22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13MART2001SALI 14 I LJİV kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DÎKMEN GÜRÜN Genco Erkal ve 'Oyııncu'Az kişili oyunlar zincirine bu se- zon bir yenisini ekledi Genco ErkaL Brecht'in, Nâzım Hikmet'in, Aziz Nesin'in, Can Yücd'in çizgilerinden belki ilk bakışta aynlan bir yazar Tankred Dorst, ama temelde hepsi de değişik yönlerden ilerleyerek ay- nı kavşakta buluşuyorlar. Insanın ve yaşaraın sorgulandığı bir kavşak bu. Yaşamın nasıl yaşanması gerektiği sorusuna aranan yanıtlar farkh boyut- lanyla özdeşleşiyor bu yazarlarda. Onlann yaşamla hesaplaşma süreci- ni, tiyatro sanatı söz konusu oldu- ğunda. oyuncunun sahne dilinde göz- lemliyor izleyici. Her seferinde de metnin gerektirdiği performansla me- tindeki aksiyon arasmdaki ilişki bü- tünü oluşturuyor. Bugün 76 yaşında olan Tankred Dorst, "Tiyatro bir buluş, bir kurgu- dur, imgeiem gücünün özgürce sab- nacağı bir alandır" diyor ve ekliyor: "Tiyatroasbnda aktifbir ena-tepld me- kânıdır ya da en azmdan öyle olma- hdnf Böylece bir etki-tepki mekânın- da oyuncu değil midir düş ve gerçek arasında gidip gelen? Yaşamın çeliş- kilerini bu sürekli dalgalanmalarla veren? Genco Erkal, Sema Engin EdinseTin dilimize çevirdiği ve Ulu- erEmreÖzil'indramaturgiçalışma- lannı yaptığı "Oyuncu"yu (Ben Fe- uerbach) oynamayı "arkeolojikkazı- nın bulguİarını sergüemek" olarak nitelendiriyor. Anlamlı bir saptama... Bir oyuncunun bir başka oyuncuyla hesaplaşması, bir oyuncunun bir baş- ka oyuncunun beklentilerinde - san- cılannda tiyatro sanatının derinlikle- rine dalması, bir oyuncunun diğeri- nin arayışlannda yaşamın derinlikle- rinde dolanması ve yaşamın. sanatın, sanatçının sorgulanması. Bir oyuncu- nun kendisiyle hesaplaşması... Oyunun başında, Oyuncu sahneye girer ve ağzından çıkan ilk söz "ışuVtır. "Şurayabirışıkversenize!" Oyunun sonunda Oyuncu sahneden çıkarken Asistan seslenir: "Salona ışık verin!" Geriye gidiş gelişlerle parçalanmış zaman içinde Oyun- cu'nun çıktığı uzun yolculuk, zaman kadar mekândaki kopukluklarla kur- guyu parçalar. Bu bağlamda Asistan da, hiç ortalarda gözükmeyen Yö- netmen de söz konusu olan kopuk- luğun simgeleri değil midir? Ya Kö- pek? Bir anlamda Oyuncu'dan daha fazla önemsenen Köpek, yine aynı te- massızhğın simgesi olarak belirlen- mez mi? Öte yanda, Oyuncu ıse san- ki ateşi (Feuer) ve akarsuyu (Bach) söz konusu kopukluğun ötesinde bir yerlerde buluşturma uğraşı içinde- dir. Bu uğraşı, Genco Erkal'ın sah- ne dilindeki inceliklerde yakalamak ve yok olmak / bilinçsizce yok edil- mek üzere olan bir büyük oyuncunun güvensiz, saldırgan, zeki, alaycı, onur- lu, zaman zaman saldırgan ama hep buruk, sancılı. yıkık mücadelesi için- de izlemek. başlı başuıa etkileyici birdeneyim. Erkal, oyunun paradok- sunu çarpıcı bir dinamiğe oturtmuş. Tankred Dorst'un oyununda tiyat- roya yönelik açıkmlann aln, ışığın öte- sinde boşluk ve sessizlik imgeleriy- le de çizilmiştir. Boşluk; riyatroda tırmanılan merdivenin son noktası- dır. Sessizlik; riyatroda yalnızlığm yaşanabildiği, oyuncunun soluklan- dığı andır. Feuerbach, işte böyle bir anda oyuncunun tannlaştığını düşü- nürvemucizeleryarattığını. Tıpkı As- sısli Aziz Francesco'nun "Kuşlara Vaazı*' gibi... Onca etkileyici sahne- den bir örnektir Oyuncu'nun hiç bil- mediği bir dilde kuşlarla konuşma- sı. Bir oyunculuk dersidir bu. Etki- leyici sahneler zincirinin halkalann- dan biridir. 1789'da Caroline Herder. eşine JL ankred Dorst'un oyununda tiyatroya yönelik açılımların altı ışığın ötesinde boşluk ve sessizlik imgeleriyle de çizilmiştir. Boşluk; tiyatroda tırmanılan merdivenin son noktasıdır. Sessizlik; tiyatroda yalnızlığm yaşanabildiği, oyuncunun soluklandığı andır.' yazdığı birmektupta Goethe'nin Tar- quatoTasso" adlı oyununun konusu- nu "yetenelde yaşam arasmdaki oran- asıznk" olarak tammlar. Bu tanunın ardmdaki geniş anlam, salt bir sanat- çı olan Tasso'nun içinde yaşadığı dünya ile uyum sağlayamamış olma- sıyla bağlantıh değildir. Aynı za- manda insanı toplumsal çevresi için- de ele alan bir uyumsuzluktur söz konusu olan. Tankred Dorst'un oyu- nun başında ve bitiminde "Tanjuato Tasso"ya referans noktası olarak yö- nelmesi bu bağlamda bilinçli bir yak- laşımdır. Yine aynı şekilde, Tasso'nun yedi yıl bir akıl hastanesine kapatıl- ması ve Oyuncu'nun yedi yıllık bir aradan sonra (akıl hastanesinde) unu- tulduğu dûnyaya, tiyatro sahnesine ge- ri dönmek için attığı adım, bu iki in- san arasında oluşturulan önemli bir çakışmadır. Umutsuzluk "Oyuncu"nun çıkış noktasıdır. Oyunda, oyuncunun duy- gulan, algılan, davranış özellikleri dramatik yapıyı oluşturur. Bu yapı- da Genco Erkal'ın yakaladığı perfo- mans bir şiirsel aksiyonlar bütünü olarak dikkat çeker. Tankred Dorst'un metninin oyuncudan beklentüeri kay- gan bir alana yayılmıştır. Erkal, bu kaygan zeminde rahatlıkla yer de- ğiştirerek gerekli ipuçlannı yakalıyor ve her vardığı nokta onu yeni açı- lımlara yönlendiriyor. "Dramatik metinkraksiyDnunDotaiarıdır"tanım- lamasınm açtığı pencereden baka- cak olursak; Genco Erkal bu notala- n ustalıkla yonımluyor. Oyuncu, Tankred Dorst'un üzerinde titizlikle çalışarak ortaya çıkardığı çarpıcı, drarnatik merkezler bütünü. Bunu da Genco Erkal. özenli çalışmasıyla bir oyunculuk ziyafetine dönüştürüyor. • * • Geçen günlerde başında sessiz se- dasız bir kitlesel işten çıkarma olayı yaşandı. Çalıştıklan gazetelerle öz- deşleşmiş ve bir anlamda klasüdeş- miş adlann işlerine, hiçbir açıklama yapumaksızm, onlara okurlann önün- de bir teşekkür bile edilmeksizin, son verildi. Yıllarca okuduğum bu ya- zarlara: Yalçın Doğan, Umnr Talu, Nilgün CerrahoğJu, Duygu Asena, Şahin Alpay, Oya Berberoğlu, Yahm Eralp, Zeynep OraTa ve karikatürle- riyle beslendığım Turhan Seiçuk'a, BedriKoraman'a teşekkür etmek is- tiyorum. Zeynep Oral'a bir teşekkür de Akal AtiDa ile birlikte Milliyet Sa- nat Dergisi'ni kuran ve bugünlere getiren, çok kısa bir süre önce dün- yanın sayılı sanat dergilerinden biri olarak amlmasını sağlayan kişi ol- duğu için. Ne yazık ki Zeynep Oral ve Akal Atilla'nın yanı sıra yazıişle- ri müdürü Bülent Berkman'ın da işi- ne son verilmesiyle bu dergide önem- li bir dönem noktalandı. Çevreye ba- kıyorum... Garip bir sessizlik! Türk ve Amerikan müzisyenlerden oluşan İstanbul Jazz Colleetive bu akşam bir konser verecek Cazın ustalan Babylon'da buluşuyorKültür Servisi - İstanbul Jazz Collective bu akşam saat 21.3O'da Babylon'da. Her türden müzisyeni bir araya getiren İstanbul Jazz Col- lective, tecrübeli müzisyenler kadar genç mü- zisyenleri de aynı platformda buluşturuyor. Dünyaca ünlü saksofon ustası ve kompo- zitör Rkky Ford, Türkiye'nin en önde gelen caz müzisyenleri Can Kozlu, AB Perret ve Imer Demirer gibi isimlerin yer aldığı İstan- bul Jazz Collective, modern eserlerden ve ta- nırımış Big Band eserlerinin yeni düzenle- melerinden oluşan geniş bir repertuvara sa- hip. Grubun müzik yönetmeni Ricky Ford New England Konservatuvan 'nda Gunther Schul- ler, Jaki Byard ve Ran Blake ile saksofon, klarnet ve müzik teorısi çalıştı. 1974 yılında Mercer Ellington Orkestrası'na seçilerek pro- fesyonel müzik hayatına atıldı. 1976'da Char- lesMinguslave 1978de DannieRichmond'la çalışmalanna devam etti. 1987'de 'Chocola- te' filminin müziklerini yaptı. 1977 yılından beri kendi ismiyle birçok albüm çıkaran Ricky Ford, GunterShufflenChariesMingus, Ran Bla- ke, Georges RusseL, Dannie Rkhmond, The Mingus Dynasty, Lionnel Hampton. McCoy Tyner, Stcve Lacy, Sathima Bea Benjamin gi- • istanbul Jazz Collective'de saksofon ustası ve kompozitör Ricky Ford ile Türkiye'nin önde gelen caz müzisyenleri Can Kozlu, Ali Perret ve tmer Demirer gibi isimler yer alıyor. bi pek çok sanatçının albüm çahşmalannda yer aldı. Müzik Yönetmeni Yardımcısı AH Perret, İstanbul Devlet Konservatuvan'nda İlhan Usmanbaş'la piyano ve kompozisyon çalıştı. 1983 yılında Caz Kompozisyon Bö- lümü'nden mezun olduğu Berklee Müzik Okulu'nda Michael Gibbs, Herb Pomeroy ve Ray Santisi ile piyano, analız ve caz kompo- zisyonu çalıştı. 1985'te İstanbul Caz Dörtlü- sü'nü, 1995'te AcidTrippin'i kurdu. Kompo- zisyonlan uluslararası organizasyonlarda ça- lındı. Konzertmaister tmer Demirer, 1986'da İstanbul Caz Dörtlüsü'ne katıldı. Pek çok festivalde Herbie Hancock, Pat Metheny, VVynton Marsalis ve Kirk Lighsej gibi dün- yanın önde gelen müzisyenleriyle çaldı. 1995 yılından beri Acid Trippin ile çalışmakta. Koordinatör Can Kozlu 1977-79 yıllan arasında CIM Caz Okulu'nda teori ve perfor- mans dersleri aldı. 1986 yılında Berklee Mü- zik Okulu'ndan mezun oldu. MDteZwerin,Mi- keGoodrick,BarnevKessel,Rick>Ford,Crıris VVoods, Tıger Okoshi, Aydın Esen, Danilo Pe- rez, George Garzone ve Hal Crook ile çaldı. Ayduı Esen, Mike Goodrkk, Önder Focan, Kerem Görsev ve Maffi Falay Quintet'in çe- şitli albümlerinde yer aldı. 7. Sinema Oyuncuları Birliği Ödülleri Los Angeles 'taki törenle sahiplerini buldu Erin Brockovichy le Oscar'a adım adım YAZIODASI SELİM İLERİ Abdülhak Şinasi'nin İstanbul'ud) Eseri gitgide unutulan Abdülhak Şinasi Hisar, Cumhuriyet döneminin çok önemli, en ilginç, belki detek 'İstanbulyazan'dv. On dokuzuncu yüzyılın sonlanna rastlayan çocuk- luğu, Rumelihisan'ndaki -Şair Nigâr'ın yalısıyla yan yana- aile yalısında geçti. Büyükada ve Çamlıca'da yazlar geçiren Abdülhak Şinasi, Mekteb-i Sultani'de AhmetHaşim'le, Refik Halid Karay'la, Hamdullah Suphi Tannöver'le. geleceğın bu unlu edebıyatçıla- nyla arkadaş olmasına karşın, yazı hayatına hazıria- nışlar ve bekleyişlerle başlamıştır. Gerçi kitap tanıtma yazılan, eleştiriler, şiirier ya- yımlamıştır ama; "hikâye" adını verdiği romanlannı, anı krtaplannı zaman içinde, bölüm bölüm, özümse- ye özümseye kaleme getirmiştir. Bu eserlerden par- çalar, uzun yıllar, Milliyet ve Vaıiık da aralarında ol- mak üzere, çeşitli gazetelerde, dergilerde yayımlan- mıştır. Nihayet 1941 'de Fahim Bey ve Biz ilk kitabı ola- rak CHP Hikâye ve Roman Mükafatı'nda üçüncülük kazanınca, Abdülhak Şinasi'nin ünü pekişir. Fahim Bey ve Biz, anı, yaşantı, gözlem, kurmaca kanştmı bir roman niteliğiyle, edebryatımızda, hele o dönemde, benzeri pek olmayan bir verimdir. Impa- ratortuğun son dönem insanlanndan Fahim Bey'i, çevresi, hayatı, özlemleri, düşlenyle dile getiren ro- mancı, bir yandan da kişisel duygulannı, gözlemle- diği 'değişen' Istanbul'u, kendi dünya görüşünü yan- sıtmıştır. Yazar, Fahim Bey'den yola çıkar görünmekle bir- likte, çöken bir imparatortuğun son fertlerini Fahim Bey simgesiyle yorumlar. Değeri o zamanlar tam anlaşılamamış bu roman- da, istanbul ve Istanbullu, payitahtın son sayıklayışı ortasındadır. Işlevini giderek yitiren kent, hâlâ kültür odağıdır. Alaturka ve alafranga yaşama biçimlerini giz- li bir uyum içinde banndırmasıyla dikkat çeker. Ne var ki, başkalaşan toplumsal ve ekonomik ko- şullar, Fahim Bey kişiliğinde saptandığı gibi, kentin insanını düşlerle avunmaya, çalışmaktan, üretmek- ten uzak tutmaya başlamıştır. Fahim Bey sayısız iş tasansı, girişim düşteriyle is- tanbul'da silinip gidecek, bir gün de gazetelerde ölüm ilanı çıkacaktır... Abdülhak Şinasi 1944'te yayımlanan ikinci roma- nı Çamlıca'daki Eniştemiz'de, defterdariık, mutasar- rrflık, valiliklerde bulunmuş Hacı Vamık Efendi'yi yi- ne çöküp gitmiş, göçmüş imparatoriuğun bellekler- de iz bırakmış bir kişisi olarak gündeme getirir. Ya- zar bu kez hem Çamlıca'dan hem Tanzimat kültürün- den söz açma fırsatı bulmuş gibidir. Vamık Efendi Doğu'yla Batı arasmdaki tufanlı gel- gitinde, başkalannca "deli" sanılmakta, sayılmakta- dır. Romanın anlatıcısı, satır arası dokundurmalaria, yeni dönemin eski hayattarzını kavrayamadığını sez- dirir. Bir inkârfırsatı esmekte, eskı degerier toptan yad- sınmaktadır. Şarklı giyim kuşamını, şarklı yaşama biçimini de- ğiştirmemiş Çamlıca'daki enişte, birçoklannca çağ- dışı kabul edilirken, çevresindekileronun zevkini, in- celiğini de özümsenmemiş yenilik uğruna görmez- den gelirler. Vamık Efendi'nin siyah kuka tespihi bir mücevher kıymetinde, sık sık degiştirdiği ağızlıklan yasemen, enfiye kutusunun üstü mineliyken, bu sanat, el işçi- liği zenginlikleri hemen herkesçe artık zevksiz bulun- maktadır. Zamanı çın çın sayan altın saatinin "kalın altın kös- teğine takılı üç köşe bir billur üstüne usta bir hattat tarafından en güzel bir yazı ile hakkedilmiş mührü mü- cevher gibi bir şey "dir. Gelgelelim bu eşya, bu aksesuvar, bu gereçlergü- nün dünyasından hızla çekilmekte ve el sanatlannın, işçiliğin kürtürü de hızla sönmektedir. Çamlıca 'daki Eniştemız, yiten kültür değerleri üze- rine bir son söz olduğu kadar, insan eliyle yok edil- mekte olan çevre ve bitki örtüsüne de şiirli sayfalar ayınr: "Çamlıca'daki Günlerve Geceler" adlı unutulmaz bölümde, Abdülhak Şinasi, semtin, yörenin mevsim- lerini, mevsimlere özgü törelerini, ağaçlannı, çiçek- lerini gitgide uzaklaşan hatıralannın büsbütün silin- mesi dileğiyle yazar. 0, silinsin dileği, söze dökülme- miş bir ilenci andırmaktadır... Takvimde İz Bırakan: "O, oradaydı. Karanlığın içinden yükseldi ve kar- şımda durdu, aramızda on adım bile yoktu, üzerin- de beyaz bir giysi vardı..." Helmırt Krausser, Bü- yük Bagarozy, Çev.: llknur Igan, Doğan Kitap, 1999. Kültür Servisi - Pazar gecesi Los Angeles'taki Shrine Audi- toriumu'nda düzenlenen bir tö- renle 7. Sinema Oyuncuları Bir- liği Ödülleri (Screen Actors Gu- ild) sahiplerini buldu. Ödülü- nü almak üzere sahneye çıkan Julia Roberts'ın çok heyecanlı olduğu dikkat çekti. Gözyaşla- nnı güçlükle tutan aktris şöyle dedi: "Şu anda gerçekten yete- nek düzeyimin çok daha iyi o\- duğunu düşünüyonım. Bundan her zaman bu kadar emin deği- Km." En iyi aktör ödülünü alan Ete- nicio Del Toro ise "Fflmdeld bü- tün oyunculara teşekkür etmek istiyorum, çünkü ben de sadece onİar kadar iyi ovnadım" dedi. Erin Brockovich filmi ile Julia Roberts en iyi aktris ödülünü ahrken aynı filmde gösterdiği performanstan dolayı en iyi yar- dımcı erkek oyuncu ödülü AI- bertFinney'e verildi. En iyi ak- tör dahndaki ödülü TVaffic fil- mindeki başansından dolayı Be- nicio Del Toro aldı. JudiDench, Chocolat filmindeki rolü ile en iyi yardımcı kadın oyuncu ödü- lüne layık görüldü. En iyi komedi dizisi erkek oyuncusu dahndaki ödülü AUy Mc Beal'da oynayan Robert Downey Jr. kazandı.En iyi ko- medi dizisi kadm oyuncu ödü- lüne Sex and the City'deki rolü ile SarahJesska Parkcr layık gö- rüldü. En iyi erkek ve kadın dra- ma oyuncusu dalındaki ödüller The VVestWing dizisinde oyna- yan Martin Sheen ile Alüson Janney'ye verildi. En iyi erkek televizyon oyuncusu dalında ve- rilen ödülün sahibi, ArthurMD- ler's Death Of a Salesman dızı- sinde oynayan Brian Dennehy oldu. Televizyon dizilerinde en iyi aktris ödülünü IfThese WaBs Could Talk 2 ile Vanessa Redg- rave aldı. Ömür boyu yaşam ödülü, 52 yıldır beraber çalışan ve kanko- ca olan Ossie Davis ile Ruby Dee'ye verildi. Dee törende yap- tığı konuşmada, "Evlilik,aşkve dünyada banş istek işidir. Ama eğer bunlar için çok çahşırsamz bu duyguiar da güçlenir" dedi. 13 Cütenberg Galaksisi'ne Gezi Mart Sall 2001, saat 18:30 1600-1650 Cervantes-Don Quijote Descartes-Metafizik Düşünceler Jale Parla / Tülin Bumın u -I -I ur î _ J Mart Perşembe 2001. saat 18:30 Alaturka Ezgiler Cengiz Onural - İncesaz Grubu KÛLTÛR SANAT Yapı Kredı Kültür Merkezı Sermet Çıfter Araştırma Kütüphanesı YAYINCIUK Istıklal Cad. No 285, Kat 1, Beyoğlu 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle