Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Denktaş'a fatiri
doktora
• ESKİŞEHİR
(Cumhuriyet) - Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti
(KKTC) Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'a,
Osmangazi Üniversitesi
(OGÜ) Senatosu'nun
aldığı kararla "fahri
doktora" unvanı ve belgesi
verildi. Prof. Dr. Necla
Özdemir Salonu'nda
düzenlenen törende
konuşan Denktaş,
Kıbns'ın birçok kez zor
dönemeçlerden geçtiğini
belirterek "Siyasi
mücadelede hemen hemen
tüm dünyarun desteğini
alan Rum-Yunan ikilisi,
Kıbns Türklerine karşı en
büyük Bizans oyununu
oynadı" dedi. Türkıyenin
AB'ye girişi için Kjbns'tan
vazgeçmesinin istendiğini
anlatan Denktaş, Kıbns'tan
vazgeçtikten sonra
kapılann açılmayacağını
ve daha çok şeyler •
isteneceğini belirtti.
Eylemci8
• BURSA (Cumhuriyet) -
Istanbul Gaziosmanpaşa'da
iki polis memurunun
öldürülmcsinın ardından
Bursa'da izinsiz yürüyüş
yaptıklan gerekçesiyle
yargılanan 8 polis memuru
beraat etti. Bursa 5. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
tutuksuz olarak
yargılanmalanna başlanan
Çevik Kuvvet Şube
Müdürlüğü'nde görevli
polis memurlan
ifadelerinde olayın
kendiliğinden gelıştiğıni,
herhangi bir kasıt
olmadığını ve önceden
hazırlık yapmadıklannı
belirttiler. Hâkim, Polis
memurlan hakkmda beraat
karan verdi.
CHP'li üyeye
yumruklu saldın
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anakent
Belediye Meclisi 2. dönem
olağanüstü toplantısı diin
yapıldı. Meclisin CHP'li
üyesi Muhsin Eren,
lnceleme ve Araştırma
Komisyonu üyelerinin baz
istasyonlan hakkında bilgi
toplamak için yurtdışına
geziye çıkmalanna ilışkin
öneriye karşı çıkınca
MHP'li üyelerin yumruklu
saldınsına uğradı. Gözüne
aldığı darbelerle yaralanan
Eren, Adlı Tabiplik'ten ıki
günlük rapor aldı. CHP
Ankara tl Başkanı Levent
Gök, Eren'e yapılan
saldınyla ilgili olarak
bugün bir basın toplantısı
düzenleyecek.
Aydınlanma
şetıîtleri anılacak
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemiz yazan
Ufur Mumcu ve
aydınlanma şehitleri
Mersin'de düzenlenecek
tören ve panellerde
anılacak. Atatürkçü
Düşünce Derneği Mersin
Şubesi'nce düzenlenen
anma etkinliklerinin ilki
Uğur Mumcu'nun
katledilişinin 8. yıldönümü
olan 24 Ocak'ta Kültür
Merkezi'nde yapılacak.
Saygı dunışuyla başlayan
etkinlik, Istanbul Barosu
avukatlanndan Turgut
Kazan'ın konuşması ile
son bulacak. Ikinci etkinlik
ise 27 Ocak'ta, Ticaret ve
Sanayi Odası'nda
yapılacak. ADD Merkez
Yönetim Kurulu üyesi
Prof. Dr. Ahmet SaltuVın
yöneteceği "Devlet ve
Demokrasi" konulu
panelin konuşmacılan ise
um-ag Vakfı temsilcisi-
yazar Sevgi Özel ve
gazetemiz yazan Ali
Sirmen.
Devletin, 3 yıl boyunca Ersümer'in bilgisiyle aynı kişilerce zarara uğratıldığı belirtildi
DYP'den gensoru önergesiANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet)
- DYP'nin 'BeyazEnerji' operasyonuyla
ilgili olarak Enerji ve Tabii KaynakJar
Bakanı Cumhur Ersûmer hakkında ha-
zırladığı gensoru önergesi dün TBMM
Başkanlığı'na verildi. DSP Ankara Mil-
letvekili UIucGürkan, Ersümer'in istifa
etmesi gerektiğini söyledi. DYP Genel
Başkanı Tansu ÇUler hükümet partileri-
ne çağnda bulunarak "Eğer bu bakanın
isrifası istenmez veya azJedihnez ya da bi-
zim bugün (dün) başiatnğımız süreç çer-
çevesindeMeclis'in bu konudaJdgensoru-
ya sonuç verilmesi sağlanmazsa, bunun
sorumlusu bizzat bu hükümetin başmda-
ki liderler olur" dedi.
Hükümet ortaklanndan MHP ve
DSP'de Ersümer'e karşı rahatsızlık gi-
derek büyüyor. DSP Ankara Milletveki-
'Beyaz Enerji' yolsuzluğu
li Uluç Gürkan, "Ersümer istifa etmdL
Hükümeti. hükümeti destekleyen koaJis-
yon partilerinin millervekillerini de zor
durumda bırakmamalı. Bu, haksızhk
olur" dedi. Bir MHP kurmayı da Ersü-
mer'in istifa etmesi gerektiğini dile ge-
tirirken "Eğeristifa edersegensoru sıkın-
nsı da ohnaz" diye konuştu. Bazı MHP
milletvekilleri, "Hepimizde büyükrahat-
sızhk var" diye konuştular.
DYP'nin gensoru önergesinde, bakan-
bk teftiş kurulunun Cumhur Ersümer ta-
rafmdan hasıraltı edilen iki raporu ile
Başbakanlık Teftiş Kurulu raponmdan
ahntılara yer verildi. Devletin, 1997 yı-
lından itibaren bakanın bilgisiyle aynı
yöneticüer tarafından zarara uğratıldığı
belirtilen önergede şu saptamalar yer al-
dı:
- Enerjideki yolsuzluğun boyutu ile gö-
revin nasıl kötüye kullanıldığının örnek-
leri sergilenmiştir. TEAŞ, kendisine ait
hidroelektrik, termik ve doğalgaz çev-
rim santrallannda elektriği ortalama 6
sente mal ederken ENER, IDÎL, KEY ve
AKSA gibi özel teşebbüslerden kilovat-
saat başına 11 sent ile 19 sent arasında
değişen fiyatlardan elektrik almış ve bu
kadar yüksek fıyatlarla aldığı elektriği
daha düşük fıyatlarla satmasıyla da ku-
rum trilyonlarca liralık zarara uğratılmış-
ör.
- TEAŞ yönetimi ile ilgili olarak ba-
kanlık teftiş kurulu raporu 1999 yılında
sayın bakana intikal ettirilmiştir.
- Aradan 9 ay geçmesine rağmen mü-
fettiş raporu ile ilgili herhangi bir işlem
yapılmadığı için Eylül 2000'de bir mü-
fettiş raporu daha bakanlığa gönderilmiş-
tir.
- Ikinci müfettiş raponmdan sonra, adı
geçen bürokratlan görevden almak için
4 ay daha beklenmiştir. Hakkında düzen-
lenen müfettiş raporunu, soruşturulan ve
görevden alınması talep edilen genel mü-
düre göndermek, işin gereğini yapmak
anlamını taşımaz. Eğer bir bakan, müfet-
tiş raporunu onaylayıp işleme konuhna-
sı için sevk edecek kadar ciddi buluyor-
sa, hukukun gereği, rapora konu olan ki-
şi ya da kişilerin soruşturma sonuçlana-
na kadar açığa alınmasıdır.
- Bugün görevden alınan ve yargılanan
bürokratlar, sayın bakanın onayı ile bu
makamlara getiriknişlerdir. TEAŞ'ta ya-
- pılan hiçbir uygulama sayın bakanın bil-
gisi ve isteği dışında gerçekleşemez.
TEAŞ'tan da
suçlama .?
• Enerji ve Tabii KaynaklarBakanlığı'ndaki
yolsuzluk ve usulsüzlükleri inceleyen
komisyon üyelerinden TEAŞ temsilcisi de
görüşünü sundu. TEAŞ temsilcisinin
raporunun Teftiş Kurulu müfettişlerinin
saptamalanyla koşut olduğu öğrenildi.
SERTAÇEŞ
ANKARA - Enerji ve
Tabii KaynakJar Bakan-
lığfndakı usulsüzlük ve
yolsuzluklan araştırmak
üzere Başbakanlık Tef-
tiş Kurulu Başkanlı-
ğı'nca oluşturulan ko-
misyonun 7.5 aydır bek-
lenen 2 raporundan TE-
AŞ temsilcisinin görüş-
leri geldi. TEAŞ temsil-
cisi raporunun Başba-
kanlık Teftiş Kurulu
usulsüzlüklere işaret e-
den saptamalanyla ko-
şut olduğu öğrenildi.
Başbakanlık Teftiş
Kürulu'nun faporunda,
Büient Ecevif in kurdu-
ğu 56. hükümette Enerji
ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanlığı görevini yürüten
Ziya Aktaş hakkında da
suç duyurusunda bulu-
nulması ıstendi.
Cumhuriyet'in ka-
muoyu gündemine taşı-
dığı Başbakanlık Teftiş
Kürulu'nun Aktaş
Elektrik ve Kayseri
Elektrik raporlannın
savcılığa iletilmesi için
geri sayım başladı. Alı-
nan bilgiye göre, müfet-
tişlerin raporlan iletme-
sinjn ardından oluşturu-
lan 5 kişilik kurulun gö-
rüşlerini iletmeyen 2 de-
netçiden TEA$ temsil-
cisi raporu hazırlayarak
Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu'na sundu.
TEAŞ temsilcisinin
görüşlerinin Başbakan-
lık Teftiş Kurulu üyele-
nnce hazırlanan rapor-
larla paralel yönde oldu-
ğu, raporunu 7.5 aydır
sunmayan YDK temsil-
cisinin görüşünün ise
hafta sonuna kadar Baş-
bakanlığa iletileceği
kaydedildi.
Başbakanlık müfettiş-
lerince hazırlanan rapor-
da, Ziya Aktaş hakkında
da savcılığa suç duyuru-
sunda bulunulması is-
tendi. Raporun ilgili bö-
lümünde, "Enerjive Ta-
bii Kaynaklar Bakanb-
ğı'nda 1997yıhndanson-
ra bakanhk görevi ya-
pan, söz konusu mab-
suplaşmayı onaylayan
Ziya Aktaş hakkındaki
değeriendirmenin An-
kara Cumhuriyet Baş-
savahgı'nıntakdirierine
sanulması arz olunur"
dendi. Aktaş, kısa bir
dönem bakanhk yaptıgı-
nı belirterek imza attığı
konuyu tam hahrlamadı-
ğını bildirdi.
Başbakanlık müfet-
tişlerince hazırlanan ra-
porda, daha önceki ara
rapora da dikkat çekile-
rek "yapılan denetim-
lerde tespit edilen ve
Başbakanlık 'olur'un-
dald talimatlara uyma-
yarak yapılan mahsup-
lamada devlet çıkarian-
nı göz ardı ederek şirket
lebinemahsuplaşmaya-
pümasımn sağlandığı"
vurgulandı. Sonuç bö-
lümünde, daha önce
gönderilen raporlar ve
Başbakanlık istemi ne-
deniyle Ankara Cum-
huriyet Başsavcılı-
ğı'nda açık rurulan ha-
zırlık dosyasına son ra-
porun da gönderilmesi
istendi. Başbakanlık'ta
bekletildiği sürece sav-
cılığa gönderilmeyen
dosyalann görüşlerin
tamamlanmasından
sonra gönderileceği
kaydedildi.
Büyük ozana müzikli söyleşi
Nâznn Hikmet 99. doğum yıkJönümünde, Nâam
Hikmet Kühür ve SanatVakfi'nca düzenlenen
- müzikli söyleşkJe anıku. VakıfDaıuşma Kurulu
Üyesi Doğan Görsev, Nâzun Hikmet'in Kuvayı
-MMIiye Destanı ile bu destan özerine bestefenmiş
müziklerle söyleşi v^pö. Vakfin Taksim'deki
merkezinde düzenlenefl etkinKktt- -1950'H
yıDardan beri Nâzım'ın öyküsünü izfiyonım"
(fiyen Görsev, Nâznn Hikmet'in şürlerinde,
düşünce dürryası ve duygulann bir bütüniük
içinde okjuğuna dikkat çekti Günümüzde
gençlerin Nâznn Hikmet'i vçterince tanımadığını
vargulayan Görsev, etkiniikte 1983 yıhnda, Metris
Özei Askeri Tütukevi'nde Nâzmı Hikmet'i doğnm
yddönümünde nasıl andıklarmı da antato.
(Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK)
'MaviAkım 'ın da aralannda bulunduğu enerji ihaleleri incelemede
Bihvkırıdar içinihtiyatitedbir
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
"Beyaz Enerj" operasyonunda, An-
kara 2 No'lu DGM Yedek Yargıçlı-
ğı, soruşrurma savcısı Talat Şalk'uı
istemi doğrulrusunda TEAŞ Genel
Müdür Yardımcısı Ünal Peker,
ANAP'lı eski Devlet Bakanı Birsel
Sömnez'in tüm mal varlıklanna ve
banka hesaplanna ihtiyati tedbir ka-
ran aldı. Talat Şalk, tanık olarak es-
ki TEAŞ Genel Müdürü Zeki Köse-
oğln'nun ifadesine başvurdu. Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın
bugüne kadar yaptığı ve aralannda
Mavi Akım projesinin de bulundu-
ğu proje ile ihaleleri inceleyen mü-
fettiş sayısı 7'ye çıkanldı.
Ankara DGM Savcısı Talat Şalk,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'ndakı yolsuzluklara ilişkin yürü-
tülen Beyaz Enerji soruşturması çer-
çevesinde tutuklanan eski bakan Bir-
sel Sönmez ile Ünal Peker'in mal
varlıklanna ihtiyati tedbir konulma-
sını istedi. DGM 2 No'lu Yedek Yar-
gıcı Ramazan Aksan, savcımn ıste-
mini yerinde görerek eski Devlet Ba-
• BeyazEnerji
soruşturması çerçevesinde
tutuklanan eski bakan Birsel
Sönmez ile Ünal Peker'in
mal varlıklanna ihtiyati
tedbir konuldu.
kanı Birsel Sönmez ve Ünal Peker'in
tüm mal varlıklanna ihtiyati tedbir
koydu. Aynca Sönmez'in kızı Ash
Sönmez Kanat, Ünal Peker'in ço-
cuklan Üker, Murat Peker ve Kan-
dela Limited Şirketi ile Simtieş Li-
mited Şirketi'nin banka hesaplanna
da el konuldu. Soruşturmayı yürüten
savcı Şalk, eski TEAŞ Genel Müdü-
rü Zeki Köseoğlu'nun tanık olarak
ifadesini aldı. Savcı Talat Şalk'ın
öğle saatlerinde DGM'den aynlıp
Jandarma Genel Komutanlığı'na gi-
derek Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Cumhur Ersümer'le görüştü-
ğü iddia edildi. Ancak Şalk ve Ersü-
mer iddialan yalanladı.
Operasyon kapsammda gözaltı-
na alınan Enerji fşleri Genel Müdür
Vekili Osman Ühan, bugün
DGM'ye çıkanlacak. 14 Ocak'ta
gözaltma aluıan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı Ö/elleştirme
Daıre Başkanı Seçküı Ulgen'm de
sorgusunun tamamlanması duru-
munda bugün mahkemeye çıkan-
labileceği öğrenildi.
IFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oratcaiistarOyahoo.cofn
Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Faküttesi öğretim
Üyesi Prof. Mine Tan, kadınla-
rın okuma beklentisi açısından
dünyanın en gerisinde olduğu-
muzu söyledı. Bizden daha kö-
tü durumda otan iki ülke daha
saydı: Togo ve Laos. Toplumu-
muzun nüfusunun yansı kadın.
Bu ülkenin insanları, oluşan
geleneksel değerler ve erkek
egemen kültür sonucu kadın-
lannjn okumasını istemiyor.
TÜSlAD'ın dün Istanbul'da
düzenlediği toplantının başlığı,
"Kadın-Erkek Eşitliğine Doğrv
Yürûyûş"Xü. Eğitim, çalışma,
yaşamı ve siyasette kadının
yerini temel alan üç tebliğ su-
nuldu. llktebliği Prof. MineTan
sundu. Onu Doç. Yıldiz"Ece-
yit ve Doç. Serpil Sancar
Üşür izledi. Tan'ın tebliği eği-
tim üzerineydi. llginç rakamlar
verdi. ömeğin, Türkiye'nin
gayri safi milli hasıladan eğiti-
me ayırdığı pay yüzde 2.7'ydi.
AB ortalaması ise yüzde 8.
Bu bir tercih. Türkiye, para-
sının önemli bir kısmını savun-
maya ve silaha yatırdığı için
eğrtime parası kalmıyor. Bu
dengesizlik her geçen gün ar-
tarak devam ediyor. Eğitime az
Kadmlarda Togo ve Laos'tan Ondeyiz
para harcayan bu ülkede eğı-
timden yararlanma olanağı ise
erkeklere tanınıyor. Türkiye'de
cinsiyetlere göre okulda oku-
ma süresi beklentisi şöyle: Ka-
dınlar için 8.5 yıl, erkekler için
ise 10.6 yıl. Bu oran Belçika'da
kadınlar için 15.8 yıl, erkekler
için ise 15.9 yıl. Türkiye, Suri-
ye'nin bile gerisinde.
Kız öğrencilerin genel ortala-
ma içindeki payı, erkeklere gö-
re hep düşük. Ancak bir alan
hariç: Bu alan din eğitimi.
1993-94 döneminde din eğiti-
mindeki kızlann oranı yüzde
32.39 iken 1999-2000 yılına
gelindiğinde kızlann oranı yüz-
de 50.25 yükseldi. Bu ise ka-
dınlann bir meslek sahibi oj-
ması neredeyse imkânsız bir
alan sıkıştınlması olarak görü-
lebilir. Imam-hatip liselerinin
orta kısımlannın kapatılması,
üniversiteye girmelerinin zor-
laştınlması, erkeklerin bu alan-
dan çekilmesine yol açarken
bu boşluğu kadınlann doldur-
ması, toplumdaki genel eğilimi
gözler önüne seriyor. Bir iktidar
ve ikbal kapısı olan alanlara er-
kekler, olmayanlara kadınlar
yönlendiriliyor.
Tan'ın Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın (MEB) idari yapısı için-
deki oranlara ilişkin verdiği ra-
kamlar da çok çarpıcıydı.
MEB'nin merkez örgütündeki
müsteşar ve yardımcıları ara-
sında hiç kadın bulunmazken
14 genel müdürden yalnızca
3'ü, 24 genel müdür yardimcı-
sından yalnızca 2'si, 61 daire
başkanından 12'si kadın. 1999
ders yılı verilerine göre 14.634
ilk ve ortaöğretim yöneticisi
arasında 759 kadın (yüzde
5.18), 27.054 yönetici yardım-
cısı arasında 3631 kadın (yüz-
de 15.5) bulunuyor. MEB'de
görevli 159 başmüfettişten
6'sı, 100 müfettişten 4'ü kadın.
•••
Yıldız Ecevit, kadınlann ça-
lışma yaşamı içindeki yeri üze-
rine ilginç saptamalar yaptı.
1955'te yapılan bir araştırma;
kadınlann o yıllarda yüzde
72'sinin çalışma yaşamı içinde
bulunduklannı, bu rakamın
1990 yılına gelindiğinde yüzde
42.76'ya düştüğünü gösteri-
yor. Kadınlar şehirtere geldikçe
çalışma oranlan azalıyor. As-
lında şehirde ücretli işlerde ça-
lıştıklan için, özgürleşmeleri
için daha önemli avantajlar el-
de etmelerine karşın, büyük
çoğunluk eve kapanmak zo-
runda kalıyor. Rakamlardaki
düşüşte göçün önemli bir rolü
olduğunusöyleyebiliriz. Ecevit
bu sürecin şöyle tanımlandığı-
nı aktardı: °Ev kadınlaşma sü-
reci."
Bütün bu dengesizliğin en
çarpıcı yansıdığı alan ise siya-
setti. Serpil Sancar Üşür*ün
sunduğu tebliğe göre, kadınla-
nn yöneticHer arasındaki oranı,
yüzde 11.5 ve profesyonel
mesleklerde yüzde 33.9 iken
parlamentodaki oranı ise yüz-
de 4.2. Türkiye, bu açıdan da,
dünyanın en geri ülkelerinden
birisi. Bangladeş'in bilealtında
olduğunu söyleyebiliriz.
•••
Üç bilim kadınının tebliğini
dinlerken yanımda oturan ga-
zeteci arkadaşım Ferai Tınç'a
döndüm, "Bu tablo değişme-
den, Türkiye'de köklü bir de-
ğişiklik olması mümkûn değil"
dedim. Bu kadar erkek ege-
men, kadınlann eğitim ve siya-
set dışına itildikleri bir ülke, gi-
derek sertleşen bir iç yaşamın
açmazlanna sürükleniyor. Si-
yaset sertleştikçe kadınlar ge-
ri palana itilfyor. Kadınlar, top-
lumda güçlü olmadıklan için si-
yaset sertleşiyor. Böyle bir iliş-
kiyi, yaşadığım deneyler, geliş-
miş ülkelerin tecrübesine ba-
karak rahatlıkla söylüyorum.
1980'lerin başında Türki-
ye'de canlanan kadın hareke-
ti, önemli bazı mesafeter kaza-
nılmasına yol açtı. Ancak, bu
eğilimin 1990'lann ortalanndan
bu yana durulduğunu, etkisini
yitirdiğini de söyleyebiliriz. Gü-
neydoğu'da savaş, siyasi fs-
lamla hesaplaşma gibi etken-
ler, kadınlan bir yönüyle çatış-
manın ortasına iterken sert ka-
pışma onlann geri plana çekil-
melerine neden oldu.
Dün bir kez daha anladım ki,
kadınlar olmadan asla bu ül-
kede önemli bir adım atıiamaz.
Türkiye'nin bu gerilimli ortam-
da kadınlann öne çıkmasına
herzamankinden daha çok ih-
tiyacı var.
GLOBALPOLTTIKÜLTCB
ERGİIN Y1LDIZOĞLU
Bu Gidiş (Şimdilik)
Herkesi Memnun Edep
ABD, Avrupa, Rusya, Çin, Japonya gibi büyük
güçlerin hemen hepsinin birden önemli jeo-strate-
jik sorunlanna, en azından bir süre çözüm bulabj-
lecek bir süreç şekilleniyor. Hayır, "dûnya artık kü-
reselbir köy oluyor" gibisinden "fanfez/ierden söz
açmayacağım. Aklımda, hert<esin herkese karşı ko-
nuşlanmaya çalıştığı, karşıt siyasi eksenlerin oluş-
tuğu, "soğuk savaş'a benzer bir süreç var.
Gelin, önce son aylardaki gelişmeleri kapsayan
kısa bir ufuk turuna çıkalım. ABD'de, yeni yönetim-
le biriikte Ulusal Füze Kalkanı Projesi (UFKP) ek sa-
vunma harcamalan devreye giriyor. UFKP'ye kesin-
likle karşı olan Rusya ve Çin, uzay programlanndan
savunmaya kadar birçok konuyu kapsayan strate-
jik biranlaşma imzaladıklannı açıklıyodar. Rusya'nın
Almanya ile ekonomik ilişkilerini geliştirme süreci
yeni anlaşmalaria ivme kazanıyor. Bu gelişmelerin,
Almanya'nın Kafkasya'daki oyuna dahil olmasını
kolaylaştıracağı söyleniyor. Rusya'nın hazırladığı
yeni deniz savunma konsepti, eski gücüne gen dön-
me eğilimi olarak yorumlanırken ABD basını, Rus-
ya'yı Baltık limanı Kalinıngrad'a nükleersilahlaryer-
leştinmekle suçluyor. Rusya, Iran'a silah satacağını
açıklar, Gürcistan üzerinde baskılan arttınr, Azerbay-
can'la ilişkilerini geliştirir, Afganistan sınırlanna ye-
ni birlikler kaydınrken, Japonya yeni savunma büt-
çesini açıklıyor, böylece ulusal kara, hava sahalan-
nın dışına güç yansıtma kapasitesini arrtırmaya ha-
zırianıyor. Avrupa Savunma Inisiyatifî, ABD tarafın-
dan NİATO'ya altematif girişim olarak görülüyor ve
Nice Doruğu'nda konu kilitleniyor. ABD'nin bu ini-
siyatife alınmasını istediği Türkiye ile Avrupa'nın iliş-
kileri hızla bozulmaya başlarken Avrupa ülkeleri,
aslında çok iyi bilinen, ama konuşulmayan aşındı-
nlmış uranyumlu silahlar konusunu [Cumhuriyet,
aynntılı bir biçimde daha 1999 yılında işlemişti) Ko-
sova bağlamında gündeme getiriyor, NATO üzerin-
den ABD'ye karşı kullanmaya başlıyor. Kısacası, bu
kadar göztem bile, dünyanın, soğuk savaş döne-
mini andıran bir güçler dengesi ortamına sürüklen-
mekte olduğunu gösteriyor.
•••
Şimdi bu olgulara, bir de "yeni soğuk savaş ola-
sılığı" hipotezinin gözlüğüyle ve işlevselci bir açıdan
bakalım: Bu süreç kimin işine yarar? Sanınm, "her-
kesin!"
ABD ekonomisi beklenmedik bir hızda yavaşlar-
ken iktidara gelen kadronun ilk dikkati çeken özel-
liği, soğuk savaş döneminden kalma olmalan. Ikin-
cisi, özellikleri Reagan dönemine ilişkin bir ortak
bellek. Bu bellek iki deneyimi ve bir inancı içeriyor.
Deneyimler 1979 ve 1983 tarihli Stratejik Savun-
ma Inisiyatifî ile başlayan "//. Soğuk Savaş" ve ABD
ekonomisinin yelkeninin, askeri harcamalara daya-
nan, "Askeri Keynesçilik"\e şişirilmesi. Inanç ise
şöyle: Reagan, II. Soğuk Savaş'ı, SSCB'yi tecrit
ederek, kaldıramayacağı mali yüklerin altına iterek
kazandı. Bu kadro için "yenibir soğuk savaş", eko-
nominin askeri harcamalaria desteklenmesi,
ABD'nin Batı üzerinde zayrflayan liderliğinin ortak
birdüşmana karşı restorasyonu, toparlanmaya baş-
layan Rusya'yı kaldıramayacağı askeri harcamala-
nn altına girmeye zortayarak yeniden zayıflatmak
açısından çok işlevsel olabilir.
• • •
Rusya ve Çin, ABD'nin hegemonyasına karşı hem
ortak hem de ayn ayn, ama birbirine benzer birstra-
teji izliyorlar: Biriikte UFKP'ye karşı bir cephe kur-
maya, kendi bölgelerinde de Batı blokundaki çat-
laklan derinleştirmeye çabalıyorlar. Rusya, ABD ile
Avrupa arasındaki çatlağı, hem UFKP, NATO'nun
genişlemesi konulannı kullanarak hem de genişle-
yen ekonomik ilişkilerie, özellikle enerji kaynaklan-
na ulaşma olasılığı sunarak derinleştirmeye çalışı-
yor. Çin ise özellikle Japonya'ya yönelik; hem Ja-
ponya'ya büyük bir pazar sunarak hem de Japon-
ya'nın askeri olarak ABD'den bağımsızlaşmasını
teşvik eden bir strateji izliyor.
Almanya ve Japonya'nın, kendi çıkarlan açısın-
dan bu oyunu şimdilik kabullenmiş olduklan söyle-
nebilir. Almanya, alt sistemlerdeki uluslararası ma-
li piyasalarda sıkışıyor, ABD ile hatlan kesişiyor (Tür-
kiye'deki mali kriz sırasında bu konuda birçok söy-
lenti üretildi). Almanya, esas olarak ABD deneti-
mindeki istikrarsız Ortadoğu enerji kaynaklanna
başka seçenekler anyor. Rusya, Almanya'ya hem
mali ve sınai piyasa olanaklan hem de enerji kay-
naklanna ulaşan bir koridor sunabileceğini göste-
riyor. Yeni soğuk savaş ortarnı Almanya'nın Avrupa
üzerindeki lideriiğini güçlendireceği gibi, sürekli de-
ğişen stratejik ittifaklara, dengelere oynayarak (Bis-
marck dönemini hatıriayınız) manevra alanını ge-
nişletme, bu arada meşru nedenlerie askeri harca-
matannı geliştirme olanağı getirebilir.
Söz konusu ortam, Japonya için de yeni kapılar
açabilir. Birincisi, Japonya ekonomisine para dökü-
yor, ama alınan sonuç yetersiz. Askeri Keynesçi bir
politika neden Japonya'nın da ekonomisini güç-
lendirmek için kullanılmasın? Soğuk savaş ortamı
Japonya'nın ABD ile ilişkilerini yeniden düzenleme,
uluslararası "banş" girişimlerinde (!) daha sık görev
alma olanağı da getirecek, belki de Japonya'ya ilk
kez nükleer silahlara sahip olma şansı verebilecek-
tir.
Tabii tüm bunlar teorik spekülasyonlar. Hiçbiri
gerçekleşmeyebilir. Dünya ekonomisi ve ABD kısa
biryavaşlama döneminin ardından hemen toparla-
nır. Borsalar hızla yükselirken petrol fiyatlan düşer,
"yeni ekonomiyle" küreselleşme dünya ekonomi-
sini nuriu ufuklara taşımaya devam edebilir... Ya da
bugün herkesi memnun eden süreç, bir gün tüke-
nir, d zamana kadar aynı leşi biriikte kemiren sırt-
lanlar, birbirlerine doğru dönmeye başlar. O günler-
den bir gün, biz de yine böyle bir yazıya, ama bu
sefer Aziz Nesin'in "Ah BizEşekler" hikâyesini ha-
tırtayarak başlanz...
Safari-1'de 7 tutuMama
• İSTANBUL (AA) - Paravan şirketler
aracılığıyla 60 triryon liralık hayali ihracat
yapıhnası konusunda düzenlenen ve "Safari-1"
adı verilen operasyon kapsammda tstanbul
DGM'ye sevk edilen 10 kişiden 7'si tutuklandı.
DGM Cumhuriyet Savcısı Ahmet Ayvaz
tarafından sorgulanan Ilhan Duruk, Emine Özlem
Karadayı, Ekrem Altunay, Sait Müfit Ankan,
Adil Afacan, Nejat Topkan, Feridun Cahit
Kızguıkaya, Yılmaz Sayın, Tolga Menekşe ve
Necdet Hulki Karadayı, tutuklanmalan istemiyle
nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Istanbul Nöbetçi
3 No'lu DGM Yedek Hâkimliği tarafından tekrar
sorgulanan bu kişilerden Karadayı, Altunay ve
Menekşe serbest bu^kılırken diğer 7 kişi "çıkar
amaçlı suç örgütü oluşturduklan" gerekçesiyle
tutuklanarak cezaevıne gönderildi.