25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MART2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ş yrim kaitesi ölçülecek • AJNKARA (ANKA) - KesLntısız 8 yılük eğitimin yarygınlaştınlması ıçin 2 yılda 500 trilyon lirayı aşan harcama yapan Milli Eğitim Bakanlığı, ıkıncı aşamada eğitrmın kalitesinin artınJmasına çauşacak. Bakauıhk, 8 yıllık eğitim uygulamasmın eğitünin niteliğine katkısını ölçmeye yönelik olarak 4 ve 8'inci sınıf öğrencilerini merkezi sınava alacak. Merkezi sınav sonuçlan ilk 1-2 yıl, eğitim planlaması ıçin kullanılacak. Öğrencüerinin büyuk bölümü başansız olan okuJ ve iliere yönelik yeni politikalar geliştirilecek ve önlemler alınacak. Çüpük raponı alanlar • ANKARA(AA)- Askerük yapmamak için çürük raporu almak amacıyla sahtecilik yapanlann cezalannın ertelenmeyeceği ve paraya çevrilemeyeceğini öngören tasannın bu hafta yasalasması beklenıyor. Askeri Ceza Kanunu'nda değişiklik yapan tasan aynen benimsenirse asker kişilerin yabancı ülkelerde işledikleri suçlar, Türkiye'de işlenmiş sayılacak. Bunlar hakkmda yabancı ülkelerde hükûm venlmış olsa bile, Türkiye'de yargılanacaklar ve o ülkede aldıklan ceza Türkiye'de aldıklan cezadan ındınlecek. Bostancnğhr E-maiNe haberteşiyor • ANKARA(AA)-Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, artık öğretmenlerle e-mail aracüığıyla haberleşiyor. Her gün kendisine gelen e- mailleri okuyan Bakan Bostancıoğlu, yine e- mail ile yanıt gönderiyor ve ilgili birimlere de anında talimat vererek sorunlann çözümünü istiyor. Bostancıoğlu ile öğretmenler arasrndaki elektronık haberleşme, devlet kademelerindeki bürokrasiyı de ortadan kaldırdı. Öğretmenler artık kendi bilgisayarlan aracüıgıyla her türlü sonmlannı, istek ve şikâyetlerini Bakan Bostancıoğlu'na doğrudan aktarabiliyorlar. Milli Eğitim Bakanı'nın, e-mail adresi şöyle: '' Metin.Bostancioglulmeb. gov.tr" TUBtnKtan refcorburs • ANKARA(AA)- Türkiye'nin gözde bilirn kuruluşu TÜBİTAK, bilımsel araşnrmalara sağladığı katkılann yanı sıra, lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler ile doktora sonrası akademisyenlere sağladığı burslarla da bir rekora imza att. TÜBÎTAK'tan bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışı yarlaşüc 19 bin kışi burs alâ. TÜBİTAK burslan, agılıklı olarak temel bitmler alanında öğrenim gören öğrenciler ile arîşnrmacılara veriliyor. CMUK Uygutama IMerkezi • BURSA (Cumhuriyet) - Bırsa Barosu'nun CMUK LJjgulama Merkezi himete girdi. Bursa Adiye Sarayı'nda, kadrolu 2 îvukatm görev yapacağı nmrkez 24 saat bizmet vcecek. Baro Başkanı Ç t i n Göz, gözaltına atbanlann hangi saatte olırsaolsun 0 533 220802,0 533 2721214 v«0 224 272 5044 ıntnaralı telefonlan aıyarak avukat talep e^bileceklerini, halka fcnaık eğitimiyle ilgili fcumetlerin de verileceğini i i d e etti. Yılmaz Güney 'den 'Sanat, sinema, oyunculuk ve yönetmenlik üzerine gelişigüzel düşünceler' Sanathayatameydanc Sanat 87 dergisi Film Yönetmenleri Derneği tarafindan son dönemde Yıl- maz Güney hakkm- da yapılan düzeysiz tartışmalara bir ya- nıt olarak Beyoğlu Sineması nda ger- çeklestirilen Umut filminin gösterimi öncesinde Yavuz özkan şöyle dedi: "Bir yaratıcı, eser- leriyle varolurve tarihte yerini ahr. Şimdi siû senarist, yönetmen ve aktör Yıl- maz Güney'in yaratttğt Umutfitmiyle baş- başa bıraktyorum." Yılmaz Güney 'in 1982 yılında Paris 'teki bir sinema okulunda öğ- rencilerle yaptığı konuşmamn metnini su- nuyoruz. Buyazı 1987deAvrupadaya- yımlanan Sanat 87 dergisinin haziran sa- yısından alınmıştır. ••• ^eğerli arkadaşlar... Sizleri elamlanm... Sizlerle konuşma ve 'tarnşma olanağı yarattıklan ıçin arkadaşlarım Patrice Chereau ve Pkr Roman'a teşekkür ederim. Daha önce okulunuzda, "anema, yönetim, senaryo, oyuncuhık, kurgu üzerioe" kışisel görüş ve deneyimlenmı içeren, yaklaşık iki ay sürecek bir çalışma düşünmüştük. Ancak, benim kişisel konumumda meydana gelen değişiklıkler, düşündüğumüz çalışma programını engelledi. "Sanat, sinema, qynnciılıık ve yönetmeniîk üzerine gelişigüzd düşünceler" diyeceğim konuşmalanma. Çünkü, henüz hiçbir konuda tam anlamıyla sistemleşmiş sonuçiara varmış değüün. Hayat ve onun çeşitli ürünleh, eğılımlen, hiçbir teorik kalıp ve şemanın içine sığmayacak kadar geniş, hareketli ve değişkendir. Ancak genel olarak sanata, özel olarak sinemaya nasıl yaklaşuğım, oyuncu-yönetmen yönetmen- çevre, çevre- oyuncu ilişkilerini nasıl ele aldığun, bir sanatçı olarak hayan nasıl kavradığım ve çalışma yöntemun tartışılabüir. Bugüne kadar yaptıklanm, esas olarak kendi deneyimlerune, kişisel, teorik- pratik tespitlerime ve bunlann geliştirilmelerine dayanıyor. Kazanılmış deneyimlenn ve bilgilerin ve hatta sezgilerin başkalanna aktanmı, çalışmalanmızı boyutlandınr, kavrayış uflcumuzu genişletir. Bu anlamda, umarun ki konuşmalanm «izkreyararüolur. , Insanm doflaya egemen olması B ana göre sanat, insanın kendi dışındaki nesnel ve öznel şeylerle, kavTayabildiğı oranda başkalannca yaşanmış, yaratılmış, duygular, düşünceler, tutkular ve değişık ılışkıler bütünüyle arasındaki ilişkinin özel bir biçimidir. Bu üişkiler yeniden üretılerek sanatlaşırlar. Aynca sanat ve sanatçılık, toplumsal işbölümünün bir biçimidir. Bir doktor, bir mühendis, bir işçi gibı. Sanat bir çeşit yabancılaştırma eylemidir, kökünü hayattan, gücünü ve etkinliğini ise hayata hesap sormaktan, meydan okumaktan alır. însan doğayla ılışkisinde, onu değiştirmeye çalışarak işe başlamıştır. tnsanı insan yapan şey, değiştirme eylemi ve değiştirme eyleminin araçlannı yaratmasıdır. İnsanın doğaya egemen olmasmm gizi burada saklıdır, değiştirmek ve bilınçli müdahale ve müdahalenin araçlannı geliştirme. Sanat ıçin de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Değiştirilmeden kullanıian, yani insan emeğinin katümadığı şey nasıl meta değüse, hayattan aktanlan ve fakat değiştihhneden sunulan hiçbir "sanatsal" eylem de sanat ve sanat eseri değildir. Tesadüflerfn yarattıgı sanat olmaz S anatçı kendi özyaşamından yola çıksa bile, onu kendi gerçekliğinden koparmak, onu yaratım sürecinin duygulanyla beslemek ve yeniden yaratmak zonmdadû". Gerçeğin kendisine bağlı anılar ne denli canlı, etkın olurlarsa olsunlar, sanat eseri adına layık mıdırlar? Öte yanda, doğal yaşam içinde, yağmur, rüzgâr, toprak kayması, erime vb. etkenlerie biçim değiştirmiş doğa harikalan vardır. Heykele benzeyen kayalar. yataklannı değiştiren ve hayranlık yaratan görünümleT çizen ırmaklar, çağlayanlar, yıllarca uğradığı değişikliklerle çarpıcı özelliklere sahip ağaç kökleri vardır. Bunlann hiçbiri sanat eseri değildir. Tesadüflerin yarattığı sanat olamaz. Sanat, bilinçli müdahalenin, yeniden yaratmanın, heyecanm, tutkunun sonuoı varolur. En etkın toplumsal ya da bireysel olaylan kendi gerçekliği ve kendi bütünlüğü içinde aktarmak da, onun sanat eseri olması için yeterli değildir. Belgesel çaüşma ile sanatsal çahşma iki ayn şeydir. Sanatçıya "sanatçı'' sıfatını kazandıran şey, onun • Sinema sanatı, çağımızın en etkin ve en gûçlü sanatıdır. Kitlelerle ilişkisinin gücü, onun üzerinde sermaye ve devlet denetimini olağanüstü boyutlara ulaştınnıştır. Diğer sanat dallanyla kıyaslandığında, özgürlüğü en çok kısıtlanan, sermayeye en çok bağımlı olanıdır. Yine de onunJa çok etkili şeyler yapılabilir. Çünkü sermaye, kendisine kazanç sağlayacağı her şeye kapılarını açar. bilinçh' sanatsal eylemi ve yararnğı şeye kattığı kişisel büyüdür. Bir anlamda, hayatın sihnni, gızini, hayatuı içuıde saklı olup da herkesin göremediği şeyi yakalamadan ve onu yeni bir biçimde yaratmadan sanatçı olunamaz. Çünkü sanatçılık bir tutku, delıce heyecao, bilinçli eylem, kararlı çalışma ve toplumun resmı anlayışlanna, ideolojik kahplanna, geleneksel tanımlamalanna cesaretle meydan okuma işidir. Yaratmak ve tükenmek Tek başına siyasal doğrulan söylemek, toplıunsai gerçekliklen açıklamak da sanatçılık değildir. Her sanatın ve «anatrmın kendine özgü teknık ve çalışma yöntemi,; :. •: onun yaraücılığınm sadece araçlandırlar. Sanatçı bir yaratıcıdır ve ürünlerini üretirken, yaratırken, bir yanıyla da tükenir; bir yanıyla da kendını yeniden yaratır. Sanatçı aynı zamanda, toplumdaki çeşitli sorulann, arayışlann, kuşkulann da sözcüsüdür. En gelişmiş toplumlar bile, binlerce yasakla donatılmıştır. Bu anlamda cesaret, kararlılık ve bilımsel araştıncılık, sanatçınm kişiliğini belirieyen belli başh öğeler sayılmahdır. B azı sanatçılar, kendilerini yeniden ve yeniden yaratamazlar. Kendilerini beUi smırlar ve uzlaşmalar içinde tekrarlarlar. Yeni bir şey söylemeyen, kendini aşmayan, kendini tekrarlayan sanatçıyı bekleyen şey, esnaflıktır. Sanatın ve sanatçınm kaynağı yaşadığunız hayat ve onun eski ve yeni ürünleridir. Yani geçmişi, anı ve geleceği ile hayat. Ancak sanatçı, yalnız kendi yaşamı ile yarancdığını sınırlayamaz. O, hayat bütun yönleriyle gözlemeye çalışmalı, ona tanıkhk etmelidir. Kitap, sinema, belge, gezi.. insanlarla canlı Uişkıler kurmah ve dolayh bilgıler de edinmelidir. Toplumsal, siyasal hayatın çalkannlan, ahlaki sarsmniar, gelenekler, yeni-eskı çatışması, umut- umutsuzluk, özlem, hayal kınklıklan, direnişler, vb. onun için işlenmesi gereken hammaddelerdir. Sanatçı, kendi içindeki ve dışındaki, yani, yaşadığı ve başkalannca yaşanılan üişkiler, duygular bütününü yeniden üreten insandır, dedik. tşte bu noktada, bilinçli seçim, bilinçli eylem, siyasal-ideolojik doğruluk, sanatçuun hem kişiliğini belirler, hem de onun kişüiğine ve sanatına damgasını vnrur. Sanatçılann ilgi alanlan ile onlann özel sosyal-siyasal konumlan, yetışme koşullan, çevre ilişküeri arasmda kopmaz bağlar vardır. B u anlamda her bireysel eylem, aynı zamanda siyasal ve ideolojik bir . • tavırdır. Her sanatsal eylem de siyasal ve ideolojik bir tavırdır. Bu anlamda sanat, taşıyacağı içerik ne olursa olsun, sonucu bakımuıdan siyasal bir eylem aracıdır. Çünkü her sanat eseri, şu ya da bu biçimde kitleleri etkıler. Kimisı üısanlan hayata bağlarken, güncel olaylara uyanık kılarken, bazılan hayattan kopanr. Kimilerine göre "angaje sanat" sadece hayata soldan bakan sanatnr. Onlar gericiliği körükleyen, insanlara umutsuzluk saçan, ahlaksızlığı çekici kılan filmleri, kitaplan, vb. şeyleri, angaje görmezler. Sanat geniş bir kavramdır ve birçok sanat dahnı kapsamına ahr. Soruna geniş açıdan değil, sadece sinema sanatı açısından yaklaşacağun. Ve gideTek, konuşmalanmı, "oyunculuk, oyuncu- yönetmen, yönetmenin bir yaraöcı oiarak önemi" üzerinde yoğunlaştıracağun. Sonra da oyuncunun yararlanacağı kaynaklar ve malzemeler üzerinde duracağun. Sinema sanaü, çağunızm en etkin ve en güçlü sanatıdır. Kitlelerle ilişkisinin gücü, onun üzerinde sermaye ve devlet denetimini olağanüstü boyutlara ulaştırmıştır. Diğer sanat dallanyla kıyaslandığında, özgürlüğü en çok kısıtlanan, sermayeye en çok bağımlı olanıdır. Yine de onunla çok etkili şeyler yapüabilir. Çünkü sermaye, kendisine kazanç sağlayacağı her şeye kapüannı açar. Bir anlamda, sennayenın tek geçerli kuralı kazanmak, daha çok kazanmaktır. Yönetmen, hem tek başına yarancı, hem de yarancüann yöneticisidir. O, bir çeşit orkestra şefidir aynı zamanda. Bu anlamda, tasanlannı en ince noktalanna kadar bilmek, yaratıcüanlannı iyi tanımak, onlarla birlikte kullanacağı diğer malzemeler arasmdaki ilişkiyi aynnnlanyla düşünmek zorundadır. Kendini tanımayan yönetmen, çevresini tannnakta zorluk çeker. Kendini tanımak, kendi yeteneğıni, eğüimlenni, nTmanlılf alan ve suurlannı, deneyimlerini, zayıf ve güçlü noktalannı tanımak demektir. Kendini tanıma olgusunu, oyuncu üzerinde açıklamaya çalışırsak, daha anlaşılır olabilir. Oyuncunun kendinl tanıması B ir oyuncu her şeyden önce fıziği ile sunrhdır. Bu nedenle bir oyuncu her şeyden önce fiziğini, fızücsel yeteneklerini iyi tanımalıdu. Fiziğine egemen ohna, onu denetim alünda tutabüme, tanunayı gerektinr. Oyuncunun bedeni, yüzü, kollan oyuncunun süahlandır. Bu silahlan iyi kuUanabUmek için, hem fıziki sağlığa, hem zıhınsel ve büinçsel sağlığa gerek vardır. Bir oyuncu kendini eğıürken, teorik anlamda bUgüendirirken, organ ve duyumlanru da pratik çalışmalar içinde eğitmelidir. Bir oyuncu çeşitli duygulan yaratırken, fızüci organlan ile uyum halinde olmalıdır. tnsanlar, hangi işte çalışıyorlarsa, bedenleri, duruşlan, tavırlan, büinçlen esas olarak o iş tarafindan belirlenir. Sürekh aynı işi yapmak, insanın yüzünü de biçimler. Bir gardiyan Ue bir tezgâhtar farklı biçimlerle, farklı duygulara sahıptırler. Bir gangster üe papaz birbirlenne benzemezler. Ozel bir iş bölümünün bir unsuru olan, oyunculuğu meslek olarak seçmiş ve oyunculuk işi tarafindan biçimlenmiş oyuncu da bir başkasma benzemez. O kendisini, hem gardiyan, hem tezgâhtar, hem papaz, hem gangster, hem de işçı olabüecek yumuşaklık ve esneklıkte tutmalıdır. O, fızücsel ve psikolojık biçimlenmesini, canlandıracağı rolün kişüiğine göre yapacaknr. Kendi fiziğini ve yeteneklerini iyi tanıyan bir oyuncu, kalıbına gıreceğı kişiliğe uyum sağlayıp sağlamayacağmı bılır. Doğaldır ki, oyunculann kişüüdere dağıtım işini, oyuncunun kendisi değıl, yönetmen yapacaktır. Y önetmeni tarafindan herhangi bir - --.p kışilüc için sectfen oyuncu, - ^ •) canlandıracağı tipi iyi tanımalıdır. Onu, sosyal, kültürel, psikolojüc, biyolojik konumu üe derinliğine işlemeli ve incelemelidır. Oyuncunun yarancüığı, tipini derinleştirmekte, kendini gösterir. Doğaldır ki ona yönetmeni yol göstericidir, ama kişüiğe asıl ruhu veren oyuncudur. Bir tipi incelemek, onu beürleyen, diğerlerinden ayıran ana noktalan bulmak ve bu temelde aynntüara inmek demektir. Duruş, oturuş, el ve kollann hareket biçimi, gözlerin durumu, bakış biçimleri ve yüzün aldığı biçimler, konuşma ve diğer organlar arasındaki ilişki, sesin ve sessizliğin kullanılışı vs. bütün bunlar dış görünümlerdir. Oyunda bütünlük ve canlılık sağlamak için, hareketlere can veren özü, psücolojik çeşiüilikleri bulmak ve yaşamak gereku. Bir oyuncunun mekanik anlamıyla, oyunu aşabümesi, ancak onu yaşama düzeyine yükseltmesi üe mümkündür. Yaşayabümek zordur ve fakat başan için zorunludur. Oyunun sürekülığini sağlayabilmek için, oyuncu özel hayatmı sümeh ve rolünü hayatmda yaşamalıdır. Oyuncunun fızüci davranışlanyla, psücolojik konumu uyum içinde olmahdır. Duvar filminin Cannes'dald ilk gösterimi. Nicolas Hossein, (Robert Hossein'in oğiu) Yılmaz Güney, Ayşe Emd Mesçi, Tuncel Kurtiz. UINTERNAT1ONAL w P» »• Yimaz Güney, Fatoş Göney'k bûükte Oyuncunun organlannı kullanması Oyuncu bir "hint faJdri" depdir. Bir yogi gibi kaslanna egemen otmaktan da söz etmiyoruz. Oyunda esneklik. inisiyatif sağlamak için, oyun aracı olacak organlanna egemen olmahdır ki, ' Qnii değişen durumlara göre ayoBiiçinde yönkndirebilsin. Değişik duygulan tanunadan, onlann organlara nasıl yansıdtğını bflmedea, organ ve duyulannuzı kuüanamayız. Ömeğin korku, sevinç, endişe, heyecan, çeşitli dozlan olan duy gulardır. Öhlm • korkusuvla, polise yakalanma korkusu, ikisi de korkudur. Ama aralannda hem içerik, hem de biçimsel farklar vardır. Bu ikisi arasmdaki farkı bilmek ve ayırmak,fiziğimizifarklı biçimde yönlendirmeyi emreder. Duygulan farkhhklan ile tanımak, o ruh haline girmemizi ve fiziğûnizi etküemeyi kolayfaştınr. Tanımadığımız duygulan, pratik ve teorik arayışlana bulmaya çahşmz. Böylesi bir arayış binmsel araşürnıa yöntemini gereldi kdar. Hayatmda hiç genelev kadını görmemiş bir kadm oyuncu, hayatmda hiç psikopat görmemiş bir erkek oyuncu, bu tipleri nasıl oynar~ Eğer tipler uygunsa, burada yönetmen devreye girer ve duygulan, davramşlan, somut durumlaria, davranışlarla almasınm yollanru arar. Oyunculannı teorik ve pratik verflerle ayduüatmaya, onlan biçimlemeye ve kendine tabi kümaya çalışır. Oyuncunun, oyun öncea ve oyun sürednde kendi» ve çevresi De üişkilerinL eşyalaria ve duygularia ilişkisini, karşıhldı o> nayan oyuncular arasındaki oyun ahş- verişi Hişküerini, az sonra yapacağnmz canlı konuşma içinde açıklamak istivorum. Oyuncunun çevresinden kopması, kendini cesaretiendirmesi oyıınun birliği konulannı yine Dgilendiğiniz ölçûde, sonılaruuza göre cevaplamak istiyorunı. Bir yaratıcı olarak yönetmen, eserinin tannsıdırHer şeyin bir biçimi olduğu gibi, duygulann, düşüncelerin de, insan bedenine ve çeşitli organlanna yansıyışlannın biçimleri vardn". Yönetmen hayata tanüdığı süresince, değişim, acdar, sevinçler, kaygılar, korkular görmüşse, bireysel ve toplumsal firtınalara tanık olmuşsa, günün birinde, bütün bunlan yeniden biçimleyebilir, yeniden üretebüir. Bireyleri ve kitleleri yeniden üretim için yönetebilmek bir gözlem işi olduğu kadar bir yetenek sorunudur da. Duygulann, düşüncelerin yeniden inşası. El, kol, yüz ve bedenin çeşitli biçimlerine girerek istenilen duygulan işlemesi, üretmesi. Yönetmenin oyuncu ile üişkisinde, oyuncunun niteliği, yeteneği, deneyimi önemli bir rol oy.ıar. Eğer oyuncu deneyimli biri ise, profesyonel bir oyuncu ise, yönetmenin onunla ilişkileri, meslekten olmayan, fakat işe yeni başlayanlarla ilişkilerinden farklı olacaktır. Yani ilk kez oyunculuk yapacak biriyle, profesyonel bir oyuncunun yönetimi arasmda fark vardır. Yönetmenin oyuncusundan başanlı bir sonuç alabılmesi için, onu, bütün yönleriyle aynntılı olarak tanıması gerekir. Oyuncusunu derinliğine tanımayan bir yönetmen, ondan iyi sonuçlar alamaz. Oyuncuyu tanıma. onun hem yeteneğini hem de zayıflıklannı tammaktır. Oyuncuyu iyi tanımak, onu yönetebilmenin tek koşuludur. Yönetmen, oyunculanyla ikili ilişki ve çalışma içinde olmalıdır. Yani, onlan, genel olarak rollerine yatkın bir atmosfer içinde tutmak, ajite etmek, onlan cesaretlendirmek. Ve çekim süreci içerisinde aynntılı yönetimlerini sağlamak. Her oyuncunun canlandıracağı tipin özel gereklikleri, oyuncu- yönetmen arasmdaki ilişkileri, biçimleyen ve koşullandıran bir başka etkendir. Eğer yönetmen, oyuncusunu, rolünün gereği, hayattan kopanp rolünün içine sokamazsa, rolünü yaşar hale getiremezse, başanlı sonuç alamaz. Oyuncu oyun sürecinde, kendi hayatmı, kişiliğini unutmalı, rolünün kişiliğini yaşamalıdır. Burada oyuncunun yeteneği, oyuncunun yönetmence iyi tanınması, temelinde başan için, belirleyici rol yönetmene düşer. Bu anlamda otoritesi olmayan, bürokrat karakterli, kişiliği silik bir yönetmen bu işleri başaramaz. Gerçek bir yönetmen, otoriter, güçlü ve işinin tutkunu anlammda işinin delisi olmahdır. O kimi zaman çılgındn-, o bir tutku ve kararhlık simgesidir, o ekibin gözünde bir güven ve inanç anahtandu". O gemisini firtmalardan kurtarabilecek yeteneklerde kaptandır. O, kendisine sonsuz bir güven duyan ve gerektiğinde, oyunculannı, çevrenin, hayatın hikâyesine dayattığı şeyleri, yeni ilişkileri hikâyesınin eski kalıbuıı bozarak yeniden ele alan ve değerlendiren kişidir. Yönetmen bir yaratıcı olarak eserin tannsıdn".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle