Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru: Orhan Erınç 0
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlen Müdürlen
fbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
# Haber Merkezı Müdüru: Hakan Kara
0 Görsel Yönetraen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat:
Cengiz Y ddınm • Kültür Handan Şenköke»
• Spor Abdülkadir Yöcelman • Makalelen
Sami Karaören 0 Düzeltme Abduüah Yazıcı
0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Bclgc.
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç
YayınKunıtu.tDıanSelçuk(Başkanl,
Orhan Erinç, Okta> Knrtböke.
Hikm«t Çetinkıya, Şflkran Soner,
ErgunBaJa, Dinç Tayanç, tbraUm
Vıldız. Orhan Bursah. Mastafa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustifa Balbav • Haber Miktürii Doğsn
Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hatj, Faks 4195027 0 tzmır Temsılcısı.
SerdarKmk,H ZıyaBlv 1352S 23Tel 4411220, Faks:
44191P0AdanaTemsılcısı.ÇetinYiğenoğlu, tnönüCd.
119 S No:l Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15
Koordmatör Atunet Konüsan #
Muhasebe Bülent Vener •
İdare- Hüseyin Gürer 0 Işletme:
ÖnderÇetfk • Bılgj-tşlem: Nail
tnal • Bıigısayar Sıstem:
Müriivet Çiler
MEDVA C: • Yöneüm Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Gûlbin
Erduran # Koordmatör* Reha
Işıtman 0 Genel Müdür Yaıdımcısı
Mine Akdağ Td: 514 07 53 -
51395 80-513 8460-61,Faks-5138463
YayımlayaH ve Basao: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş.
-flrkocağıCad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 tstanbul Td (0'212| 51205 05 (20 hat) Faks IO212I513 85 31MART1997 İmsak:5.14 Güneş: 6.43 Öğle: 13.16 tkindi: 16.46 Akşam: 19.34 Yatsı: 20.57
Yaz saatine
geçiMi
• Haber Merkezi - Gün
ışığından daha fazla
yararlanmak amacıyla her
yıl yapılan yaz saati
uygulaması dün başladı.
Uygulama kapsammda,
saatler önceki gece 01.00'de
bır saat ileri alındı. Yaz
saati uygulaması 26 Ekim
1997 Pazar gününe kadar
devam edecek. Ileri saat
uygulamasıyla tahminen
480 milyon kilowatsaat
(kwh) tasarruf hedefleniyor.
Söz konusu tasarrufun cari
fiyatlarla parasal değerinin
3.7 trilyon lirayı bulacağı
tahmin ediliyor.
Dosöuk gecesi
• CHICAGO(AA)-
Yunan kökenli
vatandaşlann yogun olarak
yaşadığı Chicago kentinde,
ilk defa Yunan ve Türk
sanatçılar bir araya gelerek
dostluk gecesi düzenlediler.
Chicago'nun ünlü Türk
restoranı Cafe Istanbul'da
düzenlenen gecede, Yunan
ve Türk şairler kendi
şiirlerini okurlarken,
müzisyenler de banş
şarkılanyla geceye renk
kattılar. Gecenin
gerçekleşmesini sağlayan
Yunan kökenli şair Effie
Mihopoulos. "Sanatçılann
dostluk duygulan ile bir
araya gelebilmeleri umanz
politikacılara olumlu
mesajlar verir" dedi.
DYP'den af
müjdesi
• AıNKARA (UBA) DYP
Grup Başkanvekili ve
Ankara Milletvekili Saffet
AnkanBedük, 1995
yılından geçerli olmak
üzere, her ne sebeple olursa
olsun, üniversiteden ilişiği
kesilen öğrencilere,
ilışıklerinin kesilmesıne
sebep olan bütün derslerden
iki sınav hakkı verilmesini
öngören bir yasa önerisi
hazırladı. Bedük'ün
TBMM Başkanlığfna
verdiği yasa önerisinde,
Yüksek Öğretim
Kanunu'na geçicj bir
madde eklenerek af
sınavlannin başvuru
tarihinden sonra 3 ay içinde
ilgıli Yüksek Öğretim
Kurumu tarafından ilan
edilmesi ve uygulanması
esası getiriliyor.
Yalvaç
tanıtıfacak
• YALVAÇ (AA) -
Hıristiyan âleminin dini
liderlerinin. temmuz ayında
Isparta'nın Yalvaç ilçesi
yakınlannda bulunan
Antiocheia Antik Kenti'nde
düzenlenecek
sempozyumda bir araya
gelecekleri bildirildi.
Yalvaç Müze Müdürü Dr.
Mehmet Taşlıalan,
sempozyum için şimdiden
300 dftlayında yabancı ve
yerli bilim adarnının
kendilerine başvuruda
bulunduğunu söyledi.
Yalvaç'a 3 kilometre
uzakhktaki Antiocheia
Antik Kenti'ninMÖ 281
yılında Helen Krah 1.
Antiocheiaous tarafından
kurulduğu sanıhyor.
YÖK'ten destek
• ANKARA (AA) - YÖK,
KKTC'deki üniversitelerin
105 ve daha fazla Öğrenci
Seçme Sınavı (ÖSS) puanı
ile öğrenci almalanm kabul
etti. YÖK'ün bu karanyla
birinci basamak sınavı
ÖSS'de 105 puan alan bir
öğrenci. KKTC'deki
ünıversitelerin 4 yıllık
bölümlerine girebilecek.
YÖK. KKTC'deki bütün
üniversitelerin denkliğini
tanıyor.
Dab-Sen kuruldu
• ANKARA (Cumhuriyet
BUrosu) - Türkiye'deki
işsizlerin, sigortasız ve
sendikasız işçilerin çeşitli
platformlarda haklannı
aramak ve sorunlannı dile
getirmek amacıyla
kuruculan tarafından
'tşsizler Sendikası' diye
nitelendirilen bir birlik
kuruldu. Işsizler, Sigortasız,
Sendikasız Işçiler
Dayanışma Birliği (Dab-
Sen) Başkanı Atalay
Girgin, amaçlannın
işsızliği. sigortasız,
sendikasız çalışmayı
önlemeyi. bu konuda var
olan yasalann
uygulanmasını ve yeni
haklann kazanılarak yasal
düzenlemelerin yapılması
olduğunu bildirdi.
Onkoloji Derneği, bu yılki Kanser Haftası'nın konusunu meme kanseri olarak belirledi
Düzeıdi kontrol hayat kurtarırIstanbul Haber Servisi -Yann. "1 Nisan Dünya
Kanser Giinü." Onkoloji Demeği, bu yıl 31 Mart-
6 nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. "Kan-
ser Haftası"nın konusunu "meme kanseri" olarak
belirledi.
Dünyada ölüm sıralamasında ilk sırada yerini ko-
ruyan kanser hastalığına karşı bilim adâmlannın
yıllardır sürdürdüğü çalışmalarda henüz kesin ne-
ticeler alınamamakJa beraber birçok kanser çeşi-
dinde erken teşhisle birlikte yürütülen tedavi yön-
temlerinde her geçen gün yepyenı bir ilerleme kay-
dediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada
her 10 kadından birinde meme kanseri görülüyor.
Doktorlar meme kanserinı. meme dokusunu oluş-
turan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz bir biçim-
de çoğalması olarak tanımlıyor. Hücre bölünme-
sindeki kontrolün bozulması sonucunda anormal
bir büyüme ile birlikte tümör oluşuyor. Kanser
çok küçük bir tümör hücresinden başlayıp gelişi-
yor. Bu arada komşu dokulan ve organlan istila
edebildiği gibi vücudun diğer bölgelerine de ya-
yılabiliyor. Yayıldığı bölgelerde neden olduğu ye-
ni büyümelere ise "metastaz" adı venliyor. Bura-
• Erken teşhis konulduğu takdirde yüzde 90'lara varan oranda tedavi
edilebilen bir kanser türü olan meme kanserinde en önemli gelişme, rutin
olarak gerçekleştirilecek taramalarda yatıyor. Uzmanlar kadınlann 40 yaşından
itibaren periyodik olarak her yıl taramadan geçmelerini tavsiye ediyorlar.
da önemli olan noktanın, kanserin kan ve lenfler
yoluyla koltuk altına ve vücuda yayılmadan teda-
vi edilebilmesi olarak gösteriliyor. Meme tümör-
leri "selim" ve" habis" olmak üzere ikiye aynlı-
yor. Halk dilinde genellikle iyi huylu olarak bili-
nen selim tümörler vücudun başka bölgelerine ge-
nellikle dağılmıyor.
Habis olanlar ise vücuda yayılabildikleri gibi da-
ha ciddi ve titiz bır tedavi gerektiriyor. Erken teş-
his konulduğu takdirde yüzde 90'lara varan oran-
da fedavi edilebilen bir kanser türü olan meme
kansennde en önemli gelişme rutin olarak gerçek-
leştirilecek taramalarda yatıyor. Uzmanlar kadın-
lann 40 yaşından itibaren periyodik olarak her yıl
taramadan geçmelerini tavsiye ediyorlar. Tarama
ise 3 şekilde uygulanıyor. Bunlardan birincisi ma-
mografı yöntemi. Bu yöntemde öncelikle meme
filmi çekiliyor. Amaç, ele gelmeyen erken birolu-
şumu tespit etmek. Uzmanlara göre herhangi bir
şikâyeti veya kütlesi olmayan kadınlann bile bu
kontrolden geçmeleri son derece önemli. Ikinci
bir tarama yöntemi ise kendi kendini muayene ola-
rak gösteriliyor.
Uzman hekim, kendi kendini muayene yöntemi-
ni bu tarama esnasında öğretiyor. Bu muayene
yönteminin ayda bir yapılması ideal olarak kabul
ediliyor. Üçüncü bir yöntem ise doktor muayene-
si. 40 yaşını geçen kadınlann yılda bir kez, hiçbir
şikâyetleri olmasa bile doktora başvurarak mu-
ayene olmalan öneriliyor.
Riski artüran durumlar
Meme kansennde genetik faktörler önemli rol
oynuyor. Ailesinde meme kanseri olanlar, erken yaş-
ta âdet görmeye başlayan ve geç yaşta menopoza
giren, hiç doğum yapmamış olanlar, bebeklerini
emzirmeyen, rahim, yumurtalık veya kalın bağır-
sak kanseri olan kadınlann meme kanserine yaka-
lanma riskleri daha yüksek olarak kabul ediliyor.
Aynca hormon veya doğum kontrol hapı kullanan-
lann da mutlaka hekim kontrolünden geçmesi ge-
rekiyor.
Bugüne kadar yapılan çahşmalar meme kanse-
rinin erken teşhisle tedavi edilebildiğini ortaya ko-
yuyor. Bu nedenle de meme kanserinden korkma-
dan. sağlıklı dönemde gerekli muayenelenn yapıl-
ması gerekiyor.
Belirtileri
Meme kanserinin belirtileri ise şöyle sıralanıyor
- Her iki meme karşılaştınldığmda görülen şe-
kil veya büyüklük farkı.
- Meme başında değişiklik.
- Meme başının ters dönmesi.
- Meme cildinde çökme.
- Meme başında veya derisinde kalınlaşma, kır-
mızılaşma veya pullanma.
- Meme başından kendi kendine gelen akıntı.
- Doğal olarak, memenin herhangi bir yerinde
fark edilen kütle, nodül veya sertlik.
FBMM mülkleıiııi istiyorANKARA (1JBA) -TBMM. Milli
Saraylann özgün smırlan içinde bu-
lunan gayrimenkulleri, başta Genel-
kurmay Başkanlığı ve kuvvet komu-
tanlıklan olmak üzere diğer kamu ku-
nıluşlanndan geri almaya hazırlanı-
yor.
TBMM Hesaplan tnceme Komis-
yonu, Milli Saraylara ilişkin hazırla-
dığı Denetim Raporu'nda, "MiIliSa-
rsylanmızın özgün sınırlanna ulaşü-
masındald mülkiyet sonınlan" başlı-
ğı altında, saraylara, köşklere ve ka-
sırlara ait olan kullamm alanlannın ye-
niden kendi bünyelerine kaulmalan ge-
rektiği vurgulandı.
TBMM Hesaplan lnceleme Ko-
misyonu'nun başta Genelkurmay ve
kuvvet komutanlıklan olmak üzere
diğer kamu kurumlanndan geri iste-
diği gayrimenkuller şöyle sıralandı:
- Dolmabahçe Sarayı'nın mimari
ve fonksiyonel bütünlüğünü tamam-
layan Şişli, Karaköy, Beşiktaş. Beyoğ-
lu Askerlik Şube başkanlıklan ile Be-
şiktaş Askeri İnzibat Bölge Komutan-
• TBMM Hesaplan
îrlceleme Komisyonu,
hazırladığı Denetim
Raporu'nda, Dolmabahçe
Sarayı'na ait olaa Şişli,
Karaköy, Beşiktaş, Beyoğlu
Askerlik Şube başkanlıklan ile
Beşiktaş Askeri İnzibat Bölge
Komutanlığı binalannın Birinci
Ordu Komutanlığı'ndan, Kuzey
Deniz Saha Komutanlığı
binalannın da Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'ndan talep
edilmesini istedi.
hğı binalan. (Birinci Ordu Komutan-
lığı'ndan talep edilmesi)
- Beşiktaş Kaymakamlığı binası
(Içişleri Bakanlığı'ndan talep edildi.)
-Kuzey DenizSaha KomutanhgL De-
niz Mûzesi KomutanhgL Deniz Arşi-
\i ile Deniz Kuvvetlerini Güçlendirme
Vakn binalan. (Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanlığı'ndan talep edilmesi)
- Beylerbeyi Sarayı'na ait olan Bey-
lerbeyi Lisesi'nin bulunduğu bina.
(Milli Eğitim Bakanlığı'ndan talep
edilmesi)
- Yıldız Şale Saravn bütünlüğü için-
de yer alan Abdülhamit Karakol Bi-
nası ile Orhaniye Kışlası arasında ka-
lan bölüm ve kademeler (Genelkur-
mav Başkanhğı'ndan talep edilmesi)
- Maslak Kasn'nın bulunduğu ara-
zi çevresindeki ormanhk alan. (Bi-
rinci Ordu Komutanlığı'ndan talep
edilmesi)
- Yalova Atatürk Köşkü'ün çevre-
sindeki arazL (Turizm Bakanlığı'ndan
talep edilmesi)
- Filiz Köşk'ünün çevresinde bulu-
nan park. (Istanbul Büyükşehir Bele-
diyesi'nden talep edilmesi)
Raporda konuyla ilgili olarak, "Ko-
misyon olarak Milli Saraylarunızın
bu özgün sınırlanna kavuşmasını des-
tekliyoruz. Aynca, TBMM Başkanh-
ğı'na bu sorunlann üzerine gitmesi-
nin en kola> yolunun, bir kanun tek-
lifi olacağı kanaatimizi tekrar belirti-
riz" önerisinde bulunuldu.
S a n I ı u r f a
Tarihsel doku
yapılaşma kurbanı
e-posta : tan (a vol. com. tr
ÖZCAN GÜNEŞ
ŞANLIURFA-Geçmişi do-
kuz bin yıl öncesıne dayanan
ve birçok uygarlığa ev sahip-
liği yapmış olan Şanlıurfa'da-
ki tarihi dokular yapılaşma-
ya kurban ediliyor. Kentte va-
lilik ve belediye tarafından
yürütülen çahşmalar nede-
nıyle yüzlerce tarihi eserin
yer altında kaldığı öne sürü-
lüyor.
Şanlıurfa Valiliği tarafindan
Bahkhgöl'de gerçekleştirilen
ve 'Dergâh Kent Platosu' adı
verilen çevre düzenlemesi sı-
rasında bazı kent kahntılan ile
çok sayıda tarihi esere rastlan-
masına karşın, çalışmalann
durdurulmasını önlemek ama-
cıyla kalıntılann gizlendiği
ve toprak altında bırakıldığı
öğrenildi. Tamamlanma aşa-
masına gelen ve 11 nisan gü-
nü Cumhurbaşkanı Süleyman
Denarel'ın de katılımı ile açı-
lışı yapılacak olan Dergâh
Kent Platosu çalışmalan sıra-
sında DSl operatörü Uğur
Şenkaya tarafından bulunan
bir heykelin üç yıldır müze
müdürlüğünün deposunda
bekletildiği ortaya çıktı.
Uğur Şenkaya'nın 21 Şu-
bat 1994 tarihinde, MÖ 4 bin
yılına ait Arap Yanmadası
ahşap heykel sanatı ile MÖ 7
bin yılma ait Nevalaçori kül-
tür heykeli modeline benze-
diğı belirlenen heykelin depo-
ya atılmasına tepki göstere-
rek Anıtlar ve Müzeler Mü-
dürlüğü'ne yaptığı başvunı-
lar sonuçsuz kaldı. Başvuru-
sunda çalışmalann yasal ol-
madığını belirten Şenkaya'nın
şikâyetine karşın Kültür Ba-
kanhğı'nın da duyarsız kal-
dığı bildirildi.
Öte yandan valilik tarafın-
dan gerçekleştirilen Dergâh
Kent Platosu'nun yanı sıra
bir süre önce belediyenin kent
merkezinde yaptırdığı Kara-
koyun Iş Merkezi'ndeki haf-
riyat çalışmalan sırasında da
tarihi eserlere rastlandı. An-
cak iş merkezindeki çahşma-
lar halen devam ediyor.
Almanya'dan çevre
için parasal destek
ANKARA (ANKA)-A1-
manya, 1996 yılı için Türki-
ye'ye çeşitli projeler için
toplam 52 milyon marklık
destek sağlayacak.
iki ülke arasında 13 Ara-
lık 1996'da imzalanan ve
Resmi Gazete'de yayımla-
nan mali işbirliğine ilişkin
anlaşma uyannca 1996 yılı
için Almanya mali yardım
kredisi olarak Frankfurt /
Main'deki Kreditanstalt Für
Wiederaufbau'dan (KJVV) 24
milyon marklık kredi ve 28
milyon marklık mali katkı
sağlanacak. 10 milyon mark-
lık mali katkı Dalyan Köy-
ceğiz yöresinde çevTe koru-
ma tedbirleri projesine, 6
milyon markhk mali katkı
Diyarbakır atık su antma te-
sisine, 20 milyon marklık
kredi Kayseri atık su tasfi-
ye projesine, 12 milyon
marklık mali katkı Isparta
atık su tasfiye projesine ve
4 milyon marklık kredi Tar-
sus a'tık su tasfiye projesine
verilecek.
Bu arada Türkiye ile Al-
manya arasında 14 Aratık
19%'da imzalanan proje tah-
silatlarının yeniden prog-
ramlanması ile ilgili mali iş-
birliği anlaşması uyannca
önceki yıllarda yapılan ma-
li işbirliği anlaşmalan ile
sağlanan fınansman desteği-
nin bir bölümü yeniden prog-
ramlanarak çeşitli projelere
tahsis edildi. Yeni program-
lanan destekten yararlana-
cak projeler şöyle:
Diyarbakır atık su tasfiye
tesısi (27 milyon marklık
mali katkı), Isparta atık su
projesi (14 milyon marklık
mali katkı). Dalyan Köyce-
ğiz yöresinde çevre koruma
projesi (10 milyon marklık
mali katkı), Araştırma ve
Uzmanlık Fonu (3 milyon
marklık mali katkı), Bursa
raylı ulaşım sistemi (147
milyon marklık kredi), Ada-
na içme suyu projesi (10 mil-
yon marklık kredi), Tarsus
atık su antma projesi (4 mil-
yon marklık kredi).
Mağara
üzerine
kooperatif
inşaatı
ANKARA (AA)-100
milyon yıllık Tulumtaş
Mağarası üzerine konut
kooperatifi yapılmak
istenmesi, Mağara
Araştırmalan Derneği ile
Parliament Yapı
Kooperatifi'ni karşı karşıya
getirdi. Mağara
Araştırmalan Demeği
üyeleri, kooperatıfın bazı
konutlanmn mağaranın
koruma alanı içinde inşa
edildiğini iddia ederken,
kooperatif başkanı Samsun
Milletvekili Cemal Alisan.
konutlanmn kesinlikle
mağara ve galeriler üzerine
rastlamadığını söyledi.
Ankara'ya 15 kilometre
uzakhktaki Incek Köyü
Kavşağı'nda bulunan
Tulumtaş Mağarası,
sarkıtlar, dikitler, sütunlar
ve patlamış mısır şeklindeki
oluşumlann yanı sıra çok
değerli yapılanmalan da
içinde saklıyor. Mağara
Araşnrmalan Demeği
yetkilisi, 580 metre
uzunluğundaki mağaranın
içinde çok zengin ve
önemli oluşumlar
banndırdığını, hâlâ su
aktivitesi ile bu oluşumlann
devam ettiğini anlatarak
mağara ve çevTesinin
Kültür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Kurulu'
tarafından 1992 yılında
birinci derece SİT alanı ilan
edildiğini söyledi. 205
üyelik Parliament Konut
Yapı Kooperatifi Başkanı,
Samsun Milletvekili Cemal
Alişan ise, inşaatlanmn
kesinlikle mağara ve
koruma alanına
rastlamadığını söyledi.
tnşaata başladıklannda
mağaranın varlığından
haberdar olduklannı
anlatan Alişan, StT alanı
ilan edilen yeri inşaat alam
dışında bırakarak,
kendilerine verilen
koordinatlarla ve
Bayındırhk ve lskân
Bakanlığı'ndan aldıklan
nıhsatla inşaata
başladıklannı kaydetti.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Dini Bütün', Görünse de!..
Muhalefette iken, ABD'ne ve AB'ne demediği-
ni koymayan, IMF ve Dünya Bankası'nı topa
tutan; hele Israil Devleti'yle ışbırlığı denildi mi, tüy-
leri diken diken olan Refah'çı 'Islâm'm; iktidar kol-
tuğuna oturduktan sonra, Türkiye'nin aleytıine iş-
leyen bütün bu 'dolaplan' güleryüzle kabul etmesi,
kimilerini şaşırtmıştı.
Oysa, bunlann 'köklerinin' Abdülhamit 'Müslü-
manlığı'nda olduğunu bilenler, ne şaşırmıştır; ne de
irkilmiştir; başka türlüsünü yapamazlardı ki! Bol bol,
din diyanet, câmi medrese lâkırdısı edilecek; teset-
tür, kurban derisi, laiklik tartışmalarına gırilecek; be-
ri tarafta, önceden kurutmuş 'komprador düzen't\-
kırtıkırişleyecekti.
Işin diyalektiği budur; Abdülhamid-i Sâni'nin
devr-i saltanatında dahi böyle olmuştur.
Aynı 'Manzara-i Umumiye...'
Doğan Avcıoğlu, 'Ulu Hakan'm yakın çevresi
hakkında şu merak uyandıncı bilgiyi veriyor:
"...Osmanlı Bankası Direktörü Pangiris, Sul-
tan'ın mâli müşaviridir. Banka, Suttan'ın kişisel
servetini yönetmekte ve sıkıştığı zaman ona pa-
ra vermektedir. Düyun-u Umumiye Meclisi'nde
bulunan ve daha sonra Vickers tekelinin direk-
törlüğünü yapan Sir Vincent Caillard, Sultan'ın
uzun yıllar Ingiltere Başbakanı ile ilişkilerini yü-
rüten mutemet aracı olmuştur. Hariciye Neza-
reti, yabancı tekellerin adamlarıyle doldurul-
muştur. (Meşrutiyetten sonraki) Hariciye Na-
zırianndan Noradangiyan Efendi, Osmanlı Ban-
kası'na bağlı Genel Sigorta ile Izmir ve Selânik
Elektrik Şirketi'nin idare Meclisi Başkanı'dır..."
"...Abdülhamid'in yakınları, yabancı şirketle-
rin mutemet adamlan kesilmişlerdir. Sultan'ın sır-
daşı Kâmil bey, yabancıların ünlü ajanlanndan-
dır. Surtan'dan Istanbul su işlerini ıslah için im-
tiyaz almış ve bunu Fransız bankalarına satmış-
tır. Sultan'ın yakını Hasan Fehmi Paşa, bir Os-
manlı/Fransız Şirketi'nin başkanıdır. Saray er-
kânı, demiryolu, tramvay, elektrik ve gaz tesis-
leri imtiyazlannı yabancı şirketlere peşkeş çe-
kerek büyük kârlar sağlamışlardır. Yabancılara
verilen Tütün Tekeli'ni yürüten Reji'nin idare
Meclisi üyelerinden biri, Sultan'ın Kâtibi Nuri
bey'dir. Başka bir Kâtibi Süreyya Paşa, kurşun
mağdeni işleten başka bir şirketin başkan yar-
dımcısıdır. Hamdi bey, Galip Paşa, Selim Paşa
gibi Sultan'ın yakınları, Alman ve Fransız şir-
ketlerinin ortaklarıdır..." (Türkiye'nin Düzeni, 1.
Basım, s. 99. Bilgi Yayınevi, 1968)
Inşan dehşet içinde kalmıyor mu? 'Prezidan' Tur-
gut Özal'ın devr-i sattanatı da benzer bir manzara-
i umumiye arzediyordu. Işin içyüzü, 'ecnebi'den
gelmiş 'prenslerin' oynadıklan meş'ûm roller; son-
radan patlak veren, rezaletlerle anlaşıldı. Prof. Çil-
ler, Başbakan olunca da, 'IMF ve Dünya Banka-
sı'ndaki dost ve ahbaplarından' bahsederek övün-
müş, 'onlara bir telefonluk mesafede bulundu-
ğunu' açıklamıştı.
'Atatürk Parantezi'nden çıkmanın, Türkiye'ye
nelere malolduğunu, bundan daha iyi anlatan bir
'görûntü' bulunabilır mi?
Refah 'Müslümanlığı', paravanası ne kadar 'di-
ni bütün' görünürse gorünsün, işte bu ortamın bu
ortaklığın 'iktidandır'.
Bir Kurtulu$ Sava$ından sonra dahi...
Peki ya Sultan'ın kendisi? O nasıl bir adamdı, o
ne yapıyordu?
Bir Ingiliz yazan, Joan Haslip, bu mevzuda II. Ab-
dülhamrt'in 'renkli' bir portresini çizmektedir:"..M>-
dülhamit, Rum bankacı Zarifi ve Ermeni borsa
simsarı Assani ile bu devirde sıkı bir dostluk
kurmuştu. Uzun seneler devamınca, onun bu
dpstluklara sadık kalarak, bu şüpheli tatlısu
frenklerini Yıldız Sarayı'nda verdiği tantanalı zi-
yafetiere davet etmesi, bazı yabancı sefirlerin
şikâyetini mucip oldu. Abdülhamit, incilerle iş-
lemeli perdelerin arkasındaki banka muhasebe
servislerinin havasız ye loş odalarında meşgul
olmayı çok severdi. Önce çekinerek, sonra da
yavaşyavaş cesaret göstererek, Galata Borsa-
sı'nda oynamaya başladı. ilk defa bankacı Za-
rrfi'nin tavsiyelerine uyarak borsada yaptığı ya-
tırımlardan çok memnun olmuştu. Zira tahta
çıktığı sırada 70 bin lira değerinde bir servet
toplamış bulunuyordu. Padişahın hertürlü ma-
li operasyonlardan elde edilen menfaatlere ve
faizciliğe gösterdiği temayül, Türk Islâm gele-
neklerine o kadar aykın düşüyordu ki!.." (Bilın-
meyen Taraflanyla Abdülhamit s. 52 ve 67. Istan-
bul, 1964)
Tahta çıktıktan sonra da, Sultan, 'padişahlık mal-
ları'nm dışındaki 'şa/?s/servef/n/'geliştirmeyeözen
göstermiştir. O servet de, az şey değildir hani: '150
parça çiftlik, bankalara yatınlmış ve borsada
işletilen menkul değerler, bazı fabrikaların ge-
lirleri ve bir kısım vergilerden alınan Pay'; Ittihat-
çılar, onu indirdikten sonra. Yıldız Sarayı'nın mah-
zeninde 'onbir torba altın ve değerli taşlarla, ba-
zı hisse senetleri bulmuş; "ele geçirdikleri bir
defterden, padişahın servetinin kısm-ı âzamını
'ecnebi bankalannda sakladığtnı' öğrenmiştir. Es-
ki Mabeyn Kâtiplerinden Mehmet Reşit bey.Sul-
tan'ın yalnız menkul servetinin, 'zamanın parasıy-
la' dört milyon lirayı bulduğunu yazmaktadır.
Abdülhamit dönemi 'Müslümanlığı' ve Padi-
şah'ın şahsı üzerine bu bilgileri derleyip aktaran
Doğan Avcıoğlu sözünü şöyle bağlıyor:
"...bir yandan komprador alafrangalığı, öte
yandan koyu Müslümanlık!.. Sömürge ya da ya-
rı/sömürge haline getirilmiş bütün Islâm ülke-
lerinde görülen manzara budur. Bu manzarayı
yaratan toplumsal yapıyı pek az değiştirebildi-
ğimiz içindir ki, Abdülhamit Türk polraka sah-
nesinde hâlâ 'Ulu Hakan' diye yaşayabilmekte-
dir. (...) 'Ulu Hakan', bir sömürgeleşme süreci-
nin en diplerdeki noktasıdır ve Türkiye, bir kur-
tuluş savaşından sonra dahi, bu bataklıktan ta-
mamen kurtulamamıştır" {'Türkiye'nin Düzeni',
1. Basım. s. 104. Bilgi Yayınevi, 1968).
Elinizi kalbinize koyupda, söyleyin: 'kurtulabilmiş-
tir' diyebilir misiniz?
http:// www. prizma.net Mİ A İLHAN
http-y/www.ada.com.tr7-bilgiyay/yazar/ailhan.html