26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Yunan Kimliği METİN ERKSAN K arl Mar\ (18I8-1883) 1K5M862 \ıllan arası o siralardunyanın en bu- \uk gazetesı olan "\ew Vork Dail\ Tribune" ga- zetesıne vakla^ık on vıl. oncehartada ıkı. sonrjbır>azı (makale) yazar Karl Marx ımzasını ta^ı>an bu \a- zılann 1853-1856 vıllan arasını oluştu- ran, K.ırım Savaşı oncesı, sava:? sırası \e sa\aş sonrasina ılışkın bırbolumu bu ga- zetenııı geleneksel ılkelerıne u\ularak imzasızbâş>azı olarak\a\ımlanır Buım- zasiz basşazıların bır bolumıınu Fried- rich Engels \azar \!ar\ \e Engels tara- fından vazılmi!; \e \ \ DTde vavımlan- mıs bu mAalelerın 1853-1856 yılları arasinı kapsuvan bolumu 189"7 ve 1969 vıllannda Londrada "Doğu Sorunu" (The EasternQue->tıon)adlı altında val- nız Karl \1ar\"ın ımzasivla ıkı kez kıtap olarak va>ımlanmıstır Dunva dusiınce tanhının buvuk bırasamdsinı gerçekleş- ıırmii ıkı bu\uk bılgın olan MaıVın \e Engels ın bu makalelerının bazı parçala- rını. Yunanıstan ın Turkı\e"ve karşı sa- vaş; çığlıkları attığı ve duşman davranış- larda bulunduğu bu gunlerde gundeme üetırmekte varar \ardır (Turkıye"dekı Ulusal kımlıkler. K. Manc. N\ DT No 3736. 7 Nivin 1853) "TurkheRumları- nınetnikkokeniSlav sov udur.(KM buva- zi\ı va/dığı sırada Nunanistan. Balkan ^arım:Kİası"nın ucundakı ku/e> sınırı Preveze ve l am\a korfe/leri arasında uzanan. Mora varımadası, Eğriboz ada- sı ve Kiklad Adaları'ndan oluşan, >uzol- çumu 63.(KHl knı2 olan kuçuk bir dev let- tir. Bu tarihtc 1 urki\e. Tuna Nehri Tur- kive'nin \\rupaMnırları icjndehulıınan. > iizolçumu 11.904.192 km2lık bu> ukbır devlettir. K.Mar\'ın Turki>e Rumları olarak tanınıladığı sn\un içinde o tarih- ten 23 \ ıl once Turki>e v onetiminden av - rılaıı Surıanistan Rumları da \ardır. Ç.V). Fakat bunlar çağdaş Hellen dilinı konuşurlar. İstanbul ile Irabzon'un bır- kaç soylu ailesi dışında, V unanistan'da bi- te çok az saf Hellen kanı taşıvan Rum bu- lunur. Rumlar, ^ ahudilerin v anı sıra Tur- kive'nin liman kentlerinde \e birçok ka- ra kentinde ticaret vaparlar. Rumlar ba- zı verlerde çiftçilikle uğraşır. Tesalva ile Epirdışında, hiçbirkonumdavebolgcde; savısal \arlıklan. ruhsal butunlukleri ve ulusal bilinçleri onlara ulus Mmliğınde si- \asal bir bırlik sağla>amaz. İstanbuPda vabancıdıllenbilen birkaç smlu Rumai- İesinin devlet vonetiminde çevirmenlik >aparakeldeettiğıetkıntık,Turklerin \\- rupa'da eğitim \e oğrenim gorme>e baş- Iamalanndan \e vabancı ulkelerdeki Turk elçiliklerine vabancı dil konuşan Turklerin atanmasından bu vana bızla azalmaktadır. Tiırkive'deki Hıristivan nufusun buyuk kesimini oluşturan, sovların karışımı durumunda bulunan anaso>un etnik bileşiminde, kan kat- kısı en çok olan sov hangi sovdur? Bu so> Slav sovudur. Mora'dan Tuna')a, Karadeniz'den \rna\ utluk dağlarına kadar olan bolgenin Hıristhan halkı- nın asıl koku Sla\ sovudur. Ozellikle Sla\ sovunun İllirvalı( \rnavutluk) va da Yugoslavvalı (Gunev Sla\ı) adı al- tında oluşan koludur. Batı Sla\ ları (Po- lonvalılar \e Bohemvalılar) \e Doğu Sla\ları (Ruslar) ve bunların >anı sıra uçüncü birSla\ kolu olan Gune> Slav- ları. İ.S. 6. >iızyıldan beri <\vrupa'nın doğusunda ve Balkanlar'da >oğun bir konumda >erleşmişlerdir. Örtaklaşa bir dilleri \ardır. Bu dil Rusça\a çok bcnzcven bir dildir." (Turkı^e Sorunu. F Ensiels, N\ DT No 3746. 19Nısan 1853 Başyazı) **N uzlerce Rus ajanı Turkhe''de dola- şıp. birbirinin karşıtı iki duşunce>i içe- ren, iki\uzlu bir kışkırtma >apı>oriar. \janlar. Rum Ortodoks Hıristivanlara Rus Ortodoks Hıristi\an Çan'nı Orta- dokslann baş koruyucusu \e baskı altın- daki Doğu küisesi'ni (Istanbul'daki Rum Ortodoks Patrikliğini Ç.N.) kurtaracak tek insan olarak tanıtı\orlar.Gene bu Rus ajanlanOrtodoksGune> Sla\ lanna: Rus Ortodoks Sla> Çan'nı bu\uk Sla\ $o>u- nun tuın kollannı bir saltanataltında bir- leştirecek \e Slav sovunu \\rupa'nın\o- netici so> lanndan biri \apacak bir impa- rator olarak gosterivoriar. Ortodoks kili- sesinin papazlan bu gudumlu duşuncele- rini vavmak için, kısa bir sıirede va>gın bir kanştırıcılık (fesat) agı kurdular. 1809 Sırp a\aklanması, 1821 Yunan ayaklan- ması doğrudan doğruva Rus altını \e Rus etkisiv le oluşturuldu \ e destekiendi. Turk paşalannın (Tepedelenlı ya da Yanvalı \lı Pa^a-Mora,Kavalalı Nİehmet 41ı Pa- >a - Mısır Ç.h.) Devlete karşı geldikleri her >erde Rus entrikası \e Rus altını her zaman etkin oldu. Turkive'nin bu nıtelik- teiçsorunlarıhakkındakıbilgileri av da >aşa>an insanlardan daha fazla olmayan Batılı diplomatların akılları ivıce kanştı- ğı zaman savaşbaşladı. Rus orduları Bal- kanlar'a doğru saldırdı \e Turkhe ilk kez parçalandı." K Marx \e FEngels "tarih bilgisini". "tarihbilim" konumuna getırmii! ıkı bu- >uk bılgındır "Bilimselbilgioluşturma" \e ">öntenıbilimsel duşunce dizgesT bu ıkı buyuk duşunurun çabalarıy la tarihbi- lim'ın yontemı olmu^tur k Marx ın ve FEngels"ın N\ DTde yavımlanan yazı- larında açıkladıkları. Turkıye hakkında- kı olağanustu bılgılerının Rusya'nın Turkıye'ye kaı>ı surdurduğu yayılmacı saldırılara karşı gelmelennın ve bu sal- dırılarkarşısındaTurkıye'yıyalnızbıra- kan Ingıltere'yı ve Fransa'yı suçlamala- nnın >anı sıra bu yazılannda Turkıye'de yaşayan Rumların etnik kokenını ısrarla ve kesınlıkle "Slav " olarak v urgulamala- n dıkkat çekıcı bır kuramsallıktır YunanlılannGrekyada Hellen soyun- dan olduklan duşuncesı 1830 y ılında ba- ğımsız Vunanıstan devletının kurulma- sından sonra co^kulu bır duşunce olarak Avrupa nıngundemınegelmıştır Buola- yın kıvancınınolu^turduğuoznel duşun- ce ortamı ıçınde Avrupa toplumu yent Yunanlılan eskı Greklenn va dj Hellen- lenn uzantısı olarak algıladı Fakat çok kısa bır sure sonra yenıden gundeme ge- len bu konudakı bılımsel bılgılerbu yan- lış algılamayı duzelttı KMar\veFEn- gek gıbı muthış bır okuma. oğrenme, doğru duşunme, tanıtlama. kanitlama. eleştın sorgulama. kuşku, bılımsel bılgı oluşturmagucuolan ıkı bılgının Grek ve Bızan> tanhı ustune bılımsel bılgıler ıçe- renvetS 6 yuzyıldabaşlayan "Slavlaş- mavTaçıklayan kıtapları okumadan Yu- nanlıUnn soy kokenının "Slav " olduğu- nu yazmalan olanaksızdır Yaşamlannın sonunadoğru FEngels'ın "Artıkokuma, surekli yaz" dedığı K Manc ve onun ya- nı sıra FEngels, Grek ve Bızanstanhıne ılişkın başyapıtlar olan Hıeronymus Wolf( 1516-1580). PLabbel 1607-1667). CD Canue (1610-1688). J Mobıllon (1632-1707), CLebeau (1767-1786) EGıbbon (1737-1794). J Fallmerayer (1790-1861) gıbı buvuk bılgınlerın'kı- taplannı ve bu kıtaplarla bırhkte Grek \e Bızans. tarıhıne ılişkın yazılmış birçok kıtapları kesınlıkle okumuşlardır Roma. Grek Bızans tanhlen bılgınle- rı, ınsanbılımcıler (antropologlar), uy- garlık tarıhçılen, buyuk duşünurler Yu- nanlılarınetnıkvapılarınınl S 6 yuzyıl- dan bu yana kuzeyden gelen yoğun "Slav" goçlerı sonucu Slav lığa donuştu- ğunu ve bu tanhten sonra Yunanlıların kanındakı Grek ya da Hellen kanının gı- derek yok olduğunu bılımsel bılgıler olu- şumunda yazmışlardır Insanbılıme ıliş- kın bu tanhsel gerçeğı tanıtlayanlar ve kanıtlayanlar Avrupalı bıtgmlerdır Bu bılımsel gerçeğe karşın Yunanlılarve Yu- nanıstan Grek ya da Hellen kanına ve uy- garlığına karşı ınsanlığın ıçınde varolan. saygıyı, ovguyu. sevgıyı. ozenı \e hay- ranlığı durmadan somurmuştur Adalar Denızı ya da Ege Denızı nı Turkıye'den kopanpbır Yunan ıç denızı yapmak ıste- yen. Fırat'ın dogusunu Turkı>e"den ko- parıp bağımsız bır dev letın toprağı yap- mak ısteyen. Kıbrıs adasını Turkıye den kopanp Yunanıstan'a katmak ısteyen Is- tanbul'daki Ortodoks Rum Patnklığı nı Turkıye'den kopanp Yunanıstan'a ba- ğımlı fakat sozde bağımsız bır devlet yapmak ısteyen Yunanıstan bu tehlıkelı hayalını Yunanlıların bu Grek ve Hellen olduklan boş sav ının y ardımıy la gerçek- leştırmek ıstemektedır \vrupa ve Ame- nka kamuoylannda Grek ve Hellen so- yunun Grek ve Hellen uygarlıklarının mırasçısı olduğu savını her fırsatta so- muren Yunanıstan devletı, Turkıye Cum- hurıyetı dev letıne karşı duşman bırortam yaratmaya çalışmaktadır Savaş ıkı ınsan aklından bınnınyada her ıkısının doğru duşunmemesı, çıkma- zagırmesı delırmesı sonucubaşlar Dev- letlerdeınsanlarabenzer Akıllısı vardır Çıldırmı^ı vardır Savaş kotudur Barış ıvıdır Fakatbarışındurust.dengelı.doğ- ru. yanlışsız. bılımsel bır banş olması ge- rektır Yunanıstan dev letını y oneten sıy a- sal yetkebusıralar geleneksel bır kalıtım- la bır "delirium tremens nobeti", "akut bir bev in sendromu" y a da bu y abancı tıp devımlerının Turk dılındekı anlatımıyla "geçici bir einnet" ya^amaktadır Yuna- nıstan devletının Turkıye Cumhurıyetı devletıyle dost olması zorunluğu vardır Avrupa Btrlığfne ve Amenka Btrleşık Devletlen'ne guv enmek akıl11 bır davra- niş değıldır \unanıstan devletı bu tehlı- kelı oy unu Turklerın dev letı olmadığı bır tanhte denedı Şımdı Turklerın, Vuna- nıstan'ın o tanhte oynamak ıstedığı ko- medıyı bır Yunan trajedısıne donuşturen Buyük Atatürk'un kurduğu buyuk bır dev letlen var Turkıye Cumhunyett dev- letını savaş yapmakla korkutmaya çalı- şan Yunanıstan devletı Dışışlen Bakanı "Slav"' asıllı Theodoros Pangolos'un de- desı Albay Theodoros Pangolos (1878- 1932 - sonra general) 15 Mayıs 1919'da Izmır"eçıkan 1 VunanTumenı'nınbağ- lı oldugu ve yönetım yen Selanık'te bu- lunan Yunan Orduları Başkomutanlığı kurmay başkanıydı Tarıh tekerrurden ıbaretmış derler Fakat. bır Turk şaınnın soyledığı gıbı. tanhten ıbret alınsa tanh tekerrur etmez Theodoros Pangolos bu Turk atasozunu ve bır Turk şaınnın bu atasozunu duzelttıgmı bılıvor mu° ARADABIR YA\XIZ GÖR Emekli Elçı Cüppe Giymekle Papaz Olunmaz...Ortalık her açıdan toz- duman ıken bu "papaz" cuppesı edebıyatı da nereden çıktı dıye soruldukça yazı başlığının bır Fransız atasozunden ve şu sıralar- da emekli kent "Dersaadet"\n (istanbul'un) ıçınde bulunduğu durumdan esınlenmış olîiugunu arz ede- rız, efendım Evet Frenk atasozu "L'habıt ne faıt pas le mo- ınen" dıyor Cuppe gıyıp boynunda haç sallandı- ran herkes gerçek dın adamı sayılmaz Zarfa değıl mazrufa (ıçındekıne) bakılmalı Anlamı bu • • • Bu "Habıtat" sozcuğunun kökenınde "Habıt gıy- sı" olduğu bızım "organızatorlerce pek lyı anlaşıl- mış bulunduğundan, 'hal-ı nezı"de bulunan emekli Dersaadet kentını lyıce bır gıydınp susleyıp, pusle- yıp teşrıflerı beklenen zevata gostermeye azımlı ve kararlı oldukları ve bu maksatla gece ve gunduz, makyaj uzenne ış tuttukları, ıbret ve dehşetle ızlen- mektedır Inlere ve mağaralara saklanmış olup, şımdı gece ve gunduz, kentın altını-ustune getırmeye sıvanmış dev makınelerortaya çıkıp soluyarak homurdanarak zaten doğalgazdan PTTden TEK ten.evvelcegon- derılen "tahnp ' tımlen ve bır defada delınmış kazıl- mış, oyulmuş cadde ve sokaklan. busbutun kuşa çe- vırmekte Ister ıstemez, bu uydurma makyaj eylemlen, akla, vakt-ı zamanında guzel olup da yaşiandıkça bo- yunları, ellerı vb yerlen porsumeye yuz tutan sosye- te hanımlannın ote ve benlerını çektırmek, duzeltmek amacı ile astronomık ucretler odeyerek bısturı altına yatmalarını getırmıyor mu7 Eskı guzellerden "Saadet Kapısı" namı ile de ma- ruf Asıtane Hanımefendı 1 Bu yaştan sonra gorucuye çıkacaksm da ne olacak sanıyorsun'' Tevfik Fikret ustadtmız, senı "8ın kocadan arta kalan bakıre ' dıye anar Şımdı, Aşıyan'dan bıraz ba- şını kaldırıp da baksa, kımbılır, ne gıbı sonsuz bır ye- ıse kapılırdı • • • Geçen gun bızı eve goturmeye çalışan ve bu amaçla kapalı yollan sokaklan yan çızerek ılerleme- ye uğraşan Anadolu çocuğu, yureklı ve sevımh taksı şoforu "Amca, bu, delık deşık edılen mahalleler, kıs- metlı, zengın mahallelen Bızım oturdvğumuz yer- ler hep boyle Bak' Oraya, buraya 'Verdığımız ra- hatsızlıklardan dolayı ozur dılerız' yazan levhalaras- mışlar Bızden kımsenın ozur dılemeye nıyetı yok Sade, vaktı gelınce oy dılerler, sonra yıne eskı tas, eskı hamam " Bu adamın yuzune baktım Sonsuz bır utanma duygusu ile DE\HEK ASLİYE İŞ MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 199MS7 Esas 1995 390 Karar Davacı SSK. Genel Mudurluğu tarafından da\alı \h ^kba^ aleyhıne açılan rucuan tazmınat davasmın mahke- memızde \apılan açık vargılamasisonunda Davanın kiMiıen kabulune ılişkın \enlen karar davalı- nm tum aramalaıa ıağmen adresı tespıt edılemedığınden karann kendiMiıe basin ılan volu ile teblıgıne karar verıl- mış olnıakla Mahkememızce \enlen 26 09 1995 tanh. 1993 45"" esas. 1995 390 karar sayılı kararı ile 721 136- TL'nın odeme tanhı olan 2^91992 tanhınden ıtıbaren ya- val taızı ile bırhkte da\ahdanahnıpdavacıva\enlmesıne ılı^kın karann ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun ıçerısınde da\ alı tarafça temy ız edılmedığı takdırde kesınleştırılece- ğı huMisu karar teblığı venne kaım olmak uzere ılanen du- \urulur Basin 66127 TuzKoktu... MAHMUTYAGMUR Eğitimci T urkçemız, kav- ramca \arsıl \e anlatım gucu ustun olan bır dıldır Sozcuk- lerımız ezgılı. uvumlu akıcı ve kıvraktır Uzun uzadıya anlatılacak bır durumu ya da bır duşunceyı kısa yoldan belırtecek bınler- ce deyımınıız vardır Gozle- me dayanan deyımlenmız, halkımızın ınce duyarlılığını ışlek anlağını (zekasını) kes- kın bıhncını. yalın gerçekçılı- ğını ılerı göruşlulugûnu ve ozgun ozekınını (kulturunu) yansıtırlar Dılımıze, apayrı bır renk ve canlılık katarlar Daha yuzlerce yöresel deyı- mımız de. genel özekın dılı- mıze gırmemıştır Bu dey ımler genel ozekın dı- lımıze gırdıkce Turkçemızın varsıllığı ve anlatım gucu lyı- ceartacaktır "Tuz koktu" de- yımı, yoresel deyımlerımız- dendır Nurdumuzunkımıyö- relennde. havanın aşın kerte- de ısındığı, açıkta bırakılan y ı- yeceklenn hemen kokuştuğu. susuz kalan bttkılenn çıtır çı- tır kav ruldukları. sıcaktan bu- nalan hayvanların hanl hanl soluduklan aylardaçok kulla- nılır Amaasıl. geçım sıkıntı- sının dayanılmaz boyutlara ulaştığını, vurgun ve soygun olaylarının arttıgını. yüce orunlarda (makamlarda) otu- ran kışılenn adlannın kirii iş- lere kanştığı'nı dıle getıren Küskünler barışıyor, k "unç oylar.dönöyor! Bakırköy'e Barışçı, Demokrat Başkan Geliyor! Leyla Tekül yakınmalar "Tuz koktu!" dı- yerek noktalanır Tarıhımızın en bunalımlı dönemlennden bırını yaşıyo- ruz Çunku topraklanmız, çı- çeğı burnunda gençlerımızın kanlarıylasulanıyor Toplum- sal v apımızda kolay kolay ka- panmayacak yaralar açılıyor Ustumüze çuîlanan zıfın ka- ranlık^unden gune yogunla- şıyor L'lkemızı.ışsızlıkveaç- lık kasıp kav uruyor Artık ay- mazlık uykusundan uyanma- lıyız Hep bır agızdan, "Tuz kokluü!" dıye çıglık atmalı- yız Olanca gucumuzle, sıs çanlarını çalmalıyız Içınde bulundugumuz gemıyı bat- maktan kunarmak ıçın, guç bırlığı yapmalıyız lik genel seçımde. aşağıya ozet olarak yazdığım yıkıtnlann sorum- lulan olan sıyasacılardan he- sap sormahyız Ekonomımız. pıs kokular yayan bır bataklıga saplandı Ulus hazınesı. düşsel dışsatım ve dışalım oyunlanyla soyul- du Kamubankalan vurütme erkını ellennde tutanlann va- kınlan ve yandaşlannca yag- malandı Iç ve dış borçlanmı- zın toplamı. on sekız basa- maklı sayılann ustune çıktı Paramızın y uzu, sıfırlarla kap- landı Devlet çarkını dondur- mek ıçın KİT urunlenne su- reklızamyapıldı Yerlıveya- bancı tefecılerden, yuksek urem (faız) karşılıgında borç üstune borç alındı Turkıye. ıkı uyruklu sozde ekonomı uz- manîannın, anaç talancılann, arsız kaçakçılann, urem gelı- nyle bolluk ıçınde ya^avan lupçulenn arpahğı oldu Ulu- sal değerlenmızın çoğu, dolar karşılığında satışa çıkarıldı Yoksulluktan kaynaklanan saynlıklar \e kotulukler, yurt duzeyıne yayıldı Yuce \taturk un "Bavlar. halkımız çiftçidir. L lusun çift- çüiktekiçalışmalannı zamana uvgun onlemlerle en yuksek dereceye ulaştırmalıvı/" buy- ruguna uy ulmadı "Çekerken ve sokerken değil, ekerken ve dikerken kazanılır" atasözu- nun vurguladığı gerçek algı- lanmadı Tanmcılık ve hay- vancılık, ılkel bır ugraş sayıl- dı Koklübırtoprakduzeltımı (reformu) yapılmadı Tanm Satış Kooperatıflen'neçelme takıldı Kövlunun yetıştırdığı urunlerı ucuza alıp bırkaç ka- tma satarak \arsil olan aracı- ların sirtları sıvazlandı Bu çarpık tanm sıyasası mılyon- larca koy luy u topragından ko- pardı Buy uk kentlere tanhte eşı gorulmeyen bırgoç başlat- tı Sonra neler oldu' Köyler boşaldı Hayvanlar cambaz- lara ve celeplere satıldı Dağ- lardakı omçalar. bahçelerdekı yemiş ağaçlan kurudu Tarla- İan, ayrık otlarıs.ardı Buyuk kentlerın çe\ relen, y olsuz. su- suz. ışıksiz gecekondularla kuşatıldı Eşsiz guzellıktekı kıyılar paylaşıldı Zeytın, ın- cır. nar, portakal mersın agaçları acımasızca doğrandı Bıtek toprakların yuzu. yazlık konutlarla kaplandı Koylara yeşıl ovalann ortasma. tüketı- me donuk fabnkalar kuruldu Yazlıklann ve fabnkaların la- gımları akarsulara, gollere, denızlere bağlandı Lag\mlardan akan atıklar sulardakı canlılan kırdı Pıs sularla sulanan topraklar ço- raklaştı Fabnkaların bacala- nndanbavrulanagılı tozlarve gazlar bıtkılen kavurdu Et- kılı onlemleralınmadıgı ıçın, her yıl bınlerce dekar orman yandı Kımı yorelenmız çol- leştı Sagcı ve solcu aynmı yap- madan, tum yurttaşlanma ses- lenıyorum Sağcı ıktıdarlar Ataturk'un gösterdıgı ışıklı yoldan saptılar Mılyonlarca kovluy u, tuketıcıler ordusuna kattılar Doğanındölyatağının daglanmasına seyırcı kaldılar Dışsatımcı ulkemızı dı^alım- cı vaptılar Hepımıze. kuflu buğday ekmeğı. delı dana etı hormonlu çıkıta muzu veme acısını tattırdılar Onları ba- ğışlamayalım Yurdumuzu. halk ozanı Liıtfî Kanak ın aşağıdakı dörtluğunde betım- ledıgı durumdan kurtarmak ıçın savaşım verelım Çunku acunda.Turkıye"den ba^ka sı- ğınacağımızvebannacağımız bır yer yoktur "Hava kirii. deniz kirii. gol kirti. / Hormonlaria meyve ve- ren dal kirii, / \n saşkın. pe- tektekı bal kirii. / Hasta doşe- ğinde yatıyor vurdum." BAKIRKOY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Mahkememızce \ enlen 1995 980 E 1996 211 K. say ılı \e 2 4 1996 tarıhlı karan geregınce. Ka^tamonu ılı Araç ılçesı \urttepe cılt no 125. say- ta no 25 kutuk sıra no 15 te nufusa kayıtlı Fehmı ve Re^ıdekızı 1977doğumlu ffülya Yüce'nın rahatsızhğı nedenıyle hacır altına alınarak kendısıne aynı yerde nu- tusa kayıtlı annesı Ahmet \e Donduye kızı 1946 doğumlu Reşıde\ııce nın vasi olaraktayınmekararver- ılmıstır llanolunur 2 4 1996 Basın S8111 T ü r k i y e ' d e i l k d e f a MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ KİLYOS MSM YAZ KAMPI <UH7*,) Ilyatro Bölümü: Müjdat Gezen yönetiminde Futbol Bölümü: Rıdvan Dilmen yönetiminde Müzik Bölümü: Melih Kibar yönetiminde Tiyatro-Futbol-K.Gıtar-Voleybol-Org-Solfej-Basketbol-Satranç-Tenıs Resım-Masa Tenısı-Dart ve Hobıler (Her bolume sadece 20 oğrencı alınacaktır) Cumartesi Pazar dışında hergün 09.00-18.00 arası kapıdan kapıya teslim. Yemek, kahvaltı. spor çantası ve malzemeler. Adımız Güvencemizdir. Çocuğunuz kişilik kazanıyor. Bizi arayın. Broşür isteyin. Kayıtlar Başladı. Kayışdağı Cad Zıverbey Durağı No 48 Kadıkoy Tel 348 80 72/73 - 346 51 09 Faks 348 80 74 PENCERE IMF'ye Kızmak... Geçenlerde aydın bır dostumla konuşuyordum, canı sıkkındı ve bıkkındı Solcuydu Solcudan da ote sosyalısttı.. Ne var kı keyfını kaçıran bır şey olmuştu, dostum, CHP'nın bır toplantısına. konuşmaya gıtmış. IMF'den soz açıp da gerçeklerı anlatmaya çalışın- ca, tepkı gormuştu. CHP'lılerın akılları başlarınagel- memış olacak kı ıçlerınden bırı: "IMF emperyalızmın aracıdır" demıştı, "bızyedı duvele karşı koymuş bır ulusuz ." - Pekı, ne olacak'' "IMF'ye de karşı koyarız " Dostumun canı sıkılmıştı Oyle ya, bunca 'romantızm 'le gerçekçı bır polıtı- ka nasıl yapılabılırdı17 • 'Devrımcı romantızm 'ın gençler ustunde olağa- nustu bır çekımı olduğu kuşkusuz Ama hangı gençler uzerınde'7 Bır vakıtler 68'lı genç havalarda uçuyordu, Che Guevara'nın resımlerı yurt yatakhanelerınde duvar- ları susluyordu Kızh erkeklı oğrencıler, Hollywood yıldızları yerıne koymuşlardı yakışıklı Che'yi— O gunler geçtı mı^ Yokcanım . Bugun "marjınal" saytlan bır gençlık kesımı, der- gıler çıkarıyor, eylemlere gırışıyor, gonullenmızde yatan guzelım dunyanın pembe duşlerı uğruna ya- şamını tehlıkeye atıyor, kımı zaman da bu uğurda oluyor. Kımse azımsamasın bu olguyu, çocukları salt suçlamayla bır yere vanlamaz . • Bır de "Musluman mucahıtler" var Gencecık ınsanlar çember sakal koyvermışler, zulme karşı çıkmanın ulkusunu yureklennde taşıyor- lar, başlarını bu yola koymuşlar Onlan da salt suçlayarak hıçbır sorunu çozmek olanağı yok1 Eğer bu dunyada zulum varsa, somu- ru duzenı yuruyorsa, adaletsızlık elle tutulur bır yo- ğunluga ulaşmışsa, tepkılerı şu ya da bu renge bu- runerek surecek insanlıkta var olması ozlenen adalet ve eşıtlığı is- lamda arayan gence neden kızalım? . Onu anlamaya çalışalım . • 1917'den sonra yeryuzunde "sosyalıst ekonomı" adı verılen bır duzenın denemesı yapıldı. Ikıncı Dunya Savaşfndan sonra başını Sovyet- ler'ın çektığı oluşumda Doğu Avrupa ulkelerı yer al- dılar, Çın, Vıetnam, Kuba, Kamboçya vb sosyalıst dunyanın gelışımınde umutlar verdıler Ancak 1990, bır donum noktası oldu, bugun tek kutuplu dunya- nın duzenı kapıtalızmdır Ister şerıatçı olsun, ıster sosyalıst partı ıktıdarıyla yonetılsın, butun ulkeler tek bır ekonomık duzenın ıçınde yaşıyorlar Bu eko- nomık dunyanın parasal ılışkılerını de IMF (Ulusla- rarası Para Fonu) duzenlıyor IMF'nın patronları kuşkusuz soyut bankacılık yap- mıyorlar; kararlannda çoğu zaman sıyasal gerekçe- lerın ağır bastığı goruluyor • Ancak meydanlarda gosten yuruyuşune çıkarak ve "Kahrolsun IMF" demekle de IMF kahrolmaz Yeşıl bayrak açıp tekbır getırerek IMF'yı yok et- mek de olanaksızdır IMF'nın sımgeledığı dunya duzenınde yaşayan bır ulke, hesabını çok lyı yaparak, ekonomık duze- nını akılcı koşullara bağlayarak, halkın gucunu kul- lanarak hakça bır duzen kurabılır, bır başka yol ve yordam gorunmuyor Akıl ve bılım, 'devrımcı romantızm'B ya da 'şerı- atçı ınanç'a ağır bastığında umutlar yukselecektır Emre Kongar İmza Günü 1 Haziran 1996, Cumartesi. 16:00-18:00 REMZİ KİTABEVİ, AKMERKEZ arkadaş YAYINEVİNDEN KİTAP DOSTLAR1NA BUYUK BİR ARMACAN DAHA' UYGARLIĞIN SEYİR DEFTERİ Doç. Dr. Çaglaı TUNCAY 1. Hamur • 293 sayfa • 350.000 TL (Server Tanilli nin Önsozu İle) Eskı Yunan'dan Ronesans'a, tekerleğm ıcadından buharlı makınaya kağıdın bulunuşundan matbaaya, Monalısa'dan Ahı Evran'a, Heraklıtos'tan Descartes'e El Mesudı'den Colombus'a, tarıh felsefesınden kımyaya, elmanın gızlı tanhınden uzaym eğrılığme ınsanlığın bınlerce yülık seruvenını sıcak bır oyku havasında okuyacaksınız tnsanlık tanhının dehlızlerınde hayretten hayrete suruklenerek tadına doyulmaz bır yolculuk yapacaksınız a r k a d a Ş YAYINEVİ Mithatpaşa Cid 28 AC-D Ycnışehir / ANKARA Tlf: 434 46 24 (4 Hat) . Faks : 435 60 57 İLAN T.C. BEYOGLIJ 3. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dös>aNo 1993 371 Mahkememız 29 12 1995 tanhlı, 1993 371 esas, 1995 785 karar sayılı ılamı ile. istanbul. Beyoğlu YenışehırMah cıltO41 04.sayfa 15.kutuk256"danu- fusa kavıtlı Saıt ve Fatma'dan olma Kıgı 1336 d lu Husevın Edış \esavet altına alınarak avnı >erde nu- fusa kavıtlı 1960 d lu oğlu Erol Edı> kendısıne vası tavın edılmıstır llanolunur Basın 88116
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle