Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 1997 PERŞEMBE
HABERLER
• ••
BM Işkenceyi Onleme Komitesi'nin 'gizli raporu'na göre insan haklan ihlalcisi devletiz •
Türkiye'de sistemli işkence var'
SUNUŞ]
' Türlaye mn tarafı bulunduğu uluslaramsı
ınsan haklan belgelennden bırisi de BM
Işkencemn Önlenmesi Sözleşmesi dır. Bu
sözleşme, 26.6. 1987tarihindeyürürlüğegirmişür. Türkiye, BM
Sözleşmesi ne 25.1. 1988'deımza koymuş ve onay belgesım
2.8.1988 de depo etmıştir. Behrnlen bu son tarihten başlayarak.
anılan sözleşme, Türkiye bakımından da yürürlük kazanmıştır.
Bu sözleşme ile BM Işkencemn Önlenmesi Komıtesi kurulmuştur.
Komitenin yetkileri şunlardır: Tarafdevletlenn sundukları Başlangıç
ve Perıyodık Raporları incelemek; Genel Yorum yapmak, sistemli
işkence pratiklerini incelemek. Komite ayrıca, kendısıne ulaşan hem
"bireysd", hem de "devteüemrast" şikâyet başvurularmı incelemek ve
karara bağlamakyetkisine de sahıptır. Şıkâyet baş\iırusunun
işleyebılmesi için ilgili tarafdevletin bu usulü lanıma beyanı yapması
gerekir Türkiye, şikdyet başvurusu usulünü tammıştır.
Komite sistemli işkence pratiklerme ılişkın sağlam temelli duvumlar
aldığında, verıler ehnde toplandığında, üyelennden bır heyetı
soruşturma yapmakla görevlendırır. Bu üyeler. ılgılı ülkeyi zıyaret de
edebilirler. Toplanan bulgular bır rapor olarak. ilgili devlete
gönderilir. Bu rapor, gizhlik kuralına tabıdır.
Bununla birlikte, hakkında soruşturma yürütülen devlet, komite ile
ciddi ve verimli işbirliğı vapmaz. komıteyi yanıltmaya çalışır;
komitenin yönelttıği önen ve uyarıları dikkate almamakta dırenır ıse
ya da bulgulanan verıler, o ülkede sistemli işkence yapılmakta
olduğunu ortaya çıkarmış ve bu durumun alenileştirılmesı komite
tarafindan uygun görülmüş ıse, komite. yıllık raporunda, dığer
hususların yam sıra, yaptığı o özel soruşturmaya ılışhn sonuçlarm
özet kısmını yayımlayarak alenileştırebılır. Bu. gızlı soruşturma
raporunun "ÖzetBulgular"kısmıdır.
"ÖzetBulgular"ın yayımlanması. sözleşme sisteminin öngördüğü en
ağır vapnrımdır ve ilgili tarafdevletin, sistemli işkence yaptığmı,
uluslararası düzlemde tespıt ve tescil etmek anlamına gelmektedır.
Komite, bu yaptırımı. kurulduğundan bu yana. bir kez uygulamıştır.
Bu yaptınmın muhatabı devlet, Türtaye'dir Komite, 9.11.1993
tarihinde. Altmcı Yıllık Raporu na eklı olarak Türkiye soruşturması
"ÖzetBulgulan'nınyayımlanmasına karar vermiştir
Türkiye, maruz kaldığı bu yaptırım üzenne tepki göstermıştir. Bu
tepkilerden bırısı de Türkiye nin BM Cenevre Ofısi nezdındekı Daimi
Temsilcisi Büyükelçı Sayın Gündüz Aktan tarafindan 24.11.1993
günü. sözleşme tarafı devleûer dördüncü toplantısında yapılan
konuşmadır.
Aradan yaklaşık dörtyıl gibı uzun bir süre geçmiş olmasına karşın,
bu konuşma metni de Tükiye mn komiteye yönelttıği dığer tepkilerin
metınleri de ulusal kamuoyunun bügısıne bır türlü ulaşmamıştır.
Ulusal basın da parlamento ve ilgili diğer çevreler de bu oluşumlarm
büyük ölçüdeyabancısı olmuştur.
Oysa, gerek komitenin Türhye ye yönelık eleştirilerini içeren "Özet
Bulgular" raporu. gerekse Türkiye 'mn yönelttıği karşı eleştiri ve
tezlerı, Türkiye de kanamava devam eden bıryara olan işkence ve
kötü muamele yapılması şekhndekı ınsan haklan ihlali patolojısı
bağlamında, bugün bır kez daha ele alınmasım gerektiren önemli
unsurlar ıçermektedır.
BM Komitesı 'nin 9.11.1993 tarihinde yayımlanmasına karar verdiği
ve 18.2.1994 tarihli olarak (VN.. Report ofthe Committee Against
Torture, GeneralAssembh: Official Records, Forty-eight session.
Supplement No. 44A (A'48/44/Add.lJ yayımlanan "Türkiye
Prof. Dr. MEHMET SEMİH
GEMALMAZ
(tÜHF öğretim üyesi, İC Insan Haklan
Hukuku Araştırma ve L'ygulama \1erkezı
Müdür Yardımcısı" Istanbul Barosu Insan
Haklan Merkezı Başkanı/
K
omitenin Türkiye Soruşturması
Raporu'nu alenıleştirmesi karan
alınması sürecinde ve hemen
sonrasında, Türk hüküneti, BM New
York merkez ile Cenevre ofısinde görev-
li Daimi Temsılcıleri olan diplomatlarara-
cıhğı ile tepkilerinı ortaya koymuşrur.
Türkiye'nin anılan rapora resmı tepkıle-
rinin ırdelenmesi, bır yanda raporun ha-
zırlanma sürecine (kı. sözleşme gereğin-
ce bunlar "gidilik kaydTna tabı tutulmak-
taydı), öte yanda ıse Türkiye'nin ulusla-
rarası ölçekte "Mnsan haklan ihlalcisi dev-
let iddialan" karşısında nasıl bır sıyasa
izledığıne ve hangı argümanlan ürettiği-
ne ışık tutroası bakımından son derece
önem taşımaktadır.
/ - BM İşkencenin Önlenmesi Sözleş-
mesi TarafDevletler Dördüncü Toplan-
üsı'nda 24 Kasım 1993'te Sunulan Ko-
nuşma Metni
Anılan toplantıda. 24.11.1993 günü.
Türkiye'nin BM Cenevre ofısi nezdinde-
ki Daimi Temsilcisi Büyükelçı Gündüz
Aktan (1 )tarafından yapılan konuşma ile
Türkiye. komitenin raporuna verdiği tep-
kileri alenileştirmeye başlamıştır. Bu ko-
nuşmanın metni, daha sonra yayımlan-
mlştır, (2). -
Türkiye temsilcisinin konuşması sıra-
sında ılen sürdüğü ve burada aynen alın-
tılanan argümanlar arasında şunlar göze
çarpmaktadır:
- "Gizli Rapor'un "özet bulgular' kıs-
mının dagıülmasu bir TarafDevlete karşı
en ağır/ciddi >apünmdır. Bu, komitenin
yapabileceği en ağır suçlamayı. adıvla ad-
b sistemli işkencenin varolduğu suçlama-
sını içermektedir":
- "Bu konuşmamda, "Özet bulgu-
lar'dan çok, komitenin iki üvesi tarafindan
hanrlanan Gizli Raporu elealacağun. Bu-
nun nedeni açıkür. 'Özet bulgular'. Gizli
Raporu olduğu gibi yansıtmamaktadır.
Özet Bulgular, Gizli Raporda yer verilmiş
bulunan rüm yaniışian örtmüştür. Ne var
Id, bu yanhşlar, önemsiz nitelikte değildir.
Tersine, bunlar son derece önemlidir, hat-
ta söz konusu usulün sonuçlanmasını be-
Brlemedeyaşamsal bir rol oynamıştır. Her
ne kadar, özet bulgular, söz konusu >anlış-
lan a>ıklamışsa da, gizli rapordaki sonuç-
lan sakb tutmaktadır. Bu durum ise man-
bken tutarsızdır";
"BM'nin Türkiye'yi soruşturma raporunda iki üye, Türkiye'nin Güneydoğu bölgesini 'Kürdistan' olarak adlandırmakta-
dır, bu bölgedeki durum, bu aynı iki üye tarafindan 'Türk güvenlik güçleri ile Kürt nüfusu/(Kurdish population) arasında'
bir çatışma şeklinde tanımlanmıştır'Kürdistan'da güvenlik güçleri ile savaşanlar, bu iki üye tarafindan, 'Kürt nüfusu' adı-
na savaşan PKK (Kürt İşçi Partisi) 'gerülalar'. •savaşçılar'/ 'silahlı muhalif gruplar' ya da 'eylemciler' olarak nitelendirilmiş,
isimlendirilmiştir. Bu raporun hiçbir yerinde, terör, terörist va da terorizm şeklinde tek bir sözcük bulunmamaktadır, güven-
lik güçleri Kürt halkına ve kendi deyimleriyle 'PKK'li savaşçılara' işkence yapmakla suçlanmaktadır."
(1)- Büyükelçı Gündüz Aktan, Büyü-
kelçi Onur Öymen ın Bakanlık Müsteşar-
lıgı 'na getirilmesinin (DYP-CHP koalıs-
yonhükümeti, 1995)ardmdan. bakanlık-
ta üst düzeyde bir göreve atandı ve ba-
kanlıkbürokrasisi tarafindan üretilen dış
sivasanm önde gelen isimleri arasında
yer aldığı basında yer aldı.
(2) "Statement of 24 November 1993
on behalf of the Republic of Turkey by
Ambassador Gündüz Ahart'Response to
the Summary Account on Turkey ofthe
Committee Against Torture "
HRLJ, 31 December 1993. VO1.14,
No. 11-12. sf: 430-432
"Gizli rapordayer alan yanlışlardan ba-
zılan şunlardır:
** tki üye, parag. 19'da, 'Güneydoğu
bölgesınde, 12 milyon olduğu tahmin edi-
len Kürt nüfusun bulunduğunu' iddia et-
mektedir;
** tki üye, Türkiye'nin Güneydoğu böl-
gesini 'Kürdistan' olarak adlandırmakta-
dır, parag. 20,47,87 ve 184;
** Parag. 20'nin >anı sıra Ek l'in, 97.
99., 103. ve 214. paragraflannda. bu böl-
gedeki durum bu iki üve tarafindan 'Türk
güvenlik güçleri ile Kürt nüfusu (Kurdish
population) arasında' bir çatışma şeklin-
de tanımlanmışür;
** Kürdıstan'da güvenlik güçleri ile
savaşanlar, bu iki üye tarafindan, 'Kürt
nüfusu' adına savaşan PKK (Kürt İşçi
Partisi)'genllalar'. 'savaşçılar' comba-
tants, 'silahlı muhaiıf gruplar'ya da 'ey-
lemciler' olarak nitelendirilmiş / isimlen-
dirilmiştir. Bu raporun hiçbir yerinde, te-
rör, teröristya daterorizmşeklinde tek bir
sözcük bulunmamaktadır;
** Bu iki üye. parag. 132,184ve 187'de,
'Kürdistan'daki bu savaşta / mücadelede
/struggle işlenen suçlan, "eylemcıler" ta-
rafindan işlenen siyasal nitelikli eylemler
olarak göstermektedir";
- "Özet olarak. bu iki üyeye göre. onla-
nn 'Kürdistan' olarak adlandırdığı Tür-
kiye'nin Güneydoğu bölgesinde, '12 mil-
yon olduğu sanılan' 'Kürt nüfusu'ile Türk
güvenlik güçleri çabşma / fighting halin-
dedir. Bu mücadelede. onlar tarafin-
dan' Kürt nüfus' olarak künlenen'PKK li
savaşçılar' ve 'eylemciler', Türkiye tara-
findan siyasal suçlar nedeniyle hapsedil-
mektedir";
- ''Bir kez, işkence pratikleri bu bağla-
ma yerieştirilip açıklandığında. soruştur-
manm sonucu önceden beh'rlenmiş olmak-
tadır. Türk güvenlik güçleri >av gın baskı-
cı uygulamalanmn bir parçası olarak.
Soruşturması Özet BulgularRaporu "nda, Türkiye 'nin işkenceyi
önlemeye yönelık olarak gerçekleştirdiği olumlu yasal değişiklikler
(örneğın, 18 11.1992 tarih ve 3842 sayılı yasa gıbi) ile hükümetin
sunduğu gözahına alman, tutukîanan, avukatyardımından
vararlanan ve salıvenlenlenn sayıları ve aynca işkence ve kötü
muamele suçu isnad edilen zanlılara ilışkin olarak açılan
koMişturmaların sayıları gibi istatıstiki verilereyer venlmiştir
Ancak komite. behrttiği olumlu verilere karşın, gerek soruşturma
öncesinde kendisıne ulaşan, gerekse de Türkiye yi ziyaret sırasında
elde edilen verilerden çıkardığı sonuca göre, Türkiye'deözellikle
polısın. gözahına aldığı ve tuttuğu kişılere yönelık olarak işkence ve
kötü muamelede bulunduğu sonucuna varmıştır. Komite, polis
merkezlerınde olan ve zanlıların tutulduğu 60 'a 80 cm boyutlanndaki
"tabuüuk"olarakadlandırılan hücrelerın kullamlmasına derhalson
venlmesı uyansını getırmıştır. Komite. gözü bağlı sorgu yöntemıne
son venlmesı; zanhlann avukatıyla görüşmesınin kolaylaştmlması
gerektığım hatırlatmıştır.
Komite, amırlerin, astlann kötü muamelesine karşı daha etkin tavır
alması gerektiğıni ve denetim ve cezalarm ciddı nitelikte olmasının
sağlanmasım vurgulamıştır. Silahlı gruplann terör eyiemlerını telin
eden komite, hiçbir istisnai koşulun ya da oluşumun. işkence ve kötü
muameleyi meşrulaştıramayacağı yolundakı sözleşme madde 2 yi de
ayrıca hatırlatmıştır. Komite, hapishanelerdeki aşm kalabahklık;
hava, su, yiyecekyetersizliği gibi sorunlara işarel ettiği gibi,
mahpuslan tecrit ederek ahkoymada kullanılan hücrelerin de ortadan
kaldınlması gereğini vurgulamıştır.
Işte komitenin aşağıda değerlendinlen ve Türkiye 'nin resmi tephsıne
konu olan bulgular, eleştiriler ve öneriler özetle bunlardan ibarettir
nsında banş ve huzur içinde yaşamakta-
dır. Örneğin, Türkiye'nin güneydoğusu-
nun bütünündc >aşavanlardan daha faz-
la sayıda Kürt İstanbul'da >aşamaktadır;
** Tarihsel olarak, bizun 'Kürdistan'
şeklinde adlandınlmış bir bölgemiz hiç-
bir zaman olmamıştır. B.M'de, Evlül
197Tde Atina'da yapılan Çoğrafi Adla-
nn Standartlaştınlması Üçüncü BM
Konferansı'nda kabul edilen bir karar
uyannca (Konferans Raporu. Bolüm III),
ü>edev1eder tarafindan benimsenmeven
coğrafı Lsimlerin kullanılması kabul eidil-
mezdir. Komitenin üyeleri. bazısorumsuz
hükümet dışı örgütlerin gevşek termino-
lojLsine kendüerini kapormaktan dikkat-
le sakuımalıdırlar;
** PKK vahşi kampamasını, çoğu ka-
dın ve çocuk ve tümü de Kürt olan 54 si-
vili Pınarcık Köyü'nde 15 Ağustos
1984'te kadederek başlatü. O tarihten bu
yana, PKK, hemen tümü Kürt olan,
2000'i aşkm masum sivili öldürmüştür.
Türk güvenlik güçleri. bazı komşulan-
mızda ve Avrupa'da eğitim gören ya da
düşüncetelkin edikn sınıriı savıdaki PKK
teröristleri ve onlann destekçileri tara-
findan masum Kürüer'in öldürülmesini
durdurmaya çahşmaktadır;
** Masum Kürt mağduıiann sayısı
dikkate alındığında, Güneydoğu'da,
mensuplan terörist eylemler, yöntemler
ve uygulamalargerçekleştiren bir terörist
örgütün bulunduğunu haklı olarak söy-
leyebfliriz. Bunlan, terörist nitelemcsin-
den başka bir şekildc adlandırniak,
BM'in bir yasal organına uvgun düşme-
ven şekilde. onlan bir meşrulaşnrma gi-
rişimidir:
** Bu iki üyenin sanılannm tersine, bi-
zim mevzuatunızda, siyasal suçlariçin bir
ceza ve Türkiye'de herhangi bir siyasal
suçlu yahut siyasal suçlular için herhan-
0 bir hapishane yoktur";
- "Bu şartlar çerçevesinde, Güneydo-
ğu bölgesindeki çaüşmayi / conflict. Türk
güvenlik güçleri ile Kürt nüfusu arasın-
da bir çatışma olarak almak, safdil / pu-
re ve basit bir vanılsamadır. Bu olgulan
beürtmekle, işkenceyi hakhlaştırmaya ça-
hşmıyorum.-";
- "Sizin dikkatinizi, bu iki üyenin, ken-
dilerine ulaşan iddiaian Türk yetkilileri
ile doğrulamak üzere hiçbir zaman çaba
göstermediklerine çekmek istiyorum.
BM insan haklan sistemi içinde başvuru-
lann kabul edilebiliriiği için temel ölçüt,
bunlann'açıkdelıl' (cleare%idence)üe
dcsteklenmesidir. Bu iddialann hiçbirisi-
nin, Id çoğunluğu Af Örgütü tarafindan
ilerî sürülmektedir, 'açık delıl'ledestek-
lenmediğini rahatlıkla tahmin edebili-
riz";
- "Türk hükümeti, 5 Mart 1992 tarih-
li bir mektupla Af Örgütü'ne şu sorulan
sormuştur: Soru 1- Mağdurlar için, ulu-
sal olanın yam sıra uluslararası yargısal
yollarda olanakh/mümkün bulunduğun-
da, örgütünüz. iddiaian nasıl hakhlaştır-
maktadır?... Gerçekten de. Sözleşme
Madde 22 çerçe\ esinde, Türkiye'nin >ar-
gı yeddsine tabi herhangi bir kişi tarafin-
dan ya da namına komiteye yapılmış hiç-
bir başvuru hiçbir zaman/şekilde olma-
nuştır. Dahası. Türkiye Avnıpa Konseyi
üyeleri arasında, işkence konulu en düşük
sayıda basvurunun yapıküğı ülkelerden
birisidir.
'Kürt nüfusu'ya da 'PKK'li savaşçılara'
sistemli şeküde işkence yapıyorolarak su-
nulmuşrur";
- "Şündi bu değerlendirmenin öğeleri-
ni ek alarak. Gizli Rapor'da açıklanan/ ta-
nımlanan bağlamın gerçege karşılık gelip
gelmediğini görelim:
** Güneydoğu bölgesinin bütününde-
ki nüfus 12 milvon değil ve fakat 2.9 mil-
yondur ve bunlann hepsinin Kürt olma-
dığj da açıknr. Dahası, en fazla şiddet öğe-
si yüklü olaylar, bu bölgenin belli yerterin-
de vuku bulmaktadır:
** Kürt nüfiısa ilişkin verilerin kesin
dökümü bulunmamaktadır. Kürtler /
They. on milyon civannda olmahdır /
(must be around ten million). Cç milyon-
dan fazlasu Id bunlar bir arada farklı di-
yalektk / ağızla konuşmaktadıriar. kendi-
lerini Kürt olarak telakki etmemektedir-
ler. KüıUerin çoğunluğu, Türkiye'nin ba- Sürecek
&FIRNOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR
Metin Göktepe nin öldürülmesi
davasmda tahhye edilen dört polisin
MHP'liler tarafindan törenle karşılan-
ması, hiç kimseye garip gelmedi. Ci-
nayet iddiasıyla yargı önüne çıkan
kimselere bir partinin sahip çıkması
ve onlara kucak açması aslında çok
vahim değil mi?
MHP'liler neden böyle yapıyorlar?
Biz nasıl bu davranışlarını normal
karşılıyoruz? MHP'liler, Metin Gökte-
pe davasından yargılanan polislerin
bu olaya katılmadıklanna inandıkla-
rı için mi tahliyeyi tekbir ve bandoy-
la kutluyorlar? Yoksa Metin Gökte-
pe'nin öldürülmesi onlan memnun
mu etti? Bir başka ihtimal ise MHP'li-
ler dosyayı dikkatle ıncelediler de bu
polislerin suçsuz olduklanna mı inan-
dılar?
Sizce hangi olasılık daha fazla?
Metin Göktepe'nin solcu birgazete-
ci olması, ona öfkeyle cop sallayan
polislerle MHP arasında bir gönül
bağına işaret ediyor. Yani onlar, Me-
Göktepe ile MHP'nin İlgisi...
tin Göktepe'nin öldürülmesinden
memnun bir tavır alıyorlar. Bir parti-
nin fikir ayrılığı nedeniyle bir gazete-
cinin öldürülmesini sevinçle karşıla-
ması nasıl normal karşılanır ki?
Gazetelerdeki fotoğraflara yeni-
den bakıyorum.
Davulcu, zurnacı ve klarnetçinin
ortasında keyifle sırıtan cinayet sa-
nığı polis, arkasında ise sevinçle onu
karşılayan MHP'liler. Bu ne biçim
particılik anlayışı, bu ne biçim bir ül-
ke? Afyon'daki tahliye törenini MHP
Afyon Merkez llçe Başkanı Sefa De-
ğirmenorganizeetmiş. MHP'liler de
bu tahlıyeye o kadar çok sevinmiş-
ler ki büyük bir karşılama yapmak ih-
tiyacını duymuşlar.
Bir sıyasi partinin cinayet sanıkla-
rına bu kadar içten sahip çıkması,
bunu gelenek haline dönüştürmesi,
Türkiye'nin içinde bulunduğu duru-
mu gözler önüne seriyor. Devletin
güvenlik güçleri, son dönemde çok
sayıda solcunun öldürülmesiyle yar-
gılanıyorlar.
Gazi Mahallesi'nde, Istanbul'daki
yargısız infazlarda yargı önüne çıkan
çok sayıda polis var. Bu polisleri
MHP'li veya MHP'ye yakınlığıyla bi-
linen avukatlar savunuyor. Bu sanık-
lara destek için gelen kişiler MHP
yanlısı sloganlar atıyorlar.
Duruşmaları izlemeye gelen MHP
yanlılannın altlannda son model Mer-
cedes'ler ve BMW ler göze çarpıyor.
Abdi ipekçi'nin öldürülmesinden
yargılanan Oral Çelik'in duruşmala-
ra gelişinde de aynı tabloyla karşıla-
şıyoruz.
Daha düne kadar aranan, yeni tah-
liye edilen ülkücü bır militan, birkaç
ay içinde son mode! Mercedes'ler-
le, çok sayıda korumalarla çevrede
dolaşmaya başlıyor. Bu manzara si-
ze normal geliyor mu? Bu kadar pa-
ra ve gösteriş nereden geliyor diye
düşündüğünüz oluyor mu? "Vatan-
severiik" edebiyatı bu kadar çok pa-
ra getiriyor mu?
Gülerek baktığınızı fark ediyorum.
Aynı şey Ibrahim Çrftçi için de ge-
çerli diyebilirsiniz? Çiftçi de uzun tu-
tukluluk yıllarının ardından, birden
büyük birzengin haline dönüverme-
di mi?
Çiftçi, her şey ortaya çıktıktan son-
ra, delil yetersizliği öne sürülerek
savcı Doğan Öz'ü öldürmekten be-
raat ettirilmişti. Ardından Merce-
des'lerle dolaşmaya başladı ve MHP
Genel Başkanlığı'na aday oldu.
Bütün bunlar normal mi? Biz nor-
mal bir ülkede mi yaşıyoruz? Yüzler-
cefaili meçhul cinayet, yargısız infa-
zı başka ülkelerden gelen birileri mı
gerçekleştirdi? Öldürmenin kutlan-
dığı koşullarda yaşıyonjz. Bu bir fe-
laket manzarası değil mi?
Bunca acı, bunca gözyaşı üzerine
siyaset yapılır mı? Yapılırsa, o siya-
setten hayır gelir mi? Oral Çelik'e,
Metin Göktepe'nin öldürülmesi da-
vasından yargılanan polislere, Gazi
katliamı sanıklarına, ibrahim Şa-
hin'lere destek ne anlama geliyoı^
Türkjye bu noktaya nasıl sürüklendi?
Devleti yönetenler, haktan hukuk-
tan söz edenler, bu ülkede yüzlerce,
binlerce Fadime Göktepe'nin ahı
üzerine politika yapıyorlar. Herkes
Türkiye'nin büyük birçürüme içinde
bulunduğunu, insanlann vahşileşti-
ğini, yaşamanın pamuk ipliğine bağ-
landığını söylüyor. Bütün bunlar te-
sadüf mü?
Katillerin katil, mazlumların maz-
lum olduğu bir Türkiye'yi nasıl yara-
tacağız? Afyon Cezaevi'nin kapısın-
daki manzara, buraya nasıl gel-
diğimizin cevabını da içinde taşıyor.
PERŞEMBE
ORHAN BLRSALI
KöppüSadece
Boğaza mı Gerekli?
Ya da yazının baslığını "Elifi görüp merteği
görmemek" koymak daha anlamlı olabilirdi: Bo-
ğaz'a üçüncü köprüyü, hem de kentin en çok ca-
nını acıtacak bölgede inşa etmeyi planlayan Yük-
sek Burjuvazi(') ve Özel Burjuvazi ile diğer üçüncü
köprü savunucuları. Istanbul'un ulaşım sorununu
gözdeki elif olarak görüyor (ve elifi bir sorun sanı-
yoıi).
Halbuki ulaşımsızlık, Istanbul'un gözünde gide-
rek büyüyen bir mertek ve bu merteğin de köprü
ile ilişkisi ise en fazla yüzde 10.
Yani, sorunun yüzde 90'ı, köprüyle ilişkisi olma-
yan, kent içindekı ulaşımsızlıktan kaynaklanıyor.
Trafik sıkışıkhğı deyince, akla niçin sadece Asya-
Avrupa geçişlerinde yoğun saatlerdeki sıkışıklık
geliyor da, bütün kentte yaşanan keşmekeş gel-
miyor, anlamak mümkün değil!
Örneğin akşam 6-8 arası, Cağaloğlu'ndan Be-
şiktaş'a yolculuk en az 45 dakika sürüyor. Bu
hattakı sıkışıklık köprüdekinden daha feci, çünkü,
köpruyü en çok 20 dakikada geçiyorsunuz. Aynı
sıkışıklık, köprüyle hiçbir bağlantısı olmayan bü-
tün ana arterlerde, sahıl yollarında, Büyükdere
Caddesi'nde, Etiler çevresinde, Topkapı - Avcılar
gibi birinci köprü çevre yollarının bir çok bölü-
münde yaşanıyor. Bu noktalan, normal trafik akı-
şında 10 dakikada aşacaksınız, sıkışıklıkta ise ya-
nm saatten 1 saate kadar fazladan zaman, para,
enerji kaybediyor. çevreyi kirletiyor, psikolojik ola-
rak yıpranıyorsunuz.
Şimdi sorun her sıkışıklığa köprü çözümü sun-
maksa, kent içindeki bu sıkışık bölgeleri de üst,
att ve yan yollar, viyadükler, asma köprüler vb ile
niçin aşmayalım? Örneğin Cağaloğlu-Beşiktaş
arasındakı yolu. iki misli genışletelim, ya bir sıra
binaları yıkarak ya da üst yol yaparak!
Otomobiller, köprülerı geçtikten sonra kent tra-
fiğinın içine düşmüyorlar mı? Ömeğin, Zinciriiku-
yu'dan Beşiktaş'a yanm saatte inilmıyor mu?
• • •
İTÜ Ulaştırma Anabılim Dalında yapılan bir ça-
lışma var. Prof. Dr. Haluk Gerçek, yaptıkları bir
araştırma hakkında şu bilgilen venyor:
"Her iki Boğazıçi köprüsünden yoğun saatter-
de (7-9 arası) 1 saatte toplam 13 bin 500 özel
oto+taksi geçiyor. 9 bını birinci, 3 bın 500'ü ıkinci
köprüden. Bu araçlann taşıdığı insan sayısı saatte
toplam 26 bin kişi. Binnci köprüden geçen araç-
ların yüzde 87'si. ikıncı köprüden ise yüzde 60'ı
özel otomobil. Aynı sure içinde toplu taşım araç-
ları ise 29 bin kişı taşıyoriar.
• • •
Şımdı başka bazı rakamlar daha: İstanbul'da
1 milyon 200 bın kayıtlı araba var. Bunlann 1 mil-
yonunun günlük dolaşımda olduğu varsayılmakta.
Bu arabalann yüzde 11 'i iki yaka arasında seyre-
diyor. Yüzde 6O'ı sadece Avrupa yakasında, yüz-
de 29'u ise sadece Asya yakasında dolaşıyor.
• • •
Bütün bunlar şunu gösteriyor: Istanbul'da.^(ş7
^im sorunu, köprü üzertennden 90 knr];hızla geçe:
memek değildir. Toplam
1
?6 'fjîh arabanın köprü
üzerlerinde en fazla 20 dakika daha fazla zaman
kaybetmesi değildir. 1 milyon araba öte safta du-
rurken, 30 bın araba hızlı geçsin diye köprü yapılır
mı?
Esas sorun, kent içi ulaşımda ana arterlerdeki
tıkanıklıklardır. insanlann bir yerden bir yere özel
arabayla gitmek zorunda bırakılmasıdır. Bu sıkı-
şıklık nedeniyle sadece otomobil değil, otobüs gi-
bi toplu taşım araçlannda da yaşanan felaket du-
rum, zaman kaybı vb.dir.
Allahaşkına, önerilen üçüncü köprü, bütün
kentteki sıkışıklığı nasıl, nasıl çözecektir?
Bir bilen lütfen anlatabilir mi?
0 Bu deyimi Attilâ llhan'dan ödünç alıyonım
Dört aylık rapor
îşkence mağduru
27 kadm hukuk,
arayışmda f
İstanbul Haber Servisi -
"Gözaltında Cinsel Taciz
ve Tecavüze Karşı Hukuki
Yardun" projesını başlatan
dört kadın avukat. dört ay-
dır 27 kadının gözaltında
işkence ve tecavüze uğra-
dıklan gerekçesıyle kendi-
lerine başvurduğunu be-
lirtti. Avukat Eren Keskin.
kadınlann gözaltında\ken
gördükleri işkence ya da
tecavüzü anlarmaktan
korktuğunu ya da utandığı-
nı söyledı.
"Gözalnnda Cinsel Ta-
ciz ve Tecavüze Karşı Hu-
kuki Yardım" projesinı
başlatan Keskin, Mercan
Polat.Nurcan Okçuoğlu \e
Jutta Hermans, dört a\lık
raporlanrü açıkladı. Türkj-
ye'de cinsellığin tabu oldu-
ğunu söyleyen Mercan Po-
lat, buna bağlı olarak ka-
dmlann, yaşadıklan cinsel
taciz ve tecavüzü açıkla-
makta zorlandığını \nrgu-
ladı. Dört aydır yaptıklan
çalışmada. kendilerine gö-
zaltında işkence ya da teca-
vüz gördüğünü bıldiren 27
kadının baş.vurduğunu be-
lirten Polat. hukuki başvu-
rularda bulunduklannı
söyledı. Kadınlann 0 212
52731 84 yadaO212527
29 74 No'Iu telefonlardan
yardım isteyebileceği bil-
dirildi.
A\ukatlar tarafindan ha-
zırlanan raporda anlatılan
bazı kadınlann ö>küsü
şöyle: U
X, 1995 yıhnın
Ağustos ayında gözalnna
alınır. İstanbul Terörle Mü-
cadele Şubesi'nde 15 gün
gözatbnda tutulur.Gözara-
na alındığı andan itibaren
çok korkunç işkencegörür.
Polis arabasına bindirSdiği
andan itibaren X"i soyar-
lar. Cinsel organından kıl
koparmaya başlaıiar. Şu-
beye getirfldikten sonra ön-
ce düz askıya alınır. Elekt-
rik verilin parmak uçian
ve göğüs uçlanndan. Daha
sonra ters askıya alınır. Bir-
çok kez ters askıvi uvgular-
İar. Sürekli çınlçıplakür.
Sözle ve eUe sürekli cinsel
tarizde buhınurlar."
" lemizlikçihk yapao X,
kendi deyimiyle bir temiz-
lik işçisL Hırsızlık şüphesi
ile 24 Mayıs 1997 tarihinde
Büyükçekmece'de üç poüs
tarafindan gözalüna alınır
ve Mimar Sinan Karako-
lu'na getiriür. Gözleri veel-
leri bağlı halde başka bir
yere götürülür. Odada bu-
İunan 5-6kişitarafindan çı-
nlçıplak soyularak dövü-
lür. Ola\ tarihinde >eni do-
ğum yaptığı için kanaması
vardır. Ancak buna rağ-
men vücudunun belli yer-
lerinden elektrik verilir.
Bütün bunlardan sonragö-
ğüsleri skılır. cinsel organı
copla taciz edilir. Kendisini
döven poüsler. üzerine işer-
ler. Cç ayiık bebegiyle bir-
likte hâlâ Bakırköv Kadın
ve Çocuk Tutukevi'nde
vatmaktadır." :