Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ŞÜBAT1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tûrk-îş'e bağlı 26 sendika, bu yıl içinde bağımsız olarak toplusözleşmeye oturacak
350 bin işçi sözieşme bekfiyor
ANKARA (AA) - Türk-îş'e baglı 26
sendika. bu yıJ içinde, üyesi bulunan
toplam 350 bin 209 işçi adına toplu iş
sözleşmesi göriişmelerinde bulunacak.
Bayram MeraJ. bu yıl toplu iş
sözleşmeleri bulunan sendıkalann
toplu iş sözleşme görüşmelerini daha
önce aldıklan karar doğrultusunda,
kendi başlanna bağımsız olarak
yûrütecekJerini bildirerek
sözleşmelerin tıkanması durumunda
Tûrk-lş'ın devreye gireceğini,
sözleşmeleri bağıtlamak için uğraş
vereceğini söyledi.
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerini
yürütecek sendikalara, Türk-İş'in
maddi ve manevi her türlü katkıyı
sağlayacağtna dikkati çeken Bayram
Meral, "Son yaptlan zamlarla işçinin
satın alma gücünde yüzde 50'tere
varan bir geriieme oldu. Toplusözleşme
• Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral, "Son yapılan zamlarla
işçinin satm alma gücünde yüzde 50'lere varan bir geriieme oldu.
Toplusözleşme göriişmelerinde reel satm alma gücü mutlaka
yakalanmalıdır. Sendikalanmız, bu düşünce ile toplu iş sözleşme
masasında mücadele edecektir" dedi.
görüşmelerinde reel saün alma gücü
mutlaka sakalanmalıdır.
Sendikalanmız, bu düşünce ile toplu iş
sözleşme masasında mücadele
edecektir" dedi.
Türk-tş tarafından bu yıl içinde
yürütülecek toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinde, ağırlık, özel sektörde
bulunuyor. Toplusözleşme bekleyen
350 bin 209 ışçiden 245 bin 942'si
özel sektörde çalışırken 104 bin 267'si
kamu sektöründe çalışıyor. Grev
yasağı kapsamında bulunan 44 bin
743 işçinin büyük çoğunluğunu,
belediyelerde çalışanlar oluşturuyor.
Özel sektör sözleşmelerinin yürürlük
tarihi, genelde ocak ayı olurken
kamudaki toplu iş sözleşmeleri ise l
martta başhyor.
Belediye-lş Sendikası. Ankara,
lstanbul, İzmir, Adana büyükşehir
belediyeleri ile EGO, lETT, IZTU,
ASKİ gibi işyerlerinde çalısan toplam
96 bin 918 işçi adına, toplu iş
sözleşmesi görüşmelerini yürütecek.
Türk Metal Sendikası, MESS (Madeni
Eşya Sanayi lşverenleri Sendikası) ile
toplam 91 bin 184, Teksif Sendikası da
Tekstil İşverenleri Sendikası ile 60 bin
28 işçi adına toplusözleşme masasına
oturarak üye işçilere yeni haklar
sağlamak için mücadele verecek.
BASİSEN Sendikası da başta Türkiye
İş Bankası olmak üzere, çeşitli banka
ve sigorta şirketlerinde çalısan 20 bin
işçi adına, toplu iş sözleşme
görüşmelerinde bulunacak.
Ocak ayında süresi biten toplu iş
sözleşmeleri kapsamında bulunan özel
sektör işyerlerinde Petrol-lş, Tek Gıda-
Iş, Teksif ve Çimse-lş sendikalan
toplu iş sözleşme göriişmelerine
başladılar.
Bu yıl içinde 350 bin 209 işçi adına
toplu iş sözleşme görüşmelerini
yürütecek sendikalar ve işçi sayılan
şöyle: Tanm-lş: 15, Türkiye Maden-
Iş: 4 bin 356, Petrol-İş: 7 bin 803, Tek
Gıda-İş: 9 bin 24, Teksif: 60 bin 28,
Ağaç-lş: 1483, Deri-lş: 217, Selüloz-
Iş: 2 bin 157, Basın-Iş: 80, Basisen: 20
bin 913, Çimse-lş: 8 bin 552, Kristal-
Iş: 290, Türk Metal: 91 Bin 184, Yol-
Iş: 11 bin 275, Tes-Iş: 9 bin 991, Tez
Koop-lş: 10 bin 773, Koop-lş: Bin
610, TÜMTIS: Bin 139, Demiryol-fş:
400, Denizciler: 988, Hava-lş: 5,
Sağlık-lş: 301, Toleyis: 7 bin 264,
Harb-Jş: 2 bin 145, TGS: 420,
Belediye-Iş:96bin819.
Alibeyköy'de bir kıraathaneye, Gazi Mahallesi'nde bir pastaneye saldınldı
Saldırgan linçten zor kurtuldu• Alibeyköy'de Alevilerin gittiği
bir kıraathaneye dün saat 13.00
sıralannda silahlı saldında
bulunuldu. 3 kişinin yaralandığı
olayda saldırganlardan biri
yurttaşlar tarafından yakalandı.
Yılmaz Ermiş isimli saldırganı
polise vermek istemeyen yurttaşlar,
uzun bir süre kıraathanede tuttu.
Gazi Mahallesi'ndede bir
pastaneye silahlı, taşlı ve sopalı
saldında bulunuldu. Güvenlik
kuvvetleri olayla ilgili olarak 30
kişiyi gözaltma aldı.
tstanbul Haber Servisi - Alibeyköy Bı-
nevler'de Alevilenn gittiği Karadenız Kıra-
atfaanesi'ne dûzenlenen silahlı saldında üç
kişi yaralandı. Semt sakinleri olay sırasm-
da saldırganlardan birisıni yakaladılar. Ola-
yın siyasi olduğunu belırterek galeyana ge-
len yurttaşlar, saldırganı uzun süre polise
teslim etmeyerek saldınnm yapıldıgı kıra-
athanede tuttular. Gazıosmanpaşa Gazi Ma-
hallesi 'nde bir pastane beş kışihk silahlı bir
grup, tarafından tarandı.
Alibeyköy Bınevler Gülbahar Mahalle-
si'nde bulunan ve çoğunlukla Alevilenn git-
tiği Karadeniz Kıraathanesi'ne dün saat
13.00 sıralannda silahlı 8-10 kişilik bir grup
saldında bulundu. Edmilen bılgiye göre sal-
dırganlar içeride bulunan Şişli Belediyesi
çalışanı, korsan taksi şoforlûğü yapan Ra-
mazan Türkay (32)adlı kişiyi biçakladılar
Saldırganlar daha sonra çıkarken kıraatha-
neye rastgele ateş ettıler. Bu sırada Feva Kı-
nlyıl (42) ile Hasan Atilla (28) yaralandı.
Olaydan sonra kaçmaya çalısan saldır-
ganlarla kıraathanede bulunanlar ve sılah
seslenni duyarak müdahale eden yurttaşlar
arasında kovalamaca başladı. Bu kovalama-
cada semt sakinlen. saldırganlardan 19-20
yaşlanndakı Yılmaz Ermiş i yakaladılar, dı-
ğer saldırganlar ise 34 DSP 71 ve plakası ol-
mayan bir otomobile binerek kaçtılar. Ola-
yın duyulmasmdan sonra tûm mahalle hal-
kı sokaklara dökülerek protesto göstensı
yaptı. Bir süre kıraathanede bekletilen sal-
dırgan Yılmaz Ermiş, güvenlik güçleri ta-
rafından güçlükJe çıkanldı. Kıraathanenin
önünde toplanan halk, Alevi yurttaşlann
geldiği kıraathaneye üçûncü kez saldınldı-
ğını söyleyerek olayı 'siyasT olarak nıtele-
di. Görgü tanıklan, saldırganlann Yeşilpı-
nar'da oturan ve Aievileri tehdit eden ülkü-
cüler olduğunu öne sürerken, bazı tanıklar
Ramazan Türkay'ın olaydan bir saat önce
otomobiliyle saldırganlardan binnin araba-
sına çarptığını ve bir süre tartıştığını belirt-
tiler. Türkay'la tartışan kışının daha sonra
Yeşilpınar'daki arkadaşlannı toplayarak kı-
raathaneye geldiğinı ilen süren görgü tanı-
gı, şunlan söyledi: "Ramazan'la araba yü-
zünden tartışnuşlar. Saldırgan, Ramazan'ı
kahveye kadar idemiş ve arkadaşlannı top-
layarak buraya gelmiş. Zaten kahveye girer
girmez Ramazan'ı göstererek "Işte o' dedi-
ler. Biz de sivil potis olduklannı sandıgımız
İÇİD bir tepkide bulumnadık. Ramazan'ı
dövdüler ve küfür ederek dısan çıktjlar. Bu
arada halkı da korkutmak için rastgele ateş
açblar. Yoldan geçen bir taksiyi durdurdu-
lar. Şotörünü döverek arabaıİan aralar ve
kaçûlar. Biz saldırganlardan bir tanesiniya-
kalamayı başardık."
Halk tarafından yakalanan saldırgan Yıl-
Aübeyköy'de Karadeniz Kıraathanesi'ne dün silahlı 8-10 kişilik bir grup saldında bulundu. Üç kişinin çeşitli yerterinden yara-
landığı olayda saldırganlardan Yümaz Ermiş, mahalle sakinleri tarafından yakalandı. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
maz Ermiş, "Ramazan Türkay bizim arka-
daşımızia tarbşnuş, onun için buraya gei-
dik" diye konuşurken, Karadeniz Kıraatha-
nesi'nin sahıbi Mehmet Karadeniz, 8 veya
10 kişinin kıraathaneye gelerek taksi şofö-
rü Ramazan Türkay'ı sorduklannı belirtti.
Karadeniz şöyle de\am etti:
"Ramazan Türkav arkadaşlanyla masa-
da oyun oynuyordu. Saldırganlar, oolann
yanına gRUnce silahlannı ve bıcaklannı çek-
tiler. Olay sırasında saldırganlardan birini
yakalamay ı başardık. Biz, gelen bu kişilerin
ülkücü olduklannı sanıyonız."
Kıraathanedekılenn tartakladığı Yılmaz
Ermiş ile olay sırasında yaralananlar SSK
Eyüp Hastanesı'ne kaldınldı. Gazi Ma-
hallesi Fevzi Çakmak Caddesi üzerindeki
Özer Pastanesi'ne de saat 21.00 sıralannda
gelen maskeli ve silahlı beş kişi, pastaneyi
uzun namlulu otomatik silahlarla taradıktan
sonra pastaneyi taş ve sopalarla tahrib ettı.
Saldırganlar ara sokaklara dağılarak kaçtı.
Saldın sırasında pastanenın boş olması ne-
denıyle can kaybı olmazken maddi hasar
meydana geldi. Olayın ardından çevredekı
kahvehane vepastanelen kontrol altına alan
polis 30 kişiyi gözaltına aldı.
Helikopter kazası
Şehit
astsubaya
askeri tören
tstanbul Haber Servisi -Marma-
ris Aksaz Denız Üssü liman sıha-
sında meydana gelen helikopter
kazasında şehıt olan Denız Astsu-
bay Üstçavuş Ali Ihsan Çakmak
ıçın dün Beykoz Kurtarma Grup
Komutanlığı'nda askeri tören dü-
zenlendı. Kurtarma ve Sualtı Ko-
mutanı Albay Bülentlnoğlu, tören-
de yaptı|ı konuşmada, kazadan do-
layı duyduğu üzüntüyü ifade ede-
rek "Bu arkadaşlarunızuı çok az
kimseye nasip olan böyle bir mer-
tebeye ulaşmalan, en büyük teselli
kaynağunız olmaktadır" dedi.
Saygı duruşuyla başlayan tören-
de, şehıt Deniz Astsubay Üstçavuş
Ali Ihsan Çakmak'ın özgeçmişı
okundu. Kurtarma ve Sualtı Ko-
mutanı Albay Bülent Inoğlu. kaza-
dan duyduğu üzüntüyü belırterek
şöyle devam ettı: "Bu eüm ka/aso-
nucu. heükopterde bulunan 6 SAT
komandomuz kurtanlırkm, henüz
mesleklerinin bahannda olan. ateş
gibi, gözüpek. viğit Deniz Kıdemli
l'steğmen Bülent l sta, Deniz Ast-
subay Başçavuş Ahmet Toprakka-
nşturan. Deniz Astsubay Kıdemli
Üstçavuş Ahmet Selçuk. Deniz .Ast-
subay Üstçavuş Ali Ihsan Çakmak,
Deniz Astsubay L'stçavuşAykutTe-
tik, mertebelerin en güzeline erişe-
rek şehitolmuşlardır. Tehükeieri hi-
çe sa\an. ölüme meydan okuyan
kahramanSAT komandoarkadas-
lanmız, her zaman bizimle. içimiz-
de, kalbimizde yaşayacaklanur."
SAT komandolannın Ikızceada-
cıklan knzınde adacıklara çıktıkla-
nnı hatırlatan Albay Inoğlu, SAT
komandolanna hitaben şöyle dedi:
"Ikizce adacıklan krizindeçapı kü-
çük ama neticesi çok büyük bir ha-
rekâö sizden beklenen başanyla
gerçekleştirdini/- Banşın kurulma-
sındaki katkınız çok bü> ük olmuş-
tur. Bir ke/ daha > üce milktimizin
teveccühüne mazhar oJdunuz. Ça-
pı küçük. önemi büyük İkizce ada-
cıklan krizindt hak ve menfaatieri
korumak için bölgede bulunan ve
eğitûn esnasında nıüessir bir kaza
sonucu şehitlik mertebesine erişen
5 korkusuz yiğit SAT komando-
mu/dan dördünü iki gün önce bu-
rada yapılan törenle, milletimizin
kalbine gömerek,ebediyete uğurla-
dık. Ancak diğer SAT komandosu
olan Ali lbsan Çakmak'tan yoksun
olarak yaptığımız törende artan
acımız, değerii e\ladımızın naaşı-
nın bulunmasıyia, bugün bir nebze
de olsa hafiflemiş bulunuyor."
Törene, şehıt astsubayın eşı
NOüferÇakmak. kızı Cerem Çak-
mak veyakınlan ile Donanma Ko-
mutanı Oramıral Salim Dervişoğlu,
Kuzey Deniz Saha Komutanı Ko-
ramırai tlhami Erdil, lstanbul
Boğaz Komutanı Tümamiral Erol
Adayener, yüksek riitbeh subaylar
ve SAT komandolan katıldı. Denız
Astsubay Cstçavuş Ali Ihsan Çak-
mak'ın cenazesı. Sehmiye
Camıı'nde kılınan öğle namazın-
dan sonra Edirnekapı Denız Şehit-
lıği'nde toprağa verildi.
HAFTAIABAKIŞ
AHMET TANER KlgLALI
•Çağdaş' ANAP,
Modenn' RP (!)
Bu yazı çıktığında dunjm ne olur bilmem; ama
iç siyasetimiz, TV'lerdeki pembe dizilere döndü.
On beş gün yurtdışına gidip geliyorum; değişen
bir şey yok.
Bıraktığınız yerden devam ediyorsunuz.
Karl Marx, işçi sınıfının diktatörlüğünü öngör-
müştü. Lenin bunun yerine, işçi sınıfının partisi-
nin diktatörlüğünü koydu. Stalin de işçi sınıfı adı-
na tek kişinin diktatörlüğünü kurdu.
Ve Sovyet sistemi, kendi sonunaadım adım yü-
rüdü...
Demokrasi, halkın etkin katılımını öngören bir
yönetım biçimidir. 12 Eylül, bunu "halksızpartiler"
yönetimine dönüştüren temelleri artı. Rahmetli
Ozal'la birlikte, halkın değil, önderin seçtiği mil-
letvekilleri dönemi başladı. Son seçimlerle birlik-
te de, halkaz demokrasi "partisiz demokrasi" ol-
du.
Ben yurtdışına giderken, "önderler demokrasi-
si" vardı.
Dönüp geldim ki o da Hacivat-Karagöz oyu-
nuna dönüşmüş... Ama iki "lidercik" arasındaki
maskaralık, artık kimseyi güldürmüyor.
• • •
Şu sözler kime ait?
"Inanıyorum ki eğer Refah bir kaza eseri iktidar
olsa, hattaiktidarortağıolsa Türkiye, bugünküdu-
rumunu bile arayacaktır."
"Bu kadro işbaşında olduğu sürece, Refah ile
ne birişbirliğine gideriz ne de böyle birişbihiğiiçin
masaya otunınız."
"Iran devhmini övenlerle koalisyonyapamayız."
Bu sözler, ANAP'ın genel başkanına ait...
Son yıllann ANAP'ı -TBMM'de de yerel yönetim-
lerde de- zaman zaman RP'nin kuyruğu gibiydi...
RP ile MHP arasındaki bir çizgide olan BBP ile se-
çim işbirliği yapan Sayın Yılmaz -bu sayede ittiği
oylarta- Sayın Çiller'ı kurtaran kişi olmuştu... RP
ile son dans ise ANAP'ın "hazin" intihandır.
ANAP, tek kişinin "alet"\ olarak kuaılmuştu. Şim-
di ise tek kişinin elinde kınk dökük bir "oyuncak"
haline dönüştü...
• • •
Kimi bilim kadını, kimi bilim adamı... Kimisi de
gazeteci-yazar.
TV ekranlannda ıkınıp sıkınıyorlar. RP'nin nasıl
da "modem" bir parti olduğunu veTürkiye'yi na-
sıl daha "hür" ve "modem" yapacağını anlatma-
ya çabalıyorlar.
Atatürk'ün kurduğu parti nasıl "modernleşme-
ci" ise RP de öyle imiş.
Asker-sivil bürokratlar, aydınlar ve onlarla görüş
birliği yapan sermaye çevreleri artık tıkanmışlar.
Şimdi bu "merkez"e karşı; dinciierin de içinde ol-
duğu "çewe", ilerici bir güç olarak çatışmaya gir-
miş...
Yönüne önem vermeden her değişmeyi "dev-
rim" sananlar, birzamanlarözal'ı "en büyükdev-
rimci" ılan etmişlerdi. Bilgisayarkullanma ile "mo-
dern"liği eş sayanlar da şimdi RP'yi cumhuriyet-
çilere yutturma çabasındalar.
RP'nin düzeni, çok daha "hür" olacakmış!
Çok övdükleri iran devrimindeki gibi mi? Akıt-
tıkları paraların önemli bir kaynağını oluşturan Su-
udi Arabistan'daki gibi mi?
Türkiye'nin dört bir yanındaki binlerce RP'li be-
lediye meclisi ya da il genel meclisi üyesinden "bir
tekinin dahi" kadın olmamasındaki gibi mi? Ge-
nel seçimlerde, RP listelerinde tek bir kadın ada-
yın bile bulunmamasındaki gibi mi?
"Islam OrtakPazarı"nı, "IslamNATO'sunu"ku-
rup hiçbiri demokratik olmayan ülkelerin arasına
hapsederek mi Türkiye'yi daha "hür" yapacak-
lar?
Yoksa onlann "hüm'yet" anlayışlan, Erbakan'la-
nn, Mercümek'lerin paraya gömülmelerini sağla-
yan bir "hürlük ile mi sınırlı?
• • •
Yapılanlar, yann yapılacaklann göstergesidir.
Zeynep Oral, yeni "ilerici" partimizin "modem"
zihniyetini şöyle özetlemiş:
"Çıplak insan heykeli görünce 'Ben böyle sana-
tın içine tükürürüm'; Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası'nın bütçesinde kısıntı yapmak isteyin-
ce 'Cumhurbaşkanı da zurna dinlemeyiversin';
Devlet Balesi'nin ödeneğine 'Kızlann bacak ara-
lanna bakmak için bunca paraya yazık' diyerek ne-
zih (!) eleştin'ler getiren birzihniyet..."
Bu zihniyeti "ehlileştirme"n\n yolu, devleti ona
teslim etmek değildir; demokrasiyi, özgürlüğü,
çağdaşlığı, kendinden farklı olana saygıyı içine
sindiremezse iktidara hiçbirzaman ulaşamıayaca-
ğını ona anlatmaktır!
Son yanm yüzyılın cumhuriyet tarihindeki tüm
aymazlıklara ve ihanetlere karşın; halkın yüzde
80'inin kendisinden yana değil, kendisine karşı ol-
duğunu, her fırsatta ona hatırlatmaktır!
IstaııİHil\Ia 10 bin tescilli dilenci var
HÜLYATOPCU
İsanbul Büyükşehir Belediyesi'ne baglı Dilenci Toplama ve
S«k Merke/i"ne kayıth 10 bin 34 dilenci var.
Onlara hemen hemen her yerde
rastlamanız olanaklı. Cami avlu-
sunda, kalabalık caddelerde, trafik
ışıklannda, hastane kapılannda ya
da türbe önlennde... ".\Ilah nzası''
diye başlayan, "Çocuğuma bir ek-
mek parast" diye devam eden ya-
kanşlar ve avuç açan eller...
Her yere yayılmış olsalar da son
yıllarda nüfus patlaması yaşayan
lstanbul, dilenciler içm bir cennet.
tstanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne
bağlı Dilenci Toplama ve Sevk
Merkezi'ne kayıtlı 10 bin 34
dilenci bulunuyor. Kayıth ol-
mayanlann sayısı ise kesin
olarak bilinmıyor. lstan-
bul'un farklı semtlerindeki
dılencılerin toplandığı mer-
kezde 11 zabıta memuru ça-
lışıyor. Merkeze getirilen di-
lencilerden sağlam olanlan
Cumhuriyet SavcılığVna sev-
kediliyor, sakat olanlar ise
serbest bırakılıyor. Merkeze
getırilenlerın üzennden çıkan
paralar burada sayılıyor, an-
cak dılencinin üzerinden ne
kadar para çıkarsa çıksın ancak 185
bın lıra ceza kesilebiliyor. 12 saat
merkezde bekletilen dilencılere pa-
ralan zabıt karşıUğı tekrar geri ve-
riliyor.
lstanbul 'da geçen yıl yapılan de-
netımlerde yakalanan bın 48 dilen-
cinin üzerinden çıkan para 255 mil-
yon lira. Dilenci sayısına bakıldı-
ğında düşük görünen bu miktar as-
lında az değil. Çünkü diienciler
üzerlerinde yalnızca günlük kazan-
dıklan paralan bulunduruyorlar.
Dilenci Toplama ve Sevk Amiri
Hasan BiHr, merkeze getirilen di-
lencilenntamamını tanıyor. Sokak-
lardan toplanan dilencilerin mer-
kezde bekletildiğinı ancak bırakıl-
dıktan sonra tekrar aynı ışı yapnğı-
nı vurgulayan Bilir. "Merkezde di-
lencileri bu işi yapmaktan vazgeçf-
recekbir çalışma şu an yapılmıyor"
dıyor. Ekonomık durumu ıyı olan
dilencilerin yeterlı para kazandık-
tan sonra bu işi bırakamadığını da
vurgulayan Hasan Bilir, "Ekono-
miksıkınü yüzünden dilenenler na-
dirdir. Biz nke zenginin buradan
çocuklan tarafından alındığmı an-
cak tekrar dilendiğini gördük" dı-
yor. Dilencilerin ramazan ayında
günde ortalama 2 milyon lira para
kazanabildiğini söyleyen Bılır, di-
lenciliğin zaman içinde değışime
uğradığını anlatıyor. Eskıden şebe-
ke şeklinde çahşan dilencilerin gü-
nümüzde bireysel olarak çalışmayı
tercih ettifını belırten Bılır. "Baş-
kalanna çalışmak istemiyorlar" dı-
yor. Merkezde bulunan dilencile-
rin hemen hemen tamamı ihtiyaç-
lan olduğu için dilendıklerini belir-
tiyorlar. Czerinden 3 nıilyon 500
bin lıra para çıkan 60 yaşındakı
Remzi Engin,kendisine bakan kim-
se olmadığı için dilendiğıni söyler-
ken. 70 yaşındaki Mustafa Ceren
kanser olan eşinin tedavısı içm haf-
tada iki gün dilendiğini belirtiyor.
Günde 200-300 bin lira kazandığı-
nı sav-unan Ceren, bu miktann çok
olmadığını belirtiyor. 2 yıldır dı-
lencilik yapan 36 yaşmdaki Recep
Karaca ise cebınden çıkardığı
"Yüzde 60 işgöremez" raporunu
göstenyor. Uzun süre iş aradığım
ancak bulamadığmı belırten Kara-
ca. işyerlerinın sakat ışçı çalıştır-
mak istememesınden yakınıyor.
Dilencıliği hırsızlığa tercih ettığinı
Toplayıp
bekletmek
çözüm değil
Dilenci Toplama ve Sevk Merkezi'nde
dilencileri bu işi yapmaktan caydıncı bir
çalışma yürütülmesi gerektiğini söyleyen
söyleyen Prof. Dr. Ozcan Köknel, buraya
getirilen kişilerin farklı özellikleri
olduguna dikkat çekti.
Bazı dilencilerin sakat olduklan, bazılannın
Anadolu'dan gelip ortada kaldıklan, bazılann
ise bu işi yapmaya zorlandıklan için
dilendiğini belirten Köknel, "Böyle bir
merkeze getirilen dilenciler grup grup
aynlmalı. Kimin ne için dilendiği tespit
cdilmeli. Gruplama sonrasında uygun çözüm
yoUan üretümeli" dedi. İş bulamadığı için
dilenen kişilere iş sağlayacak bir çahşma
merkezi düzenlenebileceğini belirten Köknel,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dilenciler arasında uyuşturucu kullanan,
alkol alan ya da akıl hastası olan kişiler
olabilir. Yani dilencilerin her birinin bireysel
özellikleri var. Tedaviye gereksinim
duvanlara tedavi olana|ı sağlanmalıdır.
Yoksa insanlan bir yere toplayıp
bekletmek çözüm değil."
söyleyen Karaca, "îstemekayıp de-
ğil ki" dıyor. Türkiye'de torpıli ol-
mayan hıç kimsenın iş bulamaya-
cağını savunan Karaca, dilenciliğin
hiç de kolay bir iş olmadığını vur-
guluyor. Balat'ta trafik ışıklannın
bulunduğu yerde dilendiğini söyle-
yen Karaca, "Kimseye AUah nzası
için para demiyonım. İyi günler d-
yonım veren veriyor. Dil yilanı de-
liğinden çıkanr. Konuşmasıru bile-
ceksin" diye konuşuyor.
Dılencılik yaptığı süre içerisinde
bir gün bile sokakta yatmadığmı ya
da aç kalmadığını söyleyen Kara-
ca. dilenerek otel parasını ra-
hatlıkla çıkarabildığını belirti-
yor. Sohbetımiz sırasında mer-
kezde bulunan zabıta memur-
lanna da öğüt veren Karaca
şöyle konuşuyor'
"Çabşacağ^m da ne olacak?
Devlet size ne veriyor biliyo-
rum. Zabıta olacağûıa polis oL
Hiç değilse amnda mersedesin
olur, dairen olur. Artık piyasa
serbest Herkes istediğini alıp,
satıyor. Zabıta kanşabiliyor
mu, hayır. Dcvlet gücünün yet-
tiğinin su-tına biniyor."