Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24OCAK2003CUMA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Ağırlık, dil ve anlam, toplumcu gerçekçilik, modernizm gibi açılardan irdelenen şiirde
'ergilerdesanattartışmalanHÜRRİYETYAŞAR
Dergilerde, sanatın süreğen ama
güncelhgıni koruyan sorunlan ve ya-
pıtlardan yansıyan dünya görüşü ve
sanat anlayışı üzerine tartışmalarda ar-
tış mı var? Son aylardaki bu tür yazı-
lan birlikte düşününce, yukandaki
soru kendini duyumsatıyor.
Kum'da Akif Kurtuhıs'un devrim-
ci savaşım-devrimci sanat, Abdullah
Şevki'nin şür-toplumcu gerçekçi şi-
ir, AB Galip Yener'in, medyatik çıl-
gınlıkta şiirin ölümü konulu yazılan
yer alıyor. KavTam Karmaşa'da Ha-
timŞafak, Metin Cengiz'ın "Toplum-
cu Gerçekçi Şnr" adlı çalışmasından
yola çıkarak "sosyalist gerçekçi şür"i
tartışıyor. Eski'de Adnan Acar, Vugün
Polat,"şiir dilive şiirde anlanT konu-
sunu ortak yazılarıyla işliyorlar. Ev-
rensel Kültür'ün ocak sayısının dos-
ya konusu, yeni televizyon dizilerinin
"naylon ağalar"ı. Konuyu yazılany-
la işleyenler Aydın Çubukçu, Nuray
Sancar, Sibel Özbudun, Mustafa Ka-
ra, Tuna Argüç. TV dizilerinin kül-
tür-sanat bağlamında irdelendıği bir
başka yazı da Cumhur Aslan imza-
sıyla Agora'da.
Türk şllrl ve modernizm
tartışmaları
Ocak-Şubat 2003 sayısı ile yayın
yaşamına ahlan Yaratı'nın ilgisi ise şi-
irimizin son yapıtlan üstüne. Celal
Soycan, Hasan Büknt Kahraman'ın
"TûrkŞiiri-Modenıizın-Şiir''adh kı-
tabını, "Türk şnrinin modern bir sor-
gulaması"nın örneğı olarak konu edi-
nırken Ahmet Çakmak da "lyi şiir
yok" görüşünü ırdeliyor. Suzan Sa-
mana'dan "Bir Genç KızmGünlüğü",
\
Zeynep Köklü ve t. Flkret Biçici'den
şiırlerin de yer aldığı Yaratı 'da HaUm
Şafek,AbdülkadirBudak'ın "EvZa-
manı" adlı şıır kıtabını değerlendiri-
yor.
EvTensel Kültür'de tsmail Kaplan,
George Orweü"ın "Hayvan Çiföigi*'
adlı romanının siyasal çözümlemesi-
ni yaparken Berat Günçıkan, Murat
Uyurkulak'ın "Tol" adlı romanını;
Filiz Cemsu, Nuri Bilge Ceylanın
"Uzak" adlı fılmını tanıtıyor. Yusuf
Eradam'ın ABD bayrağı, McDo-
nald's, blue jean gıbi "Amerikan po-
püler imgeJerinin küresel beDekteki
etkilerFne ılgimizi çektığı Evrensel
Kültür'de Müvesser Güner ve Zafer
Avşar'm öyküleri, Sennur Sezer ve
Güvenç Elmanın şiirleri de var.
Kum. ocak sayısıyla 1 yaşına gir-
di. "Modernizm veTürkŞHrT adlı ki-
tabı üstüne Metin Cengiz'le bir söy-
leşinin bulunduğu Kum'da, Aydın
Şimşek'ın Nâzun Hikmet'e yönelik
son yıllardaki ilgi yoğunlaşmasına
"piyasa-tüketim" tehlikesi açısından
yaklaşan uyan yazısı bulunuyor. Tî-
muçin Özyürekli, tbrahim Oluklu,
Sehna Ağabe>oğJu, Şeref Büsel, Fettah
Köleli'nın şıırlennın bulunduğu 13. sa-
yıda Tuncer Uçarol, Dize dergisinin
Ekim 2002 sayısındaki şiirleri ince-
liyor.
Eski'nin son sayısının izleği "zama-
ne" yi yazılanyla Yasemin Yazıcı, Re-
cep Usta, Üstün Akmen. Füsun Özbü-
gen, Gökçen Aksal işliyorlar. Kemal
Gündüzalp, Hüseyin Haydar, Ahmet
Ada, SedatUmran,Mumıcan Güven-
dir'den şıirlenn de bulunduğu Es-
ki'deki söyleşisinde Zühtü Bayar, Aıa-
lık 2002 sayısında Gösteri dergisinin
"bffimknrgu" konusuna yaklaşımını
eleştiriyor.
Otomobll. edeblyat
ve yüzler
Agora'nın ocak-şubat sayısında Af-
şarTimuçin bir Amerıkajîezisini, ML
SadıkAsbnkara, AdnanOzyalçmer'ın
öykücülüğünü; Zeynep Aliye, "Ede-
biyatta kuşaklann buluşma ve aynl-
ma" noktalannı; AhmetGünbaş, Şük-
ran Fanmaz'ın "Bir Ağaç Bir Ka-
dm" adlı öykü kıtabını konu ediniyor-
lar. Cevdet Yüceer'in, Mehmet Çe-
tin'ın KeKeMeCe adlı şiir kitabmı
tanıttığı. Mustafa Emre'nin, Zafer
Doruk'la "Çal Dedim Klarnetçi Ço-
cuğa"adlı öykü kitabı üstüne söyleş-
tiği, Ahmet Özer, Arif Madanoğlu,
Zeynep Uzunbay, BetûlTanman,Ka-
zım Şahinden şiırlenn de bulunduğu
Agora'da Feridun Andaç, Kültür Ba-
kanlığı'nın yayıncılık anlayışını eleş-
tiriyor.
Kıtap-lık, ocak sayısından başla-
yarak artık aylık çıkıyor. Bu sayının
konusu "Otomobil veEdebiyat''. Er-
hanBener.Tomrislyar,HuIkiAktunç,
Peride CelaL Enis Batur, Lale Müldür
ve Metin Kaçan'ın yazılannın bulun-
duğu bu bölümde Marcel Proust, Ju-
lio Cortazar, Antonio Tabucchi'den
de çeviriler, Gülten Akmve Lale Mül-
dür'den şiir, Fünızan ve Sami Bay-
dar'dan öykü ve tbrahim Yüdınm'la
söyleşi var. Profil bölümünde Rus
edebiyatından Andre BeBj'tanıtıhyor.
Anes'in ocak-şubat sayısında Hul-
ki Aktunç, İlhan Berk, Ferit Edgü,
Hüseyin Ferhad, Birhan Keskin, Pı-
nar Kür, Lale Müldür, MehmetTaner,
Güven Turan, Enis Batur, Oğuz De-
miralp, tlhan Berk, thsan Oktay, Mü-
nir Göle, Levent Yümaz, Samib Rifat,
Arif Çağlar, Etif Şafak'ın yazı ve şi-
irleriyle "yüzler'' konusunun işleni-
şi, Bennu Gerede'nin siyah-beyaz fo-
toğraflanyla görsel boyut kazanıyor.
Aries'te Serhan Ada ve Samih Ri-
fat'ın, seramik sanatçısı Alev Ebuz-
ziya ile gerçekleştirdiği bir söyleşi de
yer alıyor.
EVGİÖZEL, UĞUR MUMCU'YUANLATIYOR
Belgelerle bir
devrimdnin öyküsü
Kültür Servisi - 24 Ocak 1993 'te araba-
sına konan bir bombayla öldürüldüğünde
milyonlarca ınsanın ayaklandığı, yollara
döküldüğü bir aydın... Vurguncunun, ka-
çakçının, yobazın üstüne gitmış; karanlık
güçlere karşı korkusuz duruşuyla toplumu
sarsmış bir devrimci: Uğur Mum-
cu.
Sevgi Özel'in, yazanmız
Uğur Mumcu'nun yaşamöy-
küsünü anlatan 'UğurObun!'
adlı kitabı, Mumcu'nun öldü-
rülmesinın 10. yılında Bilgi Ya-
yınevi'nden çıktı. Sevgı Özel,
kitabını, Mumcu'yu ve 'davası-
m' daha yakından tanıma-ince-
leme olanağı bulduğu dönemde,
titiz, aynntıh ve ilk kez incele-
nen belgelere dayanarak yaptığı
araştırmadan sonra kaleme aldı-
ğını belirtiyor. Kitap, Mumcu'nun hukuk-
çu-gazeteci kımliğiyle yaptığı araştırmalar
sonucu yaşamı pahasına ortaya çıkardığı ger-
çekler ve yaşamı pahasına verdiği savaşı-
mın; aynı zamanda da sürekli kandınlan bir
halkın, bütün varsıllıklan talan edilen bir
ülkenın acılı öyküsü.
Haksızlıklar karşısında suskun kalma-
dığı içın öldürülen aydınlann ve demokra-
si için ödenen ağır bedelin, dolayısıyla
Uğur Mumcu'nun unutulmasına izin ver-
meyecek tüm devrimci demokratlara te-
şekkür ediyor Sevgi Özel. Ve
duygulannı şu sözlerle anlatı-
yor: "BelgesizhiçbirsavT,tanık-
sız hiçbirolayı yazmadım. l ğur
Mumcu'>u örnekaldım. Bu ne-
denle asılsc. temetsiz,amacı aşa-
cak eleştirilere, okurlann ilgisi
yanrtolacak. Üç yıhaşkmbirza-
manda hem şaşırdım, hem gö-
nendim. Yolumu açü, yohunu-
zu açı>°or Mumcu. Halka mal
olmak. tarihe >'azümak da bu
elbette. Bu yapıt ne ilk ounah,
ne sonuncu. Dilerim bu yapıt
başka yazarlann, araştırmacılann yolunu
açar. Mustafa Kemal ve Nâzım Hıkmet
için ne kadar geç kahndığı düşünülürse,
Mumcu'vıı khieleredoğru anlatmakaçısın-
dan edebiyatçdann da, bUimcilerin de da-
ha atak dav ranmalan en büyük dilegim."
'Integrated Vldeo' - Thomas Hirschhorn
'erkan
Özkaya'nın
düzenlediği
'En Hakiki
Öz Sanat
Videolan
Festivali'nde
gösterilen
çalışmalar
daha sonra
Platform Sanat
Merkezi'nin
arşivinde
yer alacak.
Gerçek sanat videolan
Kültür Servisi - Serkan Öz-
kaya'nın, Paris'ten Bureau des
Videos (BDV) arşivini kulla-
narak düzenlediği Fransız Kül-
tür Merkezi'ndeki 'The Real
McCoy' (en hakiki öz sanat
videolan) isimli sanat vide-
olan festivali sürüyor.
Son iki gününe giren festi-
val uluslararası çağdaş sanat-
çılann 1970'lerden günümü-
ze uzanan üretimini izleme
olanağı veriyor. Günde dört
seans halinde gerçekleştirilen
festivalde gösterilen videolar
BDV'nin arşivinin büyük bir
kısmım oluşturuyor. Sanat ya-
pıtı ve özgünlük kavramlan
üzerine farklı bir yaklaşımı
tercih eden gösterim, sanatçı-
lann sanat yapıtı ile belgesel
arasında bir yere sahip olan
videolanndan oluşuyor. Sine-
ma salonunda. ücretsiz olan
gösterim sayesinde sanat izle-
yicisi ile dolaysız bir ilişkiye
girmesi planlanan 'en hakiki öz
sanat videolan', daha sonra
Platform Sanat Merkezi'nin
arşivinde yer alacak ve kişisel
araştırmalara açık olacak.
(Fransız Kültür Merkezi:
0 212 244 44 95)
YAZI ODASI
SELİMİLERİ
PiliçlerveRenklerd)
Ege Bahçesi'nden Firuzağa yönünde üç beş adım
yürüyorsunuz. Yürüdünüz mü, şimdi karşıya geçe-
ceksiniz.
Karşı sıradaki apartmanlardan biri. Mermer çerçe-
veye oturtulmuş demirti kapısı koyu yeşile boyanmış-
tır. Demirierin gerisinde buzlu cam. Neydi apartma-
nın adı?
ŞahikaHanım oapartmandaotururdu.Apartman
bugün de yerli yerinde; üşenmeyip gitsem, belki adı-
nı öğrenebilirim. Bilmem ne apartmanı yazılı tahtata-
bela hâlâ duruyor olabilir.
Şahika Hanım'ı yıllar önce yitirdik. Anılar kaldı ge-
riye.
önce "şahika'' sözcüğünün anısı:
Şahika sözcüğü Arapça. Türkçesi, doruk. Dağla-
nn, tepelerin, ulu ağaçların en yüksek noktası. Yine
Arapça "z/rve"yle eşanlamlı. Aşamalann aşaması...
Ozamanlar-yanılmıyorsam-Cronin'inŞa/j/7ca ad-
lı romanı elden ele dolaşırdı. Romanı okumamıştım.
Zaten büyüklerin okuyacağı romanlardandı. Ama
Cronin'in hepimizin tanıdığı Şahika Hanım'ın roma-
nını yazdığını düşünür, buna pek şaşardım...
Sonra bu anıya zirve sözcüğünün anısı kanşın
llkgençliğimde okuduğum, sonra kim bilir kaç kez
yeniden okuduğum, Peride Celal imzalı Üç Kadının
Romanı Goethe'nin dizelerini alıntılayarak başlar:
"Bütün zirvelerde sükûn.
Ağaçlann tepesinde birnefesin,
Bir soluğun bile variığını sezemezsin.
Ormandaki kuşlar susmuştur.
Bekle biraz,
Sen de dinleneceksin.''
öylesine dokunurdu ki bana Içimden okurdum, yük-
sek sesle okurdum, ezbere söylemeye çalışırdım...
Şahika Hanım' a gelince, handiyse özelliksiz bir ka-
dındı; piliç yemeğini, renkler konusundaki savlannı,
bir de özel sirkesini saymazsak.
Şahika Hanım, özel sirkesinin salatalara damaklar
tutuşturucu çeşni kattığı kanısındaydı. Ama her sa-
lata değil. Mesela kıvırcık salataya, mesela domates-
hıyar kanşımına, mesela semizotu salatasına.
özel sirkeli salatalannı kimseleretattırmamıştı. Bu
sirke hanımların misafir günlerinde ballandınla bal-
landınlaanlatılır, sonra Şahika Hanım çıkıp gider, kim-
seleri de evine yemeğe çağırmazdı.
Paşanın kansı Ikbal Hanım, Şahika Hanım'ın sir-
kesine "hayallerâleminin sirkesi'' diyerek gülüp ge-
çiyor; böyle bir sirkenin yapılmadığı, olmadığı kanı-
sına vanyordu.
Gelgelelim Deli Muazzez Hanım hiç öyle düşün-
müyor, Şahika Hanım'ın sirkesini bir gün denemek
istiyordu. Bununla birlikte zamanlar geçtikçe geçiyor,
Muazzez Hanım özel sirkeyi birtürlü hazırtayamıyor-
du.
Çünkü sirke için "tarhun otu" gerekliydi. Tarhun
otunu bulmak kolay mı?!
Tarhunun anayurdu Sibirya. Dip sürgünleriyle ço-
ğalırmış. Yaprakian taze taze de yenebiliyor. Kurutu-
lup baharata dönüştürüldü mü, lezzet katıyor. Fakat
bul bulabilirsen tarhunu!
10 gram tarhun otuyla kıyılmış bir iki diş sarmısa-
ğın üstüne 1 l'ıtre halis üzüm sirkesi dökeceksiniz. Se-
kiz dokuz gün güneşte demlenecek. Sonra iyice sü-
zecek, salatalannızda afıyetle kullanacaksınız. Şahi-
ka Hanım'a göre "Bu kadar basit..."
Aradan yıllar geçıp, Şahika Hanım'ın özel sirkesi-
ni, otlar delisi Işık Hanım'a anlattığımda ikinci bir yön-
tem öğrendim. Şimdi tarhun bazı pazariarda bulunu-
yormuş. Sirkenin içine tazeyken yaprak yaprak ata-
caksınız, sarmısak falan yok, süzmeye de gerek yok.
Işık Hanım bir de tarhunlu, bol yeşillikli sos yapı-
yormuş. Tarifi gelecek yazıya.
Takvimde İz Bırakan:
"Irmak gülüyordu.'' Hermann Hesse, Siddhart-
ha, Kamuran Şipal in Türkçesi, Can Yay, 2002.
İlhan Berk'le Şiir Akşamı1
KüJtür Servisi - Yerebatan Sarnıcı'nda yann
saat 19.00'da yapılacak 'Şiir Akşamı'nın
konuğu İlhan Berk olacak. 'tkinci Yeni
Akımı'nın önernli temsilcilennden Berk'in
şiirlerinden bir seçkiyi, Alı Çalışır ve IBB
Şehir Tiyatrolan Sanatçılan Bennu Yıldınmlar,
Kerem Yılmazer ve Kemal Kocatürk
okuyacaklar. Yerebatan Sarnıcı'nda her ayın
son cumartesi günü düzenlenen 'Şiir
Akşamlan', îstanbul Büyükşehir Belediyesi
Kültür tşleri Dairesi Başkanlığı tarafından
düzenleniyor. (O 212 317 77 49)
Telif Hakları Enstitüsü kurulacak
Kültür Bakanlığı'ndan
korsanyayına savaş
EBRU TOKTAR
ANKARA-Kültür Ba-
kanlığı; yazar, düşünür ve
sanatçılann mağduriyeti-
ne, devlerin de yüzde 40
oranında vergi kaybına yol
açan korsan yayın ve ya-
yımcıhğa karşı savaş baş-
lattı. Bu çerçevede içinde
sivil toplum örgütlerinin
de yer alacağı Telif Hak-
lan Enstitüsü kuracak olan
bakanlık, düşük para ce-
zalan getiren Sinema Vi-
deo ve Müzik Eserleri Ya-
sası'nı yürürlükten kaldı-
ran bir tasan hazırladı.
Kültür Bakanı Hüseyin
ÇeKk, korsan savaş konu-
sunda alınacak önlemler
konusunda sorulanmızı
yanıtladı. AB flerleme Ra-
poru öncesinde korsan ya-
yın sorununu ortadan kal-
dırmak zorunda oldukla-
nnı vurgulayan Çelik, "Sa-
natçılara ve kültür ente-
lektüelizmine darbe yn-
ran korsan yayın sorunu-
nu çözmelhiz. tnsanın pa-
rasnun ve emeğhün çaîın-
masma göz yumamayız''
dedi. Çelik, bu çerçevede
îstanbul'da sivil toplum
örgütlerinin de katıldığı
bir kongre düzenledikle-
rini, burada alınabilecek
önlemleri tartışacaklannı
kaydetti. ilk olarak kor-
san yayına düşük para ce-
zalan öngören 3257 sayı-
h Sinema Video ve Müzik
Eserleri Yasası'nı yürür-
lükten kaldıracaklannı an-
latan Çelik, "Rkir ve Sa-
nateserieriYasası,>üksek
cezalar öngöriryor. Bu ya-
sayeterti'' dedi.'Çelik, te-
lif Haklan Enstitüsü kuru-
lacağını, daha sonra da ba-
kanlık içindeki Telif Hak-
lan ve Sinema Genel Mü-
dürlüğü'nü kaldıracakla-
nnı vurgulayarak "Çünkü
sadece devlet eHyle kor-
sanla mücadele edilemi-
yor" dedi.
3. Uluslararası Gitar Festivali'nde Cem Duruöz ilgiyle izlendi
Baroktan çağdaş ıııüziğ
R Ü L T Ü R İ Ç İ Z Î K
R Â M İ L M A S A R A C I
SEVİLAYKOÇOĞLU
ABD'de yaşayan klasik gitar sanatçımız
Cem Duruöz geçen günlerde 3. Uluslara-
rası CRR Gitar Festivali kapsamında bir
konser verdi. Konserde Marin Marais ve Pi-
azzoüa tangolan dınleyicinin büyük beğe-
nisıni kazandı."Centaur" müzik şirketınden
çıkardığı "Marin Marais" ve "Contempo-
rary MusicforGuftar" albümüyle müzik çev-
relerinden büyük övgüler alan Duruöz ay-
nca Türkiye'nin ilk klasik gitar yanşması
birincısı unvanına sahip. Mastuını Julliard
müzik okulunda tamamlayan gitar sanatçı-
sı şu anda San Francisco Konservatuva-
n'nda hocalık yapmakta. Konser sonrasın-
da kendisiyle küçük bır söyleşi gerçekleş-
tirdik.
- Konserde seslendirdiğiniz Marais'nin
'Le Tabieau de 1' Operanon de la Tafle' ya-
pıü sanırım müzik tarihinin eşsiz parçala-
nndan biri olarak kabul edihyor.
CEM DURUÖZ - Fransa'da Barok dö-
nemde öykülü müzikler yazmak çok mo-
daydı. Bu yapıtta anestezi yapılmadan ger-
çekleştirilen bir safra kesesi ameliyatı, mü-
zik eşliğindeki sözlerle anlatılıyor. Yapıt
aletlerin betimlenmesi, deliğin açılışı, ka-
nın akışının vb.. anlahldığı bölümlerden
oluşuyor. ')
• Beğendiği müzisyenler
olmasına karşnı onlardan
etkilenmediğini, daha çok
esere baktığını söyleyen
Cem Duruöz için Marin
Marais ve Bach çok önemli.
-Marin Marais'nin müziğirıi biraz daAla-
in Corneau'nun 'Dünyanm Tüm Sabahla-
n' filmi popüler yaprriışü.
DURUÖZ- Fransız Barok müziğine kar-
şı ilgim hep vardı. Bu filmi izledikten son-
ra Marin Marais'nin bir Barok dönem çal-
gısı olan Viola de Gamba için yazdığı ya-
pıtlannı gitara aktarmaya karar \erdim. AJ-
bümde, filmin baş karakteri olan usta Co-
lombe'a adanmış bir süit bulunuyor. Ayn-
ca Marais'nin bir Türk marşını da kaydet-
tim.
- Aynı dönemden başka bestecüer de çal-
dınızmı?
DURUÖZ-Evet, sözgelimiRoberdeVi-
see. Bu besteciyi yorumlayanlann çoğunun
yanlış çaldığını düşünüyorum. Fransız Ba-
roğunda "inegel" (eşıt olmayan) diye bir
kural var. O dönemde bestecüer notalan
eşıt olarak yazsalar bile eşit olmayan bir bi-
çimde çahnıyordu. Bu yoruma bağlıdır, an-
cak yapmayuıca müziİc, çok tekdüze kalı-
yor. Fransız Baroğunun bu açıdan biraz caz-
la yakınlığı var.
- Sizhı biçimle de ilgili bir yanınız var. Bu
müziğinizi nasd etkiKyor?
DURUÖZ-ODTtfde elektronik eğitimi
görmemın elektronik müziğe ilgi duyma-
ma etkisi oldu. Amerika'da bilgisayarla mü-
zik mastın yaptun. "Contemporary Music
for Guitar" albümümde bu tarz müzikler var.
- Etkilendiğiniz müzisyenler var mı?
DURUÖZ-Beğendiğım müzisyenler var
ama etkilendığımi söyleyemeyeceğim. Ma-
rin Marais ve Bach benim için çok önem-
li. Ben daha çok yapıta bakıyorum. Albüm-
de çaldığım VVHnam Vfalton'ın "Bagatene-
ri çok iyi, ama tüm yapıtlan için aynı şeyı
söyleyemem. Müzisyenlerin nesi iyıdirne-
si kötüdür, bu şekilde gözlemlemeye çalı-
şıyorum.
- Juilliard'da biıükte çahşüğımz hocanız,
dünyaca ünlü ve Gramıro ödüllü gitarist
Sharon Ishbin'den söz eder misiniz?
DURUÖZ - Ishbin sıradan gıtaristler gi-
bi değil.. son dönemde çok daha iyi çalıyor.
Hocalığı biraz sert. yanlış yaparsanız affet-
mez, ama ben bu tarz hocalığı daha çok se-
viyorum.