03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ŞUBAT1996 ÇARŞAMBA HABERLER sergl • Haber Merkezi - Romanya Kültür Bakanı Viore Marginean ile Prof. Dr. Ruşen Dara, 'Türk- Romen Geleneksel Evleri' sergisini açtı. Romanya'nın Braila (Ibrail) kentinde Mana Filotti Dramatik Tiyatrosu Sergı Salonu'nda açılan Prof. Dara'nın 87. kişisel sergisi suluboya resimlerden oluşuyor. DYP H Başkanı tutuklandı • IĞDIR (AA) - DYP Iğdır Mılletvekili Şamil Aynm ile DYP tl Başkanı Timur Selçuk'un önceki gün saldınya uğramalan sırasında açılan ateşte bir kişinin yaralanması olayıyla ilgili olarak hakkmda şikâyet bulunan l! Başkanı Selçuk, nöbetçı mahkemece tutukladı. Yetkilıler. olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü bildirdiler. Bu arada, olayda yaralanan ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan Yaşar Kısa'nın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Oturma eylemi sona erdi • ANKARA (C umhuriyet Bürosu) - Personel fazlası olduğu gerekçesıyle ış akitlen feshedilen ve CHP Genel Merkezi'nde oturma eylemi yapan eski çahşanlar. eylemlenne dün son verdi. Parti Genel Merkezi'nde altı gün süren eylemlerini bitiren eski çahşanlar, binadan aynlırken yaptıklan açıklamada şöyle dediler: "Eylemlerimizi farklı piatformlarda, daha üst boyutta sürdürmek karanyla ve yann yapılacak partiler arası bayramlaşmalarda partimizin zarar görmesini önlemek amacıyla ideolojimize sahip çıkıyor, Genel Merkez binamızı terk ediyoruz.' İdarenin sorumluluğu • ANKARA (AA)- Danıştay. terör olaylanna taraf olmayan üçüncü şahtslann uğradığı zarann 'sosyal risk' ılkesı gereğince idarece tazmin edilmesi gerektiğini kararlaştırdı. Danıştay 10. Dairesı, son günlerde terör olaylanndan doğan zararlann tazmini ıstemiyle yerel mahkemelerde açılan davalann temyiz istemlerini incelerken, "sosyal risk" kavramı gereğı idarenin sornmlulugunu genişletti. 10. Daire, şimdi tüm ülke genelinde meydana gelen terör olaylannda "sosyal risk" ilkesinin uygulanmasını ve bu olaylara taraf olmayan üçüncü kişılerin zararlannın da idarece tazmin edilmesi gerektiği yönünde görüş oluşturdu. Gureş'ın goruşu • ADANA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Kilis Mılletvekili ve eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, kurulmak istenen ANAP-RP koalisyon hükümerinin istikrarsız olacağını savundu. Güreş, Ramazan Bayramı'nı geçirmek üzere geldiği Kilis'te esnafla bayramlaştıktan sonra Belediye Meclis Salonu'nda esnafın sorunlannı dinledi. Güreş, Türk halkının "adil düzen safsatasının nasıl bir aldatmaca olduğunu" çok kısa sürede göreceğmi öne sürerek "Mesut Yılmaz, RP'yi iktidara taşımanın bedelini çok ağır öder. Bunca ıç ve dış sorun varken, ülkeyi karanlığa taşımanın bedeli Yılmaz'a ait olacaktır" diye konuştu. Ateş'in af isteği • GAZİANTEP (AA) - Devlet Bakanı Abdülkadir Ateş, Türkıye'de yıllardan beri affın gündeme gelmediğini belirterek "Ancak, günderne gelmesini arzu ediyoruz. Bazı suçlara ilişkin olarak devletin, hükümetin bir af çıkarması gerektiğine gönülden inanıyorum" dedi. Yapılan başvurulann tamamına yakını güvenlik güçlerinin eylemlerinden kaynaklanıyor üılallerhı sorumlusu polis• Insan Haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'na bugüne kadar yapılan başvurulann yüzde 9O'ı, güvenlik güçlerinin iş ve eylemieri nedeniyle gerçekleşti. • Başvurulann gerekçelerinde, işkence iddialan, gözaltında ölüm olaylan, faili meçhul cinayetler, köy yakma, boşaltma iddialan, iltica ve vatandaşlığa alınma istekleri, hukuki yardım talepleri önemli yer tutu. Evrensel gazetesi muhabiri Metin Goktept'nin gözaltında polislerce öldiirülmesi bugüne kadar göriilmemiş bir med- ya ve kamuoyu baskısı sonucu netieştirildL Göktepe'nin katil zanlılannın görevli memuriar olduğu ortaya çıkanldı. 1STANBUL (ANKA) - Evrensel gazete- si muhabiri Metin Göktepe'nin gözaltında dövülerek öldüriilmesınden sonra dikkat- leri üzerine çeken güvenlik güçlerinin, in- san haklan ihlallerinde en çok şikâyet ko- nusu olduklan belirlendi. tnsan Haklanrrdan Sorumlu Devlet Ba- kanlığı'na kurulduğundan bugüne yapılan başvurulann yüzde 90'una yakınının poli- sin ve güvenlik güçlerinin iş ve eylemle- rinden kaynaklandığı bildirildi. Başvuru- lar arasında, işkence iddialan. gözaltında ölüm olaylan, faili meçhul cinayetler, köy yakma, boşaltma iddialan, iltica ve vatan- daşlağı alınma istekleri, hukuki yardım ta- lepleri yer aldı. Insan Haklanndan Sorumlu Devlet Ba- lerde yoğunlaştı. Bu yöndeki başvurular toplam başvuru- lann yüzde 90'ına yakın bir orana ulaştı. Bakanlığa yapılan başvurulann konulan itiban ile dağılımı ise şöyle: "İşkence iddialan, Güneydoğu olaylan ile ilgili iddialan Terörie Mücadele Kanunu hakkında yakınmalar, Sıkıyönetim Kanu- nu hakkında \akinmalar, >argı gecikmele- rinden yakınmalar. başka bir ülke>e iltica istekleri \atandaşlığa alınma ile ilgili baş- vurular, gözaltında ölüm olaylan hakkın- da başvurular, eski hükümlüierin sorunla- n ileilgili başMjrular, ce^ae\lerindeki sorun- laria ilgili başvurular. göçmenlerin sorun- lan hakkındaki başvurular. güvenlik so- ruşturması ile ilgili başvurular, sendikal so- kanlığı'na kurulduğundan bu yana yapılan nınlaria ilgili başvurular, üniversiteöğren- başvurular, polisin ve güvenlik güçlerinin cilerinin öğrenim özgürlüğüne ilişkin baş- iş ve eylemlerinden kaynaklanan şikâyet- vurular, hukuki yardım talepleri, çevre so- runlan.emeklilerin sorunlan, re'sen emek- BBk sorunu, kamu görrv lileri hakkında baş- vurular,yurtdışındaki vatandaşlann sorun- lan ile ilgili baş\ urular. süper emeklilikle il- gili baş>urular. faili meçhullere ilişkin baş- vurular, kö> yakma \e boşaltma kkülan, eği- tim hakkına ilişkin bas> urular, sağlık hak- kına ilişkin başv urular." Insan haklan eğitimi Insan Haklanndan Sonımlu Devlet Ba- kanı Adnan Ekmen, vaptığı açıklamada, ın- san haklan ihlallen konusunda çok sayı- da başvuru olduğuna dikkat çekerek. Tür- kiye'de demokrasinin tam olarak yerleşti- nlemedığıni, bu konuda daha çok adımlar atılması gerektiğini belirtti. Ekmen, gü- venlik güçleri ile ilgili başvurulann yo- ğunluğu ile ilgili olarak da şu değerlendir- meyi yaptı: US News & World Report dergisi, dinci tehdide karşı askerin müdahale edebileceğini söyledi: Laikliğin güvencesi orduWÂSHINGTON(AA)-US News & VVorld Report dergisi, "RP'nin, Atatürk'ün getirdiği laikliği tehdit etmesi durumunda, ordunun mü- dahale edeceğinden çok az kişinin kuşku duyduğunu" yazdı. Derginin, Türkiye'deki 24 Ara- lık genel seçimlerinin ardından or- taya çıkan siyasi durum ile ilgili yazısında, Istanbul Büyükşehir Be- lediyesi 'nin, daha önceki yönetim- lere göre, sunduğuhizmetleraçısın- dan "iyi puanlar" aldığı belirtildi. Seçim sonuçlanylabirlikte RP'nin, şimdi de ülke yönerimine aday ol- duğu ifade edilen yazıda, "Bazua- n, Türkiye'nin de Iran gibi olacagı görüşûnü savunuyoriar" denildi. Yazıda, bir Batılı diplomatın "RP'ninki hafıf köktendindlik" şeklindeki sözlerine yer verildi; an- cak buna rağmen, RP'nin iktidar- da olması halinde, ABD'nin bölge- deki çıkarlannın olumsuz etkile- neceği kaydedildi. Türkiye'nin, onlarca yıldır Batı yanlısı bir NATO müttefıki olduğu hatırlatılan yazıda, RP Genel Baş- kanı Necmettin Erbakan'ın, Ba- tı'nın yerleşik kurumlanna ilişkin bazı konuşmalanndan örnekler ve- rildi. Yazıda, "Ancak Erbakan, da- ha sonra bu sözterinin bazılannı de- ğjştirdT denildi. RP'nin ıktıdar ortağı olması du- rumunda, en azından, Irak'a karşı her dinin inananlan için ayn bir hukuk sistemi oluşlurulabileceğini söylediğı ifade edildi. Yazıda. bu milletvekilinin, "Her- kes, otomobil seçer gibi kendi hu- kuksal sistemini seçebilir" yolun- dakı sözlerine yer verildi. Dergideki yazı şöyle devam edi- yor: Iran benzetmesi **&** £* a l a n değerıendırme yazısında, RP'nin şimdi de ülke yönetimine aday olduğu ifade edilerek "Bazılan, Türkiye'nin de îran gibi olacağı görüşünü savunuyor" denildi. uygulanan ambargo ve Çekiç Güç'ün devamı konulannda, Batı için sorunlann ortaya çıkabileceğı- ne dikkat çekilen yazıda, şeriann uy- gulanması konusuna değinilirken, bir RP milletvekilinin, Türkiye'de "Böyle rüyalara dayalı düşünce- ler, otoriter bir vapıva vol açsa bile, fazla ileri gidemez. Atatürk'ün la- ik ve Batı yanlısı düşünccleri baş- ta özellikle orduda olınak üzere, Türkiye'de kökleşmiştir. Böyle bir durumda ordunun müdahale ede- ceğinden çok az kişi kuşku duy- maktadır. Daha önce de bunun ör- nekleri görülmüştür." Yazıda, Tann adına yönettiğini id- dia eden rejimlerin. demokrasi ve tslamın bir arada yaşayabileceği konusunda güven vermediklerinin altı çızildi; ancak, popüler hareket- lerin bastınlmasının da Cezayir ve Mısır'da yaşanan olaylan beraberin- de getirdiğine dikkat çekildi. RP'nin, koalisyon ortağı olması halinde sorumluluk üstlenerek eko- nomik durumu iyileştirmek için ge- rekli olan "güç" politikalara ortak olmak zorunda kalacağı kaydedi- len yazıda, RP'nin, iktidar ortağı ol- maması halinde ise kenarda bekle- yerek iktidan eleştinneyi sürdüre- cegi ve gelecek seçimlerde ise da- ha büyük bir oy oranı elde etmesi- nin mümkün olabileceği görüşüne yer verildi. Yazıda. "Bu durumda da hafif köktendincilik. dahayoğun bir kök- tendincilik haünegelebtür" denildi. "Bu tabloyu güvenlik güç- lerinin eğitimsi/Jiğine bağtrvo- rum. tnsan haklan konusun- da, demokrasi konusunda eği- tilmelerigerekir. Ülkenin bü- yük bir bölümünde çatışma- lar var. İç banşı sağlamadan insan haklan konusunda is- tediğimr/ nokta\a ulaşamaviz. Milli gelirin düşük olmasının da asayişk' ilişkisi \ an geüşmiş ülkelerde asayiş sorunu daha az olu\or. YliÛi gelirin düşük- lüğü nedeniyle özellikle adi suçlarda insan haklan ihlal- leri arüyor." Ekmen, İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanlığı'na yapılan her müracaatı takip ettiklerini. rapor hazırlaya- rak Başbakanlığa, bakanlık- lara, valilere gönderdiklerini, somut delıller olduğunda ise Metin Göktepe olayı gibi ka- muoyuna açıkladıklannı ak- tardı. Eğitimin sonu yok Başbakanlık İnsan Hakla- n Başdanışmanı Hıar Ekşi de ınsan haklan ihlallen konu- larında vatandaşlann şikâ- yetlerinin güvenlik ve düşün- ce alanlannda yoğunlaştığı- na işaret ederek "Sıkuıü ne- redeortaya çıkarsa o alanda- ki yakınmalar daha çok ola- caktır" dedı. Ekşi, güvenlik güçlerine insan haklan eğitiminin belli bir süredir verildığine değınerek şunlan söy- ledi: "Güvenlik güçlerimizin bu alanda daha çok eğitime ihtiyaçlan >ar. Eğitimin sonu yok. Bu ihtiyacın belirtilmesinden kimse gocunmamalıdır. Eğitim her yaşta, her za- man sürekli olursa daha \erimli sonuçlar ahnır, bugün ortaya çıkan bir sonucun egi- timsizlikten, yanhşeğhiminden >a da tek yan- lı koşullandınlnuşhktan kaynaklandığmı görmekteyiz. Sürekti >e bilimsel olarak >a- pdacak. İnsan haklan belge, ilke \e kavram- İannı öne çıkaracak bir eğitim başarüı ot- mamız için şarttır. İnsan haklan ihlalleri- nin azalması, insan haklannın korunması vegeliştirilmesi için ise daha çok önemlidir, şarttir.'' Hızır Ekşi, Türkiye'nin uluslararası ku- ruluşlan tarafından insan haklan konusunda suçlan- dığının bir gerçek olduğunu ifade ederek, bu suçlamala- nn hepsinin geçerli olduğu- nu kabul etmenın olanaklı olmadığını icaydetti. Ekşi, şöyle devam etti: "Ama Türidye'nin yap- ması gereken şey çokckkti gi- rişimlerde buhınmak, bötün bilgileri kullanarak insan haklan konusunda ülkemiz- de rvileştirmeler >apmakür. Uluslararası kuniluşlann id- dialanna verilecek en iyi ya- mtgerçekleri olduğu gfl)i sap- tayabilmektir. Körü körüne reddiyeci olarak Türidye'nin görüntüsünün düzelmesine yardımcı olunmaz, görüntû- mûzü düzeltmek için bir kay- gı içerisinde de olmamabyız, önemli olan durumumuzu düzettmektir. Dunımumuzudüzdtirsek, var olan eksiklerimizi gide- rirsek görûntümuz de dü- zetmiş olur." Hızır Ekşi, İnsan Hakla- n'ndan Sorumlu Devlet Ba- kanhgı'nın başvurularla il- gili olarak raporlar yazdığmı, ilgili kuruluşlan uyardığını ve kamuoyunu aydınlattığıru da sözlerine ekledi GLOBALPOLİTIKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU BombalapdakiParmak İderi Geçen 10 gün içinde Londra'da patlayan Irlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) kaynaklı bomba, 18 ay- dır süren ateşkesi sona erdirdi. Böylece bir zaman- dır zaten çıkmaza girmiş olan banş süreci, ölümcül bir yara aldı. Şimdi, başlayan ve hiç kuşkusuz çoğu işçi, emekçi, birçok masum insanın yaşamına mal ola- cak yeni sürecin tüm faturasını IRA'ya keserken çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü patlayan bombalann üze- rinde sadece IRA'nın parmak izleri yok! Ateşkes neden sona erdi? IRA, neden tekrar şid- dete geri döndü? Bu sorulara sağlıklı cevaplar vere- bilmek için Ingıliz ve Irlanda hükümetlerinin Aralık 1993'teki Birleşik Deklarasyon'lanndan ve Ağustos 1994'te IRA'nın ateşkes ilan etmesinden sonrayaşa- nanlara kısaca bir bakmak gerekir. Birteşik Deklarasyon'dan ve IRA'nın ateşkes ilan et- mesinden sonra Cumhuriyetçiler John Major hükü- metinin, Unionist'ler, (Kuzey Irianda'nın Ingiltere'nin parçası olarak kalmasını isteyen ve bunun için şid- dete de başvuran Protestan siyasi hareket) üzerinde baskı yaparak banş için uygun bir zemin hazırlaya- cağını umuyorlardı. Ancak pariamentodaki çoğunlu- ğu Unionist milletvekillerine dayanacak kadar azal- mış olduğu için bu yola gitmeyi kendi siyasi gelece- ği için tehlikeli gören John Major, IRA ve onun siyasi kanadı olan Sinn Fein üzerinde baskıları arttırmayı ter- cih etti. Banş sürecinin ilerlemesı için önce IRA, de- mokrasiden yana olduğunu kanıtlamalıydı! Major hükümeti önce IRA'yı ateşkesin kalıcı oldu- ğunu açıklamayazorladı. Ancak başlangıçta ateşke- si, banş sürecinin koşulu ile kabul etmiş olan IRA, bu konuda tavız vermedi. Ikinci olarak Major hükümeti IRA'nın silahlannı bırakmasını istedi. IRA'nın bunu ka- bul etmeyeceğı ayan beyan belli olduğu için Major bir tarafsız kışıye ABD Senatörü MrtcheH'e bir rapor hazıriattı. Ancak raporun banş konuşmalan için silah bırakma isteğının gerçekçi olmadığı sonucuna ulaş- ması üzerine, Major hükümeti, raporu elinin tersi ile bir kenara itti ve bu sefer de Kuzey Irlanda'da seçim isteği ile yeni birtaktik uygulamaya başladı. Major hü- kümetine göre seçimler, banş sürecine katılan taraf- lara meşruiyet getirecekti. Ancak 1918'de tüm Irlan- da'da yapılan son genel seçimlerde ezici çoğunluğun Ingiltere'den ayrılmak için oy vermesine aldırmadan adayı bölen ve Protestan azınlığı çoğunluk haline ge- tirerek Kuzey Irlanda sorununu yaratan ingiliz hükü- metinin şimdi seçimler aracılığı ile ne yapmak istedi- ğini görmemek mümkün değildi. İngiliz hükümeti sa- vaşta yenemediği IRA'yı banş süreci yolu ile yenme- yi amaçlıyordu. Seçimlere gelince muhafazakâr İngi- liz gazetesi Sunday Telegraph'ın bile kabul etmek zorunda kaldığı gibi "Kuzey Irlanda sınırian içinde yapılacak seçimler sadece statükoyu tasdik edecek, dolayısıyla herkesı kapsayan bir banşa giden yolda hiçbir şekilde bir atlama taşı olamayacaktı." Böyle- ce banş süreci bızzat John Major hükümetinin mec- listeki çoğunluğunu korumak için Unionist'lere boyun eğmesi ve barış sürecinı IRA'ya karşı kullanmaya kalkması ile çıkmaza girıyordu. Artık Muhafazakâr Parti Milletvekili Peter Temple Morris'in sözleriyle "Bir kere Mitchell raporunun dışında ve Irlanda hü- kümetinin onayını alamadan hareket etmeye karar ver- dikten sonra şiddetin tekrarbaşJamasının koşullan oluş- muştu. w Basındakı gürültüye rağmen anlaşılan o ki, şimdi birçok Muhafazakâr Parti milletvekili, John Ma- jor'ın "banş sürecinden kendi iradesi ile çıktığını "dü- şünerek ateş püskürüyor. Diğertaraftan, ateşkesi ilan ederek topu İngiliz hü- kümetine atıp böylece John Major'ı banşa zorlayan, ama aynı anda da mecliste zor bir durumda bırakan IRA'nın bu taktiğini tam olarak kavrayamayan Kato- lik cemaat içinde bir süredir bir güvensizlik gelişme- ye başlamıştı: "IRA savaştanyoruldu", "Zaten ıngil- tere 20-25 seneye kadar Kuzey Ihanda'yı terk ede- cek... " gibi fikirler yayılıyordu. Banş sürecinin çıkma- za girmesi ve artan basınç, IRA'nın hayal kınklığına vezaman kaybettiğinı düşünmesineyol açtı. Eğer İş- çi Partisi bir ümit verseydi belki IRA gelecek seçim- lere kadar bekleyebilirdi. Ancak İşçi Partisi de banş sürecinde hemen her konuda Major hükümetini des- tekledi. Böylece IRA'ya kendi mantığı içinde savaşa geri dönmekten başka bir seçenek kalmıyordu. Diğer taraftan, basına yansıyan haberler, başlan- gıçta IRA'nın ateşkesi kabul ediş nedenlerini pek kav- rayamayan Katolıklerin büyük çoğunluğunun, şimdi tüm hoşnutsuzluklanna, moral bozukluğuna ve şid- deti kınamalanna rağmen, neden IRA'nın tekrar şid- dete geri döndüğünü anladığını gösteriyor. Bomba- lann üzerinde sadece IRA'nın parmak izlerinin olma- dığını, İngiliz hükümetinin de şiddetin geri dönmesin- de büyük bir sorumluluk payı olduğunu görenlerin sayısı da gittikçe artıyor. ^îşkencede ne AK'mîz kaldı ne Alevîliğinıiz • Sultan Hanım'ın kocası muhtara seslenerek yanımıza çağmyor. Köyde sadece 6 ev kalmış. Bütün erkekler etrafımıza toplanıyor. Muhtar Mehmet Kambur, olanlardan sonra muhtarlıktan istifa dilekçesini kaymakama sunarak köyden aynlmak istediğini söylüyor, ancak dilekçesi reddediliyor. MtYASE İLKNUR Divnği'ye bağlı Avşarcık mezrasmdaki köylüler, jandannada gördükleri işkence sonrasında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuşlar. Heyet, aksam Divriği Kaymakamı M. Celalettin Lekesiz'i ziyaret ederek köylülerden dinledikleri sorunlan aktardı ve gereksiz baskılann kaldınlmasını istedi. Kaymakam Lekesiz. özel time yönelik yakınmalar karşısında şunlan söyledi: "Özel timin bizim kırsal alanda özel bir faaliyeti yok. İki a\dır bir operasyon da yapıimadı. Şehire bile zorunlu alışveriş dışında inmiyoriar. Kırsal alandaki faaliyeti askerier yapıyor. Savcıhktan akhğunız bilgiye göre geçen yıl sadece 35-40 civannda tutuklama olmuş." Geceyi Divriği DemirÇelik Tesisleri'nde geçiren inceleme heyeti, ertesi sabah Çalh Vadisi'nde kalan köylere ulaşmak amacıyla yola çıkıyor. O ana kadar gezdiğimiz köyler, asfalta yakın ve en az baskıya manız kalan köyler. Oysa asıl yakınmalar, Zara-Divriği- îmranlı üçgeninde kalan ve 'Karabel' adı verilen bölge ile dağlann arasında sıkışıp kalmış 'Çaltı Suyu vadisi'ndeki köylerden gelıyordu. Demiryolunun geçtiği vadinin üst tarafında bulunan Güvenkaya yol aynmına geldiğimizde yolun bataklık oluşu nedeniyle otobüsten inip minibüsle devam ediyoruz. Ancak minibüs çamura saplanıp kalıyor. Kış gelince yol yüzünden köyün dünyayla bağlantısı kesiliyor. Yaklaşık 5 kilometrelik yolu çamurlara bata çıka tükettikten sonra Çaltı Çayı üzerindeki asma tahta köprüden geçerek köye ulaşıyoruz Sabah güneşini evinin önünde çorap örerek değerlendiren Sultan Doğaner, çamurlara belenmiş 10 kadar insanı karşısında görünce şaşınyor. Divriği Kültür Derneği Başkanı Müslüm Doğan. kim olduğumuzu ve niye geldiğimizi belirttikten sonra anlarma sırası 55-60 yaşlanndaki Suitan Doğaner'e geliyor: "Geçen ay bir gece askerier köyii bastı ve aralannda benim kocaraın da bulunduğu 8 kisiyi alıp götürdüler. Zaten köyde o kadar erkek vardı. Erierimizi alıp götürünce biz kaduılar bir başımıza kakhk. Kocam ameliyatiı olduğu için ertesi sabah onu bıraktılar. Diğerieri 2 gece Divriği'de,' 7 gece de Srvas'ta jandarmada kaldılar. 'Erlerimizi alıp götürdüler'GüvenkayaKö- yü'nden Sul^n Doğaner, "Güya biz PKK'lileri saklamı- şık. Tövbe! Askerierden başka kimse köye gelip gitmiyor. Bu yüzden erierimizi alıp görürdüier. Biz kadınlar bir ba- şımıza kakhk. Geldiklerinde her yanlan simsiyaho" diyor. askerden başka kimse\i görmedik. Arada bir gözlerimiz bağlıvdı. Betonun üzerinde, Hepsini fena dövmüşler. Geldiklerinde her askerie özel tim gelip alıa şu aşağıdaki okulda askerlerin silah temizlediği bir bezin yanlan simsiyahtı. Güya PKK'liler bizim birkaç gün kalır sklerdi. \e bizim onlara, ne üzerinde yatıp kalkük. Arkadışunız Hasan köyde kalmış. Tövbe! Biz bugüne kadar onlann bize bir zaran var idi. Biz terörist Erdoğan'a ne yapmışlarsa şok geçirdi. falan görmedik. Köyde gencimfa de kalmadı ki bizden gizli onlar sakladı diyek." Sultan Hanım'ın kocası muhtara seslenerek yanımıza çağınyor. Köyde sadece 6 ev kalmış. Bütün erkekler etrafımıza toplanıyor Muhtar Mehmet Kambur, olanlardan sonra muhtarlıktan istifa dilekçesini kaymakama sunarak köyden aynlmak istediğini söylüyor, ancak dilekçesi reddediliyor. Muhtar olayı ve yaşadıklannı anlatırken öfkeli: "Divriği, Kangal ve Sincan'dan gelen askerier bizi götürdüler. Komutanlannı tanryorum. Aramız çok iyiydi. Bölük komutanı bizi istemiş. Önce doktora muayene ettirip sağlam raporu aldılar her birimizden. Di\riği'de jandarmada iki gün vemfkhanede kaidık. Sonra gözlerimiz bağlanarak Srvas'a götürüldük. Gözaltına ahndığumzda günlerden cumartcsiydL Srvas'a götürüklüğümüz pazartesi bize bir şey yapmadılar. Ancak salı günü akşam bizi dövmeye başladılar. Geri getirip betona anyor, bir müddet sonra tekrar götürüp dövüyoriardı. İçimizde genç yok, hepimiz yaşhyız. Bu yaştan sonra dayak yemek ağınmı/a gidiyor. FMatlanmız >aşındakiler bizi bir yandan dövüyor, diğer yandan küfrediyoriar. Ne anamız kaldı, ne avTadımız, ne Ali'miz ne Ak'viliğimiz. Beni copla dchdüler. Bazı arkadaşlan kum torbasıyla dövmüşler. Bazısına da parmak uçlanndan cereyan \ermişler. Kaklığımız süre içinde sürekli Sürekli 'Beni yakacaklar, kurtann'diye sabahlara kadar bagınp durdu. Murtaza Doöan'ı iki kez işkenceye aldılar. Ayak tabanlan patlayuıca onu bir gün hücreye kapattılar. Bir hafta sonra gözlerimiz bağuyken bize bir kağıda imza attırdılar. Neye imza atfjğımızı bilmiyoruz. Bize durmadan PKK'lilerin köye gekliklerini ve bizim onlan köyde banndırdıgımtn söylememizi istiyoıianh. Oysa köye hiç bir terörist gnıp ya da kişi gelmedi. Sadece askerier gelip gidiyordu arada bir. Askerier üç kez gelip okulda birkaç gün kalıp gittiler. Hepsi bu. Ama işkencede dayagı yivince yalan yok, dini imanı bırakıp 'Evet PKK'liler geldi' diye söylemek zorunda kaldun." Güvenkaya köylüleri serbest bırakılırken de doktora muayene ettirilerek sağlam raporu ahnıyor. Köylüler, "Heryanımızçürük içindeydi ama doktor yine de sağlam rapor verdi" dediler. işkencede sürekli suratına ve kann boşluğuna yumruk ve tekmelerle vurulduğunu belirten 65 yaşındaki Rıza Ateş, "Alevi olup ounadığımı sordular. AJevi olduğumu söyleyince bu kez 'Niye oruç tutmuyorsun lan o... çocuğu' diye hakaret ettiler"diyor. Köyden sağır ve konuşma güçlüğü çeken Hüseyin Polat da dövülüyor. , Hüseyin Polat konuşamıyor, sadece eşinin yardımıyla çenesini ve sırtını göstererek yumruk ve sopa ile dövüldüğünü anlatmaya çahşıyor. Güvenkaya Köyü'nden gözaltına alınanlardan Hasan Erdoğan, Güzel Polat ve Murtaza Doğan köyü terk ederek Ankara'ya yerleşiyorlar. Muhtar da "İstifa dilekçemi kabul etsinler, hemen bugün aynlacağun" diyor. Yarın. Zara'da mezarlılclar ayrılmış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle