18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1999 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Tanzimaftan beri süregelen Batılılaşma özle- mimizde son ve önemli aşamaya girdiğimiz ge- nelde kabul görüyor. Oysa Türkiye, AB sürecinde hem içerde hem de dışarda zoru seçti. Adaylık döneminde önümüze çıkacak çeşitli engeller nelerdir, şu günlerde üzerinde duran, düşünen yok. Türkiye'nin yerine getirmeye söz verdiği Ko- penhag ve Amsterdam ölçütleri (kriterieri) ne ge- tirecek ya da ne götürecek, henüz yoğun biçim- detartışılmıyor. Toplum, örneğin sık sık sözü edilen Kopenhag ölçütlerinin içeriğinden yeterince bilgili mi aca- ba? Kopenhag ölçütleri "insan haklanna saygı, iş- kence yasağı, ekonomik rekabete ve ortak pa- ra birimine hazırlanmak" gibi kimi öğelerin yanı sıra "azınlık haklarının korunması"r\\ amaçlayan, kısacası Güneydoğu sorunu nedeniyle bizi ya- kından ilgilendiren bir bölüm içeriyor. Başbakan Ecevit, Alman Şansölyesi Schrö- der'e yazdığı mektupta, Dışişleri Bakanı Ismail Cem çeşitli yazılı sözlü açıklamalannda Kopen- hag ölçütlerine uyacağımıza söz verdiler. AvaıpaBiriiği, "Türkiye'dekison olumlu geliş- melerden ve Türkiye'nin Kopenhag kriterierine uyum çerçevesinde reformlan sürdürme niyetin- den memnunluk duyduğunu" vurguluyor. Kopenhag ölçütlerine Türkiye'nin uyacağını üstlenmesiyle bildirideki bu ifadeler örtüşüyor. Adaylıktan tam üyeliğe geçmenin çeşitli koşul- lanndan biri, böylece "azınlıklar" adı attında Kürt- lere verilecek (ama ne tür olduğu söylenmeyen) haklar kendiliğinden ortaya çıkıyor. Doğru saptamalar Hatta, AB'ye adaylığımız açıklanmadan önce- ki kimi önemli uyanlar gereken ölçüde dikkate alınmıyor. önemli bir uyarı, Harp Akademileri'ndeki "21. Yüzyılda Türkiye" konulu sempozyumda konu- şan Akademi Komutanı Orgeneral Nahit Şeno- ğul'dan geldi. Orgeneral önce genelde kabul gören birtanım- lama yaptı. Türkiye'nin 21. yüzyıla jeopolitik et- kinliği ve değeri artan, vazgeçilmez bir ülke ola- rak girdiğini anlattı. Türkiye'nin nüfus yapısı, toprak bütünlüğü ve ekonomik gücü bakımından önemli bir konuma geldiğini belirtti. Orgeneral özoğul, bu noktadan sonra AB ko- nusunun yoğunluk kazandığı bugünlerde siyaset ve devlet adamlanmızın konuşmalannda yer al- mayan tam üyelik sürecinde dikkat edilmesi ge- reken temel hedeflere değindi. Türkiye'nin 21. yüzyıla "üniter devlet yapısını koruyarak", ekonomik bağımsızlığını yitirmeden ve.. "anayasalvatanseverliğe dayanan ulus dev- /efn/fe//'ğ/n/güç/end/rere/c"girmesindekizorun- luğa işaret etti. Türkiye'nin çağdaş uygartığa ulaşabilmesinin ancak "vatanın ve mılletin bölünmez bûtünlüğü- nün korunması, laikliğin tavizsiz uygulanmasıy- la mümkün olabileceğini" vurguladı. Orgeneralin, AB'ye karşı uyanları çok net: "7â- kip edilecek politikalann öncelikli hedeflerinden birisini, AB'ye katılım ve KKTC'nin vartığını ko- nımak" diye özetledikten sonra, üyelik halinin Kıbrıs'a Rum egemenliği getireceğini ve: "Türkiye'yi 'çözümsüz bölücülük sorunlanyla' karşı karşıya bırakacağını" söyledi. Bunlar, AB'nin "bekleme odası"nöa alman Tür- kiye için çok dikkat çekici, üstefik bir askerden gelen uyanlar. Kurtlar sofrasında çok dikkatli olmamız gerek- miyor mu?.. HADEP mitiııgine polis engeli MAHMLT ORAL NAZMİAKDAĞ DtYARBAKIR/MERStN - Hal- km Demokrasi Partisi (HADEP) Di- yarbakır tl Örgütü taranndan gerçek- İeştinlmek istenen basın açıklaması mitinge dönüşünce polis tarafindan engellendi. Miting alanında toplanan binlerce kişi coplanarak dağıtıldı. Görevden alınan Lice Belediye Baş- kanı Zeynel Bağır ıle birçok sendika- cı gözaltına alınırken bir gazeteci de tartaklandı. İl Başkanı AM Ürkütpar- tı binası önünde yaptığı konuşmada, polisin tavnnı eleştinrken "Bugün Avrupa BirtiğTne aday ülkeysek. bu biznn mûcadelenıiz sayesinde oldu" dedı. HADEP Diyarbakır Örgütü tara- findan Dağkapı Meydanı'nda yapıl- mak istenen basın açıklaması izinsiz olduğu gerekçesiyle polis tarafindan engellendi. Öğlen saat 13.00 sırala- rında Dağkapı Meydanı'ndaki Da- lokay Çarşısı üzerinde Ali Ürküt ta- rafindan yapüacak basın açıklaması- nı izlemek üzere yaklaşık 2 bin ka- dar yurttaş bir araya geldi. Alana gir- mek isteyen çok sayıda partili de yol- lardaki polis noktalanndan geri çev- rildı. Burada toplanan kitleye yöne- lik açıklama yapmak isteyen AJi Ür- küt'e izin verilmedi ve alanın terk edilmesi istendi. Miting alanında toplanan partıliler polis tarafindan copla dağıtıldı. Bu sırada görevden alman HADEP'in Lice Belediye Başkanı Zeynel Bağır. Haber-Sen Şube Başkanı Mehroet Işıktaş. SES Şube Başkanı Hüseyin Bayrak. Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Baki Kazma- a, BES Şube Başkanı Ahmet Çoban, Tanm Gıda-Sen Şube Başkanı Ha- şim Uslu. SES üyelen Şeyhmus Öcei ve Mehmet Balar ıle Tes-Iş 1 No'lu Şube Başkanı AK Öncü gözaltına alındı. Çok sayıda partilınin de gö- zaltına alındığı mitingde Ürküt'ün çabalan sonucu gözaltına alınan Zeynel Bağır kısa süre içinde serbest bırakıldı. Roja Teze adlı gazetede ça- lışan muhabir Mehmet Eren ise çı- kan arbede sırasında tartaklandı, fo- toğraf makınesi kınldı, fılmlerine el konuldu. Miting alanından aynlan partililer yaklaşık üç kilometre uzak- lıktaki Ofıs semtinde bulunan HA- DEP U binası önünde bir araya gel- mek üzere yürüyüşe geçti. Ancak polis buna da izin vermeyerek toplu- luğu küçük gruplar halinde dağıttı. Partı binasına doğru yüriryen II Baş- kanı Ali Ürküt'ün önü her köşe ba- şında kesılirken polisin Ürküt'ü itti- ği ve tartakladığı gözlendi. Polisin tüm engellemelerine rağmen yakla- şık bın kadar kişi parti binası önün- de bir araya gelmeyi başardı. Parti bi- nası önünde toplanan kitleye karşı konuşan Ali Ürküt, polisin sert tav- nnı eleştirerek "Bu kadar itiş kakışa gerek var nnydı. Dünyanuı her tara- findan mitingler yapuryor. Biz prob- lem yaratmak istemiyoruz, künseyte karşı karşıya gelmek istemiyoruz, prmokasyona gelmeyin. Bir basın açıklaması > apOk diye dünyanın so- nu gehnez. Neden bize böyle davra- nürvor. Lütfen herkes sagduvulu. se- rinkanh davransuT dedi. Bu arada, tHD Mersin Şube- si'nce, Büyükşehir Belediyesi önün- de yapılan izinsiz basm açıklaması- nın ardından. Mersin Barosu avukat- lanndan ve Çağdaş Hukukçular Der- neğı Mersin Şubesi üyesi NaciyeAn- kan ile Cüneyt DurnaoğJu'nun. gü- venlik güçlen tarafindan gözaltma alındığı belirtıldi. Ankan ve Duma- oğlu, ifadeleri almdıktan sonra ser- best bırakıldı. Yücel Sayman, köklü bir infaz kurumunun gerekliliğini vurguladı 'Cezaevleri kanayan yara'tstanbul Haber Servisi - Cezaev- lerinin Türkiye'nin "kanayan" so- runu olduğunu söyleyen Istanbul Barosu Başkanı Yücd Sayman, çö- züm için köklü bir infaz hukuku anlayışının gelışmesı gerektiğini belirtti. Istanbul Barosu tnsan Haldan Merkezi Çalışma Grubu'nca, baro- nun staj eğıtim merkezinde düzen- lenen "Cezaevleri Sorunlan ve Çö- züm Yoüan" konulu yuvarlak ma- sa toplantısında cezaevleri sorunu tartışıldı. Toplantının açılış konuş- masını yapan Istanbul Barosu Baş- kam Yücel Sayman, cezaevlerinin Türkiye'nin "kanayan" sorunla- nndan bui olduğunu ve sorunun çözülemediğini belirterek soruna değişik açılardan bakıldığıru söy- ledi. Cezaevinde çıkan olaylardan sonra "devlet otoritekuüansın" gi- bi yorumlar yapıldığını söyleyen Sayman, "Eğer devletin otoritesi Toplanü basuıa kapah olarak sürdürüldü. (BERTAN AĞANOĞLU) rebilmek için eherişli bir ortam ya- ratümışsa bu ortanun yaraülması geçki bir şey olsa bile olumludur. Bunu anlaşma gözüyle bakıp eleş- tirmek veya reddetmek yanlıştır" dedi. Sayman, sorunun çözümü için infaz yasasında köklü bir değişik- lik gerektiğini vurguladı. Istanbul Barosu tnsan Haklan Merkezi Başkanı Prof. Dr. tbnıhim Kaboğ- hı da hak ve özgürlük ilişkisınin Türkiye'de hapıshanelerde günde- me gelen en önemli sorun olduğu- olmasa 70 bin Idşiyi nasıl içeride ru- tacak. Otorite kuDan denıek. bir de bu otoritenin üzerine şidderi ekle. yani operasyon yap demektir. Bu bir çözüm d*ğü" dedı. Türkiye'de 10 bin siyasi tutuklu ve hükümlü olduğunu kaydeden Sayman, oda sistemine geçilmesinin de olanak- lı olmadığım kaydetti. Çezaevie- rinde çıkan olaylarla ılgilı olarak alınan geçici çözümlerin kimi çev- relerin "Devlet anlaşü" denilerek eleştirildiğini söyleyen Sayman, "Cezaevmdeld bir olayı sona erdi- nu ifade ederek tutuklu ve hüküm- lülerin temel haklarırun korunma- sı gerektiğini söyledi. Hapishanelerde eşitsizlik oldu- ğunu da anlatan Prof. Dr. Kaboğ- lu. "Bir suçtan mahkûm oian bir kişi buzdolabı ve kendisine konfor sağlayabilecek birçok araç ve gere- ci hapishaneye sokabilmekte. Ote yandan, bir flkir suçlusu daktfloyu dahi sokmakta güçlük çekmekte- dn-" dedı. Eskı Adalet Bakam Seyfi Oktay. Yargıtav 8. Ceza Dairesi üyesi Yu- suf Kenan Doğan, Istanbul Cumhu- riyet Başsavcısı FerzanÇhici, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yar- dımcısı Yıtanaz Sağlam ve Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başka- nı AM Ersin Gfir'ün de katıldığı ve basına kapalı olarak gerçekleştıri- len toplantının sonuç bildirisı önü- müzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacak. Istanbul ÜniversitesVnde 6 araştırma merkezi kapatıldı Istanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversıtesı Senatosu, üniversite- nin 6 uygulama ve araştırma mer- kezini kapatarak akademik ve ida- ri personelini ılgilı anabilim dalla- nna bağladı. Merkezlerin kapatıl- masına"faaiiyetyııpmamalan' n ge- rekçe gösterildi. tstanbul Üniversitesi Senato- su'nun 2 Aralık'ta yapılan 37 sayı- lı toplantısında, üniversiteye bağlı Göz Hastalıklan ve Kornea Trasp- lantasyonu Uygulama ve Araştır- ma Merkezi, Aile Planlama ve tn- fertillıte Uygulama ve Araştırma Merkezi. Orta Asya Ekonomik Iş- birliği Ülkeleri Uygulama ve Araş- tırma Merkezi, Osteoporoz Uygu- lama ve Araştırma Merkezi, Tüp Bebek Uygulama ve AraşOnna Merkezi ile Asya Pasifik Ekono- mik Araştırma ve Uygulama Mer- kezi'nın kapatılması kararlaştınldı. Senato, kapatılan merkezleri ilgili anabilim dallanna bağladı. tstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, faaliyette bu- lunmadıklan gerekçesiyle bu araş- tırma merkezlerinin kapatıldığını söyledi. Göz Hastalıklan ve Kor- nea Trasplantasyonu Uygulama ve Araştırma Merkezi'nın eski Müdü- rü Prof. Dr. CehdErçıkan. bölümün kapatılmasına tepki göstererek TB- MM Araştırma Komisyonu'na baş- vurdu. TURANDURSUN ÖDÜLLERt- Aydınlık dergjsi tarafindan düzenlenen Turan Dursun Inceleme ve Arasürma Ödûlü. Beyoğlu'ndaki ttalyan Opera SaJonu'nda gerçekleştirilen törenle sahiplerine verildi. 20. yüzjihn son Turan Dursun Araştırma ve lnceleme Ödülü, Kuran, tncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni ve tbrahim Pey gamber adlı yayımlanmış eseriyle Muazzez tlmiye Çıg'a (Solda) veKuran'ın Kökeni-1 adlı henüz yayımlanmamış eseriyle ArifTekin'e verildi * * G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada bakmaz, içinde ne olduğuna ilişkin bahse gireriz. AB'ye adaylığımıza da doğamız gereği bu çerçe- vede bakıyoruz. Ankara-Helsinki hattında önceki gün yaşanan- lann perde arkasını ve gelinen noktada durumu- muzu maddeleyelim: 1 - Türkiye 1970'li yıllarda Avrupa trenini kaçırdı. O dilimin yöneticileri Demirel ve Ecevifti. Fatura ortak. Ecevit de o dönemın sendromu olsa gerek, "AB'ye yine hayır diyen kişi" olmak istemedi. Bu yüzden önceki gün 13.30'da Ankara'ya ulaşan metne öncelikle iyimser açıdan baktı. Metinde öte- ki aday ülkelerle Türkiye'nin aynlmaması başlıca olumluluktu. 2- Kıbrıs ve Ege konusunda Lahey gündemde. Başta Ecevit olmak üzere hükümet bu paragrafa soğuk baktı. Ancak Finlandiya Başbakanı LJppo- nen'in mektubu hükümetin endişelerini azaltıcı ni- telikteydi. Lipponen, "Lahey ille de olacak diye bir şeyyok. Bu koşuldan rahatsız olduğunuzu biliyo- ruz. Ama sakın bu durumu öne alarak karar ver- meyin" diyordu. Mektuba ilişkin AB'den bir rica geldi: "Mektubu siz bilin, ama açıklamayın." Ecevit'in mektubu açıklamaması için devlet yö- netimindeki daha üstündekilerden de "rica" geldi. Ecevit "Olmaz" dedi, "bizim kamuoyumuz açı- sından önemli, açıklayacağım." AB bir bakıma Türkiye'ye "takıyye" önerdi. 3- Ecevit'in gece yansı Kıbns ve Ege konusun- daki çekinceleri açıklayıp açıklamaması da Dışiş- leri Bakanı Ismail Cem, Devlet Bakanlan Mehmet Ali Irtemçelik, Şükrü Sina Gürel ve Dışişleri bü- rokratlarının katıldığı değeriendirmede tartışıldı. Cem ve Irtemçelik, buna gerek olmadığı görüşün- deydi. Gürel, "Çekincelerimizi hemen bu gece açıklamamız gerekir" düşüncesindeydi. Ecevit açıklamayı yaptı, Türkiye'nin Kıbns ve Ege sorunlannın çözümünden ne anladığını kamuoyu- na duyurdu. 4- Bu tür durumlarda asıl olan ana metin. lleride orada yazılı olanlar masaya getırilecek. Lippo- nen'in mektubu da yazılı bir metin olarak dosya- daki yerini aldı. Denktaş ın eli biraz zayıfladı ama Türkiye'nin Kıbns politikasında değişiklik yok. AB, Kıbns Rum kesimiyle hangi adımı atarsa Türkiye de KKTC'yle o adımı atacak. Diyelim ki bir gün KK- TC ile sorunlar çözülmeden Güney Kıbns AB'ye tam üye oldu, Türkiye bekleme odasında O gün, Türkiye KKTC'yle tümüyle bütünleşebilir. öngörü- len politika bu. 5- AB, Balkanlar'da sürekli yeni sınırtar oluşma- sının öncülüğünü yapıyor. Bu sınırian uluslararası anlaşmalara dayalı hale getirip perçinliyor. Ama Kıbns'ta oluşmuş sınırian saymayacağını söylü- yor. Türkiye bu ikili bakışı çok iyi anlatarak Kıbns konusunda altta kalmayabilir. Orta Asya'daki ufuk 6- Gelinen noktada bizim altına imza attığımız bir durum yok. AB, Türkiye'yle tam üyelik görüşme- leri yapabileceğini söyledi. Türkiye koşullannı or- taya koydu. 9O'lı yıllann ıkinci yansında Türkiye'yle ilgili değerlendirme şöyle olurdu: "Görünür gelecekte yoksunuz!" , ı ^ugün^atıJıan^adımlar, yukandaki tümceden ile- ri, 1963'teki "ortak üye" statümüzden geridir. 7- Türkiye'nin ufkunun Avrupa'ya dönük olma- sı Orta Asya cumhuriyetleri açısından da olumlu bir durumdur. Bu cumhuriyetler için yaptığımız, Orta(daki) Asya ülkeleri tanımı hâlâ geçerli. Türki- ye bu ülkeler için daha iyi bir "rehber ülke" olabi- lir. 9O'lı yılları Sovyetler'in ani ve kansız dağılışının şaşkınlığı içinde politikasız geçirdik. AB'ye tam üyeliğe giden yol haritasını iyi kullanabilirsek, bu Orta Asya'da da kutup yıldızı işlevi görebilir. 8- Asıl iş bundan sonra başlıyor. Medyadaki se- vinç, üniversiteyi kazanınca "Yaşasın diploma sa- hibi oldum" diye bağırmaya benziyor. Buna kaçmadan... Başarır mıyız? Başaracağımıza inanarak yola çıkmak gereki- yor. Başanya inanmak en büyük enerjidir... Fasta bina çöktü: 50 öto Dış Haberier Senisi - Fas"ın Fez kentındeki Hassani mahallesinde dört gün önce çöken binada ölenlerin sayısının 50'ye yükseldiği bildirildi. Yetkililer, önceki gün enkaz altından 9 yaşında bir kız çocuğunun canlı olarak çıkanldığıru ancak çocuğun annesi ve 8 kardeşinin öldüğünü açıkladılar.Perşembe günü de 2 aylık bir bebek ve 35 yaşmdaki annesi. kurtarma ekiplerinin başanlı çalışmalan sonucunda enkazdan sağ olarak, çıkanlmıştı. Yetkililer, 97 kişinin yaşadığı bınanın çökmesinin ardından binamn müteahhidinin tutuklandı&ını bildırdiler. Hikmet Sami Türk ve Sami Selçuk, yargı sistemi konusunda farklı düşünüyor Lstiııaf ıııaldveıııeleıi tarbşması Hrvanstan lldert Tucman öMü ZAGREB (AA) - 77 yaşmdaki Hırvatistan Devlet Başkanı Franyo Tucman, başkent Zagreb'de, 1 Kasım'dan bu yana kalm bağırsak rahatsızlığmdan tedavi gördüğü hastanede öldü. Tucman, Hırvatistan'm bağımsızhğı için verdiği mücadele nedeniyle Hırvatlann saygı gösterdiği biri olarak Hırvatistan'm ilk devlet başkanlığına seçilmişti.Tucman'ın cenazesi dün Devlet Başkanlığı Sarayı'na getinldi. Halkın, sarayda Tucman'ın naaşuun önünde saygı duruşunda bulunacağı, cenaze töreninin yann düzenleneceği belirtildi. ûHBifye verien sire uzatM Dış Haberier Servisi - Sivillerin Çeçenistan'm başkentı Grozni'yi terk etmeleri için 11 Aralık'a (Cumartesi) kadar süre tamyan yoksa saldıracaklannı bildiren Rusya, süreyi bu gece yarısına kadar uzattı. Çeçenistan'daki Rus asken kaynaklan, 23 Eylül tarihinden bu yana Grozni'yi hedef alan bombardımarun dün sabah erken saatlerde askıya almdığım ancak kentten büyük boyutlu bir göç yaşanmadığını belirttıler. Askeri yetkililerden biri "Grozni balkı kaçarken Ruslann ya da Çeçenlerin saldınsına uğramaktan korkuyor" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bûro- su) - Adalet Bakam Hikmet Sami Türk, istinaf mahkemelerini kesin olarak kurma zamanı geldiğini be- lirterek Türkiye'nin bunu en kısa zamanda gerçekleştirme durumun- da olduğunu söyledi. Düzenleme- ye karşı çıktığı belirtilen Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, ıstınaf mah- kemesi oluşturularak "15 mini Yar- gıtay kurulacağını" söyledi. Sel- çuk, Yargıtay'm yükünün hafıflemesi için gerçek üst mahkemelerin kurulması gerektiğini bildirdi. Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı'nca dü- zenlenen "Mukayeseli Hn- kukta tstinaf ve Türk Yargı Sistemi" konulu sempoz- yum, dün Yargıtay Konfe- rans Salonu'nda yapıldı. Adalet Bakanı Türk, açı- lışta yaptığı konuşmada, Türkiye'de kesin olarak isti- naf mahkemeleri kurma za- manının geldiğini kaydede- rek 67 yıldan bu yana yapı- lan çalışmalar hakkmda bil- gi verdi. Türk, "Bu, Türki- ye'nin yargı sisteminde çok önemli bir refonnun gerçek- leştirilmesini sağlayacakür. Bizde hâlâ yargL, kural ola- rak iki derecelidir" dedi. Türk, Yargıtay'ın arada istinaf mahkemesi olmama- sı nedeniyle ağır iş yükü ile karşı karşıya kaldığını söy- ledi. Adalet Bakanlığı'nda iki komisyonun CMUK'ta değişiklik çalışmalanm yü- rüttüğünü belirten Türk, bu çalışmalar arasmda istinaf mahkemelerinin de bulun- duğunu kaydederek şunlan söyledi: "Istinaf mahkemelerinin yapacagı iş, adil yargüanma hakkımn zorunhı bir unsurunun gerçeklesmesmi sağlayacaknr. Böy- lelikle adaletin tevziinde hata yap- ma olasıhğı asgariye inecektir. tsti- naf mahkemeleri olayi maddi yö- nüyle inceleyecek, ondan sonra Yargıtay temyiz mahkemeleri gö- revini tam ankumyla yerine getire- cektir. İstinaf mahkemeleri kuru- lursa Yargıtay içtihat görevini daha rahat ölçüde azaltacaktır. İstinaf mahkemelerL, Vargıtay "ın yükünü azalfmak için değU, daha çok bir sonuç olacaktır. Hukuk sisteminde yeni bir yapılanmay a gitmek isriyo- ruz. Bu insan haklanna saygıdır." Türk, "İdamın kakürüması için ne zaman düğmeye basılacak"" so- rusunu, "Bu çalışmalar geniş kap- samb çahşmalardır. Baştan' Şu ka- dar süre ıçensınde tamamlanacak- tır' gibi bir sey söyleme olanağı yok. HAYAD üyesi Dr. Gokşen özkalıpcı 'Hasüdarluıklamu bümiyor' Istanbul Haber Servisi - Dünyada gide- rek tartışılınaya başlayan hasta haklan, Türkiye'de hasta tarafindan tam olarak bi- linmiyor. Hasta ve Hasta Yakmı Haklan Deraeği (HAYAD) üyesi Dr. Göksen Öz- kahpçı, hastalann haklarmı yeterince bil- medikJermı ve hekimi otorite olarak gör- dükleri için psikolojik bir baskı altmda kaldıklannı söyledi. HAYAD'la eğitim ve sağlık muhabir- leri tarafindan ortaklaşa düzenlenen top- lantıda "hasta hakfauı" konusu tartışıldı. Dr. Göksen Özkalıpcı, 1 Ağustos 1998 tarihınde yayımlanan "Hasta Haklan Yö- netmefiği ? 'nde hastalann haklannm belir- lendiğine dikkat çekerek "En önemti has- ta kakkı oian bilgaendinne, ayıu zaman- da enakihlal edilen hakür" dedi. Özka- lıpcı, hekimin de bılgı verirken mümkün oîduğunca teknik tenmlerden kaçınması gerektiğinin altmı çizdi. Hastanın hakla- nnı arama noktasında sorunlar yaşadığı- nı belirten Dr. Özkalıpcı. "Hekim otori- teyi temsil etriği için psikolojik baskı altm- da kahyor" diye konuştu. Avukat Ümit Erdem de hasta yakınla- nnın şüphelendikleri durumda ceza ve hukuk davası açabileceğini söyledi. Has- ta yakınlanna böyle bir durumda "Hasta- vaotopsiyaptınnalanvetümevTakveka- yıtian saklamatan'* önenlennde bulunan Erdem, "Hastayakınlanölümü kaderoia- rak gördükleri için genelde arkasını ara- nnyor" dedi. HAYAD üyesi Dr. Mustafa Süriaş ise hekim hatalarının incelendiği Yüksek Sağlık Şûrası'nın yeterince demokratık olmadığına ınandığını söyledi. Sütlaş, şû- rada 1999 Ekim ayı itibanyla 180 dosya bulunduğunu belirtti. HAYAD üyeleri hekimlerin ihlal ettigi bazı hasta haklarmı şöyle sıraladı: • Hekim, hastaya bilgiyi verirken abar- 0 ve korkutmadan uzak durmalı. • Hastanelerde hastanın yatışı sırasın- da genel nzası olduğuna dairbir kâğıt im- zalatılıyor. Oysa gereken her aşamada hastanın nzasının ahnması. • Hekim, hastaya veyayakmına operas- yon sonrası detaylı bilgi vermiyor, ki bu en büyük ihlal. • Hekim genellikle hastasının bir baş- ka meslektaşı tarafindan görühnesine kar- şı çıkıyor. Oysa yönetmeliğe göre, hasta başka hekimlerin görüşünü aima hakkına sahip. • Pek çok vakada operasyonu yapan hekimle takip eden farklı oluyor. Hasta seçtiği hekimin takip etmesini isteyecek- tir. Ama mutlaka 21. yasama dönemi içinde Türkiye'nin yeni bir ceza ka- nunu yapabileceğini söyleyebili- rim" diye yanıtladı. Türİc, "Öca- lan'midammıetkiler mi rl yönünde- ki soruyu ise "Hiç kimse somut ola- rak göz önünde bulundurularak düzenkme yapılmamaktadır. Çün- kü biz kişilere değü toplum için ka- nun yapıyoruz. Sorun bir bütün olarak ele alınacaktır. Bu çerçeve içinde de belli ldşilerie bağ- lantılı ounaksızın idam ko- nusu değerkndirilecektir" diye yanıtladı. Avrupa Konseyi'nin üye- liğe kabul için idamın kal- dınlması koşulunu aradığı- na dikkat çeken Türk, "Av- rupa Konseyi'nin haznia- mış olduğu Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'ne ek 6. protokol idamm kakhnhna- smı öngörmektedir. Bu pro- tokol 2 konuda idamm mu- hafazasına olanak tanıyor. Bunlardan birisi savaş haK, diğeri savaş tehükesidir" de- di. Yargıtay Başkam Selçuk da, Türk'ün değerlendirme- lerini üstü kapalı olarak eleştirdi. Selçuk, üst mah- kemesiz bir yargıyı düşüne- mediğini söyledi. Selçuk, üst mahkemeyle ilgili çıkış noktasımn iyi be- lirlenmesi gerektiğini belir- terek bugüne kadar yapılan çalışmalarda Yargıtay'ın yükünü azaltmak için bir üst mahkeme kurulması yö- nünde bir görüşün savıınul- duğunu anlattı. "Buyapıhr- sa 15 mini Yargıtay kunı- hır" diyen Selçuk, gerçek- ten bir üst mahkeme kuru- lursa Yargıtay'ın yükünü azaltacağım kaydetti. Yaşar Okuyan 'SSKveBağ-Kur'da faturalarşişiriliyor' tstanbul Haber Servisi - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, SSK ve Bağ-Kur'da, "TTR'larla sergi açacak kadar şişirilmiş fatura bulunduğunu'' belirt- ti. Okuyan bu ıkı kurum hakkındakı bütun ıddıalann araş- tınhnası talımatı verdığinı söyledi. Okuyan aynca, SSK hastanelerinin en geç iki yıl içinde hizmet verir hale ge- tireleceğini \ r urguladı. Yaşar Okuyan dün lstanbul'da SSK'ye bağlı bazı has- tane ve kuruluşlara giderek denetimlerde bulundu. SSK'nin 122 hastanede 44 bin personeliyle 32 milyon nü- fusa hizmet verdiğini belirten Okuyan, bu şartlarda bir mucızerun gerçekleştirildiğini Mirguladı. SSK'ye bağh hastanelerin fiziki şartlannın da yetersiz olduğunu belir- ten Yaşar Okuyan, "tstanbul'da son 20 yılda SSK'nin ba- kacağı hasta sayısınm yüzde 73 oranında artmasma kar- şuı yatak sayısı sadece yüzde 2 artn" dedi. Tüm bu şartlar içerisinde kurumda başka "nradzevi iş- lerin" de olduğuna dikkat çeken Yaşar Okuyan, hasta sevklerinde hayalı rakamlann şişirilerek kururna ödetti- rilmeye çalışıidığını kaydetti. Bir erkek hastaya 11 kez cin- siyet testi, bir başkası- na da gebelik testi yap- tınldığmı ifade eden Okuyan, her iki kuru- mun da son 5 yıllık fa- o f ~ O f k f t î tura ve reçetelerınin " t ' " | ^ 5 A denetim altına alındı- g Baştarafı 1. Sayfada 8 " S £ S d - SSK'vi ^nnfyonüralıkfaturaç!- ., - . . • kanldığını,bunlannarasın- yenıden yap.landıran ^ h e r ^ u m i ^ m ^ olan 5 adet otopsi raporu olduğunu söylediler. Yetki- liler olayla ilgili inceleme- nin yapıldığını belirtirken özellikle SSK'den başka hastanelere sevk edilen he- men hemen her hastanın ödeme dosyasında da bu gibi faturalara rastlandığı- na dikkat çektiler. Yaşar Al- tundal ise bu tür olaylann ibret verici olduğunu belir- terek "Biz lozmuzın sağbğı için uğraşahm, onlar daha fazla para almakiçin çahş- snuar. Busistenıdeki aksak- hklargiderümeü'dedı y yp yasayı en geç 1 ay içe- risinde Meclis'e suna- caklannı ve sağlık hız- metleri ile sigortayı birbirinden ayıracak- lannı anlattı. Yaşar Okuyan, SSK hastane- lerinin ise 2 yıl içinde hizmet verir hale geti- rileceğini savundu. Okuyan. hastanelerie ilgili şikâyetlerin ile- tilmesı için 0 312 215 58 82-83-84 numaralı telefonlann ve 312 215 58 85 numaralı faksın 24 saat hizmet- te olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle