25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA Aydınlanr uı CUMHURİYET 5 MART 2000 PAZAR • • • « OLıAYLıAK \tt İjOKUŞLJlıK olay.gorus@cumhuriyet.com.tr ıa Savaşçısı Voltaire Prof. Dr. Bozkurt GUVENÇ Y azınun başüğı, "Calas Davası ve Voftaire!" ya da "LaikDöjÜDCMimZa- ferTdeolabüırdı.VbMa- ire deyınce aklıma "Ay- (imlanmg çağT ile Fran- sız Devnmı'nı hazırlayan "yaradana" (deıst) inanç sahıplen ve düşün (fıkır) öz- gûrlüğû savaşçüan gelır. Bızim Ban'dan aldığımız "laiklik'' kavramı, Frenk dili- ne Latınce ve Yunancadan gelmış; Ay- dınlanma Çağı'ndakı özgiin anlamıaı Fransa'da kazanmıştı. Ne ki, aydınlan- manın ışığı gökten inmemiş, Italya'da başlayan Rönesans'ı, Hıristiyan âlemin- deki Reformasyon'u, Britanya Adala- n 'ndaki bılim ve keşıfler çağını ızlemış - ti. Ortaçağlann diinya görüşünü sarsan değışmeler, 17. yüzyılın sorüannda pek bilinmeyen "tngflizDevrimin ne yol açar- ken; komşu Fransa'da, Protestanlara öz- gürlük taruyan "Hoşgörü Emirnamesi" yüriirlükten kaldıninuştı. OkuUan, kılı- seleri, işyerleri kapanlan, "inanç sap- kmlan" olarak baskı ve işkence gören Ügno (Huguenot) azınlığı, dıne dönme- ye ya da kaçmaya zorlandı. Bir papazın oğlu olan PferreBayle, Rotterdarn'a yer- leştı; 1686'da Hz. Isa'nın öğretisıni "fi- k f r ^ " d g ^ y layarak "din Ue ethik"ı, "inanç ile akh" bırbirinden ayırdı. Bu olay yalnız Fran- sa'da değil bütün dünyada, laık daşün- cenın doğuşıı olarak kabul edılır. Laık- lik savaşımı, 1789 Devnmi'nden en az yüz yıl önce başlamış; yüz yıl sonra, devletle kıhse arasındakı bır sözleşme ve- ya uzlaşmayla sona ermıştı. Yaklaşık ıki yüz yıl süren çatışrnanın en güçlü ve ün- lü sılahı ise, "papazcüppeüzmdık" ola- rak bılinen Jean Mesüer'ın ölümünden sonra elden ele dolaşürılan "Vasiyetna- me" oldu. Manıfesto, "Zorba(tvrin)Ta- n öldürme hakknu haüriaüyor" ve Ki- lıseyle ışbirlıği vapan "soyiulannpapaz bağırsağryla asıîması''nı öneriyordu (2). Laıklık fiknnın doğup gelışmesi özetle böyleydi, arna silahı bilgece kullanan ve evrensel bir banş ilkesi olarak Avru- pa'ya tanıtıp kabul ettiren savaşçı bir Voltaire vardı (4). "CabsDavasa", aydın- lanma çağının aslan yüreldi düşünürü- nü tarih sahnesıne çıkardı. Calas Davaa Fransa, Protestan oldugu içın ölüme mahkûm ediJen üç bin "Ügno* (Hugu- enot)'nun ıkı yüzûncü ınfaz yüını kut- lamaya hazırlanıyordu. Katolık teröre hedef olan ıkı yüz kadar Kalvenci Pro- testanı idam eden Toulouse kenü, 2 Mart 1761'de, Rahip Rochette'i üç yandaşı ile birlikte ölüme mahkûm etmişti. Ra- hibin suçu dini ayinleri yönetmekti. Ara- dan üç hafta geçmemişti kı Toulouse mahkemesi, basrna tüccan Jean Calas ile eşıru ve küçük ogJunu, Katoiık ınanca dönmek ısteyen oğullannı öldünnek su- çundan turukladı. Işsız ve mutsuz bir genç olan Marc-Antoine Calas, aslında intüiar etmıştı. Kent yöneümı, ıntıhar suçunu gözardı edıp Marc-Antoine'ı bir din şehıdi (martyr) olarak kutsarken; uzun bir yargılama sürecınden sonra, anne ile kardeş bağışlandı, arna suçlu bulunan baba Calas'tn idam cezası in- faz edildi (3). Senaryo, Engizisyon'u kıskandıran işkenceyle yakılan Giardo- no Bruno'nun infaz törenini hanrlatan (1), son günlerde konuşulan işkence kaset- lerinı aratmayan özenle hazırlanmıştı (3). Calas'ın benzersız bır işkenceyle ıda- mı, sonuçlan bakımından, karanlık bır diinya düzeninın sonu, akıl ve özgürlük çağuıın tanhı bir aşaması, Batı uygarlı- ğuun aydınhğa yönelmesinin başlangı- cı olarak kabul edılir. Utanç vencı trajediyı onurlu bir zafe- re dönüştüren özgürlük savaşçısı, işken- cenin meşru görüJdüğü bir çağda, Calas ailesinin suçsuzluğunu Fransa'ya ve Av- rupa'ya kanıtlayan Voltaire'den başkası değüdi (3). Hayatı boyunca bağnazhkla savaşan ve yıllardır sürgünde yaşayan Voltaire, Toulouse mahkemesi karannın ınfazını duyunca hemen harekete geçri. Bakan- lara, kurumlara, derneklere kardınalle- re, soylu markılere, düşeslere, Ansiklo- pedi'yi yayımlayan d'Afcmbert'e, Bü- yûk Frederik'e, Polonya kralına, lngil- tere kralıçesıne, Rus çançesıne Calas davasını duyurdu. Yardım istedi. Ailenin üyelerinı korumaya aldı, Pa- ns'e yerleştirdi; yeniden görülecek da- vada tanıklık yapmalannı sağladı. 'Ca- las Ailesinin Ozgün Ölüm Bdgeferi'ni yayımladı ve dağıtü. Fransa'nın "kamu vfcdanj"nı yaratü ve eyleme geçirdi. In- fazdan bir yıl sonra, kralın bakanlannı dava ve karar hakkında resmı bır soruş- turma açmaya ikna etn. Ho^örü Üstûne Deneme Soruşturmarun yavaşlığından yılma- dı. Kendı adını gızleyip sanal bır "Hı- rstiyan kimliği" ile, yankılar uyandıran "Hoşgörü Üstüne tnceleme"sını yazdı. Laik fdozoflara değıl, Katolık Kilıse- si'nın ruhban sınıfina seslendi Özetle, "Küfae'nin dışuıda kurtuluş umudu yok- tur!" dıyordu Eskı Yunan ve Roma dö- nemlennın tarıhçesiyle başlayan ınce- leme, hoşgörü fiknnın gelışmesını izli- yor; sonunda, Hınsüyanlann "inançsap- kmbn"na reva gördüğü işkencenin, çok- tannlı Roma'nın ilk Hırisöyanlara ver- diği cezalardan daha zalım olduğunu beîgeliyor, o yıl yayımlanan, "KnıIHV Loıns" methıyesıne karşı çıkıyordu. An- cak, ınanç bağnazlığını eleşünrken *ma- sum" görünüşlü Protestanlann da hoş- görüsüz olabileceğını unutmuyordu. Fel- sefe Sözlüğü'nün Daviıt maddesınde, bağnaz bır Huguenot'ya şiddetle çat- mış; fakat sonuç olaralc, Protestan ınan- cına izın verilmesıni, sürgundekı Pro- testanlann Fransa'ya donmelennı oner- mıştı. "Hoşgörü, düzeni bozmamak ko- şuliıyla, herkesin kendiakfana ve dûşün- celerine inanmıı hakkına sahip olmâsry- dL" Ne kı, hoşgörüye layık ınsanlann da hoşgörülü olrnası, yanı farklı olan "öte- tdn ni kabul etmesi gereklıydi! Hoşgörü denemesi, Tann'ya bir yakanşla sona eriyordu: " Yardnn et insanlara, kardeş otduklannı hatniasmlar!" Ancak bu dua ile yetınmedi Voltaire. O yıllardakı çoğu yazılannda, mektup- lannda bütün ınananlan göreve, savaşa çağırdı: "Alçağı eznüz.'" Rısale boyu bir dızi kitapçık yazdı. Ayak sesleri duyu- lan, fakat Ingiltere'ye göre gecıktiğ^ne inandığı, Fransız Devnmı'nın raf süsle- yen ansiklopedilerle degıl, çok sayıda küçük kitaplarla ateşleneceğine ınan- mıştı. Sonuç Voltaire'in aydmlanma savaşı kitaplar- da kalmadı. Krallık Konseyi, Calas da- vasuun belgelennı ınceleyip taruklannı dınledikten sonra Jean Calas hakkında- la yargı karannı bozdu; ailenin el konu- lan varlıgım ve saygınlığını geri verdi. Karan öğrenen Voltaire sevincinden ağ- ladı. Sonradan "devrim" olarak nitele- necek olaylardan önce yayımlanan XVI. Louis'nin yeni "Hoşgörü Emirname- sPnde sanki Voltau^ konuşuyordu. Ansıklopedı'nm yönetıcısı Diderot, bır dostuna şöyle yazdı "(Voltaire) bü- yûk ohnak için yola ko\ ulmuştu; sonun- da erdem simgesi oJup çıkn. Otuzunda Zair'i >-azdı, yetmişinde Calasiann öcü- nü aldı". Cenevreh Protestan Rahip Po- maret, onu Hınstiyanlık adına akladı: "Di- ne, inananlara saldınr gtt>i göründfinnz; ovsa,Hnistryankkinancınıne(niı1eriniye- rine getirdiniz." Büyük Fredenk -yalnız Fransa'nın değıl- Avrupa'nın "vfatonı" ve sesı olan dostuna duyduğu hayranlı- ğı şöyle dıle geürmıştı: Insanlık onuru ve adalet adma: Bir fîlozoran sesini duy-urmasv Ne güzel! Yargıçlan zorlamasL Seveni, yoMaşı hiç kalmasa da, tmmnhgın şûkranı yeterdi, O'na! Metinde anılan kaynaklan 1) Yıldız, Dınçer. "Yakılan Gıordano Bruno", Cımhuriyet, 17 Şubat 2000. 2) Kahl, Joachim "FransızDevrimi ve Aydmlanma Felsefesı." Felsefe Dergısi 89/2, s. 124-32 Orijinal kaynak. Dıe Französısche Re- volution 1789-1989 Revolutiontheorie heute Ed.lMSF Frankfurt a.M. 1988. 3) Tamllı, Server. Voltaire veAydınlan- ma, Cem, 1994. 4) Dumnt, Will and Anel. The Age of Voltaire, VolumeDC The Story of CMlization Simon and Sckuster. TheStory ofPhilosophy'dekiözet "Vol- taire " bölümünün çevınsi içın, Bkz. Fel- sefe Kılavuzu Milliyet Yaymlan Daha hsa bır Voltaire yorumu içın Bkz Tarıh- ten Dersler, Cem. \ Başbakan Bülent Ecevrt'in, Fethullah be- 'yin yabancı ülkelerde açtığı okullan beğenip övmesi kimılerini düşündürmeye başladı. Bu okullar gerçekten yarariı mı diye!.. Ama önce şunu öğrenmemeli miyiz, Fethul- lah bey sıradan bir vaiz değil miydi? Bir iki ki- tap yazdı. Bunca okulu kuracak, bunca yer- li-yabancı öğretmeni ayiığa bağlayacak pa- rasal gücü nereden, nasıl buldu? Hem, Fethullah bey neredeyse bir yıldır Amerika'da. Nasıl, hangi parayla oralarda ya- şantısını sürdürüyor? Akla gelen, bu kişinin ABD'nin bir görevlisi olduğu, bunca eğitim kurumunun da ABD parasryla gerçekleştiril- diği değil midir? Demirel'in ünlü deyişiyle "Vaa mı başka izah tarzı?" Var mı gerçekten? Yok, hocanın yardımseverteri varmış, onların bağışlanyla bu okullar, bu ışık evleri kurulmuş!.. Buna ço- cuklar bile inanmaz. - Ama koskoca Bülent Ecevit inanıyor! Cum- FetfuıHatı Kopduğumunu Çozmek... hurbaşkanı Demirel de inanryor ki, gidip Fethullah beyden ödül alryortar! Daha niceleri, niceleri!.. "Sen bu parasalgû- ce nasılkavuştun?" diye sormak kimse- nin aklına gelmlyor!.. "Bazıçevrelerta- rafından eleştirilme- yi göze alarak sizi tebrik ediyorum." Siz dedigi, Tıran'daki Fethullah okulunun mü- dürüdür. Neyse ki gidip gezmemiş okulu, ay- nı şeyi Rahşan hanım da yapmış... Rahşan hanımın, eşinin Fethullah takımına karşı gös- terdiği bu yakınlıktan hoşnut olduğunu hiç sanmam! Benım tanıdığım, geçmiş yıllarda birkaç ay "Vatan" gazetesinde birlikte çalış- tığımız Rahşan Ecevit, ülkeyi bir gericilik ba- tağına çevBmekisteyentefin yanmda yer ala- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL mayacağı gibi, her fırsatta böyle tu- tumlara karşı çıka- cağını göstermek- ten de çekinmez. Zaten Tiran'da- ki okulu dasanınm bu yüzden ziyaret etmekten kaçın- mıştır. Birileri de der ki, "Efendim bu okullar dış ülkelerde Türklüğü yaygınlaştınyor, sevdihyor. Ama yurtiçindeki durum daha başka". Hatta Fransa'yı örnek gosterenler de var. Efendim Gambetta ki la- ik bir polrtikacıydı. Fransa'da eğitim alanında kilisenin egemenliğini önlemek istemişti. Din okullannı kapattırmış, ama sömürgelerdeki Katolik papazlann yönetimindeki okullan des- tektemiş... Yani Fransa içınde laik; sömürge- terde, Afrika, Asya'daki Fransa'ya bağlı ülke- lerde değil!.. Bunu güzel bir örnek olarak gösterenler şu- nu unutmasınlar: Emperyalist devletler sö- mürge halklannı dinsel afyonla uyutarak sö- mürü düzenini daha kolayiıklagerçekleştirme- mişler midir? Fransızcayı, Ingilizceyi öğrete- rek kendilerine yandaş aramış ve bulmuşlar- dır. Kolayca insanlan sömürme yolu!.. Fethullah beyin kaynağı bilinmeyen trilyon- larca dolarlık sayısız okullannda Ingilizce en başta gelen ders. Ama herkes bilir ki, ABD; Asya'da, özellik- le Orta Asya'da Rus etkisine, baskısına kar- şı Ingilizceyi, Amerikan yaşam biçimini, anla- yışını benimsetmek yoluyla bu bölgelerde egemenliğini sağlamlaştırmak hesabındadır. Bunu da Fethullah beyin ve okullarının yardı- mıyla yapmak... Bülent Ecevrt'in "bazı çevreler" dediği yer- ler, kişiler!.. Kim bunlar? Askerler mi, gerçek- leri gören aydınlar mı? Kimler?.. PENCERE Alternaöf?.. Tozdan dumandan ferman okunmuyor, gaze- tecilik gün geçtikçe zorlanryor, degişen koşul- lar basın özgürlüğünü sıkboğaz ediyor. Ne oluyor?.. Basın bir süreden beri bıçakla ikiye aynlmış gibi birbirine zrt iki şak: Islamcı basın.. Kartel basını.. Islamcı basındatarikatlartacemaatierin gaze- teleri var... Kartel basınında kimi patronun yedi sekiz ga- zetesi bir elden yönetiliyor... Cumhuriyet bu ortamda Dıral Dede'nin dudü- ğü gibi bir başına ve tek bağımsız... • Herkesin dilinde "kartel medyası"diye anılan kesimin gazetelerinde koalisyon iktidan gökle- re çıkanlıyon bunca yıldır bu meslektedirsek çü- rüttüm, böyle şey görmedim; çoğu ceride ga- zete kimliğini yitinmiş, 57'nci hükümetin tekne- sinde kâğıttan yelkene dönüşmüş... Kimi gazeteci de gazetecilikten istifaetmiş, pat- ronla hükümet arasında mekik diplomasisi uy- gulayan görevli memur kimliğinde kalem oyna- tıyor. Ya Islamcı basın?.. Muhalefet dinci basına kaldı. 57'nci hükümete bunlar veryansın ediyorlar; kimi yobaz gazete azgın mı azgın, edepten yok- sun, ağzı bozuk, küfürde sınır tanımayan molla takımı her gün laik cumhuriyete sayıp sövmek- te birbirleriyle yanşıyorlar. • Basın işlevini yitiriyor.. Medya kirlendıkçe kirleniyor.. Tehlike burada!.. Türkrye zaten btçak sırtındadır.. Topun ağzındadır.. 57'nci hükümetin başan şansını yakalaması o kadar kolay değil... Halkın anası ağlıyor.. Medya işlevini yerine getirse, görevini yapsa, hiç olmazsa kıyak emeklilik ayağına anayasayı değiştirmeyi göze alan politikacı esnafı üzerin- de bir denetim kurulmuş olurdu. Işler iyi gitmez de sarpa sararsa, bu iktidann altematifi kim ve ne olacak?.. Islamcı medyanın bütünleştiği dincilerden başka geriye ne kalıyor?.. • Her bugünün bir de yannı var. Medyasında özgürlüğünü yitirmiş birtoplum- da demokrasiye yer var mı?.. BBgönlere küçük ödünlerie geldilt... ÇAĞDAŞ EĞİTtM VAKFI Tek 0212-276 2i 99 Foks: 0212-286 13 54 Ytkıfbank EtBerŞb. Çev Bafc Hestp So: 2912716 CUMHURİYET MAHALLESİ'NDE SEÇİM SüRÜYOR! •• K — - *J.-T , (d — ' \^S umhuriyet Mahallesi evlerinin ön projeleri tamamlandı. Hazırlanan 25 değişik evtipininarasından, Cumhuriyet Mahalielıler, beğendiklerini seçmeye başladılar. Ev tiplerini seçenlerin inşaat projelerinin hazırlanmasına da hemen başlandı. Öte yandan, I. Bölüm'ün yaklaşık 2 kilometre güney doğusunda denize yaklaşık 800 metre uzaklıkta kurulacak 3323S olan Cumhuriyet Kınah Mahallesi arsalannın satışı da sürüyor. Daha önce de duyurduğumuz gibi, bu arazideki parseller jeolojik zemin raporları hazırlanarak düzenlenmiş imar planı ve depreme dayanıklı projeleriyle birlikte sunulmaktadın Okurlarımızla, dostlarımızla birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. Cumhuriyeİ maha lles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" YINE DfNIZ CORUNUMLU IMAail IFRAZLI BAĞIMSIZ TAPUIU Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhunyet Mahallesi istanbul'un batısında, Tekırdağ-Çortu yotu KınaJı kavşağı ûçgenınde, Çanta Köyu betedıye sınırları içınde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakıkadır. •1 Bölümün hemen guneyınde yer alan Kınah Boiûmü arazısının de stabılıze yollan vardır. •Bu arazının de yalnızca % 14'u evfere aynldı Kalan % 86'nın kuçuk bir bölümü yol ve otopark. çok buyuk bır bolumu ıse bahçe ve park olacak. Bajvuru: ÇAĞ PAZARLAMA Basın Sarayı Kat 4 (Gazetecıter Cemıyeti Ostü) Cağatoğlu - İSTANBUL Saüş yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolan: Ankara: Atatûrk Bulvan No: 125 Kal 4 Bakanlıklar - ANKARA izmir. Hatıt zıya Bulvan 1352. Sok. No 2/3 Aisancak - İZMİR Tel- (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23 Tel- (0312) 419 50 20 pbx, Faks. (0312) 419 50 27 Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks- (0232) 441 91 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle