortalık can
pazan...
Bizim 'küçük zabit' ardından 'Suriye Cephe-
s/'nde Cebelilübnan'a atanıyor...
Sonra Ege'de Kuvayı Milliye...
Sonra Uşak Cephesi...
Düşman defedilip de Cumhuriyet ilan edilince,
büyükler bizimkileri düşünüyorlar, bunlar daha Har-
biye'yi bitirmemiş gençler, ama ülkede subaya ge-
rek var; dağda taşta düzeni, disiplini kim kura-
cak?..
Haydi jandarmaya!..
Benim çocukluğumda babam eşkıya takibine
giderdi, evde dile getirilmeyen bir beklentinin ge-
rilimi ba^lardı, annemin zamanı uzardı...
Ülkede düzen kurulunca, devlet, babamın yaka-
sına bir daha yapışıyor:
- Sen Harbiye'yi bitirmeden subay olmuşsun, hay-
di bakalım okula!..
Yalnız babam değil, 1936-1937 yıllannda, omuz-
da silah, üstte piyade eri üniforması, bölük bölük
subay Istanbul'daki Harbiye'den Ayazağa'ya doğ-
ru marş söyleyerek düzgün adım yürürdü...
Babam yüzbaşıyken Harbiye'den ve Maltepe Pi-
yade Atış Okulu'ndan diploma aldı; Kasım Bey son-
radan albaylığa kadar yükseldi...
Sen şu devlete bakL
•
Bizim evde savaş konuşulmazdı; babamın bir gün
bile cepheden, düşmandan, kandan, çatışmadan
söz açarak övündüğünü duymadım.
Hafta sonu, o zaman Şişli'nin lüks pastanesi sa-
yılan Pangaltfdaki "Haylayfta Kasım Bey arkadaş-
lanyla buluşurdu; içlerinde emekliye ayrılmış daha
yüksek rütbeli subaylar da bulunurdu; konuşma-
lannın üst düzeyde stratejik konular olduğunu sa-
nıyorum; dedikoduyu sevmezlerdi.
Bize karşı tutumları açıktı:
- Biz ülkeyi kuıtardık, devleti kurduk, siz sanat
ve bilim öğrenin, meslek sahibi olun!..
Bir ortak noktalan daha vardı..
Arapları sevmezlerdi..
Evde savaşlardan arta kalmış silahlar bulunur-
du; bunlar arasında sedef kakmalı bir Arap cenbi-
yesi (hançeri) de vardı.
Babamın arkadaşlan Araplar için ortak bir dil kul-
lanırlardı:
"- Bizi arkadan hançertediler, Ingilizle biriik ol-
dular!.."
Onlar böyle konuştukça, ben de çocuk aklımla
evdeki Arap cenbiyesini düşünürdüm.
CumhuriyetTürkiyesi'nde, laiklik devrimi, toplum-
daki tarihsel mirasla kolaylaşmıştır; bize Müslü-
manlık Arabistan'dan değil, Orta Asya'dan Ha-
zer'in güneyinden geldi", içeriği daha değişikti; Arap
Müslümanlığı ile başımız hiçbir zaman hoş olma-
mıştır; hazretlerle bugün de aramız şeker renk de-
ğil mi?..
•
Başımızdaki AKP hükümetinde yuvalanan şeri-
at özlemcileri şimdi iki arada bir derededir; sen gel
de Hıristiyan Batı adına Müslüman Irak'ı vur baka-
lım!..
Ingiliz'le Amerikalı'yla bir olduktan sonra ele gü-
ne nediyeceksin?..
Ben evdeki Arap cenbiyesini Tayyip Erdoğan a
göndermeyi düşünüyorum...
Belki işi kolaylaşır!..
BİRLESIK REHBERLERTLRIZM
Kurban Bayramı Kültür Gezileri
08-15
Sevılla, Granada. Alhambra. Cordoba, Medına Azahara.
Toledo.Madnt..
RehberHüseştıAKBAŞ
10-16 Şobat: "Güneşin peşmde* - TOROSUR'DAN PAMFİLYA'\\
Burdur. Termessos. K.araın. Antal)'a. Düden. Perge. Sülyon.
Aspendos. Sıde. Alarahan. Köprûlû Kanyon, Selge. Aksek.
Ibradı. Be)'şehır..
Rehbo-.tbrahimEREN
BRT-BİRLEŞİK REHBERLER Tl RİZM
Tel:(212)252 651
8-79-80
ww».kulturet'/ileh.c(>m
Milyö 'eV:l
*r
o ntor
^ıKaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontörbizden
ve üstü Haztr Kart'lıya
3 yıllık
Hazır Kart'lıya
2 yıllık
Hazır Kart'lıya
1 yıllık
Hazır Kart'lıya
kontör
^ı Ayrıca konuştukça da kontörbizden.
Ayda 2 0 0 - 4 9 9
kontör yüklerseniz
-999
kontör yüklerseniz
lOOO^den
fazla yüklerseniz
contör i
l^ib J^F^J | •
v ••
Yeni düzenlemeTSBr^""1
""*1
*-1
-1
'^ kadar uzatılan kontörbizden kampanyasından
yararlanmak için kaydıruzı yapbrmanız ve hattnıza aynı ay (çinde en az 200 kontör yuklemeniz
yeterii. 30 Hazlran 2003 tarihine kadar, yiıklediğlniz kontöıierden kontör kazanabilirsiniz.
Kaydınızı 'nden,
adresinden, ceple
arama başına 2 kontör), sabit telefonla
lardan,
'ten
dan yaptırabillrsinlz.
Hazır Kart aboneltk süreniz 1 Ocak 2003 tarihine göre hesaplanır. Abonelik yılına bağlı kpntörler
sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontörler bir sonraki aydan itıbaren eşit bölünerek
5 ayda hattınıza yüklenir. Şirket adına kayıtlı hatlar kampanyaya dahil değildir. M
HAZIR