Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 EYLÜL 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Menderes'i
anmada İncil
gerginliği
• İstanbul Haber Servisi -
Eskı başbakanlardan Adnan
Menderes, eskı Dışışleri
Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve
eski Maliye Bakanı Hasan
Polatkan, ölümlerinin 36.
yıldönümûnde anıldılar.
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın törendeki
konuşması sırasında Salih
Kaya isimlı bır kışı, elindeki
lncıl'i kaldırarak '"Mesıh
Menderes" diye bağırdı.
Erdoğan'ın korumalan
tarafından olay yerinden
uzaklaştınlan Kaya. Hz. Isa
ile Menderes'in kadennin
aynı olduğunu. ıkisinı de çok
sevdığini söyledi.
Polisleri şaşkına
çeviren kadın
hırsızlar
• AIVKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Emnıyet
Müdürlüğü Hırsızlık Büro
Amirligi'ni Etlik'ten arayan
bir yurttaşın ihban ûzerine
yakalanan iki kadın, emnıyet
görevlilenni ve doktorlan
şaşkına çevırdi. Şüpheli
görülmelen üzenne gözaltına
alman Kırat Atik, Irkiye
Uçak ve Kıraz Özdemir'in
sabıkalı olduğu belirlenirken
yapılan üst aramasında altın
kolye parçalan bulundu.
Daha 'aynntılı' bir arama
içın Adlı Tıp Kurumu'na
sevkedilen kadınlardan Kirat
Atik ve Kiraz Özdemir'in
röntgenlerinde, vajınalannda
10 adet burma bilezik. bir
?.!tın zincir. 15 çeyrek altın, 2
çift küpe, 2 künye, 3 kolye, 3
yöttca yaprağı, yüzûk. 2
nazar boncuğu, 5 çatal iğne
ve saat etiketi bulundu.
Millî Göpüş'e
baskın
• MÜNİH(AA)-
Almanya'nın Münih
kentinde polis, lslam
Toplumu Milli Görüş'iin
(IGMG) merkezine baskın
düzenledi. Çok sayıda
güvenlik görevlisinin
katıldığı baskında, içeride
bulunan 45 kışıden 25'i
kimlık tespitı ıçin gözaltına
alındı. Bunlardan 10'u daha
sonra serbest bırakılırken
15'i hakkında soruşturma
sürdürülüyor. Yetkililer,
gözaltına alınan kişilerden
9'unun sahte pasaport ve
ehlıyet düzenlemek
suçlanndan mahkemeye sevk
edileceklenni belırttiler.
Tayyip Erdoğan'a
soruşturma
• ANKARA (ANKA) -
Içışlen Bakanı Murat
Başesgioğlu, tstanbul
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan hakkında
soruşturma başlattı.
Başesgioğlu. ANAP İstanbul
Mületvekilı Bülent
Akarcalı'nın Erdoğan'ın
belediyede partızanca
kadrolaşma amacıyla
görevmin ehli olmayan
kişilerin bağlı
birimlerde yetkıli makamlara
getirildığini bıldırmesi
Üzerine
açılan soruşturma sonucuna
göre yasal gereğin
yapılacağını belırttı.
Çillep'in İslamcı
danışmam
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP'de. genel
başkan Tansu Çiller'in,
islamcı yazar danışmam
Şükrü Karaca'dan rahatsızlık
başladı. DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Ekinci'nin
yakın çevresine "Tansu
Hanım başkanlık divam
üzerindeki şekillenmeye izin
vermeyeceğimizi bilir. Böyle
olursa istifalar olur, bölünme
başlar'" dediği öğrenildi.
Çiller, Karaca'yı Başkanlık
Di\anı toplantısında
kurmaylanna. "Bu
arkadaşım bundan sonra
basmla ilişkilerden sorumlu
olacak ve sizleTe her konuda
yardımcı olacak" sözleriyle
takdım etmişti. Karaca'nın
DYP Genel Sekreteri Nurhan
Tekınel'in yardımcılığına da
getınlebileceği kaydedildi.
DTP'de korrasyon sıkmtısı
Grup kurduktan sonra istediği başkanlık ve yardımcılıklan
komisyonlara üye vermeyerek hükümeti azınlıkta bırakma
AYŞE SAYES
ANKARA - TBMM ihtisas
komisyonlanndakı başkanlık bölüşümü
hükümet ortaklan arasmda sonın oldu.
TBMM'de geçen yasama yılında grup
kurduktan sonra, 2 başkanlık ve 1
başkan yardımcılığı istemlerine
ANAP'tan olumlu yanıt alamayınca
komisyonlara üye vermeyen DTP,
koalisyonun komisyonlarda azınlığa
düşeceği kozunu kullanıyor.
TBMM'nin yeni yasama yıhnın
başlamasından sonra içtüzük gereği ilk
iki yılhk çalışma sürelerini
doldurduklan için TBMM Başkanlığı
ve dığer organlann yanı sıra ihtisas
komisyonlan da yenilenecek.
Hûkümette 5 bakanla temsil edilen
DTP, ihtisas komisyonlannda da
mılletvekili sayısına göre başkanlık
istemindeki ısrannı sûrdürûyor.
Hükûmetin DSP kanadı bu tartışmadan
uzak kalmaya özen gösterirken, DTP
Grup Başkanı Mehmet Köstepen,
ANAP'ın tutumundan rahatsız
oldukJannı söyledi. ANAP'ın
istedikleri 2 başkanlık ve 1 başkan
yardımcılığını vermeye yanaşmadığını
savunan Köstepen, "Maalesef ANAP
yönetimi, anlayamadığımız bir şekilde,
bu konuyu bırakın gündeme getirmeyi,
bizi dinlemeye bik yanaşmıyor. Bir
türlü bu konuyu konuşamadık" dedi.
Köstepen, ANAP'ın bu tavnnı
sûrdürmesi durumunda, komisyonlara
üye vermeyecekJerini vurguladı.
Parlamentoda 21 sandalyesi bulunan
DTP, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım
Erez'in yanı sıra DYP'den aynlan Izmir
Mılletvekili Hasan Denizkurdu ile
geçmişte DYP liden Tansu Çiller'in A
takımında yer alan îstanbul Milletvekili
Sedat Aloğhı'nu da saflanna katmaya
hazırlanıyor. TBMM'nin yeni yasama
yılına transferlerle girme planı yapan
DTP'nin Grup Başkanı Köstepen,
"Meclis açıldıktan sonra büyük bir
harekrtlilik yaşanacak ve bu bizûn
lehimize olacak" görüşünü dile getirdi.
ANAP kadrolaşması
Özellikle kamu kunıluşlanndaki
ANAP kadrolaşmasından rahatsız olan
DTP'nin yeni transferlerle hûkümette
daha da ağırlığını koyacağı bildirildi.
DTP Genel Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un da özellikle vali ve
emniyet müdürü atamalannda
ANAP'ın ağırlık koyması durumunda,
alamayan DTP
kozunu kullanıyor
hükümetten çekilmeyi yetkili
kurullanna götüreceği kulislerde dile
getirildi. DTP'nin tepkisi üzerine
ANAP, DSP ve DTP'den birer bakanın
katılımıyla oluşturulan 3 komisyonda
yer alan DTP'li Devlet Bakanı Rıfat
Serdaroğlu. atamalara yeni bir düzen
getireceklerini söyledi.
Serdaroğlu, vali ve emniyet
genel müdürleri kararnamesinin
gelecek hattadan itibaren
hazırlanmaya başlanacağını
belirterek "Bu atamalarla ilgili yeni bir
uygulama başlatacağız. Artık vali ve
emniyet müdürleri atamalannda siyasi
partilere kontenjan tanınmavacak.
Bunu kaldınyoruz. Şu partinin, bu
partinin değil. devletin emniyet
müdürü, devletin vaüsi olacak"
görüşünü dile getirdi.
RTUK ve Basın
Yasası değişecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanı
Oltan Sungurlu, Radyo
ve Televizyon Kuruluş ve
Yayınlan Hakkında Yasa
ile Basın Meslek
Yasası'nda yapılacak
değişıklikleri görüşmek
üzere, basın meslek
kuruluşlanyla bir araya
gelecek. Toplantıya
Devlet Bakanlan Cavit
Kavak, Hikmet Sami
Türk ve Rıfat
Serdaroğhı'nun yanı sıra
Türkiye Gazeteciler
Sendikası, Çağdaş
Gazeteciler Derneği,
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti, Gazeteciler
Cemiyeti, Izmir
Gazeteciler Cemiyeti,
ulusal yayın yapan 16
televizyonun temsilcileri,
Türk Basın Birliği, Basın
Konseyi,
Cumhurbaşkanhğı ve
Parlamento Muhabirleri
Derneği katilacak.
Ankara'da Hâkimevi'nde
bugün yapılacak
toplantıda 3984 sayılı
Radyo ve
Televizyonlann Kuruluş
ve Yayınlan Hakkında
Yasa ile ilgili değişikler
ve 5680 sayılı Basın
Yasası konusunda
görüşler belirlenecek.
Çağdaş Gazeteciler
Derneği Başkanı İsmet
Demirdöğen, RTÜK
yasası çıkanlırken
bağımsız bir üst kunım
önerdiklerini, ancak
verdikleri taslağın
dikkate alınmadığım
anımsatarak "Bizi
dekoratifolarak
kullanmasınlar. Kendi
yasalannı geçirmek için
bizi oraya çağırdılarsa bu
yakışmaz. Figüran
olarak çağırmasınlar"
dedi. RTUK'ün radyo-
televizyon kunıluşlanm
"terbiye etmek"le değil.
düzenleme ve
yönlendirmeyle görevli
olması gerektiğıni
belirten Demirdöğen,
"Bugünkü RTÜK sansür
kurulu niteüğinde. Bu
organ ceza vermekten
uzaklaşıp özendirmeci
olmalT diye konuştu.
Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Nazmi Bilgin de,
3984 sayılı yasayı ve
.'"RTÜK'ün oluşumunu
onaylamadıklannı
belirterek şunlan
söyledi:
"RTÜK'ün siyasetin
emrinde olmasına
karşryız. Türldye'de bir
tstildal Mahkemeleri
üyeleri bir de RTÜK
uyeleri Meclis
tarafindan seçildi."
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
Diyarbakır Cezaevi'nde 10 tutuklunun ölümüyle suçlamyorlar
65 görevliye 1560 yıl hapis istendi
DÎYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakır E Tipi
Cezaevi'nde geçen yıl çıkan
olaylarda 10 tutuklunun
ölümü ve 23 tutuklunun da
yaralanmasına neden olmakla
suçlanan ve haklannda
"taammüden adam
öldürmek" suçundan dava
açılan 65 güvenlik
görevlisinin yargılanmasına
devam edildi. Savcılık,
tutuksuz yargılanan 29
jandanna ile 36 polis
hakkında toplam 1560 yıl
hapis cezası istiyor.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün yapılan
duruşmaya yalmzca tutuksuz
5 güvenlik görevlisi ile
olaylar sırasında yaralanan
PKK davasmdan rutuklu
Ahmet Sever katıldı.
îddianameyi okuyan Ağır
Ceza Mahkemesi Savcısı,
sanıklann, geçen yıl eylül
aymda Diyarbakır E Tipi
Cezaevi'nde çıkan olaylar
sırasında 10 tutuklunun
ölümü ve 23 tutuklunun da
yaralanmasına sebebiyet
verdiklerinden dolayı
'taammüden adam
ötdürmek" suçlanndan
yargılanmalannı talep etti.
Savcırun bu mütalaasından
sonra olaylar sırasında
yaralanan ve PKK davasmdan
yargılanan Ahmet Sever
dinlendi. Ifade vereceğini,
ancak can güvenliğinin
sağlanması isteyen Sever,
şunlan anlattı: "Beyanda
bulunacağım. Ancak beni
cezaevine götürüp getiren
kişiler bu davadan adam
öldürmek suçundan sanık
dunımundadırlar. Dayak
endişem var, ama yine de
ifade vereceğim. Görüş bitmiş,
koğuşlanmıza dönmek
üzereydik. Her zaman
yapüğunız gibi diğer
koğuşlardan, dışandan geten
eşyalanmız için leğen istedik.
Ancak izin verilmcdL Adının
Ahmet Fetih olduğunu
tahmin cttiğim başgardiyan
buna engel oldu ve
arkadaşlanmıza hakaret
etmeye başladı. Tartışma
büyüdü, daha sonra cezaevi
müdürü geldi ve 'Size ne
yapacağımı biliyorum'
diyerek gitti. Bu arada bir
subay geldi. Kendisine olayın
cezaevi savcısının da gelerek
çözümlenebileceğini söyledik,
ancak övle ounadL," 3 saat
boyunca koridorlarda 32
kişiyle bekletildiklerini, daha
sonra da saidınya
uğradıklannı anlatan Ahmet
Sever şöyle devam etti:
"Ana kapıdan polisler,
yemekhane kapısından da
askerler "Allah, Allah'
sesleriyle ellerindeki demir
çubuk ve kalaslarla üzerimize
saldırmaya başladılar. Çoğu
arkadaşunız feci şekilde
yaralanmıştı. Vücutlan
paramparça olan
arkadaşlanmız vardı. Uzun
süren bir sakhndan sonra
bırakıp gittiler. 15 daldka
sonra yine geri geldiler. Bu kez
yüzierimiz yere yaoJı bir
şekilde saldırdılar."
Duruşma, tanıklann
dirüenmesi için ileriki bir
tarihe ertelendi.
Mezarcı'dan
çete suçlaması
AHMET ŞEFİK
-i
1
TRABZON-Türkiye
Cumhuriyeti'nin manevi
şahsiyetine hakareti içeren
TCY'nin 160. maddesine
muhalefetten Trabzon Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanan
Hasan Mezara, JİTEM ve özel
timin Süleyman Demirel, Tansu
Çiller, Doğan Güreş ve Mehmet
Ağar dönemınde "kana
bulaştınldığuu ve amacı dışında
kullandınldığını" öne sürdü. Özel
Harp Dairesi'nin kendisini
öldürtmek istediğini, iki albayı da
uyan amacıyla RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'a
gönderdiğini iddia eden Hasan
Mezarcı, bu davadan tahliye
edildi.
Hasan Merzarcı başka bir
davadan tutuklu olması nedeniyle
cezaevine gönderildi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Yeni haber dalgası sizi ne şa-
şırtsın, ne heyecanlandırsın. Bi-
linenler bir kez daha su yüzüne
çıkıyor. Medyada, pes etmeyen
habercilerin çabalanyla parça-
lan sabıria bir araya getirilen
kanlı ve karanlık "Susuriuk fo-
toğrafı" bir kez daha önümüze
seriliyor, o kadar.
Sabnnız varsa fotoğrafı bir
kez daha sergileyelirn (mi?):
12 Eylül'ün daha kırkı bile dol-
madan, daha doğduğunda
"memleketi kurtarmak misyo-
nu" omuzlanna binen General
Evren. devletçe aranan ülkücü-
katıl Abdullah Çatlı ve çetesini
ASALA'ya karşı göreviendirdi.
Terörü ancak terörîe önleyebile-
ceğine, yasadışı örgütü ancak
yasadışı yöntemlerle çökertebi-
leceğine ve bunun bir "devlet
yönetme yöntemi" olabileceği-
ne kendi kendilerine karar veren
Evren ve takımı, böylece Türki-
ye Cumhuriyeti tarihinde yeni
bir dönem başlattılar.
O güne dek Seferberiik Tetkik
Dairesi, özel Harp Dairesi filan
gibi görece resmi bir şemsiye
altında etkinlik gösteren Türk
İş Gene Başa Düşüyor
Gladiosu, ülkücü tetikçiler, on-
ların üstünden uyuşturucu ve
çek-senet mafyasının babalan
filanla dolaysız ilişkiye girdi ve
operasyonlara başladı.
ASALA çökertildi. ASALA'nın
çökertilmesinin hukuk devleti-
nin de çökmesine yol açacak
bir süreci başlattığını o günler-
de kimse kendine dert edinme-
di. Bunu anlamakmümkün. Hu-
kuk devletini, ancak hukuk ve
adalet duygusuyla donanmışlar
kendine dert edebilir. PKK'nin
şiddet kullanımına dayalı etkin-
likleri, sıradan polis - jandarma
güçleri ile önlenemez boyutlara
erişince, ASALA deneyimi, bu
kez daha ileri bir boyut ve yo-
ğunlukta devreye sokuldu. (Bu
son cümleyi, Hukuk devletini
daha ileri bir boyut ve yoğun-
lukta tahrip edecek bir süreç
başladı" diye de söyleyebiliriz.)
Kamyon, Susurluk'taki Mer-
cedes'i haşat edene kadar her
şey yolunda gitti. Arada koru-
culuk sistemi kurulmuştu. Aşiret
reislerine kurdurulan korucu or-
dularına itirafçılardan oluşturu-
lan infaz timleri eklemlenmişti.
Polis örgütü bünyesinde Özel
Harekât Dairesi kuruldu ve kad-
roları -pek de gizlemeye gerek
duyulmaksızın- Ülkü Ocakla-
n'nda stajlannı tamamlamış te-
tikçilerle tıklım tıklım doldurul-
du. Özel Harekât Dairesi özel-
likle önemliydi. Sarkık bıyıklan,
görgüsüz şövalye yüzüklerine
işlenmiş kurt başları, tabanca
kabzalarına kazınmış üç hilalle-
ri ile kısaca "özel tim" diye anı-
lan bu savaş aygıtı ne polis, ne
ordu; hem polis, hem ordu işle-
viyle PKK ile savaşın belkemiği-
ne yerleştırildi.
Devletin dizginlerini elindetu-
tan güçler, Kürt sorununu şiddet
kullanarak çözmek tercihinde
karar kılmıştı. Bunun doğal sc-
nuçları var. Banşçıl bir çözüme
giden bütün yollar artık daha
baştan ve sistematik olarak ka-
patldı. Itiraz edenler karalandı,
tasfiye edildi, hatta yok edildi.
Güneydoğu'da baştan sona
savaş hukuku ("savaş hukuk-
suzluğu" daha doğru bir deytm
galiba) egemen oldu. JlTEM'ci-
ler, özel harpçiler, başına buyruk
polis şeflerinden oluşan "res-
mi" güçlere korucu çeteleri, iti-
rafçı infaz timleri, üç hilallı ve üç
hilalci özel tim rambolanndan
oluşan "yan resmi" güçler ek-
lendi. Ülkü Ocaklan'ndan yetiş-
miş cankınmı sanığı katiller,
mafya babalan, uyuşturucu ta-
cirleri, rant vurgunculan ve si-
yasal çıkariannı savaş üstüne
oturtmuş politika esnafı ile de
fotoğraf tamamlandı.
Bu öngörülmüş, planlanmış
ve yeğlenmiş kargaşada resmi
bir silahın nasıl olup da Abdul-
lah Çatlı'nın üstünde kayıtlı ola-
bildiği; devletin niye silah sustu-
rucusu ithal ettiği; bir polis şefi,
bir aşiret reisi ve DYP milletve-
kili, bir ülkücü katilin Susuriuk
Mercedesi'nde nasıl olup da bir
araya gelebildikleri; ardında kan
izJeri bırakarak dört dönen Ye-
şil'in bir bireysel katil mi, bir
"özel harpçi" mi, JlTEM'ci mi,
korucu mu, itîrafçı mı olduğu;
Haspro'nun zrfiri karanlık ilişki-
lerle yoğrulduğu anlaşılan pat-
ronu ErtaçTinar'ın ne demeye
devlete280 bin dolarlık silah hi-
be ettiği; bu silahlann polislerin
değil ordunun kullanacağı silah-
lar olmasına rağmen ne diye po-
lis örgütünce satin alındığı, bun-
lann kayıp olanlannın kimlerin
eline verildiği ve ne amaçla kul-
lanıldığı sorulannın...
...evet bu sorulann artık hiç-
bir önemi ve anlamı yok.
Bildiklerimizi durmadan birbi-
rimize yineleyerek zaman yrtir-
menin anlamı da yok. İş bir kez
daha başa düşüyor. Bir kez da-
ha kollan sıvamaktan öte çare
yok. Pes etmenin onursuzluğu-
nu içine sindiremeyen herkes
davranmak zorunda. Çünkü
öteki seçenek, onursuzluğa kat-
lanmak ve çetelere boyun eğ-
mek.
POLTltKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Ay Tutulması...
Lacivertin orta yerıne düşmüş, kuşatılmış bir ge-
ce...
Insan bakışlarından uzakta, bir dizi bulutun gi-
derek ağırlaştırdığı bir ortam...
Sessizlik insana korku veriyor...
Haberlerde Başbakan Mesut Yılmaz'ın konuş-
ması bitmiş, TV kanallarındaki futbol heyecanı bit-
miş...
Trabzonspor'un kendi evinde 2-1 galıbiyeti, Fe-
nerbahçe'nin Bükreş'teki beraberliği konuşuluyor
olmalı evlerde...
Ara sıra siren sesleri, köpek havlamalan duyul-
masa, bir dağ başında sanacak insan kendisini...
Denizden geceler, şairin dizelerinde saklı...
Yaşamın dibinde hüzünler ve sevinçler çoğalı-
yor ansızın. Yüreklerdeki o derin sızılar bir ırmağa
dönüşüyor...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kanire'de
gazetecilere "Susuriuk örtbas edilemez" diyor.
Demirel, hükûmetin Susuriuk konusunda görevi-
ni yapmasını istiyor...
Gecenin içindekı o karanlık beni boğuyor...
Bir televizyon kanalı, ay tutulmasını canlı yayın-
da veriyor...
DYP lideri Tansu Çiller yine kükremiş...
Diyor ki:
"Susuriuk olayını ve Bülent Orakoğlu 'nu sahip-
leniyoruz. Çünkü, güvenlik güçlerinin ve devletin
çete ilan edilmesi, Türkiye'nin savunma refleksi-
ni zayıflatıyor, milletin bütünlüğünü tehdit edi-
yor..."
Bir ülkede 3 yıl başbakanlık yapmış bir kadın si-
yasetçi, nasıl böyle konuşabilir? Yoksa Türkiye
Cumhuriyeti demokratik hukuk devleti değil midir?
•••
Karanlık üstüme üstüme geliyor...
15-16 yaşındaki çocuklanmızı işkenceden ge-
çiren, sonra yargılayıp tutuklayanlann demokrasi-
den, insan haklarından söz etmeye haklan var mı-
dır?
Bu soruları yüksek sesle soruyorum...
Canım bir hayli sıkkın, başım dönüyor...
Metin Göktepe davasında salıverilen dört po-
lis, cezaevi kapısında uyduruk bandoyla ve tekbir
sesleriyle karşılanıyor...
Bando şu türküyü çalıyor:
"Yürü de yavrum yürü, saçlannı sürü..."
Devlet memuru polisler son model Mercedes ve
BMW otomobilletie alınıp götürülüyor...
Sizler hiç şöyle düşündünüz mü bilmem, ama
ben düşündüm:
"Ibrahim ŞahinV, Göktepe davasında salıveri-
len polisleri Mercedes ve BMVV'lerle alıp götüren,
'Türkiye sizinle gurur duyuyor' diyenler kimlerdir,
bunlar ne iş yaparlar?"
• • •
Yoksul bir güz kapımızdayd;...
Hakkâri'de, Diyarbakır'da, Van'daçocuklar, ka-
dınlar çöplüklerde ekmek ve yemek artıklan top-
luyorlardı...
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in Siirt'te-
ki konuşmasını gazetelerin taşra kalıplarında oku-
muştum... ,,,, •_,• «r:!;:ç<ıw:-xnolıA
Ecevit şöyle diyordu: <
:
- •
"Istihdama yönelik işletme açacak yatınmcıla
1
-
ra parasız arazi verilecek..."
Güneydoğu insanı bu sözleri yıllarca dinlemiyor
muydu?
Toprak reformu kandırmacası, ışsizliği önleyen
projeler yıllardır ısıtılıp ısrtılıp Güneydoğu'nun önü-
ne sürülüyordu...
Ya kan gölünden çıkar sağlayanlar, o örgütlü çe-
teler, eroın kaçakçılığının devletin içine dek sızan
uzantıları?..
Devlet. Güneydoğu'da yıllar önce tütün ekimini
desteklemişti...
O üretilen tütünden vurgunu ağalar, şeyhler, şıh-
larvuruyordu...
Ucuz ekonomik önlemlerdi bunlar. Üretilen tü-
tünün dış pazarı yoktu, devlet Hazine'den oraya
trilyonlar aktanyordu...
Bugün hiç kimse ayağa kalkıp sormuyor:
"Siz neden Güneydoğu tütününü üretip, sonra
satın alıp dış pazan olmadığı için de yakıyorsu-
nuz?"
Yıldızsız bir gecede içim sıkılarak aydınlığı bek-
liyordum...
Bir ara gözlerimi kapadım ve Batman sokakla-
nnda dolaştım, onlarca faili meçhul cinayeti dü-
şündüm, devletten ihale alan Hizbullah yandaşı
müteahhitleri anımsadım...
İki yıl sonra Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi, Ga-
zi olaylannda suçlu oldukları anlaşılan 8 polis hak-
kında tutuklama karan vermişti...
Bir kadın siyasetçi ise Susuriuk çetesine destek
veriyordu...
O bir bilim insanı değil miydi?
1997 Türkiyesi'nde ilkelliğin, çağdışılığın fotoğ-
rafı hepaynıydı...
Yeniden lacivertin orta yerinde kuşatılmış gök-
yüzüne baktım. Ay tutulmuştu!.. Yıldızları aradım,
bulamadım.
Aydınlık bizden çok uzaklardaydı...
E. Posta: Hikmet.Cetinkayac; raksnet.com
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Erbakan'ın hac
uçağma soruşturma
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'ın başbakan
olduğu dönemde
Başbakanlık adına
kiralanan uçakla hacca
gitmesiyle ilgili olarak
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'nayaptıgı suç
duyurusundan sonuç
alamayan Gülay Baytaş.
TBMM Başkanlığı "na
soruşturma açılması için
baş\Tirdu. Bayiaş adlı
yurttaş, Cumhuriyet'in
"Saltanat ucağı devletten"
başlığıyla duyurduğu
haberi üzenne 10 Hazıran
1997 tarihinde Ankara
Cumhuriyet
Başsavcılıgf na suç
duyurusunda bulundu.
Baytaş, Başbakanlık adına
kiralanan THY'ye ait
Boeing 737^-00'tipi
Anadolu adlı uçakla
Erbakan'ın, eşi, kızı,
torunlan, korumalan.
hizmetlıleri, dönemın
devlet bakanlan Teoman
Rıza Güneri, Ne\-zat Ercan
ile 6 RP milletvekili ve
lstanbul'daki hac uçağına
yetışemeyen 33 hacı
adayıyla 25. kez hacca
gittiği haberlenni
ızlediğıni belırtti.
Baytaş, Erbakan'ın Türk
Ceza Yasası'nın 240.
maddesındekı "görevi
kötüye kuHanmak"
suçunu işleyip
işlemediğinin
soruşturulması yönündeki
isteminin "j'etkinin
TBMM'de olduğu"
gerekçesiyle reddedilmesi
üzerine itirazda bulundu.
Kınkkale Ağır Ceza
Mahkemesi'nin itirazı
kabul etmememesi üzerine
Baytaş TBMM
Başkanlıgı'na başvıırdu.