Katalog

17 OCAK 2001 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TURKIYE Istanbul Y 9 Sinop Y 10 Edime PB 4 Samsun Kocaeli 8 Trabzon Y 10 Çanakkale PB 9 Giresun Y 10 Izmir PB T3 Ankara K 4 Manisa PB 10 Eskişehir K Aydın PB 11 Konya PB 8 Denizli PB 12 Sıvas Zonguldak Y 9 Antalya Y 15 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB PB 15 15 10 12 9 10 4 5 K -1 Marmara'nın doğusu, Güney Ege, Batı Akde- nız, Iç Anadolu'nun ku- zeyı, Karadenız ıte Doğu Anadolu'nun kuzeyı ya- ğışlı.dıgefyerierparça- lı bulutlu geçecek. Ya- ğışlar, Marmara nın do- ğusu, Gûney Ege kıyıla- n, Batı Akdeniz kıyılan ile Karadenız kıyılannda yağmur, dığer yerterde karta kanşık yagmur şeMindeolacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB -7 0 0 4 1 2 6 4 Beriin PB 0 Moskova PB -1 Budapeşte PB 0 Aşkabat PB 8 Madrid 6 Astana K -5 Vıyana Belgrad PB 3 Taşkent PB 4 PB 4 Bakû Sofya Roma PB 1 Bişkek PB 1 Y 12 Tiflis PB 5 Atina PB 13 Kahire B 22 Münih PB 0 Zürih PB 5 Şam PB 18 OAçık £ " 3 pafçal1tMtMu Bulutlu k Çok bulutlu < Yağmurtu « " " Sulukar k Gök gurültülü * • GUNCELcÜNEYT AKCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada le eylemlere girişen partilerinin kapatılmasını ön- lemek için haftalardır ter döküyor. Ona göre, geçenlerdeTürkiye'nin yegâne büyük partisi ilan ettiği RP'den dönme FP, öyle de olsa böyle de olsa kapatılamaz! Ama kişisel görüşünü açıklayınca özkasnak; Ku- tan 28 Şubat'ı da, askerieri de suçlamak için orta- ya fıriıyor. RP'yi suçlayacak hiçbir söz ve kanıt olmadığını öne süren Recai Kutan'a göre, ömeğin hocası Er- bakan'ın kürsülere fırlayıp "Geçiş dönemi yumu- şak mı, kanlı mı kansız mı olacak" dediğini elbet- te anımsamıyor. Söylediği sözün arkasında duramayarak Avru- palara kaçan partisi milletvekilinin "Çok kan dö- külecek, fıstık gibi olacak" içeriğindeki naralannı da duymamış görünüyor. Örnekler bol. Devlet kadrolanna, Islam cumhu- riyeti özlemiyle yanıp tutuşanlan yerleştirmeleri ca- bası. Islamcılara yağcılık uğruna hatta pazar tatilini cumaya almaya girişen RP millervekillerini de unut- muş görünüyor. Hocası Erbakan'ın, Kaddafi'nin Türkiye'yi aşa- ğıladığı Libya çadır rezaleti tam anlamıyla sryasal Islamcılara uyduluk niteliğinde değil sanki. Tahran'da, başında bulunduğu hükürnete bağlı kurumlan, mollalan memnun etmek için karalayan da Erbakan değil! Pakistan'da, rejim karşıtı kimileriyle buluşup ko- nusan kimdi? Mollalan, sanklılan, cüppelileri laik Cumhuriyet başbakanlanna aynlan konuta iftara çağıran da herhalde bugün suçlamaya çalıştığı özkasnak ve- ya o dönemin askeri liderteriydi! Erbakan 28 Şubat'ta MGK'de saptanan 16 ka- ran imzalamadı mı? Sonuç açık: Bunlann eline fırsat geçmesin. Kin- darfillerin tarlalan ezip geçmeleri gibi, önlerine dü- şeni perişan etmekten geri durmazlar. FP hukukçulan postmodern sözü üzerinde ge- rekeni yapacaklarmış! Emekli Tümgeneral Erol özkasnak, bir parti mi? Genelkurmay'ın dünü bugünü emekli generalin ki- şiliğinde mi temsil ediliyor? Çıkıp ortaya 28 Şubat'taki Genelkurmay kadro- lannı dava edeceklerini neden söyleyemiyor? Bir sözcükten, bir cümleden nem kaparak yar- dakçılannın desteğinde aklına geleni söyleyen Re- cai Kutan; 12 Eylül önderierini yargılamayı önleyen anayasa maddesinin değiştirilmesinin yanından bile geçmiyor. Nalıncı keseri gibi hep bana, hep bana! Siyasal otorite ise "yok sana, yok sana" diyecek hallerde değil. Kime yazık Başbakan Ecevrt, FP'nin kapatılmasını engelle- yecek yeni anayasal düzenlemeler peşinde. Ne ki FP, Ecevit verdikçe daha fazlasını istiyor. 69. maddeyle bir partinin kapatılması en azından uzun bir sürece bağlanır, hatta olanaksız duruma getirilirken Recai Kutan bu engelleri de yeterli bul- muyor. Sabah'ta dün yayımlanan demecinde; Ecevit öteden beri sergilediği korkuyu bir kere daha yi- neledi. "Mutlaka parti kapatmayı güçleştirici bir anaya- sa değişikliği yapmak lazım"diyen Ecevit; "birse- çim havasına girilirse bunun bile başlı başına bu- nalım sebebi olacağını" söyledi. Ecevit sadece ekonomiden AB'ye pek çok bü- yük sorunun ayakta olduğu bir süreçte bir seçimin bunalım yaratmasından korkmuyor. Seçim sonuç- lanndan da korkuyoıi Kamuoyu araştırmacısı dört kuruluş bir sonuç- ta birieşiyorlar: DSP, ikinci parti. Kamuoyu araştırmalannı bugüne dek sağlıkiı bi- çimde irdeleyen Tarhan Erdem; bu sonucu DSP'nin 18 Nisan seçimlerinden bu yana yüzde 3-4 oy yitirmesine bağlıyor. Başbakan, sürekli "yapay krizlerden" söz açıyor. Ona göre, olanbiten her şey "çok yönlü bir oyun ". Hûkümet mi? Aman efendim; sütten çıkmış ak kaşık! Al ana muhalefeti vur iktidara.. Gene yazık oldu sana, bana! OlimpiyaÜar için geri sayım Spor Servisi - tstanbul 2008 Olimpiyat adaylığı için hazırlanan Türkiye Milli Olimpiyat Komite- si'nin (TMOK) proje kita- bı, Uluslararası Olimpi- yat Komitesi'ne (IOC) tes- lim edilmek üzere, Isviç- re'nin Lozan kentine gön- derildi. Uzun bir çalışma sonrası hazırlanan Olimpi- yat Projesi'nin 3 ciltten oluşan 586 sayfalık kita- bında2008'leilgiliherbil- gi bulunuyor. Proje kita- bında, Istanbul'un olimpi- yat hazırlıklaraun anlahl- dığı 18 konuda 534 soru- nun yanıtının yer aldığı bildirildi. Kitapta Istan- bul'un yerel ve ulusal ka- rakteri, gerçek görünümü, gümrük ve güvenlik ön- lemleri, hava ve çevre ko- ruma, finans, pazarlama, genel spor konsepti, olim- piyat köyü,sağlık, güven- lik, bannma, geçiş, tekno- loji, haberleşme ve med- ya, olimpizm ve kûltür ile verilecek garantiler konu- lannda bilgiler bulunuyor. 2008 yılında Istanbul 'da yapılması halinde, olimpi- yatlann, ülke gayri safi miUi hasılasma (GSMH) 8 milyar dolarlık bir katkı sağlayacağı bildirildi. "TMOK'un, Hanriık ve Düzenleme Kurulu'nun (HDK) Yaklaşım ve FaaH- yetleri" başlıklı değerlen- dirme yazısında yer alan bilgilerde, olimpiyatlar- dan 1 milyar 535 milyon dolarlık doğrudan yatınm- la 23 milyon dolarlık kâr elde edilebileceği kayde- dildi. Olimpiyatlardan, ayn- ca 1 milyar 172 milyon do- lar tutannda ilgili yatınm ve 180bin insan/yıllık is- tihdam sağlanabileceği, bununla beraber aynı yıl 2.5 milyon ek turistin ül- keye geleceği ifade edildi. HDK'nin değerlendir- mesinde, Istanbul'un tu- ristik yatak sayısının, 1992 yılında olimpiyat dü- zenleyen Barcelona'nm i- ki katı olduğu belirtildi. Yatak sayısının Atlanta ve Sydney'den yüzde 20 daha fazla olduğu da kaydedi- len değerlendirmede, sa- dece nicelik açısından de- ğil, nitelik olarak da îstan- bul'un daha kaüteli konak- lama altyapısına sahip ol- duğu bildirildi. '28 Şubat İOOO yd sürecek' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hüseyin Krvnkoğlu, 28 Şu- bat tarnşmalarının sık sık günde- me getirilmesini onaylamadığını belırterek "Olaym özû irtica tehdi- dkür.Ben, 28 Şubat aerekirse 1000 yıl sürer demiştim. İrtica tehdidi okiuğu sürece 28 Şubatdevam ede- cek" dedi. Kıvnkoğlu, yolsuzluk- lann her tarafı sardığını belirterek "Ya zamanında görülememiş ya da başka neden var" görüşünü di- le getirdı. Kıvnkoğlu, "yolsuzluk- lann terör kadar tehlikeli" oldu- ğunun altını çizdi. Fransa Mecli- si'nde ele alınması beklenen söz- de Ermeni soykınmı yasa tasansı- nm Türkiye'ye haksızhk olduğu- nu vurgulayan Kıvnkoğlu, "Bu ül- keler kendi tarihlerine baksalar, Türkiye'ye yöneük suçlamalann- dan çok daha ağuiannı görürler" dedi. Kıvnkoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın Çankaya Köşkü'nde verdiği yeni yıl resep- siyonunda gazetecilerin sorularmı yanıtladı. Kıvnkoğlu'na yönelti- len soralar ve yanıtlan şöyle: - Gündemde 28 Şubat tarnşma- lan var. Siz nasd değerkndiriyor- sunuz? - Ben bu tür güncel tartışmala- nn içine girmem. Ancak olayın özünde irtica tehlikesi yatmakta- dn-. Ben bu konudaki yorumumu daha önceden yapmıştım. 28 Şu- bat, gerekirse 1000 yıl devam ede- cek bir süreçtir. Cumhuriyetin ku- ruluşundan bu yana süregebnekte- dir. Çünkü olayın özü irticayla mücadeledir. Bugün de aynısını söylüyorum. irtica tehdidi devam ettiği sürece 28 Şubat sürecek. - Irticayia mücadelede 28 Şu- bat'tan bu yana aunan mesafeyi nasıl değeriendiriyorsunuz? - Bir sonuç alındı, almıyor. -Yolsuztukiann terör kadartefa- HkeB olduğu söyleniyor. Son ope- rasyonlan nasıl buluyorsunuz? - Evet, o kadar tehlikeli. Yolsuz- luklar her yeri sarmış. Ya zama- nmda görülememiş ya da başka nedenler var. - Başka nedenler ne olabüir? - Oraya ginneyeyim. - Beyaz Enerji operasyonuyla birtikte askerin operasyonlarda yer ahnası değişik tartışmalara y- ol açn, sizin göruşünüz nedir? - Operasyondajandarma da var. Ancak jandarma bana bağlı değil. Kime bağlı olduğunu herkes bili- yor. Şu da bir gerçek ki,jandanna- nın böyle bir görevi var. - Talabani Türkiye'ye gekfi. Ku- zey Irak'a girip girmediğimiz tar- nşma konusu oldu, gerçek nedir? - Kuzey Irak'ta Talabani'ye ait bir bölgeyi PKK ele geçirdi. Tala- bani burayı geri almak istiyor. Ola- yuıözüo. - PKK'nin ele geçirdiği bölge stratejik önem taşıyor mu? - Iran-Irak sınınnda Mendil Da- ğı'nuı Irak tarafındakı bir bölge. Sezer'den yeni yıl resepsiyonu 'Siyosetçikomburundon kurtulursagüçlü olur' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hükümetin cum- hurbaşkanırun görev süresinin 5 yıla indirilerek iki kez seçihne hakkı tanmmasına ilişkin ana- yasa değişikliği önerisini değer- lendirirken "Bar 5 yd bfleyeter" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Sezer, yolsuzluk soruşturmala- nnın sonuna kadar v'ürütülmesi- ni isterken "Ne kadar \otsuzluk varsa ortaya çıksm. Nereye ka- dar gkükcekse gidibin. Siyaset temizlenmefi. Siyasetçi kambu- rundan kurtulursa güçlü otar" dedi. Sezer ve eşi Semra Sezer'in verdiği yeni yıl resepsiyonlan- nın ilki, dün İOOO'ı aşkın konu- ğun katıhmıyla gerçekleşti. Başbakan BükntEcevit, Çan- kaya Köşkü'ndeki resepsiyona, liderlerzirvesi nedeniyle gecik- meli olarak katıldı. Ecevit, gaze- tecilerin Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanı Cumhur Ersü- mer'in istifasınnı sözkonusu olup olmadığını sormalan üze- rine, "Hayff, şu srada deHfere dayab Wr şey yok" dedi. Sohbet sırasında kamuoyu- nun gündeminden 'darbe' söz- cüğünün çıkanlması gerektiğini vurgulayan Ecevit, iktidar mü- cadelesinin herrejimde olabile- ceğini kaydetti. Çankaya Köşkü'ndeki resep- siyona TBMM Başkanı Ömer t^i, Anayasa Mahkemesi Baş- kanı MustafaBumin, Genelkur- may Başkanı Orgeneral Hüse- yin Kıvnkoğju, Bakanlar Kuru- lu üyeleri, kuvvet komutanlan, Danıştay Başkanı Nuri Alan, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, FP liden Recai Kutan. DYP lid- eri Tansu Çffler, CHP lideri De- niz Baykal, MİT Müsteşan Şen- kal Atasagun, 7. Cumhurbaşka- nı Kenan Evren, eski Genelkur- may Başkanı, emekli Orgeneral tsmafl Hakkı Karada\ı, BDDK Başkanı Zekeriya TemizeL mil- letvekilleri, diplomatik mısyon şefleri, sanatçılar, azınlıklann dini liderleri ve aralannda Sa- lap Sabana, Üzeyir Garih ve Zülküf Ceylan'ın da bulunduğu işadamlan katıldı. PKK bu dağda bannıyor. Bu böl- gerun güvenliği için orayı ele ge- çirdiler. Bu bakımdan önemli. - Avrupa'yla Dişkilerimiz gerüi- yor. Avrupa Güvenlik Savunma Kimngi'nde bizi anladılar mı? - Hayu- anlamadılar. Anlamak istemiyorlar. NATO'ya yıllardn- e- mek veriyoruz, şimdi bize yeni bir ordu kuruyoruz, burada sizin söz hakkınız yok diyorlar. Bunu kabul edemeyiz. -AB'ye giriş için de askerin fark- h bir bakışı var. Nahit Şenoğul'un açıklamalan yankı buldu— - Asker AB'ye karşı değil, an- cak ulusal çıkarlanmız söz konu- su olduğunda bunu tarnşma konu- su yapmayız. AB bazı şeyleri iste- yecek, biz de kayıtsız şartsız olur diyeceğiz. Buna hayır. AB, 100 bin nüruslu üUceye gösterdiği öze- ni 65 milyon nüruslu Türkiye'ye göstermiyor. Buna haklan yok... Bugünlük bu kadar. Bakalım bu konuşmalanmı nasıl aktaracaksı- nız. - Sizin verdiğiniz şekilde aynen aktanhr. - Yok, bazen çarpıtılıyor da. Resepsiyona katılan, 28 Şubat sürecinin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı, gazetecilerin 28 Şu- bat'a ilişkin ısrarlı sorulanna, "Gereksiz ve lüzumsuz bir taruş- ma. Ben bu tür tarüşmalara gir- mem. En iyisi emekhiÛc" karşılığı- m sürekli yineledi. Karadayı, medyanın çok önem- li işlev üstlendiğinı belirterek, "Türkiye önemü bir darboğazdan geçrvor. Bunu aşmak için herkese düşen görevlervar. Medya üzerine düşeni yapıyor, ama bunu yapan- lar daha çok olsa daha iyi olur" de- di. Bu sırada sohbete katılan eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren de, "Ben de öyle diyorum. Üsteük biz emekli olunca daha rahat konuşu- yonız. Görevdeolan ve emekli obuı farkh" diye konuştu. TURKSINEMASIY1NIDEN DOGUYOR! Türk sinema tarihinin 10 unutulmaz filmi genç yönetmenler ve oyuncularla CINE5 için yeniden çekildi! Sinemaseverler eskinin nostaljisi ve yeninin tadını CINE5 ekranlarında birarada yaşayacak. FOSFORLU CEVRİYE ARTIK SEVMEYECEGIM Yeşim Salkım - Aysel Gürel - Ali Sunal Nilüfer Açıkalın - Tamer Karadağlı - Baykal Kent Bugün, 21:00 2 4 °cak Çarşamba, 21:00 J L Hemen üye olun (0212)355 55 55 www.cine5.com sadece istanbul'da deprem Artçı tstanbul Haber Servisi - Kartal açıklannda dün sa- baha karşı meydana gelen 4.2 büyüklüğündeki dep- rem, başta Anadolu yaka- sı olmak üzere tstanbul'da paniğe yol açn. Can ve mal kaybına yol açmayan dep- remi Kandilli Rasathanesi Deprem Araşorma Ensti- tüsü "bağunsız'', Deprem Konseyi Sözcüsü Prof. Dr. AykutBarka "artçı", TM- MOB Jeofizik Mühendis- leri Odası Türkiye Dep- rem Çalışma Kurulu Ge- nel Başkanı Prof. Dr. Ah- met Ercan ise "öncü" ola- rak niteledi. Farkh değer- lendirmeler yapan bilim adamlan, aralanndaki gö- rüş aynlıİdannın doğal ol- duğunu, yurttaşlar açısın- dan önemli olanın 17 Ağustos depreminden sonra Marmara'daki geri- limin arttığmın bilinmesi ve bölgedeki deprem ger- çeği olduğunu ifade etti- ler. Marmara Denizi'nde dün sabaha karşı 05.33'te merkez üssü Kartal açıkla- n olan 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kocaeli'nde de hissedilen depremden sonra özellik- le Istanbul'un Anadolu ya- kasında oturan bazı yurt- taşlar evlerini terk ederek sokağa çıktı. Korku içinde sokağa çıkan yurttaşlar, devriye görevi yapan po- lisler taranndan yatıştınl- maya çalışıldı. Depremin ardından yapılan incele- melerde ölen ya da yarala- nanın olmadığı ve binalar- da herhangi bir hasar mey- dana gelmedığı belirlendı. Kandiffi: Bağunaz Kandilli Rasathanesi Deprem Araşörma Ensti- tüsü Müdürü Prof. Dr. Ah- met Mete Işıkara, depre- min büyük bir olasıhkla bağunsız olduğunu söyle- di. Işıkara, öğrencilere konferans vermek amacıy- la geldigi Antalya'da yap- üğı değerlendirmede dep- remin Marmara Deni- zi'nin ürettiği sıradan dep- remlerden biri olduğunu öne sürdü. Depremin de- niz yüzeyine yakın bir noktada meydana geldiği için şiddetli hissedildiğini anlatan Prof. Işıkara, "Ka- liforniya ve Japoma'da bu şiddette bir depremde in- sanlar sokağa bile çıkmaz- lar. Bu da bu ülkelerde top- hımun deprem bilincine u- laştıgıın gösteriyor" dedi. Enstitüde görevli Doç. Dr. Şerif Banş, depremin bağunsız olduğu kanısın- da olduklannı söyledi. "Artçı deprem1 ' tanımının bilimsel net bir karşılığı olmadığmı anlatan Doç. Banş şunlan söyledi: "Biz artçı depremi daha önce kınlnuş fay kmğı üze- rinde veya etrafinda mey- dana gelen depremler ola- rak tanımhyoruz. 17. Vğus- tos'ta Göryaka ile Hersek oncu mu! burnuarası kuıkh. Dün sa- bahki deprem ise Adalar ile Kartal arasmda meyda- na geldL Dolayısıyla ba- ğnnsız bir deprem olarak değerlendiriyoruz. Ancak işüı bu boyutu sadece bilim adamlanm ilgilendiriyor. Yurttaşlar açısından önemli olan Marmara'da- ki deprem gerçeğuün bilin- mesi; deprem öncesinde, deprem sırasında ve sonra- sında nasıl davranacağını bihnesidir." Barka: Artçı Deprem Konseyi Söz- cüsü ve ÎTÜ Avrasya Yer- bilimleri Enstitüsü öğre- tim üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, sarsıntının 17 Ağustos depreminden ay- n düşünühnemesi gerekti- ğini belirterek artçı oldu- ğunu savundu. Artçı dep- remin sadece daha önce kınlmış ana kınk üzerinde değil, kınlan fayın gerili-. mini arttırdığı çevre alan- larda meydana gelen dep- remleri de kapsadığını ifa- de eden Prof. Barka, "17 Ağustos depremi Marma- ra'da beffi alanlarda geri- lim arüşına neden oluyor. Marmara"da üç çukurda (Çuıarcık.Marmara Ereğ- lisi ve Tekirdağ önü) bir deprem yoğunlaşması var" dedi. Ercan: Öncü Prof. Dr. Ahmet Ercan ise dün sabah meydana ge- len 4.2 büyüklüğündeki depremin Adalar dolayın- da gerilim birikimi oldu- ğunu ortaya koyan "öncü" deprem olduğunu savun- du. Prof. Dr. Ahmet Ercan yaptığı yazılı açıklamada, Marmara içinde yılda 2 bin tane küçük ve orta bü- yüklükte depremler olma- smm, Kuzey Marmara ko- lunun diri olduğunu gös- terdiğini ifade etti. Jeofi- zik hesaplanna göre, 20 yıldan önce büyük bir dep- remin olmasının, bu böl- gede bir sürpriz olmadık- ça beklenmediğine işaret eden Prof. Dr. Ercan, şöy- le devam etti: "Ancak bu öncü dep- rem, bir deprem hazıruğı olduğunun ve Yalova'dan sonra Kınahada \e Sivri- ada'ya doğru bir çatalın oluştuğunun göstergesidir. Deprem odağuun >aklaşık 9.7 kflometre ohnası, önce- den de btılmuş olduğumuz 10 kflometre kmlgan ka- buğun varhğmı kanıtlar ni- teUktedir. Bu bilgi gelecek- te beklenen bü>ük bir dep- remin aşağı yukan bu de- rinKkte olacağmnı göster- geadir." CMası yeni depremler Adalar halkının paniğe kapılmasına gerek bulun- madığına işaret eden Prof. Dr. Ercan, yapılan çalış- malara göre Yalova-Kına- lıada arasının 1999 yılında kınldığını belirtti. Mücahtt Çakal tesHm oldu • tstanbul Haber Servisi - Işadamı Nesim Malki'nin 28 Kasım 1995'te Bursa'da öldürülmesiyle ilgisi olduğunu belirten Mücahit Çakal, teslim olmak üzere Istanbul DGM'ye geldi. Mücahit Çakal, Malki cinayetinde tetikçilik yaptığını belirterek teslim ohnak istediğini kaydetti. Cumhuriyet Savcılığı'nın Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne teslim ettiği Çakal, Organize Suçlar Şubesi'nde sorguya almdı. Ergun Balcı'yı amyonız • Baştarafi 1. Sayfada 1931 yılında, Istanbul 'da doğan Ergun Balcı, Işık Li- sesi'ni bitirdikten sonra Robert Kolej'e girdi. Ro- bert Kolej'in ardından Is- tanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 3 yıl öğre- nun gören Balcı, daha son- ra Ingiltere'ye giderek Londra Üniversitesi'nde uluslararası ılışkıler eğiti- mı aldı. Gazeteciliğe Londra'da öğrenciyken başlayan Balcı, Dünya ve Akşam gazetelerinde dış polıtıka ağırhkh siyasal ya- zılar yazdı. 1969 yılında Türkiye'ye dönen Balcı, aynı yıl, ölümüne dek ara- lıksız çalıştığı Cumhuriyet gazetesinin Dış Haberler Servisi'nde, muhabir ola- rak göreve başladı. 1974, 1976,1977,1978,1979 ve 1989 yülannda dış politika alanındaki yazılan nede- niyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce Türkiye Ga- zeteciük Başan Ödülü ve- rilen Balcı, süreklı basııı kaıtı sahibiydi. 1995 yılında lösemiye yakalanan Balcı, 1999 yı- lında akut löseminin tek- rarlaması sonucu 17 Ocak 1999 tarihinde yaşamını yitrmişti.