Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Msalyernıuf.
k
f
ğ toşkaşeyseyanz...
Sj Ormğln yınMHmn nrl
0.21JL512 85 05 Faks: (U12.512
- Tayyip, ihaleye fesat
kanştırmaktan da aklanmış...
"Ak d&ûil pir-ü pak Darti!"
24 Ocak24 Ocak ekono-
mik kararlannın
23. yılında yük-
sek kimya mü-
hendisi ve sanayici
Hüseyin Gündüz Ok-
lem'in değeriendirmesi:
"1980'de kişi başına
ulusal gelir 1.539 dolar-
ken, dolann kendi için-
deki devalüasyonu ile
biriikte hesap edildiğin-
de bugün bu rakamın 4
bin dolann üstünde ol-
ması gerekiyor. Ancak
bu bile sadece bir ha-
yal. Ekonomimiz 'libere'
edilerek 'dış dünya'ya
açıldı ve o kadar 'özel-
leştirme' yapıldı ama
biz bugün 23 yıl önce-
sinden de çok geride-
yiz. 23 yıl önce olmayan
iç borçlarımız bugün
100 milyar dolara yak-
laştı. Dış borçlanmız 12
milyar dolarlardan 140
milyar dolan aştı. Ihra-
catta patlama olmadığı
gibi ithalatımız devasa
boyutlarda arttı. IşsizJik
anlatılamaz boyuta u-
laştı; iş bulup çalışabi-
lenler 225 milyon lira gi-
bi sürüngen maaşına
talim etmek zorunda bı-
rakıldı. Devlet fabrika-
ları kapatıldı, yağma-
landı. Söyler misiniz uy-
gulamaya devam ettiği-
miz 24 Ocak kararlan-
nın ne faydası oldu?"
c umhurbaşkanı Turgut Özal, Singapur'da
düzenlediği basın toplantısında şöyle ko-
nuşmuş: "Ingiliz askerlerinin Şemdinli'de ne
işi var? Biz müsaadeyi sadece Irak için ver-
dik." Insan bu konuşmayı okuyunca gerçekten şaşı-
nyor. Cumhurbaşkanı, kendisine sorulması gereken
soruyu başkalanna soruyor.
Yabancı askerleri çağıran kim? Hükümetin kendi-
si... Peki, hükümetin yabancı askerleri Irak'a çağır-
ma yetkisi var mı? Nasıl olur? Elbette yok. Irak'ın na-
sıl Türkiye'ye asker çağırma yetkisi yoksa, Türki-
ye'nin de Irak'a yabancı asker çağırma ve gönder-
me yetkisi yok. Yoktur ve olamaz. O zaman, "biz mü-
saadeyi sadece Irak için verdik" sözünün bir anlamı
olamaz. Verilen izin Türkiye'den Kuzey Irak'a "geçiş
hakkı" mıdır? Geçiş hakkı izni verilmiş de yabancı as-
kerler bu hakkı kötüye kullanıp, topraklanmızdaTür-
kiye Cumhuriyeti'nin yetkilerini mi kullanıyor? Böy-
leyse, hükümetin bu yabancı askerleri zor kullanarak
Anarken
sınır dışına çıkarması gerekir... Irak'ın Kuveyt'i işga-
linden sonra TBMM'nin hükümete verdiği "yabancı
askerleri Türkiye'ye çağırma" yetkisinin bu olayla hiç-
bir ilgisi olamaz. O yetki, sıcak savaş ile ilgilidir...
Ne yapıyor ABD ve Ingiliz askerieri Türkiye'de?
Gelen yardımı depolama ve dağıtım işlerini.
Türkiye Cumhuriyeti sınırian içinde bu gibi görev-
ler, askeri ve sivil kurumlar eliyle yapılacak birer "ka-
mu görevi"dir... KoskocaTürkiye Cumhuriyeti bu de-
polama ve gıda dağıtımını yapamıyor da bu görevi
ABD ve Ingiliz askerlerine mi devrediyor?
Evet, görünüş o. Hükümet bu kamu görevini açık-
ça, ABD ve Ingiliz askerlerine devretmiştir! ABD ve
Ingiliz askerieri "fiili memur" adı verilen yasadışı sta-
tü ile çalışıyoriar.
Devletimiz de bu "yetki ve görev gaspfna gözcü-
lük ediyori
Bunlann yanında sorulması gereken bir başka ve
önemli sooı da şudur:
ABD, Kuzey Irak'ta hangi statü ile bulunuyor?
Devletler hukukunda bu sorunun tek yanıtı vardır:
Işgal! ABD. yann ya da öbür gün "insan haklan çiğ-
neniyor" dıye dilediği ülkeyi böyle işgal edebilir.
Irak işgali, bir de bu açıdan önem kazanıyor. Tür-
kiye de, hıçbir anayasal ve yasal dayanağı olmayan
bu desteklerte ABD'ye "işgal statüsü"nde katkıda
bulunuyor.
Ingilizaskerierini, Şemdinli'ye çağıran kim? Herhal-
de Şemdinli Kaymakamı, Ingiliz askerierini Ingilizce-
sini ilerietmek için ilçeye çağırmış değil. Çağıran hü-
kümetin kendisi! Ne devletler hukuku kalmış, ne ana-
yasa ne devlet saygınlığı, ne diploması, ne de ege-
menlik haklan.
(Uğur Mumcu, Cumhuriyet 6 Mayıs 1991)
SESStZSEDASIZ(f)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku ı yahoo.com
Basındaki gazete isimleri kafamı kanştınyor..
Bir tercüman bulun da bana açıklasın!
Korsan yayınlarla mücadele ederken
Istanbul'da bugün birtoplantı yapı-
lıyor... Toplantıyı düzenleyen Kültür
Bakanlığı... Toplantının konusu, kor-
san kitap yayınlarının önlenmesı...
Dolayısıyla, fikir eserlerinin korunma-
sı, vergi kayıplannın önüne geçilmesi,
yayın sektörünün üretim kaybının ön-
lenmesi amaçlanıyor...
Kültür Bakanlığı, toplantıya geniş bir
katılım hedefiemiş... Yayıncıların ve fikir
eserieri meslek biıiiklerinin yanı sıra Içiş-
leri, Maliye ve Adalet Bakanlıkları ile Is-
tanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye-
leri de toplantıya çağrılmış...
Fikir eseri ile bu bakanlıkların ve be-
lediyelerin ne ilgisi var sorusu akla ge-
lebilir...
Korsan kitaplar sorunun ilk sorumlu-
su galiba bu kuruluşlar...
Kaset, CD, videolarda olduğu gibi
kitapta da bandrol uygulamasına ge-
çilipgeçilmemesı önemli değil... Kor-
sanlığa soyunan bandrolün de sah-
tesini yapar... önemli olan kamu oto-
ritesinin sağlanıp sağlanmadığı... Yani
denetim ve yaptınm...
Adam sokağın ortasında korsan kitap
satıyor... Belediyezabıtası önünden ge-
çiyor... Adam dükkânını korsan kasetle
doldurmuş, polis kapının önünde müzik
dinliyor... Adam korsanlığı ticaretedök-
müş, Maliye kılını kıpırdatmıyor... llla bir
ihbâr olacak, operasyon düzenlenecek
ve tabii ki operasyon düzenleninceye
kadar da adamlar ortalıktan sıvışacak!
Korsanlar için bir toplantı daha yapı-
lıyor; ne kadar ciddi olduğunu sokakta
göreceğiz...
Akfirat Beldesi Olaymın
Düşündürdükleri
Prof.Dr.FATMAESÎN
Adını da kendi koyduğu
beldede, kendini mehdi ilan
etmiş, gücüne güç, servetine
servet, otoritesine otorite kat-
mış, padişah gibi yaşayıp gi-
diyormuş. Cariye bulmada
güçlük çekmiyor, başta nikâh-
lı eşi olmak üzere bir grup ka-
dın, genç, güzel kızlan hare-
mine sokuveriyormuş. Tıpkı
Yakup Kadri Karaosma-
noğlu'nun "Nurbaba" roma-
nında olduğu gibi.
Toplumumuzda, dini duy-
gulardan yararlanarak, kendi-
ne çıkar ve belli bir kesimin
saygınlığını sağlamış kişilerin
varlığı bilinen bir gerçek. Ya-
sal olmamasına karşın tarikat-
lann yaygınlaştığı, hatta siya-
setin içine girdiği de bir olgu!
Fakat bu olayın düşündürücü
ve insana suçluluk duyumsa-
tan bir başka yanı daha var
Genç kızların nasıl olup da
yaşlı bir adamın imam nikâhlı
eşi olmayı kabul ettikleri; hem
de kendileri gibi daha onlar-
casının var olduğunu bile bi-
le!.. Işte bu noktada hepimiz
suçluyuz.. o genç kızlardan
daha çok suçluyuz! Çünkü,
Cumhuriyet sonrası kabul
edilen medeni yasanın tek eş-
liliği yasal kıldığını ve bu evli-
liğin de ancak yasal nikâhla
geçerii olduğunu topluma ve
genç kızlarımıza öğreteme-
miş, kabul ettirememişiz. Bir-
çok yasada olduğu gibi, kâğrt
üzerinde kalmış, gerçek ve
yaygın anlamda uygulanır kı-
lınamamış. Toplum olarak
utanılması gereken birdurum!
Çocukluk ve gençlik yıllan-
ma rastlayan 1940 ve 1950'li
yıllar, devrimlerin, doğrulu-
ğundan ve gerekliliğinden
kuşku duyulmadan, istekle,
coşkuyla uygulandığı yıllardı.
Fakat diğer yandan bir geçiş
dönemiydi; yasa çıkmadan
önce kurulmuş çokeşlilikler
variığını sürdürüyordu.
Bu ailelerin gençleri bu du-
rumdan utanır, bilmeyen ar-
kadaşlanndan saklamaya ça-
lışırlardı. Cumhuriyetimiz 80
yaşına girdi. Geçiş dönemi
çoktaaan bitti. Çokeşlilik de
çoktaaan bitmesi gerekirken,
günden güne artmakta!..
Neden acaba?
Kırsal kesime yeterince eği-
tim götürülememiş olması hiç
kuşkusuz birinci neden. Eği-
timden yoksun bu bölgelerde
sosyal yaşam, geleneklere ve
inançlara göre şekilleniyor.
Genç kızının yaşıtı birdelikan-
lı ile sokakta karşı karşıya bir-
kaç söz etmesini namus me-
selesi yapan baba, onun yaş-
lı başlı, evli birinin imam ni-
kâhlı sözde eşi olmasında bir
sakınca görmüyor.
Ikinci nedenin ise medya ol-
duğu kanısındayım. Günü-
müzde yazılı ve görsel basın-
da "imam nikâhlı eş" deyimi
öyiesine sık ve öyiesine doğal
dile getiriliyor ki! Sürekli olarak
bunu duyan ve uygulandığını
gören genç kuşağın imam ni-
kâhı ile evlenmeyi yasal olarak
algılamasına şaşmamak ge-
rekir.
Bunun dışında bir de, konu
kıtlığından mı, reyting uğruna
mı bilinmez, sık sık çokeşli
ağaların, beylerin yaşamları
yansıtılıyorekranlara. Yan ya-
na sıralanmış eşler, çocuklar,
çocukların çocuklan... Ve
bunlann ortasında gururla
oturan ağa veya bey.
Mutlu bir aile babası olma-
nın övüncü ile gülümser ken-
dini izleyenlere. Sorulan gu-
rurla yanıtlar, eşlerinin sayısı-
nı arttırmayı düşündüğünü
söyler...
Bir ülke gerçeği olan bu
programların sunuluşları ne
yazık ki özendirici olmaktadır.
Çünkü bunun yasadışılığının
vurgulanmamasının yanı sıra,
eşlere ve çocuklara sorulan
sorular ve bunlara zoraki ola-
rak verilen yanıtlar bu tip aile-
lerde her şeyin yolunda oldu-
ğu, ailede herkesin yaşamın-
dan memnun olduğu şeklinde
bir izlentm vermektedir.
Cumhuriyet devrimlerinden
habersiz genç kuşak örnek al-
maz mı bu yaşamı?..
Büyük şehirierde de durum
farklı değil. Bazı zengin iş
adamlan ölüverdiğinde cena-
zelerinde imam nikâhlı eşleri-
nin yan yana sıralanmış fotoğ-
rafları süsleyiveriyor günlük
gazeteleri. Sonra TV'lerde eş-
lerin bazılan ile yapılan söyle-
şiler, miras paylaşımından
kaynaklanan tartışmalar göz-
lerini sulandınyor bazı yumu-
şak kalpli seyircilerin. Ve hiç
vurgulanmıyor işin yasadışı
olduğu!
Kısaca medya, çağdaş ya-
şama ters düşen ve yasal ol-
mayan çokeşliliğin ve imam
nikâhının toplumda meşru ka-
bul edilerek yaygınlaşmasına
bilerek veya bilmeyerek yar-
dımcı olmaktadır. Ülkenin ge-
leceği ve genç kuşakların
mutluluğu hesaba katılarak
medyanın uyanlması sağlan-
malı.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaka turk.net
ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇİ bulutbebek a hotmail.com
toplayıp
gidicem,
da
sıre
Ödetictm!
TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKJLS 24 Ocak
SIVAS 3. ASLİYE HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2001'408
Da^cılar Cafer Tiryakioğlu tarafindan davalılar Anşa Yılmaz ve
Osman Yılmaz aleyhine açılan tapulama tespitinin iptalı tashihen
tescil davasına esas olmak üzere;
tûm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalılar Anşa
Yılmaz ve Osman Yılmaz'ın duruşma günü olan 18.03.2003 günü
saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunmaları veya kendilerini bir
vekil ile temsil ettirmedikleri takdirde HUMK.nun 213 maddesi ge-
reği gıyaplannda karar verileceği ilan olunur.
Basın: 2481
TEPEDELENL! AÜPAŞÂNİNSONU
1822'OE BU6ÜN, TEPEDELEHU'ALI'PAŞA ÖLPUÜÜL-
OÛ. 6£NÇLİ&İHP£, OSUANU DEVLETt EMRİNOB
&â£VEKDİ& YAHAGUUtOAJZ NEOENİyt-E VEZİR
ÜJUTSESİYLE YANYA MUTX£ARIllFUğt'tJA(VAUÜIC)
6BTIRİLMİÇTİ. ANCAK, BİR ZÜRESONGA', Ç£VKE_
OE KURDUĞU 6UÇUJ £S£M£MÜfcl£. GİDEREK.
DEVLET İÇINDE PEVLETOlMAyA YÖU£LMİŞrİ.
HAKKINM ÇIKARIIAN SÖYL£NVL£R fHDİŞAH JT.
HMfiMUT'üAJ TEPtüSİHE NEPEN OLUYOfiÛU- SCNUN
M HJÇKİLEH. KOPTU, TEPEÛELJEHÜ / '
BU AKAOA,MOISA'PA BAŞLAYAH
DA KûHÛtXUYOePUl.ÛZERlM£ SÛNOEJİILSN HüR-
$ir PAŞA KUMANDASlhiPAKİ OSMANU OJVVEnJEZL
W£ İKİ YIL û4YAAJP!/eZW SONBA YENİLDİ, yA
OİA&VC ELE S£ÇJHILDİ VE SAÇt KESİLOİ.
KADIKÖY AHKAMIŞAHSİYE
DAVALAREVA BAKMAKLA GÖREVLİ
2. SULH HUKUK MAHKEMEStiVDEN
Dosya No: 2002/955 Vasi Tay.
Mahkememizce verilen 17.12.2002 tarih ve 2002 955 Esas,
2002'1100 sayıh ilamı ile, vesayet altında bulunan H. Rıfat Özdemır'üı
ikâmetgâh adresinın Kadıköy olarak değişmesi nedenı ile dosyanın yet-
ki yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Keyfıyet ilan olunur. 17.12.2002 Basın: 2202
Muayene, Teşhis, Tedavi
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tet (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Intemet http://www.tkv.org.tr
e-mat gen.sekreter 'itkv.org.tr koordinatorfŞ tkv.org.tr
Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür.
ÎZZETKOZAT
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Bulutlar Nereye Gider
Penceremde yağmur, kara bulutlar. Güneşi deyi-
tirdik neredeyse. Seller akıyor, gökyüzü delinmiş,
yırtılmış gibi. Dibi görünmüyor.
Ekranda değişik olaylar, çelişik konuşmalar. Bu
karmaşada nerede duracağını bilmiyor insan. Top-
rak kayar gibi ayağımda. Değişimler, dönüşümler
hızlanıyor, nerede olduğunu, nereye gıdeceğini kı-
saca amacını şaşırıyor insan. Durdurun dünyayı ine-
cek var diye haykıran Genco Erkal'ı anımsıyorum.
Yıllarca önce oynadığı oyundan bir sahne saplanı-
yor gözüme. DÖne döne aynı sahneleri mi yaşıyo-
ruz acaba? Dahası olaylann hızla akışında dünyayı
durdurarak güneşi selamlamak istiyor, yerini yolu-
nu bulamıyor öztoprağında. Bir yabancı gibi şaşkı-
nadönüyor, nedir bu olaylar, kime bu seslenişler, ben
neredeyim, niçin buraya geldim diye şaşkınlık du-
yuyor, öztoprağında yabancılaşıyor neredeyse! Bu
düşünceyle ruh sağlığını da yitiriyor neredeyse.
Dün gece bu korkuyla ürperdim. Ekranda 12 Dev
Adamı izleyerek tazeledim soluğumu. Dar çevrem-
de çok kişi yaşama gücünü yeşil alanlarda buluyor
son günlerde. Söyleşiler, tartışmalar yuvarlak top
çevresinde soyutlaşıyor. Son olayları somut yaşa-
mak özlemi dayanılmaz boyutlara varıyor. Ama ça-
resiz.
Oysa yaşama özlemi dayanılmaz boyutlara van-
yor. Çizgiler kopuyor bir yerde. Yeniden yakalamak
olanağı yok. 12 Dev Adamın oyunuyla soluk alarak
dayatmayı aşmak, dünyaya dönmek, yeniden yü-
rtimek sevinci de bir yerde soluyor doğrusu. Birey-
ler de, toplumlar da acı faturalar ödüyor. Yakın ya
da uzak çevreden, komşulardan, okyanusun ötesin-
den yanhşların faturasını da çok acı biçimde ödü-
yor insanlar. Yaşadığımız dünyanın vazgeçilmez çiz-
gisi bu. Her zaman biz çizemiyor, başka eller, baş-
ka eylemlerie oluşan bir dünyayı yaşamaya zorianı-
yoruz. Penceremde yağmur hızlandı, gökyüzü de-
linecek, seller her şeyi silip götürecek neredeyse.
özlem de giderek derinleşiyor yüreğimde. Sellerin
ötesine geçmek, gökyüzünün dibine ulaşır gibi bir
duyguyla doğruluyorum. Güneşin daha çok paria-
dığını göreceğim anı bekliyorum galiba. İnsan olma-
nın vazgeçilmez beklentisi bu. Tüm bulutlar dağıla-
cak, her şey güneşler içinde parlayacak diye bekli-
yorum. Ben de daha güzel yazılar yazacağım o za-
man. Gülmeyi unutmadan, olayların dibine inerek
yeniden gülümseyeceğim. Karamsarlığı, kötümser-
liği, elimizin tersiyle iterek gülümsemenin sevincini
kutlayacağımız sabahlara uyanacağım.
• * •
Sevgili Uğur Mumcu'yu anıyoruz bugün. Güneş
doğmasa da mumlar yanacak dünyamızda. Uğur
Mumcu'nun ateşiyle parlayan mumlar. Her zaman
yazıyorum, ölüm son değil. Işte bulutlann ötesinde
de parlıyor Uğur Mumcu'nun ışığı. Hiç sönmeyecek,
giderek parıltısını derinieştirecek bir ışık, bir mum.
Kuşaktan kuşağa taşıyarak yaşayacağız gerçeğini.
• • •
Izlediniz mi acaba? Bale dalında güzel bir yapıt,
Duygu Aykal'dan güzel bir selam var.Bulutlar ne-
reye gider. Yazarken gözlerim yaşarıyor. Ağlamıyor,
gülümsüyorum. Bulutlann nereyegittiğini biliyorum.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Bod-
nım'daki
"Dünyanın
Yedi Harika-
sf'ndan biri
olan anıtme-
razıyla tanı-
nan Karya 6
krah. 2/ Sağır 7
ve dilsiz...
Yağmur su- °
yunun birikti- 9
ği çukur yer.
3/ Artvin yöresine
özgü bir halk oyunu
4/ Esnek ve ince
uzun metal şerit..
Bolivya'nın başken-
ti. 5/ Vilayet... Kili-
me benzer, renkli ve 6
motifli uzun yolluk
6/"— Cumah": Şa-
ir ve yazanmız..
Hayvanlara vurulandamga. 7/Bayındırlık... Mi-
marlıkta "sahın" anlamında kullanılan sözcük. 8/
Sonuçsuz, başansız.. Yağı alınmış sütten ya da
yoğurttan yapılan peynir. 9/ Yolsuz ya da emek-
siz elde edilmiş şey.. "Gözümde bir damla deniz
olup taşıyor" (Ö.B. UşakJı).
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Cin ve vermutla yapılan bir içki. 2/Ilenme, bed-
dua... Bir toplulukta çalışan insanlann her biri. 3/
Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası... Gösteriş, ça-
lım. 4/ Doğu Anaddu'nun Irak sının yakınında
yüksek bir dağ... Hoşa giden, beğenilen, şık. 5/Öz-
gün çizim, harita, plan gibi şeylerin fotoğraf tekni-
ğiyle çoğaltüması ycntemi. 6/Koltuklara konulan
kaluı ve yuvarlak miııder. 7/Afnka'da yaşayan, ba-
caklan beyaz çizgili bir hayvan... tlave. 8/ Bir sinir
hastalığı... Izmir'in Selçuk ilçesindeki ünlü antik
kent. 9/ Erkek çocuk.. Pasta hamuru.
KOOP-C ORTAKLARINDAN
DUYURU
UĞUR MUMCU yu
ANIYORUZ
Cumhuriyet gazetesi yazan,
irticaya vegericiliğe karşı
büyük savaş /ermiş ünlü yazar
UĞUR M U M C U yu katledılışının
10. yılında saygı /e özlemle anıyoruz.
24 Ocak 2003 Cuma günü,
saat 12.00'de Cıjmhuriyet Gazetesi
merkez binası bahçesinde
düzenlenen Uğur MUITICUyu
anma törenirde buluşuyonjz.