17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2001 ÇARŞAMBÂ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Cumhur^kanının Yeniden Seçilebilmesi... Prof. Dr. Cem O Ğ U V ^ Anatuze (4na\asa Hukuku) öğretınmJvesı Unı Sıyasal Bılgıler Fakultesı u anda TBMM'run gunde- nunde bulunan anayasa de- ğışıklığı onenlennden bır tanesı çok tehhkelı O da cumhurbaşkanlığı donemı- nı yedı yıldan beş yıla ın- y\ ve gorevdekı cumhurbaşka- nının bır kez daha seçılebılmesını on- goren değışıklık Tehlıke, gorev suresının kısaltılma- sında değıl Gerçı, uzatılamayacak ve yenılenemeyecek bır cumhurbaşkan- lıgı ıçın yedı yıl ongorulmuş olması, sıyasal dızgenın (sıstemın) ıstıkran açısından olumludur Ancak,bununbeş yıla ındınlmesı yıkım olmaz Buna karşılık, cumhurbaşkanını ye- nıden seçılebılır kılmak 196l'de ge- tınlen yenı sıyasal yapıyı kokunden dı- namıtlemek olur Bunun nedenı çok açık Cumhunyet'ınbaşındanbenyu- rürlükte olan sıyasal dızgeden kesın bır kopuşla 1961'de kurulan yenı dızge, cumhurbaşkanhğının sıyasal yansız- hğı uzenne oturtulmuştur Oncebnın aksıne, artık cumhurbaşkanının partı üyesı olamaması, TBMM uyehğının duşmesı, gorev suresının yedı yıla çı- kanlmasıyla cumhurbaşkanlıgı seçı- mı ıle mılletvekıh seçımlen arasında- kı bağlantmınkopanlması, cumhurbaş- kanının her toplantı yıhnın başında geçen yıldakı hukumet çahşmalan ve gelecek yvlda yapılması uygun olacak ışler konusunda bır konuşma yapma yetkısının kaldınhnası (1982'de yeni- den getınlen TBMM açılış konuşma- sının bambaşka bır nıtelıkte olması gerekır), hep aynı gerekçeye dayanır Cumhurbaşkanını partı sıyaseumn ta- mamen dışında tutarak, çeşıth sıyasal eğılımler karşısında, en ufak bır kuş- kuya yer bırakmayacak bıçımde yan- sız gorunmesını sağlamak (Dızgenın sağhklı ışletılebılmesı ıçın bu gorun- tunun yaşamsal onemı vardır) Sıyasal yansızlığın onemun kavra- yabümek ıçın, bugün yûrürlûkte olan sıyasal dızgenın cumhurbaşkanına yukledığı gorevlen anımsamak yeter 1982 Anayasası'na gore cumhurbaş- kanmın en önemlı görevı, Turkıye Cumhunyetı'nı ve ulusun bırlığını temsıl etmektır Bunun kadar onemlı ıkıncı bır go- revı de anayasanın uygulanmasını, devlet örgenlerının (organlannuı) dü- zenh ve uyumlu çalışmasını gozet- mektır Yeniden seçılme olanağı bu- lunan bır cumhurbaşkanının, o sırada TBMM'de çoğunlukta bulunan sıya- sal eğıhmden yana bırtutum takınma- sı tehlıkesı goz ardı eddemez O za- man da ne butüncul temsıl, ne ulus bırlığı kalır Belkı daha da korkuncu, böyle bır olasıhkta, devlet orgenlen- nuı çalıştmlmasuıda anayasaya uy- gun bır düzen ve uyum sağlama yen- ne, şu ya da bu sıyasal akımın güçlen- dınlmesı ya da zayıflatüması kaygısı etkıh olmaya başlar Sıyasallaşmış bır cumhurbaşkanı, ne yasama, ne yargı karşısında, ne de ıçınde yer aldığı yûrutme alanında, anayasal duzenın ongordûğu ışlevle- n yenne getırebıhr Yeniden seçılme kaygısının var ola- bdmesı, Meclıs'ın kabul etuğı yasa- lann ıncelenmesuıden anayasa değı- şıklıklenne, koşullan oluştuğunda TBMM seçımlennın yenılenmesıne dek, her bın yaşamsal önemde olabı- lecek bırtakun yetkılenn kullarulma- sına ya da kullanılrnamasına ıster ıs- temez golge duşurur Gorevdekı cum- hurbaşkanının gerçek nıyetı ne olur- sa olsun, yeniden seçılme olanağının bulunması, yasamaya ıhşkın olarak kullanacağı her yetkının hep kuşkuy- la karşılanmasına yol açar Curnhurbaşkanının sıyasete bulaş- mış görunumunun yargıya ıhşkın gö- revlen açısından nasıl bır tehlıke ya- ratabıleceğı ıse, herhangı bır açıkla- ma gerektırmeyecek denh ortadadır Anayasa Mahkemesı üyelen başta ol- mak uzere bır dızı yuksek mahkeme uyesını seçen, yasalann, yasa gucun- de kararnamelerın, Meclıs ıçtüzüğu- nun anayasaya aykırılığı gerekçesıy- le ıptal davası açabılen, adlı ve yönet- sel yargının guvenılırlılığını sağlama- da başrol oynayan Hâkımler ve Sav- cılarYûksek Kurulu'nunuyelennı se- çen bır cumhurbaşkanının şu ya da bu sıyasal eğılıme yakın gorunmesının ne denlı yıkıcı bır etkı yaratabüeceğı- nı görmek ıçın özel bır çabaya gerek yoktur Samlabıleceğının aksıne, cumhur- başkanının sıyasal yanlılığı yürûtme açısından da çok onemlı sorunlara yol açabüır Parlamenterdızgedeyurutme yetkısınrn esas olarak hukumete aıt olduğu, bu nedenle de sıyasallaşmış bır cumhurbaşkanının yurûtmede çok sorun yaratmayabıleceğını duşûnmek yanlıştır Cumhurbaşkanı hükûmetle aynı sıyasal goruşteyse, tûzedışılıgrn (hukuksuzluğun) yaygınlaşması teh- hkesı doğar Yok cumhurbaşkanı hu- kûmete karşıt bır sıyasal eğılımdeyse, bu kez de yurutmenın, dolayısıyla da devlenn felç olması tehlıkesı belınr Bu ıkı olasılık da yıkım getınr TBMM'nın bu denlı tehlıkelı bır ışı gundemıne almış ohnası son derece kaygı vencıdır Anayasanrn değışü- nlmesı gereken yığınla dûzenleme ıçerdığı, dahası bu anayasanın bütu- nuylebıryana bırakılıp demokratık tu- ze (hukuk) devletme yakışır yenı bır anayasa yapılması gerektığı çok soy- lenmıştır Butun bunlar doğrudur O denlı doğrudur kı, omeğın bu anaya- sada, de\ letın kurucusunun vasıyeh- nı çığneyen, sıradan bır yurttaşa bıle yapılamayacak bu: şeyı Atatûrk'e ya- parak terekesının gelınnı böluşturdu- ğü bır Turk Dıl Kurumu'nu ve Tûrk Tanh Kurumu'nu kapatan ve bu ge- lırlerı bırtakım devlet kurumlanna yönlendıren, boylece de ınanılması guç bırtuzedışüık ve Ataturk duşman- lığısergıleyenbu-madde(134 mad- de) vardır Anayasadaherhangıbırdu- zeltme yapılması duşunuluyorsa, her şeyden once bu maddenın yururluk- ten kaldınlması gerekır Bu ve bunun gıbı, Turkıye 'yı ayıp- lanndan anndıracak ve önûnü açacak yaşamsal değışıklıkler sırada bekler- ken 1961'm kurduğu, 1982'nın de ozune dokunmadığı sıyasal dızgeyı kokunden sarsacak bır değışıkhğekal- kışılmış olmasını anlamaya olanak yoktur Sorun olmayan yerde sorun yaratan, buna karşılık temel sorunla- nn çözümunü erteleyen yaklaşmılar, pek bır gonülgucu (moralı) kalmamış olan Turk yurttaşını daha da umut- suzluğa ıtmekten, yannlarunızı daha da karanlığa boğmaktan başka bu- ışe yaramayacakur ARADABÎR AHMETARPAD Poltdkacı ve Kültürü Mılletvekıllenmızın Meclıs'te sılle tokat bırbırte- nne gınşmelenne de alıştık Kımı var kı tum donem bır kez olsun kursuye çıkıp, ıkı çıft doğru durust laf etmemış, fakat kursudekıne laf atmada, yumruk konuşturmada "dunya şampıyonu" Meclıs kon- dorlannda ış peşınde koşarken de çok başanlı Mıllet, seçımde Ankara'ya yolladığı vekılınden ço- ğu kez pek memnun değıldır Bu "kural" son kırk- ellı yılda hıç değışmemışttr Bencıl olmayanı, odun vermeyen halkçısı, açık sozlusu, duaıstu, parmak- la gosterılıyor Ancak o ınsanlan toplum çıkarmış- tır Buyuk Mıllet Meclısı'ndeoturanlartoplumun "ay- nası"d\r Ikı kelımeyı bır araya getırmesını becere- medığı ıçın yumruklarını konuşturanı alkışlayan seçmenın, den koltuklara kaykılır gıbı uzanmış sa- kallı, bıyıklı, sıntkan vekılınden ne farkı vaM Son 50 yılın Turkıyesı'nde kentler buyudu, dağ başına bıle unıversite açtılar Okuma-yazma bı- lenlenn, lıse, unıversite dıplomasını cebıne koyan- lannsayısıhızlakattandı Ancak toptum yoztaşma- sı da aynı hızla arttı Ağa oğlu, çoban, takunyalı, takkelı, Meclıs'e gırmesını, başbakan, hatta cum- hurbaşkanı olmasını becerdı Ankara'ya gonden- lenlenn ortak bır yanı var Çogu konuşmasını pek bılmeyen bu ınsanlann kelıme hazınelen taş çat- lasa 1000 kelımeyı geçmıyor Içlennde doğru du- rust cumle kuramayanlar, Turkçeyı yanlış kulla- nanlar az değıl Elıne verılen metnı okurken zorla- nanlar da var Kultur fakın ınsanlar orneğı Turkıye'de son 25-30 yılda ustun başanlı çok az yazar, duşunur, gazetecı, sınema ve tıyatro sanat- çısı, rejısor, bestecı ve muzısyen yetıştı Toplum, kendıne çok gereklı bu ınsanlan uretemedı Bu ul- keye bır şeyler vermış sanatçı ve edebıyatçılanmı- zın tumu 1940-1970 yıllan arasında yetışmış, gı- denlenn de yen doldurulamamıştır Onlann bırak- tığı boşluk hâlâ durmakta Demırel, Evren, Ozal ya da Erbakan'ın bu ul- ke kulturune olumlu ne katkısı olmuştur 7 ? 12 Eylul öncesı ve sonrasında Turkıye'de duşunmeyen, duşunce uretmeyen ınsan yetıştınlmedı mı? Sö- muru duzenının maşalan, tartışmayan, ınceleme- yen, gerçeğı araştırmayan bır toplum yarattı Tur- kıye'de kıtaplar ellı yıldır hâlâ en fazla 3 bın bası- yorsa, bızı yonetenler guttuklen "kültür polıtıkala- n" ıle başanya ulaşmış sayılırlar Kendını "aydın" sanan entel, "boyalı" gazeteden başkasını okumaz- ken, o gazetede dolaria kalem oynatan, halkın ıçı- ne gırmeyen "koşe kapmışlar" gunbegun ahkâm keserken, özel Tv"ler yırmı dort saatlık program- lannda bır saatı bıle kultur ve eğıtıme ayırmazken, kımı acı gerçeklere şaşmamak gerek Halkımızın tuketım harcamalannda eğıtım, yuz- de 1 42 ıle son sırada yer almakta, başbakanının şaır olduğunubıldığımız hukumet, butçesının yuz- de 1 'ını kulture ayırmakta Kaykıldığı den koituk- tan şoyle bır doğrulup kursudekıne ağzına gelenı soyleyen, yumruklannı konuştururken gobeğının kenanndan tabancası gorunen vekılı bu toplum çı- karmadı mı? Kultur fakın, çıkar zengını saldırgan polıtıkacı Meclıs'tekı duşunce ozguriuğune bıle karşıdır O, toplumdakı genç ve etkın kafalar da du- şunmesın ınceleyıp araştımnasın, uretken olma- sın ıster Dırençlerı her geçen gun bıraz daha kın- lan ınançlı bır avuç gerçek duşunurun tek umıdı ıse gençterdır Nufusumuzun, otuz yaş altndakı yuz- de 50'sı KADIKÖY 7. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANENTEBLİGAT EsasNo 2000 66 Aiacakh: Yapı ve Kredı Bankası AŞ Alacaklı Vekili: Av Ayşen Turktekın Cuıoğlu, Ha- sanpaşa Eğıtım Mah Kasap Ismaıl Sokak Cemkes- Uras Işmerkezı Kat 4D 11 Kadıkö>-lstanbulBorçIu: Ayşe Uçar, Battalgazı tlkogretun Okulu Sultanbeylı/ts- tanbul Borç: 530 565 801 -TL faız ve masraflar hanç Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı borçlu adına çıkanlan teblıgat bıla ıade edılmekle yune yapılan zabıta tahkıkatına gore adresının tespıtı mumkun olma- dığmdan danen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır Işbu odeme emnnın teblığı tanhınden ıtıbaren borcu ve takip masraflanıu 22 gun ıçınde odemenız, borcun tamamına veya bır kısmına \eya alacaklının takıbıne karşı bır ıtırazınız var ıse odeme emnnın ılanından ıtt- baren 22 gun ıçınde açıkça \e sebeplen ıle bırlıkte 1İK 62 maddesı hukmu gereğınce dılekçe ıle ve\a sozlu olarak ıcra muduıluğune bıldırmeıuz \e aynı sûre ıçın- de 74 madde gereğınce mal beyanında bulunmanız ak- sı takdırde takıbın bu sebeple sızden sadrr olmuş sayı- lacağı \e mal beyanında bulunmaz \e>a hakıkate aykı- n be>anda bulunursanız hapıs ıle cezalandınlacağınız, borç odenmez veya ıtıraz edılmezse cebn ıcraya devam eddeceğı ılanen teblığ olunur Basın 1651 Düğmeye Kim mi Bastı... AYDEN OLGUN AmşUrmacı S on günlerde ulkede bıtıp tukenme- yen yolsuzluk olaylanna bu* yenısı daha eklendı Beyaz Enerji 1 Ancak bu yenı olay oburlennden daha de- ğışık Devrede ust yoneücıler, mûs- teşar yardımcılan, genel müdürler, daıre baş- kanları, hatta ıddıalara gore koalısyon huku- metırun ılgıh bakanı da var Bu yeni olayın Uginç bir yonu de hukümetie askeri kesjmi karşı karşıya geormesL Aralık ayında Çevık Kuvvet' ın yuruyuşu sırasında gundeme gelen "Düğmeye kim basto" sorusu, bu karşı karşı- ya gehş nedenıyle brr kez daha gundeme gel- dı "Düğmeye kim basö" sorusu yeniden man- şetlere taşındı Ancak bu seferkı duğmeye ba- sışın olumlu olduğu kesındır Çevık Kuvvet'ın yurûyuşü su-asında gaze- tecılenn "Düğmeyekimbastı" sorusuna "Be- nim dekuşkulanm var!" yarutını veren Sayın Başbakan Etevit,bu ker konoşmamayı tercıh ettı 1 Tûrkıye'yı kanştıran çeşıth yolsuzluk olaylannın bırçoğunun soruşturmalaruun ay- lardan buyana devam ettığı ve konulann yar- gıya ıntıkal etmedığı bır gerçektır' Beyaz Enerjı olayında sıvıl kesımın oldukça yavaş davrandığı, olaya elkoyanûlkenın güvenhğın- den sorumlu asken kesımın,jandarmanın us- tûne duşen yasal görevı anında ve süratle ye- nne getırdığı de bır gerçektır Gende bu-aktığımız 2000 yılı ıçınde oluşan sayısız olumsuz olay ve sorunlar ıçın de "Dûğ- me>e kim basü" sorusunun sorulması gerek- tığı kanısındayız Oluşan bu olay ve sorunlar dıkkatle ırdelen- dığınde düğmeye "rufai"lenn değıl, bızzat ıçımızden bınlennın bastığı gorulecekor Tıpkı "BeyazEnerji" olayındakı yolsuzlu- ğun duğmesme, ılgıh kuruluşlann yetkılıle- rmrn bastığı gıbı 1 Kısacaozetleyecekolursak u 30binkişinin katfli PKKü hain Apo'nun klamının önkn- mesi, afyasasuun bugûnkü karmakanşıkşek- Hyfc çılânası, Necmettın Erbakan'ın torpiOi affi, Atatûrk'e ve laiküge söven cumhariyet düşmanıeskişeriatçımilktvekülerinin af kap- samına ahnması, şeriatçı faaliyetkrin bir tür- lü önlenememesL, hapishanelerin terörist ve mafya >ııvalan halioe getanesi,duşuncesuçuy- la ilgili vasalann bir türiü çıkanbnaması, ül- kede on binlerce yetişnuş uzman varken DV1F ve Cotarelh"nin ekonomimizde soz sahibi ya- pıfanalan, yüz binlerce gencimizin üniversite- yegirememesı, işçive memurlara enflasyonun çok altmda gûlûnç zamlar verümesi, suçlulu- ğu yargı karan Ue kesirüeşmemiş insaidann D- güüerin verdiğı bilgüerie gazete sürunlannda ve televTzyonlarda ınsafsızca teşhir edflmderi, Başbakan Ecevit'in işlerli kafa yapısma değü defîziğinebakuarakbudurumunpolenıikko- nusu vapüması. insaniann yerli yersiz kelep- çeknmeieri, bazı bankalann batması ve ban- larmm kurtarüması, banka kurtarma operas- yoolannın ceremesinin ulusa yüklenmesi, ba- TXdevletgöreviOerinin anajasamıza aykın ote- rak Kûrtçe radyo-televizvoa yaymlarmın baş- tebdknasıkoDusundakİKrarhönerflerivebuÖDe- riyi yapan devlet görevlileri hakkmda hûkû- metçe yasal işlem yapdmaması, yasalara göre gizii olan haaruk soruşturmalannın ilgüüer- cebasma SKdmlması, TÜSİAD'm ûlke ekono- misini ve hûkümeti yönlendirmeye kalkışma- sı, AB'ye nlınaınjiy»fağımi7in hâlâ bazıların- caanlaylmamasL tstanbulTicaret Odası Baş- kanı'mn durup dururken askeri >önetime da- vetiye çıkarması, ozel tetevizyonlarda yapılan ahlak dışı yayınlann onlenmemesL TRT ve RTÜK yasalannm bır türlu gunun koşullan- na uygun duruma geürilmemesi, siyasal par- tüerve seçimyasalaruıın hâlâ değistirilmeme- si" gıbı ulkeyı yakından ılgılendu-en yaşam- sal olaylar, konular ve sorunlar ıçın de "Düğ- meye kim ya da kimler basü" dıye sormamız arnk kaçınılmaz ohnuştur Tûrkıye'nın sorunlarınuı çozume ulaşma- sını engelleyenler, devamlı yenı sorunlar ya- ratanlar, konulan amaçlı olarak ıçınden çıkıl- maz durumlara getırenler, yasalardakı açık- lardan yararlanarak ulusun gozlen önunde pervasızca faahyetlennı surdurmektedırler Daha açık vurgulamak gerekırse olumsuz- luklar ve çıkarlar ıçın duğmeye basanlar, men- sup öîauklân sıyasal partılefırfyâ > da kuruluş- lann çıkarlan ıle kendı kışısel çıkarlannı ul- ke çıkarlan ûstunde tutan bazı sıyaset ve ışa- damlan ıle kapkaççı banka sahıplen, dovız ve yuksek faız oyunlan ıle servetlennı artnranbu- yuk sermaye sahıplen, bu- kısım çıkarcı ba- sın ve koltuklannı korumak pahasına sıyası- lere emırkulu ohna haysıyetsızlığını gosteren bazı ust duzey burokratlardır Yolsuzluk olaylannda, sıvü kesımın, aske- n kesımın "Beyaz Eneıji w olayındakı duyar- lıhğını (hassasıyetuıı) ılke edınmesı halmde ulkemızdekı yolsuzluk olaylannın bıçak gıbı kesıleceğı açıktır Sanınz "Düğmeye kim basü'' sorusunun yanıtı bu denlı basıttır Oğretmenlerin Ne Kadarı Ek Iş Yapıyor Zeki SARIHAN Eğı • • ğretmenlenn durumlanyla ılgıh O gazete haberlennde ve yazüarda sık sık bu meslek mensuplannın yuzde 70'uun ek ış yaptığı yıne- lenıyor Son 24 Kasım Öğretmen Gunü nedenıyleyapılan yayınlarda da bırçok gazetede aynıbılgı yer aldı Oğretmenlerin "ta- mamına yakmı", "büyûk çoğunluğunun n , "çoğunhığunun" ek ış yaptığı ıle ılgıh ıddı- alar yenı değıl Nerdeyse 15-20 yıldır yazılıp soylenıyor Bukonudayaklaşıkonaryılaray- la yapıhnış üç araştırma vardır ve her uçü de bu yargılan yalanlıyor Bu konuda ılk araştvrma, 1977-1978 öğre- tım yılında TODAÎE Kamu YÖnetımı Lısans Ustu Uzmanlık Programı'na devam ederken ogretun uyemız Kemal Kartel'ın gozetımın- de bır arkadaşunla bırlıkte yapmıştık Anka- ra kent merkezınde ılk, ortaokul ve lıselerde, duşuk, orta gehrh ve yuksek gelırh semtler dık- kate alınarak dağıtıkraş ve 345 oğretmenın dol- durduğu ankete gore, Ankara oğretmenlen- nın yuzde 11 'ı "oğretaıenlikten başka gefirge- tirkd bir işte cahşt]ğı n yarutını vermıştı (Oğ- retmen Dunyası, Şubat 1980, s 24) Üancı araş- tumayı 1989 yılı sonunda, butun Tûrkıye'yı kapsayacak bıçımde yaptım 4 144 oğretme- nı kapsayan bu araştırmada yöntem olarak ek ış yapıp yapmadığı oğretmene sorulmuyor, okulda kımuı ne yaptığmı bılen, oğretmenle- n yakından tamyan meslektaşlanmn araştır- mayontemıkuuanıhyordu Bu araştırmada oğ- retmenlennyûzde 15 41'ınınekışyaptığıor- taya çıkmıştı (Öğretmen E>ûnyası, Mart 1990, s 4 vd) Bu bılgı gunluk basına da yansımış- tı Ne var kı, son on yıldır oğretmenlerin bü- yük çoğunluğunun ektş yaptığı konusundaya- ymılar suruyor ve son ıkı yıldır yuzde 70 sa- yısı uzennde neredeyse ulusal bır anlaşmaya vanldı1 Bu sayı, Eğıtım- Sen ıçın Sayın Pro- fesor Rıfat Okçabol ve Doç Dr Fatma Gök tarafından yapılan bır araştırmadan kaynak- lanıyordu Öğretmenlere, "Ek iş yapmak is- ter misiniz" dıye bır soru soruknuş, çıkan sa- yı, araştırmanm vayımlandığı kıtapçıkta yan- lışlıkla "ekişvapanlar" olarak venlrnıştı Sa- yın Okçabol, yanlışhğın farkına vardı ve Eğı- tım-Sen'ın yayın organmda bu yanhşhğı dü- zeltıp ozûr dıledı Geçen yıl, öğretmenlenn ne kadaruun ek ış yapuğıyla ılgıh 10 yıl önce yaptığım araş- tırmayı yıneledım Yıne yurt yuzeyınde, 29 dde, 272 okulun 5 425 öğretmenını esas alan araşarmada, ek ış yapanlann oranı yuzde 16 çıktı Araştırma sonuçlan Bılım ve Utopya dergısının Mart 1999 tanhh sayısmda yayım- landı, Öğretmen Dunyası'nın aynı tanhh sa- yısında ozetlendı ve yıne basına da yansıdı Durum bu olduğu halde, hem de bu araş- ûrmadanhaberiı olması gereken çevrelenn yüz- de 70 sayısmda dırenmesının anlamı ne ola- bılır 0 Bunun, "oğretmenlerin ekonomik du- rumunu ne kadar kötû gosterirsek ucret pa- zarhğında hükümete karşı kozlan o kadar yûksekohır" gıbı bu- duşuncemn urunu oldu- ğu gorüluyor Bu düşuncenm yanlışhğı orta- dadır Çûnku, gerçeğı herkes gıbı hukumet çev- relen de bılıyor olmalıdır Herhangı bırkaç okul- da yapılacak çıplak bır gözlem bıle öğret- menlenn çoğunluğunun ek ış yapmadığının anlaşılması ıçın yeter Dahası, bu durum, öğ- retmenlenn saygmlığına ındınlmış ağır bu- darbedrr Öğretmenlenn yûzdeyetmışınınya da çoğunluğunun ek ış yapıyor ohnası, onla- nn mesleklennı yenne geurmek ıçın yeten za- man ayırmadığı, yahıız para peşuıde koştuğu ızlenımını de pekâlâ doğurabıhr Yüzde yet- mışuı oğretmenhkten başka bu- gehnnın ol- ması aylıklan arttumamak ıçınbır gerekçe de yaratamaz mı9 Gerçek ohnayan bır durum ûzerme kuru- lan hıçbır polıtıka ınandıncı olamaz ve başa- nya ulaşamaz Öğretmenlenn bıncık soru- nunu aylıklannın azlığı olarak gosterme an- layışı, gehp buraya dayanmışnr Gerçek, her 100 oğretmenden 84 ûnûn oğetmenhktenbaş- kabu- ış yapmadıgıdır Yuzbınlerce bay ve ba- yan öğretmen, oğrencılenne yararlı olabıl- mek ıçrn her sabah okuluna koşmakta, eluı- den geldığmce mesleğının gereklennı yenne genrmektedrr Kaldı kı, ek ış yapan öğret- menlenn yaptığı bu ıştgın onemlı bır bolu- mü, tanm ve bahçecılıkle ılgılenmek gıbı mesleğuıe hıç de zaran ohnayan, hatta onun toprakla, bedensel ışleryapanlarla bağını guç- lendırecek, Koy Enstıtusu sıstemuun de on- görduğu ışlerdır En çok goze batan, ek ış olan ozel ders, ek ışlenn yalnızca yuzde 21 3'unu oluşturuyor ve bu her 100 oğret- menden yalnızca 3 6'sının ek ders verdiğı an- lamına gelıyor Buyuk kentlenn bazı merke- zı okullannda bu oranuı daha yûksek olma- sma bakıp bütun ulke oğretmenlennı, ozel ders venyor, ek ış yapıyor gostermenın yan- lışhğı ortadadır öğretmen aylıklannın duşuklügûnu anlaur- ken kullanılan bur yontem hatasına daha de- ğuunek ıstıyorum Bu da zengın ulkelerde oğretmenlenn aldıklan aylıkla Tûrkıye oğ- retmenlenmn aylıklannı karşılaştırma yon- temıdu- Gazetelerde yayunlandığına gore, or- neğm Isvıçre'de 15 yılhk bu- öğretmen, yılda 42 724 dolar aylık alu-ken kıdemı aynı olan Turkıyeh brr öğretmen 5 112 dolar alıyor ve bu durum Isvıçre devletının oğretmenmı ne kadar düşundüğuneornekvenhyor Boylebır karşılaştırma yanlıştır Öğretmen ucretlen- run yuksek olduğu ulkeler, genellıkle ulusal gehrlen Turkıye'den çokyuksek olan ulkeler- dır ve bu ulkelerde fıyatlar da Turkıye'dekın- dençokyuksektır Oğretmen ucretlennın du- şükluğü böyle kanıtlanamaz Yapılacak şey, bu" öğretmen ayhğı ıle gıyım, yıyecek ve ben- zen mallann ve hızmetlenn fıyatlannın kar- şılaştınlmasıdu- Butun çahşanlar gıbı oğretmenlenn de da- ha yûksek ücret almak haklandrr Bu, ûlke- dekı haksız bolûşûme mudahale etme haklı ısteğınden kaynaklanır Dıyelım kı, ulkede gerçek bu- eşıtlîk gerçekleştı ve ulusal gehr her- kese eşıt olarak dağıüldı Bu, kamu hızmet- lenne hıçbır pay aynhnadan yapılacak bu-he- saba gore bugunku koşullarda oğretmen ay- lıklannın da yıllık uç bm dolar olması anla- nuna gelecekur Turkıye oğretmenlennın ay- lıklan, hıçbu- zaman Avrupalı meslektaşlan dûzeyıne çıkamayacaktır Sarunm, kımılen Tûrkıye'yı bu: Avrupa ülkesı sayıyor ve he- saplannı buna gore yapıyor Fakir Baykurt'un son günlerde yayımlanan "BirTÖSVarth" kı- tabında da bırkaç kez vurgulandığı gıbı, geç- mışte ulkenın halkçı oğretmenlen ve onlann örgütlen, oğretmen ucretlennı one çıkarma- ya utanıyorlar ve durumlannı halkuı duru- muyla brrlıkte ele alıyorlardı Böylece ba- ğımlı ve sömurucu duzene halktan destek de alıyorlardı Koprulenn altından ne kadar da suakmış Bunu arükkımseye anlatmanın ola- nağı yok' PENCERE Altmaklık Ortamı Vaktıyle sazlık bır golde yaşayan ıkı yabanorde- ğı, sukaplumbağası ıle olağanustu bır dostluk kur- dular, aralanndan su sızmıyordu Ama bır sure sonra bu mutluluk tablosu golge- tendı, çunku çevre kırlenıyor, sular çekılıyordu Gıdışati sezınleyen ordekler, kaplumbağaya du- rumu anlattılar - Burası yaşanmaz oldu, bız karar verdık, bır başka yere goçuyoruz Kaplumbağa - Ayol, dedı, sulann çekılmesı, golun kırlenme- sı, sızden çok benı ılgılendınn çunku bır tekne gı- bı ben de susuz yaşayamam Sonra yalvardı - Ne olur, benı de goturun" ordekler duşunduler taşındılar, en sonunda bır çare buldular - Pekı, dedıler, ıkımız bır çubuğun ıkı ucunu ga- galanmızla tutanz, sen de çubuğu ortasından ağ- zınlatutarsın, senı uçururuz, ama, bızı goren ınsan- lann soyledıklenne kulak asma, onlan yanröama- ya kalkma!. Kaplumbağa razı oldu. Bırlıkte uçmaya başladılar.. Aşağıdan gorenler - AaaaaaL dıye bağırdılar, ne tuhaf şey, ıkı ör- dek, aptal kaplumbağayı uçuruyorlar. Kaplumbağa ofkelendı Dılını tutamadı - Gozunuz kor olsun' Ama ağzını açınca duştu. • Bır maymun surusu dağa yerleşmıştı Ruzgârlı ve soğuk bır gecede uşuyen maymun- lar ateş yakmak ıstedıler, çalı çırpı topladılan son- ra bır ateşböceğını yakalayarak çalı çırpıntn arası- na yerleştırdıler Ateş yakmak ıçın uflemeye başladılar... Umutlan bır an önce ısınmaktı Ağaçtakı tartakuşu uyardı. - Boşuna uğraşmayın, ufledığınız şey ateş de- ğıl, bır böcek Kuş ne denlı çırpınsa da kımse onu dınlemıyor- du, oradan geçen bır dervış, tariakuşunu uyardı: - Sert taşın ustunde kılıç denenmez, kuru ağaç- tan ok yayı yapılmaz, soluğunu tuketme, nahle ye- re uğraşıp durma!.. Akılsız kışıye neden kuş kafalı denıı-^ Tariakuşu oğut dınlemedı Maymunlann arasına dalıp ateşboceğının ateş olmadığını anlatmaya çabaladı Maymunlardan bın kızdı Bır başkası ona uydu öfkelenen maymunlar, tarlakuşunun ustune sal- dınp oracıkta öldurduler. • Ikı öyku de La Fontaine'ın değıl Hındtstan'da Boydeba adında bır bılge varmış, zamane sultanı Debşelim'e devlet yonetımınde yol gostermek ıçın öykuler yazmış . Yazılanlar günümuzde de geçertı.. '* u "#*>^ J Pekı, akılsız kaplumbağa kim?.. • «• Tartakuşu kim? Medya ıle polıtıka ortamı öylesıne ahmaklıkla dolup taşıyor kı, hayvan oykulen sankj bızım sıya- setçıler ıçın yazılmış Antonina {Turizm YUNANİSTAN (Kaltûr Tum) Doç. Dr. M. lhsan Tünay Ue Yanaaistan'da 25 yühlc bir denevim Ue K»v»l«, Selanlk, Atln». Meteor», Korint, Mıkea, Epıdavros- Tarik. 4 -10 Mart Son katdnn tarihi: 15 Şabat 2001 Rezcrvısjoı (212)292 28 74-75 TC KADIKÖY 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANENTEBLİGAT EsasNo 2000/2443 Alacaklı: Yapı ve Kredı Bankası AŞ Alacaklı Vekili: Av Ayşen Turktekın Cuıoğlu, Hasanpaşa Eğıtım Mah Kasap lsmaıl Sokak Cemkes-Uras Işmerkezı Kat 4 D 11 Kadıkoy-îs- tanbul Borçlu: Turan Guden, Beşyol Gur Sıtesı, No 54TûreSok Sefakoy-lstanbul Borç: 830 797 481 -TL faız ve masraflar hanç Yukanda yazılı borçlunun borcundan dolayı borçlu adına çıkanlan teblıgat bıla ıade edılmekle yıne yapılan zabıta tahkıkatına gore adresuun tes- pıü mumkun olmadığından ılanen teblıgat yapıl- masma karar venlmıştu Işbu ödeme emrinın tebhğı tanhınden ıübaren borcu ve takıp masraflanm 22 gun ıçmde ödeme- nız, borcun tamamma veya bır kısmına veya ala- cakluıuı takıbıne karşı bu: ıtirazmız var ıse ödeme emnnın ılanından ıtıbaren 22 gün ıçınde açıkça ve sebeplen ıle bırlıkte IİK 62 maddesı hukmu gere- ğınce dılekçe üe veya sözlu olarak ıcra müdurlu- ğune bıldırmemz ve aynı sure ıçınde 74 madde gereğınce mal beyanında bulunmanız aksı takdır- de takıbın bu sebeple sızden sadrr olmuş sayılaca- ğı ve mal beyanında bulunmaz veya hakıkate ay- kuı beyanda bulunursanız hapıs ıle cezalandınla- cağmız, borç odenmez veya ıtıraz edılmezse ceb- n ıcraya devam edıleceğı ılanen teblığ olunur Basın 1650 Yaşam, kalbın ıkı vuruşu arasındakı zamandır Kalbinizi koruyun TÜRK KALP VAKFI 79 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 1C Hat Faks:(0 212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle