Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1999 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
Tanzimaftan beri süregelen Batılılaşma özle-
mimizde son ve önemli aşamaya girdiğimiz ge-
nelde kabul görüyor.
Oysa Türkiye, AB sürecinde hem içerde hem
de dışarda zoru seçti.
Adaylık döneminde önümüze çıkacak çeşitli
engeller nelerdir, şu günlerde üzerinde duran,
düşünen yok.
Türkiye'nin yerine getirmeye söz verdiği Ko-
penhag ve Amsterdam ölçütleri (kriterieri) ne ge-
tirecek ya da ne götürecek, henüz yoğun biçim-
detartışılmıyor.
Toplum, örneğin sık sık sözü edilen Kopenhag
ölçütlerinin içeriğinden yeterince bilgili mi aca-
ba?
Kopenhag ölçütleri "insan haklanna saygı, iş-
kence yasağı, ekonomik rekabete ve ortak pa-
ra birimine hazırlanmak" gibi kimi öğelerin yanı
sıra "azınlık haklarının korunması"r\\ amaçlayan,
kısacası Güneydoğu sorunu nedeniyle bizi ya-
kından ilgilendiren bir bölüm içeriyor.
Başbakan Ecevit, Alman Şansölyesi Schrö-
der'e yazdığı mektupta, Dışişleri Bakanı Ismail
Cem çeşitli yazılı sözlü açıklamalannda Kopen-
hag ölçütlerine uyacağımıza söz verdiler.
AvaıpaBiriiği, "Türkiye'dekison olumlu geliş-
melerden ve Türkiye'nin Kopenhag kriterierine
uyum çerçevesinde reformlan sürdürme niyetin-
den memnunluk duyduğunu" vurguluyor.
Kopenhag ölçütlerine Türkiye'nin uyacağını
üstlenmesiyle bildirideki bu ifadeler örtüşüyor.
Adaylıktan tam üyeliğe geçmenin çeşitli koşul-
lanndan biri, böylece "azınlıklar" adı attında Kürt-
lere verilecek (ama ne tür olduğu söylenmeyen)
haklar kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Doğru saptamalar
Hatta, AB'ye adaylığımız açıklanmadan önce-
ki kimi önemli uyanlar gereken ölçüde dikkate
alınmıyor.
önemli bir uyarı, Harp Akademileri'ndeki "21.
Yüzyılda Türkiye" konulu sempozyumda konu-
şan Akademi Komutanı Orgeneral Nahit Şeno-
ğul'dan geldi.
Orgeneral önce genelde kabul gören birtanım-
lama yaptı. Türkiye'nin 21. yüzyıla jeopolitik et-
kinliği ve değeri artan, vazgeçilmez bir ülke ola-
rak girdiğini anlattı.
Türkiye'nin nüfus yapısı, toprak bütünlüğü ve
ekonomik gücü bakımından önemli bir konuma
geldiğini belirtti.
Orgeneral özoğul, bu noktadan sonra AB ko-
nusunun yoğunluk kazandığı bugünlerde siyaset
ve devlet adamlanmızın konuşmalannda yer al-
mayan tam üyelik sürecinde dikkat edilmesi ge-
reken temel hedeflere değindi.
Türkiye'nin 21. yüzyıla "üniter devlet yapısını
koruyarak", ekonomik bağımsızlığını yitirmeden
ve.. "anayasalvatanseverliğe dayanan ulus dev-
/efn/fe//'ğ/n/güç/end/rere/c"girmesindekizorun-
luğa işaret etti.
Türkiye'nin çağdaş uygartığa ulaşabilmesinin
ancak "vatanın ve mılletin bölünmez bûtünlüğü-
nün korunması, laikliğin tavizsiz uygulanmasıy-
la mümkün olabileceğini" vurguladı.
Orgeneralin, AB'ye karşı uyanları çok net: "7â-
kip edilecek politikalann öncelikli hedeflerinden
birisini, AB'ye katılım ve KKTC'nin vartığını ko-
nımak" diye özetledikten sonra, üyelik halinin
Kıbrıs'a Rum egemenliği getireceğini ve:
"Türkiye'yi 'çözümsüz bölücülük sorunlanyla'
karşı karşıya bırakacağını" söyledi.
Bunlar, AB'nin "bekleme odası"nöa alman Tür-
kiye için çok dikkat çekici, üstefik bir askerden
gelen uyanlar.
Kurtlar sofrasında çok dikkatli olmamız gerek-
miyor mu?..
HADEP mitiııgine polis engeli
MAHMLT ORAL
NAZMİAKDAĞ
DtYARBAKIR/MERStN - Hal-
km Demokrasi Partisi (HADEP) Di-
yarbakır tl Örgütü taranndan gerçek-
İeştinlmek istenen basın açıklaması
mitinge dönüşünce polis tarafindan
engellendi. Miting alanında toplanan
binlerce kişi coplanarak dağıtıldı.
Görevden alınan Lice Belediye Baş-
kanı Zeynel Bağır ıle birçok sendika-
cı gözaltına alınırken bir gazeteci de
tartaklandı. İl Başkanı AM Ürkütpar-
tı binası önünde yaptığı konuşmada,
polisin tavnnı eleştinrken "Bugün
Avrupa BirtiğTne aday ülkeysek. bu
biznn mûcadelenıiz sayesinde oldu"
dedı.
HADEP Diyarbakır Örgütü tara-
findan Dağkapı Meydanı'nda yapıl-
mak istenen basın açıklaması izinsiz
olduğu gerekçesiyle polis tarafindan
engellendi. Öğlen saat 13.00 sırala-
rında Dağkapı Meydanı'ndaki Da-
lokay Çarşısı üzerinde Ali Ürküt ta-
rafindan yapüacak basın açıklaması-
nı izlemek üzere yaklaşık 2 bin ka-
dar yurttaş bir araya geldi. Alana gir-
mek isteyen çok sayıda partili de yol-
lardaki polis noktalanndan geri çev-
rildı. Burada toplanan kitleye yöne-
lik açıklama yapmak isteyen AJi Ür-
küt'e izin verilmedi ve alanın terk
edilmesi istendi. Miting alanında
toplanan partıliler polis tarafindan
copla dağıtıldı. Bu sırada görevden
alman HADEP'in Lice Belediye
Başkanı Zeynel Bağır. Haber-Sen
Şube Başkanı Mehroet Işıktaş. SES
Şube Başkanı Hüseyin Bayrak. Tüm
Bel-Sen Şube Başkanı Baki Kazma-
a, BES Şube Başkanı Ahmet Çoban,
Tanm Gıda-Sen Şube Başkanı Ha-
şim Uslu. SES üyelen Şeyhmus Öcei
ve Mehmet Balar ıle Tes-Iş 1 No'lu
Şube Başkanı AK Öncü gözaltına
alındı. Çok sayıda partilınin de gö-
zaltına alındığı mitingde Ürküt'ün
çabalan sonucu gözaltına alınan
Zeynel Bağır kısa süre içinde serbest
bırakıldı. Roja Teze adlı gazetede ça-
lışan muhabir Mehmet Eren ise çı-
kan arbede sırasında tartaklandı, fo-
toğraf makınesi kınldı, fılmlerine el
konuldu. Miting alanından aynlan
partililer yaklaşık üç kilometre uzak-
lıktaki Ofıs semtinde bulunan HA-
DEP U binası önünde bir araya gel-
mek üzere yürüyüşe geçti. Ancak
polis buna da izin vermeyerek toplu-
luğu küçük gruplar halinde dağıttı.
Partı binasına doğru yüriryen II Baş-
kanı Ali Ürküt'ün önü her köşe ba-
şında kesılirken polisin Ürküt'ü itti-
ği ve tartakladığı gözlendi. Polisin
tüm engellemelerine rağmen yakla-
şık bın kadar kişi parti binası önün-
de bir araya gelmeyi başardı. Parti bi-
nası önünde toplanan kitleye karşı
konuşan Ali Ürküt, polisin sert tav-
nnı eleştirerek "Bu kadar itiş kakışa
gerek var nnydı. Dünyanuı her tara-
findan mitingler yapuryor. Biz prob-
lem yaratmak istemiyoruz, künseyte
karşı karşıya gelmek istemiyoruz,
prmokasyona gelmeyin. Bir basın
açıklaması > apOk diye dünyanın so-
nu gehnez. Neden bize böyle davra-
nürvor. Lütfen herkes sagduvulu. se-
rinkanh davransuT dedi.
Bu arada, tHD Mersin Şube-
si'nce, Büyükşehir Belediyesi önün-
de yapılan izinsiz basm açıklaması-
nın ardından. Mersin Barosu avukat-
lanndan ve Çağdaş Hukukçular Der-
neğı Mersin Şubesi üyesi NaciyeAn-
kan ile Cüneyt DurnaoğJu'nun. gü-
venlik güçlen tarafindan gözaltma
alındığı belirtıldi. Ankan ve Duma-
oğlu, ifadeleri almdıktan sonra ser-
best bırakıldı.
Yücel Sayman, köklü bir infaz kurumunun gerekliliğini vurguladı
'Cezaevleri kanayan yara'tstanbul Haber Servisi - Cezaev-
lerinin Türkiye'nin "kanayan" so-
runu olduğunu söyleyen Istanbul
Barosu Başkanı Yücd Sayman, çö-
züm için köklü bir infaz hukuku
anlayışının gelışmesı gerektiğini
belirtti.
Istanbul Barosu tnsan Haldan
Merkezi Çalışma Grubu'nca, baro-
nun staj eğıtim merkezinde düzen-
lenen "Cezaevleri Sorunlan ve Çö-
züm Yoüan" konulu yuvarlak ma-
sa toplantısında cezaevleri sorunu
tartışıldı. Toplantının açılış konuş-
masını yapan Istanbul Barosu Baş-
kam Yücel Sayman, cezaevlerinin
Türkiye'nin "kanayan" sorunla-
nndan bui olduğunu ve sorunun
çözülemediğini belirterek soruna
değişik açılardan bakıldığıru söy-
ledi. Cezaevinde çıkan olaylardan
sonra "devlet otoritekuüansın" gi-
bi yorumlar yapıldığını söyleyen
Sayman, "Eğer devletin otoritesi
Toplanü basuıa kapah olarak sürdürüldü. (BERTAN AĞANOĞLU)
rebilmek için eherişli bir ortam ya-
ratümışsa bu ortanun yaraülması
geçki bir şey olsa bile olumludur.
Bunu anlaşma gözüyle bakıp eleş-
tirmek veya reddetmek yanlıştır"
dedi.
Sayman, sorunun çözümü için
infaz yasasında köklü bir değişik-
lik gerektiğini vurguladı. Istanbul
Barosu tnsan Haklan Merkezi
Başkanı Prof. Dr. tbnıhim Kaboğ-
hı da hak ve özgürlük ilişkisınin
Türkiye'de hapıshanelerde günde-
me gelen en önemli sorun olduğu-
olmasa 70 bin Idşiyi nasıl içeride ru-
tacak. Otorite kuDan denıek. bir de
bu otoritenin üzerine şidderi ekle.
yani operasyon yap demektir. Bu
bir çözüm d*ğü" dedı. Türkiye'de
10 bin siyasi tutuklu ve hükümlü
olduğunu kaydeden Sayman, oda
sistemine geçilmesinin de olanak-
lı olmadığım kaydetti. Çezaevie-
rinde çıkan olaylarla ılgilı olarak
alınan geçici çözümlerin kimi çev-
relerin "Devlet anlaşü" denilerek
eleştirildiğini söyleyen Sayman,
"Cezaevmdeld bir olayı sona erdi-
nu ifade ederek tutuklu ve hüküm-
lülerin temel haklarırun korunma-
sı gerektiğini söyledi.
Hapishanelerde eşitsizlik oldu-
ğunu da anlatan Prof. Dr. Kaboğ-
lu. "Bir suçtan mahkûm oian bir
kişi buzdolabı ve kendisine konfor
sağlayabilecek birçok araç ve gere-
ci hapishaneye sokabilmekte. Ote
yandan, bir flkir suçlusu daktfloyu
dahi sokmakta güçlük çekmekte-
dn-" dedı.
Eskı Adalet Bakam Seyfi Oktay.
Yargıtav 8. Ceza Dairesi üyesi Yu-
suf Kenan Doğan, Istanbul Cumhu-
riyet Başsavcısı FerzanÇhici, Ceza
ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yar-
dımcısı Yıtanaz Sağlam ve Çağdaş
Hukukçular Derneği Genel Başka-
nı AM Ersin Gfir'ün de katıldığı ve
basına kapalı olarak gerçekleştıri-
len toplantının sonuç bildirisı önü-
müzdeki günlerde kamuoyuna
açıklanacak.
Istanbul ÜniversitesVnde 6
araştırma merkezi kapatıldı
Istanbul Haber Servisi - Istanbul
Üniversıtesı Senatosu, üniversite-
nin 6 uygulama ve araştırma mer-
kezini kapatarak akademik ve ida-
ri personelini ılgilı anabilim dalla-
nna bağladı. Merkezlerin kapatıl-
masına"faaiiyetyııpmamalan'
n
ge-
rekçe gösterildi.
tstanbul Üniversitesi Senato-
su'nun 2 Aralık'ta yapılan 37 sayı-
lı toplantısında, üniversiteye bağlı
Göz Hastalıklan ve Kornea Trasp-
lantasyonu Uygulama ve Araştır-
ma Merkezi, Aile Planlama ve tn-
fertillıte Uygulama ve Araştırma
Merkezi. Orta Asya Ekonomik Iş-
birliği Ülkeleri Uygulama ve Araş-
tırma Merkezi, Osteoporoz Uygu-
lama ve Araştırma Merkezi, Tüp
Bebek Uygulama ve AraşOnna
Merkezi ile Asya Pasifik Ekono-
mik Araştırma ve Uygulama Mer-
kezi'nın kapatılması kararlaştınldı.
Senato, kapatılan merkezleri ilgili
anabilim dallanna bağladı. tstanbul
Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Nur Serter, faaliyette bu-
lunmadıklan gerekçesiyle bu araş-
tırma merkezlerinin kapatıldığını
söyledi. Göz Hastalıklan ve Kor-
nea Trasplantasyonu Uygulama ve
Araştırma Merkezi'nın eski Müdü-
rü Prof. Dr. CehdErçıkan. bölümün
kapatılmasına tepki göstererek TB-
MM Araştırma Komisyonu'na baş-
vurdu.
TURANDURSUN
ÖDÜLLERt-
Aydınlık dergjsi
tarafindan düzenlenen
Turan Dursun Inceleme
ve Arasürma Ödûlü.
Beyoğlu'ndaki ttalyan
Opera SaJonu'nda
gerçekleştirilen törenle
sahiplerine verildi. 20.
yüzjihn son Turan
Dursun Araştırma ve
lnceleme Ödülü, Kuran,
tncil ve Tevrat'ın
Sümer'deki Kökeni ve
tbrahim Pey gamber adlı
yayımlanmış eseriyle
Muazzez tlmiye Çıg'a
(Solda) veKuran'ın
Kökeni-1 adlı henüz
yayımlanmamış eseriyle
ArifTekin'e verildi
* *
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
bakmaz, içinde ne olduğuna ilişkin bahse gireriz.
AB'ye adaylığımıza da doğamız gereği bu çerçe-
vede bakıyoruz.
Ankara-Helsinki hattında önceki gün yaşanan-
lann perde arkasını ve gelinen noktada durumu-
muzu maddeleyelim:
1 - Türkiye 1970'li yıllarda Avrupa trenini kaçırdı.
O dilimin yöneticileri Demirel ve Ecevifti. Fatura
ortak. Ecevit de o dönemın sendromu olsa gerek,
"AB'ye yine hayır diyen kişi" olmak istemedi. Bu
yüzden önceki gün 13.30'da Ankara'ya ulaşan
metne öncelikle iyimser açıdan baktı. Metinde öte-
ki aday ülkelerle Türkiye'nin aynlmaması başlıca
olumluluktu.
2- Kıbrıs ve Ege konusunda Lahey gündemde.
Başta Ecevit olmak üzere hükümet bu paragrafa
soğuk baktı. Ancak Finlandiya Başbakanı LJppo-
nen'in mektubu hükümetin endişelerini azaltıcı ni-
telikteydi. Lipponen, "Lahey ille de olacak diye bir
şeyyok. Bu koşuldan rahatsız olduğunuzu biliyo-
ruz. Ama sakın bu durumu öne alarak karar ver-
meyin" diyordu.
Mektuba ilişkin AB'den bir rica geldi:
"Mektubu siz bilin, ama açıklamayın."
Ecevit'in mektubu açıklamaması için devlet yö-
netimindeki daha üstündekilerden de "rica" geldi.
Ecevit "Olmaz" dedi, "bizim kamuoyumuz açı-
sından önemli, açıklayacağım."
AB bir bakıma Türkiye'ye "takıyye" önerdi.
3- Ecevit'in gece yansı Kıbns ve Ege konusun-
daki çekinceleri açıklayıp açıklamaması da Dışiş-
leri Bakanı Ismail Cem, Devlet Bakanlan Mehmet
Ali Irtemçelik, Şükrü Sina Gürel ve Dışişleri bü-
rokratlarının katıldığı değeriendirmede tartışıldı.
Cem ve Irtemçelik, buna gerek olmadığı görüşün-
deydi. Gürel, "Çekincelerimizi hemen bu gece
açıklamamız gerekir" düşüncesindeydi.
Ecevit açıklamayı yaptı, Türkiye'nin Kıbns ve Ege
sorunlannın çözümünden ne anladığını kamuoyu-
na duyurdu.
4- Bu tür durumlarda asıl olan ana metin. lleride
orada yazılı olanlar masaya getırilecek. Lippo-
nen'in mektubu da yazılı bir metin olarak dosya-
daki yerini aldı. Denktaş ın eli biraz zayıfladı ama
Türkiye'nin Kıbns politikasında değişiklik yok. AB,
Kıbns Rum kesimiyle hangi adımı atarsa Türkiye
de KKTC'yle o adımı atacak. Diyelim ki bir gün KK-
TC ile sorunlar çözülmeden Güney Kıbns AB'ye
tam üye oldu, Türkiye bekleme odasında O gün,
Türkiye KKTC'yle tümüyle bütünleşebilir. öngörü-
len politika bu.
5- AB, Balkanlar'da sürekli yeni sınırtar oluşma-
sının öncülüğünü yapıyor. Bu sınırian uluslararası
anlaşmalara dayalı hale getirip perçinliyor. Ama
Kıbns'ta oluşmuş sınırian saymayacağını söylü-
yor. Türkiye bu ikili bakışı çok iyi anlatarak Kıbns
konusunda altta kalmayabilir.
Orta Asya'daki ufuk
6- Gelinen noktada bizim altına imza attığımız bir
durum yok. AB, Türkiye'yle tam üyelik görüşme-
leri yapabileceğini söyledi. Türkiye koşullannı or-
taya koydu. 9O'lı yıllann ıkinci yansında Türkiye'yle
ilgili değerlendirme şöyle olurdu:
"Görünür gelecekte yoksunuz!"
, ı ^ugün^atıJıan^adımlar, yukandaki tümceden ile-
ri, 1963'teki "ortak üye" statümüzden geridir.
7- Türkiye'nin ufkunun Avrupa'ya dönük olma-
sı Orta Asya cumhuriyetleri açısından da olumlu
bir durumdur. Bu cumhuriyetler için yaptığımız,
Orta(daki) Asya ülkeleri tanımı hâlâ geçerli. Türki-
ye bu ülkeler için daha iyi bir "rehber ülke" olabi-
lir. 9O'lı yılları Sovyetler'in ani ve kansız dağılışının
şaşkınlığı içinde politikasız geçirdik. AB'ye tam
üyeliğe giden yol haritasını iyi kullanabilirsek, bu
Orta Asya'da da kutup yıldızı işlevi görebilir.
8- Asıl iş bundan sonra başlıyor. Medyadaki se-
vinç, üniversiteyi kazanınca "Yaşasın diploma sa-
hibi oldum" diye bağırmaya benziyor.
Buna kaçmadan... Başarır mıyız?
Başaracağımıza inanarak yola çıkmak gereki-
yor.
Başanya inanmak en büyük enerjidir...
Fasta bina çöktü: 50 öto
Dış Haberier Senisi - Fas"ın Fez kentındeki Hassani
mahallesinde dört gün önce çöken binada ölenlerin
sayısının 50'ye yükseldiği bildirildi. Yetkililer, önceki
gün enkaz altından 9 yaşında bir kız çocuğunun canlı
olarak çıkanldığıru ancak çocuğun annesi ve 8
kardeşinin öldüğünü açıkladılar.Perşembe günü de
2 aylık bir bebek ve 35 yaşmdaki annesi. kurtarma
ekiplerinin başanlı çalışmalan sonucunda enkazdan
sağ olarak, çıkanlmıştı. Yetkililer, 97 kişinin
yaşadığı bınanın çökmesinin ardından binamn
müteahhidinin tutuklandı&ını bildırdiler.
Hikmet Sami Türk ve Sami Selçuk, yargı sistemi konusunda farklı düşünüyor
Lstiııaf ıııaldveıııeleıi tarbşması
Hrvanstan lldert Tucman öMü
ZAGREB (AA) - 77 yaşmdaki Hırvatistan Devlet
Başkanı Franyo Tucman, başkent Zagreb'de, 1
Kasım'dan bu yana kalm bağırsak rahatsızlığmdan
tedavi gördüğü hastanede öldü. Tucman,
Hırvatistan'm bağımsızhğı için verdiği mücadele
nedeniyle Hırvatlann saygı gösterdiği biri olarak
Hırvatistan'm ilk devlet başkanlığına
seçilmişti.Tucman'ın cenazesi dün Devlet Başkanlığı
Sarayı'na getinldi. Halkın, sarayda Tucman'ın
naaşuun önünde saygı duruşunda bulunacağı, cenaze
töreninin yann düzenleneceği belirtildi.
ûHBifye verien sire uzatM
Dış Haberier Servisi - Sivillerin Çeçenistan'm
başkentı Grozni'yi terk etmeleri için 11 Aralık'a
(Cumartesi) kadar süre tamyan yoksa saldıracaklannı
bildiren Rusya, süreyi bu gece yarısına kadar uzattı.
Çeçenistan'daki Rus asken kaynaklan, 23 Eylül
tarihinden bu yana Grozni'yi hedef alan
bombardımarun dün sabah erken saatlerde askıya
almdığım ancak kentten büyük boyutlu bir göç
yaşanmadığını belirttıler. Askeri yetkililerden biri
"Grozni balkı kaçarken Ruslann ya da Çeçenlerin
saldınsına uğramaktan korkuyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - Adalet Bakam Hikmet Sami
Türk, istinaf mahkemelerini kesin
olarak kurma zamanı geldiğini be-
lirterek Türkiye'nin bunu en kısa
zamanda gerçekleştirme durumun-
da olduğunu söyledi. Düzenleme-
ye karşı çıktığı belirtilen Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk, ıstınaf mah-
kemesi oluşturularak "15 mini Yar-
gıtay kurulacağını" söyledi. Sel-
çuk, Yargıtay'm yükünün
hafıflemesi için gerçek üst
mahkemelerin kurulması
gerektiğini bildirdi.
Adalet Bakanlığı Eğitim
Dairesi Başkanlığı'nca dü-
zenlenen "Mukayeseli Hn-
kukta tstinaf ve Türk Yargı
Sistemi" konulu sempoz-
yum, dün Yargıtay Konfe-
rans Salonu'nda yapıldı.
Adalet Bakanı Türk, açı-
lışta yaptığı konuşmada,
Türkiye'de kesin olarak isti-
naf mahkemeleri kurma za-
manının geldiğini kaydede-
rek 67 yıldan bu yana yapı-
lan çalışmalar hakkmda bil-
gi verdi. Türk, "Bu, Türki-
ye'nin yargı sisteminde çok
önemli bir refonnun gerçek-
leştirilmesini sağlayacakür.
Bizde hâlâ yargL, kural ola-
rak iki derecelidir" dedi.
Türk, Yargıtay'ın arada
istinaf mahkemesi olmama-
sı nedeniyle ağır iş yükü ile
karşı karşıya kaldığını söy-
ledi. Adalet Bakanlığı'nda
iki komisyonun CMUK'ta
değişiklik çalışmalanm yü-
rüttüğünü belirten Türk, bu
çalışmalar arasmda istinaf
mahkemelerinin de bulun-
duğunu kaydederek şunlan
söyledi:
"Istinaf mahkemelerinin
yapacagı iş, adil yargüanma
hakkımn zorunhı bir unsurunun
gerçeklesmesmi sağlayacaknr. Böy-
lelikle adaletin tevziinde hata yap-
ma olasıhğı asgariye inecektir. tsti-
naf mahkemeleri olayi maddi yö-
nüyle inceleyecek, ondan sonra
Yargıtay temyiz mahkemeleri gö-
revini tam ankumyla yerine getire-
cektir. İstinaf mahkemeleri kuru-
lursa Yargıtay içtihat görevini daha
rahat ölçüde azaltacaktır. İstinaf
mahkemelerL, Vargıtay "ın yükünü
azalfmak için değU, daha çok bir
sonuç olacaktır. Hukuk sisteminde
yeni bir yapılanmay a gitmek isriyo-
ruz. Bu insan haklanna saygıdır."
Türk, "İdamın kakürüması için
ne zaman düğmeye basılacak"" so-
rusunu, "Bu çalışmalar geniş kap-
samb çahşmalardır. Baştan' Şu ka-
dar süre ıçensınde tamamlanacak-
tır' gibi bir sey söyleme olanağı yok.
HAYAD üyesi Dr. Gokşen özkalıpcı
'Hasüdarluıklamu bümiyor'
Istanbul Haber Servisi - Dünyada gide-
rek tartışılınaya başlayan hasta haklan,
Türkiye'de hasta tarafindan tam olarak bi-
linmiyor. Hasta ve Hasta Yakmı Haklan
Deraeği (HAYAD) üyesi Dr. Göksen Öz-
kahpçı, hastalann haklarmı yeterince bil-
medikJermı ve hekimi otorite olarak gör-
dükleri için psikolojik bir baskı altmda
kaldıklannı söyledi.
HAYAD'la eğitim ve sağlık muhabir-
leri tarafindan ortaklaşa düzenlenen top-
lantıda "hasta hakfauı" konusu tartışıldı.
Dr. Göksen Özkalıpcı, 1 Ağustos 1998
tarihınde yayımlanan "Hasta Haklan Yö-
netmefiği
?
'nde hastalann haklannm belir-
lendiğine dikkat çekerek "En önemti has-
ta kakkı oian bilgaendinne, ayıu zaman-
da enakihlal edilen hakür" dedi. Özka-
lıpcı, hekimin de bılgı verirken mümkün
oîduğunca teknik tenmlerden kaçınması
gerektiğinin altmı çizdi. Hastanın hakla-
nnı arama noktasında sorunlar yaşadığı-
nı belirten Dr. Özkalıpcı. "Hekim otori-
teyi temsil etriği için psikolojik baskı altm-
da kahyor" diye konuştu.
Avukat Ümit Erdem de hasta yakınla-
nnın şüphelendikleri durumda ceza ve
hukuk davası açabileceğini söyledi. Has-
ta yakınlanna böyle bir durumda "Hasta-
vaotopsiyaptınnalanvetümevTakveka-
yıtian saklamatan'* önenlennde bulunan
Erdem, "Hastayakınlanölümü kaderoia-
rak gördükleri için genelde arkasını ara-
nnyor" dedi.
HAYAD üyesi Dr. Mustafa Süriaş ise
hekim hatalarının incelendiği Yüksek
Sağlık Şûrası'nın yeterince demokratık
olmadığına ınandığını söyledi. Sütlaş, şû-
rada 1999 Ekim ayı itibanyla 180 dosya
bulunduğunu belirtti.
HAYAD üyeleri hekimlerin ihlal ettigi
bazı hasta haklarmı şöyle sıraladı:
• Hekim, hastaya bilgiyi verirken abar-
0 ve korkutmadan uzak durmalı.
• Hastanelerde hastanın yatışı sırasın-
da genel nzası olduğuna dairbir kâğıt im-
zalatılıyor. Oysa gereken her aşamada
hastanın nzasının ahnması.
• Hekim, hastaya veyayakmına operas-
yon sonrası detaylı bilgi vermiyor, ki bu
en büyük ihlal.
• Hekim genellikle hastasının bir baş-
ka meslektaşı tarafindan görühnesine kar-
şı çıkıyor. Oysa yönetmeliğe göre, hasta
başka hekimlerin görüşünü aima hakkına
sahip.
• Pek çok vakada operasyonu yapan
hekimle takip eden farklı oluyor. Hasta
seçtiği hekimin takip etmesini isteyecek-
tir.
Ama mutlaka 21. yasama dönemi
içinde Türkiye'nin yeni bir ceza ka-
nunu yapabileceğini söyleyebili-
rim" diye yanıtladı. Türİc, "Öca-
lan'midammıetkiler mi
rl
yönünde-
ki soruyu ise "Hiç kimse somut ola-
rak göz önünde bulundurularak
düzenkme yapılmamaktadır. Çün-
kü biz kişilere değü toplum için ka-
nun yapıyoruz. Sorun bir bütün
olarak ele alınacaktır. Bu çerçeve
içinde de belli ldşilerie bağ-
lantılı ounaksızın idam ko-
nusu değerkndirilecektir"
diye yanıtladı.
Avrupa Konseyi'nin üye-
liğe kabul için idamın kal-
dınlması koşulunu aradığı-
na dikkat çeken Türk, "Av-
rupa Konseyi'nin haznia-
mış olduğu Avrupa tnsan
Haklan Sözleşmesi'ne ek 6.
protokol idamm kakhnhna-
smı öngörmektedir. Bu pro-
tokol 2 konuda idamm mu-
hafazasına olanak tanıyor.
Bunlardan birisi savaş haK,
diğeri savaş tehükesidir" de-
di.
Yargıtay Başkam Selçuk
da, Türk'ün değerlendirme-
lerini üstü kapalı olarak
eleştirdi. Selçuk, üst mah-
kemesiz bir yargıyı düşüne-
mediğini söyledi.
Selçuk, üst mahkemeyle
ilgili çıkış noktasımn iyi be-
lirlenmesi gerektiğini belir-
terek bugüne kadar yapılan
çalışmalarda Yargıtay'ın
yükünü azaltmak için bir üst
mahkeme kurulması yö-
nünde bir görüşün savıınul-
duğunu anlattı. "Buyapıhr-
sa 15 mini Yargıtay kunı-
hır" diyen Selçuk, gerçek-
ten bir üst mahkeme kuru-
lursa Yargıtay'ın yükünü
azaltacağım kaydetti.
Yaşar Okuyan
'SSKveBağ-Kur'da
faturalarşişiriliyor'
tstanbul Haber Servisi - Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan, SSK ve Bağ-Kur'da, "TTR'larla
sergi açacak kadar şişirilmiş fatura bulunduğunu'' belirt-
ti. Okuyan bu ıkı kurum hakkındakı bütun ıddıalann araş-
tınhnası talımatı verdığinı söyledi. Okuyan aynca, SSK
hastanelerinin en geç iki yıl içinde hizmet verir hale ge-
tireleceğini \
r
urguladı.
Yaşar Okuyan dün lstanbul'da SSK'ye bağlı bazı has-
tane ve kuruluşlara giderek denetimlerde bulundu.
SSK'nin 122 hastanede 44 bin personeliyle 32 milyon nü-
fusa hizmet verdiğini belirten Okuyan, bu şartlarda bir
mucızerun gerçekleştirildiğini Mirguladı. SSK'ye bağh
hastanelerin fiziki şartlannın da yetersiz olduğunu belir-
ten Yaşar Okuyan, "tstanbul'da son 20 yılda SSK'nin ba-
kacağı hasta sayısınm yüzde 73 oranında artmasma kar-
şuı yatak sayısı sadece yüzde 2 artn" dedi.
Tüm bu şartlar içerisinde kurumda başka "nradzevi iş-
lerin" de olduğuna dikkat çeken Yaşar Okuyan, hasta
sevklerinde hayalı rakamlann şişirilerek kururna ödetti-
rilmeye çalışıidığını kaydetti. Bir erkek hastaya 11 kez cin-
siyet testi, bir başkası-
na da gebelik testi yap-
tınldığmı ifade eden
Okuyan, her iki kuru-
mun da son 5 yıllık fa- o f ~ O f k f t î
tura ve reçetelerınin " t ' " | ^ 5 A
denetim altına alındı- g Baştarafı 1. Sayfada
8
" S £ S d
- SSK'vi ^nnfyonüralıkfaturaç!-
., - . . • kanldığını,bunlannarasın-
yenıden yap.landıran ^ h e r
^ u m i
^ m
^
olan 5 adet otopsi raporu
olduğunu söylediler. Yetki-
liler olayla ilgili inceleme-
nin yapıldığını belirtirken
özellikle SSK'den başka
hastanelere sevk edilen he-
men hemen her hastanın
ödeme dosyasında da bu
gibi faturalara rastlandığı-
na dikkat çektiler. Yaşar Al-
tundal ise bu tür olaylann
ibret verici olduğunu belir-
terek "Biz lozmuzın sağbğı
için uğraşahm, onlar daha
fazla para almakiçin çahş-
snuar. Busistenıdeki aksak-
hklargiderümeü'dedı
y yp
yasayı en geç 1 ay içe-
risinde Meclis'e suna-
caklannı ve sağlık hız-
metleri ile sigortayı
birbirinden ayıracak-
lannı anlattı. Yaşar
Okuyan, SSK hastane-
lerinin ise 2 yıl içinde
hizmet verir hale geti-
rileceğini savundu.
Okuyan. hastanelerie
ilgili şikâyetlerin ile-
tilmesı için 0 312 215
58 82-83-84 numaralı
telefonlann ve 312
215 58 85 numaralı
faksın 24 saat hizmet-
te olduğunu söyledi.