18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 12ARALIK1999PAZAR 14 KÜLTÜR [email protected] ALLECRO EVtN tLYASOĞLU Katia RicciareDi ve Zehra- KatiaRkaareDi'yi, bu ünlü Italyan di- va'sıru Istanbul'da Atatûrk Kültür Mer- kezi'nin sahnesinde görmek müzikse- verlere, özellikle opera severlere büyûk mutluluk yaşattı 10 Arabk gecesi. As- hnda bvıruk bır mutluluktu bu. Çünkü Katia, iki yıl önce yitirdiğirniz sevgih sopranomuz Zehra Yddız ıçın soylü- yordu. Zehra'nın anısına dûzenlenen gecede, salondakı konuklannın yanı sı- ra, Zehra'nın sahnedeki onur konuğu idi. Öğrencılik yıllannda Katia'yı Ital- ya'da izlerae firsatı bulan Zehra, onu yer yer kendtne ömek almış. CD'lerini. dinlemiş, vıdeo kasetlerinden yorumu- mı ögrenmış. Eşı Sûha Yddız Katia'yı Macerafta kentınde zar zor bilet bulup ^irdıklen bır temsilinden sonra nasıl operanın arka kapısından çıkışını izle- diklerinı, Zehra'nın onun yürüyüşüne arabaya bınişıne bile nasıl dıkkat etü- ğıni anlanyor. Katia, Zehra'nın ömek "cü- Ya"lanndanbırisiymiş. Bunedenle Zeh- ra'nın adına kurulan vakfın ilk etkinli- ği olan bu yılki anma gecesinin solisti olarak Katia seçildi. Böylesi bir diva'yı ağırlamak. şefiyle orkestrasıyla ve ko- nuk etme koşullanyla mutlu etmek do- ğal kı çok zor. Ancak Rengün Gökmen gibi ltalya'da eğitım görmüş. Italyan ya- şamını, ttalyanlann sanat anlayışını çok ıyı tanıyan, Italyan hükıimetının nışan- lannı taşıyan bir şef ile çahşmak da bu primadonna'nın Istanbul'daki şansıydı. Rengim Gökmen aynca opera ve koro- lu senfonik yapıtlan yönetmekte kazan- dığı ustalıkla sanıyorum Katia'ya ünlü sahnelerdekı dığer şefleri aratmamıştır. Son dakikalarda kuruluşu tamamla- nan Zehra Yıldız Vakıf Orkestrası ge- cenin sürprizlerinden birisiydi. tstan- bul Devlet Opera ve Bale Orkestrası'nın, Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası 'nın üyelen ve aynca yenı mezun genç or- SL dakikalarda kuruluşu tamamlanan Zehra Yıldız Vakfi Orkestrası gecenin sürprizlerinden biriydi. Katia Ricciarelli'nin de bir müjdesi vardı. Ünlü diva, nisanda îstanbuFda yapacağı seminerde seçilecek iki genç sanatçıya îtalya'run Parma kentinde iki yıllık eğitim bursu verecek. kestracılann katılımı ıle böylesi bırtop- luluk ortaya çıkmış oldu. Bu kuruluş apar topar da olsa pınl pınl bir yorum- la sonuca ulaşmıştı. Katia Ricciarelli, 1990 yılında Istan- bul Festıvalf ne iki prograrnla katılmış, kendi uzmanlık alanından Barok dö- nem yapıtlarını sunmuştu. O konserle- nnde dınleyicıyı gerçekten büyülemış. 18. Festivalüı yıldızı olarak festival se- yir deftenne adını geçırmiştı. O zaman- lar Güneş gazetesine yazdığım bir ya- zıdaşöyle demışım: *Dinleyiciyisıcacık sanveren, bir peri masalını anlatan yu- muşacık edasıyla, bağınp çagjrmadan müziğinisunansoprano." Söyleşimizin sonunda Istanbul dinleyicisi ile tümleş- tiğini ve bu kente bir gün mutlaka bır opera temsili ıle gelmek istediğini be- lirtmiş. Bu kez, Zehra'nın anısına bu konseri vermekte olduğundan çok mut- luydu, ancak "şu yazgıyabakın,bir ope- ra temsili yine sonraya kaktT diyordu. Katia Rİccıarelli, yirminci yüzyü mü- zığlnde şancıyı zorlayan, şan yapmayı güçleştıren, daha doğrusu güzel şarkı söylemeyı engelleyen yenilıklere karşı çıkıyor. Yeni rejilere kapısı açık, ancak müziğın güzelliğıni bozmaya kımsenin hakkı yok, diyor. "Bu çağdan, severek söylediğim en yakın besteci Paulenc. Ondan ötekisini başkalan yapsın ben taâlâ eskOerin, geleneksel operalann için- de keşfedilecek pek çok yenilik olduğu- na inanıyorum." Dünyanı tüm önemli sahnelerınde söylemiş, en büyük sanatçılanyla sah- neyı paylaşmış. tarihe adı geçen şefler- leplaklar yapmış, görmüş geçirmiş, sa- natı, müzığı dolu dolu yaşamış bir sop- rano. "Diva" olarak anıltnaya, opera- evlerinin tannçası, kraliçesı olmaya hak kazanmış. Sesiyle, sanaüyla, sahnesiy- le, disıpliniyle, kişiliği ile ayncahklı bir ınsan. Verdı operalannın tümünde, Mo- zart ve Barok operalannın pek çoğun- da rol almış. Hâlâ söylemek istedıği rol kalmış mıdır dersiniz? "Evet, Pucci- nı'ninManon operası! Bunubirtnıiüoy- namak nasip ohnadı. Bir zamanlar çok gençsin. oimaz dediler. Sonra da nasıl okiuysa bir türlü progranuma gireme- di Hâlâ içünde kalan bir operadır bu." Gençliğinde örnek aldığı, özendiği başlıca sopranolann MonserratKabal- k ve Renato Tebaldi olduğunu söyler- ken Leyia Gencer ile yakınlığuıı, dost- luğunu vurguluyor ve ona beslediği hay- ranlığı dıle getinyor. Leyla Gencer'in harika opera sanatçılığı yanı sıra derin kültürü ve çok yönlü kişilığıni de övü- yor. Katia Riccıarelli'yi bu kez Istan- bul'da on yıl öncekı 'performans' dü- zeyinde izleyemedık. Ne yazık ki bu kez ses sağhğı ıyi değildi. Hava deği- şiminin onu olumsuz yönde etkiledi- ğinden yakııuyordu. Keşke Zehra da sağ olsaydı. bizimle birlikte onu ızlesey- dı. Üstelık artık bır öğrenci olarak de- ğil, sahneyı kavramış kıvılcımlı sesiy- le yurt ıçinde ve dışında hayranlar ka- zanmış yenı bırdiva olarak aramızdaol- saydı! Ve o gençlik anılannı kendisi an- latsaydı Katia'ya! Bu acı tablonun neyse ki avunulacak bir yönünü yakalıyoruz: Zehra Yıldız Vakfi içın bır müjdesi vardı Ricciarel- li'nin. Nisan ayında on günlük bir se- mineTyapmaya gelecek Istanbul'a. Se- mineT sonucu seçilecek iki genç şancı- ya ttalya'nın Parma kentinde iki yıhlk eğitim bursu verecek. Ve bundan böy- le Ricciarelli'nin ttalya'daki okuluyla Zehra Yıldız Vakfi arasında kurulacak bu" köprü, yeni Zehra'lann yetişmesine, genç yeteneklerin yeni dünyalara açıl- masına önayak olacak. e-mail: evinita boun.edu.tr. Tunç Başaran 'ın yenifilmi Abuzer Kadayıf'ta başrolü Metin Akpınar üstleniyor Karakomediyle Türldye'deki yozlaşma...Kültür Servisi - "Önyargısız ama açık yüreklilikk söyiemem gerekirse Türldye'deki yozlaşma- Din düzeleceğinden hiç umutlu değUim" diyen "sevgi filmleri- mn" yönetmenı TunçBaşaran, se- naryosu Kandemir Konduk'a aıt "Abuzer KadayıT' ısımlı yenı bır fılm projesıyle karşımızda. Her şeyin içuıde sevgi olması gerek- tiğini belırten Tunç Başaran, ge- niş oyuncu kadrosu, iki de sürp- riz oyuncusuyla Türkiye'dekı kül- tür yozlaşmasını karakomediyle gözler önüne serecek. - Filnün ismi nasıl benriendi? TUNÇ BAŞARAN - Ben üç senede bır film yapıyorum. Ge- çen senenin sonunda Kaçıklık Diptomaa'nı bitirdim. Uzun sü- redır üzerinde düşündüğüm ve çekimlerini de Macaristan'da ger- çekleştirmek ıstediğim bu- pro- jem vardı, Kandemir'den de böy- le bir fikir gelince, projeye çok çarpıldım ve kabul ettım. Kan- demır'ın yazdığı bu projenin is- mi 'Türkiye'ırinTürküsü' ıdı, bu da bana pek sinematografık bir isim olarak gelmedi. Filmin as- lında iki kahramanı var, ikisi de aynı adam, bir tanesı bir öğretim görevlisi, diğeri de bir türkücü. Oğretım görevhsı türkücü kim- üğine bürünüp para kazanacak. Belli bir amacı var, bir okul yap- tıracak. Bu türkücü kimliğinın ismi de ya 'Semer' ya da 'Abn- » r KadayıT olacaktı. Benbu is- mi duyup da yüzünde gülümse- me belirmeyen kimseyi görme- dim ve filmuı ismine böyle ka- rarkıldık. *Sevgi mutiaka olmah' - Fümin konusutam olarakne- «r? BAŞARAN -Hap haünde söy- .fcrsem Türkiye'deki yozlaşma. ftlmde kansı bir gasp olayında tınercı çocuklartarafuıdan öldü- rülen bir sosyolog var. Bu adam kendisine sokağa düşmüş çocuk- lan topluma tekrar kazandmna görevi ediniyor. Dünya çapuıda, içerisinde yüzme havuzlan, oyun ve okuma odalan, bilgisayar sis- temleri bulunan bu- tesis kurma- yı düşünüyor. Bu da doğal ola- rak onun memur maaşıyla olacak bir iş değil. Bir gün televizyon- da türkücülerin hastane ve tesis- lerkurduklannı görüyor. Güney- doğu kökenli olan bu sosyoloğun bir de Unkapanı kaset çarşısıyla bağlanülan olan bir emmioğlu var. Görünümünü değiştirip tür- kücü olmayakararveriyor ve ha- kikatenyükselmeye başhyor. Ka- zandığı paralan da kurmayı ta- sarladığı tesise yatırmaya başh- yor. Fakattabii ki Türkiye'deki ka- ranlık güçler, partıler, mafya, ya- zılı ve görsel basın, medya, ga- zinolar, reklam şirketleri, onu çemberlerinin içersine almaya başhyorlar. Aslmda bu adam amacına ulaşnktan sonra türkü- cülüğü bırakmak istiyor, fakat ohnuyor, çünkü brrakörmıyor- lar. Yavaş yavaş da türkücü kim- lıği sosyolog kimliğıni öldürme- ye başhyor. -Nedentürkücü IdmMğisosyo- log kimhğinden daha ağır bası- >x>r peki? BAŞARAN - Burada iki sebep var, ben bunlan gerçek ve doğ- ru sebep diye aymyorum. Bir ta- nesi herhalde adamın karakte- rinden kaynaklanan bir şey, çün- kü o kadar ünlü olmak, o kadar para kazanmak bir insanın red- dedebileceğı bır şey değil. tkin- cisı ve benim için daha önemli olan, Türkiye'deki güçlerin böy- le bir insanı bırakabdeceğini hiç düşünmüyorum. Çünkü herke- sin bu tarz insanlardan çıkarlan var. Biradamçok ünlü olduğuza- man onun etrafına bir sürü insan gelir. Tabii bu güçlerin böyle bir kişinin simgelediği bir sürü in- sanı bırakması söz konusu bile ol- maz, böylesi gerçeğe daha uygun. Tabiibu Abuzer Kadayıf arkada- şımız gıdecek ve yerine bır sürü Abuzer Kadayıf gelecek, her za- man olduğu gıbı. - Gerek kendi beğendiğiniz filmler, Charlie Chaplin, Bısiklet Hırsızlan,Kadınlarve Erkekler, Üç Arkadaş ^-b. gerekse kendi fHmkrinizde duygu, sevgivetop- lumsal konular hep ohıyor. Bunu neye bağhyorsunuz? BAŞAELVs - Dünyanınher ye- rinde bıt sürü yönetmen var. Her yönetmenin de kendi tara var. Kı- mı komedi yapar, kimi Hitch- cockgibi genlim filmleri yapar, kimi de aşk filmi çeker. Bazıla- n ıse sadece film yapar. Belli bu" tarzı da ohnayabüir. Bana sevgi filmleri yönetmeni diyorlar. Böy- le dediklen zaman benım çok hoşuma gıdıyor, çünkü bu bır tarz değil. Her şeyde sevgi ol- malıdır Tnıffaut'nun yazdığı Hitchcock adlı kitapta şöyle der Hitchcock: "Ben filmde kulla- nacağım körü adamlan güzel adamlardan seçiyorum." Burada da başka bu 1 yaklaşım var. Ben her filmde sevginin mu- hakkak olmasından yanayım. Çünkü biz bır film yapıyoruz, gerçeğe uygun olmayabüir bel- ki, sinemanın gerçeği hayatın gerçeğinden farklıdn-, ama sade- bir gâsp olayında tinerci çocuklar tarafından öldürülen bir sosyolog, sokağa düşmüş çocuklan topluma tekrar kazandırmak için bir tesis kurmak istiyor. Unkapanı'ndaki emmioğlunun yardımıyla görünümünü değiştirip türkücü olmaya karar veriyor. ce film değil, hayatta ne yapı- yorsaruz içerisinde se\ r gi olma- h. Erupery'nın dediği gibı, "Gü- tünû bunca güzel kılan, ona uğ- rundaharcadığınzamandır." Bu filmde de sevgi var. Bu toplum içerisinde yaşıyoruz, dolayısıy- la bir sürü problem var. Bunlan sevgi ile halletmeye çahşmak ho- şuma gıdiyor. Bir de insanlarla uğraşmak hoşuma gidiyor. 'Hiç umutlu değüinT -KaçıkhkDipkMnaa'ndan son- ra neden karakomediyeyöneldi- niz? BAŞARAN -Tesadüf. Hikâye onu gerektırdıği içın, yoksa özel bir seçim değil. Kandemir çok gü- zel yazmış senaryoyu, hikâye de çokhoşuma gjttL tnsanlar çokgü- zel konuşuyor. Sinemada genel- de insanlar karton gibı konuşu- yor,burada insan gibi konuşuyor- lar. - Seyirciler bu filmi izlerken kendilerini senarvonun, filmin, otaylarmbirparçasıgibihissede- bikcekkr mi? Filmdençıknktan sonrakafalannda birtakunsoru- lar ohtşabilecek mi? Bu ulusal bu: fılm, bızı daha fazla ılgilendirir. Ama diyelim ki filmi bu- milyon kışi seyretti, dolayısıyla bir müyon görüş olu- şacaknr. Kimi filmin içerisinde görür kendini, kimi "Keşke ben de böyle bir türkücü obanT di- yebüır, kırrusı sosyolog Ersin'nin sevgıhsıni beğenir. Yani kim ne ıstıyorsa onu alsın filmden, ben böyle düşünüyorum. - Filmde kimkr rol alacak? BAŞARAN - Metin Akpınar Abuzer Kadayıf ı ve Ersin'ı oy- nayacak, Metin Akpınar'ı yetiş- tıren emmıoğlunu Lse uzun zaman o>Tinculuğa ara veren Taiat Bu- lut oynayacak. Onun dışında ye- teneklenne ınandığım genç oyun- culara yer verdik, bunlann bir kısmı manken. Ama kimse anne- sinden oyuncu olarak doğmuyor, yetenek varsa neden olmasın? 102 tane rol var, Devlet Tiyatro- lan'ndan, ŞehırTıyatrolan'ndan, sinemadan ve mankenlerden seç- tim, hatta sokaktan da seçtim. Ve artık herkesı bırbirine kanş- tinyorum. Üa tane de sürpnz isim var. Misafir oyuncular da var. Mesela AzizÜstel ilk defa oyna- yacak, CenkKoray,Sa>uşDinçeL daha bu: sürü isim var. - Türldye'deki toplumsal yoz- laşmasizcedüzetirmi? Biryönet- men olarak umutlu musunuz? BAŞARAN - Ben hiçbır şeye ne pembe gözlüklerle ne de ön- yargı ile baktım. Seneler önce "Tûrksineması öTdü" diyenler de açsınlar gözlerini baksmlar. Bu soruya da pembe gözlüklerle ba- kıp düzelecekya dabir önyargıy- la düzehnez demek istemıyorum. Ama ikisinin arasında bir şey so- racak olursanız, çok açık yürek- le söyleyeyim, hiç umutlu deği- lim. Bu önyargı değil ama yüre- ğimde böyle hissediyorum. Bu filmde de bu umutsuzluğum an- laşılacak. Bir Abuzer gider bir başka Abuzer gehr. Bunlarla sa- vaşmak lazım. îngiltere'de 'OtomatikPortakal' artık kesintisiz olarak gösterilecek DevletyapıyorsaKubrickdeyapar Alex de Large, filmde tecavüz suçlusu rolündeydL Kültür Servisi - Bu yılın başında yaşammı yi- hren ünlü film yönetmeni Stanky Kubrick'in 'OtomatikPortakal' adlı fibninin, şiddet içeren sahnelerinuı kesılmeden gösterilmesı Îngiltere'de kabul edildi. Ingilız Fihn Sınıflandırma Kuru- lu'nun dün aldığı bu karar, fıhn ve Kubrick üze- rinde yeni tartışmalann başlamasına yol açtı. Kubrick, 7O'lerde çektigi Otomatik Portakal'ın dünyasınemalannda göstenmini, içerdıği şiddet sahneleri dolayısıyla kendi isteğıyle yasaklamış, ancak üç yıl önce gösterime girmesine izin ver- mişti. Yönetmenin film üzerine koyduğu yasa- ğı yine kendi ısteğiyle neden kaldırdığı sorusu, şu günlerde sinema çevTelerinin gündemınde yer alıyor. Kubrick'inkayınbiraderi JanHarlan, yap- tığı açıklamada, filmde konu edilen "cinsel ne- denlerden dobıyı hüküm grymiş kişilerin erkek- üklerinin kimyasal yöntemlerle za\Tilanlmasr uygulamasının son yülarda Îngiltere'de ve ABD'de kuîlanıldığinı, Kubrick'in de bundan cesaret ala- rak film üzenndeki yasağı kaldu-dığmı belirtti. Bilindiği gibi filmde, tecavüz suçlusu AfcsdeLar- ge, konulduğu hapıshanede kimyasal terapi gör- meye zorlanıyor ve böylece, seksle ilgıli bir gö- rüntüyle karşüaştığı zaman neredeyse kusma noktasına geliyordu. Kubrick, o dönemde karşı- laştığı tepkilerden dolayı, hıçbir yasal hakkı ol- madığı halde filmin göstenme girmesini iste- memış, ancak yapımcı şirket Wamer Bros. Kub- nck'i kırmayarak filmin dağıtımını engelhnişti. Bundan üç yıl önce Ingiliz ve Amerikan bası- nında çıkan haberler, filmin konusunun artık 'sa- kınca' oluşturmadığını gösterir mtehkteydi. Bunun yanı su^a filmin üç yıl önce ilk kez gös- terildığı bir festivalde eleştirmenlerden olumlu tepkiler alması ve ltalya'nın fıknin izlenme yaş suunnı 20'den 15'e indirmesi de Kubrick'in ka- rannı değiştirmesini sağlayan etkenler olarak gö- rülüyor. Y A L A R ? WoodyAllen'ın 'dâhi çocuğu' üniversitede • Klrk Douglas, geçen perşembe 83. yaşını kutladı. Tüm aılesıni ve dostlannı bir araya toplayan ünlü oyuncu, bağh olduğu Musevı dinuıde yer alan 'yaşam 70 yaşında başlar' uıanışuıı anımsatarak "Bugün yenıden 13 yaşıma ginyorum. Söz venyorum iyı bir çocuk olacağım" dıyerekespn yaptı. • Woody Allen , c Mia Farrow çıftinuı bıyolojık anlamdakı tek çocuğu Seamus Farrow, henüz 11 yasında obnasuıa karşın gelecek yıl Columbıa Ünıversitesi'nde öğrenime başlayacak. Süper zekâlı olduğu beürtılen Seamus, geçen yıl Albert Camus, Franz Kafka ve Jean Paul Sartre gibı yazarlann yapıtlannı okumuş. Farrow-Allen çiftinin onu e\latlık ohnak üzere toplam 11 çocuğu bulunuyor. Farrovv'un aynca dört öz çocuğu daha var. • Ashley Judd Jım Shendan'ın yöneteceği 'The Notebook' ("Defter) ısımh bır fihnde rol alacak. Nıcholas Sparks'ın çok satan romanuıdan uyarlanan yeni fümde. huzurevınde kalan yaşlı bir kadını düzenli olarak zıyaret eden bır adam. her ziyareunde kadına aynı aşk öyküsünü anlatıyor. Sonunda, öyküdekı kadının aslmda bakımevindeki kaduı olduğu ortaya çıkıyor. • Julla Roberts. '33 Lıberry Street" adlı bir komedi fıhnınde başrolü oynaması için Warner'dan teklıf aldı. Filmi 'Lolita'nın yönetmeni Adrian Lyne yönetecek. • Altın Küre ödİİIIerlıçınyaklaşık 200 film, 11 televızyon dizisı. 96 televızyon fümı, 40 yabancı füm baş\ r urdu. 23 Ocak'ta 57.'sı düzenlenecek olan ödül törenıne Steeve Guttenberg, Saüna Hayek, Vıctoria Principal ve Marhn Sheen katılacak. • Blair Cadısı filminın yönetmenlen Daniel Myrick ve Eduardo Sanchez ikınci fıhnleri 'Heart of Love'uı (Aşkın Kalbı) komedi fıhni olacağım açıkladılar. Myrick ve Sanchez aynca, Blair Cadısı'nın devamı nıteliğindekı bir fitmin çekimlenne başlandığuıı ama bu filmi kendilennın yönetmediğini söyledıler. • Martln Scorsese \e geçen yıl New York'ta evlendiği son eşi Helen'in Francesca ismini verdikleri bir kızı oldu. Çocuk sahıbi olmaya hazırlanan ünlüler kervanuıa John Travolta ve Keüy Preston da katılıyor. Çift, martta doğacak kızlaruun aduıın Ella Blue olacağım açıkladılar. Keanu Reeves ve kız arkadaşı Jennıfer da, ocak ayında çocuk sahibi olacak. • Judy Carland m 1939senesınde'Oz Büyücüsü' filminde gıydiği kareli elbise, New York'takı Chnstie's müzayede evinde gerçekleştinlen açık arttuTnada tahmın edılenden on kat fazlasına satıldı. Elbıseyi, Garland'uı hayranı olan New York'lu arşiv memuru Mıcheal Benson tam 324 bın dolara satın aldı. • Barbara Strelsand 1994 yıhndan bu yana ilk keE, sahneye çdayor. • "• sv Menajerlen Las Vegas'taki bu gösteruun sanatçuıın ABD'dekı son göstensı olabıleceğini söylüyorlar • Papa 11. John Paill, duvar resımleri restore edılen Vatıkan Sıstine Kılısesı'ni törenle açü. Yinnı yıllık bır restorasyon süreci geçiren dörtyüz yıllık duvar resimlennın ıçinde Michelangelo ve Boticelh'ye aıt olanlar da var. Dört yıldır ziyarete açık olmayan. Mıchelangelo'nun ünlü 'MahşerGünü' adh yapıtının restorasyonu ise henüz tamamlanamadı. • Cabriele Salvatores başrollerinı Sergio Rubini ve Paolo Villagio'nun yer aldığı, 'Dişler" adlı filmin çekimlerini Napoli'de tamamladı. Film Domenico Starnone'nin aynı adlı kıtabından uyarlanmış. • Johnny Depp (Sanço Panço) ve Jean Rochefort (Don Kişot) Terry Gilliam'ın Cervantes'in ünlü kitabmdan sınemaya uyarladığı filmi içm bir araya geldıler. • John carpenter 2200 yıllannda Mars'ta geçen bır hikâye üzerinde çalışıyor. Hikâyede ise gezegeni işgal eden insanlardan öç almak isteyen bır Marslı konu ediliyor. BEKSAV TİYATRO ATÖLYESİ "ÇOK UZAKLARDAN GELİYORUZ" oyun 2 bölüm Reji-Koreografi-Dekor Tasanm Ayşe Emel Mescı TertYazım-ŞiirMontaj AliBerktay Müzik Jean-Yaggues Lernetre Tahsin incirci Yenigün Müzik Toptuluğu MUAMMER KARACA TlYATROSU 12 Araiık Pazar Saat: 20.00 KADIKÖY BARIŞ MANÇO K.M. 16 Araiık Perşembe Saat: 20.00 23. Araiık Perşembe Saat: 20.00 Bilgi İçin Tel: (0216) 349 91 55-56 Adres: Osmanağa Mah. Kırtasiyeci Sok. No: 21 KADIKÖY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle