Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kulturCg cumhuriyet.com.tr 15
Politik sinemanın yüz akı Costa Gavras'm son filmi 'Amen' gösterimde
'olu gidipboş dönentrenler
Ütinci Dünya Savaşı'nda, yaşlısı
kadını, çoluk çocuğuyla milyonlarca
Yahudinin vagon vagon götürüldük-
leri Nazi toplama kamplarında soykı-
nma uğratılması, yirmınci yûzyıldan
kalan en büyük ve korkunç kan leke-
sidir kuşkusuz. Ilk bakışta günümü-
zün modern dünyasından çok uzakta
kalmış görünen bu unutulmuş acıyı,
kurumuş lekeyı kazımaya, orasından
burasından kurcalamaya girişiyor son
fılmi Amen'de, adı 30 yıldan fazla-
dır politik sinemayla özdeşleşmiş,
'sorumlu çağdaşımız' Costa Gav-
ras. Ve baştan özetlemek gerekirse
Amen'le, savaşta bacalanndan sürek-
li kara dumanlar tüten Nazi ölüm fab-
nkalanna karşı parmağmı bile kıpır-
datmayanlann, bana dokunmayan yı-
lan bin yaşasın diyerek sorumluluk-
tan kaçan tepkisizlerin başı Vatikan'ı
gösteriyor Gavras direkt olarak.
Avusruryalı yazar
Rolf Hochhuth'un,
1963 'te sahnelendığin-
de epeyce ses getırmış,
Naip adlı kışkırtıcı
oyunundan uyarladığı
son filmınde, Nürn-
berg duruşmalannda
yargılanıp hücresınde
kendını asarak ıntihar
edışınden 20 yıl sonra
aklanan SS subayı
Kurt Gerstein'ın du-
ruşma ıfadeleri, notlan
ve açıklamalanndan
yola çıkmış Gavras.
Alışılmışın tersine
Alman tarafından ola-
ya bakan fılmde, Z-
Ölümsüz.Tanık, Sıkı-
yönetim,Kayıp gibı
başyapıtlann yönetme-
ni ve yıllann politik si-
nemacısı Spielberg'ın
Schindler'de düştüğü
hatayı yınelemeyıp gaz
odalannın içını göstermıyor ama ge-
nelde kıyımın dehşetinı duyumsatı-
yor soğuk soğuk.
Verlmslz vatandaş'lara ölüm
Ustanın, yine vazgeçemedığı 'siya-
sal çarkın tekerine çomak sokan bi-
reyin yürekJi mücadelesi' temasına
döndüğü film, Gerstein'ın trajık öy-
küsü. Geliştirdiği haşarat öldürücü
Zyklon B gazının, 'verimsiz vatan-
daş' sayılan Yahudilerin topluca yok
edilmesinde kullanıldığına tanık
olunca allak bullak oluyor, inanç sa-
hibı, müşfik aıle babası, antma uzma-
nı, 'iyi Alman kahramaıumız' Gers-
teın (Ulrich Tukur). Kıyıma engel
olabilmek için kendi yaşamını ve ai-
lesinınkini hiçe sayıp kıliseye ve ya-
bancı ülke diplomatlanna tanık oldu-
ğu dehşeti aktanyor. Ona inanan, Ber-
lin'deki Papahk sekreteri, genç Cizvit
papazı Rıcardo Fontana (Mathieu
Kassovitz) aracılığıyla, Papa'yı ve
Nazılerden korkup yılmış Vatikan'ı
Yönetmen: Costa
Gavras / Senaryo:
C.Gavras, Jean
Claude Grumberg
/ Kamera: Patrick
Blossier / Müzik:
Armand Amar /
Oyuncular: Ulrich
Tukur, Mathieu
Kassovitz, Ulrich
Mühe, Michel
Duchaussoy,
Marcel lures, lon
Caramitru, Antje
Schmidt, Hans
Zischer / Fransa-
Almanya-Romanya
ortak yapımı 2002
(Fono Film - Özen
Film).
olan bitenden haberdar ediyor ama
dinleyen kim? Nazilerin Allahsız ko-
münistleri tepelemesini bekleyerek
toplama kamplan dehşerini bilmez-
den gelen Vatikan politikasının tepki-
sizliğini, Papa Pie Xll'nin kayıtsızb-
ğım, beklenen konuşmasmda Yahudi
ve kamp sözcüklerinı dahi telaffuz et-
meyişini bir türlü anlayamıyor Ricar-
do, Tann'nın bütün bunlara nasıl göz
yumduğunu da.
Katollk haçisCamalı haç
Göğsüne san Yahudi yıldızını gö-
nüllü takarak toplama kampını boy-
layan Ricardo'yu kurtarmaya gelen
Gerstein'ın divanıharbe verildiği fi-
nalde, büyük bır hayal kınklığına uğ-
ramış, yeis içindeki baba Gerstein'ın
(aynı kuşaktan, çoğu 'sorumlu' Al-
man gibi) hâlâ son bir umudu, 'Gizli
silah ne zaman devreye girecek'
beklentisi sahnesi de Almanlara yö-
nelik bır eleştiri. Öte yandan, saf, ma-
sum yüz ifadesiyle duşa gıren Yahu-
di kızını gülümseyerek
ölüme gönderen Gers-
tein'ın firsatçı, gaddar,
uyanık SS doktor arka-
daşı (Ulrich Mühe) da
kapağı Arjantin'e at-
manın yolunu buluyor
bu finalde.
Vicdan sahibi, insan-
cıl bir karakter olan
Gerstein'ın gerçekten
yaşamışlığma karşılık;
kırmızı, mor kardınal
cüppelennden, şatafat-
lı dinsel törenlerden
geçilmeyen Vatikan'ın
ölüm sessizliğine ken-
dini feda eden, Cizvit
papazı Ricardo Fonta-
na kurmaca bir karak-
ter. Aslında 'çokuluslu
ilk büyük nıarka' sa-
yılacak kihsenin sim-
gesi, Katolik haçıyla
Nazilerin gamalı haçı-
nı üst üste çakıştıran,
Oliviero Toscani im-
zalı, vurucu afişinin konusuna cuk
oturduğu Amen'de, dmle diploması
uyumu vurgulanırken Gavras'ın asıl
derdi, pasıf bır emekli gibi yansıtılan
papanın yanı sıra kıyımı durdurmak
adına, hiçbir somut eyleme geçme-
yen Ingiltere'nın, ABD'nın ve bütün
dünyanm suskun kalışına dıkkah çek-
mek.
Kuşkusuz günümüze de gönderme-
ler içeren film bir bakıma 60 yıl ön-
cesinde yaşanan, uygarlığımızın ka-
ranlıkta kalmış kara sayfalannı yeni-
den açıyor, bilgılendirerek.
GavTas'ın ölçülü biçili mızansen-
len ve yalın, klasık anlatımıyla tartış-
malı bir konuyu karşımıza getiren,
2.5 saati aşkın, dıyaloglann ağır çek-
tiği Amen, baştan sona ilgiyle seyre-
dılen, tanhsel bir belgesel tadı da ve-
nyor. Seyircıye 'Acaba bütün bun-
ların önüne geçilebilir miydi?' ve
'Böylesi barbarlıklara bugün bile
suskun kalnuyor muyuz sanki?' so-
rulannı sorduran Amen, sağlam, sıkı
bir politik fihn sonuçta.
Aynı zamanda yönetmen olan Mathieu Kassovitz ve Ulrich Tukur, 'Amen'in Nazilerin Yahudi
soykırımına engel olmaya çalışan ama seslerini bir türlü Vatikan'a duyuramayan ikilisi.
İZLEYİCİ ERDAL ATABEK
Savaşta sadakat
ve ihanet ikilemiCosta Gavras'ın yenı fılmi,
"Amen", güçlü ile güçsüzün
çatışmasında hakhnın yanında
yer almanın hem zorluğunu,
hem de zorunluluğunu
irdeliyor. Hitler Almanyası'nda
Yahudilerin uğradığı soykınmı
yakından gören bir SS teğmeni,
Kurt Gerstein, tifus mücadelesi
için kullanılacağı öne sürülen
"dezenfektan-mikrop
öldürücü" maddenin aslında
Zyklon-B gazı olduğunu
öğrenince nasıl bir tavır
takınmalıdır? Yıkanmaya
götürüldüklerini sanan kadın,
erkek, çocuk Yahudilerin
aslında gaz odalannda
öldürüldüğünü görmek bütün
görevli Almanlar için aynı
etkileri mi yapmıştır? Bu
"temizliğin" nasıl bir şey
olduğunu, ınsanlann böyle
acımasızca öldürülmelerinin
"insanlık dışı bir toplu
cinayet" olduğunu düşünen
hiçbir Alman subayı olmamış
mıdır? Bır savaşın içindeki
ahlak sorunlan "bu bir
savaştır" suskunluğu ile mi
karşılanmıştır? Yoksa, savaş da
olsa insanlann öldürülmesi,
hele de cephede savaşmayan
kadınlar, çocuklar ve yaşlılann
başına gelenler hiç kimsede iç
burkulması yaratmamış mıdır?
"Amen", bu sorunu irdeleyen
önemli bir sinema yapıtı.
Sorumluluk nerede
başlıyor, nerede bltlyor?
Costa Gavras, Z filminden
sonra yaptığı "Müzik Kutusu"
ile gene benzer bir konuyu
işlemişti. Babasma güvenen
avukat kızınm, onun bir eski
Nazi olduğunu öğrenmesinden
sonra yaşadıklannı anlatan
"Müzik Kutusu" da önemli bir
filmdi. Şimdi de, "Amen"
toplama kamplanna dolu gelip
boş giden tren katarlannın
insana hüzün veren görüntüleri
arasında insanlan şu evrensel
soruyla karşı karşıya bırakıyor:
"Benim sorunıluluğum
nerede başlıyor ve nerede
bitiyor?"
Kurt Gerstein, bir SS teğmeni
olarak eşini ve çocuklannı da
tehlikeye atmayı göze alarak
"Nazi uygulamalarına
sadakatten vazgeçiyor". O,
artık rastladığı herkese "suçsuz
insanlann toplu halde
öldürüldüklerini"
söyleyecektir. Bu kez aynı
ikilemi, Papa'nın Vatikan'ına
kadar uzanan zincırde Italyan
rahip Ricardo yaşayacaktır.
Konunun ilginç yanı,
günümüzde yaşanan bir olayla,
da Amerika'nın Irak üzerine
yoğunlaştırdığı savaş baskısıyla
da benzerlik göstermesidir.
Amerika'nın içinden yükselen
"savaşa hayır" sesleri,
sadakattan vazgeçip ihanet
çizgisınde yer alan kişilerin
tavırları mıdır, yoksa insana
saygıya gösterilen sadakatin
açıklanması mıdır?
Aslında, tarihin her döneminde
baskıya sadakat, insanlığa karşı
ihanet demek olmuştur. Baskıya
karşı çıkmak da, baskıcı
haksızlığın karşısında yer
almak da, her zaman insana ve
insanlığa sadakati ifade
etmiştir. Costa Gavras'ın yeni
filmi görülmeli ve üzerinde çok
düşünülmelidır.
Pazar günü sona erecekfestival 'Hit Filmler tfen 'Gökkuşağı 'na kadar her renkten Indie yapımı içeriyor
Ethan Hawke 'Kaset'te (solda) çok başarılı.
Campbell Scott'la Jesse Eisenberg 'Roger
Dodger'ın (üstte) dayı-yeğeni. AmerikalTnın
silaha, şiddete düşkünlüğünü sorgulayan,
Michael Moore'un 'Benim Cici Silahım'ı
(sağda) festivalin en merakla beklenen filmi.
2. AFM Bağımsız Filmler Festivali sürüyorRoger Dodger: Zampara
dayı-baklr yeğen
Özellikle Istanbullu genç sinemaseverlerin
sahip çıktığı 2. 'Indie' filmler festivalinin
ilk gününde, Michael Winterbottom'm
müzikte rave- club kültürünün öne çıktığı
bir yakın dönemi anlattığı, soundtrack'iyle
de meraklısına seslenen hit filmi
'24 Saat Parti tnsanlan'nı ıskalaymca
Dylan Kidd'in yazıp yönettiği ilk filmi
Roger Dodger'a daldık mecburen.
'Patton' George C.Scott'm oğlu
Campbell Scott'ın senaryosunu beğenip
başrolünü üstlenerek finanse etmesiyle,
Isabella Rossellini, Jennifer Beals, _
Elizabeth Berkley gibi ünlüce yıldızlann
da katılımıyla çekilen, Kanada yapmıı
Roger Dodger, zampara geçinen, ukala,
çenebaz, New Yorklu popüler metin yazan
dayıyla (C. Scott) Ohio'dan çıkagelen,
liseli, bakır delikanlı yeğeninin (Jesse
Eisenberg), bir gece boyunca süren, kadın
tavlama, seks, alkol ağırlıklı beraberliği
üstüne bir güldürüydü. Bakir yeğenin,
parronu I. Rossellini tarafından şutlanan
metin yazan daymm kıla\
r
uzluğunda, ufak
ufak karşı cinsi tanıma girişimıne dayanan
film, son acil durum planı olan başansız bir
randevuevi seferiyle noktalanıyordu.
En azından toy yeğenin hayatının ilk
ateşli öpücüğünü aldığı film, çok
önemsenmese de canlı, şamatalı bir espri
ve gırgır sağanağıydı.
Kaset: amlarla ftlrafların anı
1990'lann yıldız Indie yönetmenlerinden
Richard Linklater'in, Lansing-
Michigan'daki döküntü bir otel odasında,
dijital kamerayla çektiği Tape-Kaset, biri
yaşlı hipilere uyuşturucu satan, keş bir
torbacı (Ethan Hawke, geçen yıluı Oscar
adayı Training Day'deki perfonnansından
daha iyi), öteki kent festivalinde filmi
gösterilecek bir yönetmen (Robert Sean
Leonard) olan iki eski okul arkadaşının,
daldan dala atlayan, anılar veutiraflar
halinde gelişen sohbetlerini aktanyordu.
Vaktiyle ikismin de ilişki kurduğu Amy'nin
(Uma Thurman belki de Pulp Fiction'dan
beri en iyi rolünde) de gelişiyle, üç kişinin
yüzleşmesi, Ionesco'vari bir sıkı oturuma
dönüşüyordu. Stephen Belber'in kendi
oyunundan yazdığı senaryoda diyaloglar
sürekli baskın ve tenis topu gibi oyunculan
dolaşan bir kamera ön planda. Doğaçlama
duygusu veren oyunculuklarla tenis maçı
seyreder gibi olduğumuz film, şaşırtayım
derken yeşılaycı bir finale bağlanıyordu.
Belli bir düzeyin altına düşmeyen,
yönetmenle üç oyuncusunun dalgasmı
geçtiği, dijital format ürünü bu teatral ve
ahlaki drama da bizi pek tatmin etmedi.
KEDİGOZU
VECDİ SAYAR
Barış İçin 100'len Meclisi
Savaş tehlikesinin kapıya dayandığı, ama
barışçı çözüm olanaklarının henüz tüketilme-
diği şu kritik günlerde, savaş karşıtı eylemlerin
ardı arkası kesilmiyor. Amerikalı sinema, tiyat-
ro sanatçıları, müzisyenler ve bilim insanlannın
başını çektiği savaş karşıtı eylemler, Amerikan
halkının aydınlık yüzünü dünyaya yansıtırken,
dünyanın dört bir yanından barış çağrıları yük-
seliyor. Bizde de, 'Emek Platformu' ile yüz el-
linin üzerinde sivil toplum örgütünün oluştur-
duğu "Irak'ta Savaşa Hayır Koordinasyo-
nu"nun veTürkiye'nin dört bir yanında, barış-
severlerin oluşturduğu yerel girişimlerin etkin-
liklerine her gün bir yenisi ekleniyor.
Akademisyen, yazar, gazeteci, sanatçı ve ay-
dınların oluşturduğu bağımsız bir girişim olan
"Barış Girişimi" de, Türkiyeli barışçıların se-
sini dünyaya duyuracak bir dizi eylem gerçek-
leştiriyor. Bu etkinliklerin en önemlilerinden bi-
ri, yarın Istanbul'da Lürfi Kırdar Kongre Salo-
nu'nundatoplanacak "Banş İçin 100'ler Mec-
lisi".
Yarın sabah, 20 meslek grubu kendi meslek
ilkeleri ve etiği açısından vurguları da içeren kı-
sa bildirgeler sunacaklar. Her gruptan 100 ba-
rışçı, o meslek grubundan olan ve barışı savu-
nan yüz binlerce, belki milyonlarca kişinin söz-
cüsü olarak seslerini yükseltecekler. Toplantı-
nın sonucunda, 20 bildirgenin tümünün özeti
olan bir sonuç bildirgesi yayımlanacak. Toplan-
tıda temsil edilecek olan meslek grupları ara-
sında: Akademisyenler, avukatlar, diş hekim-
leri, eczacılar, emekliler, esnaf, gazeteciler, gör-
sel sanatçılar ve müzisyenler, hekimler, işa-
damları, işçiler, işsizler, köylüler, memurlar, mi-
mar ve mühendisler, öğrenciler, öğretmenler,
sinema-tiyatro sanatçıları, turizmciler, yazar-
laryeralıyor. Sünni, Alevi Müslüman din adam-
ları ve Ermeni Ortodoks ve Rum Ortodoks ki-
liselerinden din adamları da toplantıda birer ki-
şiyle temsil edilecek. Türkiyeli barışçılara,
Amerika'dan ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden
gelecek ünlü sanatçı ve bilim adamları da des-
tek veriyor. Yarın aramızda olmalarını bekledi-
ğimiz konuklar arasında; Norman Finkelste-
in (Siyaset bilimci-yazar, Chicago), DePaul U-
ni Prof. ABD), Scilla Elsvvorthy (Küresel ve
yerel güvenlik konularında çalışmalar yapan,
anti-nükleer çalışmaları ile üç kez Nobel ada-
yı olmuş, Oxford Research Group'un başkanı,
fngiltere), Peter Curman (Şair, gazeteci, Is-
veç), Jan Myrdal (Isveçli ünlü yazar), Ryan
Amundson (11 Eylül'de yakınlarını kaybeden-
lerin kurduğu 'Peacfull Tomorrows' (Barışçı Ya-
rınlar Grubu temsilcisi), John Hipkin (Camb-
ridge 'Campaing forPeace' temsilcisi, Ingilte-
re), Obrad Savic (Felsefeci-yazar, Belgrad
Circle dergisi editörü), Patti Smith (Rock yıl-
dızı, ABD), Konstantin VVecker (Alman protest
şarkıcı)gibiisimlervar. Yunanistan'danveKıb-
rıs'tan sanatçılar da bu barış çağrısına destek
vermek üzere aramızda olacak.
Yarın Istanbul'dan bir barış çığlığı yüksele-
cek. Iktidarlarını savaşlara bağlamış egemen-
lere karşı... Siz orada olamıyorsanız, üzülme-
yin. Mutlak sizin de yapabileceğiniz bir şeyler
vardır. örneğin, evinizin camlarına, otomobili-
nize 'Savaşa Hayır' pankartları asabilirsiniz. Ti-
yatrocular, oyunlarının sonunda barış mesajla-
rını kendi uygun görecekleri bir biçimde seyir-
ciye aktarabilirler. Yeter ki
sessiz kalmayın. Kamu-
oyu araştırmaları, toplu-
mun yüzde 90'ının sa-
vaş karşıtı olduğunu
vurguluyor. öyle ise,
sesimizin daha gür çık-
ması gerekmez mi?
vecdisayarfa yahoo.com
BUGUN
• AKM BÜYÜK SALON'da 19.30'da şef
Andrew Greenwood'un yöneteceğı 'tstanbul
Devlet Senfoni Orkestrasf nın konsen.
(0212 251 56 00)
• CEMAL REŞİT REY'de saat 20.00'de Bill
Bruford ve grubu Earthworks'ün caz
konseri.
(0 212 232 98 30)
• ODTÜ KÜLTÜR VE KONGRE
MERKEZİ KEMAL KURDAŞ
SALONU'nda 20.00'de Şeref Dalyanoğlu'nun
konuk sanatçı olarak katılacağı 'Konstantin
Wecker'in konseri. (0 312 425 14 36)
• İŞ SANAT'ta 19.30'da Çağdaş Türk
Bestecileri konseri. (0 212 316 10 83)
• GOETHE ENSTtTÜSÜ'nde 19.30'da
tstanbul Quartet'ın Yeni Yıl Konseri.
(0212 249 20 09)
• EKOL DRAMA SANATEVt'nde 19.30'da
'Doğan Hızlan, Doğan Hızlan'ı Anlatıyor'
başlıklı Ahmet Cemal'in yapacağı söyleşi.
(0 212 234 09 93)
• YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ SERMET ÇtFTER
SALONU'nda saat 18.30'da 'Cogito
Söyleşisi'. (0 212 252 47 00)
M BtLGİ ÜNtVERStTESİ KLŞTEPE
KAMPUSU'nda 19.30'da 'Mulholland
Çıkmazı' filminin gösterimi.
(0 212 293 50 10)
AFM BAĞIMSIZ FİLM FESTİVALİ'NDE BUGÜN
• AFM l'de 10.30'da 'Odlek', 12.45'te
'McduU'un Hayatı', 15.30'da 'Lily Chou
Chou Hakkındaki Hayatı', 19.00'da 'Cuma
Akşamı', 21.30'da 'Örümcek', 24.00'te
'Katil Ichi' filmlerinin gösterimi.
• AFM 2'de 11.00'de 'Afgan Alfabesi',
13.15'te 'Güç Oyunlan', 16.00'da 'j-star 02',
19.30'da 'Eşcinsel ve Müslüman: Bir
Derleme', 22 OO'de 'Bahk ve Fh", 24.30'da
'Donnie Darko' filmlerinin gösterimi.
(Biletix: 0 216 454 15 5f)