Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12ARALJK1999PAZAR CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
Batıhlar doğal kaynaklar açısmdan son derece zengin olan Türkiye'ye nükleer enerjiyi dayatıyor
Çöp teknolojiler Türkiye'yeSERDARKIZIK
İZMİR- Enerji selctörünün geleceğini
belirleyecek önemli kararlann arifesinde
yöneticiler, başta nükleer teknoloji olmak
üzere çeşitli çarpıtma ve yalanlarla ka-
muayu yaraîmaya çabalaıken Batıhlar do-
ğal kaynaklar açısından son derecede zen-
gin olan Türkiye'ye geçmişin çöp tekno-
loj ilerini dayatıyorlar. Buyolla biryandan
sermaye akışı ve uluslararası anlaşmalar-
la ödeyecekleri tazminatlardan kurtulu-
yor, diğer yandan kendi çevre ve insanla-
nnı zararlı unsurlardan korumuş oluyor-
lar. Bu arada nükleer karşıtlan nükleer
yandaşlanna bir dizi soru yöneltiyor.
Cumhurbaşkanı DemireL Başbakan
Bâlent Ecevit ve Enerji Pakanı Cumhur
Ersûmer, son günlerdeki "kasüı elektrik
kesmtüeri"nın ardından nükleer teknolo-
jinin Türkiye'ye gelmesi konusunda ade-
ta dayatmacı bir tutum aldılar. Demirel
"nükleer teknolojiyi tarbşmanın azgefiş-
mişliğin göstergesi olduğunıT söyledı.
Ecevit. ülkenın enerji açığının nükleer
santrallarla karşılanacağuu belirtti. Ersü-
mer ve diğer bazı bakanlar ise işi daha da
ileri götürerek bu teknolojiye karşı olan-
ları haın ilan etme noktasına geldı.
Oysa dünyada yaşanan son gelişmeler
ve bilim adamlannın açıklamalan, gerçe-
ği tüm çıplaklığıyla yansıöyor.
Bugün genel manzara şöyle:
Almanyada kapatılan Wümgussen ile
Unstrop'taki iki santralın yanı sıra Ku-
zey'de Sovyetteknolojisiyle üretilen sant-
rallar da yakın bir gelecekte durdurulacak.
ABD'de 1978yıhndanbenplanlanan 116
nükleer santral iptal edildi. Isveç 2010 yı-
lında nükleer santrallann tümünü kapat-
ma karan aldı. Ingiltere'de planlanan 3
santral iptal edildi. îspanya ve lsviçre'de
2000 yılına kadar tüm nükleer santral
planlan askıya alındı. Avusturya 1978'de
kurduğu santralı çalışurmadı, söktü. Rus-
ya 27 santralın yapımıru durdurdu. Avust-
ralya, lzlanda, lrlanda, Danimarka, Nor-
veç, Portekiz ve Yeni Zelanda'da nükleer
karşıtı enerji politikalan benimsendi.
Elektrik Mühendislen Odası lzmir Şu-
besi verilenne göre "2010 yıhna kadar bir
nükleersantralkunıhnazsa enerjimiz yet-
mez" ıddiası, tümuyle gerçek dışı. Çün-
kü 2010 yılında bedeflenen tüketim değe-
ri yıllık yüzde 7 artışla 36.736.38 MW
olacak. Yine aynı artiş oranı ile kurulu
güç 54.785. 86 MW'ye ulaşacak. Bunun
karşılanması ülke kaynaklanyla mümkün.
Ülkemizde üretilen eneıjinin ancak yüz-
de 68.92'si net olarak tüketiliyor. lletim
^tiknolojrsrndendolayıratkayıplanmnol-'
ması normal. Ancak, gelişmış ülkelerde
%»tkayıplan toplam yüzde 5-8 dolayında
seyrederken ülkemizde bu oran resrni ola-
rak yüzde 18'lerde. Bu kayıplar bazı yö-
relerde yüzde 25'lere ulaşıyor. Oysa alt-
yapıya yapılacak yatınmlarla kayıplann
yüzde 10'a düşürülmesiyle kazanılacak
enerji, yıllık on ıla on iki miryar kilo-
wat/saat düzeyinde olacak. Bu değer ye-
ni bir nükleer santralın üretımine denk
düşüyor.
Uzmanlardan sonılar
Gerçek bılım adamlan nükleer tekno-
loji yandaşlanna şu sonılan yöneltiyorlar
• Uranyum, kömür gibı madenden çık-
tığı biçimde santrallarda kullanılabilir mi?
Yoksa uranyum cevherinin nükleer yakıt
üretimini tekelinde tutan başka ülkelerde,
çok pahalı ve kirletici yöntemlerle işlerup
zenginleştirilmesi mi gerekmektedir? Bu
durumda petrol gibı nükleer yakıtı da dı-
şandan mı alacaksıruz?
• Türkiye'de her zaman tek örnek ola-
rak göstenlen Fransa, nükleer santrallar-
da ûrettığı elektrikten para kazanıyor mu?
Fransız elektrik idaresi EDF, neden otuz
dokuz miryar dolar borca girmiştir? Fran-
sa'nın asıl kazancı, bu santrallarda üreti-
len nükleer bomba hammaddesi plüton-
yumu Japonya ve diğer ülkelere satılma-
sından mı geliyor?
• Nükleer reaktörlerin riskinin çok az
olduğu iddıası doğru ise şu anda dünya-
da en nskli yatınm olduğu ıçin hiçbir re-
aktörü sigortalamayan sigorta şirketleri,
kömür ve petrol kartelleri için mi çahşı-
yorlar? Amerikan Nükleer Denetleme
Komisyonu'nun (USNRC) Reaktör Ris-
ki Referans Belgesi'nde (NUREG-1150,
Şubat 1987, ss. ES-014) incelenen reak-
törlerin koruma kabuklannın hiçbirinin,
şiddetli bir kaza sırasında halkı kazanın
sonuçlanndan komyacak durumda olma-
dığı doğru değil mı?
• ABD'dekı reaktörlerin 80 kilometre-
lik çevresınde yaşayan kadınlarda ortaya
çıkan meme kanserlennin, bazı santralla-
nn yakınlannda 1950'lerdeki değerlere
göre yüzde 40 arttığını gösteren araştır-
malar, John Hopkins School of the Pub-
lic Health'ın yayın organı International
Joumal of Health Services'in Ekim 1993,
Nisan 1994 ve Temmuz 1994 sayılannda
yayımlanmışör. Bu nasıl açıklanır?
• 17 Şubat 1990 tarihli British Medi-
cal Journal'da (s. 423) yavımlanan bilim-
sel bulgulardan sonra, lngılız hükümet
yetkilileri. Sellafıeld nükleertesisinde ça-
lışanlann çocuklannda yüksek lösemi
oraruna rastlanması nedeniyle, bu kişile-
re çocuk yapmamalannı önermiştir. 1990
yüında "The Soutfa East Massachussetts
Health Study 1978-1986" (Güneydoğu
Massachussetts SağlıkAraştırması 1978-
1986) adlı raporuna göre. eyaletteki Pilg-
nm nükleer enerji reaktörü yakınlannda
özellikle de santralın normal çahşması sı-
rasında çevreye salınan radyoaktif gazlar
rüzgârla daha çok sürüklenmiş ve bölge-
deki lösemili olaylan yüzde 400 artmış-
Gr. Bu raporlar nasıl yanıtlanabilir?
• Amerika'daki 6 değişik bölgede fa-
aliyet gösteren ve enerji bakanlığına bağ-
h nükleer santrallann ve nükleer silahla-
ra yakıt üreten nükleer tesislerin çevresin-
de yaşayanlarda göriilen kanserden ölüm
oranlan, 1985-1989 yıllan arasında,
1950-1954'lere göre yüzde 27 artnuştır.
Bu artış ABD'de kanserden ölüm ortala-
masının, yani yüzde 2'nin kat kat üstüne
çıktığının belgesıdir. Bunlan okumadan
nükleeri savunmak ne ölçüde mûmkün-
dür°
• Kaza riski olmadığı iddia edilen ve
en sonteknoloji ile donatümış Japonya re-
aktörlerinde bile yalnızca 1992'de 22 ta-
ne kaza meydana gelmiştir. 3 Eylül 19%
tarihli New YorkTimes gazetesindeki ha-
bere göre ABD'nin Connecticut eyaletin-
de Millstone Point'te en iyi çahştmldığı
iddia edilen 1154 megawathk 3 numara-
lı reaktörde 1200 tane makine- ekipman
operasyon hatası bulunmuştur. Aynca 1
ve 2 numarah reaktörün de aynı sebepler-
den dolayı servis dışı bırakıldıgı bir en-
düstriyel eyalettekimseninkaranlıkta kal-
maması şaşırtıcı değil midir?
• Nükleer santral yapılmazsa karanlık-
ta kalacağımız iddıası doğru olsaydı, eko-
nomisi, teknolojisi, endüstrisi bizden en
az 50 yıl ileride olan Avusturya, Dani-
marka, Norveç (dünyanın kişi başına en
çok elektrik tüketen ülkesi) ve ttarya gibi
nükleer enerji kullanmamayı seçen Baü
ülkelerinin 10 yıl önce karanlıkta kahna-
sı gerekmiyor muydu?
• Yirmi yıl öncesine kadar ABD'de,
2000 yılına kadaren az 500 nükleer sant-
ral yapılmazsa bu ülkenın de karanlıkta
kalacağını iddia eden nükleer kartelın,
planlanru gerçekleştiremediği için iflas
etmesi ve Amerika'nın 1978'den beri ye-
ni bir reaktör yapmadan hâlâ ayakta kal-
ması nasıl açıklanabilir?
• 1970'lerde ABD'de 1000 reaktör ya-
pılması plarüanıyordu. Neden şu anda yal-
nızca 111 tane var? Nükleer santrallann
arüş hızı 1980'lerde maksimum düzeye
çıkmışken dünya çapında nükleer enerji
kullanımının azalıyor olması nedendır?
• Amerika'da 1 ton nükleer santral atı-
ğının çevreden yalıtılma maliyetinin 325
bin dolar olduğundan haberiniz var mı?
• Amerikan hükümeti Ctinton irnza-
svyla 1 milyon çatının güneş pıllen ile do-
naölmasını kararlaştırmıştır. Almanya hü-
kümeti, çıkardığı rüzgârdan üretilen
Hükümet anti-nükleercilere serûeşiyor
tstubul Haber Servisi - Nükleer santrala karşı gösteri ve
eylemler, belirli bir siyasi içerik taşımadığı için şimdiye dek
emniyet güçlerinin hosgörüsüyle karşılanırken, hükümetin
nükleer santral yapımı karanıu açıklamasınrn ardından polis
de eylemcilere karşı sert bir tutum sergilemeye basladı.
Hükümetin bu konudaki katı tutumunun. nükleer santral i-
haksinin sonuçlandınlacağı önümüzdekı günlerde gönüllü ku-
ruluşlarla emniyet arasında sertiık dozunu daha da artrtr-
masmdan endıse edıliyor. Hükümetin nükleer santral kurul-
masına yönelik karannı protesto etmek için dün basm açıkla-
ması yapmak isteyen Nükleer Karşıtı Platform'un 24 üyesi
polis tarafından gözaltına alındı. tstiklal Caddesi Mis Sokak'ta
toplanan yaklaşık 30 kişilik grup "Atoma hayn-", "Nûkleer
santrala hayır", "Enis Öksüz: Nükleer santrala karşı çıkmak
geri zekâhhkmı?'' yazılı pankart ve dövızlerle basın açıklaması
yapmak istediler. Bu sırada gruba yaklaşan Beyoğlu Ilçe Em-
niyeti'nde görevli bir polis, gruba "izin afcp tafakte''
sordu. Basın açıklaması yapmak için izm gerekmediğini be-
lirten grup üyeleri. açıklamanın ardından dağılacaklannı
söylediler. Grubun dağılmamakta direnmesı iizenne polis
grubun çoğunluğunu gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar Be-
yoğlu Ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürülürken, arkadaşlannm
serbest bırakılrnasını isteyen diğer Nükleer Karşıtı Plarform
üyelerinin çabalan sonuçsuz kaldı.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve ANAP Miltetvekili
Ediz Han da ANAP Kadıköy Ilçe Örgütü'nde verdiği konfe-
ransta. nükleer santralın kurûlmasının tam karşısında olmadı-
ğım, ancak bazı çekinceleri olduğunu söyledı. Dünyada bulu-
nan 434 nükleer santralın son 7 yıl içuıde 424 'e düştüğünü, Is-
viçre, Fransa, Norveç gibi ülkelerin artık nükleer santral iste-
mediğini anımsatan Hun, "Bir çevreci olarak. Türktje'deki
rüzgâr, güneş, akarsu, jeotermal gibi doğal rezervlertn ola-
ğanüstû alternatif enerji lurynakları oldttğuna döşû-
nüyoram" dedi.
elektriği satın alma yasası ile 8000 adet
(3000 MW) rüzgâr türbini kurulmasına
neden olmuştur. Bu çabalar hangı anlama
gelmektedir?
• Nükleer elektrik üretıminın getirdiği
çevresel ve ekonomik sonınlann, tesisin
ömrünü tamamlamasıyla da bitmediği
gerçek değil mi? ABD Nükleer Denetim
Komisyonu'nun bir raporuna göre (NU-
REG- 0586, s. 15-5) 1000 MW'hk tipik
bir reaktörün sökülme mahyeti 1990 fı-
yatlanyla iki yüz milyon dolar olarak he-
saplanmıştır. Buna. sökülme sonucu orta-
ya çıkan 18.000 metreküpradyoaktifya-
kıt ve malzemenin çe\Teden yalıtım gide-
ri olan yedi yüz miryon dolar eklenirse ve
bir kaza olmadığı kabul edüirse, bir reak-
törün 20-30 yıl sonra emekliye aynlma
bedelinin yaklaşık bir miryar dolar oldu-
ğu düşünülüyor mu?
• Aynca içlerinde yüzlerce Hiroşi-
ma'ya denk radyasyon banndıran nükle-
er santrallann bir savaş sırasında bulun-
duklan ülkede, Irak'ta olduğu gibi Uk as-
keri hedef, yanı büyük bir ulusalriskkay-
nagı oluşturduğunu neden söylemiyorlar?
• Kurulması düşünülen ı\kkuyu Nük-
leer Santralı tamamlandığındakurulu güç
içindeki payı ancak yüzde 2 olacak. Bu
yüzde 2'lik "katkT Türkiye'yi nasıl ka-
ranhktan kurtaracak? Enerji iletimve da-
ğıtım hattında meydana gelen kayıplar
yüzde 25'lere vanyor. Nükleer enerjiden
umulan yüzde 2'likkatkı yerine enterkon-
nekte sistemin yenilenmesi ve enerji yö-
neümırun geliştırilmesi halinde gerçek-
leşecek enerji tasarrufu nükleer santral-
dan daha fazla enerjiyi sisteme katmaya-
cak mıdır?
• Dünyada sayılan sadece 440 kadar
olan nükleer santrallardan 1960'lardan bu
yana çıkanlan yüksek düzeyli atıklann
miktan 200 bin tona yakındır. Bugün yıl-
lardır sürdürülen çalışmalar ve bir dizi gı-
rişime karşın dünyanın hiçbir yerinde
yüksek düzeyli aoklar için lisans alabıl-
miş tek bir son depolama alanı yoktur.
Neden dayatryorlar?
Nükleercıler bu sorulann yanıtlannı
arayadursun Kocaeli Üniversitesi öğretim
üyesi, Yeni ve Yenilenebüir Enerji Kay-
nak ve Teknolojileri Araştınna Birimi
Başkanı Dr. Taaay Stdkı Uyar bir başka
önemli konuya daha dikkat çekiyor:
Rio, Kyoto ve Buenos Aires'te yapüan
Birleşmiş Mılletler toplantılannda küre-
sel iklim değişıkliğine yol açan kömür,
doğalgaz ve petrol dahil tüm fosil yakıt-
ların kullanımına kuresel kısıtlamalann
'-getirildığini ve bunlan kullananlarm ver-
gilendirihnesı için, karbon vergılen ben-
zen önlemler geliştırildiğıni anımsatıyor
ve ekliyor: "Küresel >ükümtülükleri ge-
reği karbondioksit emisyonlannı azalt-
mak zonında olan zengin ülkeler, emis-
yon ticareti yoluyla bu \ükûmlühıklerini
diğer ülke topraklannda daha az malrv et-
legerçeldeştbınevi planlamaktadıriar. Fo-
sil yakıt kııBjinınıııu getirilen bu küresel
kısıtlamalann farkmda obnayan ülkemiz,
diğerfiDcelerleozunvadeMdoğalgaz v« pet-
roi anlasmalan yapmaktMtar."
Uyar
1
ın şu çözum önerisine yöneticiler,
enerji planlamacılan ve nükleer yandaş-
lan ne diyecekler acaba: "Ülkemiz önce-
likJe rüzgâr enerjisi olmak üzere doğal çev-
rede enerji üretim tesBİerini besleyecek
doğal kaynaklara tüm dünyaülkelerinden
daha fazla sahiptir. Sadece rüzgâr enerji-
si teknik potansiyeli bile ülkemizde tüke-
tüentopbîmekktrikeneriianmikinıislin-
den fazlasun üretebflecek dûzejdedn-™"
Ne demeli?
ISTANBUL BUYUKŞEHIR BELEDİYESI
CEMAL REŞİT REY _ KONSER SALONU
12.12.99 Pazar Saat: 19.30
ENSEMBLEZIK
KOUMMN»
WMCU
"Fransız Kûltür Merkezi işbiriiğiyle "
Bilet fiyttian: 1000.000-1.500.000 TL indirimsiz.
13.12.99 Pazartesi Saat: 19.30
"İSTANBUL ÛUARTET& HÜSEYİN SERMET'
Prokofıev.Şostakoviç. Beethoven
Bilet Ftyatlan:Z0Q0.<m-1.500.000 TL indirimsiz.
14.12.99 Sah Saat: 19.30
RAMAZAN İLAHİLERİ
Taşkın Savaş Tasavvuf Mûsıkîsi Topluluğu
Şef: Taşkın Savaş
BiletFıyatian: 1JOO.000-1.000.000 TL İndirimsiz.
ITALYAN KULTUR MERKEZİ
DACIA MARAirNİ
MARIA STUARTYı.ncnu-n O/k.ın S( |ll \ /Y
ul.ır FıU/ Kl 11 \K-Wj TM IKM \k
ARALIK SALJ Sflfltr19.OO
|21 ARALIK SAU Saat:19.OO
İ28 ARALIK SAU Saat.19.00
Msstulıyct Cad NO161 TepebJş. ISTANBUL
Borusan Kültürve
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Ya Olsaydı!
Birazcık düş gücümüzü kullanalım!
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye'de
"başkanlık sistemi" olsaydı, acaba ne olurdu?
Atatûrk ve Inönü dönemlerinde herhalde bir şey
değişmezdi.
Menderes "başkan" olsaydı, azgeüşmiş demok-
rasimiz on yıl bile dayanamazdı. Diktatörtüğe ka-
yış ve bunun yarattığı patlama çok daha hızîı olur-
du.
1960'lann Demirel'i "başkan" olsaydı... toplu-
mun iki düşman "cephe"ye bölünmesi için 1970'le-
ri beklemeye gerek kalmazdı.
"Tapuyu detdirtmeme"y& karartı, imam okulu aç-
ma şampiyonu, "Bana sağcılar adam öldürüyor
dedirtemezsiniz" yaklaşımh... bir "Morison Süley-
man", ülkeyi 1980'den çok daha önce bir kan gö-
lüne döndürürdü.
Evren zaten "başkan"dı!
Hiçbir pariamenter, iktidann yapamadığını yap-
tı. Atatürk'ün Kurumlannı teker teker kapattı. "Türk-
Islam sen(ez/"ni resmi ideoloji haline getirdi.
Kemalistler dahil, solun her türünü ve kol ya da
kafa emeğine dayalı tüm güçleri ezerek... türki-
ye'yi anayasa zoru ile herkese din eğrtimi yaptıran
tek ülke haline getirerek... gelecegin RP iktıdanna
giden^ola yeşil halılar döşedi.
Ya Ozal "başkan" otsaydı?
Bırakın ötesini!.. Türkiye Körfez Savaşı'na girmiş
olurdu.
Körfez bunalımının kendisini içine çektiği batak-
lığa -bugünkü gibi- dizine kadar değil... boğazına
kadar gömülmüş olurdu.
Ve belkı de PKK... Türk hükümeti ile aynı masa-
ya oturacak kadar güçlenmiş olurdu.
• • •
Pariamenter sistem, sivriliklere kolay kolay izin
vermez.
Bir tarafın "tek başına" egemen olması çok zor
olduğundan; sivrilikler iyı-kötü törpülenir.
Eğer siz bu adamlarla bir pariamenter sistemi
yürütemiyorsanız; aynı adamlarla bir başkanlık sis-
temini nasıl yürüteceksiniz?
Başbakanken demokrasinin temellerine dinam'rt
koyanlar, başkan olunca hidayete mi erecekler?
Dünyadaki görünüm ortada!
Başkanlık yadayarı-başkanlık sistemi, hangi ül-
ke ya da ülkelerde sorun yaratmıyor? Gelişmiş,
toplumsal dengeleri oturmuş, demokratik gelenek-
leri sağlam olan ülkelerde...
ABD'de başkan bir partiden, meclis çoğunluğu
başka partiden olabiliyor. Ve bu durumda bile, sis-
tem tıkanmıyor.
Çünkü başkanın getirdiği biryasatasansına, mu-
halefetten bazı milletvekılleri dedestekverebiliyor-
lar. Ya da başkana, bazen kendi partisinden parla-
menterter karşı çıkıp engel olabiliyortar.
Bir de...
Tüm rezilliklere karşın hâlâ partisinin başında ka-
labilen sanşın çirkin kadını düşünün!.. "Adam diye
bilinen" bazı isimier bile, hâlâ arkasında tek sıra...
Bu partilerle, bu kadrolarla mı yürüteceksiniz
başkanlık sistemini?
• • •
Insan mı, sistem mt? ^çass;
Önce insan! ^
(nsan malzemeniz fyi ise kötü%istemle de iyi so-
nuç alabilirsiniz. Ama kötü ise yâpabileceğiniz en
akıllıca şey, o insanlan en iyi sınırlayacak sistemle-
ri bulmaktır.
Yoksa akıllılık, tüm yetkileri kötü malzemenin eli-
ne teslim etmek değildir!
Pariamenter sistemi düşe kalka uygulamaya
başlayalı yüz yılı geçti. Yapıian hatalardan iyi kötü
dersler alındı.
Her tökezlemede, "Bu olmadı, başka oyun bu-
lalım" demek, bir çocukluk hastahğıdır. Tanımadı-
ğımız bir oyunun acemileri olmaktansa, bildiğimiz
bir oyunun aksayan yanlannı düzeltmeye çalışmak
daha kolaydır... Daha akılcıdır!
Değiştirin toplumdaki dengeleri çarpıtan seçim
sistemini! Değiştirin partilerin antidemokratikyapı-
sını!
Kötü siyasetçinin iyi siyasetçıyi piyasadan kov-
duğu bozuk düzene son verin!
Ve özellikle de kendi kişisel hatalannızın günahı-
nı sisteme yükleme ucuzluğundan vazgeçin!
(Cumhuriyet, 1 Kasım 1997)
700, HURULU5 Y1LDÖNÜMÛ
11-17 ARALIK 1999
ULUSLARARASI
Her Pazar Saat:22.00
TOLGA
ÇANDAR1
MAKSJT MUHABBET"
8wyukpatmakiiapiSok.Sonu.Tei Sck
Tel:(0.212) 252 93 14-15
E-Mail: [email protected]ı
E&ESİNHOTEL' CRR Konstr Salonu: 232 9< 30
(Reîervasyontarınız SMt 10.00-19.30 arası kabul edîlır )
Catouıel: 0212. 570 14 34 «attorama Taksim 0212 251 15 71 /
MmertE! : 0212. 251 56 OO/Suadiye: 0216 350 87 42
A . M M r - H . U p ™ * ^
Cetn Ergûn vç kge Sezer"*ı » ^ Belg«sel
Yaprtlafı j (Q
^ ^ Lemp«r Smgs
m
Kurtwe»i-
4 "7 ;o.oo-
I / Î2:3O
I X 10 30-11-30
10 ÎÎ-
Borusan isUnbul Filarmoni Orkejtrası
Konserlcri hari< tüm etklnlikkr ücretsizdir.
fiiri) ktrttm. tknıltkltrdtn KtfflBdk. ilanlarınız
için
CEMALREŞlTREYKONSOlSALONUFUAYEBİJ/HMSlYE-fSrAHBU.
Tel:293 89 78
(3 hat)
TIYATRO
İlanlarınız
için
293 89 T8