23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru: Orhan Erınç 0 Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya • Yazuşlen Müdürlen fbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdüru: Hakan Kara 0 Görsel Yönetraen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat: Cengiz Y ddınm • Kültür Handan Şenköke» • Spor Abdülkadir Yöcelman • Makalelen Sami Karaören 0 Düzeltme Abduüah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Bclgc. Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç YayınKunıtu.tDıanSelçuk(Başkanl, Orhan Erinç, Okta> Knrtböke. Hikm«t Çetinkıya, Şflkran Soner, ErgunBaJa, Dinç Tayanç, tbraUm Vıldız. Orhan Bursah. Mastafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustifa Balbav • Haber Miktürii Doğsn Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hatj, Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısı. SerdarKmk,H ZıyaBlv 1352S 23Tel 4411220, Faks: 44191P0AdanaTemsılcısı.ÇetinYiğenoğlu, tnönüCd. 119 S No:l Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordmatör Atunet Konüsan # Muhasebe Bülent Vener • İdare- Hüseyin Gürer 0 Işletme: ÖnderÇetfk • Bılgj-tşlem: Nail tnal • Bıigısayar Sıstem: Müriivet Çiler MEDVA C: • Yöneüm Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gûlbin Erduran # Koordmatör* Reha Işıtman 0 Genel Müdür Yaıdımcısı Mine Akdağ Td: 514 07 53 - 51395 80-513 8460-61,Faks-5138463 YayımlayaH ve Basao: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş. -flrkocağıCad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 tstanbul Td (0'212| 51205 05 (20 hat) Faks IO212I513 85 31MART1997 İmsak:5.14 Güneş: 6.43 Öğle: 13.16 tkindi: 16.46 Akşam: 19.34 Yatsı: 20.57 Yaz saatine geçiMi • Haber Merkezi - Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla her yıl yapılan yaz saati uygulaması dün başladı. Uygulama kapsammda, saatler önceki gece 01.00'de bır saat ileri alındı. Yaz saati uygulaması 26 Ekim 1997 Pazar gününe kadar devam edecek. Ileri saat uygulamasıyla tahminen 480 milyon kilowatsaat (kwh) tasarruf hedefleniyor. Söz konusu tasarrufun cari fiyatlarla parasal değerinin 3.7 trilyon lirayı bulacağı tahmin ediliyor. Dosöuk gecesi • CHICAGO(AA)- Yunan kökenli vatandaşlann yogun olarak yaşadığı Chicago kentinde, ilk defa Yunan ve Türk sanatçılar bir araya gelerek dostluk gecesi düzenlediler. Chicago'nun ünlü Türk restoranı Cafe Istanbul'da düzenlenen gecede, Yunan ve Türk şairler kendi şiirlerini okurlarken, müzisyenler de banş şarkılanyla geceye renk kattılar. Gecenin gerçekleşmesini sağlayan Yunan kökenli şair Effie Mihopoulos. "Sanatçılann dostluk duygulan ile bir araya gelebilmeleri umanz politikacılara olumlu mesajlar verir" dedi. DYP'den af müjdesi • AıNKARA (UBA) DYP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Saffet AnkanBedük, 1995 yılından geçerli olmak üzere, her ne sebeple olursa olsun, üniversiteden ilişiği kesilen öğrencilere, ilışıklerinin kesilmesıne sebep olan bütün derslerden iki sınav hakkı verilmesini öngören bir yasa önerisi hazırladı. Bedük'ün TBMM Başkanlığfna verdiği yasa önerisinde, Yüksek Öğretim Kanunu'na geçicj bir madde eklenerek af sınavlannin başvuru tarihinden sonra 3 ay içinde ilgıli Yüksek Öğretim Kurumu tarafından ilan edilmesi ve uygulanması esası getiriliyor. Yalvaç tanıtıfacak • YALVAÇ (AA) - Hıristiyan âleminin dini liderlerinin. temmuz ayında Isparta'nın Yalvaç ilçesi yakınlannda bulunan Antiocheia Antik Kenti'nde düzenlenecek sempozyumda bir araya gelecekleri bildirildi. Yalvaç Müze Müdürü Dr. Mehmet Taşlıalan, sempozyum için şimdiden 300 dftlayında yabancı ve yerli bilim adarnının kendilerine başvuruda bulunduğunu söyledi. Yalvaç'a 3 kilometre uzakhktaki Antiocheia Antik Kenti'ninMÖ 281 yılında Helen Krah 1. Antiocheiaous tarafından kurulduğu sanıhyor. YÖK'ten destek • ANKARA (AA) - YÖK, KKTC'deki üniversitelerin 105 ve daha fazla Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) puanı ile öğrenci almalanm kabul etti. YÖK'ün bu karanyla birinci basamak sınavı ÖSS'de 105 puan alan bir öğrenci. KKTC'deki ünıversitelerin 4 yıllık bölümlerine girebilecek. YÖK. KKTC'deki bütün üniversitelerin denkliğini tanıyor. Dab-Sen kuruldu • ANKARA (Cumhuriyet BUrosu) - Türkiye'deki işsizlerin, sigortasız ve sendikasız işçilerin çeşitli platformlarda haklannı aramak ve sorunlannı dile getirmek amacıyla kuruculan tarafından 'tşsizler Sendikası' diye nitelendirilen bir birlik kuruldu. Işsizler, Sigortasız, Sendikasız Işçiler Dayanışma Birliği (Dab- Sen) Başkanı Atalay Girgin, amaçlannın işsızliği. sigortasız, sendikasız çalışmayı önlemeyi. bu konuda var olan yasalann uygulanmasını ve yeni haklann kazanılarak yasal düzenlemelerin yapılması olduğunu bildirdi. Onkoloji Derneği, bu yılki Kanser Haftası'nın konusunu meme kanseri olarak belirledi Düzeıdi kontrol hayat kurtarırIstanbul Haber Servisi -Yann. "1 Nisan Dünya Kanser Giinü." Onkoloji Demeği, bu yıl 31 Mart- 6 nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. "Kan- ser Haftası"nın konusunu "meme kanseri" olarak belirledi. Dünyada ölüm sıralamasında ilk sırada yerini ko- ruyan kanser hastalığına karşı bilim adâmlannın yıllardır sürdürdüğü çalışmalarda henüz kesin ne- ticeler alınamamakJa beraber birçok kanser çeşi- dinde erken teşhisle birlikte yürütülen tedavi yön- temlerinde her geçen gün yepyenı bir ilerleme kay- dediliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her 10 kadından birinde meme kanseri görülüyor. Doktorlar meme kanserinı. meme dokusunu oluş- turan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz bir biçim- de çoğalması olarak tanımlıyor. Hücre bölünme- sindeki kontrolün bozulması sonucunda anormal bir büyüme ile birlikte tümör oluşuyor. Kanser çok küçük bir tümör hücresinden başlayıp gelişi- yor. Bu arada komşu dokulan ve organlan istila edebildiği gibi vücudun diğer bölgelerine de ya- yılabiliyor. Yayıldığı bölgelerde neden olduğu ye- ni büyümelere ise "metastaz" adı venliyor. Bura- • Erken teşhis konulduğu takdirde yüzde 90'lara varan oranda tedavi edilebilen bir kanser türü olan meme kanserinde en önemli gelişme, rutin olarak gerçekleştirilecek taramalarda yatıyor. Uzmanlar kadınlann 40 yaşından itibaren periyodik olarak her yıl taramadan geçmelerini tavsiye ediyorlar. da önemli olan noktanın, kanserin kan ve lenfler yoluyla koltuk altına ve vücuda yayılmadan teda- vi edilebilmesi olarak gösteriliyor. Meme tümör- leri "selim" ve" habis" olmak üzere ikiye aynlı- yor. Halk dilinde genellikle iyi huylu olarak bili- nen selim tümörler vücudun başka bölgelerine ge- nellikle dağılmıyor. Habis olanlar ise vücuda yayılabildikleri gibi da- ha ciddi ve titiz bır tedavi gerektiriyor. Erken teş- his konulduğu takdirde yüzde 90'lara varan oran- da fedavi edilebilen bir kanser türü olan meme kansennde en önemli gelişme rutin olarak gerçek- leştirilecek taramalarda yatıyor. Uzmanlar kadın- lann 40 yaşından itibaren periyodik olarak her yıl taramadan geçmelerini tavsiye ediyorlar. Tarama ise 3 şekilde uygulanıyor. Bunlardan birincisi ma- mografı yöntemi. Bu yöntemde öncelikle meme filmi çekiliyor. Amaç, ele gelmeyen erken birolu- şumu tespit etmek. Uzmanlara göre herhangi bir şikâyeti veya kütlesi olmayan kadınlann bile bu kontrolden geçmeleri son derece önemli. Ikinci bir tarama yöntemi ise kendi kendini muayene ola- rak gösteriliyor. Uzman hekim, kendi kendini muayene yöntemi- ni bu tarama esnasında öğretiyor. Bu muayene yönteminin ayda bir yapılması ideal olarak kabul ediliyor. Üçüncü bir yöntem ise doktor muayene- si. 40 yaşını geçen kadınlann yılda bir kez, hiçbir şikâyetleri olmasa bile doktora başvurarak mu- ayene olmalan öneriliyor. Riski artüran durumlar Meme kansennde genetik faktörler önemli rol oynuyor. Ailesinde meme kanseri olanlar, erken yaş- ta âdet görmeye başlayan ve geç yaşta menopoza giren, hiç doğum yapmamış olanlar, bebeklerini emzirmeyen, rahim, yumurtalık veya kalın bağır- sak kanseri olan kadınlann meme kanserine yaka- lanma riskleri daha yüksek olarak kabul ediliyor. Aynca hormon veya doğum kontrol hapı kullanan- lann da mutlaka hekim kontrolünden geçmesi ge- rekiyor. Bugüne kadar yapılan çahşmalar meme kanse- rinin erken teşhisle tedavi edilebildiğini ortaya ko- yuyor. Bu nedenle de meme kanserinden korkma- dan. sağlıklı dönemde gerekli muayenelenn yapıl- ması gerekiyor. Belirtileri Meme kanserinin belirtileri ise şöyle sıralanıyor - Her iki meme karşılaştınldığmda görülen şe- kil veya büyüklük farkı. - Meme başında değişiklik. - Meme başının ters dönmesi. - Meme cildinde çökme. - Meme başında veya derisinde kalınlaşma, kır- mızılaşma veya pullanma. - Meme başından kendi kendine gelen akıntı. - Doğal olarak, memenin herhangi bir yerinde fark edilen kütle, nodül veya sertlik. FBMM mülkleıiııi istiyorANKARA (1JBA) -TBMM. Milli Saraylann özgün smırlan içinde bu- lunan gayrimenkulleri, başta Genel- kurmay Başkanlığı ve kuvvet komu- tanlıklan olmak üzere diğer kamu ku- nıluşlanndan geri almaya hazırlanı- yor. TBMM Hesaplan tnceme Komis- yonu, Milli Saraylara ilişkin hazırla- dığı Denetim Raporu'nda, "MiIliSa- rsylanmızın özgün sınırlanna ulaşü- masındald mülkiyet sonınlan" başlı- ğı altında, saraylara, köşklere ve ka- sırlara ait olan kullamm alanlannın ye- niden kendi bünyelerine kaulmalan ge- rektiği vurgulandı. TBMM Hesaplan lnceleme Ko- misyonu'nun başta Genelkurmay ve kuvvet komutanlıklan olmak üzere diğer kamu kurumlanndan geri iste- diği gayrimenkuller şöyle sıralandı: - Dolmabahçe Sarayı'nın mimari ve fonksiyonel bütünlüğünü tamam- layan Şişli, Karaköy, Beşiktaş. Beyoğ- lu Askerlik Şube başkanlıklan ile Be- şiktaş Askeri İnzibat Bölge Komutan- • TBMM Hesaplan îrlceleme Komisyonu, hazırladığı Denetim Raporu'nda, Dolmabahçe Sarayı'na ait olaa Şişli, Karaköy, Beşiktaş, Beyoğlu Askerlik Şube başkanlıklan ile Beşiktaş Askeri İnzibat Bölge Komutanlığı binalannın Birinci Ordu Komutanlığı'ndan, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binalannın da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan talep edilmesini istedi. hğı binalan. (Birinci Ordu Komutan- lığı'ndan talep edilmesi) - Beşiktaş Kaymakamlığı binası (Içişleri Bakanlığı'ndan talep edildi.) -Kuzey DenizSaha KomutanhgL De- niz Mûzesi KomutanhgL Deniz Arşi- \i ile Deniz Kuvvetlerini Güçlendirme Vakn binalan. (Deniz Kuvvetleri Ko- mutanlığı'ndan talep edilmesi) - Beylerbeyi Sarayı'na ait olan Bey- lerbeyi Lisesi'nin bulunduğu bina. (Milli Eğitim Bakanlığı'ndan talep edilmesi) - Yıldız Şale Saravn bütünlüğü için- de yer alan Abdülhamit Karakol Bi- nası ile Orhaniye Kışlası arasında ka- lan bölüm ve kademeler (Genelkur- mav Başkanhğı'ndan talep edilmesi) - Maslak Kasn'nın bulunduğu ara- zi çevresindeki ormanhk alan. (Bi- rinci Ordu Komutanlığı'ndan talep edilmesi) - Yalova Atatürk Köşkü'ün çevre- sindeki arazL (Turizm Bakanlığı'ndan talep edilmesi) - Filiz Köşk'ünün çevresinde bulu- nan park. (Istanbul Büyükşehir Bele- diyesi'nden talep edilmesi) Raporda konuyla ilgili olarak, "Ko- misyon olarak Milli Saraylarunızın bu özgün sınırlanna kavuşmasını des- tekliyoruz. Aynca, TBMM Başkanh- ğı'na bu sorunlann üzerine gitmesi- nin en kola> yolunun, bir kanun tek- lifi olacağı kanaatimizi tekrar belirti- riz" önerisinde bulunuldu. S a n I ı u r f a Tarihsel doku yapılaşma kurbanı e-posta : tan (a vol. com. tr ÖZCAN GÜNEŞ ŞANLIURFA-Geçmişi do- kuz bin yıl öncesıne dayanan ve birçok uygarlığa ev sahip- liği yapmış olan Şanlıurfa'da- ki tarihi dokular yapılaşma- ya kurban ediliyor. Kentte va- lilik ve belediye tarafından yürütülen çahşmalar nede- nıyle yüzlerce tarihi eserin yer altında kaldığı öne sürü- lüyor. Şanlıurfa Valiliği tarafindan Bahkhgöl'de gerçekleştirilen ve 'Dergâh Kent Platosu' adı verilen çevre düzenlemesi sı- rasında bazı kent kahntılan ile çok sayıda tarihi esere rastlan- masına karşın, çalışmalann durdurulmasını önlemek ama- cıyla kalıntılann gizlendiği ve toprak altında bırakıldığı öğrenildi. Tamamlanma aşa- masına gelen ve 11 nisan gü- nü Cumhurbaşkanı Süleyman Denarel'ın de katılımı ile açı- lışı yapılacak olan Dergâh Kent Platosu çalışmalan sıra- sında DSl operatörü Uğur Şenkaya tarafından bulunan bir heykelin üç yıldır müze müdürlüğünün deposunda bekletildiği ortaya çıktı. Uğur Şenkaya'nın 21 Şu- bat 1994 tarihinde, MÖ 4 bin yılına ait Arap Yanmadası ahşap heykel sanatı ile MÖ 7 bin yılma ait Nevalaçori kül- tür heykeli modeline benze- diğı belirlenen heykelin depo- ya atılmasına tepki göstere- rek Anıtlar ve Müzeler Mü- dürlüğü'ne yaptığı başvunı- lar sonuçsuz kaldı. Başvuru- sunda çalışmalann yasal ol- madığını belirten Şenkaya'nın şikâyetine karşın Kültür Ba- kanhğı'nın da duyarsız kal- dığı bildirildi. Öte yandan valilik tarafın- dan gerçekleştirilen Dergâh Kent Platosu'nun yanı sıra bir süre önce belediyenin kent merkezinde yaptırdığı Kara- koyun Iş Merkezi'ndeki haf- riyat çalışmalan sırasında da tarihi eserlere rastlandı. An- cak iş merkezindeki çahşma- lar halen devam ediyor. Almanya'dan çevre için parasal destek ANKARA (ANKA)-A1- manya, 1996 yılı için Türki- ye'ye çeşitli projeler için toplam 52 milyon marklık destek sağlayacak. iki ülke arasında 13 Ara- lık 1996'da imzalanan ve Resmi Gazete'de yayımla- nan mali işbirliğine ilişkin anlaşma uyannca 1996 yılı için Almanya mali yardım kredisi olarak Frankfurt / Main'deki Kreditanstalt Für Wiederaufbau'dan (KJVV) 24 milyon marklık kredi ve 28 milyon marklık mali katkı sağlanacak. 10 milyon mark- lık mali katkı Dalyan Köy- ceğiz yöresinde çevTe koru- ma tedbirleri projesine, 6 milyon markhk mali katkı Diyarbakır atık su antma te- sisine, 20 milyon marklık kredi Kayseri atık su tasfi- ye projesine, 12 milyon marklık mali katkı Isparta atık su tasfiye projesine ve 4 milyon marklık kredi Tar- sus a'tık su tasfiye projesine verilecek. Bu arada Türkiye ile Al- manya arasında 14 Aratık 19%'da imzalanan proje tah- silatlarının yeniden prog- ramlanması ile ilgili mali iş- birliği anlaşması uyannca önceki yıllarda yapılan ma- li işbirliği anlaşmalan ile sağlanan fınansman desteği- nin bir bölümü yeniden prog- ramlanarak çeşitli projelere tahsis edildi. Yeni program- lanan destekten yararlana- cak projeler şöyle: Diyarbakır atık su tasfiye tesısi (27 milyon marklık mali katkı), Isparta atık su projesi (14 milyon marklık mali katkı). Dalyan Köyce- ğiz yöresinde çevre koruma projesi (10 milyon marklık mali katkı), Araştırma ve Uzmanlık Fonu (3 milyon marklık mali katkı), Bursa raylı ulaşım sistemi (147 milyon marklık kredi), Ada- na içme suyu projesi (10 mil- yon marklık kredi), Tarsus atık su antma projesi (4 mil- yon marklık kredi). Mağara üzerine kooperatif inşaatı ANKARA (AA)-100 milyon yıllık Tulumtaş Mağarası üzerine konut kooperatifi yapılmak istenmesi, Mağara Araştırmalan Derneği ile Parliament Yapı Kooperatifi'ni karşı karşıya getirdi. Mağara Araştırmalan Demeği üyeleri, kooperatıfın bazı konutlanmn mağaranın koruma alanı içinde inşa edildiğini iddia ederken, kooperatif başkanı Samsun Milletvekili Cemal Alisan. konutlanmn kesinlikle mağara ve galeriler üzerine rastlamadığını söyledi. Ankara'ya 15 kilometre uzakhktaki Incek Köyü Kavşağı'nda bulunan Tulumtaş Mağarası, sarkıtlar, dikitler, sütunlar ve patlamış mısır şeklindeki oluşumlann yanı sıra çok değerli yapılanmalan da içinde saklıyor. Mağara Araşnrmalan Demeği yetkilisi, 580 metre uzunluğundaki mağaranın içinde çok zengin ve önemli oluşumlar banndırdığını, hâlâ su aktivitesi ile bu oluşumlann devam ettiğini anlatarak mağara ve çevTesinin Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu' tarafından 1992 yılında birinci derece SİT alanı ilan edildiğini söyledi. 205 üyelik Parliament Konut Yapı Kooperatifi Başkanı, Samsun Milletvekili Cemal Alişan ise, inşaatlanmn kesinlikle mağara ve koruma alanına rastlamadığını söyledi. tnşaata başladıklannda mağaranın varlığından haberdar olduklannı anlatan Alişan, StT alanı ilan edilen yeri inşaat alam dışında bırakarak, kendilerine verilen koordinatlarla ve Bayındırhk ve lskân Bakanlığı'ndan aldıklan nıhsatla inşaata başladıklannı kaydetti. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Dini Bütün', Görünse de!.. Muhalefette iken, ABD'ne ve AB'ne demediği- ni koymayan, IMF ve Dünya Bankası'nı topa tutan; hele Israil Devleti'yle ışbırlığı denildi mi, tüy- leri diken diken olan Refah'çı 'Islâm'm; iktidar kol- tuğuna oturduktan sonra, Türkiye'nin aleytıine iş- leyen bütün bu 'dolaplan' güleryüzle kabul etmesi, kimilerini şaşırtmıştı. Oysa, bunlann 'köklerinin' Abdülhamit 'Müslü- manlığı'nda olduğunu bilenler, ne şaşırmıştır; ne de irkilmiştir; başka türlüsünü yapamazlardı ki! Bol bol, din diyanet, câmi medrese lâkırdısı edilecek; teset- tür, kurban derisi, laiklik tartışmalarına gırilecek; be- ri tarafta, önceden kurutmuş 'komprador düzen't\- kırtıkırişleyecekti. Işin diyalektiği budur; Abdülhamid-i Sâni'nin devr-i saltanatında dahi böyle olmuştur. Aynı 'Manzara-i Umumiye...' Doğan Avcıoğlu, 'Ulu Hakan'm yakın çevresi hakkında şu merak uyandıncı bilgiyi veriyor: "...Osmanlı Bankası Direktörü Pangiris, Sul- tan'ın mâli müşaviridir. Banka, Suttan'ın kişisel servetini yönetmekte ve sıkıştığı zaman ona pa- ra vermektedir. Düyun-u Umumiye Meclisi'nde bulunan ve daha sonra Vickers tekelinin direk- törlüğünü yapan Sir Vincent Caillard, Sultan'ın uzun yıllar Ingiltere Başbakanı ile ilişkilerini yü- rüten mutemet aracı olmuştur. Hariciye Neza- reti, yabancı tekellerin adamlarıyle doldurul- muştur. (Meşrutiyetten sonraki) Hariciye Na- zırianndan Noradangiyan Efendi, Osmanlı Ban- kası'na bağlı Genel Sigorta ile Izmir ve Selânik Elektrik Şirketi'nin idare Meclisi Başkanı'dır..." "...Abdülhamid'in yakınları, yabancı şirketle- rin mutemet adamlan kesilmişlerdir. Sultan'ın sır- daşı Kâmil bey, yabancıların ünlü ajanlanndan- dır. Surtan'dan Istanbul su işlerini ıslah için im- tiyaz almış ve bunu Fransız bankalarına satmış- tır. Sultan'ın yakını Hasan Fehmi Paşa, bir Os- manlı/Fransız Şirketi'nin başkanıdır. Saray er- kânı, demiryolu, tramvay, elektrik ve gaz tesis- leri imtiyazlannı yabancı şirketlere peşkeş çe- kerek büyük kârlar sağlamışlardır. Yabancılara verilen Tütün Tekeli'ni yürüten Reji'nin idare Meclisi üyelerinden biri, Sultan'ın Kâtibi Nuri bey'dir. Başka bir Kâtibi Süreyya Paşa, kurşun mağdeni işleten başka bir şirketin başkan yar- dımcısıdır. Hamdi bey, Galip Paşa, Selim Paşa gibi Sultan'ın yakınları, Alman ve Fransız şir- ketlerinin ortaklarıdır..." (Türkiye'nin Düzeni, 1. Basım, s. 99. Bilgi Yayınevi, 1968) Inşan dehşet içinde kalmıyor mu? 'Prezidan' Tur- gut Özal'ın devr-i sattanatı da benzer bir manzara- i umumiye arzediyordu. Işin içyüzü, 'ecnebi'den gelmiş 'prenslerin' oynadıklan meş'ûm roller; son- radan patlak veren, rezaletlerle anlaşıldı. Prof. Çil- ler, Başbakan olunca da, 'IMF ve Dünya Banka- sı'ndaki dost ve ahbaplarından' bahsederek övün- müş, 'onlara bir telefonluk mesafede bulundu- ğunu' açıklamıştı. 'Atatürk Parantezi'nden çıkmanın, Türkiye'ye nelere malolduğunu, bundan daha iyi anlatan bir 'görûntü' bulunabilır mi? Refah 'Müslümanlığı', paravanası ne kadar 'di- ni bütün' görünürse gorünsün, işte bu ortamın bu ortaklığın 'iktidandır'. Bir Kurtulu$ Sava$ından sonra dahi... Peki ya Sultan'ın kendisi? O nasıl bir adamdı, o ne yapıyordu? Bir Ingiliz yazan, Joan Haslip, bu mevzuda II. Ab- dülhamrt'in 'renkli' bir portresini çizmektedir:"..M>- dülhamit, Rum bankacı Zarifi ve Ermeni borsa simsarı Assani ile bu devirde sıkı bir dostluk kurmuştu. Uzun seneler devamınca, onun bu dpstluklara sadık kalarak, bu şüpheli tatlısu frenklerini Yıldız Sarayı'nda verdiği tantanalı zi- yafetiere davet etmesi, bazı yabancı sefirlerin şikâyetini mucip oldu. Abdülhamit, incilerle iş- lemeli perdelerin arkasındaki banka muhasebe servislerinin havasız ye loş odalarında meşgul olmayı çok severdi. Önce çekinerek, sonra da yavaşyavaş cesaret göstererek, Galata Borsa- sı'nda oynamaya başladı. ilk defa bankacı Za- rrfi'nin tavsiyelerine uyarak borsada yaptığı ya- tırımlardan çok memnun olmuştu. Zira tahta çıktığı sırada 70 bin lira değerinde bir servet toplamış bulunuyordu. Padişahın hertürlü ma- li operasyonlardan elde edilen menfaatlere ve faizciliğe gösterdiği temayül, Türk Islâm gele- neklerine o kadar aykın düşüyordu ki!.." (Bilın- meyen Taraflanyla Abdülhamit s. 52 ve 67. Istan- bul, 1964) Tahta çıktıktan sonra da, Sultan, 'padişahlık mal- ları'nm dışındaki 'şa/?s/servef/n/'geliştirmeyeözen göstermiştir. O servet de, az şey değildir hani: '150 parça çiftlik, bankalara yatınlmış ve borsada işletilen menkul değerler, bazı fabrikaların ge- lirleri ve bir kısım vergilerden alınan Pay'; Ittihat- çılar, onu indirdikten sonra. Yıldız Sarayı'nın mah- zeninde 'onbir torba altın ve değerli taşlarla, ba- zı hisse senetleri bulmuş; "ele geçirdikleri bir defterden, padişahın servetinin kısm-ı âzamını 'ecnebi bankalannda sakladığtnı' öğrenmiştir. Es- ki Mabeyn Kâtiplerinden Mehmet Reşit bey.Sul- tan'ın yalnız menkul servetinin, 'zamanın parasıy- la' dört milyon lirayı bulduğunu yazmaktadır. Abdülhamit dönemi 'Müslümanlığı' ve Padi- şah'ın şahsı üzerine bu bilgileri derleyip aktaran Doğan Avcıoğlu sözünü şöyle bağlıyor: "...bir yandan komprador alafrangalığı, öte yandan koyu Müslümanlık!.. Sömürge ya da ya- rı/sömürge haline getirilmiş bütün Islâm ülke- lerinde görülen manzara budur. Bu manzarayı yaratan toplumsal yapıyı pek az değiştirebildi- ğimiz içindir ki, Abdülhamit Türk polraka sah- nesinde hâlâ 'Ulu Hakan' diye yaşayabilmekte- dir. (...) 'Ulu Hakan', bir sömürgeleşme süreci- nin en diplerdeki noktasıdır ve Türkiye, bir kur- tuluş savaşından sonra dahi, bu bataklıktan ta- mamen kurtulamamıştır" {'Türkiye'nin Düzeni', 1. Basım. s. 104. Bilgi Yayınevi, 1968). Elinizi kalbinize koyupda, söyleyin: 'kurtulabilmiş- tir' diyebilir misiniz? http:// www. prizma.net Mİ A İLHAN http-y/www.ada.com.tr7-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle